Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 1 AĞUSTOS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur(g cumhuriyet.com.tr 13
Aşk ve aldatma sarsıntılannın güldürüsü 'Town & Country' bugün gösterime giriyor
EvBBk geıııisi alabora ohırkeıı
SUNGU ÇAPAN
Bugün gösterime giren "Tovvn &
Country" - Minik Kaçamaklar", yıl-
larca aynı yastığa baş koyup bırlıkte
yaşlanaral nice badireyı göğüsledik-
ten ve çoluk çocuk yetiştirdıkten son-
ra bıle "hâlâ karşı cinsin gizeminin'
çözülemediğı. sadakat sorunlannın
altını oydtğu 'yüce' evlılik kurumu-
na, ebedi karı-kocalık durumlanna
alayla bakan. yeni bir Amerikan ko-
medısi.
Ortadan kaybolan Irlandalı bır te-
norım gerçek yaşamöyküsüne daya-
narak müzıkle tdanda kır manzarala-
nnı birieştıren, 1994 Istanbul Festiva-
li"nde seyrettiğimiz, sevımli bir ko-
medı nıtehğindeki "Hear My Song-
Şarkımı Dink'yle anımsadığımız, fo-
toğraf- liyatro eğitinıı ve oyunculuk-
tan gelen. 1956 doğumlu lngılız yö-
netmen Peter Chelsom Amerika'da.
ünlülerden oluşan parlak bır kadroy-
la çekmış "Minik Kaçamaklar"!.
1990"ların ikıncı yansında görmedı-
ğimiz "Funny Bones~uyla "The
Mighty"sinin de güldürü ağırlıkh ol-
duğu düşünülürse, öncelıkle komedı-
yı benimsediği anlaşılı\or Chel-
som'ın.
Oldukça canlı. neşeli bır biçimde
başlayan "MinikKaçamaklar". diin-
yalığını düzmüş, yaşını başını almış,
refah ıçinde yüzen, başarılı mimar
Porter (VVarren Beatty) ve tasanmcı
kansı Ellie (Diane Keaton) çıftiyle
yakın dostlan olan. Porter'ın eski göz
agnsı Mona'yla(GoldkHawTi)koca-
sı Griffin'ın (Garry Shandling) bek-
lenmedık komik durumlara gebe hı-
kâyesını anlatıyor.
Town & Country
Yönetmen: Peter
Chelsom
Senaryo: Michael
Laughlin, Buck
Henry
Kamera: VVilliam A.
Fraker
Müzik: Rolfe Kent
Oyuncular: VVarren
Beatty, Diane
Keaton, Goldie
Hawn, Garry
Shandling, Andie
MacDovvell,
Charlton Heston,
Nastassja Kinski,
Jenna Elfman,
Josh Hartnett
ABD 2001
(Umut Sanat)
Vaktiyle Warren Beatty'nın hem
oynayıp hem yönettıği, epey mendil
ıslatrnış "Reds- Kızuiar"dan yıllar
sonra kocamış halleriyle Beatty-Ke-
aton ikılisıni (ve "Shampoo"dan yi-
ne yıllar sonra Beatty'yle Goldie
Hawn'ı) yeniden bir araya getiren
"Minik Kaçamaklar"da Mona'nın,
orta yaş bunalımında, yenı cinsellik
arayışlanna yönelmiş kocasının ıliş-
kisi olduğunu öğrenmesiyle evlilik
sarsıntılan açığa çıkıyor gümbür
gümbür. Böylece ikı çıftin günlük gü-
neşlik tasvır edilen sahte mutluluk
tablosunun renklen giderek solmaya
başlıyor.
Griffınin cınsel yaşamında yeni
bir sayfa açmaya kalkışması. iki aile
bireylenni de derinden etkılıyor. İki
kadın kocalanna karşı dayanışma içi-
ne girerken Porter. çocuk doğurmak
ısteyen. güzel bir çellistle (Nastassja
Kinski) Paris kaçamaklan yapıyor.
Üstelik kocasından intikam alma der-
dindeki, eski tanışı Mona'nın 'anisal-
dınsına' da karşı koymuyor, sadaka-
tinden gitgide kuşku duyan kansı El-
lıe'yle arası açılıyor. Mona'nın açtı-
ğı boşanma davasıyla dirlik-düzeni
bozulup kafası kanşan Porter, ahlaki
standartlannı gözden geçirip geçmi-
şinin muhasebesine girişirken ışler
bütünüyle karmakarışık bir hal alı-
yor...
Yine duygusal komedi kulvannda
koşturan, deneyimli senarist-yönet-
men Michael Laughlin le eski ko-
medyen Buck Henry'nin senaryosu-
nu yazdığı film. 1940'ların Ameri-
kan güldürülerinin izini sürüyor, gag-
lar ve güncel esprilerle kanşık. Yery-
er güldürme katsayısı yükseliyor, ke-
yifvegırgıröne çıkıyor. Ne varkiev-
liliğe ilişkin beylik yaklaşımı ve esp-
nleri. yorumları. vurgulamalan gide-
rek basmakalıpiaşan bu sofistıke ko-
medi denemesi, orta karar bir ritm
tuttursadatambirözgünlüğepek ula-
şamıyor. genel düzeyiyle sıradanı
aşamı> or.
Tam bir Hollywood yapımı burju-
va vodvıli şamatasına dönüşen fil-
min. aşktan. dostluktan dem \uran,
tuzu kuru. şık, yaşlı kahramanlannı
canlandıran, eski-yenı, ünlü oyuncu-
lan da filmi şirinleştirip çekici kıl-
maya uğraşıyor.
Sonuçta hoşça vakit geçirten, gişe-
ye yönelik tezgâhlanmış bu fars. fn-
gilız yönetmen Chelsom adına büyük
birbaşan sayılmasa da, ABD'dekı ka-
riyerini sürdürmeye yeter herhalde.
Orta yaş bunalımındaki kocanın sa-
dakatsizliği üstüne kurulu film, yer y-
er sevimli. yer yer düzmece kaçmış,
kısa kısa gülümseten. dağınık bir ko-
medi. 'Gay'liğe düınen kıran Gnffin
rolündeki Garry Shandling'in perfor-
mansma dikkat. Sürekli şırin olmaya
çalışan Goldie Havvn'la aslında
Hollywood'un en iyi komik oyuncu-
lanndan Diane Keaton'ın 'kayboldu-
ğu' fılmde artık 6O'lı yaşlarını süren.
hep ön plandakı 'kasıntı" Beatty haz-
retlerinin yorumuysa tek kelimeyle
güliinç kaçmış.
'Yanşçı', seyirciyi hızla giden arabanın direksiyonuna geçirip sürücüyle özdeşleştiriyor
Pîstte ve aşkta yarışarılarStallone'la yönetmen Hartin'in "CKffhan-
ger-Dağcrdan 8 yıl sonra bir kez daha bir-
likte çalıştıklan "Driven- Yarışçı" Toron-
to'dan Detroit'e, Avustralya'dan Alman-
ya'ya dek dünyanın en ünlü otomobil yan-
şı pıstlerindeki farklı kuşaklardan yanşçılar
arasında. göz yaşartacak denli insancıl bo-
\utlarda geçen. erkekçe bir dayanışma. dost-
luk ve kahramanlık öyküsünü anlatıyor. Stal-
lone'un çeyrek yüzyıl önce üne kavuştuğu
"Rocky"nın başarı reçetesını uygulayarak
yazdığı. naıf ve şematik bir senaryodan çe-
kilen "YanşçT, Fin asıllı. aksiyon ustası yö-
netmen Renny Harlin'in imzasını taşıyor.
1990'h yıllarda "Die Hard 2", "Oiffhan-
ger". "Cut Throat Island". "The Long Kiss
Goodnight*". "Deep Blue Sea-Mavi Korku"
gıbı filmlerıyle Hollyvvood'a kendıni kabul
ettıren, oyuncu Geena Davis'le ev lenıp ayn-
lan Harlın "Yanşçrda, günümüzde endüst-
riye dönüşmüş, ünlü markalann ölümüne
kapıştığı. büyük paralann döndüğü araba
>anşı âleminden bıldik. seçmece hız tutku-
nu karakterlen önümüze sürüyor. Hızlı mü-
zik, ucuz diyaloglareşliğinde, aksiyonubol,
renkli yanş ve seyirci manzaraları sunan.
"MTVtarzT.klibimsi biranlatımla. Gerçek
yanş görüntüleriyle harmanlanmış. şımdıye
dek çekilmiş "en hızh yanş ve inanümaz ka-
za sahnelerine" sahip "Yanşçı"nın görsel
düzevıne diyecek yok. Sığ ama yer yer me-
rakliMiıın ağzının suyunu akıtacak cinsten.
sürükleyici bir spektakl havasında sürüp gi-
den filmin çekimleri "süper". Ama drama-
tık yapısı zayıf. Kahraman yanşçılann şeref
kürsüsünde şampanya>la birbirlerıni ıslat-
tıklan bir dostluk finaline bağlanan bu cila-
lı "Yanşçrnın özünde de yeni hıçbir şey
yok.
Stallone. vaktiyle zirveye çıkmış ama bir
başka vanşçıyı, arkadaşı Carl'ı (Burt Rey-
nolds) tekerlekli sandalyeye mahkûm eden
Driven
Yönetmen: Renny Harlin Senaryo:
Sylvester Stallone Kamera:
Mauro Fiore / Müzik: Brian
Transeau / Oyuncular: Sylvester
Stallone, Burt Reynolds, Kip
Pardue, Til Schvveiger, Gina
Gershon, Estella VVarren, Stacy
Edvvards, Robert Sean Leonard,
Christian De La Fuente / ABD
2001 (Medyavizyon).
fecı bir kazadan sonra pistleri terk edip ken-
dı köşesıne çekilmiş. eski kurt sürücü Joe
Tanto'yu oynuyor.
Mesİeğine daha ıyi konsantre olup şam-
piyon olarak kalmak için sevdiği kızı yüz üs-
tü bırakan. "soğuk nevale'', hırslı bir Alman
sürücü Beau Brandenburg'la (Til Schvveiger)
rekabete girişen. yetenekli çaylak sürücü
Jimmy'yi (Kip Pardue) yetişrirmek görevı
Joe'ya düşüyor. Jimmy Beau'ya geçilince.
Motorola takımının patronu Carl eski arka-
daşı Joe'yu çağınyor. genç ve toy Jimmy'ye
birikimiyle yardımcı olması için. Kompleks-
li, paragöz ağabeyinin (Robert Sean Le-
onard) bunalıma soktuğu Jimmy'yle bir çe-
şit usta-çırak ilişkısi içinde yakınlaşıyor, az-
min yetenekten üstün olduğuna ve "zafer
anındaki safhğa" inanan, aynı yollardan da-
ha önce geçmış Joe'muz.
Sevılmeyen usta Beau'ya karşı sportmen-
ce bir mücadeleyi sürdürüyor centilmen iki-
limiz. O yanş, bu yanş derken iki saat kadar
süren bu bevlik yanş aksiyonundaki. habire
hav alarda uçuşup parçalanarak yanan araba-
lardan sıynk almadan kurtulan kahraman-
lanmızın tabii ki sevgilileri de olacak,
eski-yeni. Bir ara Jimmy'ye meyleden
ama sonra sevdiği Beau'ya dönen
"groupie" Sophia (Kanadah çıtır Es-
tellaVVarren), Joe'nun arkadaşı Mem-
mo'yla (Fuente) evlenmiş, zehir dilli
eski kansı Cathy (Gina Gershon),
Joe'ya huzur veren spor muhabiri
Lucretia (Stacj
1
Edwards) gibi. Zaten
kadınsız yanş filmi nerde görülmüş ki?
Bize yıllar öncesinin, araba yanşçılannın
özel hayatlanna ve aşklanna ilişkin, zen-
gin kadrolu, 3 saatlik John Fran-
kenheimer filmi "Grand
PrL\"i anımsatan bu film,
ralli meraklısı olmayan
sinemaseverlen kesin-
likle doyurmayacak.
modern bir taklit. Tü-
rün beylik klişelerine
dayanan "Yanşçı'"nın
tek erdemi, "simü-
lasyon teknolojisi"*
sayesinde, zaman
zaman seyirciyi
direksiyona ge-
çirip yanş ara-
basının pilot
koltuğuna oturt-
ması ve bihnem
kaç km'yi aşkın
bir hızla seyre-
den arabanın içi-
ne gömülmüş sü-
rücüyle seyirciyi öz-
deşleştirmesi. Bilgisayaroyu-
nu gibi, sanal bir aksiyon nite-
liğinden öteye pek bir anlam
ve önem taşımayan "Yanşçr
rahathkla tüketılıp anında
unuruluveriyor.
İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK
Jurassic Parc. değişik ilklerin fil-
miydı. Gen teknolojisinin inanıhnaz
gefışınıi. dinozorların medyatik
yük^elışi. bilgisayar teknolojisinin
sinemada kullanılışı Steven Spiel-
berç'ın dehasıyla bir araya gelmiş-
tı ve gerçek bir sınema olayı ortaya
çıkmıştı. Bu filmde, hem bilginin
yen biralanda kullanılışı vardı hem
de etıtrik zekâya dayanan sağlam bir
kurguya dayalı senaryo desteği ye-
rıni bulmuştu. Film beğenildi, gişe
rekorlan kırdı. alanında bir ilki oluş-
turcu.
Ne yazık ki bütün başanlı ilkler
gib' bu film de alanında tek yapıt
kalamadı, de\ am filmlerinin çekili-
şincen kurtulamadı. Ne yazık ki de-
yişimiz. 'devam fUnıleri'nin her za-
Korku Tüneli (Jurassic Parc 3),man bir handikap oluşııdur. 'Devam
filmleri" kıyaslanacaktır. ilk tadı
bulması olanaksızdır. bütünüyle ye-
ni bir film de olamaz. Bu handikap-
la ikinci film çekıldi, Jurrasic Parc
2. İlk filmin rüzgârı ikincıyi de
uçurdu ama görülüyor ki bu rüzgâr-
la yamaç paraşütü uçarama yeni bir
'devam filmi' uçamamış.
Bu film de iş yapacaktır, merak
duygusu, dehşetin her zamanki çe-
kiciliği gene gişeye yansıyacaktır.
tnsanların korku \ e dehşet filmleri-
ne duyduğu merak, dünya ölçeğin-
de yaygm bir konudur. lnsanlar ne-
den dehşet ve korku filmlerine böy-
lesine büyük bir ilgi duyarlar? Kol-
tuklarına yapışmış, beyazperdede
olup bitenlere korkulu gözlerle ba-
karken belki de içlerindeki nedeni
belirsiz korkulanndan kurtulmanın
yolunu anyorlar. Birtürrehabilitas-
yon, bir anlamda çağnşımla yapılan
terapi. Bir sinema bileti fiyatına
korkularının daha belalısını görüp
içinden "lyi ki ben buradayun" di-
yen bir korku telafisı. Nedeni ne
olursa olsun, insanlar korku ve deh-
şet filmlerine bu ilgiyi hep göster-
miştir.
Jurrasic Parc 3. lıınaparklann
gözdesi olan bir 'korku tüneli'. Ba-
şından sonuna kadar dehşet uyandı-
ran dinozorlar, yeni türler, koşanlar,
uçanlar ve aralanna düşmüş insan-
lar. Bır aılenın ele avuca sığmaz 14
yaşındaki oğlu, deneyimli biriyle
yamaç paraşütü yaparken kazayla
'dinozorlar adası* diye bilinen 'Sor-
na adası'na düşer. Bu aile de dino-
zor a\cısı Dr. Alan Grant'ı bir keşif
uçuşu diye kandırarak bu adaya ge-
tirir ve çocuğu aramaya başlarlar.
Serüven böyle başlar ama T-Rex'ler,
Spinosaurus'lar. V'elociraptorlar ye-
ni yeteneklerinı sergılerler. Bırbırle-
riyle haberleşmeleri. tehlıkevi ılet-
meleri. düşmana tuzak kurmalan bu
ilkel hayvanlann aynı zamanda ze-
kâ kullanımına da sahip olduklannı
gösterir. Bütün bu aynntı sayılacak
özellikJer, filmin çok hızlı temposu
içindeki dehşet sahnelerinin kanrıa-
şıklığında dikkat çekemese de
önemlı yenilikler.
Filmin en büyük handikapı, hiç-
bir entrikaya sahip olmaması. Film
başından sonuna kadar bir "Seniya-
kalıyoriar. aman kaç" sloganı üze-
rine kurulmuş. Bu da filmi basitleş-
tiriyor ve ızleyiciye düşünsel-duy-
gusal hiçbir haz \ eremiyor. Sonuç-
ta yavan bir korku filmi izlemiş olu-
yorsunuz. "Görûlmesedeolurmuş"*
dıyorsunuz ama bunu fılmden
çıkarken söylüyor olmanız da sizin
handikapınız.
KEDt GOZU
VECDİSAYAR
Yarın, "Dünya Barış Günü". Dünyanın dört bir kö-
şesinde düzenlenecek etkinliklerle "banş"\r\ önemı
bir kez daha vurgulanacak. Türkiye'de ise her za-
manki gibi çifte standart uygulanacak. Bodrum'da,
Dıdim'de ve Aliağa'daki etkinliklere izin var ama, HA-
DEP'in sivil toplum kuruluşlan ile birtıkte düzenleme-
yı planladığı "Ankara Yürüyüşü"r\e izin yok... Toplum-
sal banşa katkı sağlamaktan başka birhedefı bulun-
mayan bu etkinliğı yasaklamak "banş"a nasıl bır kat-
kı sağlayacak, hep birtikte görecegiz.
Iç ve dış barışı sürekli kılmanın en etkili yolu hiç
kuşkusuz kültürel etkınlıklerden geçiyor. Yani, top-
lumsal kesimler, etnik gruplar ve farklı kültürler ve
uluslar arasındaki anlayışı ve dostluk ilişkilerini güç-
lendirecek etkinliklerden. Dinler arası "hoşgörü"yü,
kültürler arası iletişimi hedefleyen, farklı ulusların sa-
natçılannı, bilim adamlannı ya da sporculannı bir ara-
ya getiren etkinliklenn hiç kuşkusuz ciddi bir katkısı
var dünya banşına.
Bu noktada, kedilere her zamanki gibi öncülük
görevı düşüyor. Çünkü, genel geçer değerten, önyar-
gıları, kalıplaşmış düşuncelerı patilennın tersı ile itip,
doğru bildıklerı yolda ilerlemeyı seçen yaratıklardır
onlar. Resmi ideolojiye ters düşmeleri doğalan ge-
reğidir. Kedilerin önerıleri yığınları korkutur genellik-
le. Kişisel çıkarlannın ötesini göremeyenler için, "ba-
nş" gibi, demokrasi" gibi kavramlar ıçın çaba gös-
termek, bu uğurda kişisel konforunu riske sokmak
anlaşılır şey değildir. Kedilerin bu ışlere neden bulaş-
tıklarınıanlayamazlarbirtürlü... ,
• • •
Şenlikler, iç ve dış banşa katkıda bulunabılecek
guçlü aygıtlar olabilır, doğru kullanıldığında. Ama
Tunceli'de olduğu gibi bır Vali "Tanıtma Fonu''ndar\
şenlık ıçın sağladığı desteğın büyük kısmını bayrak-
lara ve "resmı" sloganlar içeren pankartlara harcar
ve tüm kenti bunlarla donatırsa, barışa katkıda bu-
lunmak bir yana, barışı yıpratmaya hızmet etmez
mı? Doğu ve Güneydoğu illenmızdeki merkezi yö-
netım temsilcılerinın ve yerel yöneticilenn şapkayı
önlerıne koyarak bir kez daha duşünmelerinde ya-
rar var. Barış'ı gerçekten istıyorlarsa...
Gerıde bıraktığımız günlerde gerçekleşen Datça
"Can Şenliği", Gökçeada ve Avşa film şenlıklen ve
Foça'da ikı gün önce başlayan ve hafta sonuna dek
sürecek olan "Rastgele Balıkçı ve Denız Belgesel-
len Festıvalı" sanatla turizmi buluşturan işlevsel et-
kınlıklerdi. Bu gece, Didim'de "6. Banş Şenlikleh"
başlıyor. Yunanistan, Bosna Hersek, Gürcistan ve Al-
manya'dan konuklann katılımı ile. Yann, Bodrum'da
sanatçıların, sporcuların ve sıvıl toplum kuruluşları-
nın katılımı ile "Turizm, Dostluk ve Banş Şenlıkleri"
düzenleniyor. Izmir'de Saat Kulesi'nin 100. Yılı kül-
turel etkinliklerle kutlanacak. Aliağa'da ise "12. Emek
ve Banş Şenliği" başlıyor. Şenlikte, "Avrupa Insan
Haklan Sözleşmesi ve Uygulamalarrmn tartışmaya
açılması son derece isabetli. Insan haklannın sınır-
landığı bir ülkede banştan söz edilebilir mi?
Istanbul'lu kediler de hafta sonunu epeyce yoğun
yaşayacaklar. Karikatürcüler Derneğı, Istanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi'nde
"Banş" konulu bir sergi açıyor. Pazartesi günü de
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nde "Banş ve Karika-
tür" konulu bır sempozyum düzenlenecek. Türkiye
Yazarlar Sendikasf nın, Kültür Bakanlığı ve Trakya
Ünıversitesı ışbırliğı ile gerçekleştirdıği "Balkan Ya-
zarlar Buluşması" da bu hafta sonu Edırne ve Istan^
bul'da gerçekleşecek. "Küreselleşme ve Balkan Ya-
zarlan", "Halkların Yakınlaşma Yolları ve Yazariar"
konulannın ele alınacağı Buluşma, 1 Eylül Dünya Ba-
nş Günü'ne en anlamlı katkılardan birini oluşturuyor.
Yann, siz de birkaç dakikanızı bu konuda düşün-
meye ayırabilir; ırkçılığın, şovenizmin, savaş kışkırtı-
cılığının panzehiri kültür ve sanata sahip çıkmak adı-
na küçuk bir adım atabilirsiniz. Bır kıtap alabilır, si-
nemaya gidebilir ya da bir barış etkinliğine katılabir
lirsıniz. "Dünya Banş Günü "nü demir parmaklıklar ar'
dında, F tipi hücrelerde geçirenlere bir mektup ya-
zabılirsinız... "Korku tapınağı'nu bekçisi olmaktanr
sa, "Banş tapınağı"r\a bir taş koymayı seçenlerirt
"Banş Günü" kutlu olsun! ,
Metin Çeliker yaşammı yitiPdi
• Kültür Senisi -
Tivatro sanatçısı Metin
Çeliker önceki gün
geçirdığı kalp krizi
nedeniyle Karabük'te
yaşamını yitirdi. Sanatçı,
iki yıl önce emekli olduğu
tstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir
Tiyatrolan'nda. 'San
Naciye'. 'Balaban
Aga', 'Çil Horoz'un yanı
sıra 1996 - 1997
sezonunda Fazıl Hayatı
Çorbacıoğlu'nun yazıp, Can Doğan'ın yönettiği
'Koca Sinan' ve son olarak 1998 - 1999
sezonunda Hasan Erkek'in yazdığı. Nurhan
Karadağ'ın sahnelediği 'Eşik' adlı oyunda rol
almıştı. 53 yaşında aramızdan aynlan Metin
Çeliker'in cenazesi bugün saat 10.30'da Harbiye'
Muhsın Ertuğrul Tiyatrosu'nda düzenlenecek
tören sonrasında Teş\ ikıye Camiı'nde kılınacak
öğle namazının ardından Feriköy Mezarlığı'nda '
toprağa verilecek.
Avşa Film Festivali Ödülleri
• Kültür Servisi - Toprak Sergen, 'Kınk Zar' '
filmindeki rolüyle 8. Avşa Film Festivali'nde
;
'En lyi Erkek Oyuncu' ödülünü aldı. Filmin '
yönetmeni Yücel Yolcu "En lyi Yönetmen'
ödülünün sahibi olurken Levent Özdilek'e de '•
"En Iyi Yardımcı Erkek 0>aıncu' ödülü \erildi.
:
Rolü için Dolapdere'deki barbut zar ustalanndan
ders alan Sergen. filmde, hapiste baba yerine
koyduğu Neyzen'in yakalandığı hastalıktan ;
kurtulması için kumar oynamak zorunda kalan
bir zar ustasını canlandırıyor. Genç oyuncu.
:
geçen yıl da 'Ay Işığında Saklıdır' filmiyle yine
r
"En lyi Erkek Oyuncu' ödülünü almıştı.
L
BUGÜN [
• İŞ SANAT'ta 'Macera - Gerilim Baş\aprtlan'
başlığı altında Joel ve Ethan Coen'in yönettiği '
'Fargo' adh film izlenebilir. (0 212 316 15 77) '
• SEYMENLER PARK1 KÜLTÜR VE
SANAT GÜNLERİ nde saat 21.00 de Özdemir,
Erdoğan'ın konserı dinlenebılır.
(0 212 511 10 12)