18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 .AĞUSTOS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR kulturfa cumhuriyet.com.tr 15 Muri Kurtcebe, Nâzım Hikmet'in 'Kuvayi Milliye Destanı'nı yıllar sonra çizgi romana taşıdı Bir iflv gençEklıayaüMELTEMKERRAR Ç"ocukluğun renkli kahramanlan- nın sihirli adasıdır çizgi romanlar. Ten Ten, Mobydick, Red Kid, Aste- rix, Zogor... Renkli sayfalan heye- canla çevirirken maceradan macera- ya koşan kahramanlar, nefes kesen öyküler, azılı düşmanlar, yastığın al- tına sığabilecek bir küçük sinema- dan başka bir şey değildir aslında. Usta çizerlerimizden Nuri Kurtce- be şu günlerde Nâzım Hikmet'in 'Kuvayi MÜByeDestanı'nı taşıdı çiz- gi romanın sihirli dünyasına. Geçen hafta Leman Yayınlan tarafından ya- yıralanan çizgi romanla Kurtcebe en büyük hayalini gerçekleştirmiş. " Bir gençlik havaJi Ku\ ayi Millive Destanı benim için, yapmatn gereken bir şey- Kurtcebe, destanı çizgi romana ta- şırken çok fazla zorlanmamış, çünkü Nâzım'ın dizelerinin. insanı çizme- ye yönelten sinematografık unsurlar içeriyor. Ondaki bu çizme isteği öğ- rencilik yıllanna kadar uzanıyor, özellikJe de sıkıcı tarih derslerinde defterine korkarak da olsa çizdikle- rini hiç unutmamış. Kuvayi Milliye Destanı, sıkıcı ve pragmatik tarih öğ- retimine de bu anlamda bir yanıt gi- bı: ''Çünkü tarih bize hep yanhş ek- sik ve asık yûzlü öğretildi, hiç tarih yazmaması gereken insanlar tarafın- dan, sanatçılann, şaiıierin görüşü alınmadanyaalüdığından tarihders- lerinden hep korktuk." Nâzım bir dünya vatandaşı Nâzım Hikmet'in şiirinde anlattı- ğınm doğru ve bizim için önemli bir tarih olduğunu söylüyor. Kurtuluş Savaşı bir milat onun için: "Bizim için bir dönemin bittiği, bir dönemin başladığı tarih. Her ulusun, her insa- nuı bir miladı var. Herkes başlangıcı- nı, çıkışuu arar çünkü. Bizim çüaşt- nuz bu. V'edi düvele karşı bir savaş ve- riliyor ki dünyada eşi benzeri yok, bı- rak böbürlenelim kendimizle. Tarih içersindeo kadar da aşağılanacakbir ulus, değUiz." Kurtcebe, destanın bugünkü Tür- kiye'nin yapısına uyan bazı unsurlar taşıdığını düşünüyor. Bu açıdan des- tan. biraz da geri dönüp bakılacak bir kaynak gibi duruyor. Nâzım'ın her şeyden önce çok ba- sit, yahn bir anlatımı var ona göre. Şairi 'dünya vatandaşT olarak nite- lerken onun kaleminde bütün insan- lığın var olduğunu söylüyor. Insanla- n etkileyen en büyük neden de bu, Nâzım'ın dilinde. "Ve onlar' diye başhyor Kuvayi Milliye Destanı: 'On- iar ki toprakta kannca, suda balık. havada kuş kadar çokturlar." Onlar sadece Türk halkına ithafen yaalma- mış, bütün dünyadaki ezilen insanlar için yazılmış. EyAsya'dald işçi karde- şim derken bütün dünyaya sesleniyor Nâzım." Çizgi roman şiirie buluşunca Kuvayi Milliye Destanı'nın çizgi romanıyla Nâzım'ın çok daha iyi an- laşılacağı fikrinde. Tarih kitaplann- da yazmayan bir tarihi ve Nâzım gi- bi bir şairin şiirini resimlemenin yüklü bir sorumluluk getirdiğini ka- bul ediyor, ama Türkiye'nin yaşadı- ğı dönem, onu çizmeye yönelten et- kin bir neden: "Fıilen 1997'deotunıp çizmeye başladım. Deseler ki ikinci büyük neden nedir? Hacı-bacı ikri- dan. Belki de hacıyla bacıya teşek- kür etmek gerek! Kurtuluş Savaşı çok önemli bizim için, bugün aynı şeyler devam ediyor. Hilafetçiler, şe- riatçılar bugün halen var, neredeyse yüz yıl tamamlanıyor. Hilafetin üstü- ne Cumhuriyet ilan edildi. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra oldu bütün bun- lar, Nâzım Hiknıet anlatıyor bunla- n. Emin Oktay anlatamjyor. Sanat- ÇL, şair ama aynı zamanda tarihçiola- rak da bakmak iazım Nâam'a." 0- nun için en çok rahatsız edici şey mılliyetçi çevrelerin, yaptığı işe sa- hip çıkmalan: "Çünkü Kuvayi Mil- liye'dekUerAtatürkmilh'yetçileri, bu- günkü milliyetçilergibideğil." Bu ne- denle hamasiyet yapmadığını, çizer- ken körüköriine kan, revan görüntü- lerden kaçındığını söylüyor: "Onla- nn anladığı anlamda bir millyetçiiik değil bu, tarihe mal olmuş bir şey. Bü- tün dünvanın karşısında saygıyla durduğu bir savaş bu, şu andaki mil- liyetçi arkadaşlannuzuı böyle bir say- gınlığı yok." Lirik bir yapıyı çizgiye taşırken yi- ne Nâzım'ın kendisinde bulmuş çı- kış noktasını. Yoksa şiirle. çizgi ro- manın buluşması o kadar da kolay bir şey değil. Noktasına, virgülüne. Nâzım'ın özel yazı karakterlerine sa- dık kalmış. Asıl yaptığı. oradaki sı- nemayıyakalamak: "Şürasbndaçok eski bir sanat. çizgi roman çokyeni bir sanat, bunlan iç içe gecirmek, bera- ber anlatmak. nasıl bir şey derseniz bunun yanıtını çok net bir şekilde ve- remem. Sevgiden kaynaklanan bir şey, oradaki görüntüleri, anlarılanla- n görsel hale getirmek telaşı \ ar işin içinde." Türkiye'de çizgi roman üvey evlat muamelesi görüyor \ e hâlâ hak etti- ği değer verilmiş değıl ona göre. "Bir kitap yazryorsunuz, yüz bin, iki yüz bin sarıyor, ödül veriliyor, siz hatıru- yor nıusunuz bir çizgi romancıya ödül verildiğuıi?" Bundan sonraki proje- leri arasında başka bir şiiri resimle- mek gibi bir düşüncesı yok. çünkü 'şairlerin çizgi romancısı' olarak anıl- mak ıstemıyor. Kuvayi Milliye onun için çok özel bir durum. Bir özel du- rumun da olduğunu söylüyor lafın arasında: 'Şeyh Bedrettin Destanı'. Belki günün birinde onu da küçük bir sinemaya dönüştürebilir, ama şimdilik böyle bir düşüncesi yok: "Hamamdan yeni çıktım. birazsoğu- mak gerek." Nuri Kurtcebe. 'Kuvayi Milliye'yi çizgiye taşırken çok fazla zorlanmadığını, Nazun'm dizelerinin insanı çizmeye yönelten sinematografık unsurlar içerdiğini söylüyor. 97yaşında ölen sanatçı, sonyılkmnda aktijsanatla uğraşmasa daParisEkolü'nün simgeisimlerinden biriydi Maurice Esteve ile silinen izler Esteve, Fransız soyuüamacılığuun önemli isimlerinden Fernand Leger'in yakın dostuydu. Miibin Orhon, Nejad üevrim gibi isimler Esteveln yansıttığı Paris ekolü içinde yer alan Türk sanatçılardan. ERHANICVRAESMEN Maurice Esteve geçen günlerde 97 yaşındayken öldü. Son yıllannı aktif sanatla uğraşmaksızın, doğduğu ve çok sevdiği Culan köyünde geçirmiş- ti. Ölüm haberi, köyden Paris'e iki günde ancak ulaşabildi. Esteve'i, sanat tarihi, büyük ölçüde 1950'ler 2. Paris Ekolü ve o çerçeve- dekı olağanüstü absrre sanat canlıhğı içinde betimler. Ustanın en üretken ve parlak döneminin 1950 ve 1960'lara rastladığı doğrudur. Ancak, çocuk yaşlannda girdiği Paris-Montparnas- se dünyası. Barcelona'ya gidiş geliş- ler başta olmak üzere tüm Avrupa'yı arşınlamasıyla, Esteve, yüzyılın ilk üç çeyreğinin sanatsal gelişmelerine yo- ğun, eksiksiz tanıklık edişiyle de ben- zeniz bir adamdı. Derin kültürü ve kapsamiı zekâsı onu mükemmel bir çağdaş sanat sentezcisi yapıyordu. Batı basınında ölümünden sonra bu yönleri ön plana çıkanlarak anıldı. Klasık figürü (izlenimcilik öncesi fi- gürünü) çok iyi bilen 'Cubisme' ve 'Abstraction' dünyasının içinde yoğ- rulmuş, yakın dostu Fernand Le- ger'ninkine benzer bir dünyada genç yaşlarda dolaşmış, Kıta Avrupası'na gelen ilk Amerikah ve lngiliz soyut- çulannm arayışlanna aşina, 1970*le- re geçişi özümsemiş çok değişik bir adamdı. Renkli ve dolu bir yaşam yö- rüngesinde ilerlerken her şeyi bilen ve sentezleyen bir ayaklı kütüphane gibiydi. Bu tür bir derin-yaygın uzun soluklu bireşimcilik'in. yerini günü- müzde, sadece fiziksel-kuramsal ye- nilikçilik endişesinin alışı ve bitmiş ürüne iki metelik değer verilmez olu- şu aslında garip bir talihsizliktir. Es- teve'lere yer olmayan bir sanat dün- yasını sineye bir süre daha çekmeye mecburuz, galiba. Esfeve'in ardındaki Paris Esteve deyince, kendisinin de ba- şaktörlerinden biri olduğu 1950 ve 60'lann Paris sanat ortamından bi- raz söz etmek gerekır. Paris denen o benzersiz şehir tılsımlı çekiciliğini belli oranda klasik kentsel güzellik unsurlanna borçludur: Bol ağaçlı ge niş bulvarlar, nazlı Seine Irmağı'nı kesen taş kemerli zarif köprüler, ba- kımlı ferah parklar ve meydanlar, an- lamlı cephelerle süslü tarihi binala- nn çevreledıği dar sokakh eski ma- halleler ve hele havada uçuşan in güz yapraklannm şiirselliği Paris'i dün- yanın tüm diğer yerleşme merkezle- rinden ayn kılar. öte yandan. bu kent yaşamına damgasını basan sosyokül- türel uyanıklık. her türlü yaratıcılığı özendirici atmosfer. değişik ırklar- dan farkh düşünce, gelenek ve dav- ranış kaynaklanndan gelen bireyleri ve gruplan yan yana banndırabilişi Paris'i ezeli bir uygarlık merkezi yapmıştır. Biri yüzyılın ilk çeyreğin- de, öbürü üçüncü çeyreğinde iki et- kileyici Paris Ekolü macerasına ta- nıklık edilmesı rastlantısal değildir. Batı dünyasının ateşte yandığı 2. Ci- han Savaşı belası sona erdiğinde, ye- ni umutlann yeni kültürel akımlann filizlenme merkezi olarak Paris genç dünya aydınlannın ve sanatçılarının doluştuğu bir yer olmuştu. 2. Paris Ekolü soyutlamacıhk arayışı ve bu- luşmanın ürünlerinden biriydi. Pa- ris'e özgü geleneksel serbest ifadeci- lik daha da özgür anlatımlara dönü- şecekti. Isviçreli Schneider, Alman Hartung, Portekizli bayan \leira de Silva. başka yerlerde doğmuş Fransız kökenlı Atlan \e Soulages. Rus PoK- akof, İranlı Rez> ani, Türk Seh'm (Tu- ran) ve Nejad (Devrim) bu umut do- lu coşkularla oradaydılar. Bu sevım- li \e dinamık karmaşanm orta yenn- de heybetlı bir Esteve oturuyordu. Biraz polemikçi ama saygın bir giz- lı lider. Yaptıklanyla, yazdıklanyla etkileyicı ve yol gösterici. Esteve'in bu belirleyiciğinde. o ola- ğanüstü tarihsel buluşmanın aktörle- ri arasında yaşça biraz büyük olanlar grubunda bulunmasının payı da bel- ki biraz vardı. Ama, daha belirgin un- sur kıdemce büyüklüğü idi. Uyanık ve dikkatli bir sanatsal akım, kültürel devinme izleyicisi olarak Esteve, Pa- ris sanat çevrelerine çok genç yaşlar- da kapağı atmış olmanın da verdiği ra- hatlıkla, klasikle yeninin sentezinde suda balık kadar rahat bir adamdı. He- nüz2. Paris Ekolü Abstreciliği'nin la- fı bile yokken. daha 1941 'de çok seç- kin diğer iki sanatçı-sanat düşünürü Bazaine ve Lapicque ile oluşturduk- lan muhteşem üçlü soyutlama sözcü- ğü yerine "fazlahklan ayıklama, ge- reksizlerden temizleme (epuration)" kavramına sanlarak 1950 Paris (ve hatta dünya akımlannın) yönlendiri- ciliğini yapmaya başlamıştı. Bu üçlü, Kandinsky-Klee-Mondrian-Arp-Mi- ro çizgisinı kastederek "Biz klasik abstre yörüngesinde degiliz"; dekla- rasyonunu yapsalar ve sadece figürü temizleyip aydınlattıklannı savlasalar da, 1950/60 döneminin soyutlamacı oluşumlannm ilk habercileri olmuş- lardı. Bu satırların yazan 1960 başlann- da içten coşkulu gencecik bir izleyici aktör olarak katıldığı bu Pans orta- mında, yukanda sözü geçen ve geç- meyen Paris Ekolü sanatçılannın bir bölümünü etten kemikten tanıma mutluluğuna ermişti. O ortamda, Es- teve'ın sahip olduğu saygınlığı bıre- bir kendi izlenimleriyle hatırlamak- tadır. O dönemdeki devinmelerin ön- de gelen vak'a nuvis'i Michel Ragon da Esteve'den yazılannda ve konfe- ranslannda saygıyia söz ederdi. Er- ken ölmüş efsanevi bir Atlan'ın. bir Nicolas de Stael'in; gizli kraliçe Da Silva'nın; Alman çıkışlı ama Hitler rejimine karşı dövüşmüş savaş kahra- manı Hartung'un ve çok genç yaşta yıldızlığa kavuşmuş Soulages ile kla- sik ve çağdaş türlerin hiçbirine gir- meyen çok değişik bir adam Dubuf- fet'nin hemen yanlanna koyardı, Es- teve'i. Esteve'in ölümünün bizi götürdüğü nostaljik çağnşımlar içinde o dönem Paris sanat yaşamının henüz çok genç, tutkulu sanatçı adayı aktörlerinin de belli bir yeri olduğunu dile getirmeli- yiz. Otuz küsuru geçen ve gıptayla iz- lenen. aralannda bizimkilerden Hak- kıAnh ve Mübin Orhon' un da bulun- duğu kendini kabul ettirmiş abstre sa- natçının çevresinde yüzlerce de tutku- lu sanatçı adayı vardı. Bu birbirinden sevimli \e yetenekli insanlar arasın- dan dostluğu hâlâ sürdürebildiğim birkaç tanesini de, kendi ülkesi tsviç- re'de sonradan güçlü doğa soyutlama- lanyla saygın bir kariyer sürdürmüş olan azız dost Hugo Renggli başta ol- mak üzere sevgiyle anıyomm. Güle güle büyük usta Esteve ve 6O'lı yılların silinen son izleri... Derviş'e özel mansiyon ödulü Leoparlar sahiplerini buldu LOCARNO (AA) - Isviçre'de bu yıl 54.sü gerçekleştirilen Locar- no Film Festivali sona erdi. Altın Leopar Ödü- lü MaurizioSciarra'nın yönettiğı 'Alla Rivolu- zione Sulla Due Cavalli' filmine verildi.Festiva- lin yanşma bölümün- deki 19 filmden biri olan ve başrollerini Yüksel Ancı, Soner Ağın, Haldun Boysan ve Antonio Buil Pu- ejo'nun oynadığı, Al- man-Italyan-Fransız ortak yapımı 'Derviş' de GençJüriÖzel Man- siyonu'na layık görül- dü. Yönetmen Alberto Rondalli'nın. Yugoslav yazar Mesa Selinoviç" in 'Derviş ve Ölüm1 adlı romanından uyarladığı senaryoylaçektiği film, 19. yüzyılın sonuna doğru bir Osmanlı ka- sabasındaki Mevlevi tekkesinin şeyhi Ahmet Nureddin'in yaşamını konu alıyor. Manevi dünyasmda yaşayan Derviş'in, baskıcı Os- manlı yönetimiyle ça- tışmasını ve dervişi is- yana götüren olaylar zincirini işleyen Türk- çe filmin müzikJeri de Kemal Karaöz'e ait.'Geleceğin Leopar- lan' özel ödüllerinden 'video ve alrvazj ödülü' de Isvıçre'ye iltica et- mek için Türkiye'den kaçan militan kız Emi- ne'nin yaşamından ke- sitler sunan. Esen Işık ın yönettiği, 40 da- kıkalık 'Dönüşü Olma- yan Yolculuk' adlı fıl- me verildi. Başrollerin- de Sevine Yıldız, Stefan A. KoUmuss, Füsun De- mirel, Hakan Yümaz, VValter Kung. Catriona Guggenbühl ve Cemil Yıldmm'ın oynadığı film, Alman-Türk or- tak yapımı ve müzikle- ri de Cihat Aşkm'a ait. Birinci seçilen filme toplam 50 bin Isviçre Frangı para ödülünün verildiği yanşmada, Jüri Ozel Ödülü ise Iran-Japon ortak yapı- mı Ebülfazıl Celali'nın 'Delbaran' adlı filmine verilirken Gümüş Le- opar ıse Fransız yapımı Alain Gomis'in 'L'Af- rance' ve ABD-Alman ortak yapımı, Prter Sehr'in yönettiği 'Love the Hard VVaj' filmleri arasında paylaştınldı. Bronz Leoparlar da en iyi kadın oyuncu Güney Koreli Kim HcKlung ve en iyi erkek oyuncu ya- nşma birincisi 'AHaRi* voluzioneSuUaDneCa- valü' filmindekı rolüy- le Andonu Gracia'ya verildi. Boy George'tan mürikal • Kültür Servisi - Pop şarkıcısı ve DJ Boy George bir müzikal yazdı. George müzikalde. kendi deneyımlerinden yola çıkarak 1980'lerin Yeni Romantikler döneminde ünlü olan bir adamı konu aldı. Yapım şirketi The Culture Club. 'Taboo' isimie yapıt için Visege'tan Steve Srrange, müzik yapımcısı Phılıp Sallon ve çift . cinsiyetli Marilyn gibi karakterleri ı canlandırabilecek oyuncular anyor. Ayrıca Boyı George, 1994'te ölen Avusrralyah tasanmcı ; Leigh Bovvery'yi sahneye taşıyacak bir aktör ' anyor. George'nin yeni şarkılannın da olacağı < müzikalin prömiyeri Mayıs 2002'de Londra'daki West End sahnesinde yapılacak. Okuyanus sanal âlemde • Kültür Servisi - Şubat ayından bu yana 14 kıtap çıkartan Okuyanus Yayınlan artık sanal âlemdeki yerini alacak. On farklı alan, altı alternatif başlığın yer alacağı sitede kitaplar, sanatçılar hakkında bilgiler ve haberler yer alacak. Her konu ile ilgili geniş bilgilerin yer aldığı sitenin haftada iki kere makaleleri i güncelleniyor. ı Ayasofya ve Kariye Paris'te • Kültür Servisi-20. Uluslararası Bizans Araştırmalan Kongresi çerçevesinde 19 Ağustos - 4 Eylül tarihleri arasında Paris'te, mimar Ahmet Ertuğ'un Ayasofya ve Kariye müzelerini konu alan fotoğraflan sergilenecek. Serginin açılışı. 21 Ağustos'ta Kültür Bakanı Istemihan Talay'ın himayesinde gerçekleşecek. 13. yüzyıla ait Couvents des Cordelier'de sergilenecek olan 90 fotoğraf özel tekniklerle el yapımı kâğıtlarda 90-110 cm. boyutlannda basıldı. Paris sergisine konu olan fotoğraflar. Ertuğ & Kocabıyık Yayınlan tarafından 'Hagia Sophia - A Vision for Empires' ve 'Chora. the Scroll Of Heaven' başhğı altında Italya'da yayımlandı. , Her iki kitabın da metinlerini, dünyanm j en saygın Bizans tarihçilerinden biri olan ' Prof. Dr. Cyril Mango hazırladı. Fotoğraf tarihi ve sanat fotoğraflan konusunda önemli kitaplann yazan olan Engin Özendes, her iki kitabı da insanlığın ortak kültürel ve sanatsal mirasına Türkiye'nin katkısı olarak gördüğünü belirtiyor ve Ahmet Ertuğ'un fotoğraflanna ilişkin değerlendirmesini, "Işığın böylesine bilinçli ve başanyla kuîlanıldığı mekân fotoğraflan görmedim" sözleriyle özetliyor. BUGUN • BEYOGLU SLNEMASI'nda Roman Polanski'nin '9. Kapı' adlı filmi 11.30. 14.00, 16.30, 19.00 ve 21.30 saatlerinde gösterilecek. (251 32 40) • CEMİL TOPUZLU AÇIKHAVA j TtYATROSU'nda saat 21.00'de Haluk ı Levent'in konseri var. (216 454 15 55) ! • ENKA AÇIKHAVA TtYATROSU'nda saat 21.30'da Guy Ritchie'nın 'Kaptşma' adlı filmi izlenebüir. (276 22 14) ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle