25 Ocak 2025 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı lbrahim Istıhbarat Ceogiz Yıldırım 9 Ekonomı Özlem Yûzak 9 Kultur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami Karaören 9 Duzelttne Abdullah Yazıcı 9 Bılgı- Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmel Faraç 9 A\rupa Temsılcısı Güray Öz Yddız 9 Yazıışlen Muduru Safim Alpaslan 9 Sorumlu Mudur Fikret İlkiz 9 Haber Merkezı Muduru Hakan Kara Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya. Şiıkran Soner, İbrahim YİIdız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No 125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel'4195020(7hat), Faks- 4195027 9 lzırur Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 23Tel 4411220. Faks 44191179AdanaTemsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, Inonü Cd. 119 S. No 1 Kat.I, TeL 363 12 11. Faks 363 12 15 Muessese Mûdüni Erol Erkut 9 Koordmatör Abmet Korulsan 9 Mu- hasebe Bülent Yener9 ldare Hüseyin Gürer 9 Satış Ka'zilet Kuza M E D V A C: • Yönetım Kun Başkanı - Genel Müdür Gûlb Erduran # Koordınatör Re IşıtmaB • Genel MudurYardımcı SetdaÇobuı Tel 514 07 53 51195 80-511846061.Faks 51184 ^ a>ımla\an \e Basan: \ enı Gun Haber AjanM. Basın ve Yayıncıtık A Ş TurkoLjğıCad 19 41 Cagaloglu 34Ü4 lstanbul PK 246 - Sı'rkecı 34415 Istanbu! Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 www.curohunyet.com.tr 25 AĞUSTOS 2001 Imsak:4.41 Güneş:6.17 Öğle: 13.13 Ikındi: 16.56 Akşam: 19.57 Yatsı:21.2! Kuşluklarda turist ağırlanacak • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehır'ın önemli tunzm merkezlerinden Göreme beldesınde bulunan kayadan oyma güvercın yuvalannın tunzme kazandınlması istendı. Göreme Beledıye Başkanı Fevzı Günal. Romalılar döneminde kayalardan oyularak yapılan güvercinliklenn, artık işlevlenni yıtırdiğini söyledı. Fevzi Günal. halk arasında 'kuşluk' adı da verilen güvercinliklerin, asıl yapısı ve doğal dokusu bozulmadan birer odacık haline getırilip bölge turizmıne kazandınlmasını istedi. Günal. "Bu odalarda tunstler ve bölgemıze gelen mısafirler banndınlabilir. Nevşehir Millı Emlak Müdürlüğü'ne kuşluklann bize devredılmesi içın başvuracağız" dedi. Cinsiyet değiştipıne • BANGKOK(AA)- Tayland'ta tunzmcıler, batılı ülkelere oranla daha ucuza mal olan başanlı cinsiyet değıştırme amehyatlannı tur paket programlanna koymayı planlıyor. Tayland'ın güneyindeki Phuket adasında son zamanlarda cinsiyet değıştirme ve estetik ameliyatlanna aşın rağbet gösterildiği ve ameliyatlarda diğer ülkelere göre daha başanlı sonuçlar elde edildiğı bıldırildi. Phuket'teki sağhk yetkilısı Jamriang Choosaengchai, sloganlannın hazır olduğunu söyledi: "Cinsiyet değışikliği istiyorsanız, Phuket'i düşünün." AtatiiPk Evi restore edilecek • RİZE(AA)- Atatürk"ün Rıze'de kaldığı ev, restore edilecek. Rıze'nin Müftü Mahallesı'nde müze haline getınlen evin kapsamlı olarak restore edıleceğı belırtılerek, restore çalışmalan ıçin lOOmıIyar lıralık harcama yapılacağı kaydedildı. Atatürk'ün 17 Eylül 1924yıhnda Rize'ye geldığınde bır gece konakladığı ev, yaklaşık 20 yıl önce Osman Mataract tarafından Atatürk Müzesı yapılmak üzere tl Özel ldaresı'ne hibe edılmıştı. Diş röntgeniyle saptama • CHICAGO(AA)- California Üniversitesi Dişçilik Okulu'nda yapılan araştırmalarda, panoramik veya geniş açı ıle çekilen diş röntgeninde, boyun damarlannda meydana gelen tıkanmalar saptanabildı. Herhangi bir nörolojik rahatsızlığı olmayan ve 12 ay boyunca âdet görmemiş 70.4 yaş grubu 52 kadınm diş röntgenlen incelendi. Deneklerde, boyun damarlarının tıkanmasuıa yol açabılecek diğer risk faktörleri de göz önüne alındı. Radyografinin, deneklerin boynundaki damarlarda meydana gelen kireçlenmenin yüzde 31'ini gösterdiği ve boyun damarlannda kıreçlenme saptanan kadınlann, olası bir ınme ve beyin kanaması riskı ıçınde olduklan belırlendı. 200 küsur yıllık Ahırkapı Feneri, gemicilerin sadık dostu, Sekbaş ailesinin ise sıcak yuvası ceyıJlhırkapı Feneri 'nin görevlisi Ahmet Sekbaş, burada eşiyle ve çocuğuyla yaşıyor. Güneş battıktan sonra işe başhyorlar. Konuklarını gündüz değil gece ağırlıyorlar. Gecenin karanhğında kalmış gemilere ışığıyla yol gösteren Ahmet Sekbaş, gündüz de fenerden ayrılmadığını söylüyor. Çünkü, gündüz denizi her an sis basabilir. Kısacası Sekbaş 'lar, yaşamlarım Ahırkapı Feneri 'ne kurmuş. Tek korkuları ise çocukları Altan 'ın sosyalleşememesi. Fener, birfoirinden bağunsız 136 basamaktan oluşuyor. stanbul Haber Servisi - Her gün boğazdan geçen onlarca ge- minin karaya çarpmasını engel- leyen, gün batımında yanan ışık- lanyla gemicilerin rotası olma yüceliğini içine sindiren Ahırka- pı Feneri, bir ailenin de sıcak yu- vası "Bizim için sabah, öğteden sonra. tşimizi seviyoruz. Fenerle ilgilenmediğim zamanlar bu ko- ca bahçeyle uğraşıyorum" Ahır- kapı Feneri'nin görevlisi Ahmet Sekbaş, böyle özetliyor bir gü- nünü. Sekbaş ailesi, fenerin he- men yanıbaşmdaki konunda ya- şıyor. Güneş battıktan sonra işe başlayan Sekbaş ailesi, konukla- nnı gece ağırhyor, karanlıkta ay- dınlığı yaşıyor. Sekbaş ailesi kendilerine, fe- nerin bıtişığinde Istanbul'un yo- ğunluğundan uzak, sessiz bir yu- va kurmuş. Meyve ağaçlanyla dolu koca bahçelerinde sebze de yetiştiriyor, yakın çevrelerinde komşulannın bulunmamasmdan kay- naklanan yalnızhklannı köpekleriyle paylaşıyorlar. ElektirlRler keslllrse... 1994 yılından beri burada çahşan Ahmet Sekbaş, 1857 yıhnda Fransız- lar tarafından inşa edilen fenerin, de- nizden 25 mil uzaklıktan görüldüğünü anlatıyor. Denızden yüksekliği 36, ka- radan yüksekliği ise 27 metre olan fe- nerin, birbirinden bağımsız 136 basa- maktan oluştuğunu ifade eden Sekbaş, iizeçeviriyorlar kurulan elektrik sistemiyle her gün bu merdivenleri çıkma zahmetinden kur- tulduğunu da söylüyor. Fenerin Fran- sızlar döneminde gazlı sıstemle çalış- tığını anlatan Sekbaş, elekrriklerkesil- diğinde gazlı sistemle feneri çalıştırdık- lannı belirtiyor. Gündüzleri dahi fenerden aynlama- dıklanna dikkat çeken Sekbaş, "Gün- düz her an denizi sis kaplayabilir, bu durum gemicilerin göriiş alanlannın darahnasma ve kaza yapnvalanna ne- den oiar" diye konuşuyor. Fenenn, 1980 yılına dek babadan oğula geçiş sistemiy- le ışletildiğini ve babasının da bu işi yap- tığını belirten Sekbaş, fenerin artık ya- şam tarzlan olduğunu belirtiyor. Sekbaş. işlennın güneş battıktan son- ra başlayıp gün ağannca sona erdiğiru, ancak bu durumun mıstik bır hava oluş- turduğunu dile getiriyor. Kendileri gi- bi misafirlerini de bu yaşam tarzına alıştırdıklannı, konuklannı ancak ge- celen ağırlayabıldıklennı gülümseye- rek söyleyen Sekbaş'ın, eşi Çiğdem Sekbaş ise komşulannın olmayışından, sosyal bir paylaşım yaşayamamaktan üzüntü duyduğunu vurguluyor. Sekbaş, çocuğumuz olan Altan'ın arki daşsız büvümesi" diyor. 8 yaşındaki Altan da bütün b konuşmalar sırasında sessiz kal yor, bizimle iletişim kurmakta kaçınıyor. Atan oyunlan, televb yon ve köpeğinden oluşturduğ dünyasında anne Sekbaş'ın dedı ği gibi Altan, arkadaşsız yaşama ya alışmış ve bu hayatı kabuller miş görünüyor. Kıyılardaki fenerler Türkiye Kıyılannda Buluna Belli Başlı Fenerlerin Hizmet Giriş Tarihleri: Ahırkapı Feneri 1857, Fenerbahçe Feneri- 1856 Bebek Feneri-1856, Anadolu Fe neri- 1856, Rumeli Feneri-185* Kızkulesı- 1857, Şile- 1857, Ka raburun (Karaburun-Rumeli) 1857, Çanakkale Sultaniye Kale si (Çımenlik)- 1856, Helles Fe ner (Çanakkale)- 1856, Gelibolu Fe neri- 1856, Kumkale Feneri (Çanak kale)- 1856, Fener Adası (Marmar. Hayırsızada)- 1857, Kihtbahir- 1857 Nara Burnu- 1857, Karakova Burnu 1857, Çardak- 1857, Kefken- 1879 Çeşme- 1879, Bafra- 1880, Bodrum 1880, Rize- 1884, Dikili- 1886, Yoro (Karadeniz)-1886, Oğlak Adası Foça 1887, Değirmen Burnu (Foça)- 1887 Alanya Feneri- 1880, Deveboynu Fe neri-1931, Akıncı Fenen (lskedenrun) 1933, Hopa Sarp Fenen-1980, Mersiı Feneri-1855, Mehmetçik Feneri-185( Prof. Dr. Onder Bilgi: Iskelet Nuh'a ait değil Cinsel yaşam hakkmdaki açıklamalar ağız dalaşına döndü CEMİLCtĞERİM SAMSUN - Bafra'dakı lkiztepe Örenyeri'nde 1981 yılından bu yana sürdürülen arkeolojık kazılara başkanlık yapan I.Ü. Öğretim Üyesı Prof. Dr. Önder Bilgi, kazılar sırasında bulu- nan bır ıskeletin Nuh Peygamber'e aıt oldu- ğu yolunda ABD'h su altı araştırmacısı Dr. Robert Ballard'ın ıddiasını yalanladı. Bıl- gı, "İkiztepe'de tufan olduğunu gösteren hiçbir ize bugüne kadar rastlamadık. Açıklamalar bilimsel değil" dedı. Prof. Bılgı, 1974 yıhnda Türk Tanh Ku- rumu tarafından başlatılan ve 1981 yılın- dan bu yana da kendisinın başkanlığında sürdürülen kazılar sırasında şimdıye ka- dar 628 iskelet bulunduğunu söyledı. Bil- gi şunlan anlattı: "ABD'ü deniz araşür- macısı Robert Ballard'ın, İkiztepe Antik Kcnti yakınlannda Nuh Peygamber'e ait olduğu sanılan bir iskelet ile gemiye ait ka- hnülar bulunduğu yolunda basında yer alan iddialannı şaşkınlıkla takip ettik. İkiz- tepe'de tufan olduğunu gösteren hiçbir ize bugüne kadar rastlamadık. Nuh Tufanı'nı araştirdığını sö\le\en Ballard, bilimsel hiçbir dayanağı bulunmayan açıklamalarda bulu- nuyor. O iskelet bu zamana kadar bulduğu- muz 628 Lskeletten bir tanesi." Prof. Dr. Bılgi, Ikiztepe'yi Nuh Tufanı ile bağdaştırmanın tarihe ve bilime ihanet ola- cağını belirtti. Kadın seksten bahsederseAlmanya'da, kamuoyunun yakın- dan tanıdığı ünlü kadınlann cinsel yaşamlan hakkında yaptıklan ce- sur açıklamalar "kadın dünyası"nı ikiye böldü. Ikı tarafın yazılı basın ve televizyon ekranlan aracılığıyla sürdürdüklerı ağız dalaşından derle- me yapan Bunte dergisi de tartışma- yı okurları için özetlemiş oldu. Yazıya göre, günümüzde, erkek- lerden geri kalmaya- rak seks hakkında özgürce fikirlerini söyleyen kadınlann sözleri konuya daha muhafazakâr yakla- şan kadınlann tepki- sini çekti. Alman n- tv kanalınm sunucu- su Ariane Som- mer'ın, "İyi seks tabulann ol- madığı sekstir. 15 yaşındaki er- * kek arkadaşımla hemen iliş- » kiye gjrmek istedim" sözle- ri tartışmanın nedenlenn- den. Manken Giulia Si- egel'in "Benim seks oyuncağım 65110", Çarkı Felek'in sunucusu Sonya Kraus'un "Sadomazo mu? • Meierhenrich, tarttşmalara "Yatak hayatuun tüm aynntılannı gazete sayfalanna taşıyamk kariyer yapdmaz' diyerek katütL Sado belki ama mazo asla" ve program yapımcı ve sunucusu Barbara Schöne- berger'in "Ben bir erkek benimle her türlü şeyidenerse seksten hoşlanınm" demelen de tartışmayı tırmandıran di- ğer unsurlar. Özel yaşamın ınsanlann kendınde saklı kalması gerektiğıni sa- vunan ünlü kadınlann başında ise MDR kanalınm sunucusu Kim Fisher gelıyor. Fisher, "Bunun fahişelikten far- kı yok" gibi ağır bir ıfade kullanıyor. Sat l'in sunucu- larından Caroüne Beil. "Ben böyle şe> leri söylemeye uta- nırun" dıyor. Nova Meier- henrich de u Yatak hayatuun tüm aynn- tılannı gazete sayfaianna ta- şıyarak kariyer \apdmaz" diyerek ters çıkıyor karşı gruba. "Cesur kadınlar kulübü" ise kendilerinı "Erkekler konuşuyor da biz neden konuşmayahm?" diyerek savunu- yorlar. Bu tartışma biter mı bitmez mi bilmmez. Ancak. Bunte konuya bir uz- man görüşüyle nokta koyuyor. Psikoloji Profesörü Peter Wipper- mann'ın görüşüne göre kadınlar, artık "kariyer, özgüriük ve erkek arkadaş" üçlüsünü tercih ediyorlar. Kolon kanserinin düşmanlar • CHICAGO (AA) - Tüysüz şeftali, meyve ve sebzelerin kalın bağırsak kanseri riskini düşür- düğü saptandı. Isveç'te Karolinski Enstitü- sü'nde yapılan araştırmalarda, tüysüz şeftalide bulunan Beta-cryptoxanthin maddesinin ve fi- berinın, kalın bağırsak kanserinin oluşmasını engellediği belirlendi. Bilim adamları, kolon vt rektum kanseri riskinin meyve ve sebze tüketi- miyle ilgili olduğunu belirtiyor. \ e-posta : tan @ prizma. net. tr MESELA DEDIK ERDAL ATABEK Gazetede böyle bir haber oku- yunca canım sıkıldı. Şimdi bu sırada böyle haber mi çıkar? Başlığı okudum da haberi oku- madım. Hayvanlarla ilgili haber- ler ara sıra gazetelerde yer alır ama böyle düpedüz "eşek aram- yor" diye bir başlık tuhaf oluyor. Buna da bizim eşeklere bakışı- mız neden oluyor. "Eşekaranıyor" deyince aklımıza gelen, taşıtacak yükü olanlann sabırlı bir hayvan aradıklandır. Bu "sabırh hayvan" sözüne karşı bir alınganlığımız mı var? Kimi zaman kendimizi gereğinden fazla sabırlı mı bulu- yoruz, bilemiyorum. Sonra gaze- teyi yeniden aldım, haberi oku- dum. EşekAranıyor... Tuıistler eşek ariYormıış... oğrusu çok rahatladım. Me- ğer Kapadokya'da tunstler "eşek turlan w yapıyorlarmış da bu nedenle "turist eşekleri" ara- nıyormuş. Artık bunda bir şey ol- maması gerek. Turistler her yer- de oraya özgü şeyler ararlar, turist- leri bir yere çeken de budur. Bi- zim tarihimız var, bu doğru. Gü- neşimiz, kumumuz, denizimiz de iyi. Ama bunlar başka yerlerde de var. Şimdi bütün bunlara bır de gü- zel gözlü eşeklerımiz eklenince fark yaratmış olmaz mıyız? Doğ- rusu içime ferah sulan serpildi. Bu kriz döneminde bizi eşeklerin kur- taracağını öğrenınce çok rahatla- dım. Bakın, insanı neyin kurtara- cağı hiç belli olmuyor. Hani ara- balarda hava yastıkları var da ha- yat kurtanyor ya, ışte bizim eşek- lerimiz de bızı kurtanyor. Tunst- leri eşeklere bındiriyoruz, bir tur. bir tur daha. hadi bakalım. En bü- yük reklamımız böylece yapıhruş oluyor. Turist, memleketine gi- dınce ne diyor? "Aman" dıyor, "ne yapuı yapın oralara gidin, ge- ri kalan her şey her yerde var, ama eşekler yalnız orada. Eşeğe bin- meden de tatil yapom demeyin". Işte sonunda biz de hiç ummadı- ğımız yerden iyi bir destek aldık. Yaşasın eşekler demekten kendi- mizi alamıyoruz. Ayılarımız da var ama... yılanmız da iyidir, ama da- ha pek faydalannı görme- dik. Tunstler belki ayılanmızı da beğenirlerdi ya biz konuya layı- kıyla giremedik. Ayılan, turistle- re hizmet verecek biçimde eğite- memek bize çok pahahya mal oluyor. Aslında ayılanmız da boş durmuyor ama verdikleri hizmet turistik özellik taşımadığı için işe yaramıyor. Bu krizde böyle mi olmalı. Bakın, herkes canını dişine takmış, elinden geleni ya- pıyor ki şu dar zamanları atlata- lım. Ama ayılanmız hiçbir şeyin farkında değil, bildikleri ayılık- lan yapıp duruyorlar. Öyle mi olur? Böyle zamanlarda bildi- ğin ayılığı yapman yeterli ol- maz, bilmediğin ayılıkları öğre- neceksin ki faydası olsun. Bi- zim ayıcılar (ayı oynatanlara böy- le denir), hem ayılara eziyet eder hem de babadan kalma oyunla- n oynatırlar. "Göbek arma, ha- mamda yatma. kızlar babasuu görünce nasü bajTÜr?" gibi oyun- lar artık ilgi çekmıyor. Ayılara öğ- retilecek yeni şeyler bulmalı. "Turist lazlara nasd arkadaşhk teküfedilir?''gibı, «Turistgöbek taşına nasü yayıhr?" gibi yeni oyunlar öğretilmeli ki ayılar bu krizde işe yarasm. llgilileri uya- nyoruz, ayılann memleket ru- rizmine hizmet yolu tıkanma- malı. Krizden çıkmada ayılann rolünü kimse inkâr etmemeli. Develerin kıymetinl bilemezsek... evelerimiz de çok iyidir, ama yeterince değerlendir- mıyoruz. Pek pek bir iki yerde tu- ristleri deveye bindiriyoruz, bir de deve güreşleri var, o kadar. Deve son derece ekonomik bir hayvandır. Bir hamur topağı, bir kova suyla aylarca çalışır. Istenir- se hızlı, istenirse yavaş gider. Hız ayarına uyar. Taşımacılık hız- metlennde, hatta kent trafiğinde bile "deve kervancıhgı'' ile mil- yonlarca insan taşınır. Benzindi, LPG'ydi, zamdı, dolardı, hepsi- ni rafa kaldınr. Araba sürücüle- rinin yerini deveciler ahr. Zahmet- li yollarda katırlardan da yarar- lamlır. Önemli kişilere "lûks de- ve" hizmeti verilir. Bu develer çift hörgüçlü olur ki geçerken öteki develerin üzerindekiler, "vay be, kim gidryor acaba?" der- ler. Çare var, ama düşünen kim? Bereket versin ki şu köşede ya- ratıcı fikirler ortaya atıyoruz da hiç değilse içimiz ferahhyor. Ama bu memleket deveden bile ya- rarlanamıyorsa söylenecek bir şey kalmıyor. N'olacak bu mem- leketin hali?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle