Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AĞUSTOS2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
ANAP
Kurultayı bugün
•başlayacak olan
ANAP'ın tarihinden
bir yaprak:
Bundan 18 yıl önce
ABD yönetimine
yakınlığı ile bilinen
The Wail Street
Journal gazetesinde
yine 1983'ün
Ağustos ayında çıkan
bir başyazıda şu
ifadelere yer verilin
"Amerikan
diplomasisinin Türk
generallerinden (12
Eylülcülerden)
bilmelerini kesinlikle
istedikleri nokta
şudun Toplumda
gerginlik
yaratılmadan
seçimlerde Özal'/n
partisinin kazanması,
demokrasiye erken
dönüş için esen bir
ümit rüzgândır.
Amerikan Dışişleri
Bakanlığı, bu işin
üstesinden
gelinmesini dikkatle
izlemektedir."
1983'te ABD'nin
seçimleri
kazanmasını istediği
özal'ın partisi, yani
ANAP yine iktidarda,
ABD yine "işlerin
üstesinden
gelinmesini" dikkatle
izliyor. Ülkenin
düştüğü durum da
ortada.
ISIKKANSÜ
Kaynaklar nasıl boşaltılıyor?
Askılı iktisat vıdı vıdıcılannın aksine, OD-
TÜ ööretim üyesi Prof. Dr. Cem Somel'in
Türk-lş yayınları arasından çıkan "Küresei-
leşen Dûnyada Kalkınma Stratejisi Nasıl
Olmalı?" başlıklı makalesint okumak, ya-
şadıklarımızı ne güzel algılatıyor bize...
Cem Somel, "Azgelişmiş toplumlann en
bariz özelliği, fert başına sabit sermaye
stokunun azlığı ve teknolojide dışa bağım-
lılıktır" diyor ve azgelişmiş ülkelerde yoğun
yatınm yapılamadığının altını çiziyor.
Neden yatınm yapılamıyor? Somel, şöy-
le açıklıyon "Bu ülkelerde uygulanan siya-
setter, yatınma yönlendirilebilir kaynaklann
birkismtnın gelişmiş ülkelere transferineyol
açmakta, kalanın da ülke içinde lüks tüke-
timde ve gereksiz harcamalaria israfedil-
mesini sağlamaktadır." Hayır, hayır! Kay-
nak transferinden dış borç ödemelerini fi-
lan kastetmiyor Prof. Somel. Bambaşka bir
örnekle açılım sağlıyor: "Satın alma gûcû
paritesi, çok sayıda mal ve hizmetten o/u-
şan bir meta kümesinin ABD'deki ve diğer
bir ülkedeki maliyeti karşılaştmlarak o di-
ğer ülkenin parası için bulunan nazari bir
dolar kurudur. Belirli bir temsili mal ve hiz-
met kümesinin Türkiye'deki fiyatı 450 mil-
yon lira, ABD'deki fiyatı 1000 dolar ise,
Türk LJrası'nın satın alma gücü paritesi, 1
dolareşittir 450 bin lira olur. Zira Türkiye'de
450 bin liranın satın aldığı metalar ABD'de
bir dolara satın alınabilmektedir.
Türkiye 'nin satın alma gücü paritesi, ca-
ri piyasa kurunun yansı civannda seyret-
mektedir. Mesela, satın alma gücü parite-
si 450 bin lira, cari kur 900 bin lira olsun.
Türkiye'de bir üretici 450 bin liraya üretti-
ği birmetaı ABD 'ye ihraç ettiğinde, cari bir
dolar eşittir 900 bin lira kurundan bu ihra-
catı karşılığında elli sent (yarım dolar) ka-
zanır. Oysa, satın alma gücü parftes/ne gö-
re o meta/n ABD 'deki fiyatı bir dolar civa-
nnda olmalıdır. Türkiye'den ihraç edilen o
metaın ABD'deki gerçek değerinin yansı,
yani elli sentAmehkalı ithalatçıya kalır. Tür-
kiye, bu ihracatta ihraç metaının ABD'de-
ki değerine nispetle yüzde 50Tıkbirkazan-
cıyitirmektedir. Öteyandan, ABD'de bir do-
lan TL'ye çevirerek Türkiye'den, ABD'de alı-
nabilecek meta miktannın kabaca iki mis-
li satın alınabilmektedir.
Türkiye 'nin buyoldan1995 'te OECD ül-
kelerine gayrisafimilli hasılasınınyüzde 10'u
kadar bir meblağı kaptırdığı hesap/anmış-
tır. 120 ülke için yapı/an hesaplamada bu
haksız ticaret kazancı yoluyla az gelişmiş
ülkelerden 1995'te OECD ülkelerine 1.2
ilâ 1.8 trilyon dolar arasında bir meblağ
aktanldığı tahmin edilmiştir. Bu, takriben
OECD ülkelerinin gayri safi milli hasılası-
nın yüzde 8'i, azgelişmiş ülkelerin gayrisa-
fi milli hasılasının yüzde 24 'üne eşit idi."
Gümriik biriiğinden çekilir, IMF ve Dün-
ya Bankası'nın istemlerini yerine getirmez-
sekfelakete uğrayacağımızı söyleyenlere
Somel'in yanıtı çok kısa:
"Gerçek, bu iddianın tam zıddıdır. Tür-
kiye ekonomisini yabancı sermayeye, ya-
bancı teknolojiye bağımlı kılan, emeğimi-
zi sûrekli ucuzlatma mecburiyetini arttıran
ve sabit sermaye birikimini köstekleyen,
bu dış taahhütlerin, anlaşmalann, birleşme-
lerin dayattığı politikalardır."
Somel, çıkışı da gösteriyor:
"Ülkemizde büyük bir tasarruf potansi-
yeli mevcuttur ve bu potansiyel, lüks, za-
ruri olmayan tüketimi ve israfı azaltarak kı-
sa sürecfe seferberedilebilir. Türkiye'nin mil-
li hâsılada tasarrufve yatınm oranlannıyüz-
de 40 gibi birseviyeye çıkarmamamız için
bir sebep yoktur. Bunu Türkiye'den daha
fakir ülkeler başarmıştır. Kalkınma strate-
jisinin temel ilkeleri, tasanvfu ve yatınmı
mümkün mertebe arttırmak ve ülkeyi tek-
noloji üretir hale getirmektedir."
Kalkınma stratejisi mi, bile bile soyulmak
mı? Seçenek elimizde...
Güneş, ilk istasyonunda
daha. Çocuklann uykusu
Doğu'nun kirpiklerine asılı.
Deniz buğulu sabahtaytz...
Güz fıdecisi büyükanne, bir
daldtnşta saksıda
yeşertmiş kestaneyi.
Sehere hiç uzak değil,
Kestane
toprakla tanışacak gün
doğumunda. Büyüyünce
ağaç olacak, kestane
gölgesi... Siz de bahçıvan
olun bu sabah, kestane
fideniz olmasa da dikilecek,
Melih Cevdet Anda/m
dizeleri düşsün aklınıza:
"önce küçük rüzgârtar
uyanırdı / Dört perili
kestanefikte, I Gûneşin
ipeğini çözerdi bir tavus, /
Ama gerçekdışıydı sabah, I
Doğallığını yitirmiş bir ölüm
gibi, I Umarsız karşıla ikisini
de. / Eyperdenin önünde
oynanan Dörtfeme, I S&n
zaman değilsin, döne durt"
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMtROĞLl)
'Beyaz Adam' Bizi Çok Sevdi!
IMF'nin ağır adamı Stanley
Fischer geldi ve bize "lyiyolda-
sınız" deyip gitti...
Biz de "Vay be, demek ki iyi
yoldaymışız" diye kendimizden
geçercesine sevindik...
Zaten Fischer, buraya moral
vermeye geimişti. Ziyaretin ama-
cı buydu...
Geltp "Ekonominiz mahvol-
muş durumda, bu işibeceremi-
yorsunuz... Kökten karariaralma-
dıkça sizde ne kriz biter ne de
bize bağımhlık" diyecek haliyok-
tuya!..
öteyandan, işleryolundagit-
se, Fischer buraya niye gelsin?..
Gelir de tatile gelir, Bodrum'a
gelir... Amaç, "hasta adama"
moral vermek:
- Oooo, bayağı toparlamış-
sın...
-Amahiçhalimyok...
- Hayır hayır, gayet iyisin!..
- Yannımdan endişeliyim...
- Merak etme sen!.. Biz des-
tek olmaya devam ederiz, sen
yeter ki dişinden tımağından art-
tınp borcunu düzenli öde!.. Yü-
züne kan gelmiş valla!..
Fischer, önemli ekonomist-
leıiekahvaltıyaptı...
Bu kahvaltı, bizimkilerin hayat-
taki en önemli kahvaltılan ol-
du...
Birtanesi "Gençliğimizinido-
lüyle tanışma, bu 'Tanrı' gibi
adamla kahvaltı etmek inanıl-
mazdı" diyecek kadar coştu...
Dinin para olursa Tannn da
Fischer olur!..
Beyaz Adam geldi, biz zaval-
lı sömürge halkına umut dağıt-
tı, sırtımızı sıvazladı, bize dolar
huzuruna giden doğruyolu gös-
terip ülkemizi kutsadı ve gitti...
Biz de bu büyük insan ayağımı-
za kadargeldi, bizi çok sevdi di-
ye nasıl mutlu olduk...
Yani, buraya gelmeyip Ame-
rika'dan "Ekonominiz doğruyol-
da" dese bu kadar sevinilmeye-
cekti!..
Bu aşağılık kompleksi ne-
den?..
Hadi, yabancı futbolcular, da-
ha ülkeye adımını atar atmaz
omuzlara alınır, her nedense ona
yalakalanma derecesinde gös-
terilen büyük ilgi taraftaıiık sa-
nılır, onu anlıyorum... Sonuçta
futbol kültüründe lümpenlik illa
ki var, tavır ve ölçü fazla aran-
mamalı...
Ama söz konusu ekonomi,
politika, sosyoloji... Hesap-ki-
tap belli... Sistemler, ideolojiler,
makro hareketler, başan ve ba-
şansızlığın nesnel koşullan or-
tada... Tekn*"uzman Fıscher'e
yalakalanmak neden?..
Ne sevgimizi, muhabbetimi-
zi ne de öfkemizi, üzüntümüzü
abartısız gösteremez mi olduk?..
Tersini düşünün:
Herhangi bir nedenden dola-
yı Fischer "Türkiye'den hiçbir
şey olmaz, bu kriz size az bile"
deseydi ne olacaktı?..
Ne olacağını söyleyeyim, kri-
zin büyüğü olacaktı!..
Polrtikasından medyasına, iş
dünyasından bürokrasisine "or-
takseçkin ruh" bu varsayım söz-
leri "lanetleme" olarak niteleyip
gerçege dönüştürmekte bir an
bile tereddüt etmeyecekti!..
Kimse "Yahu bu sözler, etike-
ti ne olursa olsun, sadece bir
adamn görüşleri, biz açlık için-
de kurtuluş mücadelesi yapmış
bir ulus değil miyiz, savrulup yı-
kılmanın anlamı ne" diye sor-
mayacaktı!..
Sonrasında da Fischer "bir
numaralı Türk düşmanı ve dış
mihrak" ilan edilecekti!..
Biz bir halksak, krizden ve
zincirlerimizden hep beraber
kurtulabiliriz... Ne Stanley Fisc-
her, ne Kemal Derviş ne de bir
başka isme tapınıp yalakalana-
rak zengin Batılının karşısında el
pençe küçülerek değil!..
Cumhuriyet okuyucusu bilir,
ama yine de paylaşmak istiyo-
rum Bertolt Brecht'in "Yaratan
Kim?" adlı şiirini:
"Yedi kapılı Tebai şehrini
kuran kim?
Kitapta yalnız krallann adını
yazıyor,
Yoksa krallar mı taşıdı
kayalan?
Bir de Babil varmış, boyuna
yıkılan
Kim vurmuş Babil'i her
seferinde?
Aitınşehir Uma'nın hangi
evlerinde oturmuş
acaba yapı /şç/teri?
Nereye gittiler dersin
Çin Seddi'nin bittiği gece
duvarcılar?
Yüce Roma'da zaferanıtı çok
Kimlerdi acaba bu anıtlan
dikilen?
Sezar kimleri yendi de,
kazandı bu zaferieri?
Dillere destan o/muş Koca
Bizans'ta
Yok muydu saraylardan
başka oturacak yer?
Atlantis'te, o masallar
ülkesinde bile
boğulurken insanlar gece
yansı
bağınp imdat istemişler
köte/erinden.
Genç Iskender, Hindistan'ı
zapt etti,
Bir başına mı?
Sezar, Galyalılan yendi,
Bir aşçı olsun yok muydu
yanında?
Ispanyalı Fılip ağlamış derier
batmca tekmil fîTosu,
Ondan başkası ağlamadı mı
acaba?
Kitaplann her sayfasında bir
zafer,
Pişiren kim zafer aşını?
Işte bir sürü o/ay sana
Vebirsürü soru..."
Tarihin sadece içinde bulun-
duğumuz anına bakarak esen
rüzgâra göre tavır almak bilin-
ce yakışmaz... Her alanda ve
hep beraber özgürleşmek, insa-
nın gerçek savaşımı... Bu aynı
zamandaefendi ile kölenin, ka-
ranlık ile aydınlığın, sermaye ile
emeğin, sağ ile solun mücade-
lesi... Bu dünyadan memnun
olanlar sağ kalsınlar, tüm dün-
ya solcularının gücü bu dünya-
yı değiştirmeye yeter, yetecek-
tir... Dijital zincirlerimizden baş-
ka kaybedecek neyimiz var?..
• • •
Nâzım Hikmet'in hepimize
mirası "Kuvayı Milliye Destanı",
sevgili Nuri Kurtcebe Ağabey
tarafından resimlenerek değer-
li bir kitap oldu... Bu emek, sev-
gi ve sabır dolu kitap için kitap-
lığınızda güzel bir yer ayırınL
Bine sağlık Nuri Ağabey (Kuvayı
Milliye, Nâzım Hikmet-Nuri Kurt-
cebe, Leman Yayınlan).
Ankara'daki
genç
konservatuvar
Ankara Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı,
daha çok genç bir okul.
1999doğumlu.
Önümüzdeki öğretim
yılında koro anasanat
dalında 30, modern dans
anasanat dalında da 10
olmak üzere 40 ögrenciyi
egitecek.
Konservatuvann
tasarlanan tam yapılanma
tasarımına bakılacak
olursa, dört ayrı bölüme
bağlı olarak 20'ye yakın
anasanat ve anabilim dalı
kurulması gerekiyor.
özetle, okulun önünde
uzun ve zoriu bir yol var.
Konservatuvar Müdür
Yardımcısı Yard. Doç. Dr.
Nedim Yıldız,
"Kalkınmanın; bilim, sanat
ve ekonomi alanlannda
hep birden gerçekleşirse
doğru ve etkili olacağı
gerçeğini kavrayarak yola
devam etmek"
istediklerini söylüyor.
Konservatuvar öğretim
kadrosu ile öğrencilerinin
desteğe, yüreklendirilip
cesaretlendirilmeye
gereksinim duyduklan
kesin. Dileriz,
Cumhuriyet'in ilk
meyvelerinden biri olan
Ankara Üniversitesi,
emekleme dönemini
aşan, kendi ayaklan
üzerinde durmaya çalışan
bu öz evladına da elini
uzatır.
KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARAU
KEDt LEVO APTVLİKA e-posta aptulikaelcioğlu(n hot.mail.com.
YOO OKAZ>AR
sAH M7.I Şt
TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
SAÇIA
İLGİNC BİR Kİ$İ: EŞREF SEFİKf.
1S36'PA BÜSÜN, ûMiü GAzerecı ve RAPYO spitzem EÇ&EF ŞE&K
(ATHBEY) OÛNYAYA SELLfiÇTİ. BUZ &ÜeE,FKAN£*'OAKi SİrAGt **•"'"
OKULUNDA Ö6/ZENİU GÖ&EN SŞttEF ÇE&K,I- DÜNYA SAV4ŞI
YIUCA yuGGA OÖNBREK ÇANAKKALE SAI/AÇl 'AM 6ÖNÜILÜ
KArtUMfrt.SAVAÇTfiU GONBA 6AZ£rECİÜK yAPMAYA
LAMIŞ, MMA SON/SA DA İSTKHgUL BAbnjSu'NUN tUftSUClt
LAKt ABASMDA YER ALM/Ç71. ÖZELUfCLE 6ÜHEÇ <Ae\
LAŞMALA&HI AKTAKMASfyO 7*N/NAN £ÇKe/=-ŞBF/IC'fN
—NtOJ ÜSLUgUVlA VAPTJ&t SOHSET PKO6BAMLAIBI
•^OK. SEVlLMGIO~By0t• KOMUÇiAALAKINPAN Sİ/İİN-
!>£ ŞÖYLE GEMİÇTf ! "EF&JDİM, BİR OİNIJEYİCİMİZ.
SOGUYPK, 8AU/Z KAVAâA ÇJKAK. M/YMtÇ?" "ÇtM*
"AFRİtZA 'NfN OENİ2E tCIVISI OiAN glR ÜLKSSifJDe, MBDOÜCE
ZNZ ÖYLE KUVVertl OUJRMüÇ KJ, DENİZ yÜKSeUÜCE, KlYIOAK/
GÖLCÜK ASLÎYE HUKUK
v HÂKtMLİĞt'NDEN
EsasNo 2000/1366
Davacı Axa Oyak Sigorta vekili tarafından davalılar Kemal Yaman,
Mehmet Yaman ve Güneş Sigorta akyhinde mahkemetnize açüan alacak
davasının yapüan açık yargılaması sırasında venlen karar gereğince, Da-
valılar Kemal Yaman ve Mehmet Yaman'a dava dilekçesi ve duruşma gü-
nü, tüm aramalara rağmen tebliğ edilememiştir. Mahkememizce yapılan
dumşma 18.10.2001 günü saat 10.20'ye bırakılmış olup, belırtilen gün
ve saatte davalılar Kemal Yaman ve Mehmet Yaman'ın mahkememızde
bizzat hazır bulunmalan veya kendilerini bir veltil ile temsil ettirmeleri,
ettirmediklen takdirde dvmışmaya yokluklannda devam edilecegi ve ka-
raı verilecegı, ılan tarihinden itibaren 1 ay sonra kendılerine tebliğ edil-
miş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. 18.10.2001 Basın: 44929
Cumhuriyet Mahallesi 2. Kısım'da projesi haztr, tûm
masraflan ödenmiş satılık 400 m* arsa.
0 / 532 314 34 13 - 0 216 / 418 83 66
Bahçeşehir-Boğazköy'de S.S.Basuv Emekçileri
Kooperatifi'nde %90'ı bitmiş 95 m2
'lik daire hissemi
devrediyorutn. Tel: 0535 556 90 59
Şile Ahmetli Köyü'nde kooperatif inşaatı devam eden
doğa ve deniz manzaralı triplex villa hissemi devretmek
istiyorum. TeJ: 0535 941 05 86
GORUŞ
EMÎN GÜRSES
Güney Kafkasya'da
İstîkrar
Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da ticari ve
şiyasi istikrar birbirinin tamamlayıcısı durumundadır.
Özellikle ticari faaliyetlerde olumlu gelişmelerin ya-
şandığı bölgelerde siyasi istikrar daha sağlıklı temel-
lere oturtulabilmekte, sağlanan siyasi istikrar ise ti-
caret hacminin daha da büyümesinin yolunu açmak-
tadır.
Mart 2001 'de Batum'dayapılan "21. Yüzyılda Gü-
ney Kafkasya Ülkelerinin Siyasi öncelikleri" adlı ulus-
lararası konferansta Acaristan Özerk Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Aslan Abaşidze yaptığı konuşma-
sında Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Rusya
arasındaki ilişkilerin normalleştirilemedığini, bunda özel-
likle Karabağ ve Abhazya'daki gelişmelerin olumsuz
etkisinin olduğunu ifade etmekteydi. Belirsizlik, böl-
ge ülkelerinde, kaynaklan kontrol etmek amacıyla
iktidarda kalmak için her türiü yöntemin kullanılma-
sını haklı kılan bireğilimin güçlenmesineyol açarken
ticari ve siyasi sorunlann çözümünün ertelenmesine
ve bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi-
nin güçleşmesine neden olmaktadır.
Kafkasya'da karşılıklı ilişkilerin olumlu yönde ge-
lişmesi için bölgede ekonomik sorunlann öncelikle
bir çözüm yoluna sokulması zorunludur. Acaristan'da
sağlanan ticari -güvenlik buradaki yatırımlan olumlu
yönde etkilemektedir. Trflis'teki ekonomik sıkıntilar,
hükümetin bir kısım devlet memurlannın maaşlannı
vermekte zorlanması sonucunu doğurmuştur. Bazı
güvenlik görevlilerinin belirsizlik ortamından yararian-
mak için çete oluşturanlarla işbiriiğine girmeye baş-
laması, buradayatınm yapan, özellikle Türk işadam-
lannın faaliyetlerini zora sokmuştur. Bireysel çabala-
nyla Kafkasya ve Hazar bölgesindeki diğer ülkelere
ihracatyapan veTıflis'te silahlı soygunlarla stk sık kar-
şılaşan Türk ihracatçılanna Türk Dışişleri ve Tiflis'te-
ki büyükelçilik yetkililerinin yeterince yardımcı olma-
dıklan, başvurulannı değerlendirmekte geciktikleri
yolunda şikâyetler gelmektedir.
Tiflis'te, Kafkasya ve Hazar bölgesi ülkelerine mal
dağıtımt yapmak üzere depolar kuran bir şirket yet-
kilisi haziranda 35 bin dolarlannın, temmuzda ise 7
bin dolariannın silahlı soygunla çalındığını ifade edi-
yor. Güvenlik sorunlan nedeniyle alacaklannı dahi is-
temekte zorianan bu ihracatçılann sorunlanyla yete-
rince ilgilenilmemektedir. Tiflis'te bazı bürokrat ve
güvenlik görevlilerinin yasadışı gruplarla işbiriiğine kay-
maları burada ticareti engelliyor. Yoksullaşmayı art-
tıran bu gelişme, yasadışı yollara kayan insanlann art-
masına ve siyasi istikrann tehdit edilmesine zemin ha-
zırlıyor.
Trflis'teki sorunlara karşın, Bakû'de Türk büyükel-
çiliği ve Azeri yönetiminin işbiriiği sonucu Türkiye'den
giden yatırımcıların güvenlik sorunu önemli oranda
çözülmüştür. Batılı petrol şirketlerinin yatınmlan so-
nucu ülkeye aktanlan kaynaklann Bakû'deki yaşam
standardının arttınlmasına katkı sağladığı gözlenebil-
mektedir. Güvenli ortam ticareti arttınrken refaha da
katkı sağlamaktadır.
Erivan, kaynak bulduğu sürece Gürcistan ve Iran
üzerinden tüketim mallan ihtiyacını karşılayabiliyor.
Kaynaklann kıtlığı, bu kaynaklar üzerinde rekabeti art-
tınyor. Kıt kaynaklan kontrol etmek amacıyla yapılan
iktidar yanşı siyasi güvenliği tehdit ediyor. ABD Se-
natosu Dış OperasyonlarTahsisat Alt Komitesi'nin 2002
mali yılı için Erivan'a 90 milyon dolar mali destek
sağlama karan alması ise Erivan'ı biraz rahatlattt.
Ankara-Erivan ilişkilerinin geliştirilmesi için örgütle-
nen, Türk ve Ermenilerden olusan gruba karşı Eri-
van'daki Daşnak hareketi ile Türkiye'ye karşı cephe-
nin zayıflayabileceğinden korkan ve düşmanltktan
beslenen ABD'deki bazı gruplann engelleme girişim-
lerinin sürmesi, Ermenistan'dayoksulluğa katkı yap-
maktan başka bir işe yaramadığı gerekçesiyle sıra-
dan halk arasında rahatsızlık yaratıyor.
Bakû ile Tahran arasında Hazar Denizi'nde petrol
ararna konusunda 23 Temmuz'da yaşanan anlaş-
mazlığın sürmesi, bölgesel ticari ve siyasi gelişme-
leri olumsuz etkileyebilir. Iran'ın Hazar
1
dayüzde 13'lük
hisseden memnun olmadığı ve yüzde 2Q'lik hisse ta-
lebinde ısrartı olduğu görülüyor. 20 Temmuz'da Ba-
kû'de, Iran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başka-
nı Ruhani ile görüşmesinde Aliyev, bu sorunun gö-
rüşmelerie çözülebileceğini, fakat zaman alacağını ifa-
de etmişti.
Bölgedeki gelişmeler ticari ve siyasi alandaki dü-
zenlemeleri etkiliyor. Ticari ilişkilerden sağlanacak
refahın Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da si-
yasi istikrara katkı yapacağı, ticari ve siyasi istikra-
nn ise askeri alanda Soğuk Savaş sonrası doğan gü-
vensizliğin azaltılmasına katkı yapabilecek görüş-
melerin önünü açacağı açıktır. Ankara'nin bu alanda
katkısı bekleniyor.
E-posta: emingurses(â yahoo.com
Faks:0212 513 85 95
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Belçika'da 1
yaşayan bir
halk. 2/ Halk 2
şairi... Yavru 3
ya da yemiş 4
yetiştirecek c
duruma gel-
miş olan hay-
van ya da
ağaç. 3/ Bü-
yük piliç...
Dört Hali- 9
fe'nin sonuncusu. 4/
Altuıın, simgesini al-
dığı Latince adı. 5/
Yön göstermek için
belli yerlere konulan .
işaret... Bir ay adı. 61 5
Dansta erkeğe eşlik
eden kadın... Terzi-
nin belli bir ölçü ve
örneğe göre kumaşa
biçimvermesi.7/ts-
tanbul'un bir ilçesi... Borudan kol almakta kul-
lanılan bağlantı parçası. 8/ Bir nesneye zorunlu
olarak bağlı olmayan ve onun özünde bulunma-
yan nitelik. 9/ Öngün... Itici neden, güdü.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Osmanlılann Eflak ve Boğdan beylerine ver-
dikleri san. II Üye... Bir yıldızın parlakhk bakı-
mmdan bulunduğu basamak. 3/ Antalya'nın bir
plajı... Afrika'da bir ülke. 4/ Çok verimli olan...
Doku teli. 5/ Yiyeceği ortaklaşa sağlanan toplan-
tı. 6/ Bir nota... Özsu. II Yurdumuzun Göller Yö-
resi'nde bir dağ... İlgi eki. 8/ Akciğerleri dinler-
ken hekimin duyduğu patolojik ses... Bir şeyi
anımsamak için yazılan kısa yazı. 9/ Kayısı. erik,
zerdali gibi meyvelerin kurusu... Kitap getir-
memiş peygamber.