Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı lbrahim Istıhbarat Ceogiz Yıldırım 9 Ekonomı Özlem
Yûzak 9 Kultur Handan Şenköken 9 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 9 Duzelttne Abdullah Yazıcı 9 Bılgı-
Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmel
Faraç 9 A\rupa Temsılcısı Güray Öz
Yddız 9 Yazıışlen Muduru Safim
Alpaslan 9 Sorumlu Mudur
Fikret İlkiz 9 Haber Merkezı
Muduru Hakan Kara
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya. Şiıkran
Soner, İbrahim YİIdız, Orhan
Bursalı, Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No
125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTel'4195020(7hat), Faks-
4195027 9 lzırur Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv
1352 S 23Tel 4411220. Faks 44191179AdanaTemsılcısı.
Çetin Yiğenoğlu, Inonü Cd. 119 S. No 1 Kat.I, TeL 363
12 11. Faks 363 12 15
Muessese Mûdüni Erol
Erkut 9 Koordmatör
Abmet Korulsan 9 Mu-
hasebe Bülent Yener9
ldare Hüseyin Gürer
9 Satış Ka'zilet Kuza
M E D V A C: • Yönetım Kun
Başkanı - Genel Müdür Gûlb
Erduran # Koordınatör Re
IşıtmaB • Genel MudurYardımcı
SetdaÇobuı Tel 514 07 53
51195 80-511846061.Faks 51184
^ a>ımla\an \e Basan: \ enı Gun Haber AjanM. Basın ve Yayıncıtık A Ş
TurkoLjğıCad 19 41 Cagaloglu 34Ü4 lstanbul PK 246 - Sı'rkecı 34415 Istanbu!
Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat)
Faks (0 212)513 85 95 www.curohunyet.com.tr 25 AĞUSTOS 2001 Imsak:4.41 Güneş:6.17 Öğle: 13.13 Ikındi: 16.56 Akşam: 19.57 Yatsı:21.2!
Kuşluklarda
turist
ağırlanacak
• NEVŞEHİR
(Cumhuriyet) -
Nevşehır'ın önemli
tunzm merkezlerinden
Göreme beldesınde
bulunan kayadan oyma
güvercın yuvalannın
tunzme kazandınlması
istendı. Göreme
Beledıye Başkanı Fevzı
Günal. Romalılar
döneminde kayalardan
oyularak yapılan
güvercinliklenn, artık
işlevlenni yıtırdiğini
söyledı. Fevzi Günal.
halk arasında 'kuşluk'
adı da verilen
güvercinliklerin, asıl
yapısı ve doğal dokusu
bozulmadan birer odacık
haline getırilip bölge
turizmıne
kazandınlmasını istedi.
Günal. "Bu odalarda
tunstler ve bölgemıze
gelen mısafirler
banndınlabilir. Nevşehir
Millı Emlak
Müdürlüğü'ne
kuşluklann bize
devredılmesi içın
başvuracağız" dedi.
Cinsiyet
değiştipıne
• BANGKOK(AA)-
Tayland'ta tunzmcıler,
batılı ülkelere oranla
daha ucuza mal olan
başanlı cinsiyet
değıştırme amehyatlannı
tur paket programlanna
koymayı planlıyor.
Tayland'ın güneyindeki
Phuket adasında son
zamanlarda cinsiyet
değıştirme ve estetik
ameliyatlanna aşın
rağbet gösterildiği ve
ameliyatlarda diğer
ülkelere göre daha
başanlı sonuçlar elde
edildiğı bıldırildi.
Phuket'teki sağhk
yetkilısı Jamriang
Choosaengchai,
sloganlannın hazır
olduğunu söyledi:
"Cinsiyet değışikliği
istiyorsanız, Phuket'i
düşünün."
AtatiiPk Evi
restore edilecek
• RİZE(AA)-
Atatürk"ün Rıze'de
kaldığı ev, restore
edilecek. Rıze'nin Müftü
Mahallesı'nde müze
haline getınlen evin
kapsamlı olarak restore
edıleceğı belırtılerek,
restore çalışmalan ıçin
lOOmıIyar lıralık
harcama yapılacağı
kaydedildı. Atatürk'ün
17 Eylül 1924yıhnda
Rize'ye geldığınde bır
gece konakladığı ev,
yaklaşık 20 yıl önce
Osman Mataract
tarafından Atatürk
Müzesı yapılmak üzere
tl Özel ldaresı'ne hibe
edılmıştı.
Diş röntgeniyle
saptama
• CHICAGO(AA)-
California Üniversitesi
Dişçilik Okulu'nda
yapılan araştırmalarda,
panoramik veya geniş açı
ıle çekilen diş
röntgeninde, boyun
damarlannda meydana
gelen tıkanmalar
saptanabildı. Herhangi
bir nörolojik rahatsızlığı
olmayan ve 12 ay
boyunca âdet görmemiş
70.4 yaş grubu 52
kadınm diş röntgenlen
incelendi. Deneklerde,
boyun damarlarının
tıkanmasuıa yol
açabılecek diğer risk
faktörleri de göz önüne
alındı. Radyografinin,
deneklerin boynundaki
damarlarda meydana
gelen kireçlenmenin
yüzde 31'ini gösterdiği
ve boyun damarlannda
kıreçlenme saptanan
kadınlann, olası bir ınme
ve beyin kanaması riskı
ıçınde olduklan
belırlendı.
200 küsur yıllık Ahırkapı Feneri, gemicilerin sadık dostu, Sekbaş ailesinin ise sıcak yuvası
ceyıJlhırkapı
Feneri 'nin görevlisi
Ahmet Sekbaş, burada
eşiyle ve çocuğuyla
yaşıyor. Güneş battıktan
sonra işe başhyorlar.
Konuklarını gündüz
değil gece ağırlıyorlar.
Gecenin karanhğında
kalmış gemilere ışığıyla
yol gösteren Ahmet
Sekbaş, gündüz de
fenerden ayrılmadığını
söylüyor. Çünkü,
gündüz denizi her an
sis basabilir. Kısacası
Sekbaş 'lar, yaşamlarım
Ahırkapı Feneri 'ne
kurmuş. Tek korkuları
ise çocukları
Altan 'ın
sosyalleşememesi.
Fener,
birfoirinden
bağunsız 136
basamaktan
oluşuyor.
stanbul Haber Servisi - Her
gün boğazdan geçen onlarca ge-
minin karaya çarpmasını engel-
leyen, gün batımında yanan ışık-
lanyla gemicilerin rotası olma
yüceliğini içine sindiren Ahırka-
pı Feneri, bir ailenin de sıcak yu-
vası "Bizim için sabah, öğteden
sonra. tşimizi seviyoruz. Fenerle
ilgilenmediğim zamanlar bu ko-
ca bahçeyle uğraşıyorum" Ahır-
kapı Feneri'nin görevlisi Ahmet
Sekbaş, böyle özetliyor bir gü-
nünü. Sekbaş ailesi, fenerin he-
men yanıbaşmdaki konunda ya-
şıyor. Güneş battıktan sonra işe
başlayan Sekbaş ailesi, konukla-
nnı gece ağırhyor, karanlıkta ay-
dınlığı yaşıyor.
Sekbaş ailesi kendilerine, fe-
nerin bıtişığinde Istanbul'un yo-
ğunluğundan uzak, sessiz bir yu-
va kurmuş. Meyve ağaçlanyla
dolu koca bahçelerinde sebze de
yetiştiriyor, yakın çevrelerinde
komşulannın bulunmamasmdan kay-
naklanan yalnızhklannı köpekleriyle
paylaşıyorlar.
ElektirlRler keslllrse...
1994 yılından beri burada çahşan
Ahmet Sekbaş, 1857 yıhnda Fransız-
lar tarafından inşa edilen fenerin, de-
nizden 25 mil uzaklıktan görüldüğünü
anlatıyor. Denızden yüksekliği 36, ka-
radan yüksekliği ise 27 metre olan fe-
nerin, birbirinden bağımsız 136 basa-
maktan oluştuğunu ifade eden Sekbaş,
iizeçeviriyorlar
kurulan elektrik sistemiyle her gün bu
merdivenleri çıkma zahmetinden kur-
tulduğunu da söylüyor. Fenerin Fran-
sızlar döneminde gazlı sıstemle çalış-
tığını anlatan Sekbaş, elekrriklerkesil-
diğinde gazlı sistemle feneri çalıştırdık-
lannı belirtiyor.
Gündüzleri dahi fenerden aynlama-
dıklanna dikkat çeken Sekbaş, "Gün-
düz her an denizi sis kaplayabilir, bu
durum gemicilerin göriiş alanlannın
darahnasma ve kaza yapnvalanna ne-
den oiar" diye konuşuyor. Fenenn, 1980
yılına dek babadan oğula geçiş sistemiy-
le ışletildiğini ve babasının da bu işi yap-
tığını belirten Sekbaş, fenerin artık ya-
şam tarzlan olduğunu belirtiyor.
Sekbaş. işlennın güneş battıktan son-
ra başlayıp gün ağannca sona erdiğiru,
ancak bu durumun mıstik bır hava oluş-
turduğunu dile getiriyor. Kendileri gi-
bi misafirlerini de bu yaşam tarzına
alıştırdıklannı, konuklannı ancak ge-
celen ağırlayabıldıklennı gülümseye-
rek söyleyen Sekbaş'ın, eşi Çiğdem
Sekbaş ise komşulannın olmayışından,
sosyal bir paylaşım yaşayamamaktan
üzüntü duyduğunu vurguluyor.
Sekbaş,
çocuğumuz olan Altan'ın arki
daşsız büvümesi" diyor.
8 yaşındaki Altan da bütün b
konuşmalar sırasında sessiz kal
yor, bizimle iletişim kurmakta
kaçınıyor. Atan oyunlan, televb
yon ve köpeğinden oluşturduğ
dünyasında anne Sekbaş'ın dedı
ği gibi Altan, arkadaşsız yaşama
ya alışmış ve bu hayatı kabuller
miş görünüyor.
Kıyılardaki fenerler
Türkiye Kıyılannda Buluna
Belli Başlı Fenerlerin Hizmet
Giriş Tarihleri: Ahırkapı Feneri
1857, Fenerbahçe Feneri- 1856
Bebek Feneri-1856, Anadolu Fe
neri- 1856, Rumeli Feneri-185*
Kızkulesı- 1857, Şile- 1857, Ka
raburun (Karaburun-Rumeli)
1857, Çanakkale Sultaniye Kale
si (Çımenlik)- 1856, Helles Fe
ner (Çanakkale)- 1856, Gelibolu Fe
neri- 1856, Kumkale Feneri (Çanak
kale)- 1856, Fener Adası (Marmar.
Hayırsızada)- 1857, Kihtbahir- 1857
Nara Burnu- 1857, Karakova Burnu
1857, Çardak- 1857, Kefken- 1879
Çeşme- 1879, Bafra- 1880, Bodrum
1880, Rize- 1884, Dikili- 1886, Yoro
(Karadeniz)-1886, Oğlak Adası Foça
1887, Değirmen Burnu (Foça)- 1887
Alanya Feneri- 1880, Deveboynu Fe
neri-1931, Akıncı Fenen (lskedenrun)
1933, Hopa Sarp Fenen-1980, Mersiı
Feneri-1855, Mehmetçik Feneri-185(
Prof. Dr. Onder Bilgi:
Iskelet Nuh'a
ait değil
Cinsel yaşam hakkmdaki açıklamalar ağız dalaşına döndü
CEMİLCtĞERİM
SAMSUN - Bafra'dakı lkiztepe Örenyeri'nde
1981 yılından bu yana sürdürülen arkeolojık
kazılara başkanlık yapan I.Ü. Öğretim Üyesı
Prof. Dr. Önder Bilgi, kazılar sırasında bulu-
nan bır ıskeletin Nuh Peygamber'e aıt oldu-
ğu yolunda ABD'h su altı araştırmacısı Dr.
Robert Ballard'ın ıddiasını yalanladı. Bıl-
gı, "İkiztepe'de tufan olduğunu gösteren
hiçbir ize bugüne kadar rastlamadık.
Açıklamalar bilimsel değil" dedı.
Prof. Bılgı, 1974 yıhnda Türk Tanh Ku-
rumu tarafından başlatılan ve 1981 yılın-
dan bu yana da kendisinın başkanlığında
sürdürülen kazılar sırasında şimdıye ka-
dar 628 iskelet bulunduğunu söyledı. Bil-
gi şunlan anlattı: "ABD'ü deniz araşür-
macısı Robert Ballard'ın, İkiztepe Antik
Kcnti yakınlannda Nuh Peygamber'e ait
olduğu sanılan bir iskelet ile gemiye ait ka-
hnülar bulunduğu yolunda basında yer
alan iddialannı şaşkınlıkla takip ettik. İkiz-
tepe'de tufan olduğunu gösteren hiçbir ize
bugüne kadar rastlamadık. Nuh Tufanı'nı
araştirdığını sö\le\en Ballard, bilimsel hiçbir
dayanağı bulunmayan açıklamalarda bulu-
nuyor. O iskelet bu zamana kadar bulduğu-
muz 628 Lskeletten bir tanesi."
Prof. Dr. Bılgi, Ikiztepe'yi Nuh Tufanı ile
bağdaştırmanın tarihe ve bilime ihanet ola-
cağını belirtti.
Kadın seksten
bahsederseAlmanya'da, kamuoyunun yakın-
dan tanıdığı ünlü kadınlann cinsel
yaşamlan hakkında yaptıklan ce-
sur açıklamalar "kadın dünyası"nı
ikiye böldü. Ikı tarafın yazılı basın
ve televizyon ekranlan aracılığıyla
sürdürdüklerı ağız dalaşından derle-
me yapan Bunte dergisi de tartışma-
yı okurları için özetlemiş oldu.
Yazıya göre, günümüzde, erkek-
lerden geri kalmaya-
rak seks hakkında
özgürce fikirlerini
söyleyen kadınlann
sözleri konuya daha
muhafazakâr yakla-
şan kadınlann tepki-
sini çekti. Alman n-
tv kanalınm sunucu-
su Ariane Som-
mer'ın, "İyi seks tabulann ol-
madığı sekstir. 15 yaşındaki er-
* kek arkadaşımla hemen iliş-
» kiye gjrmek istedim" sözle-
ri tartışmanın nedenlenn-
den. Manken Giulia Si-
egel'in "Benim seks
oyuncağım 65110", Çarkı
Felek'in sunucusu Sonya
Kraus'un "Sadomazo mu?
• Meierhenrich,
tarttşmalara "Yatak
hayatuun tüm
aynntılannı gazete
sayfalanna taşıyamk
kariyer yapdmaz'
diyerek katütL
Sado belki ama mazo asla" ve program
yapımcı ve sunucusu Barbara Schöne-
berger'in "Ben bir erkek benimle her
türlü şeyidenerse seksten hoşlanınm"
demelen de tartışmayı tırmandıran di-
ğer unsurlar. Özel yaşamın ınsanlann
kendınde saklı kalması gerektiğıni sa-
vunan ünlü kadınlann başında ise
MDR kanalınm sunucusu Kim Fisher
gelıyor. Fisher, "Bunun fahişelikten far-
kı yok" gibi ağır bir ıfade
kullanıyor. Sat l'in sunucu-
larından Caroüne Beil. "Ben
böyle şe> leri söylemeye uta-
nırun" dıyor. Nova Meier-
henrich de
u
Yatak hayatuun tüm aynn-
tılannı gazete sayfaianna ta-
şıyarak kariyer \apdmaz"
diyerek ters çıkıyor karşı
gruba. "Cesur kadınlar kulübü" ise
kendilerinı "Erkekler konuşuyor da biz
neden konuşmayahm?" diyerek savunu-
yorlar. Bu tartışma biter mı bitmez mi
bilmmez. Ancak. Bunte konuya bir uz-
man görüşüyle nokta koyuyor.
Psikoloji Profesörü Peter Wipper-
mann'ın görüşüne göre kadınlar, artık
"kariyer, özgüriük ve erkek arkadaş"
üçlüsünü tercih ediyorlar.
Kolon kanserinin düşmanlar
• CHICAGO (AA) - Tüysüz şeftali, meyve ve
sebzelerin kalın bağırsak kanseri riskini düşür-
düğü saptandı. Isveç'te Karolinski Enstitü-
sü'nde yapılan araştırmalarda, tüysüz şeftalide
bulunan Beta-cryptoxanthin maddesinin ve fi-
berinın, kalın bağırsak kanserinin oluşmasını
engellediği belirlendi. Bilim adamları, kolon vt
rektum kanseri riskinin meyve ve sebze tüketi-
miyle ilgili olduğunu belirtiyor.
\
e-posta : tan @ prizma. net. tr
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
Gazetede böyle bir haber oku-
yunca canım sıkıldı. Şimdi
bu sırada böyle haber mi çıkar?
Başlığı okudum da haberi oku-
madım. Hayvanlarla ilgili haber-
ler ara sıra gazetelerde yer alır
ama böyle düpedüz "eşek aram-
yor" diye bir başlık tuhaf oluyor.
Buna da bizim eşeklere bakışı-
mız neden oluyor. "Eşekaranıyor"
deyince aklımıza gelen, taşıtacak
yükü olanlann sabırlı bir hayvan
aradıklandır. Bu "sabırh hayvan"
sözüne karşı bir alınganlığımız
mı var? Kimi zaman kendimizi
gereğinden fazla sabırlı mı bulu-
yoruz, bilemiyorum. Sonra gaze-
teyi yeniden aldım, haberi oku-
dum.
EşekAranıyor...
Tuıistler eşek ariYormıış...
oğrusu çok rahatladım. Me-
ğer Kapadokya'da tunstler
"eşek turlan
w
yapıyorlarmış da
bu nedenle "turist eşekleri" ara-
nıyormuş. Artık bunda bir şey ol-
maması gerek. Turistler her yer-
de oraya özgü şeyler ararlar, turist-
leri bir yere çeken de budur. Bi-
zim tarihimız var, bu doğru. Gü-
neşimiz, kumumuz, denizimiz de
iyi. Ama bunlar başka yerlerde de
var. Şimdi bütün bunlara bır de gü-
zel gözlü eşeklerımiz eklenince
fark yaratmış olmaz mıyız? Doğ-
rusu içime ferah sulan serpildi. Bu
kriz döneminde bizi eşeklerin kur-
taracağını öğrenınce çok rahatla-
dım. Bakın, insanı neyin kurtara-
cağı hiç belli olmuyor. Hani ara-
balarda hava yastıkları var da ha-
yat kurtanyor ya, ışte bizim eşek-
lerimiz de bızı kurtanyor. Tunst-
leri eşeklere bındiriyoruz, bir tur.
bir tur daha. hadi bakalım. En bü-
yük reklamımız böylece yapıhruş
oluyor. Turist, memleketine gi-
dınce ne diyor? "Aman" dıyor,
"ne yapuı yapın oralara gidin, ge-
ri kalan her şey her yerde var, ama
eşekler yalnız orada. Eşeğe bin-
meden de tatil yapom demeyin".
Işte sonunda biz de hiç ummadı-
ğımız yerden iyi bir destek aldık.
Yaşasın eşekler demekten kendi-
mizi alamıyoruz.
Ayılarımız da var ama...
yılanmız da iyidir, ama da-
ha pek faydalannı görme-
dik. Tunstler belki ayılanmızı da
beğenirlerdi ya biz konuya layı-
kıyla giremedik. Ayılan, turistle-
re hizmet verecek biçimde eğite-
memek bize çok pahahya mal
oluyor. Aslında ayılanmız da boş
durmuyor ama verdikleri hizmet
turistik özellik taşımadığı için
işe yaramıyor. Bu krizde böyle
mi olmalı. Bakın, herkes canını
dişine takmış, elinden geleni ya-
pıyor ki şu dar zamanları atlata-
lım. Ama ayılanmız hiçbir şeyin
farkında değil, bildikleri ayılık-
lan yapıp duruyorlar. Öyle mi
olur? Böyle zamanlarda bildi-
ğin ayılığı yapman yeterli ol-
maz, bilmediğin ayılıkları öğre-
neceksin ki faydası olsun. Bi-
zim ayıcılar (ayı oynatanlara böy-
le denir), hem ayılara eziyet eder
hem de babadan kalma oyunla-
n oynatırlar. "Göbek arma, ha-
mamda yatma. kızlar babasuu
görünce nasü bajTÜr?" gibi oyun-
lar artık ilgi çekmıyor. Ayılara öğ-
retilecek yeni şeyler bulmalı.
"Turist lazlara nasd arkadaşhk
teküfedilir?''gibı, «Turistgöbek
taşına nasü yayıhr?" gibi yeni
oyunlar öğretilmeli ki ayılar bu
krizde işe yarasm. llgilileri uya-
nyoruz, ayılann memleket ru-
rizmine hizmet yolu tıkanma-
malı. Krizden çıkmada ayılann
rolünü kimse inkâr etmemeli.
Develerin
kıymetinl bilemezsek...
evelerimiz de çok iyidir,
ama yeterince değerlendir-
mıyoruz. Pek pek bir iki yerde tu-
ristleri deveye bindiriyoruz, bir
de deve güreşleri var, o kadar.
Deve son derece ekonomik bir
hayvandır. Bir hamur topağı, bir
kova suyla aylarca çalışır. Istenir-
se hızlı, istenirse yavaş gider. Hız
ayarına uyar. Taşımacılık hız-
metlennde, hatta kent trafiğinde
bile "deve kervancıhgı'' ile mil-
yonlarca insan taşınır. Benzindi,
LPG'ydi, zamdı, dolardı, hepsi-
ni rafa kaldınr. Araba sürücüle-
rinin yerini deveciler ahr. Zahmet-
li yollarda katırlardan da yarar-
lamlır. Önemli kişilere "lûks de-
ve" hizmeti verilir. Bu develer
çift hörgüçlü olur ki geçerken
öteki develerin üzerindekiler,
"vay be, kim gidryor acaba?" der-
ler.
Çare var, ama düşünen kim?
Bereket versin ki şu köşede ya-
ratıcı fikirler ortaya atıyoruz da
hiç değilse içimiz ferahhyor. Ama
bu memleket deveden bile ya-
rarlanamıyorsa söylenecek bir
şey kalmıyor. N'olacak bu mem-
leketin hali?