23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 7 AĞUSTOS 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA • • •• J. U . K . kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 40 yıl öncesinin ABD-Küba çatışmasına bakan, Woody Allen'lı nostaljik bir taşlama filmi Havana'dald hırnbıl ajaıumız Konusu bakımından şu günlerde Venezüella gezisindeki Küba lideri Fidel Castro'nun 75. yaş kutlaması- n a denk düşen iyi bir zamanlamay- la gösterime giren "Companv Man- Şaşkm Casus". ülkemizde faaliyete geçerek "nispeten düşükbütçeli, sa- n a t yanı ağır basan" bazı Amerikan yapımlarını getireceği bildirilen. New Films International adlı. yeni bir Amerikan dağıtım firmasının si- nemaseverlere kazandırdığı ilk film. Adındaki 'Company'nin malum ünlü 'Amerikan casusluk kumpan- yası'CIA'yı kastettiği film. 1958'de Connecticut'ta yaşayan. ailesinin en silik bireyi. kendi halindeki Ingiliz- ce dilbilgisi öğretmeni ve sürücülük kursu eğitmeni Allen Quimp'in (Do- uglas McGrath) komik hikâyesi. Quimp'in. hırslı kansı Daisy'nin (Sigourney VVeaver) gözüne girip adam yerine konmak için çevresine CIA ajanı olduğu yalanını kıv ırma- sı üstüne başına gelenleh anlatan filmde Başkan Kennedy'yle Ma- riryn Monroe (Tuck Milligan, Me- redith Patterson) da kısacık boy gös- teriyorlar. ABD ziyaretınde bu ül- keye iltica etmek isteyen Rus balet Rudolph (Nureyev değil de) Pet- rov'un (Ryan Philippe) ajan olduğu- na inanmasıyla. CIA tarafından dev- rim öncesinde, diktatör Batista'nın saltanat sürdüğü Küba'nın zevk, se- fahat, kumarcenneti başkenti Ha\a- na'ya gönderilen, süreklı herkesin cümlelerini düzeltmeye takıntılı. za- mir, edat, zarf avcısı. dilbilgisi uz- manı Quimp rolünde yönetmen McGrath var. Onun. Castro'>a dü- zenlenen çeşitli suikastlardan Company Man / Yönetmen, Senaryo: Douglas McGrath, Peter Askin / Kamera: Russel Boyd / Müzik: David Lawrence / Oyuncuiar: Sigourney VVeaver, Douglas McGrath, John Turturro, Woody Allen, Anthony LaPaglia, Denis Leary, Alan Cumming, Heather Matarazzo / ABD 2000 (New Films) ABD için fos çıkan ünlü Domuzlar Körfezi Çıkarması krizine kadar ya- kın tarihin kimi gerçekleri üstüne kurulmuş kara mizahımsı serüven- leri. çok doyurmasa da ilgiyle izle- niyor. Bir dki komik skeç ve espri Dramatik yanı biraz hafif kaçınış film. giderek nostaljik nostaljik gü- lümseten, esprili, gırgır bir siyasal taşlamaya dönüşüyor. Quimp"in, 1962"de Domuzlar Körfezi krizine ilişkin onu sorgulayan yetkililere (ve bize) anlattıklarına dayanan film yer yer ilginçleşiyor, yer yer yüzeyselleşiyor. ama genelde eleş- tirel çekiciliğini pek yitinniyor. Ayak sesleri du- yulan Küba devriminin öncesi ve sonrasında yaşananlardan yola çı- kan bu kurmaca retrospektif kome- di. özellikle VVoody Allen, John Tur- turrö. Sigourney VVeaver. Denis Le- ary', Anthony LaPaglia gibi isimleri banndıran oyuncu kadrosuyla da göz alıyor. Bir dizi komik skeçin ve esprinin bir araya getirildiği bu pa- rodiyi. Broadway'de isim yapmış ti- yatro yönetmeni Peter Askin ile bir- kaç yıl önce başanlı Jane Austen uyarlaması k4 Emma'"yla dikkati çek- miş yönetmen, senarist (ve başrol oyuncusu) Douglas McGrath ikilisi birlikte yazıp yönetmiş. McGrath'la. ortaklaşa yazdıkları "Bullets Over Broadvvay^in senar- yosundan yıllar sonra yine birlikte çalışan VVoody Allen'ın, sabah ak- şam asit atan, bir-iki kadeh içti mi çenesi düşen, genelevde notdefteri- ni unutan, Fransız kültürüne aşın düşkün, Paris'te CIA merkezi şefli- ği görevini üstlenmiş, deneyimli, pimpirik. eski bir casusu canlandır- dığı filmde John Turturro da Sovyet- ler Birliği'ni 'kartahn kafasmı ko- partmak isteyen bir ayı' olarak gö- ren, tam soğuk savaş dönemi çocu- ğu, amansız komünizm karşıtı bir başka 'isterik' CIA ajanını oynuyor her zamanki abartılı tarzıyla. Kısa rolünde Denis Leary de öyle. Anthony LaPaglia'nın Castro kompozisyonu, Fidel'e saygıda pek kusur etmezken Alan Cumming'in, 1952'de bir hükümet darbesiyle ik- tidara oturup anayasayı rafa kaldı- ran, ancak 1 Ocak 1959'da Castro tarafından devrilip ülke dışına ka- çan, çavuşluktan generalliğe yüksel- miş, Franeo lspanyası'nda 1973'te ölmüş diktatör Fulgencio Batista tiplemesi oldukça karikatürize edil- miş. Beceriksiz kocasının yaşadıkla- nndan aşka gelip çok satan bir kitap yazma derdine düşen, zehirli puro- lann kâr etmediği Fidel için hazırla- nan rüy dökücüyle bir anda kelleşen Daisy rolündeki Sigourney VVe- aver'ın da katkısını unutmamalı. Özetle, bir dönemin ABD politika- sıyla dalgasını geçen bu parodi, bu haftanın salık verilebilecek tek fil- mi bizce. Morgan Freeman örümceğin Maskesi'nde psikolog-yazar-dedektifi oynuyor Alex Cross yine işbaşında! Haftanın yeni filmi "A- long Came A Spider - Örümceğin Maskesi"nde, sıkı sinemaseverlerin 3 yıl öncesinden. Gary Fleder'in yönettiği "KissTheGirls-Kız- lan Öp" adlı polısiye gerilim denemesiyle hatırlayacağı, saçı- sakalı polislik mesleğinde ağart- mış, yaşlı, olgun ve bilge psikolog- yazar-dedektif Alex Cross yine işba- şında! "Bayan Daisy'nin ŞoföriT, "Af- fedilmeyen", "Esaretüıı BedelT, "YedT gi- bi filmlerin usta oyuncusu Morgan Freeman' ı bir kez daha eski kurt po- lis Cross rolüyle karşımıza geti- ren "Örümceğin Maskesi". he- yecan ve gerilime bulanmış bir : 'kara film' çeşitlemesi. Şık bir jenerikle başlayan * filmde. eylemiyle yüzyı- la damga vurmayı amaçlayıp Cross'a hakkında bir ki- tap yazdır- Along Came A Spider / Yönetmen: Lee Tamahori / Senaryo: Marc Moss / Kamera: Matthevv F. Leonetti / Müzik. Jerry Goldsmith / Oyuncuiar: Morgan Freeman, Monica Potter, Michael VVincott, Penelope Ann Miller, Michael Moriarty, Anton Yelchin / ABD 2001 (UIP) mak isteyerek bir senatörün kızını özel olarak korunduğu okulundan güpegündüz kaçıran, öğretmen kıhğındaki bir 'kötü adam'ın. Gary Sonji'nin (Michael \Vincott) peşine düşüyor üstat Cross. Megan adındaki kaçınlan kızın (Mika Boorem) güven- liğinden sorumlu, sa- nşın gizli servis aja- İZLEYİCİ GÖZÜYLE ERDAL ATABEK Bîr suç tahterevallisinde oyun'Örümceğin Maskesi'nin en çekici yanı. kuşkusuz Morgan Freeman. Onu 'Miss Da- isy'nin Şoförü' filminde izledik ve hiç unut- madık. Her filme kendi kişiliğinden unutul- maz bir portre katan büyük oyuncu. Üç kez Oscar adayı oldu, ama bundan çok daha önemlisi, beyazperdeye yansıttığı güven ve- rici kişiliği. Büyük oyunculara özgü kariz- masıyla olgun. anlayışh. her türden haksız- lığa bilgelikle bakabilen. humorunu rolüne yansıtan bu afro-amerikan oyuncu bu film- de gene ilginç bir rolde. Bir polis. ama sıra- danlığı aşarak 'suçlu profilleri' konusunda kitap yazmış. Bir operasyonda ortağını kay- bederek artık emekliliğini bekliyor. Işte tam da bu sırada beklenmedik bir olay yaşanıyor. Ünlü bir okulda bir senatörün kızı. okulda öğretmenlik yapan bir fid> eci tarafından ka- çınlıyor. Fidyeci bir örümcek gibi ağuıı ör- müş, sabırla beklemiş ve kaçırma olayını gerçekleştirmiş. FBI olaya el koyuyor, ancak fidyeci, komiser Aleks Cross'a (Morgan Freeman) birmesaj gönderiyor. Bu mesajla komiser Cross da olayın içine giriyor. Bun- dan sonra da fidyeci Gary Sonji ile komiser Cross arasında bir polisiye satranç oyunu başlıyor. Filmin gerilim düzeyi bu ilk bö- lümde yüksek ve iki taraf arasmda yaşanan oyun. bir genç kızın hayatıyla ilgili olduğu için de merakla izleniyor. Suçlunun belirli bir yasa adamma meydan okuduğu filmler- de kişilikler ve davranışlar ön plana çıkar. Suçlu bir adım atar, zekâsının derecesini öl- çer ve kozu karşısındakine bırakır. Onun eli görmesiyle yeni bir adım atılır ve iki taraf arasındaki kaçma-kovalamaca son derece çekici bir oyuna dönüşür. Burada da oyun i- ki kişi arasında oynanıyor ve gerisi aksesu- var. Zekâya dayalı polisiyelerde her zaman kü- çük bir iz vardır, kimi zaman kasten bırakı- lan. kimi zaman da fark edilmeden bırakıl- mış olan bir iz. İzi bulan doğru adamdır, a- ma atılan adımlar her zaman biraz geç kalır. Olayın sürükleyici yanı da budur. Filmde fidyeci. tarihin ünlü çocuk kaçırma olaymı örnek almıştır, Atlantik'i ilk geçen pilot Lindberg'in çocuğunun kaçınlma olayını. Aynı olay yinelenecek midir, yoksa başka bir versiyonla mı karşı karşıya kalınmıştır? Fil- min sonraki bölümleri sürprizlere açılmak- tadır. ama işin entrik yönü zayıflamaktadır. Böyle bir suç tahterevallisi iki kişi arasında oynanan bir oyun olmaktan çıkarsa zekâya dönük merakı doğal olarak azaltır. Lee Tamahori'nin filmini beklediğimden daha iyi buldum, oyunculann seçiminin de doğru olduğunu gördüm, ama filme en bü- yük katkı kuşkusuz bizim Morgan Fre- eman'dan geliyor. nı Jezzie'yle (Monica Potter) birlikte, tıpkı "Kızlan Op" gibi, James Patterson'un aynı adlı romanmdan perdeye uyarlanan "Örüm- cek", sürprizli, irkiltici bir açılış sahnesiyle başlıyor. Yetişip kurtaramadığı kadm ortağı- nı göz göre göre kaybetmesinin acısıyla evi- ne kapanıp maket gemi yaparak oyalanan Cross artık emekliye ayrılmayı düşünürken kitaplanna hayran Sonji tarafından olayın içi- ne çekiliyor. Gözükara Sonji. bayılttığı Me- gan'.ı büro malzemesi taşırcasma kaçınrken üstüne gelen bir kadın öğretmeni de boğuve- riyor. Zaten daha 15'indeyken evini kundaklayıp annesini babasını yakmış Sonji. Atlantik'i tek başına geçen ünlü pilot Lindbcrgh'in çocuğu- nun. 1930'lu yıllann başında kaçınlışını ör- nek aldığı eylemini, ağını örüp avının düşme- sini bekleyen örümcek sabn ve titizliğiyle ger- çekleştirerek teknesine hapsediyor Megan'ı. Havada kalan karakterier Megan'ın başansız kaçış denemesi, Son- ji'nin masum birini daha öldürmesine yol açı- yor. Derken Megan'ın senatör babasıyla i- ki gözü iki çeşme annesinden (Michael Moriarty, Penelope Ann Miller), fidye olarak bir termosun içine doldurulacak, 10 milyon dolar değerindeki kıymetli taş istenince kızın niye kaçınldığı açığa çıkı- yor. Ne var ki işin içinde. "cehennemde yanmavı arzu eden" Sonji'den başka bazı karanlık emelliler de vardır "içerden"... 199O'lı yıllann başındaki "Kuzulann SessizliğiM başansından sonra Hollywo- od'da neredeyse modaya dönüşen "serial küler" serüvenleri ve kafası karışmış, sapık suçlu hikâyeleri anlatarak tatlı kârlar getiren filmler zincirinin son halkası "Örümcek", 6 yıl kadar önce "Once Were YVarriors - Bir Zanıanlar Savaşçıydılar" adlı filmiyle çıkış yaparak Hollywood'a transfer olan. Maori kökenli Yeni Zelandalı yönetmen Lee Ta- mahori'nin imzasmı taşıyor. Yer yer hiç de ikna edici olamayan fihnde genelde sıçrayıp aksayan senatyonun yeter- sizliğini örtbas eden. akıcı bir görsellik tut- turuyor yönetmen Tamahori. Sürprizlere dü- men kıran entrika gitgide abuk sabuklaşıyor. Öyle ki öykünün ha\ada kalan yerlerinde Cross-Morgan Freeman mikrofonu eline ge- çirip bas sesiyle ötekilere durumu açıklıyor, böylece seyirci de neyi kavraması gerekti- ğini çakıyor! Bildikkara film \e gerilim klişelerini har- manlayarak sürpriz bir finale bağlanan "Örümceğiıı Maskesi"ni. her zamanki se- yirciyi kendine bağlayan ustalığıyla çekip götüren Morgan Freeman seyredilir kılıyor. Esrarengiz kötü adamda Michael VVincott da göz dolduruyor. Sonuçta, türün iflah ol- maz tiryakileri için şu sıcak, ölü mevsimde pek es geçilmeyecek bir polisiye- heyecan seyirliği sayılabilir yine de "Örümceğin Maskesi". KEDtGOZU VECDİ SAYAR Düdük Meselesi Kediler, muhalif yaratıklar olduklanndan, iktidar- dakilerle aralan pek iyi olmaz genellikle. Ama, oto- riter eğilimlerinden henüz sıynlamamış ve sivilleş- meye gönüllü olmayan toplumlarda, devletin sö- zünden çıkmayan "uslu kediler"e rastlanması va- ka-i adiyedendir. Bu gibi toptumlarda, iktidardaki- lerin "kul"\ann\ "ehlileştirmek" için başvurdukları i- ki yöntem vardır: Süngüyle dürtmek ya da paranın ucunu göstermek... Süngü yöntemi, dünyadagün- demden düşmüş olmasına karşın bizde hâlâ revaç- tadır. Bu iş için, üzerinde "ulusalgüvenlik" bandro- lü bulunan süngüler kullanılır. Örneğin, bir alay ko- mutanı, "kendi" şehrinde hangi dilde şarkı söylene- bileceğine, hangi müzisyenin sahneye çıkabilece- ğine karar verebilir rahatlıkla. Çünkü, "Mühürkim- deyse Süleyman odur!" Ikinci yöntemin de anafikrison derece yalındır: "Parayı veren düdüğü çalar!" Düdük yöntemi, kül- tür-sanat alanında en sık başvurulan yöntemdir. Ya- saklarla susturulamayan kedilerin önüne "ekonomik sansür" engeli çıkanlıverir. "Mademki desteğe muh- taçsın, o halde boyun eğeceksin ve düzenin iste- diği doğrultuda üretim yapacaksın." Bu yöntem yalnızca memur sanatçılara uygulanmaz. Sivil top- lum kuruluşlan da, aynı "ekonomik sansür" tehdidi' altındadır. Iktidann hoş göımediği bir etkinliğin can- daman kesiliverir. "Eleştirmek mi istiyorsun, eleştir bakalım. Ama bizden bir kunış çalışmaz!" Bu du- rumda ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün mü? Eğer göreceli de olsa bir özgürlük alanı varsa, o da, parası olanların kullanımına açık olacaktır. Kültür-sanat alanının özerk olması gerektiği, "teh- likeli" birdüşüncedir. "Ulusalgüvenlik"engelineta- kılır genellikle. Kedilerin elinde birer adet "kırmızı ki- tap" da bulunmadığına göre neyi ne zaman söyle- yebileceklerini bilemezler bir türtü. Bu yüzden, her zaman "içeri" düşmek ya da "aç kalmak" tehlike- leri ile yaşamak zorundadırlar. "Parayı veren düdüğü çalar!" özdeyişine sıkı sı- kıya sarılan yalnızca siyasiler degil elbette. Hertür- lü "iktidar sahibi"n\n en sağlam güvencesini oluş- turur bu sözcükler. Yerel yöneticiler ve işadamlan, uygulamaları ile siyasetçileri aratmazlar genellikle (kültüre-sanata saygısı ile tanınan az sayıdaki yerel yönetici ve işadamı bu genellemenin dışında elbet- te). Parayı bastırdıklarına göre, kültür-sanat etkin- liklerini kişisel ya da kurumsal reklamlanna alet et- mektençekinmezler. Batı kültüründeki "mesen"an- layışının zarafetinden ve titizliğinden hiç nasiplen- memişlerdir. Tıpkı, oturduklan makamı "babalan- nın malı" sanan siyasetçiler gibi. Bu türden yöneti- ciler, kültür ve sanat etkinliklerine verdikleri deste- ğin mutlaka diyetini isterter. Oysa Batı kültüründe bu iş çoktan halledilmiştir. Kültür ve sanata devletin, yerel yönetimlerin ve özel sektörün verdiği destekler öznel değeriendirmeler- den uzaktır. Nesnel ölçütler geçeriidir bu alanda. Ve- rilen kararlar saydamdır ve tartışmaya açıktır. Çün- kü verilen destekler kamunun cebinden çıkmakta- dır. Oralarda hiçbir yöneticinin aklından geçemez "parayı verenin düdüğü çalması" gerektiği... Kültür •"Ve sanat alanına saglanan desteklefde işievsellik ön plandadır. Kişisel tercihler değil... Devletin elbette kültür ve sanata destek olması gerekır. Ama, farklı biranlayışla. Sanatın özgürlüğü- ne ve özerkliğine saygı ğöstererek... "Düdük" me- selesinden bütün bütüne kurtulmanın tek bir yolu var bize göre: Siyasetin sanata müdahalesini engel- leyecek "özerk"b\r "sanat kurumu"nun kurulması... Doris Lessing leministlere çattı • EDtNBURGH (BBQ - Bu yıl 'Da\ id Cohen . Ingiliz Edebiyatı Ödülü'nü kazanan yazar Doris Lessing, Edinburgh Kitap Festivali'ndeki bir söyleşide, feministleri eleştirdi. Lessing, "En aptal, eğitimsiz ve edepsiz kadınlar, en nazik, en akıllı ve en tatlı erkekleri kötü yönde etkileyebiliyorlar ve buna kimse karşı çıkmıyor" dedi. Daha önce feminist söylemleriyle tanınan 81 yaşındaki Zimbabvve doğumlu yazar, "Erkekler o kadar yılmış ki artık mücadele bile edemiyorlar" şeklinde konuştu. Lessing'in konuşmasından sonra yazann 'yolunu şaşırmış' olabileceğini belirten feminist Helen Wilkinson, "Lessing'in eleştirileri oldukça anlamsız. 'Eski savaşlann çoğunu kazandık, artık yeni mücadelelere ihtiyacımız var' diyen bir nesil var" dedi. Jack Lemmon törenle amidı • LOS .\NGELES (AP) - Ünlü oyuncu Jack Lemmon, arkadaşlan ve meslektaşları tarafından yapılan bir törenle anıldı. Beş yüzden fazla ismin toplandığı ve Paramount Stüdyolan tiyatrosunda düzenlenen gecede. ünlü aktörle paylaştıklan anılan anlatan insanlar duygusal anlar yaşattı. 27 Haziran günü, 76 yaşında kanserden ölen Oscar ödüllü Lemmon, 'Bazıları Sıcak Sever', 'Garsoniyer', 'iki Huysuz Ihtiyar' ve 'Garip BirÇift' gibi pek çok filmde rol almıştı. Aktör Kevin Spacey, yaptığı konuşmada, "Hollywood dünyaya Jack Lemmon kadar büyük ve çok yönlü bir aktör vermemiştir" dedi. BUGÜN • BEYOĞLU SİNEMASI'nda Quentin Tarantino'nun 'Rezerviıar Köpekkri' adlı filmi izlenebilir. (251 32 40) • HARBİYE AÇIKHA\A'da saat 21 OO'de Laço Tayfa'nm konseri dinlenebilir. (517 77 22) • BÜYÜKADA KİTAP ŞENLİĞl'nde saat 16.00dan 20.00'ye kadar Osman Aysu kitaplannı imzalayacak. (362 33 66)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle