Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Kanadoğfu:
Görevimi yapüm
• AYVALIK(AA)-
Tatilini, memleketi olan
Ayvalık'ta geçiren
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu, annesi Hesna
Tüfekçi'yi l haftaönce
kaybeden Belediye
Başkanı Ahmet Tüfekçi'yi
ziyaret ederek başsağhğı
dileğinde bulundu.
Kanadoğlu, ziyaret
sırasında gazetecilerin
sorusu üzerine. "Tayyip
Erdoğan ile ilgili ben
görevimi yaptım. Dosyayı
ilgili yerlere ilettim. Son
söz onlann" dedi.
Faturayı Fransız
avukata kestiler
• ANKARA (ANKA) -
Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'nin (AİHM)
RP'nin kapatılmasını
onaylayan karannm
faturası, Saadet
Partililerce (SP) Fransız
avukat Laurent Hincher'e
kesildi. Bu durutn
SP'lilerce, "Böyle bir
davada Türkiye'yi
tanımayan bir yabancı
avukatla çalışmak bu
sonucu hazırladı.
Türkiye'yi, partimizi ve
yasalanmızı hiç bilmeyen
bir avukatla çalışmak
büyükbirhataydı"
sözleriyle ifade edildi.
Cindoruk kaza
tZMİR(AA)-Eski
TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'un,
Ayvalık'taki yazlığında
balkonda düşerek ayağını
zedelediği bildirildi.
Demokrat Türkiye Partisi
Genel Başkanı Ismet
Sezgin, Hüsamettin
Cindoruk'un hastaneye
kaldınldığını ve hayati
tehlikesinin olmadığının
öğrendiğini kaydetti.
Izmir'deki Özel Ege
SağlıkHastanesi'ne
getirilen Cindoruk'un, 5
kişilik heyet tarafından
konsültasyona alındıgı
öğrenildi.
Buîfalo'da ihtiyati
tedbîp kakhmldı
• ANKARA (AA)-
Yurda kaçak sokulduğu
iddia edilen etlerle ilgili
olarak Isak Romano ve
'Drej Ali' lakaplı Ali
Yasak'ın da aralannda
bulunduğu 71 sanık
hakkında açılan 'Buffalo'
davasma. Ankara 1 No'lu
DGM'de devam edildi.
Mahkeme Başkanı
Mehmet Orhan
Karadenız, dosya
kapsamında araçlar, mal
ve eşyalar üzerine
konulan ihtiyati tedbir
karannın kaldınlmasmın
kararlaştınldığmı
bildirerek duruşmayı
erteledi.
Vergi numanası
uygıriaması
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Bankalar Birliği Genel
Sekreteri Ekrem Keskin,
bankacılık işlemlerinde
vergi kimlik numarası
tespiti uygulamasının 1
Eylül'de başlayacağını
söyledi. Keskin dün
yaptığı açıklamada, vergi
kimlik numarası
uygulamasının bankacılık
ve mali hizmet işlemleri,
her nevi tahvil, bono ve
borçlanma senedi, kredi
kartı okuma makinesi.
havale, çek ve senet
işlemlen ile Sermaye
Piyasası Kurumu
kapsamındaki kurumlarca
yapılacak işlemler, ödünç
para verme, özel finans
kurumlannca yapılacak
işlemlerde uygulanacağını
bildirdi.
Baymdırlık Bakanlığı'ndaki yolsuzluklarla ilgili gözaltı sayısı 61'e ulaştı
'Vıırgun' MHP'ye uzanıyorANKARA (CumhuriyetBü-
rosu)-Bayındırlık ve Iskân Ba-
kanlığı'na yönelik "Vurgun"
operasyonu MHP'ye uzanıyor.
Operasyon kapsamında MHP
Şanhurfa Milletvekili Muzaf-
fer Çakmakh'nın yeğeni Ali
Çakmaklı nın da arandığı bil-
dirildi. Emniyette geçen hafta-
dan bu yana sorgulanan ve ara-
lannda Pırlanta Inşaat Şirketi
sahibi Mustafa Eriş'in de bu-
lunduğu 16 kişi dün sabah er-
ken saatlerde DGM'ye sevk
edildiler. DGM Savcısı Cengiz
Köksal'ın ifadelerini bizzat al-
dığı bu kişilerden 10'u dün ak-
şam saatlerinde serbest bırakı-
lırken 6 kişi tutuklanma iste-
miyle yedek hâkimliğe sevk
edildi. Eriş'in de aralannda bu-
lunduğu 6 kişi bugün yedek
hâkimliğe çıkanlmak üzere ye-
nıden Emniyet'e götürüldüler.
Bayındırlık ve Iskân Bakan-
lığı'nda yürütülen ihalelerde
yolsuzluk yapıldığı iddialan
üzerine başlatılan, Ankara Em-
niyet Müdürlüğü Kaçakçılık
ve Organize Suçlar Şube Mü-
dürlüğü ile DGM'nin ortakla-
şa yürüttüğü Vurgun operasyo-
nu genişletilerek sürdürülüyor.
Operasyon kapsamında geçen
hafta gözaltına alınan 16 kişi.
emniyetteki sorgulan tamam-
lanarak dün sabah saatlerinde
Keçiören Adli Tıp Kuru-
mu'nda sağlık kontrolünden
geçirildiler. Yeniden emniyete
götürülen 16 kişi, daha sonra
DGM'ye alındı.
DGM'ye götürülen kişilenn
ifadelerini Savcı Cengiz Kök-
sal'ın aldığı bildirildi.
DGM'ye sevk edilen 16 kişi-
den 10'u. dün akşam üzeri ser-
best bırakılırken diğer 6 kişi tu-
tuklanma istemiyle yedek hâ-
kimliğe sevk edildi. Bu kişile-
rin Pırlanta Inşaat Şirketi'nin
sahibi Mustafa Eriş, şirket ça-
lışanlan Fırat Küçük, Mithat
Eşmeli, Hanife Çatal. Bayın-
dırlık ve Iskân Bakanlığı Yapı
Işlen Genel Müdürlüğü'nde
teknisyen Fethi Soydan ve Ba-
yındırlık II Müdürlüğü'nde şu-
be müdürü Ahmet Kenan Bo-
zokkalfa olduğu öğrenildi.
Savcı Köksal akşam saatle-
rinde DGM'den ayrılırken
"dosya kapsamı vezamanm ge-
cikmiş olması" nedenıyle 6 ki-
şinin yedek hâkimlik sorgula-
n bugün yapılmak üzere yeni-
den emniyete götürüldüğünü
kaydetti. Bu arada Savcı Kök-
MHP'li çakmakUdan
Cevheri ve
Bucaklar'a
suçlama
• MHP milletvekili
Muzaffer Çakmaklı,
'Vurgun' operasyonuna
konuolan ihalelerle bir
ügisi olmadığını savunarak
"Vilayet ihaleleri davetiyeli
yapmış, bunlan da Cevheri
ve Bucaklar almış" dedi.
BÜLENTSAR1OĞLU
ANKARA -Vurgun operasyo-
nu kapsamında yeğeni aranan
MHP Şanlıurfa Milletvekili Mo-
zaffer Çakmaklı, tartışmalı iha-
leler konusunda Şaniıurfa'nın
DYP'li büyük aşiretlerinden
Cevheri ve Bucaklar'ı suçladı.
Bayındırlık ve Iskân Bakanı Ko-
ray Aydın'ın 30 yıllık arkadaşı
olduğunu belirten Çakmaklı,
operasyon kapsamında aranan
yeğeni Ali Çakmakh'nın bugün
teslim olacağmı söylçdi.
Çakmakh, boyutu büyûyen
operasyonla ilgili olarak Cum-
huriyet'in sorulannı yanıtladı.
Operasyon kapsamında aranan
yeğeni Ali Çakmakh'nın suçlan-
dığı ihalenin Halfeti'de olmadı-
ğını savlayan Çakmaklı, "Su ai-
tinda kalacak yerleşim yerteriyk
ilgiliolarak ihaieierolmuş,onlar-
dandanebizinıhabcrimizvar.ne
içinde bir MHP'ti var ne deyeğe-
nim var. Birini Cevheri alnuş, bi-
rini Bucak almış, o listeyi de al-
dan" dedi. Yeğeni ile kendisinin
iş bağlantısının sorulması üzeri-
ne de Çakmaklı. "Yeğenden da-
ha yakın bağ ohnaz, ama benim
hiçbir iigim yok. Işlerimiz tama-
nıen ayn. Ğeiip tesKm olacak,
varsabirsuçu cezasını çeksin" di-
ye konuştu.
Vurgun operasyonunda "siya-
sibağ" aranmasım eleştiren Çak-
maklı. "Bu operasyonda 1000
müteahhiti anyorlarmış. Bütün
Türkiye'deiş alan Idşileri çağınp
ifade alıyoriarmış. Herhalde ye-
ğenimi deö\1e amoriar" görüşü-
nü savundu.
Siyasete girene kadar "büyük
müteahhitier" arasında anıldığı-
nı aktaran Çakmaklı, en son
1995 yıünda Gaziantep otobanı
işini aldığını, 18 Nisan seçimle-
rine 3 ay kaîa ise şirketlerini dev-
rettiğini söyledi.
sal'ın korumapolislerinin 6'ya
çıkanldığına dikkat çekti.
Aban ifade vermiyor
Önceki gün gözaltma alınan
Bayındırlık ve Iskân Bakanlı-
ğı Müsteşar Yardımcısı Sedat
Aban, Yapı Işleri Genel Mü-
dür Vekili İlkuthı Gönülal, bi-
rinin Mehmet Ince olduğu öğ-
renilen 2 genel müdür yardım-
cısı ve 10 ihale komisyonu
üyesinin de sorgulannın sür-
düğü, ancak Bayındırlık ve Is-
kân Bakanlığı Müsteşar Yar-
dımcısı Sedat Aban'ın ifade
vermeyi reddettiği belirtildi.
Soruşturma kapsamında şu
ana kadar gözaltına alınan-
lann sayısınm 61 'e ulaştığı
kaydedildi. Bazı firma sa-
hiplerinin ıfadelerinde iha-
lelerin hangi yöntemlerle
verildiğini, kimlere ne ka-
dar rüşvet verdiklerini açık
açık anlattıklan öğrenildi.
Operasyon kapsamında
Şanlıurfa'da da Mustafa tf-
las adlı müteahhitin gözal-
tına alındıgı, MHP Şanlıur-
fa Milletvekili Muzaffer
Çakmakh'nın yeğeni Ali
Çakmakh'nın da olayla il-
gılı arandığı bildirildi.
Aydın zor durumda
Operasyonun giderek ge-
nişlemesinin ve bakanhkta-
ki üst düzey bürokratlara
kadar sıçramasının Bakan
KorayAydın'ı zor durumda
bıraktığı belirtiliyor. MHP
Genel Başkanı Devlet Bah-
çeh" ile arasının çok iyi ol-
madığı kulislerde dile geti-
rilen Aydın'ın, operasyon
nedeniyle sıkıntılı günler
geçirdiği kaydediliyor.
Şanlıurfalı olan gözaltın-
daki Müsteşar Yardımcısı
Sedat Aban'ın, yaklaşık 20
yıldır Bayındırlık ve Iskân
Bakanlığı 'nın çeşitli kade-
melerinde görev yaptığı,
hakkında her dönemde bu
tür iddialar bulunduğu öğ-
renildi.'Vurgun' operasyonunun, küit ismi Mustafa Eriş ve diğer 15 kişidün DGM'yeçıkanldı. (AA)
MHP'li Kayayerli Avrupa'da lisan rekabeti yaşandığını söyledi:
Türkçe AB dili olmah
AYHANŞİMŞEK
ANKARA - Avrupa Bır-
liği'nin (AB) anadilde eği-
tim ve yayın istemlerine
karşı çıkan MHP. Türkçeyi
Avrupa dilleri arasına sok-
mak için kolları sıvadı.
AB'nin Türkçeyi "3. dün-
yadan AB'ye gelenlerin
anadilleri** içerisinde gör-
mesini eleştiren MHP'liler,
AB etkinlikleri ve eğitim
programlannda Türkçeye
de yer verilmesi için yeni
girişimlere hazırlanıyor.
MHP Afyon Milletveki-
li Müjdat KayayertL AB de
dil konusunda ıçten içe çe-
tin bir rekabet yaşandığını
belirterek "Bugün AB'nin
11 resmi dili \ ar. UzmanJa-
ra göre ise zamanla 4-5 dil
kalacak. Mevcut koşullar-
da Türkçemizönünıüzdeki
yıllarda var olma yok olma
mücadelesi verecektir. He-
defimiz, Türkçenin AB'nin
bu 4-5 dil arasında yer aJ-
ması olmalıdır" diye ko-
nuştu.
Dil konusunda AB için-
da Ahnan bildiği halde zo-
runlu kalmadıkça İngiBzce
konuşmaz. Danimarkah-
lar, kendi dillerini kaybet-
me korkusuyla Maastricht
Anlaşması'nı reddettiler.
Türkçeye saygıyı sağlamak
için bizim de üzerimize dü-
• AB'nin Türkçeyi '3. dünyadan AB'ye
gelenlerin anadiüeri' içerisinde görmesini
eleştiren MHP'liler, AB etkinlikleri ve eğitim
programlannda Türkçeye de yer verilmesi için
girişimlere hazırlaruyor.
deki sınırlamaların yavaş
yavaş ortaya çıkmaya baş-
ladığını anlatan Kayayerli.
topluluğun TV kanalından
yalnızca 3 dilde yayın ya-
pılmasımn buna örnek ol-
duğunu kaydetti. Kayayer-
li. "Bugün bir Fransız ya
şen görevler var" görüşünü
dile getirdi.
MHP'li Kayayerli, Türk-
çenin yurtdışında güçlen-
dirilmesi için Fransa, Al-
manya, Ingiltere gibi üke-
lerin Türkiye'de açtıklan
kültür merkezlerinin ben-
zerlerinin yurtdışında açıl-
masını, mevcutlarının da
daha etkin hale getirilmesi-
ni öneriyor.
Kayayerli'nin diğer öne-
rileri de şöyle:
• Türkçenin yabancı dil
olarak okutulması için gi-
rişimlerde bulunulmalı.
• Türk dilinde eğitim ya-
pan üniversite ve fakülteler
kurulmalı.
• Türkçe internet kulla-
nımı ve web sayfalannın
geliştirilmesine öncülük
edilmeli.
• Kitle iletişim araçlann-
da Türkçenin kullanımı ve
Türk kültürünü arttırmaya
yönelik çalışmalar yapıl-
malı.
• Lisans üstü düzeyde
bir Türçe eğitim akademi-
si kurulmalı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
ÜzeyirGarih cinayetinden
hemen sonra emniyet yetkili-
lerinin yaptıklan açıklamalara
çok kimse inandı. "Tinerci
Deli Fuat" sözcüğü iki gün
boyunca dillerden düşmedi.
Bu bulguya dayanarak yo-
rumlar yapıldı, siyasi tahlillere
gırişildi. Bu açıklamalardan
yola çıkarak yorum yapmak
ve bunlan esas alarak yazı
yazmak içimden gelmedi. Ka-
fama yılların tecrübesiyle
oluşmuş bir güvensizlik yer-
'leşmişti.
Gazetecilikte, önemli olay-
larda bilinmeyen bir haber ve
bulguya ulaşmak ve bunu su-
nabilmek önemlidir. Haberci-
liğin temel dürtülerinden biri-
si, diğer habercileri "atlatmak-
tır." Belki de keyifle geliştirile-
bilecek "atlatma" haber reka-
beti, yanlış bir yönlendirmey-
le farklı bir mecraya çekildi. iş
anlamsız bir yalan ve uydur-
ma yarışına dönüştü. Bu ne-
denle "atlatma" yarışmasın-
dan hoşlanmaz hale geldim.
Atlatma çabasının içine her
Yalanlar İçinde Yaşayarak!
zaman bir ucuz habercilik gir-
diğine inanmaya başladım.
Üzeyir Garih olayında da ga-
zeteciliğin "atlatma"dürtüsü-
nün sonunda ucuz habercili-
ğe dönüştüğünü hissediyo-
rum.
Bu ucuz haberciliğe, son
dönemlerde emniyet güçleri
de büyük bir hevesle katılın-
ca iş çığrından çıktı. Uğur
Mumcu'nun kaç kez ve ne
kadar çok katili yakalandı(l).
Olay artık bir uydurma haber
klasiğine dönüştü. Önce em-
niyetçiler "ucuz" haberi uçu-
ruyorlar, "acar muhabir"\er
bunu kapıp yönetici ağabey-
lerinin önüne koyunca, bu u-
cuz haberler manşetlere taşı-
nıyor.
* • •
Üzeyir Garih önemli bir
isim. Onun yatağında ölmesi
bile gazetefere manşet olacak
kadar bu ülkeyi ilgilendirir. He-
le onun karanlık bir cinayete
kurban gitmesi, olağanüstü
önemde birolaydır. Böylesine
önemli bircinayetin üzerinde-
ki sır perdesinin kaldırılması
için herkesin gereken dikkati
göstermesi gerekir. Toplumu
yanıttacak, soruşturmayı sap-
tıracak açıklamalardan, yöne-
limlerden kaçınması gerekir.
Ne yazık ki, daha önceki
önemli cinayetlerde yaşanan
"oüven/7mez"likler bu kez de
geçmişten hiç ders çıkanlma-
dığı için aynen yaşanıyor.
Önce polis yanlış açıklama-
laryaptı, bu yanlışı allayıp pul-
layan basın ise işi iyice çığrın-
dan çıkardı. Ardından büyük
bir hayal kırıklığı yaşanıyor.
Daha da önemlisi, cınayetler
aydınlanamıyor.
• • •
Üzeyir Garih'in ölümü üze-
rine yapılan açıklamaları, ba-
şından beri ihtiyatla izledim.
Işin doğrusu, yapılan birçok
polis açıklamasına güvene-
medim. Bir kısım meslekta-
şım ise böyle davranmadılar.
Bazıları, haber atlatma acele-
ciliğinden, bazıları toplumun
ilgisinin yöneldiği bu olaydan
reyting çıkarma açgözlülü-
ğünden toplumun yanıltılma-
sına ortak oldular.
Daha da vahim olanı, olay-
la hiç ilgisi olmayan bir küçük
çocuğun hayati, yalan haber-
lerie karartıldı. Aslında her kri-
tik ve önemli olay, basın ve
emniyet güçleri için bir sınav
niteliği taşıyor. Bu noktalarda
toplumu doğru bilgilendir-
mek, gerçeği aktarmak önem
kazanıyor.
• • •
Bütün bunlar neden böyle
oluyor? Kafayı asıl bu yanlış-
lık üzerinde yoğunlaştırmamız
gerekiyor. Neden devlet güç-
leri gerçek peşinde koşmu-
yor, neden basın gerçekleri
ortaya çıkarmak için çaba sarf
etmiyor?
Türkiye'nin temel sorunu,
yalanlar üzerinde kurulu bir
dünya içinde yaşaması. Ed-
remit Polis Karakolu'nda bir
genç ölü bulunuyor. Polis o-
nun hemen intihar ettiğini
söyleyerek suçu üzerinden
atmak istiyor.
Bunun yerine, bu olayı cid-
diyetle araştırsa, karakollar-
daki kötü muameleye izin ver-
meyeceğini gösterecek birtu-
tum içine girse, sanki bu ya-
lan dünya çöküverecek kor-
kusuna kapılıyor.
• • •
Üzeyir Garih'in alçakça öl-
dürülmesi ve onun ardından
yaşadıklarımız gösterdi ki,
Türkiye yalanlarla bir yere gi-
demiyor. Her yalan, güvensiz-
liği biraz daha arttırıyor ve
Türkiye'nin önünü karartıp iş-
leri zorlaştırıyor.
Üzeyir Garih'i acı içinde
toprağa verdik. O artık yaşa-
mıyor. Biz ise basınıyla, emni-
yet güçleriyle yalanlar içinde
yaşamaya devam ediyoruz.
Nereye kadar?..
GLOBALPOIİTtKÜLTÜR
ERGİN HLDIZOĞLU
Sosyal Demokrasi
Yine Bir Kavşakta
Önümüzdeki dönemde sosyal demokrat kanat-
ta bir hareketlenme ve yenilenme bekleniyor. Gün-
demde yeni partilerin oluşması, solun birlik çaba-
lan var. Sanınm, sosyal demokrasinin bu yoğun
gündemi, Türkiye'de ekonomik istikrarsızlığın art-
tığı, yoksullaşmanın kendini daha çok hissettirdi-
ği bir dönemle de çakışacak. Acaba, sosyal de-
mokrasi bu "dönemin ruhunu" yakalayarak, ken-
di oluşumuylatoplumsal muhalefetin, halkın umut-
lannın arasında bir sinerji yaratarak Türkiye'de ye-
niden önemli bir siyasal özne olabilecek mi? Yok-
sa, yine olmayan bir III. Yolu ararken gelışmelerin
gerisinde kalarak fosilleşmeye devam mı edecek?
Dönemin ruhu
Bana, önümüzdeki dönemde, sosyal demokra-
sinin başarısı; doğru kadroları bir araya getirmesi-
ne, gerekli toplumsal bağlan oluşturmasına oldu-
ğu kadar, hatta belki de bunlardan daha fazla, "dö-
nemin ruhunu" doğru okumasına bağlı gibi geli-
yor.
Geçen iki yıl boyunca, hem Türkiye'de hem de
dünyada yaşanan gelişmelere bakınca, bunlardan
kimilerinin belirginleşerek kalıcılık kazandığını söy-
lemek sanınm yanlış olmaz. Kimi süreçler ise es-
kiyor ve dağılıyorlar. Denebilir ki, böylece bir "dö-
nemin ruhu" yerini, başka bir "dönemin ruhuna"
bırakmaya başladı.
Bugün "dönemin ruhu"nun üç önemii gelışme
üzerinden şekillendiği söylenebilir. Bırincisi, dün-
ya ekonomisinde birgüçlü büyume dönemi kapa-
nıyor. Merkez ülkelerden kaynaklanan eş zamanlı
bir resesyon yayılıyor. The Economist bu hafta "pa-
raşütünüzü takınız" diyordu. Diğer taraftan,
1980'lerde, ekonomik krize karşı bir uyum ve dü-
zenleme yöntemi olarak benimsenen neoliberal
politikaların, IMFgibi kurumlann, artık işlevleriniyi-
tirdiği söylenebilir: Bugün neoliberal politikalar, uy-
gulandıkça krizleri daha da derinleştiriyorlar.
"Dönemin ruhunu" belirleyen üçüncu bir geliş-
me de neoliberalizme karşı dünya çapında yükse-
len toplumsal muhalefet. MAI karşıtı hareket ola-
rak başlayan bu muhalefet, Seattle'dan geçerek
Cenova'ya kadar geldi. Ama bu süreçte gorülen-
ler, (global medya tekellerinin izin verdiği kadarıy-
la) bir buzdağının ucu bile değil. Hemen her gün
dünyanın bir kentinde, on binlerin katıldığı büyük
protesto yürüyüşleri yaşanıyor. Dünyada büyük bir
dalga yükseliyor. Bu dalga, her yerde, IMF politi-
kalanna karşı çıkıyor, dev şirketlerin egemenliğine,
ekonomik küreselleşmenin tahribatına son ver-
mek, yerele, insana, doğaya, dayanışmaya, barı-
şa, demokrasiye önem veren, aşağıdan yukan bir
küreselleşme istiyor. "Böyle bir küreselleşme te-
orik olarak mümkün müdür" sorusu ise bu aşama-
da önemli değil. Önemli olan "dönemin ruhu"nun
metalaşmaya, piyasa ekonomisine dayalı kuresel-
leşmeye karşı şekilleniyorolması. Sosyal demok-
ratlar bu dalganın ilk aşamasında uyudular, gel-
mekte olduğunu göremedller, hâlâ da önemini kav-
ramış değiller. Bir istisna sanınm Fransız Sosyalıst
Partisi. Mali sermayenin sözcüleri, bu dalgaya ba-
karak siyaset yapmanın Fransız Sosyalist Parti-
si'ne ne gibi olanaklar getirdiğini fark etti, bu tutu-
mun diğer sosyal demokratlarca da benimsenme-
sinden korkarak, Wall Street Journal'ın bir başma-
kalesinin gösterdiği gibi savaş bayrağını açtı bile
(27/08).
Nasıl yakalanır
Şimdi, dünya ekonomisinin düzenlenmesi için
yeni yöntemler gerekiyor. Sanırım bu yeni yöntem-
ler, kapitalizmi güçlendirmek, birçok geli'şmekte
olan ülkede çökerek kaosa yol açmasını engelle-
mek için ister istemez mali sermayenin taleplerine
değil üretken sermayenin gereksinimlerine, büyü-
meye, yoksulluğu hafifletmeye öncelik vermek zo-
runda kalacak. Hem "kapitalizme" hem de büyük
şirketlere yönelik tepkileri uyuşturmak, ama bu ara-
da geçen dönemde sendikalara karşı kazanılan
mevzileri de korumak gerektiğini "sanayinin kap-
tanlan" çoktan fark etmişlerdi. Bu bağlamda, Da-
vostoplantısında, "sivil toplum örgütleriyle" işbir-
liği yapmanın önemi sık sık vurgulandı.
Peki bu sosyal demokrasi "dönemin ruhuna"
uygun bir yaklaşımı nasıl oluşturabilir? Galiba ilk
önce, 1980'lerde sandıktan çıkarılıp giyilen, şimdi
de artık lime lime olmuş elbiselerden kurtulmak
gerekiyor. Sosyal demokrasi, "serbest piyasa,
özelleştirme vb. sorunlan çözer" saplantısından
kurtulamazsa yine treni kaçırabilir. Çünkü, bu gün
olmasa bile yann, muhafazakâr partiler, derinleşen
krizin ve yükselen muhalefetin basıncıyla ama ken-
di otoriter, seçkinci yöntemleriyle bu elbiseleri çı-
kanp atacaklar. Gelişmekte olanla gelmekte olanı
göremezse, sosyal demokrasi, demokratik, halk-
çı bir seçeneği temsil eden bir siyasi özne olma fır-
satını bir kez daha elinden kaçırabilir.
Bu gelmekte olan fırsatı kullanabilmek için, sos-
yal demokrasinin, "küreselleşmeyi", hiç olmazsa
onun içinde, halkın ve ulusun çıkarianna bir yer
bulmaya çalışan antiemperyalist, eşitlikçi, özgür-
lükçü bir yaklaşımla sorgulamaya başlaması doğ-
ru bir adım olurdu. Ama itiraf etmeliyim ki iyimser
değilim. Sosyal demokrasinin saflarında, dünün
"küreselleşme kaçınılmazdır", "yepyeni bir aşa-
madır", "ulus devletyerini uluslarüstü kuruluşlara
bırakıyor", "sınıf çeliskisi önemli değil", "sağ-sol
yok oluyor", "Şimdi Üçüncü Yol var" gibi skolas-
tik, hiçbir ciddi veri tabanına dayanmayan (bu yüz-
den ideolojik!) varsayımları hâlâ itibargörüyor. He-
nüz ortada, sosyal demokrasinin ülke ve dünya
sorunlanna, çoğunluğun, emekçilerin, köylülerin,
ortasınrflann hattasanayicilerin "ağnlanna", mad-
di taleplerine kulak vererek, gelişmeleri bunlann
gözünden görmeye çalışarak yaklaşmaya baş-
ladığını düşündüren bir işaret yok.
Mardin Kızıltepe
1 ton esrar ele geçirfldi
MARDİN (AA) -
Mardin'in Kızıltepe il-
çesine bağlı Akalın kö-
yünde gerçekleştirilen
operasyonda, 1 ton 16
kilogram kubar esrar ele
geçirildi.
Mardin Valisi Temel
Koçaklar, yaptığı yazılı
açıklamada. Il Jandar-
ma Komutanlığı istih-
barat birimlerince yürü-
tülen operasyonla ilgili
soruşturmanın derinleş-
tirilerek devam ettiği.
sanıklann yakalanabil-
mesi için çalışmaların
sürdüğü kaydedildi.