Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 AĞ USTOS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
Dervtş: 'Urtr
HlfOCML..
J u.Hektronik posta: deniz5Om©curnhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05Faks: 0.212.512 44 97
v
- IMfye vakıflann hesabı da
verilecekmiş...
"Vakrflan versek!"
MaunEkonomisi batmış bir
me>cnlekette devlet,
görenlerin
"muhteşem" dediği
bir konut
yaptrıyotTnuş...
Binanın içinde kamu
görevlisinin
ikametgâhına aynlmış
"kral dairesi"nden,
yatıya gelen
misafırierin
beraberindeki
şoförlerin ve
uşakların dahi
yatacağı odalara
kadar her şey
düşünülmüş... Seralı
salonu, Fin hamamı ile
bina, saray yavrusu
gibiymiş... Binanın iç
dekorasyonu ve
mobilyası hariç inşaat
3 tıilyon liraya mal
oluyormuş... Şu
sıralar, yer döşemesi
için Malezya'dan özel
maun kerestesi ithal
edilmiş... Bu binanın
petrol zengini Arap
şeyhlerinden birine a'rt
olduğunu sanmayın...
Malezya'dan ithal
maun keresteyle
Türkiye'nin Çorum
ilinde Vılayet Konağt
yapıltyor... Açılışı da
tasarruf genetgeleri
yayımlamayi çok
seven Başbakan
Bülent Ecevit'e nasip
olur inşallah...
A
larko Holding'in eşbaşkanı Üzeyir Garih ba-
şaralı bir işadamıydı ve sokak denilebile-
cek bir ortamda, mezarhk yolunda bıçak-
lanarak öldürüldü... Cinayetin zanlısı ola-
rak önce 13 yaşında ve tinerci olduğu söylenen bir
çocuk gözaltına alındı, sonra 26 yaşında ve aftan
yararlanmış cinayet hükümlüsü bir genç adam... Kay-
seri'deki arkadaşımız Recep Bulut, belki bir hiç uğ-
runa yaşamını yitiren Garih'i öldürmekle suçlanan
gencin yaşamöyküsünü araştırdı...
Genç, Kayseri'nin bir köyünde çiftçilik yapan yok-
sul bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geliyor...
Ailenin üç çocuğu oluyor; üçü de erkek.
Baba, koyde geçimini sağlayamayınca Kayse-
ri'ye taşınıyor ve bir süre sonra ötüyor...
Üç çocuğun yükü annenin sırtına biniyor...
Anne, küçük lokantalerda bulaşık yıkayarak pa-
ra kazanmaya çalışıyor ve bir süre sonra bir cam
fabrikasına işçi olarak girip yine bulaşık yıkıyor...
Bu arada anne, büyük oğlunu sanayide bir oto
Uçurumelektrikçisinin yanına çırak olarak yerleştiriyor.
Bir gün Türkiye'nin en ünlü işadamlarından biri-
nin katil zanlısı olacak çocuk, 19 yaşına geldiğin-
de işyerinde bir otomobilin teybini çalmak suçun-
dan yargılanıp cezaevine giriyor.
Genç, 6 ay yattığı cezaevinden çıktıktan 1 ay
sonra bu kez mahalledeki bir hayat kadınının oğlu-
nu "haraç" yüzünden çıkan tartışmada bıçaklaya-
rak öldürüyor.
Kasten adam öldürmek suçundan, yasal indirim-
ler de uygulandığından 16 yıl ağır hapis cezası ala-
rak tekrar cezaevine giriyor.
Genç, 7 yıllık infazını yarıaçık cezaevinden firar
ederek yakıyor... Yakalanıyor... Geçen yılın sonun-
da aftan yararlanıyor ve cezaevinden çıkıyor.
Hemen askere alınıyor...
Sıvas'ta acemi eğitimini tamamladıktan sonra is-
tanbul'daki birliğine sevk ediliyor...
Askerliğinin bitmesine yaklaşık 1 yıl kala adı Ga-
rih cinayetine karışınca biriiğinden de firar ediyor.
Öte yandan... Anne işinde terfi ediyor ve fabrika-
da bulaşık yıkamanın yanı sıra yemek de pişiriyor...
Ortanca oğlan bir lokantada dönerci olarak iş bu-
luyor ve geçen yıl evlenip askere gidiyor.
En küçük oğlan halen fuar alanında elmaşekeri
ve pamuk şeker satarak eve para getirmeye çalı-
şıyor...
Babanın ölümünden sonra aile kendi yalnızlığını
yaşamış. Çocuklar eğitim almış değil. Ailenin her-
hangi bir sosyal güvencesi olmamış. Yoksulluk diz
boyu...
Toplumdaki uçurumdan söz ediliyor ya; sosyal bi-
limciler için Garih cinayeti bir araştırma konusu ol-
malıdır.
En tepedeki ve en dipteki iki kişi bir gün bir mezar-
lık yolunda karşılaşır...
SESSÎZ SEDASIZ(İ) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkui7 yahoo.com
Avrupalılann AB mesajı açık:
Ya SEVR ya terk et!
Trafik lamba ve levha cenneti Bolu
12 Kasım 1999'daki depremden
sonra ulusal ve uluslararası organi-
zasyonlarla toplanan yardım parala-
nndan bir kısmı şu sıralar Bolu'da har-
canıyor... Nasıl mı?
Yaklaşık 1 kilometre uzunluğunda,
tek yönlü ve dörtlü kavşağı olmayan
Izzet Baysal CaddesTne tam sekiz
adet, yaklaşık 500 metrelik Atatürk
Bulvan'na da tam altı adet trafik lam-
bası konuyor...
Ancak üç-beş dakikada bir taşıtın
geçtiği mahalle aralarına kavşak sin-
yalizasyonları yerleştiriliyor...
Her an her yola trafik lambası diki-
liyor...
Ana caddelere neredeyse 50 met-
re arayla yerieştirilen trafik lambala-
rında 40 saniye süreyle kırmızı ışıklar
yanıyor; trafik zorta tıkanıyor...
Bir yandan da trafik yön levhalan de-
ğiştiriliyor...
Standart tabelalar sökülerek yerle-
rine özel direkli, mika yüzeyli yön lev-
halan konuyor...
Yeni levhalar sayesinde Bolu halkı
kentin bildik bütün mahalle adlarını
okumaya başlarken "Stadyum'u gös-
teren tabelaya güvenenler kendileri-
ni kent dışında buluyor... Kent merke-
zindeki "Şehir Merkezi" levhasının
gösterdiği belirsiz yönde yakında bir
kent merkezi kurulacağı sanılıyor...
Ne diyelim... Bolu'yu trafik lamba-
sı ve yön levhası cenneti yapan yö-
neticileri kutlar, bu vesileyle ihaleleri
alan şirketlere de hayırlı kazançlar di-
ieriz...
Bir Sözcükle Yazısma
CEIÂL ERTUĞAY
Biliyorum şaşıranlar olacak.
Üstüme gülecek, dudak büke-
cekler. "Ne günlere kaldık.. söz-
cükle yazışma yapılırmı?" diyen-
ler çıkacak. Yadırgamam onları.
Sözcüklerle yazışmak aklın ku-
rallarına aykırı algılansa da gene
savunulacak bir yanı vardır. Si-
zin kendin'ızle konuştuğunuz, ya-
zıştığınız zamanlannız hiç olma-
dı mı? Örneğin bir resimle, bir
ezgiyle, yontuyla, sözcükleyazış-
tığım, söyleştiğim saatlerim var-
dır benirm Avunç arandığım ya
da bir sorunu çözümlemeye ça-
baladığım günlerde uykumdan
ayırdığım sürelerdirbunlar. Bana
yazan kimi sözcükleri bu süreler-
de yanrtlanm.
"Doğruluk" sözcüğüne yazı-
yorum bu yanıtı. Bu sözcüğün
somut soyut uyarılannı, beni eğit-
mesini herzaman sevdim. Bir an
olsun utandırmadım onu. "Doğ-
ruluk" sözcüğü iç erincimin bek-
çisidir. Işimin temelinde emeği,
ereğinde onuriu bir payı vardır.
Altı ay kadar önce, bir savun-
ma için çalışırken resmi belgeler-
den öğrendiğim doğrular, karşı
savlara yönelik söylemlerimi ka-
nıtladı. Sevindim. Duygulanmı
"doğruluk" sözcüğü ile paylaş-
mak istedim, birkaç satıryazdım
ona. Özetle dedim ki-.
- Sevgili doğruluk, usyolda-
şım, güzel sözcük! Okuduğum
belgeler karşısında acı çekiyorum.
Yetkili kimi insanlar ne çok yara-
lamışlar seni. Varlığına düşman
kesilmişler. Seni yok saymış, çı-
kar için göz ardı etmeye kalkış-
mışlar. Onlann işlemlerinde, yet-
kilerinde -bilinçli olarak- seni öl-
meye bıraktıklannı görmek,
avunçsuz kederler veriyor bana.
Gerçek ve tüzel kişi yaşamları-
nın bütün kesitlerinde seni ayak-
tatutmanın yolunu yöntemini dü-
şünmek, uygulama ilkeleri bul-
mak borcum çoğaldı. Mektup
bu duygulanmın ürünü. Beni şa-
şırtan beigeleri içeren dosyayı
da ek olarak sunuyorum. Beige-
leri inceledikten sonra beni ya-
nıtlarsan mutlu olurum.
Bir bilgenin senin, insan ve
toplum yaşamındaki önemini an-
latmak için söylediği tümcesini
anarak bitiriyorum diyecekleri-
mi. "Doğru yaşamakbirçeşrtıba-
dettir". Taparcasına seviyorum
bu sözü. Her kişide, her koşul-
da. her zaman ayakta kalmanı di-
leyerek.
Yanıtladı bir süre sonra beni.
Gönderdiğim dosyayı da incele-
miş. Her mektup için olağan baş-
langıç söylemi ardmdan, ışığını
dayların üstüne tepeden tuta-
rak yazmış diyeceklerini.
- Kızgınım doğruculara. Tü-
mü korkak, bilgisiz. Ulusun ve
yurdun kurtuluşunu sağlayan
tüm zaferterde, Cumhuriyet ku-
rulduktan sonra aydınlanma
devriminin başanlannda, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin kollan-
masında emeği unutulmaz,
saygın devlet adamı Ismet Inö-
lü'nün uyansmı toplumun bü-
tün kesimlerine anımsatmıyor,
öğretmiyorsunuz. Adaletle bile
iğretin o uyarıyı. Doğru söylem-
eri unutmak, unutturmakeğrile-
nn yaşamınaegemendir. Geciki-
yorsunuz. Banasorarsan geçer-
li geakme özrünüz de yok. Bir kez
dahayazaytm, şiirsel tadı vardır
osözün: "Birmemlekettenamus
erbabı laakal namussuzlar kadar
cesur olmadıkça o mem/etet için
kurtuluş yoktur." Işlerinin çok yo-
ğun olduğu şu günlerde yargıç-
lar ve cumhuriyet savcılan bu sö-
zün gerçekliğini gözlemlemeli-
dirler. Çünkü namussuzlara kar-
şı namusluyu yüreklendirecek-
lerin başında onlann adil karar-
lan gelir. Yanlışyapana -somut
kanıtlar bağlamında suçlulu-
ğu açıkça sezilen-, kamu ma-
lına zarar verene karşı, yargı-
nın her aşaması etkinliğini du-
yumsatmalıdır. Üst yöneticile-
rin, kendilehne sunulan denetle-
me raporunun yargı katına -ilk
soruştuıma ya da bir hukuk
davasında kanrt olarak tnce-
lenmesi için- sunmak cesare-
tini kıran kara siyasetçilere yü-
rütmenin baskısına karşı yar-
gının sığınak olduğuna kamu-
oyu inanmalıdır. Bu umardır. Da-
hası bir yöntemdir. Adaletin ka-
mu yarannı korumakta ödünsüz,
duraksamayayervermeyen, hu-
kukun üstünlüğünü kollayan, gö-
zetleyen cesaret içinde çalıştığı-
nın dagöstergesidir. Avnca bû gü-
ven taşan gerçeklik "Adaletmül-
kün temelidir" sözüne onurlu bir
ölçüttür. Kötü yasalara karşı
hukukun üstünlüğüne inanmış
yargıçlar çokluğu, bir ulus için
övünçtür.
Yüreği güven ve inanç dolu
yoldaşım. Sende ya da çoğu
insanlarda bireysel yaşamak
yetmiyor bana. Öfkemin nede-
ni bu. Biliyorum birçok kurumda,
tanıdık tanımadık insanlarda iç-
tenli kardeşlerimiz var. Kimi za-
man onlarla kucaklaşıyorsun. Bir-
birinizi avutuyorsunuz. Anlıyo-
rum sizi. Ne ki birbirinizle söyleş-
meniz, çözüm getirmiyor. Bu ül-
kenin namuslu insanları; aydın-
lık, çağdaş, hukukun üstünlüğü-
nü gerçekleştirmiş bir Türkiye
için yan yana gelmelisiniz. Her
artı değerin, düşüncenin, kanrtın
variığını kötülemek. tüketmek is-
teyenlerin dayanışmasına karşı
doğruluğu ayakta tutmak kolay
değildir. Doğruluğu ayakta tuta-
rak başanh işler üretmenin, bilgi-
nin kuvvetiyie güçlenmiş vazge-
çilmez tek ilkesi vardır: "lâakal
namussuzlarkadarcesur" olmak.
Namuslu cesuriann önünü kes-
mek, onlan caydırmak isteyen-
lere karşı ödünsüz, hukukun
üstünlüğüne inanmış adalet
emekçisi olmak. Hukuku üstün
tutmak, kamu yaran gibi üs-
tün hakkın yanında durmak.
Örneğin bir manevi tazminat da-
vasında, yanlışı, kusuru, özel
tutumu kamu düzenine ve ya-
ranna aykın düşen kişilik hak-
lannın yanında -kişi kim olur-
sa olsun- Türk YurttaşlıkYasa-
sı'nın 24/2 maddesi öne çıka-
nlmalıdır. Kamuya zarar veren
kişi eleştiriye katlanmak yö-
kümlüsüdür. Bu tutum sorunla-
n çözmez, ama adaletin temeti-
ni sağlamlaştınr. Az şey mi bu?
Adalet varken dogrunun ka-
lesi yıkılmaz, eğrinin ömrü kı-
salır. Hangi tepeye tırmanırsatır-
mansınlar, eğriler unutulmak çu-
kuruna yuvarlanacaklardır. Ulu-
sal aydınlanma devrimi tamam-
lanıp evrensel aydınltkla bütün-
leştiği gün, bu dönemdeki eğri in-
sanlarınyaşamı, "ne yapmama-
lı" sorusuna yanıt arayanlar için
dersliklerde, siyasal kötülük ör-
neği olarak, anlatılacaktır. Sakın
vazgeçme!
KİM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK behicakia turk.net
ttlAnrv,. .o
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl
TARtHTE BUGÜN MIMTAZARIKAN 31 Ağustos
ILGINÇ BİR YARIŞ KAZASI!.
p OEVL£7t£Rİ'N-
OEKt 8İR OTOMoeı'L Y/VZlŞlNOA, £f//V£ A2 KASTLA-
V/& SİR KAZA OLMUŞru. OUto(Of4AYÖ) EyALETİ-
UİU DAYrt>N(J>E)mN) KENTINPe BULUNAN PeST.
TB OÛZENLBUEN yA»f StRAStNPA,AeA8ALARPAN
BİRi KAYAGAtZ. YAN OÖNMÜf, AftlcADAN GELBN
oTouoeiL. ONUM üsrüfjs ÇIKMIŞTI. ÇOK SÜRAT-
U OLfiM OTDMOeiU İÇİN, AUTA &HCJİN, &İR.
RAMPA GÖfZEri YAPMlŞ, ONU HAI/ALAHOIIS.-
totşnf. 6-7 Meme yüfcsese r=t(ZLAyAA/ s?
MUMAfSAU BU OTOMOSfi., PİSTİN KOGJCULUK-
ARU AŞAZAK SO METKE ÖTSy£ 0C/ŞMÜ?
PATLAMffrt- SÜ&ÜÇÜ j. RlGSgy, OLAY
iNPe YAŞAUIHf Yİ&Mİİ (
İLAJN
T.C.
VİZE ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2000; 13
Duruşma günü: 30.10.2001.
Duruşma saati: 10.20
Davacı Banş Çelik vekili Av. Oğuz Kan tarafmdan
davahiar Yunus Taşan, Yılmaz Taşan, Ziya Taşan ve Ca-
hide Beke aleyhlerine açılan tapu iptali ve tescili dava-
sının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara ka-
ran gereğince;
Vize ilçesi Kıyıköy'de ikamet ettiği belirtilen ve teb-
Hgat yapılamayan dahili davalı Yüksel Taşan'a ilanen
tehligat yapılmasma karar verilmiş olup, adı geçen da-
hili davalımn duruşma günü olan 30.10.2001 tarihinde
hazır bulunması veya kendisini bir vekille tetnsil ettir-
mesi. aksi halde yargılamanın yokluğunda yapılıp karar
verıleceğı teblig yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ
olunur. 31.07.2001.
Dava konusu taşınmaz: Vtze ilçesi K.ıyıköy, Ada:
141,Parsel:9
Basın: 50112
SARIYER HALK EĞİTİMİ MERKEZt
TÎYATRO KOLU
TtYATRO KURSU
Son müracaat: 23.09.2001
Tel: 0 212 291 11 51 / 0 535 389 58 20
tLAN
ORDU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/479
Karar No: 2001/329
Davacı, Döndü Kaymaz tarafmdan davalı eşi Lemik Kaymaz'a karşı
açılan boşanma davasmın yapılan duruşması sonunda;
Ordu ili Merkez Karaağaç köyü cilt 55, Hane 74"te kayıth, Ahmet ve
Nefise'den olma 1966 doğumlu Döndü Kaymaz ile Lütfi ve Muradi-
ye'den olma 1961 doğumlu Melik Kaymaz'ın boşanmalarvna, taraflann
çocuklan Filiz ve Gökhan'ın velayetinin davacı anneye bırakılmasına,
kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için toplam 50 milyon lira iştirak na-
fakasımn davahdan alınmasına karar vehlmiştir.
Davalımn adresi bulunamadığından tebligat yerine geçerli olmak üze-
re ilanen duyurulur. Basın: 48774
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKtMOGLU
İkinci Bahana
Yol Alır Gibi
Güzel bir sonbahar günü, yapraklar uçmuyor,
direncini sürdürüyordallarda.lkinci baharayol alı-
yor belki de. Ya da benim yorumum bu. Yaşadı-
ğımız olaylara karşın direnme gücünü yitirmiyo-
ruz, dalımızdan kopamıyoruz. Cinayetler işleni-
yor mezarlıklarda, ülkenin her yanında alev alev
yangınlar, barajlar boşalıyor, sel başlıyor, açlık
zaten var. Beslenme sorunu çözüme ulaşamıyor,
hastalık, doktor derken okul sorunu geliyor gün-
deme. Tüm sorunlar orada düğümleniyor aslın-
da.
Kaç gündür bu konular var dostlarımın günde-
minde. Söyleşiler, tartışmalar, yorumlar bu doğ-
rultuda.
Eleştiriler de bu doğrultuda. Kimi dostlar ace-
leci olmaktan sızlanıyor, Üzeyir Garih olayını ör-
nek veriyorlar. Belli çevrelerin aceleci davranış-
ları, erken açıklamalan nedeniyle yaşanan düş kı-
rıklığını belirtiyor, üst düzey görevlilerin erken
davranışını eleştiriyorlar.
Ancak, örnekler ders olamıyor. Belli konularda
acele edenler, hayli yukardan konuşanlar şimdi
ne düşünüyor acaba?
TL'yi korumak için başlayan girişimler de çeli-
şikyorumlara uğruyor çevremde. Dolarla alışve-
rişi önlemek, Türk ürünlerini kullanmak girişimle-
rini de akıntıya kürekçekmek diye düşünenler var.
Başbakan Ecevit'in iyi niyetlerinden, Türk Lira-
st'nın değerini kazandırmak için gösterdiği çaba-
dan kimse kuşku duymuyor. Romantik kişiliğine
de çok yakıştırıyor, ama sonuç almaktan kuşku
duyuyorlar.
Belli olaylarda ve kararlarda gecikmenin belli
faturasını anımsatıyorlar!
Ülkemiz her gün, her saat ödüyor o faturayı! Ye-
ni partiler kurarak siyasal yaşamagüç vermek is-
teyenleri hayli miyop buluyor başkent çevreleri.
Havanda su dövmekle niteliyorlar. Söylemler çok
değişik olsa da değişim ve dönüşüm çabaları
inandırıcı olmuyor.
• • •
Ünlü karikatürcü Bedri Koraman ile yapılan söy-
leşiyi izlediniz mi Kanal 8 TV'de? Onu çok özle-
mişim. Dinlemekten çok hoşlandım. Anılarla uza-
yan bir yolculuk yaptım sonra.
Ecevit'in genel başkanlığagelivermesi nedeniy-
le Inönü CHP'den ayrılıyor. Anayasal hakkını kul-
lanaraktabii senatör oluyor. Başkent gündemi ka-
rışıyor derken.
Cumhurbaşkanı Sunay'ın görev süresini uzat-
mak için çözüm anyor etkin ve yetkin kişiter. O
günlerde Senato'datoplantı var. Paşa'nın da ko-
nuşacağı söyleniyor. Abdi Ipekçi, Bedri Kora-
man ve başka gazetecilerle birlikteyiz basın lo-
casında. Bedri'nin o gün yayımlanan çizgileri hay-
li actmasız Milliyetgazetesinde. Abdi Ipekçi ile uçuk
bir konuşma. Kişileri, görevleri kanştırır gibi. Pa-
şa'nın kimlik kâğıdını anımsatıyor! Derken ko-
nuşma saati geliyor. Ismet Paşa, Fıkret Otyam'ın
deyimiyle, "Ceylan" gibi uçuyor kürsüye. Sena-
törlere sesleniyor. Her zaman birinin koluna gi-
rer, destek alır, kürsüye çıkarken. O gün yalnız iler-
liyor kürsüye, nereye, kime sesleneceğinin karar-
lılığı içinde konuşuyor.
- Yapmayınız bunu. O zatın görevdeyken neler
yaptığı belli. Yeniden seçilirse yine aynı şeyleri ya-
pacak!
Senatoda sessizlik. Paşa salondan ayrılıyor.
Ben de koşuyorum arkasından. Bedri ve Abdi ile
karşılaşıyoruz. Paşa size güzel taş attı diyorum,
ama konuşmayı sona erdiremedim. Bana Nilü-
fer Yalçtn diye sesleniyor Paşa!
Sonra kaç kez karşılaştık, ne ilginç söyleşiler
yaptık. Siyasal sahnede ne yapacağı belli olan-
ları gördükçe bu olayı anımsıyorum.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDANSAĞA:
1/ Izmir'in Se-
ferihisar ilçesi
yakınlannda
bir körfez. II
Çit, perde...
Resmi daireye
gelen evrak. 3/
Cinayet... Tür-
kiye'nin ilk de-
niz araştırma
gemisinin adı.
4/ Amirler,
beyler...Tetne-
li taklide daya-
nan sözsüz
oyun. 5/ Kiralanan yük
hayvanı. 6/ Esnek. ve
ince uzunmetal şerit...
"Sana ibret gerek
ise Gel göresin bu —
"len"(Yunus Emre). 7/
"Ahmet — " : Polis ro-
manlan yazanmız...
Yerden belirli bir yiik-
seklikte yürümek için
kullanılantahtaayaklık. g
8/Yanmemnunlukbe-
lirten bir ünlem... Sı-
9
nemada dekorun kuruldugu yer. 9/ Çorum'un bir il-
çesi... " — var mı bu âlemde nekahet gibi tath" (Yah-
ya Kemal).
YUKARIDAN AŞAĞ1YA:
1/ Ağaçlık bir yerden açılan tarla. V Orta Asya'da ya-
şayan Şamanist Türkler arasında çeşitli şeylerden an-
lam çıkartarakbakılan fal... GerçekJeştiıilmesi zama-
na bağh istek. 3/ Yedi Uyurlar'dan biri. 4/ tşsiz. ay-
lak. 5/Kalsiyum elementinin simgesi... Dingil... Es-
ki dilde ayak. 6/ Karakter... Almanya'da bir kent. II
tran'da bir kent. 8/ Bir konu üzerine olan, değgin... Ge-
lecek. 9/ Antalya yakınlanndaki Güllük Dağı üzerin-
deki ünlü antik kent.
KAYBIMIZ
Değerli eğitimci - edebiyatçı mertıum
AHMET SEV'tNÇ'n bıricik eşı. emekli edebıyat öSretmeni
MÜCEVHER SEVİNÇ'i
(Turak)
29 Ağustos 2001 günü kavbettik. Cenazesi ?1 Ağustos 2001
Cuma günü (bugün) Ankara Kocalepe Camiı'nde k\lınacak ö|le
nanıazının ardından Cebeci Asri Nlezarlıirnda defnedilecekıir.
Çocuklan
tpek - Atila Nesrin - Hasan
Ekin - Fmren Meroğlu Ercn - Can Malkotjoğlu
.Not Çeienl. t c ^ edcnkrin TEf w b J huluvmalon nco r//u/njr