Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriye!
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Ibrahim
Yüdız • Yazuşlen Müdürii: Safim
Alpasian • Sorumlu Müdur
Fikret Ilkiz • Haber Merkezı
Müdürü. Hakan Kara
tstıhbarat Cengiz Yıldırım 0 Ekonomr Özlem
Yüzak # Kultur Uandan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir Vücclman # Makaleler Sami
Karanren 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı • Bılgı-
Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlerı Mehmet
Faraç 0 Avnıpa Temsılcısr Ciiray Öz
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkan). Orban Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner, İbrahim Y'ildız, Orhan
Bursalı, Mustafa Balba\.
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav Ataturk Bulvan No
125,Kat-4,BakanlıkJar-AnkaraTel 4195020 < 7 hat). Faks
4195027 0 Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv
1352S 23Tel 4411220. Faks 44191170AdanaTemsılcısı
Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd 119 S No 1 Kafl. Tel- 363
12 II. Faks 363 12 15
Müessese Müdüru Erol
Erkut 0 Koordınator
Ahmet Korulsan 0 Mu-
hasebe Bülent Yener0
Idare Hüsevin Giirer
0 Satış Fazilet Kuza
\IED> A C: • Yonetım Kurulu
Baskanı - Genel Mudur Cülbin
Erduran # Koordınalör Reha
Işıtman #(jenel MudurYardımcısr
St\da(, oban Tel 514 07 5} -
5n9sw.5pWO-6i.Fak!. 5
\ a*ımla\an \t* Basan: *i enı Gun Hatvr AıariM. Bd?>ın \e Yavıncılık ^S
] urluvjiı ( a<] îu 41 l agalogln l-P'4 Ntanbul PK 246 • Sı'rkea 34435 Istanbu!
Icl (0 212ı 512 05 05(20 hall
Faks <02l2l5n 85 9* www.cumhurıyet com.tr 17AĞUSTOS2001 Imsak: 4.29 Güneş: 6.09 Öğle: 13.15 İkindi: 17.02 Akşam: 20.09 Yatsı: 21.40
Tarkan Çeşme'de
• ÇEŞME(AA)-Ünlü
popçu Tarkan. "Tarkan
Güneyden Esiyor" isimli
turnesinin ilk ayağı için
geldiği (,'eşme'de
hayranlarının yoğun
ilgisiyle karşılaştı. Tarkan.
Ontur Otel'den konserin
\erileceği Çeşme
Açıkhava Tiyatrosu'na
korumalannın eşliğinde
gırebildi.
Fossett, And
Dağları üzerinde
• STLOUIS(AA)-
Anıerikalı milyarder Steve
Fossett. tek başına balonla
çıktığı düııya turunda dün
Giiney Amerika'ya
ulaşarak And Dağlan'nı
tırınanmaya başladı.
Şili'deki ha\a
kontrolörleri, Fossett'e
Iıoşgeldin' mesajı
gönderdiler ve bir şişe
kırmızı Şili şarabını
şerefine içeceklerini
söylediler. Fossett, Kevin
Uliassi tarafından 13 Mart
2000de elde edilen 243
saat 28 dakikalık balonla
yalnız uçuş rekorunu, TSl
()5.34'te geçti.
Cengiz Han'a ait
mezar!
• CHİCAGO(AA)-
Moğolistan'ın başkenti
Ulan Batur'un
kuzeydoğusunda, Moğol
hükiinıdarı Cengiz Han'a
ait olduğu sanılan bir
nıezar bulunduğu
bildirildi. Kazı heyetinin,
Batshireet kenti
yakmlarında bir tepede
keşfedilen mezar
bölgesinde açılmamış ve
v üksek statii sahibi
kişilere ait olduğu sanılan
en az 20 mezar bulunduğu
kaydedıldi. '
Anne ve çocuğu
filler ezdi
• JOHAINNESBURG
(AA) -Giiney Afrika'ya
ülkesiyle arada sınır
oluşturan Kruger
Parkı'ndan girmeye
çalışan Mozanıbikli kaçak
kadın \e 3 yaşındaki
çocuğunu filler ezdi.
Kruger Parkı'nm sözcüsü,
pazar günü ıkı ülke
arasındaki sınır boyu
uzanan doğal parktan
Güney Afrika'ya kaçak
olarak girmeye çalışan 14
kişilik Mozanıbikli
grubun fillerin saldınsına
uğradığını belirtti. Grup
tekrar bir araya geldığinde
genç kadın ile çocuğunun
bulunamadığı anlaşılınca,
park ğörevlilerinm
yaptıkları araştırmada
talihsiz kaçak kadın ile 3
yaşındaki çocuğunun
cesedi bulundu.
Robotla çikolata
ikramı
• İstanbul Haber Servisi -
Çikolata finnası
"Lindt"ın Isviçre'den
getirdiğı uzaktan
kumandalı robot, Atatürk
Havalımanı Dış Hatlar
Terminalf nde yolculara
çikolata dağıttı. Yabancı
dil konuşabılen robotu
karşılarında gören turistler
şaşkınlıklannın ardından
çikolata alarak
havalimanından ayrıldı.
Bazıları ıse alanda robotla
hatıra fotoğrafı çektirdi.
Bu arada, havalimanında
uyuşturcu madde arayan
polis köpeklerinin robot
karşısındaki tepkisi de
oldukça ilgınçtı. Robota
önce havlayarak karşılık
\ eren köpekler. robotun
koııuşmasıyla kaçmaya
başladılar.
Antiktiyatroların konserlereaçılmasıtartışmalara
^ neden oldu.Yalnızca bir trampetin çıkardığı ses 150
^ dB. Kültür Bakanlığı 'nın öngördüğü sınır ise 90 dB.
kornabileçalınamazÖZGENACAR
ANKARA- Dünyada çoğunluğu ile
günümüze değin ayakta kalabilen, Sel-
çuklularca onanlmış tek Roma tiyat-
rosu Aspendos ile dünyanın en büyük
antik tiyatrolanndan Efes "devlet van-
dalizmi" tehlikesi ile karşı karşıya!
Önce Aspendos'ta başlayan, ardın-
dan Efes'te yoğunlaşan ve gerekli ön-
lemler alınmadan antik kentlerdeki tı-
yatrolann kullanıma açılması tartış-
ması kamuoyunda samimiyetle, ancak
sağlam verilere dayanmadan sürüyor.
Bu arada Kültür Bakanlığı'nın "so-
nımsuzdavranışr da gün geçtikçe be-
lirginleşiyor.
Anımsanacağı üzere, Kültür Bakan-
lığı'nın, her iki antik tiyatronun "Sul-
tans of the Dance (Dansın Sultanlan)"
müzikal-folklorik gösteri ile Tarkan'ın
konserlerine açılması karan çeşitli çev-
relerde büyük tepki yarattı. Kültürel mi-
rasm korunmasından sorumlu Kültür
Bakanlığf nın kararlan tartışmalann
odak noktasını oluşrurdu.
Kültür Bakanlığı'nın. her iki tiyat-
ronun gösteri ve konserlerde kullanıl-
ması için öngördüğü koşulun yalnız-
ca ses düzeyinin 90 "desibeli (kısaca
dB)
w
geçmemesi olduğu bildinliyor.
Dansın Sultanlan gösterisinin ya-
pımcılan ise tepkilerden sonra önlem-
lerini şöyle sıralıyorlar:
1. "Banş DavuDarT adlı bölümde da-
\oıllar sahneye çıkanlmayacak, bu bö-
lüm "playback" (geri planda çahnıp)
gösterilecek.
2. Bu tiyatrolardaki gösterilerde
oyuncu sayısı azaltılacak.
t
Mikrofonsuz söyleyecek'
Tarkan'ın konserini düzenleyenler
ise "sanatçının bazı şarkılan mikro-
fonsuzsöyleyebileceğini''
1
öne sürdüler.
Oysa Kültür Bakanlığı'nınbelgele-
ri ve gerçekler, kamuoyuna yansıyan
bu koşullann birer aldatmaca olduğu-
nu ortaya koyuyor.
Aldatmaca, desibel (dB) kavramı ile
başlıyor. Bilindiği üzere desibel kav-
ramı logantma cetvelıne dayalı bir öl-
çü birimi olup ses güçlerinin yoğun-
luğunun karşılaştınlması için kullanı-
lıyor. Ekteki çizelge ıncelendiğinde
görüleceği gibi kesin sessizlik "0" dB
iken bir trampetin çıkardığı sesin yo-
ğunluğu
u
150" dB'dir. Bu durumda;
1. Söz konusu çizelgeye göre Kül-
tür Bakanlığı'nın bu gösteri ve konser-
ler için öngördüğü üst sınır olan 90dB
ölçümüne ancak "mutfakmikseri*' ile
"çim biçme makinesinin" ses yoğun-
luğu giriyor. Bu durumda Aspendos ve
Efes'te mutfak mikserinden daha faz-
la bir ses yoğunluğunun yasaklanma-
sı gerekiyor.
2. Aynı çizelgede, bu ölçüye küçük
bir orkestranın herhangi bir sorun ol-
madan girebildiği görülüyor. Küçük
orkestranın ses yoğunluğu ancak
60dB'dir.
3. Mikrofonsuz yüksek sesle şarkı
söylendiğinde, şarkıcıya 1 metre uzak-
lıktaki ses yoğunluğu 75 dB oluyor. Bu
durumda Tarkan, bu tiyatrolarda mik-
rofonsuz şarkı söyleyebilir.
4. Akustik gitarın parmakla çalınma-
sı durumunda 35 cm uzaklıktaki ses yo-
I Tiyaöioda yaşamsalteaHkL>yi
j göstcren taşıyıcı çatlak de\ taş
> bk)klar ahşap direkkrte
destekJeniyor.
DEStBEL (dB) ÇİZELGESİ
Kesın sessizlik
Fısıltı
Düşen vapragın hışırtısı
Sakin orurma odası
Sakın bıiro
Sakın konuşma
Kutüphane
Sakın bir nehir şınltısı
Bir voğun cadde gurültusu
Küçük orkestra
Otomobil îçi
Yüksek sesle şarkı (1 m'den)
E\ de do£al stereo müzık
Akustik gıtar (35 cm'den)
Çım bıçme makinesi
Mutfak mıkseri
Metro
Araba koraası
Matkap
Bir rock konseri
Bir |et uçagı motoru
Borulu ore
Tüfek sesı, havai fişek
Top atışı
Bağıran rock şarkıcısı
Trampet (15cm"den)
OdB
15 dB
20 dB
20 dB
30 dB
40 dB
40 dB
60 dB
60 dB
60 dB
70 dB
75 dB
80 dB
80 dB
90 dB
90 dB
lOOdB
HOdB
HOdB
120 dB
120 dB
130 dB
140 dB
140 dB
140 dB
150dB
Jiltür Bakanlığı 'nın, Aspendos ve Efes antik
thatrolarının gösteri ve konserlerde kullamlması
için öngördüğü koşulun, yalmzca ses düzeyinin 90
"desibeli (kısaca dB)" geçmemesi olduğu
bildiriliyor. Bir otomobil kornasınm çıkardığı
sesin yoğunluğunun 110 dB olduğunu düşünürsek
Bakanhğın öngördüğü 90 dB lik sınıra göre bu
tivatrolarda araba kornası dafıi çalınamaz. Öte
vandan sanatçı mikrofonsuz şarkı sövlediğinde
dahi oran 75 dB oluvor.
ğunluğu 80 dB'dir. Tarkan, ancak tek
parmakla çalınan bir akustik gitar eşi-
ğinde ve yine mikrofonsuz şarkı söy-
leme olanağına sahip. (Kuşkusuz din-
leyicilerin tepinmemeleri \ e bağırma-
malan gerekiyor.)
5. Bir otomobil kornasının çıkardı-
ğı sesin yoğunluğu ise 110 dB olduğu
için, Bakanhğın öngördüğü 90dB'lik
sınıra göre bu tiyatrolarda araba kor-
nası dahi çalınamaz.
6. Bir rock konserinin ses yoğunlu-
ğu ise 120 dB'dir. Bu durumda iki an-
tik tiyatroda Tarkan'ın orkestrası ile
rock konseri vermesi kesinlikle söz
konusu olamaz.
7. Bir borulu orgıın çıkardığı ses 130
dB'dir. Dolayısıyla bu tür müzik araç-
larının değil bu tiyatrolarda kullaml-
ması, yakından bile geçmesinin düşü-
nülmemesi gerekir. Oysa her iki gös-
ten ve konserde borulu orga eşdeğer
pek çok tekno müzik yapan araç ya da
"playback" müzik aracı bulunuyor.
8. Dudaklannı mikrofona dayamış
bağıran bir rock şarkıcısının ses yoğun-
luğu ise 140dB ofarak öngörülüyor.
Tarkan'ın bu ses biriminin altında ka-
lacağı düşünülebilir mi?
9. Aynı çizelgede. bir trampetin (da-
vul değil) ses yoğunluğu araca 15 cm
uzakhkta 150 dB'dir. Kuşkusuz davu-
lun desibeli trampetten çok daha faz-
ladır. Kaldı ki. gerçekten Dansın Sul-
tanlan'nın en görkemli bölümü olan
"Banşın Davullan"nda sahnede 49
adet davul aynı anda gümbürdemek-
tedir. Ister hepsi sahnede olsun, ister
kadro azaltılsın, ister playback yapıl-
sın. böyle bir gösterinin bu iki binyıl-
lık yapılarda yaratacağı olumsuzluk-
tan başka. deprem etkisi yaratan titre-
Dansın Sultanlan içia kullanılan
sahnc düzeni.
şimlerinin vereceği zararlan Kültür
Bakanlığı acaba inkâr edebilir mi?
Bu noktada dıkkat edilecek bir nok-
ta \ ar Söz konusu tiyatronun sahne-
sınde yalmzca bir davulun 150dB'nin
üstünde bir ses yoğunluğu ile 1 daki-
ka çalması bu yapılara fazlaca zarar ver-
meyebilir. Ancak sekiz gün boyunca.
günde iki saat süre ve aynca provalar-
la birlıkte geometrik dizi ile artacak olan
olumsuz etki akıllardan çıkanlmama-
lıdır. Kısa bir süre önce gördüğüm
Dansın Sultanlan oyununun en gör-
kemli iki bölümünden birinin.
u
Ban-
şın davullan" olduğu su götürmez bir
gerçek. Bu bölümün "playback" ola-
rak görüntülenmesi, dansçı sayısının
azaltılması bütiin görkemini öldüre-
cektir. Eğeryapımcılarbu görüşlerin-
de samimi iseler Aspendos ve Efes se-
yircileri gösterinin özgün güzelliğini
değil "kötübirfotokopisinigörecekler'"
demektir. Bu durumda şu ya da bu bi-
çimde bir aldatmacanın sergileneceği
anlaşılıyor.
Aspendos koşullan
Güncel tartışmalan böylece değer-
lendirdıkten sonra Kültür Bakanlı-
ğı'nın resmi belgelerini değerlendire-
lim.
Aspendos belgesi:
'TC Kültür Bakanlığı Antaha KüK
tûr Tabiat \ arlıklannı Konıma Kunı-
lu'nun 6.6.1995 tarih ve 2541 sayılı
kararıyla Aspendos Tiyatrosu'nun kul-
lanımı ile ilgili olarak Kültür Bakan-
lığı 'nın da benimseyip uyguladığı ko-
şullar şöyle:
• Arkası Sa. 19, Sü. 3 'te
Demir Çağı'na ait eserin 5 yıl içinde kendiliğinden yıkılacak durumda olduğu bildirildi
Gontton9
un kapısıABD desteğiyleonardacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Dünyada yalnızca Türkiye'de Demir
Çağı'nda yaşamış olan Fryglerin baş-
kenti Gordion'da bulunan anıtsal ka-
pınm, bir depremde olmasa bile, beş
yıl içinde kendiliğinden yıkılabilece-
ği açıklandı. ABD Dışişleri Bakanlı-
ğı son yıllarda ilk kez tarihsel bir mi-
rasın kurtanlması konusunda yaptığı
15 bin dolarlık (yaklaşık 22.5 rmlyar
TL) bir bağışı bu anıtsal kapının ona-
nmına ayırdı.
Pennsylvania Üniv ersitesi, 1950'den
bu yana Ankara'nın Polatlı ilçesi ya-
kınındaki Gordion antik kentinde ar-
keolojik kazılar yapıyor. Arkeologlar,
her dokunduğu altın olduğu söylenen
IÖ 8. yy'da Fryg Kralı Midas'a ait ah-
şap mezar odalı tümülüs ile Gordion
antik kentinin en önemli anıtsal yapı-
sı olan bu kapıyı da bulmuşlardı. Yak-
laşık üç katlı bir evden (10 m) daha yük-
sek olan ve Orta Anadolu'da Demir Ça-
ğı'ndan günümüze kalabilen bu eşsiz
kapı hakkında kazılan yöneten Ame-
rikalı Arkeolog Prof. G. Kenneth Sams.
Cumhuriyet'e şu açıklamayı yaptı:
"Kenti ç.evreleyen suıiann bu anıtsal
ana giriş kapısındaki değişmeleri çıp-
lak gözle olduğu kadar, bazı teknokV
jik araçlarla da izlijoruz. 1999 Ağus-
tosundaki deprem. \apıda 1.5 cm'lik
bir ek ka> nıa>a neden oldu. Eğer yeni
bir depremde yıkümazsa beş yıl için-
de kendiliğinden \ ıkılnıası kaçınılmaz
olacak. Bu nedenle 2001 > üından itiba-
ren bu kapıyı sağlamlaştırmak için bir
onanm projesi hazırladık."
ABD Dışişleri Bakanlığı, son yıllar-
da ilk kez kültürel alanda koruma
amaçlı bir projenın simgesel de olsa
desteklenmesı, bu amaçla ayrılan 15
bin dolarlık ödeneğin Gordion'un anıt-
sal kapısının onanmında kullanılma-
sını kararlaştırdı.
Ankara'da ABD Büyükelçisi Ro-
bert Pearson, 15 bin dolarlık çeki Gor-
Kapuun onanmmın iki yü, /
sürmesi planlanryor. ,«* •
dion'un bağlı olduğu .'\nkara'daki Ana-
dolu Medeniyetleri Müzesi Müdürü
İlhan Temizsoy, Türk-Amerikan Ilmi
.\raştırmalar Derneği (ARİT) Müdü-
rü Dr. Toni M. Cross \ e onanm proje-
sini >p
ürütecek olan MarkGoodman'in
önünde Prof. Sams'a verdi.
Goodman'in verdıği bilgiye göre
kapının onanmı iki yıl sürecek. Gen
dönüşümü bulunan özel yapılmış bir
harç, duvann altından başlayıp yuka-
n doğru çıkacak biçimde ve yerçeki-
minden yararlanarak enjekte edilecek.
Bu yöntemin ilk kez Israil'de başany-
la uygulandığı ve ikincisinin ise Gor-
dion'da gerçeldeştirileceği bildiriliyor.
Kapının. gelecek yıl koruma amaçlı çe-
lik kafes altına alındıktan sonra ona-
rımına ve suyun zamanla boşalrtığı
harçlarının yeniden güçlendirilmesi
çalışmalanna başlanacak.
Projeye aynca Savunma Sanayii
Müsteşarlığı. Lockheed Martin uçak
yapım şirketi, Kress Vakfı. Pennsylva-
nia Üni\ersitesi ile adları açıklanma-
yan bazı özel kişilerin de katkıda bu-
lunacağı bildirildi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Asıl Sorun:
'Kafa' Bağımsız mı?
Yanılmıyorsam, 'Koca' Reşit Paşa 'ekolünden' Sadrazam
Âli Paşa'dır, o; 'Zât-ı Şahâne'ye 'vasiyetinde', 'Devlet-i
Aliyye'nin, dünyanın masrafını ederek, donanma 'besleme-
sini' yararsız görüp; 'ulusal savunma "nın, Vha/e'yle 'ecnebi-
lere devredilmesini' tavsiye eder. Siz hiç böyle bir şey duy-
dunuz mu?
Yaşınız uygunsa, duyabilirdiniz: Demokrat Parti'nin iktida-
rının ilk yıllannda, Celâl Bayar'ın, kendisinden Donanma'nın
takviyesini isteyen, 'askeri zevata', buna gerek plmadığını
söylediği meşhurdur: Amerika'nın o çok unlü VI. Filosu, esa-
sen, Doğu Akdeniz sularında değil mıymiş, pekiştirmeye ne
gerek var? Bu 'kafa', Falih Rrfkı Bey'ın altını adeta hırslaçiz-
diği, 'ileri Tanzimatçı'kafasıdır ki. ülkenin savunmasını ancak,
'ecnebi hımâyesiyle' 'mümkün' ve 'kâim' sanır; üstelik bunun,
Müdafaa-i Hukuk Doktrini yle uzaktan yakından bir alaka-
sı olmadığını kestıremez: Oysa, karşırtııiar!
Türkiye Cumhuriyeti,'aslan gibi' NATO, 'kaplan gibi' Av-
rupa Konseyi üyesi; Doğu Bloku'na karşı 'Batı Uygarlı-
ği'nın kalesi. falan filandı ama; Ege Denizi'ndekı ve Doğu Ak-
deniz'deki 'ulusal çıkariarını' savunabilmek için, ancak ken-
di teknolojısiyle, kendi tersanelennde inşa edılmiş çıkarma ge-
milerine ihtiyacı olacağını; ancak Kıbns sorunu, bütün diken-
leriyle ortaya çıkınca anlayabilmiştı: Başkan Johnson'ın un-
lü mektubundan sonra!
'Ulusal çıkariar'ın. bir ülkenin 'Ulusal Güvenlik Strateji-
si'ni tayin ettiği kesin! Peki. 'ulusal çıkariar' nasıl tayin edi-
lecek? Soruya, 'ileri Tanzimatçı' kafasıyla baktınız mı, 'ulu-
sal çıkar', 'himayesi altına sığındığınız, devlet-i fehime'nin,
tabii kendi ulusal çıkanna göre 'buyuracağını', tereddütsüz ye-
rine getirmektir: Ege Denizi'nden çekil, der; çekilirsin! Kıb-
ns, neyirte lâzım; Kıbrıs'tan çık, der Çıkarsın! Sana, elekt-
ronik teknolojisi gerekmez, görev bilgisayarı üretmek de
neymiş, der; vazgeçersin! Harıl hanl, bunu önerenleryok
mu? lyi de, Sevres koşullanna baş eğmemizi buyurmuş-
lardı, niye dinlemedik acaba; üstelik, milletçe ayağa kalk-
tk?
Bu bakımdan. sorun; 'ulusal güvenlik stratejisi'ni huku-
ken Meclis'le hükümetin mi, yoksa Genelkurmay'la Ci-
het-i Askeriye'nin mi oluşturacağından çok; oluşturacak
'kafalann' yapısı, çapı ve mahiyetiyle ilgili bir sorundur
1910da, Babıâli de (yanı hükümet), Erkân-ı Harbiye-i Umu-
miye de. Sevres Muahedesi'nin kabulünde 'mutabık'; Ingil-
tere Devlet-i fehimesi'nin teşebbüsüyle, 'Müttefikler'ın ta-
leplerine, 'müsa/f'idi; 'kafalan'bunu, 'ulusalçıkarlarımıza'ay-
kırı görmüyordu; aykınlığına karar veren, Anadolu halkıdır,
yoksa Müdafaa-i Hukuk ve Kuva-yı Milliye, hepsini orta-
dan silip süpürebilir miydi?
Önemli olan. halkın temayülünü sezebılmek! Şımdi siz, hem
Atak (Cobra) Projesi'nin, neden daha müzakere safhasında
çıkmaza gireceğini, aslında çok önceden haber veren; hem
de, bu metne 'mülayim kafalar'ın asla 'ulusal sayılamayaca-
ğını' kanıtlayan şu 'ilginç makaleye' tekrar göz atar mısınız?
VVashington çıkarını' gözetebilir, ama...
ABD Hava Harp Akademisi Türkiye Masası Şefı Albay
Michael Robert Hickok'ın, 'Strateji Dergisi'nde Turk-
çesi de yayımlanmış olan o şaşırtıcı çalışmasından bahsedi-
yorum: Hani, 'Ulusal Türk Savunma Stratejisi'nin, 'Sis-
tem'in değil, ısrarla ve -sanki bu bir kabahatmış gibi, eleş-
tirerek- Türkiye'nin çıkarlannı gözettiğini iddia etmişti:
"... Ankara'daki karar vericiler, günumüzde, yeni fırsatlar-
dan yarahanmak ve belırsiz gelecek karşısında Türk çıkarla-
nnı konımak için daha aktifgüvenlikpolitikalanyla ilgilenmek-
tedir."
"... Türkiye'nin güvenlik politikasının, giderek, daha fazla
tahmin edilemez olması; bunun yanı sıra Ankara 'nın komşu-
larına oranla artan askeri gücü, bölgesel istikrarsızlığı arttır-
maktadır. Türkiye'nin ihtiraslı güvenlik stratejileri ve kanıtlan-
mış askeri yetenekleri, tüm bölgede, yeniden bir jeo/politik
yapılanmayı zoriamaktadır..."
"... Türkiye 'nin bölgesel hâkim (hegemon) güç olarak or-
taya çıkma olasılığı, Batı için müspet ve menfi tarafları olan,
karmaşık bir durumdur. (...) Amenkalı karar alıcılar, Türki-
ye 'nin dış politikada ve güvenlik konularında, giderek daha
aktifolmasına hazıriıksızdır. (Buraya dikkat!..) Türkiye 'nin müt-
tefik olarak gerçek değeri artarken, Ankara, daha az güve-
nilir bir güvenlik ortağı olmuştur..."
"... silah transferleri, Kürtlerle ilgilipolitikalar ve demokra-
tikleşspe konusundaki anlaşmazlıklardan dolayı, ortak bölge-
sel güvenlik çıkaıiannın ortadan kalkmasıyla, (Türklerce de)
VVashington 'ın da, daha karmaşık bir ortak olduğu anlaşıl-
mıştır. Bu paradoks, her tur siyasi gönjşten sıvil ve askeri li-
deri, yenipolitikalar denemeye teşviketmiş ve bu durum, An-
kara 'nın uluslararası ilişkilerde, tek taraflı daha büyük riskler
alma yolundaki isteğinı ortaya koymuştur..." (Cumhuriyet. 16
Nisan 2001.
... Ankara, asla gözetemez!
Uslubu çetrefil, ifadesı dolaylı bu metni, konuştuğumuz
gündelik ve somut Türkçeyle nasıl özetledığimı, hatırla-
tırsam; Atak (Cobra) Helikopterieri Projesi'nde, -bazılan-
mızın can-ü gönulden arzu ettiği- 'Amerikan himayesi'rim ne-
den işlemediği, galiba daha açık olarak anlaşılır:
"... a/Türkrye alıştıklan, eski 'uysal' Türkiye değildir. bl 'Böl-
gedeki' ulusal çıkarları korumak bakımından, 'daha büyük
riskleri göze alabilecek' gibi görünüyor. cl VVashington, Tür-
kiye 'nin giderek aktif olma yolundaki heveslerine karşı hazır-
iıksızdır dl... sonuçta Türkiye'nin, 'stratejik değeri' artmış-
tır ama; bu durum, onu 'güvenilir' bir müttefik olmaktan uzak-
laştırmıştır'. e/ Bütün bunlar, bölgede, yeni birjeo-politik ya-
pılanmayı zorluyor... "
lyi de, acaba neden VVashington 'silah transferleri, Kürt-
lerle ilgili politikalar ve demokratikleşme konusundaki' ken-
di görüşlerini gözden geçirmeyi hiç düşünmüyor?
Meraklısı için NOT: Her sene olduğu gıbt, uç hafta için ta-
tıle ayrılıyorum, Eylül 'iptidası'nda görüşmek üzere; herkese
selâm. sevgı ve teşekkür: gün ola, harman ola!
http://wvwv.prizma.net.tr/AILHAN
http://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88
m
N
o.
«
oa