23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
rS AĞUSTOS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA INCELEME ROBOTEK TURHAN SELÇUK EFEflDİSİ ÜBDÜLCANBAZ HÂRİKULÂD1 KIS1M BİRDÎN 36VJ-E- Çocuklar nüfiısun önemli bir kısmmı oluşturmasma karşın temel haklardan yararlanamıyor Boynu biikükkalankısnııÖZLEMGÜVEMLİ Son nüfus sayımma göre, Türki- ye'nin nüfusunun yüzde 41.78'ini yani 27 milyonunu çocuklar oluştu- ruyor. Genel nüfusa göre en fazla ça- lışan çocuk da tstanbul'da. Başta ls- tanbul olmak üzere Ankara. İzmir, Adana. Bursa gibi büyük kentlerde çocuklann bir bölümü tam gün ve sürekli olarak. bir bölümü okul dışı zamanlarda küçük sanayide ve so- kakta güvencesiz olarak çalıştırılı- yor. Çocuklar, Türkiye ve dünya nüfu- sunun önemli bir kısmmı oluşturma- sına karşın sağlık, eğitim gibi en te- mel haklardan yararlanamıyor, sö- mürülüyor. Türkiye'nin de imzalamış olduğu Uluslararası Çocuk Haklanna Dair Sözleşme'de "18 yaşına kadar her insan çocuktur" denilmesine karşm ülkemizde binlerce çocuk, çocuklu- ğunu yaşayamadan iş hayatına atılı- yor. Çahşan çocuklann büyük ço- ğunluğu serbestçe seçimlerini yapa- bilecek konumda olmadıklanndan kendi gelişimlerine zararlı olabile- • Dünyada 250 milyon çocuk yoksulluk nedeniyle çalıştınlıyor. Türkiye'de çahşan çocuklann yüzde 79'u ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Kırsal kesimler için vazgeçilmez bir öneme sahip olan çocuk emeği, özellikle, tanm, sanayi, hizmetler ve ticaret sektörlerinde, büyük bölümü kayıtsız işyerlerinde kullanılıyor. cek işlere itiliyor. Devlet lstatistik Enstitüsü'nün (DtE) araştırmasma göre, Türkiye genelinde 6-14 yaş grubunda ekonomik işlerde istihdam edilen çocuklann yüzde 68'i hane halkının ihtiyaçlanna katkıda bulun- mak, yüzde 21'i ailesinin isteğiyle, yüzde 6'sı meslek sahibi olmak. yüz- de 4'ü kendi ihtiyaçlannı karşılamak ve yüzde l'i ise diğer nedenlerden dolayı çalışıyor. Kırsal kesimler için vazgeçilmez bir öneme sahip olan çocuk emeği, özellikle, tanm, sana- yi, hizmetler ve ticaret sektörlerinde, büyük bölümü kayıtsız işyerlerinde kullanılıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (1- LO) Türkiye Temsilcisi Gülay As- lantepe, dünyada hem az gelişmiş hem de sanayileşmiş ülkelerde yaşa- yan 250 milyon çocuğun yoksulluk nedeniyle çalıştmldığını belirtti. As- lantepe, dünya genelinde 5-14 yaş arasındaki 250 milyon çocuğun eme- ğinin sömürüldüğünü ifade ederek H Bunun 120 milyonu tam gün, 130 milyonu part time çahşıyor" dedi. En çok istanbul'da Çocuk emeğinin yoğun olarak sö- mürüldüğü ülkeler arasmda bulunan Türkiye'de çahşan her 100 kişiden 18'ini, 6-19 yaş grubundaki çocuk ve gençler oluşturuyor. İstanbul'da 0-18 yaş arası çocuk nüfusu yaklaşık 3 milyon 500 bin. İs- tanbul'da her 4 çocuktan biri güven- cesiz olarak çalışıyor. Türkiye'de her yıl doğan 1 milyon 358 bin bebeğin altıda biri İstan- bul'da doğuyor. Kentteki çocuk nü- fusun yüzde 7.5 'ini de özürlü çocuk- lar oluşturuyor. Sokaklarda yaşayan çocuk nüfusunun da 10 bin civann- da olduğu tahmin ediliyor. DlE'nin araştırmasına göre, Tür- kiye genelinde ekonomik faaliyette bulunan çocuklann yüzde 79'u üc- retsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Eko- nomik işlerde ücretli ve yevmiyeli olarak çahşan çocuklann yüzde 78'i, haftada 40 saatin üzerinde, ücretsiz aile işçilerin büyük bir bölümü ise 40 saatin altında çalışıyor. Oünyada çocuklar A .,,. Dünyada çahşan 5-14 yaş arasın- daki 250 milyon çocuğun yüzde 61'i Asya, yüzde 32'si Afrika ve yüzde 7'si de Latin Amerika'da yaşıyor. Av- rupa'da da 1.5 milyonu aşkın çocu- ğun çahştığı tahmin ediliyor. Çocuk- lar özellikle tanm. konfeksiyon, ma- dencilik, ayakkabı boyacılığı ve ha- lıcılık gibi işlerde çalıştınlıyor. Gelişmekte olan ülkelerde yaygın- lık kazanan çocuklann evlerde ça- hştırılmasının nedeni ise ailelerin yoksulluğu ve çocuğun yetim olma- sı. ILO tahminlerine göre, bazı ülke- lerde, çahşan 10-14 yaşlan arasında- ki çocuklann, bu yaş grubundaki ço- cuklara oranlan da şöyle: Cezayir 1.63, Macaristan 0.17, Kamerun 25.25, Italya 0.38, Mısır 11.23. Portekiz 1.76, Kenya 41.27, Arjantin 4.53, Fas 5.61, Bolivya 14.36, Nijerya 25.75, Brezilya 16.09, Senegal 31.36, Kolombiya 6.22, Uganda 45.31, Guatemala 16.22, Zambiya 16.27, Haıti 25.30, Zimbabvve 29.44, Meksika 6.73, Bangladeş 30.12, Nikaragua 14.05, Çin 11.55, Paraguay 7.87, Hindistan 14.37, Uruguay 2.08, Endonezya 9.55, Yemen 20.15, lran 4.71, Tay- land 16.22, Suriye 5.78, Malezya 3.16, Nepal 45.18. Filıpinler 8.04, Türkiye 24.00. Pakistan 17.67. JyİEVZUATTA SORUN VAR Çocuk işçilerin hukuki durumu DlE'nin verilerine gö- re, 1980 ile 1990 arasında Türkiye"de çocuk işçüeri- nin sayısı iki katına çıktı. 1980'deTürkıye'del mil- yon 564 bin çocuk işçi bu- lunurken 1990'da bu sayı 2 milyon 539 bine ulaştı. Bunun nedeni 1980'lerde Türkiye'nin serbest piya- sa ekonomisine geçme- sinden sonra gelir dağılı- mındakı uçurumlann baş- laması olarak gösteriliyor. Hukuki mevzuat açısın- dan çocuklann çahşnnl- fna yaşında bir sorun yok, ancak mevzuatın uygu- lanmasında sorun var. Türkiye'de tş Kanunu'nun 67. maddesine göre, asga- n çalışma yaşı 15 olarak kabul edilirken hafıf işler- de bu yaş 13 olarak belir- lenmiş. Bu düzenleme I- LO'ya uygun, ancak Tür- kiye ILO'nun her iş ko- lunda 15 yaş sınınnı içe- ren 138 sayılı sözleşmesi- ni imzalamadığından do- layı bu kanun, tüm işkol- lannı kapsamıyor. İş Kanunu'nun 5. mad- desinde tanm, esnaf ve sa- natkârlar. ev hizmetleri gi- bi iş kollan, 15 yaş sının- na "istisnai durumlar" olarak gösterilmiş. Çocuk işçiliğinin önlenmesi için, 15 yaş sınınna getirilen is- tisnalann kaldınlması, tüm iş kollanna uygun ya- sal düzenlemelenn yapıl- ması gerekiyor. ÇoCUĞUN KORUNMASI 54 maddelik BM sözleşmesi Çocuk Haklanna Yöne- lik Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu. 20 Kasım 1989 tarihinde, ço- cuğun, gerek dünyaya gel- meden önce gerekse son- rasında yasal açıdan ko- runmasına ilişkin 54 mad- delik bir sözleşme kabul etti. Sözleşmede, çocuğun içinde yaşadığı toplumun kültürel değerlerine saygı- nın önemi ve çocuk hak- lannın güvenceye alınma- sında uluslararası işbirli- ğinin belirleyici rolü vur- gulanıyor. Devletin çocuk üzenn- deki yükümlülüklerinden birinin de aile ortamından yoksun olanlara uygun ai- le bulmak ya da çocuğun bakımını sağlamak oldu- ğunun ifade edildiği söz- leşmede. şu hükümler de yer alıyor: "Özörlü çocuk sayguı- hk içinde eksiksiz birya- şanü sürdürmek için özel bakun ve sosyal bütünkş- tneye kavuşma hakkına sahiptir. Hiçbir çocuk iş- kenceye,zalimccdavraruş- lara ya da cezaya. yasadışı tutuklamayatabitutulma- yacak ve keyfi biçimde öz- güriüğündenyoksun bıra- kılmayacaktır. Gözaltın- daki çocuğa hukuki ve di- ğer gerekli \ ardımlar sağ- lanacak ve çocuk ailesiyle görüşebflecektirT Türkiye'de bulunan sokak çocuklanrun yüzde 72'sinin ailesi 6-10 kişiden, yüzde 13'ünün ailesi 11-14 kişiden oluşuyor. Kentin arka sokaktaki acısıİstanbul Haber Servisi - Türkiye'de en çok çocuğun yaşadığı ve en çok çocuğun çahş- tınldığı İstanbul gibi büyük bir kent, bazı çocuklar için eğitim, sağlık, sosyal faaliyet açısmdan büyük olanaklar sağhyor, ancak pek çok çocuk da kentin arka sokaklannda hertürlühaktan mahrum olarakyaşamak zo- runda kahyor. Çoğunluğunu Anadolu'dan göç eden ailelerin çocuklannm oluşturduğu sokak çocuklan, bu kentte ayakta durabilmek için erken yaşta yaşam kavga- sma katıhyorlar. Özellikle Beyoğlu'nda, Istik- lal Gaddesi ve Taksim ci\ann- da yaşayan ya da çahşan sokak çocuklannın yansı, hem çahşıp hem okurken diğer yansı okula devam etmiyor ya da oku- lu terk ediyor. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Beyoğlu 75. Çocuk ve Gençlik Merkezi Müdürlüğü sosyal hizmet uzmanlan, Beyoğlu ilçesindeki sokak ço- cuklan üzerinde bir araştırmayaptı. Beş sos- yal hizmet uzmanının 120 sokak çocuğu üze- rinde, ailelenyle de görüşerek yaptıklan ça- hşmalar sonucu gerçekleştirilen araştırmaya göre sokak çocuklannm. kent merkezlerine sonradan gelen ve çoğunlukla kent yaşamı- na uyum sağlayamayan kırsal kökenli aile- lerden olduklan belirlendi. Sokak çocukla- nnm yüzde 72 'sinın ailesi 6-10 kişiden, yüz- de 13'ünün ailesi 11-14 kişiden, yüzde 12'si- nin ailesi de 3-5 kişiden oluşuyor. Bu ailele- • Umut Çocuklan Derneği Başkanı Yusuf Ahmet Ktüca, sokaklarda yaşayan evsiz, tiner bağunlısı çocuklara, son 10 yılda ailesiyle yaşayan çocuklann da eklendiğini söyledi. Kulca, Türkiye'nin çocuklar için bir şeyler yapmak konusunda çok zaman kaybettiğini vurguladı. rin çoğunluğu ise Tarlabaşı'ndaki 2 oda ve salondan oluşan eski taş yapılarda bannıyor ve mekâna göre yaşayan birey sayısının yük- sek oluşu dikkati çekiyor. Sokak çocuklannm kardeşlerinin sayılan- na ilişkin verilere bakıldığında ise yüzde 51'inin 4-6, yüzde 32'sinin 7-10, yüzde ll'inin 2-3 kardeşi bulunduğu görülüyor. Buna göre, çocuklann yüzde 83'ünün 4 ve- ya daha fazla kardeşi olduğu anlaşılıyor. Umut Çocuklan Derneği Başkanı Yusuf Ahmet Kulca. sokaklarda yaşayan evsiz, ti- ner bağımlısı çocuklara, son 10 yılda ailesiy- le yaşayan çocuklann da eklendiğini belirt- ti. Türkiye'nin çocuklar için bir şeyler yap- mak konusunda çok zaman kaybettiğini vur- gulayan Kulca, "Ailesi kalabahk olan, yeteri kadar ilgi gönneyen, geçim sıkmosı çeken çocuklar, baliye. tinere yöneii- >"or. Çok acü işbiriiğjne ihtiyacımız var. Bu çocuklar için devktin, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin sorumluluk al- masıgerekiyor"dedı. Sosyal hizmet uzmanlannm araştırmasına göre, sokak çocuklannın yüzde 80'inin babalan çalışıyor, yüzde 10'unun ise bir işi yok. Ka- lan yüzde 10'unun ise babası ölmüş. Çahşan babalann genellikle mevsimlik, günlük, düşük ve düzensiz gelir getiren iş- lerle geçimlerini sağladıkları tespit edildi. Çocuklann annelerinin ise yüzde 86'sı çalış- mazken yüzde 8'ınin çahştığı, yüzde 6'sının ise öldüğü belirlendi. DUZYAH ORHAN BIRGIT Yapanın Yanına Kar.. Edremit Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tu- tulurken üzerindeki battaniyenin kenarındaki ku- maşı sökerek onunla tuvaletteki kalorifer borusu- na kendhsini ast[ğı ileri sürülen 16 yaşındaki lise öğ- rencisi Özgür Ünsal'ın ölüm olayı, Garih cinaye- tinin karanlığında iyice kaybolmuşa benziyor. Ünsal'ın suçu, iki kadına elle sarkıntılık etmek. Çağnldığı polis merkezinde, geceyi geçirecegi ve ertesi gün savcılığa gönderileceği btldiriliyor. Ertesi gün, genç lise öğrencisi oğluna savcılık gidişinde eşlik etmek isteyen babasına oglunun cesedi gösteriliyor! Haberi okuduğum zaman, belki kırk beş yıl ön- cesine uzanan bir zaman tüneli içinde, benzer bir polisiye olayın bellegimde yeniden canlandığını gördüm. Yeni Sabah'ta haber müdürlüğü yapıyordum. Dönemin başbakanına hakaret ettiği iddiası ile Ka- sımpaşalı birvatandaş, karakola götürmüş, gece- yi geçirdiği nezarethanede sabah ölüsü ile karşı- laşılmıştı. Polis, vatandaşın başını duvara vurarak intihar ettiğini açıklıyordu. Benim, gazetede bu habere verdiğim başlık "Karakola Sag Girdi. Ölüsü Çıktı" gibilerden olmalıydı. Bu başlığa sinırlenen döne- min İçişleri Bakanı Namık Gedik. telefona sarıl- mış dostu gazete sahibini arayıp sitemlerini sıra- lamıştı. Gazete sahibine bir kişinin intihar amacı ile de olsa, kendi başını kaç kez duvara çarpabileceği- ni dilerse denemesini soyiemiştim. 16 yaşındaki bir delikanlının vücudunu, battani- ye kenarındaki kumaştan oluşturulan ipin nasıl ha- vada tutacağını ve boynunun kırılmasına neden olacak şekilde yukan çekeceğini, bu savı ileri sü- renlerden hiç değilse birisi, televizyonların önün- de kamuoyuna göstermeyecek midir? Kim derseniz.. "Mesela en başta Balıkesirya da Erdemit emniyet müdürieri" diye yanıt veririm. • • • Isimleri karakol gibi, iç karartıcı bir söylem içer- mişte olsa, aslında bu merkezlerin polisin en kü- çük birimlerini banndıran binalar olduğunu bilme- yenimiz mi var? Arada bir, ya yeni bir insan Hak- lan veya İçişleri Bakanı, ya da henüz heveslerini bastırmamış bir Emniyet Genel Müdürü koltuğu- na oturur oturmaz, medyaya tüm şirinliği ile, "şef- faf karakol" edebiyatı yapmaktan geri kalmazlar. Bu demeçler sayesinde. en yakın zamanda yo- lu karakola düşen vatandaşın, orada kendisini sı- cak bir atmosferde ve tam bir güven içinde bula- cağının masallannı dinleriz. Görüntülü basının ge- lişmesinden de yararlanan demeç sahipleri, bu masalları mesela karakollara işi düşen yurttaşlara şeker. çikolata ikram eden kadın memurların ko- nuksever davranışları ile de adam akıllı renklendir- mekten geri katmazlar. Adeta inanacağımız ve "Galiba bu defa, o eski âdetler terk ediliyor" dıyesımiz gelir. O kadar ki, bu türdüşlere, benim gibi gençlik yıllannda hemen her hafta sonunu Sansaryan Han'ın çatı katında ge- çirme alışkanlığı ıçindekı binsi bile kapılır ve ken- disine gözdağı amacı ile sergilenen işkence alet- lerinin unutulmayayüztutmuş düşler arasında kal- dığtnı düşünür. Oysa bir bakarsınız, tüm suçu, iki kadına elle sar- kıntılık "iddiası" ile örtüşen bir genç adam, devle- tinin güvenlik birimlerine art bir binada gözetim al- tındayken yaşamını yitirivermiştir. Ve sizin o yarım yüz yıl geride kaldığını sandığı- nız kâbus, hâlâ karakol binalarının değışmez öğe- leri arasındadır. • • * AB'ye girecek bir ülke için, bundan daha hazin bir şey olur mu? İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'ın Edre- mit olayını soruşturma altına alması elbette doğal- dır. Ama o soruşturma sırasında, Baltkesir ve Ed- remit emniyet müdürieri görevleri başında otura- caklarsa, "tahkikatın selameti"r\öer\ söz etmek el- bette mümkün değildir. DİYANET İŞLERİ'NİN AÇIKLAMASI: Dünkü "Düzyazı"öa Sayın Mehmet Nuri Yılmaz'ın Müs- lüman olmayan bir kişinin, bir Müslumanın cena- ze namazını kılması üzerine verdiği ileri sürülen demecine değinmıştim. D/yanet Işleri Başkanlığı 'ndan şu açıklamayı al- dım: "Star Gazetesi'nin 22.08.2001 tarihli nüshası- nın 1. sayfasında yayımlanan 'Herr Kişi Niyetine' başlıklı haberde, Diyanet işleri Başkanlığı'nın gö- rüşleri olarak verilen bilgilerin gerçekle bir ilgisi bu- lunmamaktadır. Diyanet işleri Başkanı Sayın Mehmet Nuri Yıl- maz, ne adı geçen gazeteye ne de başka bir ya- yın organına; Beşiktaş Teknik Direktörü Daum 'un cenaze namazına katılması ile ilgili bir açıklama- da bulunmamıştır. Kaldı ki, cenaze namazı, vefat eden k/mseye yapılan bir duadan ibaret olup, dinleri farklı olsa bile insanlann, bırbirierinin iyiliği için Allah'a dua etmelerinde bir sakınca yoktur." Sayın Yılmaz'a bu açıklaması için teşekkür ede- rim. Faks:0212-6770762 E-mail:obirgit«ı e-kolay net. UNICEF raporu Heryû 64 bin kayıp veriyoruz İstanbul Haber Ser- visi - Türkiye'de her yıl 64 bin çocuk beş yaşı- na gelmeden ölüyor. Türkiye'de doğan be- beklerin yüzde 8'i bes- lenme yetersizliğinden dolayı 2.5 kilogramdan daha zayıf doğarken beş yaşından küçük ço- cuklann yüzde 10"u da aynı nedenden dolayı normalden çok daha zayıf ve bodurluğun et- kisinde. UNlGEF'in dünya- daki çocuklarda "Bes- lenme yetersizliği*' ko- nusunu ele aldığı 1998 raporuna göre, çocuk ölümlerınde 189 ülke arasında kötüden iyiye doğru yapılan sırala- mada 82. sırada olan Türkiye. bu konuda Azerbaycan. Kazakis- tan. Srilanka. Slovakya \e Slovenya gibi ülke- lenn bile gerisinde bu- lunuyor. Türkiye'deki çocuk ölümlerinin en büyük nedeni olarak "Beslenme yetersizüğj" gösteriliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle