25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kuttur((i cumhuriyet.com.tr 15 100. yılı kutlanacak Nobel Ödülleri ekimde açıklanıyor »TOCKHOLM - OSLO (AA) - Bu yıl 100. /ılı kutlanacak olan Nobel Ödülleri, 8-12 Ekixn tarihleri arasında Isveç'in başkenti stockholm ve Norveç'in başkenti Oslo'da ıçıkdanacak. Nobel Vakfı tarafından yapılan içıkdamada, İsveç Akademisi'nin, Nobel Edebiyat Ödülü sahibini ne zaman açıkJayacağının geleneksel olarak belli olrraadığı bıldirildi. İlk olarak 8 Ekim'de fizyoloji veya tıp ödülünün sahibi açıkJanacak. 9 Ekim'de Nobel Fizik Ödülü sahibi kamuoyuna duyurulacak. 10 Ekim'de kimya ve ekonomi dallarındaki Nobel ödülü sahîpleri bellı olacak. 12 Ekim'de ise, Nobel B a n ş Ödülü sahibi açıklanacak. Tüm Nobel ödülleri, 10 milyon tsveç Kronu (yaklaşık 1.5 trilyon TL) tutarında. Bu yıl 100. kez sahîplerini bulacak olan Nobel ödülleri, Alfired Bernhard Nobel'in ölüm günü olan 10 Aralık'ta verilecek. Stockholm ve Oslo'da yapılacak ödül törenlerine. daha önceki yıllarda Nobel ödülü almış 200 kişinin de' kaülması bekleniyor. Dinamıt ve daha güçlü başka patlayıcıları geliştiren tsveçli kimyacı, mühendis ve sanayici Alfred Bernhard Nobel'in 10 Aralık 1896 yılında ölümünden sonra vasiyeti üzerine kurulan Nobel Vakfı'nın dağıttığı Nobel Ödülleri, ilk olarak 1901 yılında verilmeye başlanmıştı. GeorgesRousseIstanbuVda Kültür Servisi - Uluslararası üne sa- hip, özgün yapıtlanyla çağdaş fotoğraf- çılık alanında etkin bir rol oynayan Fransız fotoğrafçı Georges Rousse, Fransız Kültür Merkezi'nin davetiyle ilginç bir çalışma gerçekleştirmek üze- re Istanbul'a geldi. Sanatçının çahşma- larını sunacağı ilk mekân Galata'daki 'Cenevizler Sarayı', ikinci mekân ise ay- nı bınanın karşısında yer alan ve Fran- sız şair Andre Chenier'nin doğduğu ev olarak kabul edilen bina. Rousse, bu mekânlardaki çalışmala- nnı 31 Ağustos'a dek sürdürecek. 2001 sonbahannda da sanatçının 10'a yakın yapıtıyla Istanbul'da yapacağı iki özgün yapıtının sergilenmesi düşünülüyor. Georges Rousse, fotoğrafçılık ile re- sim ya da enstalasyon arasında yer ala- bilecek niteliğe sahip çalışmalar yapı- yor. Mimarhk eğitimi almış olan Rous- se, genelde, alışılmamış ve tarihsel un- surlar taşıyan mekânlarda çalışmalan- nı yapıyor. Böyle bir yer seçtikten son- ra, o mekânı, ya boyayarak ya da üç bo- yutlu basit ve kalıcı olmayan bir yapı ekleyerek değiştiriyor. Çalışmayı bitir- dikten sonra, bu göriintüyü fotoğraf ara- cıhğıyla kalıcı kılıyor. Doğadan çok kent düşlemini yeniden yaratmayı amaçlayan sanatçının bu girişimi, 'land art' denilen tarza yakın sayılıyor. Televizyon filmi olacak Cemal San 'Köçek'in çekimlerine başladı Kültür Servisi- Yapımcıhğını A.B.A Film'in ve sinema oyuncusu Berhan Şimşek'in üstlendiği 'Köçek' adlı televizyon filminin çekimleri geçen perşembe günü başladı. Filmin yönetmeni, senaryoyu da kaleme alan Cemal San. Talat Bulut. Nur Sürer, Toiga Çevik, Serdar Orçin, Teoman Mermutiu ve Cengiz Sezici'nin başlıca rolleri paylaştığı filmde, köçeklik mesleğinin toplumumuzda giderek körelmesi ve kaybolması konu ediliyor. Film, mesleğinin devam etmesi için bir çırak bulma derdine düşen köçek Hasan'ın kendisi, ailesi ve çevresiyle yaşadığı sorunlan, çıkış yollan ararken içine düştüğü trajikomik olaylan anlatıyor. Evli ve dört çocuk babası olan köçek ustasını canlandıran Talat Bulut' Köçek'in, sinema filmi olsaydı uluslararası platforma taşınabileceğini söylerken, canlandırdığı karakterin cesaret isteyen bir rol olduğunu düşünüyor. Hasan'ın eşi rolünde ise Nur Sürer var. Yapımcı Şimşek'e filmde gerçek oyunculan oynattığı için teşekkür eden Sürer, Talat Bulut'la uyumlu bir çalışma ortaya koyacağını umuyor. Konuk oyuncu olarak Sinan Bengier, Tolga Han ve Hikmet Karagöz'ün de yer alacağı, filmin daha sonra bir dizi filme dönüştürülmesi ise düşünülmüyor. ' Köçek' in çekimlerinin 4 Eylül'de bitmesi ve Show TV'de eylül sonunda gösterilmesi hedefleniyor. 3 Eylül'e dek sürecek Dünya Filmleri Festivali'nde 55 ülkeden 388 yapıt gösterilecek iirk yönetmenler MontreaPde ENGtN AŞKIN MONTREAL - 23 Ağustos'ta başlayan 25. Montreal Dünya Film- leri Festivali'nde ltalyan yapımı "CahilPeriler'' adlı filmin yönetme- ni Ferhan Özpetek'in yanı sıra 3 Türk >önetmen daha var. Semih Kaplanoğlu'nun "'Herkes Kendi Evinde", Serdar Akar'ın "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar". Yılmaz Erdoğan ve Ömer Faruk Sorak'ın "VTzontele" adlı yapımlannm Türkı- ye adına katıldığı festivalde 55 de- ğişik ülkeden 388 yapıt gösterime sunuluyor. 3 Eylül'de sona erecek olan etkin- likte yönetmen Kaplanoğlu'nun "Herkes Kendi Evinde" adlı filmi, Türkiye'nin güncel gerçekleriyle iç içe bir dramatik öyküyü anlatıyor. Bir taşra kentinde, 70'lı yıllarda te- levizyonla örtüşen bir değışimden insan manzaralan irdeleyen " Vizon- tete", yönetmen Yılmaz Erdoğan ve Ömer Faruk Sorak'ın bütçesi 2.5 milyon dolan aşan *en pahalı Türk filmi' sayılıyor. Serdar Akar'ın u Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" adlı yapımı, 12 Eylül darbesının ardından egenıenliğinı hâlâ sürdüren bir biçimlenmenin portresıni tanımlıyor. Koşullanmış bir toplumun sığınağı konumuna ge- len futbol saynsını dillendıren bu ya- pımda, küçük semt sakinlennden çok yoğun iletiler var. Jüride Hürya Uçansu da var Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği Uluslararası Istanbul Film Festivali'nin 1988'denbu yana yönetmenliğini yapan HüJya Uçan- su bu yılki Montreal Dünya Filmle- ri Festivali'nin jürisinde yer alacak. Uçansu, geçtiğimiz yıl da Roma'da düzenlenen 6. MEDFİLM Festiva- li'ne jüri başkanı olarak davet edil- mişti., Tek girişler için bilet ederi 8.5 do- lar olan film şenliğinde 10'luk top- lu biletler 65 dolara, 30 filmlik pas- lar ise 165 dolara satıhyor. JLJL ülya Uçansu'nun jüri üyesi olacağı 25. Montreal Dünya Filmleri Festivali'nde Türkiye'yi Ferzan Özpetek 'Cahil Periler'le, Serdar Akar 'Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'la, Semih Kaplanoğlu 'Herkes Kendi Evinde'yle, Yılmaz Erdoğan ve Ömer Faruk Sorak 'Vizontele'yle temsil edecek. 23 filmle katılan Almanya dizi- sinde Türk kökenlı ünlü yönetmen Thomas Arslan "Güzel Bir Gün - Der Schöne Tag" adlı yapımını su- nuyor. "Almancı" Türk kızının bi- reysel bunalımlannı sorgulayan yö- netmen Arslan, Türklerin dış yaşam- lanndan ortak saptamalar getiriyor. Montreal'de daha önce iki kezbü- yük ödüle değer bulunan tranlı bü- yük usta MecidMecidi'nin "Baran" adlı filmi, Afganistan' uı bitimsiz ya- şam depreminden bir içe bakış tab- losu. Ülkelerinden kaçmaya zorla- nan umutsuz yığınlann dramını öy- küleyen Mecidi, yakın-çekimleriyle ürperticı görünümler aktanyor se- yircisıne. Küba. yönetmen Humber- to Solas'ın "Du Miel Pour Oshun - Oshun tçin Bal" adlı yapımını geti- riyor Montreal 'e. Bosnalı emektar yönetmen Emir Kusturicada var festivalde. Kusturi- ca'nın "8 GÖrkemli Öykü" adlı ya- pımı bu kez Almanya adına katılıyor. Iranlı kadın yönetmen Rahşan Bani- İtimadTnin "Zir-e-Pust-e-şehr-Ken- tin Derisi Altuıda" adlı filmi yanı sı- ra Iran'dan gelen üçüncü yapım "Ddbaran", yönetmen EbuHazhCe- Kli'nin imzasını taşıyor. Dünya sinemaseverlerinin son yıl- larda ilgisini çeken ttalya çıkışlı Türk yönetmen Ferhan Özpetek'in festivaldeki filmi "Cahil Periler-La Fatelgnoranti", birbirini izleyen bir mutsuzluklar evreninden sayfalar açıyor. Bir kadının uğradığı ihanetin iç öyküsünü tanımlıyor film. Bek- lentilerin, düş kınklJclanna dönüş- tüğü bireysel bunalımı irdeliyor Öz- petek. Latin Amerika sinemasınm, daha önceki yıllarda olduğu gibi yoğun biçimde yer aldığı festivalde, Kaza- kistanh yönetmen Daracan Omir- baev'in "YoT adlı yapunı ızlenebı- lecek. Edinburgh Festivaliyetkilileri gerekçe olarak kısıtlı bütçeyi gösteriyor Resmi programda sergi yok Iskoç Lhısal Galerisi'ndeki 'Rembraııdt'ın Kadınlan' sergisinden. Kültür Servisi- The Sunday Times ga- zetesinde yer alan habere göre bu yılki Edinburgh Festivali'nde birçok ziyaret- çi, müzeler. galeriler ve festival yöneti- cileri arasında bir ortak çalışma olma- masından yakınıyor. Resmi festival prog- rammda sergilerden hiç söz edümeme- sine neden olan bu durum, festival için Edinburgh'a gelen birçok sanatseverin sergilerden habersiz aynlmasıyla sonuç- lanıyor. Festival yöneticisi BrianMcMasterbir açıklama yaparak durumu görsel sanat- ların festivallerde yer almadan da var o- labilmelerine bağladı. McMaster'ın bu tavnna görsel sanatlardan hoşlanmama- sı, sergilerin festivalin kısıtlı bütçesüıe katkı sağlamaması ve festival yönetimin- de Iskoç Ulusal Müzesi'nin genel yönet- meni Timothy ClirTord'a yetki verihnesi sebep gösteriliyor. Festival kapsamında yer almasa da bu yılın en iyi sergilerinden biri olan 'Rembrandt'ın Kadmlan' adlı sergi Is- koç Ulusal Galerisi'nde sergilenecek. Aynı galeride yer alan sergilerden diğer ikisi ise Fransa ile ttalya'daki sürgünleri anlatan 'TheKingOvertheVVater' ve sa- natçı bir çiftin yapıtlanndan oluşan 'The Surrealist and the Photographer'. Iskoç Ulusal Müzesi Modern Sanat Galerisi'ne bağlı Dean Galerisi'nde sür- realist ressam Ronald Penrose'un ve Amerikalı fotoğrafçı eşi Lee Miller'ın yapıtlan sergileniyor. Sergide Penro- se'un tablolan, kolaj ve obje çalışmala- nyla, yaşamının çeşitli dönemlerine ait yapıtlan yer alıyor. Miller ise Fransa ve Almanya'da fotoğraflar çeken, Münih'te Hhler'in küvetinde banyo yapan ve Eva Braun'un bir tomar antetli mektup kâğı- dına sahip bir fotoğrafçı. Sergide fotoğ- raflann yanı sırabu kâğıtlardan birkaç ta- nesi de izlenime sunulacak. City Art Center'daki 'Art in the City' adlı sergide Edinburgh, çeşitli sanatçı- larca geçmişten günümüze anlatılırken 'Australia Drcaming' sergisi Aborjin sa- natının özelliklerini taşıyor. Sebastiao Salgado'nun 'Migration' adlı sergisi göç fotoğraflanna yer veriyor. Sir VVilliam AUan'ın 'Artist Adventurer' adlı sergi- sinde ikinci kuşak Edinburgh'lu bir res- samın yaşamı ve Kraliçe Viktorya'nın o dönemde Iskoçya'ya etkisi anlatılıyor. Fruitmarket Galerisi. Ingiltere'de ilk kez bir Jeff Koons gösterisini sahneliyor. 'Easyfun-Etheral' adlı sergide Koons'un asistanlarca sergiye hazırlanmış son 7 çalışması bulunuyor. Bu yapıtlar James Rosenquist'in 6O'lı yıllarda yaptığı bil- board çahşmalannı andınyor. Royal Botanik Bahçesi'ndeki Inverle- ith House Sergi Salonu'ndaki 'The Mo- untains' adlı sergide de Amerikalı res- sam Ed Ruscha'nın eserleri yer alıyor. ESÎNTÎLER ZEYNEP ORAL Sırtköylü Kadınlar veSu... Aristofanes, hem politiktiyatronun hem de vod- vilin öncülerinden sayılır. "Lisistrata" oyunu ilk kez sahnelendiğinde, yıl lö 413'tü... Neredeyse günü- müzden iki bin beş yüz yıl önce... "Lisistrata", sa- vaşlan, savaşın hem kazanana hem kaybedene ge- tirdtği acılan, kayıplan, yıkımlan, yokluktan bunal- mış kadınlann (çünkü ner savaşta bunlan en derin- lemesine yaşayan hep kadınlardır!) giriştikleri eyle- mi dile getirir. Bu eylem, banş sağlanana dek, eş- lerine "Hayır" demektir. Bu eylem, eşleriyle seviş- meme, hiçbir cinsel ilişkiye girmeme karandır... Ve bu yöntemle politikacıların, yöneticilerin başara- madıklannı başanriar, banşı sağlatiar. Aristofanes'in politik söylemi çok ciddi, bir söytemi işleyişi çok eğ- iendiricidir... Antalya'nın Manavgat ilçesine bağlı Sırtköy'de, kadınların Aristofanes ve ünlü eserinden haberdar olup olmadıklarını bilmiyorum. Ama 2500 yıl sonra aynı yönteme başvurarak köylerine su getirtme ça- baları, bence çok yürekli, çok etkileyici ve çok önemliydi. Yürekliydi, çünkü erkek egemenliğindevecinsel- llğe ilişkin her konunun tabu olduğu, bırakın ilişki- ye girmenin, el ele tutuşmanın, bir bakışın, bir du- ruşun bile kadınlan, kızları öldürmek için geçerli ne- den olduğu bir ülkede yaşıyoruz... Kadın, kız katil- lerinin, "ağırtahrik", "töre", "gelenek", "şeref", "ai- lenamusu", "ahlakanlayışı" gibi "hafıfletici neden- lerden" yarariandığı bir hukuk düzenindeyiz... Şid- detle kuşatılmış bir toplum yapımız var. Etkiliydi, çünkü çabalan ses getirdi. Olay, geçen hafta yalnız iç basında değil, dış basında da geniş ilgi gördü. Internet aracılığıyla dünyadaki kadın so- runlannayöneliktüm kuruluşlarSırtköy'lü kadınlar- dan ve çabalanndan haberdar oldu. Sırtköy'lü ka- dınlar, Antalya Valisi'nden on ay içinde musluklar- dan su akacağına dair söz aldı. (Vali onlaria neden yüz yüze görüşmek istemedi, anlamış değilim, ken- disine ancak puan kazandırabilirdi!) Yurtiçi ve yurt- dışt tüm kuruluşlar olayin ve verilen sözün takipçi- si olacaklannı açıkladı. Ona göre... Önemliydi, çünkü yıllardır, bir ömür boyu köyde- ki tek kaynak çeşmeden evlerine su taşımanın kar- şılığında yalnız ah vah edip, yakınıp sızlanmakla kalmamış, en sonunda tepki göstermiş, tepkilerini söze, eyleme dönüştürmüşlerdi. Hak aramanın, yurttaşlık bilincinin gereğıni yerine getirmişlerdi. Olayın ilk gününden başlayarak, bir sivil toplum kuruluşu olan "Ana<(ü/tür"ün Başkanı Ceylan Or- hun seferber oldu. Ceylan Orhun, aynı zamanda, uluslararası su politikalan üreten "Dünya Su Kon- seyi" (World VVater Council) kuruluşunun Yönetim Kurulu üyesi. Bir yandan Sırtköy'de yaşananlan uluslararası çevreye duyururken, bir yandan da ül- ke insanlannı bilgilendirmeye çalıştı. Yeryüzünün yüzde 71 'i su. Ancak bunun yüzde 3'ünden daha azı içilebilir nitelikte. Yeryüzünde 2 milyar insan içilebilir sudan yoksun. Yılda 1.5 milyon insan (büyük çoğunluğu çocuk) suya bağlı hastalıktardan ölüyor. Yeryüzünde su kaynaklannın yüzde 70'i sulu ta- nm için kulanılıyor. (Gelişmemiş ülkelerde bilinçsiz- lik, bilgisizlik nedeniyle yüzde 80-90'a çıkabiliyor bu sayı.) Su kaynaklarının yüzde 20'si sanayide tüke- tiliyor. Insanlann kullanımına yüzde 10'u kalıyor. Dünyanın birçok yerinde şimdiden bir litre içme suyu, bir litre petrolden daha pahalı. İHesaplara göre 2025 yılında dünya nüfusu 8 mil- yar olacak ve her üç kişiden biri susuz kalacak. Anakültür'ün yayını "Anarıaoer"in Eylül sayısın- da yayımlanacak Ceylan Orhun'un araştırmasın- dan bugüne ve geleceğe ilişkin gerçekleri öğrene- bilir, yapılması gerekenler, sorumluluklanmız üzeri-, ne düşünebilirsiniz... Çoğu zaman Ankara'yı. Meclis'i, kişilere bağım- lı güncel politik llişkileri, oyunlan ya da ne bileyirrr ihaleleri düşünmekten dünyayı ya da bir bardak su- yu düşünemez hale gelmemiz size de korkunç gel- miyor mu? ı Sanatı, şiiri, tiyatroyu, müziği düşünürken Sırt- 1 köy'den yeryüzüne uzanan gökkuşağını görebil- mek mümkünse, güncel yaşamda var olabilme, ayakta durabilme kavgası verirken neden olma- sın... Hepsi bir bütün değil mi?... Pengum'den on-line yayım • LONDRA (BBC) - Ingiliz Penguin Yayınevi ' ' eylül ayında iki yüz kitabı on-line olarak yayımlayacak. Penguin'in sahiplerinden Pearson tarafından açıklanan bu girişim, ; Ingiltere'de şimdiye kadar yayımlanan en büyük dijital kitap listesini oluşturuyor. Listede, Jane Austen'in 'Emma'sı, Mary Shelley'nin 'Frankensteın'ı ve Henry James'in 'Daisy Miller'ı gibi Penguin Yayınevi'nin klasik kitaplan bulunuyor. Penguin'in web sitesi e-kitap satışlarını arttırmak için intemet satışlannda etiket üzerinden yüzde 20 indirime gitme karan aldı. Okurlar e-kitaplan 17 Ağustos'tan itibaıen download edebilecekler. Bir yayınevi yetkilisi e-kitap pazannın henüz çocukluk döneminde olduğunu, ama gelecek 5-10 yıl içinde çok daha önemli bir yer edineceğini belirtti. ' Türkan Şoray'ın web sitesi ! • Kühür Servisi - Türk sinemasınm 'Sultan'ı ' Türkan Şoray'ın web sitesi Melodinet sponsorluğunda www.rurkansoray.net . • adresınden yayına başladı. Dört aylık bir \ çalışma sonucu içeriği, tasanmı ve ' programlanması tamamlanan sitede Şoray'ın sanatı ve yaşamı fotoğraflarla, arşivlerle, belgelerle, müziklerle, dostlannın ve yazarlann' tanıklıklanyla anlatılıyor Web sitesinin portal • yönetmenliğini Ehnas Dereci, tasanmını Atilla Bingör, programlamasını Cenk Çalgan yaptı. BUGÜN : • NÂZIM KÜLTÜREVt'nde saat 15.00'te ^ T. G. Alea'nın yönettiği 'Bir Bürokraün N Ölümü' adh film izlenebilir. (245 04 81) • BÜYÜKADA KİTAP ŞENLİĞİ'nde 18.00- . 21.00 saatlerı arasında Oral Çalışlar, Ataol Behramoğiu ve Mario Levi'nin ımza günleri , gerçekleşecek. (382 33 66) ,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle