25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14AĞUSTOS2001SALI HABERLER DUNYADA BUGÜN ALt StRMEN Cumhuriyet ve Demokrasi Mesut Yılmaz'ın başlattığı ulusal güvenlik ve demokratik açılımlartartışması tabii ki za- man ve zemin olarak yanlış. Ancak, üzerinde durulması gereken başka yönler var. Türkiye Cumhuriyeti 80 yaşına doğru ilerii- yor. Bu süre içinde Ankara, ulusal güvenliği- ni olduğu kadar, Cumhuriyeti de yaşatmayı bilmiştir. Kabul etmemiz gerekir ki, bu seksen yılda çok fırtınalı denizlerden geçtik. Özellikle Ikinci Dünya Savaşı sırasında, Tür- kiye çatışmalara katılması konusunda çok yönlü baskılarla karşılaştı ve Inönü zaman zaman bunları göğüslemekte oldukça zor- landı, ama sonunda başarıya ulaştı. Savaşın hemen ertesinde, Stalin'in Türki- ye'ye nota şeklinde tevdi edilmemiş bile ol- sa, şifahen bildirilen vebaşlangıçta hem ABD hem de Ingiltere'nin tarafsız kaldıklan Sovyet talepleri de büyük bir kararlılıkla savuşturul- muştur. Türkiye'nin ulusal bütünlüğüne olduğu ka- dar Cumhuriyetin laik ve üniter yapısına yö- nelen tehditlerin hepsi dıştan gelmemiştir; ir- ticanın laik yapıyı kemirme girişimlerinin ya- nı sıra PKK'nin üniter yapıya yönelik saldın- lan da başanyla püskürtülmüştür. Kısacası Türkiye ulusal güvenliğini ve Cum- huriyeti korumakta başanlı olmuştur. ••• Ama aynı Türkiye'nin korumayı başardığı bu Cumhuriyeti günün koşullartna uygun bir demokrasiye çeviremediği de kimsenin yad- sıyamayacağı bir gerçektir. Burada hemen asker-sivil aynmına girmek ya da Cumhuriyetin otoriter yapısını ileri sür- mek, doğru birsonuca varılmasını engelleye- cek davranışlar olacaktır. Her şeyden önce, 2. Dünya Savaşı ve son- rası badirelerin atlatılmasındaki başarı, aske- ri olmaktan çok sivildir. Ayrıca, "Cumhuriyetin kuruluşundaki oto- riter jakoben yapı" gibi 2. Cumhuriyetçi pa- tentli, gerçekle ilgisi olmayan saptamalar da olaylar karşısında kendiliğinden çökmektedir. Gerçekten de Cumhuriyetin çağdaş de- mokrasiye dönmesi yolundaki en büyük adım tek parti döneminde olmuştur ve rejimi ken- di içinde daha çağdaş bir dönüşüme yönelt- tiği söylenen bu hareketin önderi ve yürütü- cüsü de bizzat Cumhuriyetin iki numaralı ku- rucusu olmuştur. Sanınm kimse Inönü'nün bu konudaki ça- balannı görmezden gelemez. Ne var ki, tek parti yönetiminin çok partili- liğe dönüşmesindeki başarıyı, çok partili re- jim gerçek çoğulcu ve katılımcı sahici bir de- mokrasiye dönüşerek yineleyememiş, tam tersine çok partili sistem, yalnız bu niteliğine saplanıp kalmış, gerçek bir demokrasi ola- mamıştır. ••• Doğrusu şu ki, çelişki yalnız bundan ibaret de değil. Türkiye'nin sivil politikacısı, rejimin demokratikleşme konusundaki başarısızlığı- nı, 1950-60 döneminin de dışına taşımıştır. 27 Mayısçılann önayak olduklan 1961 Ana- yasası, Türkiye'de demokrasinin önünü aça- bilecek bir temel metindi. Ona ilk büyük karşı koyuşlar, ülkenin kade- rinde otuz beş yıldan fazla söz sahibi olan Sü- leyman Demirel'den başkası değildi. Kim- se 12 Mart değişikliklerine ve 12 Eylül Ana- yasası'na bakarak yanılgıya düşmesin, onla- n yaşama geçirenler evet askerierdi, ama fi- kir babalan Süleyman Demirel'di. Sivilliğin ve liberalizmin şampiyonu olarak takdim edilen Özal'ın, 12 Eylül Anayasası'nın öngördüğü siyaset yasağını kaldırma konu- sunda nasıl kıvırttığını da unutmayalım. Evet, Cumhuriyeti korumayı başardık. Kim- se bunun onurunun yalnızca askere ait oldu- ğunu sanmasın. Cumhuriyeti çağdaş demokrasiye çevire- medik, bunun da sorumluluğunu kimse tek başına askerin sırtına yüklemesin! Gerçekten bu alanda başan kazanmak is- tiyorsak, önyargılann, art niyetlerin ve slo- ganların ötesinde konuyu yansız ve soğuk- kanlı biçimde tartışmalıyız. Derviş akademisyenlerle görüştü Hükümet elinden geleni yapıyor İ yİstanbulHaberServi- a-Ekonomiden sorum- lu Devlet Bakanı Ke- tnalDerviş, döviz kuru- nun yüksek olmasının güven faktörüyle ya- kından ilgili olduğunu belirterek yüksek döviz kuru ve reel faizlerin düşmesi için ellerinden geleni yaptıklannı söy- ledi. Kemal Derviş, eski Dünya Bankası Başe- konomisti Joseph Stig- Ktz'le birlikte, Bilgi Üniversitesi'ne giderek aralannda Prof. Dr. Burfaan Şenatalar, Prof. Dr. Taner Berk- soy, Prof. Dr. Asaf Sa- vaşAkat,Prof.Dr.Gül- ten Kazgan, Prof. Dr. HurşitGüneş, Prof. Dr. Erdoğan Alkin gibi isimlerin de bulunduğu 20'ye yakın akademis- yen ve uzmanla görüş- tü. Kemal Derviş'in, uygulanmakta olan ekonomik programa ilişkin özet açıklama- sından sonra, bilim a- damlannın da soru ve yorumlannı sıraladık- lan öğrenildi. IMF'nin politikala- nnı eleştiren bir maka- le yazan Stiglitz'in de, Türkiye'nin uyguladığı program ve benzeri programlar hakkındaki görüşlerini açıkladığı vurgulandı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, görüşme isteminin kendisinden gelmediğini söyledi: Inönü'ye öneıi yapmadımANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile solda yeni pluşumun liderlığıni ya- pan Erdal İnönünün görüşmesinin yankılan sürüyor. Görüşme isteminin kendisinden gelmediğini, "bazıiyini- yetüçevrelerin'' girişimiyle görüşme- nin gerçekleştiğini belirten Baykal. tnönü'ye bir öneri götürmediğini kay- detti. Baykal, Inönü'ye, kurulabile- cek bir partinin başında olmasının kendileri için üzüntü verici olacağını söylediğini bildirdi. Inönü ile Baykal'ın, eski CHP Ge- nel Sekreteri Eşref Erdem'in evinde yaptıklan görüşmeyle ilgili çeşitli yo- rumlar yapıhrken, Inönü önceki gün yazılı bir açıklama yaparak duruma açıklık getirdi. Inönü, CHP'nin birin- ci parti olacağını söyleyen Baykal'ı "parlak başanlarından dolayı kutia- dığmı" vurgulayarak "Anlatüğı başa- • Erdal İnönü ile yaptıklan görüşmenin 'bazı iyi niyetli çevrelerin' girişimiyle gerçekleştiğini belirten Deniz Baykal. İnönü'ye, kurulabilecek bir partinin başında olmasının kendileri için üzüntü verici olacağını söylediğini bildirdi. nlar için kcndisini kunadığınu, bende- ki bilgikr tam tersi bir durum göster- mekle birlikte, gelişmeler söy lcdiği gi- bryse devamını düediğimi, bu partak gidiş karşısında benim davranışlan- mın herhangi bir etkisi olamayacağı- m, benden yardım bekkmemesi ge- rektiğini, yeni bir parti arayışında oi- duğumu söyledinı" dedi. 'İyi niyetfi bir girişim* Baykal. dün katıldığı televizyon programlannda, görüşmenin Türki- ye'de sosyal demokrat bütünleşme arayanlann iyi niyetli girişimleriyle gerçekleştiğini söyledi. Görüşme is- teminde bulunmadığını, ama bunu is- teyenlerin düşüncelerine saygı gös- terdiğini anlatan Baykal, "Ben bir öneri yapmak için çağnda bulunma- dım. Bu görüşmede bir öneri söz ko- nusu değildir. iki siyasetçinin bir ara- ya geldiğinde konuşacağı konular ko- nuşulmuştur" dedi. İnönü'ye, CHP'nin gelecek seçim- lerde çok iddialı biçimde iktidara yü- rüdüğüne inandığını aktardığını belir- ten Baykal, şöyle konuştu: "Kurula- bilecek herhangi bir partinin bizim için telaş kay nağı olmay acağuu, ken- disinin bu işin başında bulunmasının bizim için üzüntü verici olacağını, CHP'nin bulunduğu durumun bir ik- tidar iddiası sergilemeye çok elverişli olduğunu ve kendisinin katkı yapma- sı halinde işlerin çok rahatiayacağuiL, bir tespit olarak söyledim. Bir teklif olarak yapmadun, böyle bir teklifı yapmanın hiçbirşarû olmadığuu biU- yonım." Baykal, soldaki yeni oluşumlann CHP'nin önünde engel oluşturacağı- nı düşünüp düşünmediğine ilişkin so- ruyu şöyle yanıtladı: "Yararlı olaca- ğını söyiemek mümkün değil, arka- daşlanmız CHP'yi aşan, Türkiye'yi çıkmazdan alıp götürecek büyük bir güç ortayakoyacakolsalar tabiikisay- gı duv'anm, gerekfiher türlüdesteği de veririz ama böyle bir durum yok." Yeni parti kurma hazırhğında olan- lann yeni bir ağırlık merkezi oluştu- ramadıklarını savunan Baykal, "CHP'de kişisel kaygüarla etkinliğüıi kaybetmiş insanların, küskünlerin, tatmin olamamış insanlann kaynaş- ürdığı bir hareket olmanın ötesine ge- çemediler. Yeni, taze, genç, dinamik, aydınve seçkin insanlan toplama tab- losu da ortaya çıkmadı" dedi. CHP MYK üyesi Mesut Değer de yaptığı açıklamada, Inönü'nün Bay- kal'ın yaptığı diyalog girişimini "farklı cephelere çekip alaycı bir üs- hıp takınnıasını" kınadıklannı kay- detti. CHP'den istifalar Bu arada, CHP'den istifalar da sü- rüyor. CHP'den aynlan Çankaya Be- lediyesi meclis üyelerinin isimleri şöyle: tsmail Bulut, Aytürk Altaş, T\- mur Erkman, Banş Cömert, Osnıan Yördem, Sedat Atantop. Murat Ag- taş, Erdal Çiftçi, Ali Hünneydan ve Hüseyin Nergiz. DYPIi Erek Ecevit'e i şaşktn y suçhmıası • Doğru Yol Partisi Genel Sekreteri Ali Şevki Erek, Başbakan Ecevit'i 'şaşkınlık'la, ANAP lideri Yılmaz'ı da dolaylı yoldan 'deli' olmakla suçladı. ANKARA (ANKA) - DYP Genel Sekreteri Ali Şevki Erek, ulusal güvenlik tartışmalanndaki tutumu nedeniyle Başbakan Bülent Ecevit'i u şaşkmlık"la suçla- dı. Erek, ANAP lideri Me- sut Ydmaz'a yönelik olarak da "Bir taş attuı.. bu taş ÇH karılamrj'or'' dedi. Erek, DYP Genel Merke- zi'nde düzenlediği basm top- lantısında, koalisyonun Tür- kiye'yi yaşanamaz bir hale getirdiğini savundu. Erek, koalisyon partilerinin baş- kanlanna yönelik olarak "Siz ülkeyi yönettiğinizi mi düşü- nüyorsunuz" şeklinde bir so- ru sorup, "Sayın Başbakan, ortağuuzla ters düşmüş du- rumdasuuz. Bir güzide ku- rum konusunda hemfikir de- ğilsiniz. Genelkurmay'ın açıklaması konusunda şaş- kınlık içinde olduğunuzu be- Brti\orsunuz. Siz Başbakansı- nız ve şaşkmsuuz" diye ko- nuştu. Erek, Türkiye'de siyasi ve ekonomik istikrann sağlan- ması için, sorunlan içinden çıkılamayacak hale getirdiği- ni ileri sürdüğü hükümetin bir an önce çekilmesi gerek- tiğini söyledi. Yılmaz'ı da ulusal güvenlik konusundaki tutumu nedeniyle sert bir şe- kilde eleştiren Erek, "O söz- lerden sonra ya gerekeni yap ya da istifa et Bir taş atnn» bu taş çıkanlanmor. Sayuı Yıl- maz, Türkiye için kendinizi feda etmenize gerek yok. Bu noktadan sonra size istifa et- mek düşüyor" diye konuştu. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Sema Pişkinsüt: Hükümet halktan> kopuk• Genelkurmay'ın 7 Ağustos tarihli açıkJamasının mevcut siyasi boşluğun açık kanıtı olduğunu vurgulayan DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt, "Hiçbir gelişmiş demokraside böyle bir açıklama yapılmaz, ama o demokrasilerde bu açıklamalara neden olacak siyasi boşluklar da bırakılmaz" diye konuştu. ANKARA (Cumhuri- süt, böyle bir aşamada UMUT DAVASFNDA 14 TUTUKLU SANIK KALDI Adnan Yükdağ tahüye III II ANKARA (Cumhurh«t Bü- rosu) - Gazetemizin katledilen yazarlan UğurMumcu ile Prof. Dr. Ahmct Taner Kışlaü su- ikastlannın da yer aldığı 22 olayı içeren 24 sanıklı [ UMUT davasında. tutuk- lu sanıklardan Adnan Yükdağ tahliye edildi. Ankara 2 No'lu DGM'de görülen UMUT davasının dünkü oturu- muna, 15 tutuklu sanık ve avukatlan ile müdahil avukatlan katıldı. Mahkeme başkanı Hüseyin Eken, tçişleri Bakanlığı adına Hazine a\oıka- tı Sema Tîryakinin müdahillik isteminde bulunduğunu ve iste- min kabul edildiğini bildirdi. Tutuklu sanık Adnan Yük- dağ, savunmasında, aile dostu olduğunu ileri sürdüğü Salih Banş'm İstanbul'daki evinde, • Uğur Mumcu ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı suikastlarının da yer aldığı 22 olayı içeren 24 sanıkJı UMUT davası dosyası, esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için savcı Hamza Keleş'e verildi. kendisini "CemaT* olarak tanı- tan Rüştü Aytufan ile tanıştığı- nı ve bu kişinin arandığını bil- mediğini söyledi. Adapaza- n'ndaki evine, arkadaşı Banş ile gelen Aytufan'm bir saat ka- dar kaldıktan sonra aynldığmı savunan Yükdağ. "Evime gelen misafire yemek ikram etmemin başıma böyle bir bela açacağuıı bilemezdim"1 dedi. Oturuma verilen kısa aradan sonra başkan Eken, sanık Yükdağ'm, savcının istemi doğrultu- sundatahliyesine karar ve- rildiğini söyledi. Esas hak- kındaki mütalaasını hazır- laması için dosyanın cum- huriyet savcısına verilme- sine karar verildiğini belirten Eken. müdahil ve avukatlanna iddialannı, sanıklar ve avukat- lanna da savunmalannı hazırla- malan için gelecek oturuma ka- dar süre verildiğini kaydetti. yet Bürosu) - DSP Aydın Milletvekili Sema Pişkin- süt, Genelkurmay'ın "ekonominin iflas nokta- sında" olduğu yönünde açıklama yapmasını "şaşkınlıkla karşılayan" Başbakan BülentEcevit'i halktan kopuk olmakla suçladı. AB'ye üyelikle bağlantılı olarak "ulusal güvenlik" tartışmasını başlatan ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz'ın nedenler değil, sadece sonuçlar üzerinde durduğuna işaret eden Pişkinsüt, "Genelkur- may Başkanhğı'mn açık- laması mevcut siyasi boş- luğun açık bir kanıüdır" görüşüne yer verdi. Pişkinsüt, dün parla- mentoda düzenlediği ba- sın toplantısında, Yıl- maz'ın başlattığı "ulusal güvenlik" tartışmasına Genelkurmay Başkanlı- ğı'nın yazılı açıklamayla verdiği yanıtı değerlen- dirdi. Türkiye'nin art ar- da yaşadığı iki ekonomik kriz sonrasında, Milli Güvenlik Kurulu'nda "sosyal patlama olup ol- mayacağuun" tartışıldı- ğmı vurgulayan Pişkin- Yılmaz'uı ulusal güven- lik tartLşması başlattığına dikkat çekti. Yılmaz'ın sadece so- nuçlarüzerinde değerlen- dirme yapıp. nedenler üzerinde durmamasmı "eksildik'' olarak değer- lendiren Pişkinsüt,u Ya- ni, 20 yıldu' iktidar olan- lann yanlış uygulamala- nnın mı ulusal gü\enliği- mizin tehdit nedenlerini oluşturduğu,yoksa ulusal güvenlik sendromunun mu Türkiye'yi başansız sonuçlara mahkûm etti- ğini açıklamalıydı" dedi. Ulusal güvenlikle bir- likte değerlendirilmesi gereken bir başka kavra- mın "siyasi istikrar" ol- duğunu vurgulayan Piş- kinsüt, hükümetin siya- sette boşluk yarattığı gö- rüşünü savundu. Pişkin- süt. Genelkurmay'ın 7 Ağustos tarihli açıklama- sınm. mevcut siyasi boş- luğun açık kanıtı olduğu- nu vurgulayan Pişkinsüt, "Hiçbir gelişmiş demok- raside böyle bir açıklama yapılmaz, ama o demok- rasilerde bu açıkiamala- ra neden olacak siyasi boşluklar da bırakılmaz" diye konuştu. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Ekim 2.5 yaşında. Bu 2.5 sene- nin önemli bir bölümü cezaevinde geçmiş. Hem annesi hem babası cezaevinde olduğu için o da bu ya- şamı paylaşmak zorunda kalmış. Ekim'in annesi şimdi dışarıda, ba- bası ise içeride. Babasını ziyarete gidiyor. Bildiğimiz uygulamalarla karşılaşıyor. Ekim'in annesinin yolladığı mek- tup, bu dramı anlatıyor. Özetleyerek aktarıyorum: Ekim 5 aylıkken benimle birlikte cezaevine girdi. Kürkçüler-Nevşe- hir derken babasıyla aynı cezaevi- ne gidebilmek için yazdığım sevk dilekçelerinin, suç duyurulannın ar- dından (Nevşehir-Gebze arası için bugün bile o kadar tutmayacak bir sevk parası ödedikten sonra) Geb- ze'ye sevk edildim. Ekim 1.5 yaşında üçüncü ceza- evindeydi. Cezaevleri hep soğuk- tur, ama babasıyla bir araya gelme- nin sıcaklığı vardı Gebze'de. Ekim anne-babasının nikâhına alkış tuttu. Kimliğini orada çıkarttık. Sağlık problemi yüzünden sünnetini orada yaptık. Kafasında aile kavramı hiç yoktu. Sevdiği insanlar ve karşısın- Cezaevleri ve 2.5 Yaşındaki Çocuk dakiler vardı. Devleti orada tanıdı. Ilkaskerara- masında içeriye girdiklerinde çok korkmuştu. "Parmaklıkların arka- sındakiadamlann" ne işi vardı içe- ride. Silahlı ve ürkütücülerdi... Do- ğum gününü kutlamak için kantin listesi hazırladığım sırada milenyum (19 Aralık) operasyonundan nasibi- ni aldı. Göz yaşartıcı bombalar, bi- ber gazlarıyla kutladı ikinci yaşını. Operasyonda PKK'lilerin koğuşuna geçmemize rağmen koğuşların du- rumunu görünce "Asker gelmiş, dövmüş, kırmış"dedi. "Gözümacı- yor anne, canım yanıyor" diye ağ- layışını da hayatım boyunca unuta- cağımı sanmıyorum. • • • Operasyondan 3-4 gün sonra çı- karılan Cezaların Ertelenmesi Yasa- sı'ndan yararlanarak Ekim'le birlik- te tahliye olduk. 8 aydır birlikte dı- şandayız. Okulumu bitirebilmek için fstanbul dışına çıktığım zamanlar dı- şında babasını görmesi için hep ce- vi önünde olduk. Şimdi de Bolu F Tipi Cezaevi'nin kapısındayız. Görüş 1 saat 15 dakika. Vaktin- den önce almaya başlariar diye dü- şünmenin çok iyimser bir yaklaşım olduğu belliydi. Ekim, ben, amcası, halalan dışında 10 kişi vardı ceza- evi kapısında. Tam görüş saati baş- ladığında tek tek içeri almaya baş- ladılar. Girişte askerler eşya arama- sı yaptılar. İlk binada eşya araması, üst araması ve kayıt yapıldı. Arama faciadan başka birşey değildi. Sut- yen içi ve apış araması yapıldı. Da- ha kötüsü Ekim'i soymamızı istedi- ler. Ekim soyunmak istemedi. Kar- deşini görmek için her şeyi göze alan amcası, Ekim'i sakinleştirmek istedi: "Amcalar görmek istiyorlar- mış oğlum" deyince Ekim, "Ben bugün göstermek istemiyorum " di- ye cevap verdi. Çocuğun karşı çık- masına rağmeh soyduk. Sonra bilgisayar kayıtları ve par- mak izi alındı. Bu işlem öylesine ya- vaş yürüyordu ki görüşün sonuna bile yetişemeyeceğimizi sandık. Çocuğun parmak izini de büyükle- rin el boyutuyla almaya çalıştılar. Mümkün olmadı. Zaman yitip gidi- yordu. Telefon trafiğinin ardından çocuğun öyle geçmesine karar ver- diler. Nihayet cezaevinin asıl kapısına bir jandarma eşliğinde geldik. Yeni- den X-Ray'den geçtik, kıyafet ve eşya araması yapıldı. llkinden de beter bir tacizle yapılan üst arama- sı da bitince son kapıya geldik. Eş- ya ve kitapları kendilerinin verecek- lerini söyleyerek aldılar. Görüş ka- binlerine girdiğimizde 25 dakika kal- mıştı. Eşimin kardeşlerini, surat ifa- delerinin gergin ve bozuk olmama- sı için uyardım. Bunca işlem ve ta- cizden sonra nasıl olacaksa! Gebze'de iken sesimizi duyur- mak için biraz bağırırdık. Burada ahizeyi kaldırmadan ses duyulmu- yor. Telefonun dinlenmesi yetmiyor- muş gibi, her kabinin dışında bek- leyen ve dinleyen gardiyanların eş- liğinde 5'er dakikalık görüşler yap- tık. Eşim, bir hafta hücrede tek başı- na bekletildikten sonra bir önceki akşam iki kişilik bir hücreye kondu- ğunu söyledi. Bulunduğu yeri "rahat ama insansız" diye tarif etti. Getir- diklerimizi saydık çabucak: "Iç ça- maşırı, eşofman, çoraplar ve kitap- lar." Bunları almalarına şaşırdığımı söyledim. O da şaşırdı. Kantinde her şeyin fahiş fiyatlarla satıldığını belirtti. Birden ışıklarkapandı, "Gö- rüş bitti, çıkın" diye bağırdılar. Çıkarken, getirdiğimiz bütün eş- yaları geri almamızı istediler. Yeter- li derecede eşyaları varmış! Kitap ise almıyorlarmış. "Kızıla Boyalı Saçlar" Cumhurbaşkanlığı Köş- kü'ne giriyor da cezaevine neden girmiyor? Fono'nun Ingilizce gra- meri, Ingilizce hikâye kitabı ne- den?.. Tartışmanın alevlendiği bir anda, herfırsatta, "Bana kitap oku" diye, Bogs Bony, Arsız Dofy, Hain Çakal'ı neredeyse ezberleyen oğ- lum, aniden "Bu kitaplar alınacak" diye bağırdı, iki yumruğunu birden sıkarak. Alın size bir Türkiye öyküsü...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle