Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
t AĞJSTOS 2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• I Baştirafı 1. Sayfada
Scrur, doianiaki düşüşün "kalıcılığında" düğümleni-
yor.
"EğerkuriarbeUiseviyedeistikrarkazanır, ardındanpe-
kişştinci cnlemlergefirse" normale dönme olasılığından
scâz edilebileceği öne süriilüyûf.
PeK çok kanardan, "eylülayının 'çok' kritik" bir ay ola-
cağın vırgulayan soylemler yansıyor.
Eytil ayı sadece ekonomı açısından kritik bir ay sayıl-
rruaz.
Siyasa» a/anda pek çok düğümün çözülme olasılığını
içeren bir ay olacak.
VVN^P'a MHParasındaki gizliden gizliyesürdürüten he-
safj'aşrnanın kimi sonuçlar vermesi, bu ayın kapsamın-
da-
Bayndrlık BaKanltğı'ndaki Viırgun operasyonu, asJın-
da Bacar Koray Aydın'dan çok, MHP'yi vurdu.
"ötakipartilenn kirii işlere bulaşmaktan 'malul' olma-
larrna <arşın" MHP'nin hiçbir yolsuzluğa adı kanşmamış
tertemabirparti" okiuğu savı tehlikede!
Bakan Koray Aydın'ın, operasyonu küçük gosterme
çaJaalan, heleihaleoyunlannıyapan memurlan "Marksist"
olmaka suçlayarak millryetçilik tafrası atması ve sonun-
da inşaat malzemeleri satan bir şirket kurduğunun açık-
lanması.. sadece Bakan'a değil, MHP'ye de darbe oldu.
Aydn'ın, şirketinin devletten iş almadığını açıkladığı
gün. Aıkara'da inşaat malzemeleri satan esnafın Hürri-
/et'e "deprem bölgesi müteahhitlerinin matzemelerini
lakan n şırketindenalaraktrilyonlarkazandırdığını" söy-
meler, savlara tjy dikti.
MHP lideri Devtet Bahçeli'nin kafasını kurcalayan so-
«ANAP'tn, Beyaz Enerji davasına karşılık Vurgun ope-
syoounu başlatıp başlatmadığı... Görunüş; MHP lide-
~i kuşkulannı haklı çıkanyor.
öeyaz Enerji operasyonuna karşılık Vurgun operasyo-
îu.
Enerji Bakanlığı'ndan istifa ettirilen Ersümer'e karşı,
drtk Bakanı Koray Aydın!
teden olmasın...
Beyaz Enerji operasyonu sürerken, Bahçeli'nin davra-
ışı Ersumer'in istifa etme isteğine koşuttu. MHP lideri-
rin "Bakanı biraz dinlendirin" önerisini ANAP lideri her-
falde unutmuş olamaz.
Beyaz Enerji soruşturması ANAP'lı Bakan Tantan za-
nanında basladı. Yeni Bakan Rüştü Kazım Yücelen'in
çoreve başladıktan kısa süre sonra MHP'Iİ bakan hak-
knda duğmeye basması siyasaJ açıdan bir anlam taşı-
nıyormu?
MHP cephesi şimdilik suskun. Bahçeli soruşturma so-
nıcunu bekliyor.
Olayın en azından "ANAP'la MHP arasında bir çatış-
rrayagebe"olduğunu Başbakan Ecevit'in kabul etme-
sı iki partı arasında siyasaJ bir kavganın işareti değil mi?
Başbakan'a, Bayındırtık Bakanlığı'nda sürdürülen Vur-
gunoperasyonununANAP'ın "özelçabasıyla" siyasalbir
anaç guttüğu görüşünün MHP'ye egemen olduğu söy-
leiiyor ve şu yanıt aiınıyor
"ANAP'ın bu operasyonla ilgilibirkusuru, MHP'ye dö-
ntk özel bir gayreti var mı? Doğnısu bilemiyonım, san-
mtyorum".
Bir Başbakan'ın hükümetin varlığını tehdit eden böy-
lesi birolaydan habersiz görunmesini, sadece sanmamak
gibi bir değeriendirme ile geçiştirmesini yadırgamamak
o/anaksız.
Ne ki; Başbakan'ın asıl kaygısı, olayın "koalisyon için-
de bir ANAP-MHPçatışmasına dönüşmesi"... Hükümet
bunalımına ülkenin taharnmulu olmadığını söylerken Ece-
vit, "bu tür sonjştumnalann koalisyon içinde siyasi kav-
gaya, çatışmaya dönüştûrûlmesininyanlış olacağını"vur-
guluyor.
Başbakan, "şimdilik"böyle konuşuyor. Yardımcısı Hü-
samettin Özkan'ın ANAP'la MHP arasındaki son çekiş-
meyi çözme çaba/an taraflan doyuracak bir sonuç ver-
sin...
O zaman liderteri toplar, kaygı duyulacak bir olay ol-
madığmı duyuruverir.
lyi ama; Bahçeli'nin "Vurgun operasyonunun altında
siyasai bir amaç olduğu ortaya çıkarsa 'asla' affetmeye-
ceğim'sozü ne olacak?
Orgeneral Büyükanıt, Zafer Bayramı'nın yıldönümü nedeniyle verilen resepsiyonda konuştu:
Ordu AITye karşı değil
ANKARA (CumhuriyetBüro-
su) - 30 Ağustos Zafer Bayra-
mrnın 79. yıldönümü nedeniy-
le dûn akşam Gazi Orduevf nde
verilen resepsiyonda konuşan
Genelkurmay 2. Başkanı Orge-
neral Yaşar Büyükanıt, Avrupa
Birliği'ne (AB) tam üyeliğin or-
dunun da hedefi olduğunu belir-
terek "Ordunun AB'ye karşı ol-
duğunu söyleyeni Aflah çarpar.
Atatürk'üfl laik, demokratik
cumhuriyetinin çağdaş dünyayı
yakalamasuu neden istemeye-
hm" dedi.
Genelkurmay Başkanı Orge-
neral Hüseyin Kıvnko^u'nun ev
sahipliğini yaptığı resepsiyona
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer, TBMM Başkanı Ömerİz-
gi, Başbakan BülentEcevit, DYP
lideri Tansu ÇiDer, askeri erkân,
yargı çevreleri ve bazı hükümet
üyeleri katıldı. Başbakan yar-
dımcılan, ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz ve MHP Genel
Başkanı Deviet Bahçeli'nin da-
vetli olduklan halde resepsiyona
katılmadıklan öğrenildi. Bir as-
keri yetkili bu konuda. "Mazeret
büdirdikr. Herhaldedaha öoem-
M toplannlanvardı" değerlendir-
mesini yapmaklayetindi. Genel-
kurmay Başkanlığı Genel Sekre-
teri Tümgeneral Aslan Güner,
SP Genel Başkanı Recai Ku-
tan' ın ise resepsiyona davet edil-
mediğini bildırdi.
Genelkurmay Başkanı Orge-
neral Hüseyin Kıvnkoğlu, gaze-
tecilerin sorulannı yanıtlamaya-
cağını belirterek "Söyleyecegi-
miz ber $eyi söyledik. Yapılacak
yeni bir değerkndirme yok" de-
mekle yetüıdi.
Resepsiyonda gazetecilerle
sohbeteden Kara Kuvvetferi Ko-
mutanı Orgeneral Hilmi Ozkök,
30 Ağustos'un Türkiye Cumhu-
riyeti tarihi açısuıdan çok önem-
li olduğunu belirterek gazeteler-
de bugünün hak ettiği biçimde
yer almayışına sitem etti. Özkök,
a
Cumhuri>et ve Türkiye haberi
iyi değerlendjrmis. Öteİd gazete-
lerimiz daha alt planda görmüş-
ier. Bu zafeıieri askerier kazanır
ama tüm ulusun kutlaması gere-
kir'' dedı.
Genelkurmay 2. Başkanı Or-
general Yaşar Büyükanıt, gaze-
tecilerin çeşitli konulara ilişkin
sorulannı yanıtladı. Büyükanıt'a
yönetilen sorular ve yanıtlan
şöyle:
- AB'ye tam üyelik süreci için
kasun ayında ikrieme raporu
gündemegelecek. TSK'nin buça-
bşmalarda engeUeyici rolü olduğu
görüşüne kabfayor musunuz?
- Kesinlikle katılmıyorum.
TSK'nin AB'ye tam üyeliği red-
dettiğini söyleyeni çarparlar. Bız
çarpmayız Allah çarpar. Bu bı-
zım hedefimiz. Mustafa Ke-
mal'in demokratik, laik Türki-
yesi'nin çağdaş dünyayı yakala-
masını ordu neden istemesin.
Zafer Bavramı'nın yıldönümü nedeniyle verilen resepsiyona Cumhurbaşkanı Sezer, TBMM
Başkanı Izgi, Başbakan Ecevit katıldı. Mesut Yılmaz ve Deviet Bahçeli'nin davetli olduğu hal-
de katılmadığı resepsiyona Recai Kutan'ın ise çağrümadığı öğrenildi. (Fotoğraf: AA)
Biz bunu her zeminde gerektiği
şekilde vurguluyoruz.
- Ama bazı çekinceleriniz ol-
duğu biliniyor.-
- O ikinci konu. Durum tarh-
şılır, değerlendirilir. Öncelikler
konuşulur.
- MCK'den anayasa değişik-
likleri konusunda olgunlaşma te-
mennisiçıkü. Nedir olgunlaşma-
* an, (aroşma ortamı mı, değişik-
liklerin içeriği mi?
- Türkiye'nin normalleşmeye
ihtiyacı var. Böylesi ulusal bir
konuda tutup taraflan karşı kar-
şıya getirmenin kimseye yaran
yok. Bir sükûnet dönemi yaşa-
mamız gerekiyor. Bu konulan
tartışırken de sağlam analiz yap-
mak gerekir. Analiz içinde önce-
likle veriler toplanır, sonra de-
ğerlendirilir. Bizde böyle yapıl-
mıyor. Örneğin Terörle Mücade-
le Yasası Almanya'da nasıl,
Fransa'da nasıl hepsi masaya ya-
tınlsa. dil kullanımı, Italya'da na-
sıl Fransa'da nasıl sağlam bilgi-
ler getirilse, değerlendirilse, da-
ha sağlıklı sonuçlar çıkar. Böyle
yapılmayınca, Uğur Mum-
cu'nun dediği gibi "Ortada bil-
gi yok ama çok fikir var" gibi bir
durum çıkıyor karşımıza.
- Genelkurmay Başkanı Orge-
neral Kıvnkoğlu'nun Azerbay-
can gezisi için çok yorumlar ya-
pddı. tran'a gözdağı değeriendir-
meleri >apddı...
- O gezı planlıydı. Azerbay-
can'da Harp Okulu kurduk. Ilk
mezunlannı verdiler. Gurur ve-
rici bir tabloydu. Olayın özeti bu.
Kimseye özel bir mesaj verme
niyeti yoktu orada.
Genelkurmay Başkanlığı Ge-
nel Sekreteri Tümgeneral Aslan
Güner de tasarruf önlemleri
kapsamında resepsiyona katılan
asker sayısında yüzde 50 indi-
rim yaptüdannı söyledi.
Erdoğan raporu önceÜMi Org. Özkök:Kriziaşacağız
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - 30 Ağustos Zafer
Bayramı'nın 79. yıldönümü
nedeniyle dün akşam Gazi
Orduevi'nde verilen
resepsiyonda konuşan
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Mustafa Bumin, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavası Sabih
Kanadoğlu'nun AKP'yle
ilgili başvurusuna iJişkin
raportör görüşünün
hazırlanmasının 15 günü
bulacağını söyledi. Bu
konunun öncelikle ele
aiınacağını behrten Bumin,
FP'nin kapatılması, Kira
Yasası, Sosyal Güvenlik
Yasası ve Hasan Ccfal Güzd
iJe ilgili gerekçeli kararlann
hazırlandığını anımsattı.
Bumin bu kararlann adli yılın
açılışından sonra ele
ıkaydetti.
AMC4RA (Cumhurijet
Bürosu) - Kara Kuvv etleri
Komutanı Orgeneral Hilmi
Özkök, 30 Ağustos
resepsiyonunda gazetecilerin
sorulannı yanıtladı. Özkök.
Güneydoğu'daki asker
sayısında azalma olduğuna
ilişkin haberierin
anımsaülması üzerine.
değ^kökferiyapıVTmız" dedi.
Askerlik süreşine iljşkın
sorulan ûzerine Özkök,
^Çevrene sürekM sıcak
geüşmelerte dolu. Bir avoç
askerfe ülkeyi koruyabüir
mismiz?" dedi. Türkiye'nin
ekonomik alanda zor
günlerden geçtiğini belirten
Ozkök, "Bu bir değtşfan. Koby
oJmuyor. bep beraber bu işten
çıkacağEE. Bu aşama aşama
ohıyor" dıye konuştu.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ier" üzerinden gittiler, sonra "delillere" döndüler.-,
Sağlam ipuçlanna dayalı çalışmalarsürüyor. Cina-^
yetin ertesinde, pazar günü konunun insani yönü-
nün yanında fınansi yanını düşünüp kendi kendi- J
me sordum:
- Acaba borsayı nasıl etkiler?
öyle ya, Başbakan'ın iki saat ortadan kaybolma- '
sından huylanan borsa, ünü ülke sınırlan dışına çık-J
mış, her kesimle ilişkisi olan önemli bir işadamının "
ölümünün ardından ne düşünecekti? Bu türcinayet- J
lerin, ülkeleri dönemsel kaosa soktuğunu da dikka-
te almak gerekiyordu.
Pazartesi baktık, borsa yükseliyor, faiz düşüyor,
dolan yükseklik korkusu mu sardı ne, inişe geçmiş!
Bizim borsa nazfıdır, her lafı kaldırmaz... Biri hap- '
şırsa bozulur, kan dökülse aldırmaz! o
• • • /
Garih olayının bir numaralı zanlısı Yener Yer- ö
mez'in 2000 yılı sonundaki afla cezaevinden çıkmış
olması, zaman zaman su yüzüne çıkan birtartışma-
yı yeniden alevlendirdi. Cezaevferinin boşalmasından ">
sonra yaşanan olaylar kamuoyunda, "Al sana af
sloganıyfa karşılanır olmuştu.
Yermez de aynı kaden paylaşınca DSP Genel Baş- y
kan Yardımcısı Rahşan Ecevit yazılı açıklama yap- <
tı: ,",
'Bu benim affım değil!" ,i
Affı çıkaran partiler de "Biz böyle bir şey isteme- \
miştik" diyor. Onlan dinlerken affın çıkanldığı süreci •
düşündüm:
Defalarcataslak hazırlandı, taraflar arasında den-
ge kuruldu, af çıktı. Dönemin Cumhurbaşkanı De- •
mirel'den döndü. Dınlemediler, yine hazırfık yaptılar.''
Cumhuriyet'in yıldönümüne yetişmedi, TBMM'nin ,'
80. yılına yapalım dediler. Olmadı iki mevsim sonra
çıkardılar. 10. Cumhurbaşkanı Sezer'den de döndü.
Kamuoyu, "herhalde bu işten vazgeçerfer" diye dü-
şündü... Inat ettiler, hiç dokunmadan bir daha Mec- ]
lis'ten geçirdiler. -
Bu kadar zorlamayla çıkan bir affın şimdi faili yok!
Ortaya çıkarmak için operasyon mu düzenlemeli -
ne!
• • •
Koray Aydın pişkinlikle çiğlık arasında gidip ge-
len bir havayla, bakanlığındaki operasyona, hakkın-
daki haberlere aldırmaksızın koltuğunda oturmayı
sürdürüyor. Aydın'ın yaptığı doğruysa, Istemihan
Talay'ın bastmevi, Nami Çağan'ın orman ürünleri,
Tunca Toskay'ın dış tıcaret herşeyalım satım, Şök-
rü Sina Gürel'in bor ticaret, Faruk Bal'ın emlak,
Ramazan Mirzaoğlu'nun gemi alım satım, Safter
Gaydalı'nın demirtıcaret, Fikret Ün/ü'nün spormai-
zemeleri şirketi kurması gerekirdi...
Bu, olayın bir yönü... MHP cephesinde tartışılan
yönü ise şu:
- Olay siyasi çıkarsa affetmeyiz, hesap soranz!
Aristo mantığıyla gıdersek şunu söyleyebiliriz:
1 - Siyaset, temiz emelleri olmayan bir şeydir!
2- Yolsuzluk yapılmışsa normaldir, yapılmamışsa
hesap sormak gerekir!
• • •
Eylül ayının siyasi gündemini oluşturacak konu-
lar arasında anayasa değişıkliği var. Haziran ayında
37 madde üzerinde son bir anlaşmaya vanlmıştı. Mil-
li Güvenlik Kurulu'nun ağustos toplantısında, bu de-
ğişikliklerin "olgunlaştınlarak" Meclis'ten geçirilme-
si temenni edildi. Olgunlaştırma, ozenle seçilmiş bir t
sözcük olmaiı. Nereye çekerseniz; yasalar mı ham, r
tartışma mı ham, ortaya atanlar mı ham, çok evham- \
lı bir durum. Ampul partisi "Bız değışikliklen destek- }
leriz" dedi. Daha neyin değışeceği belli değil ama, -1
olsun. İçinde değişim sözcuğü geçiyorya destekle- i
yecekler. Tabii beraberinde buyük bir pazarlığın da '
yaşanacağı görülüyor. Bizim Meclis anayasaya etT
lokantasındaki balık gibi bakıyor: *
"Değişiklikpazarlığa tabidır!" \
ankcum@ttnet.nettr
LozanAntlaşması: Bağımsızlıkveözgürlükbelgesi
forahim Ö. KABOĞLU (*)
24 Temmuz 1923 'te imzalanan ve
24 Agustos'ta TBMM tarafından
onaylanan Lozan Antlaşması (LA),
bağunsızlık olarak Türkiye'nin var-
lık koşuludur. Bunun içe yansıması
devletm egemenlik öğesinde ifade-
sini bulur.
LA, ulusal kurtuluş savaşını ulus-
lararası düzeyde onaylatan bir ba-
ğımsızlık belgesi olmanın ötesinde,
bir özfürlük belgesidir de.
L ozan Antlaşması' nı. daha çok ba-
ğımsıziık belgesi (Gerçi bunun gerek-
leriru Cumhuriyet'in çok partili dö-
nem hükümetlerinin ne derece yerine
getirdıkleri tartışma götürür) özelli-
ğiyleırdeleriz. Türkiye'de Lozan Ant-
laşmaa tarafından gayrimüslimler
içm gir^encelenmiş azınlık haklannın
var oldığu Avrupahlar tarafından pek
bilinmez. Yine aym belgede, farklı kö-
keae sahip bütün yurttaşlara "dil" ek-
seniKk birtakım kültürel haklar ta-
nınmi*olduğu da bizlerce pek günde-
me getrilmez. Oysa Lozan Antlaşma-
sı'aiE îağımsızlık yönünden taşıdığı
değer. Jisan haklan açısından sahip
olduğı içerikle birlikte değerlendiri-
lirse aLaimlı olabilir (1).
Lozan Antlaşmasrnın Insan
haltlarına yaklaşımı nedlr?
E>€iHkratikleşme ve insan hakla-
nu teoellendirme sürecinde, ülke-
mzdn .ynı zamanda Avrupa ile gir-
iiği \eıi dönemde kazanımlanmızrn
yı deşrlendirilmesi gerekir.
LA.szınlık haklan tanımında "soy,
til vtdn" ölçütleri yerine yalnızea
•dûn" llçütünü getirmiştir (m. 37-
15».
-Vn:işma ile, "Gayrimüslim azm-
Jdatn mensup Türk uyruklann
na
rl ieıaklar şunlardır: Dolaşım öz-
irlüj- medeni haklardan yararlan-
IÎ; gırlerini ödeyerek her türlü ku-
us& «ıkıf vb.) kurmak, yönetmek
edejdemek, buralarda dilini kul-
utrni dinsel özgürlük; anadilde
öğretim: resmi bütçeden yardım al-
ma; gelenek ve göreneklere saygı
gosterme; inanç ya da dinsel ayine
aykın davranışta bulunulmaması.
Bunlar uluslararası güvence altında
bulunmaktadır.
Lozan Antlaşması "Müslüman ol-
mayan Türk uyruklan"na haklar ya-
nında, "Tüm Türkuyruldan'', "Tür-
kiye'de oruran herkes", "Türkçeden
başka bir dil konuşan Türk uyrukla-
n" şeklinde nitelenen üç grup için i-
lan edilen haklan, "din" ölçütüyle
tammladığı (ve sınırladığı) azmlık-
larla sınırlı rutmamıştır. Bu konuda
özellikle 39. maddenin 4 ve 5. fikra-
lan belirtilmelidir.
"Herhangi bir Türk uyruğunun,
gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde,
din, basın ya da her çeşit yaym konu-
lanyla açık toplantılannda, dilediği
bir düi kullanmasma karşı hiçbir kı-
srtlama konulmayacaktır" (f.4).
Bu fıkra, üç önemii olanağı içer-
mektedir (2):
- Bütün Türk yurttaşlannm istedik-
leri herhangi bir dili, resmi daireler
dışmdaki herhangi bir yerde ve her-
hangi bir zaman kullanma hakkı,
- Burada kullanılan "basm ya da
her çeşit yaym konulan" terimi, her
türlü yayıncılığı kapsamına alır.
- Fıkranın hak sahibi kıldığı kişiler
her ne kadar bütün Türk yurttaşlan
ise de, bu hüküm uygulamada "ana-
dili Türkçe olmayan Türk yurttaşla-
n^nı yararlandıracak bir hak getir-
mektedir.
"Devletin resmi dili bulunmasına
rağmen. Türkçeden başka bir dil ko-
nuşan Türk uyruklanna, mahkeme-
lerde kendi dillermi sözlü olarak kuJ-
lanabilmeleri bakumndan uygun dü-
şen kolayhklar sağlanacaktır" (f.5).
Belırtmek gerekir ki, anadili Türk-
çe olmayan Müslüman Türk yurttaş-
lan, sadece belirtilen iki fıkra ile ta-
nınan haklann öznesi olup, azmlık
hakkı sahibi değildirler...
Türkiye, karşılaştırmalı anayasa
hukuku bağlamında birbiriyle tama-
men çelişen iki temel belgeye sahip.
Lozan Antlaşması, farklı çağdaş ana-
yasal düzenlemeleri kapsamına alan
bir belge olarak yorumlanabilir. Ana-
yasalar, azınlık ve/ya kültürel haklar
konusunda tek biçimli olmaktan
uzaktırlar: Azınlık statüsünü tanıma
(azmlık statüsüne varmaksızın), fark-
lı gruplan toplu olarak tanıma, sade-
ce bireysel boyutuyla tanuııakla sı-
nırlı kalma, yalnızea dil kullanma
olanağı tanıma ve nihayet farklı etnik
kökene mensup olanlar konusunda
sessiz karnıa. 1982 Anayasası ise aşa-
ğıdaki yasaklamayla, diğer anayasa-
lann hepsinin gerisinde kalmaktadır:
"Düşüncelerin açıklanması ve ya-
yümasında kamınla yasaklanmış olan
herhangi bir dil kollanılamaz (-.)"
Böylece Türkiye, Avrupa anayasa-
lan içinde, farklı "dilsel ve etnik"
gruplan tanımayan, ama varhklannı
"yasaklamak" suretiyle kabul eden
tek anayasa nıteliğinde olup, bu özel-
liğiyle, yukandaki anayasal hüküm-
ler sıralamasında en altta yer almak-
tadır. Dil yasağı öngören yasa 1991
yılında yürürlükten kaldınldığı hal-
de, anayasal yasak yürürlüğünü sür-
dürmektedir.
Bir temel hak olarak "anadilin kul-
lanımı" kültürel haklann başlangıç
noktasıdır. Bu nedenle ülkemizde
"kültürel haldar"ın tamnması konu-
sundaki tartışmalar, toplumsal ileti-
şim ve sanat özgürlüğü ile öğrenim
özgürlüğünde, "dil kullanımı" üze-
rinde yoğunlaşmış bulunmaktadır.
Türkiye'de sorun, ulus-devleti tek
soya dayanan deviet anlayışına doğru
kaydırma çabalanndan kurtuhnaktır.
Resmi bir belgede yer alan şu ve ben-
zeri ifadeler, ırkçı bir zihniyeti çağnş-
tırmaktadır. Hatalı veya saİancalı kul-
lanım olarak nitelenen deyim örnek-
leri: (Adana/Kozan Kalesi) "^Erme-
niler zamamnda adı 'sis' kü..", (Art-
vin Kalesi) "..Jtagrat Krah Büyük
Oşettarafindan yapününıştuu."; (De-
nizli/Pamukkale) "_.adı 'kutsal kent'
anlamma gelen Hieropolis idi...": (İz-
mir/Efes) "»Ephesos.. her yıl 15 Ağus-
tos'tan sonraki ilk pazar Meryem
Ana'nın göğeahnmasıAsampsion yor-
tusu Izmir Katolik Başpiskoposu baş-
kanhğında yapüan bir tören ilekutlan-
maktadır™"; (Aksaray) "^JCapadokia
Krah Arcbelais kurmuştur. Türkler,
Arcbelais'ten Aksaray adını vermis-
lerdm_"; (Sinop) " ^ d ı Hhitçe Ama-
zon krahçesi Sinova veya Sinope'den
geunistin.. MÖ 169'da Pontus İnıpara-
toriuğu'nun ikinci başkenti ohnuş-
tur_" Her biri için yapılan ayn ayn
öneri: "Yersiz, maksadmı aşan, yanhş
anlama ve kanaatlerin oluşmasma ne-
den olabilecek bu tarz anlaüm ve kul-
lanım biçimlerine yer verUmemesi
ve/veya ele abnan konu, olay, kişi ve
coğrafi mekânlann Türk tarihi ve kül-
türü ile Uişkisinin vurgulanmasına
önem verilmesi ve/veya Türkiye ve
Türkler hakkında hatalı ve sakuıcah
anlatun biçimleri yerine, doğru ve
Türkçe biçimlerinin kuIlamlmasL" (3)
"Kültür soylanmı" zıhniyetinin uzan-
tısı olan genelge, Anadolu uygarlıkla-
ruıı da yadsıyıcı bir özellik taşımak-
tadır...
(*) Prof.Dr., Marmara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Öğ-
retim Oyesi, Istanbul Barosu Insan
Haklan Merkezı Başkanı.
(1) Bu konu, tstanbul Barosu Insan
Haklan Merkezi (ÎBtHM) tarafından
düzenlenen bir uluslararası toplantıda
bilimsel olarak tartışılmıştır: "Ulusal,
Ulusal-ü'stü ve Uluslararası Hukukta
Azınlık Haklan (Birleşmiş Mılletler,
Avrupa Bırliği, Avrupa Konseyi, Lo-
zan Antlaşması) " (8-9 Haziran 2001).
(2) Baskın Oran, "Paranoyadan
Kurtaracak Belge ", (Dizi Yazı), Cum-
huriyet, 12.8.2000.
(3) Genelge T.C Başbakanhk Per-
sonel ve Prensipler Genel Müdürlüğü,
30.3.2001.
SÜRECEK
MILLI PIYANCO 30 AĞUSTOS ÖZEL ÇEKİLİŞİ
1 trilyon dörde bölündü1trllyon4i4i07
(Ankara. tstanbul, Izmir, Ankara)
100 mllyar
196243 ı Ankara, Adana)
10 mllyar
310718 (Adana, Istanbul, tstan-
bul, Ankara) 366553 (Ankara)
500052 (lstanbul, Ankara)
1 mllyar
H6605 174241 354839 363711
396135 502412 509087 563091
660805 698025
500 mllyon
035279 078956 091692 110282
155115 177484 231900 284618
285938 323238 334951 336651
353286 395114 405057 416670
430244 458129 680023 688615
250 mllyon
011361 016105 017341026773
029991 046998 058944 065833
071430 082844 088539 104348
127975 150602 157189 164642
166464 187965 214552 239728
242250 260530 272126 296737
319808 342311 351745 362171
392250 402759 414001 416019
429388 432581 450929 460591
464524 465364 478394 487680
489842 559344 563336 591124
595121 612227 620978 629655
644613 650071
100 milyon
001286 006089 013162 013569
020302 022998 024035 025347
027852 032343 060128 074481
094859 096028 098085 099372
100900 113843 136811 143305
151211 153184 157720 157813
159833 167692 190440 192598
195132 196391 198283 204676
208013 208051 211194 215547
216865 222957 227165 230852
235933 239751 243754 244467
245291 245845 245920 252484
265227 267180 274819 279519
291050 300500 301199 312589
321516 323461 324995 326704
329007 340534 344228 365067
368774 371364 375478 376444
381435 388723 388905 409662
442263 446629 464546 514630
525651 537817 541046 549660
562547 581922 585221 587545
588570 591978 598025 606786
608453 614623 618880 636091
641760 663187 664726 675204
679456 688505 692923 699363
50 milyon
000739 005169 007405 009339
009439 011031 011953 012442
013062 014235 020741 021339
021574 023455 029238 034039
034408
072935
084798
104484
122177
139225
146645
158592
174716
229093
241245
252145
262784
279665
301352
318449
330174
362525
382422
403716
434511
454643
475850
510957
539184
046923 053917
074210 074490
084927 092283
110733 121206
125289 125349
142469 143623
152303 154788
162043 163357
188013 193852
229661 230375
242846 248103
261821 261907
264549 265174
285102 291089
302331 306296
322211 322947
330908 332773
367159 371661
383668 388805
405736 424807
441113 444885
455356 458148
476696 488800
519129 526996
543618 551411
066812
084251
101941
121965
126101
145505
155939
165620
226291
231515
249367
262071
272243
293875
314123
323229
345209
375901
392064
432899
445410
465625
506573
538968
558196
559445 560459 565828 566134
569412 5^6228 577008 581294
588216 589751 590755 610923
611265 623471 625012 642192
642663 643019 648027 650499
651166 653392 654181 654569
657233 660116 667158 675793
67^145 677442 683762 688509
689977 696705
30 milyon
02705 03092 06780 17938
30666 36055 39024 52521 60766
64639 70019 82946 8756093218
24 milyon
0101 14162460274732133854
3998 4626 6699 7290 8365 8960
960^ 9847
18 mllyon
104 248 362 430 550 556 890 .
12 mllyon 08 27 70 82 9i
Amorti ı %e 6
01 Eylül Cumartesi (Yann)
Edebiyat ve Barış
Konuşmacılar:
Tvrgoy Fişekd
Öner Yağa
Sabri Kuşkonmaı
Zeynep Aliye
P.E.N
YAZARLAR
D E R N E Ğ I
işbirliğiyle...
?MSaaf; 18.00
İstiklal Cad. (Fransız Konsolosluğu yanı) Taksim Tel: 252 3fi 81/82