Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİSİRMEN
Herkes Sırayla Hizaya...
Politikamızın genel geçmişine, alışılagelmiş
politikacı ya da lider tipine bakınca, siyaset-
çinin birinin "kendimi Türkiye'ye feda ede-
rim" lafını "Türkiye'yi kendi çıkarıma feda
ederim" diye okumak mümkündür ve genel-
likle de öyle yapılmaktadır.
Mesut Yılmaz'ın güvenlik kavramını orta-
ya atmasına gelen tepkiler, aynı zamanda
kendisinin geçmişteki demeç ve tutumlann-
dan da kaynaklanıyor.
Yoksa kimse "bu konular tabudur, tartışıl-
masın!" demiyor.
Ancak birçok tabuyu yaratıp tartıştırmayan
popülist söylemli politikacıların çıkışlarının iç-
tenliğine de inanamıyor insanlar.
Mesut Bey kendi Başbakanlığı döneminde,
bundan dört yıl önce bir "Milli Güvenlik Siya-
set Belgesi"n\ kabul etmemiş miydi?
Şimdi yapılan, kendi Başbakanlığı döne-
minde, MGK'de kabul edilen bir belgenin tar-
tışması olmuyor mu?
Bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. O
zaman kabul edilmiş olması, bugün aynı bel-
genin günün koşulları ışığında, gözden geçi-
rilip tartışılmasını engellemez, engellememe-
lidir.
Demokrasiler yasak konu kabul etmezler.
Ama demokratik tartışmada, örneğin AB,
üyelik koşullan ve ilişkiler tartışılırken kendi
görüşünüze karşı çıkanı, "Vaaay demek sen
AB'yi istemiyorsun ha!" diye köşeye sıkıştır-
maya kalkmak da yoktur.
••* • ' '
Türkiye'nin AB üyeliğini bu koşullar altında
mümkün görmüyorum, ama olmasını ve bu-
nun için koşulların değişmesini de istiyorum.
Bu gerçeği böylece belirttikten sonra he-
men söyleyeyim ki, Ingiliz Konsolosu'nun,
Recep Tayyip Erdoğan'a yaptığı ziyaret ba-
naTanzimat döneminde Mustafa Reşit Pa-
şa'nın destekçisi olan, gereğinde Sadrazam'ı
ya da Saray'ı fırçalayan Ingiliz Büyükelçisi
Stanford Cannings'i çağnştınyor.
Düşünüyorum da acaba ikisi de AB üyesi
olan Fransa ile Ingiltere arasında böyle bir
ilişki düşünülebilir mi? Acaba Ingiltere'nin
Fransa'da görevli bir diplomatı, Le Pen'i zi-
yaret edip sonradan Fransız demokrasisi ve
orada Le Pen'in oynayacağı rolden söz ede-
bilir mi?
Şimdi bu soruları sorunca ben AB karşıtı mı
oluyorum?
Türkiye AB üyesi olunca birçok kavram de-
ğişecektir. Ama oraya doğru yol alırken ken-
di hedeflerini de gözetecektir.
Bugün AB üyeliğine uzak olmamızın nede-
ni, ulusal güvenlik konsepti değıl. Çünkü Tür-
kiye'yi soyup soğana çeviren, bu ölümcül
hasta ekonomiyi ortaya çıkaran, yolsuzluğu
baş tacı eden, töre cinayetine göz kırpan bir
hukuk sistemini getiren, yobazlığt ilericilik gi-
bi gösteren bu konsept değil.
Yine de bu konsepti de tartışınz.
•••
Demokrasilerde her şey tartışmaya açık.
Tabii bu arada politikacı da...
Aynı zamanda, sivil vatandaşa komuta et-
meye çalışan, bir partinin temsilcisini, "defol"
diye kovan subayı da tartışacağız.
Hemen belirtelim, politikacının üç kâğıdına,
demagojisine karşı olmamız, topluma ikide
bir "esas duruş!" çekilmesini kabul etmemiz
anlamına gelmez.
Tuğgeneral Kazım Usta'nın önceki gün TV
ekranlanna da yansıyan davranışı hepimizi
derinden üzmüştür.
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu sorun-
lann birçoğunun müsebbibi olan 12 Eylül dö-
nemini anımsatan bu görüntüler, doğrusu he-
pimizin acı anılarının bir kez daha tazelenme-
sine yol açmıştır.
Mesut Yılmaz'a yanıtta tereddüt ettmeyen-
lerin bu olayın da üzerine gidip gereğini yap-
malannı beklemek hakkımızdır.
Çünkü böyle bir davranışı ulusal güvenlik
ile de açıklamak mümkün değildir.
Ve şunu kabul etmek gerekir ki, bu ülkede
siviller, "Sağa dön! Sola dön!" komutuyla ha-
reket etmek zorunda olan hacir attındaki in-
sanlar değil, ülkenin asli sahipleridirler.
Yazılı sınavda basarı aranacak
Emniyette terfı
sistemi değişti
ANKARA (Cıunhu-
riyet Bürosu) - Emniyet
teşkilatırun şûrası ola-
rak bilinen Yüksek De-
ğerlendınne Kurulu'na
katılan üyelenn sayısı
8'den l l ' e yükseldi.
Başkomiserlikten em-
niyet amirlığine, 3. sınıf
emniyet müdürlüğün-
den 2. sınıf emniyet
müdürlüğüne terfi ede-
bilmek için ise yazılı sı-
navda başanlı olmak
gerekiyor.
Emniyet teşkilatında-
ki terfilere ilişkin yö-
netmelik Resmi Gaze-
te'nin dünkü sayısında
yayımlandı. Yönetme-
liğe göre, emnıyetteki
terfı ve tayinlerin yapıl-
ması için her yıl topla-
nan Yüksek Değerlen-
dirme Kurulu'na katı-
lanlann sayısı 8'den
ll'e çıkanldı. Teftiş
Kurulu Başkanı, Polis
Akademisı Başkanı ve
APK kadrosunda bulu-
nan ve bu kadroda yer
alan emniyet müdürle-
rinin seçtıği 3 kişiden
oluşacak.
Yönetmeliğe göre,
başkomiserlikten emni-
yet amirliğine, 3. sınıf
emniyet müdürlüğün-
den 2. sınıf emniyet
müdürlüğüne terfi sıra-
sında yazılı smav yapı-
lacak. Bu sınavlarda ba-
şanlı olmayanlar terfi
edemeyecek. Ancak bu
sınav bu yıl terfi eden
başkomıserler ile 3. sı-
nıf emniyet müdürleri-
ne uygulanmayacak.
Kuşadası Savcısı, işkenceyi araştıran doktor ve avukat hakkında dava açılmasına tepki gösterdi
Işkenceye karşı örnek kararLATİFSANSÜR
KUŞADASI - Avrupa Insan Hak-
lan Mahkemesi'nde işkence davala-
n nedeniyle zor durumda kalan Tür-
kiye'de, bir cumhunyet savcısı işken-
ceyle ilgili davada verdiği esas hak-
kındaki görüşüyle dıkkat çekti. Ku-
şadası Cumhuriyet Savcısı Şenol
Dağ, bir çobanın işkence iddialanna
tepkisiz kalmadıklan için doktor ve
avukat eşi hakkında dava açılmasına
tepki göstererek a
tld sanığın işken-
ceyle mücadele ettnelerinin görevleri
gereğj" olduğunu vurguladı ve bera-
atlannı istedi.
Yaklaşık iki yıl önce meydana ge-
len olayda, Kuşadası'nın Davutlar
beldesinde koyun çaldığı iddiasıyla
gözaltına alınan 1.1. adlı kişi, jandar-
Almanya'nm sesi ve BBC
Yasak
RTÜK'ü
böldü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun
(RTUK), Almanya'nm Sesı ve
BBC'nin Türkçe yayınlannın "yeni-
den iktim yasağma" aykın olduğu ge-
rekçesiyle durdurulması karan tartış-
ma yarattı. RTÜK Başkanı Nuri Ka-
yış, Üst Kurul hukukçulanndan aldığı
görüşe dayanarak yayınlann yasak
kapsamına girmediğini savunurken;
Başkan Yardımcısı Fatih Karaca ya-
sak var oldukça hiçbir kuruluşun yurt-
dışında yapılan bir yayını Türkiye'ye
aktararnayacağını söyledi.
RTÜK, geçen çarşamba günü yap-
tığı toplantıda 2 üyenin muhalefetine
karşın 5 oyla FM bandındaki bazı rad-
yolar üzerinden dinleyiciye ulaşan Al-
manya'nm Sesi ile BBC'nin Türkçe
yayınlannı durdurdu. Karara Başkan
Nuri Kayış ile üye Mehmet Doğan'ın
karşı çıktığı öğrenildi.
Üst KuruPun bu karanna gerekçe
olarak gösterilen 3984 sayılı RTÜK
Yasası'nın 26. maddesi şöyle: "Uzay-
da sinyal iletebüen herhangi bir araç
vasıtasıyla ileyapılan ilk yayınlann bü-
tününün ya da bir böiümünün aynı an-
da ya da dahasonra yurtiçindeyeniden
Uetimine, bu kanunun kabiohıyayınlar
ile ilgili hükümkri saklı kalmak kay-
dr\laizinverilmez.İi
stKuruJ'unya>Tn
izni ve ILsans verdiği ulusal ya da yerel
yaymyapankuruluşlannyurtdışından
naklen ya da daha sonra banttan ya-
ymlayacaklan devamhkkarz etmeyen,
münferit programlar bu yasağuı kap-
samı dtşındadır."
Gürkan: RTÜK yasakçı
DSP Ankara Milletvekıli UluçGür-
kan, 3984 sayılı yasayı hazırlarken 26.
maddeyi, "korsan yayınlan önlemek"
amacıyla koyduklannı belirtti. Yasa-
nın, yurtdışında Türkiye'yi hiç muha-
tap almadan ticari ya da dinci, bölücü
propaganda amacıyla Türkiye'deki ve-
riciler aracılığıyla doğrudan yapılabi-
lecek yayınlan engellediğini vurgula-
yan Gürkan, "RTUKmaalesefkendi-
ni yasa koyucunun yerine koyup va-
sakçj biçimde genişletiyor uygulama-
VL Bir yayının Türkiye'de yeniden ya-
pdmasını yasakhyor. Yeniden iletimi
böyle yorumluyor. Bu yanhş.
RTÜK'ün bu anlayışı ile uygulama,
yurtdışmdaki maçlann Türkiye'de
naklen yayuunın vasaklanmasına ka-
dar gjdebilir" diye konuştu.
• Kuşadası'nda bir çobanın işkence gördüğü iddialannı araştıran doktor ve avukat
hakkında "iftira" davası açıldı. Kuşadası Cumhuriyet Savcısı Şenol Dağ, esas hakkındaki
görüşünde davaya tepki göstererek, "doktor ve avukatın işkenceye karşı mücadele
etmesinin görevleri gereği olduğunu" söyledi. Mahkeme, doktor ve avukatın
beraatına karar verdi. . - '
ma tarafından Kuşadası Devlet Has-
tanesi'ne getirildi. 1.1., hastanede
kendisine işkence yapıldığım savun-
du. Testislerinin mengeneyle sıkıştı-
nldığını söyleyen l.l.'nin. Dr. M. Ö
ve çocuk hastahklan uzmanı Dr. ŞJC
tarafından yapılan ilk muayenesinde
bir şişlik fark edıldi. İki doktor da
hastanın, konunun uzmanı Başhekim
Süleyman Bflgen tarafından görülme-
sini ıstedı. Muayeneyı yapanBilgen,
testislerdeki şişliğin "VerikoseU" de-
nilen bir çeşıt damar hastahğından
kaynaklandığını saptadı. Üç doktor
arasında uzlaşmaya varılamazken iş-
kence bulgusuna rastlanmadığı yö-
nünde rapor düzenlendi. Ancak 1.1.
iddiasında ısrar etti.
Rapor konusunda tereddütleri sü-
ren Dr. M.Ö de konuyu avukat eşi N.
Ö'ye açtı. Iddialann açıklığa kavuş-
ması için olay Aydın Barosu ve Ku-
şadası Cumhuriyet Savcıhğı'na bil-
dirildi. Aynı konuyla ilgili 8 avukat
da suç duyurusunda bulundu. Yapı-
lan geniş kapsamlı soruşturma so-
nunda ortada herhangi bir işkence ol-
madığı belirlendi ve savcılık olayla
ilgili takipsizlik karan verdi. Ancak
bu kez de Dr. M.Ö ve avukat eşi hak-
kında iftira suçlamasıyla Kuşadası
Jandarma Komutanhğı'nca dava
açıldı. Kuşadası Cumhuriyet Savcısı
Şenol Dağ ise davayla ilgili esas hak-
kındaki görüşünde iki sanığın da iş-
kenceyle mücadele etmesinin görev-
leri gereği olduğunu belirterek bera-
atlannı istedi. Dağ, şöyle dedi:
"İşkence ile ilgili suçlann ülkemiz-
deciddibir sorun olup, bu husustaTB-
MM nezdinde komisyonlann kurul-
duğu, yine işkence suçundan dolayı,
AİHM nezdinde birçok kez nıahkûm
olup, miryariarca lira değerinde taz-
minatlarödendiğinin anlaşılması kar-
şısında. bu tiir suçlaria mücadele et-
menin toplumun her kesiminin göre-
vi olduğu ve meslekleri gereği bu hu-
susta en büyükgörevin işkence bulgu-
lannı tesbitedecekhekimleredüştüğü,
yine bu suçlaria ilgili takip ve ihbarda
bulunmanın bir kamu görevi yapan
avukatiann da göreviolduğu, sanılda-
nn da iftira kastıyla hareket etmedik-
leri anlaşüdığından beraatlearına ka-
rar verilmesini talep edi\orum."
Kuşadası Asliye Ceza Mahkemesi
de avukat ve doktorun beraatını ka-
rarlaştırdı.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN
1
: ••> ?
TIKflMK PÜROMPfl...
DYP'den suclama
ANÂPkongresinin
nıaUyetidevlete
• DYP'li Salim Ensarioğlu, Mesut
Yılmaz'ın liderliğe yeniden seçildiği ANAP
kongresinin devlete maliyetinin 8 trilyon lira
olduğunu öne sürdü. Ensarioğlu, kongre
öncesinde devlet kaynaklannın ANAP'lı
belediyelere dağıtıldığını sa\ıındu.
ANKARA (ANKA) -
DYP Genel Başkan Yar-
dımcısı Salim Ensarioğ-
lu, Mesut Yılmaz'ın ye-
niden genel başkanlığa
seçildiği ANAP Kongre-
si'nin devlete maliyetinin
8 trilyon lira olduğunu id-
dia etti.
DYP Yerel Yönetimler
Başkanı Ensarioğlu, 4-5
Ağustos tarihlerinde As-
ki Spor Salonu'nda ger-
çekleştirilen 7. Büyük
Kongresi sırasında
ANAP'a bağlı bakanlık-
lann kaynaklannın sefer-
ber ediidiğini savundu.
Turizm Bakanlığı tara-
fından hepsi ANAP'lı
olan 174 belde ve ilçe be-
lediyesine 6-7 trilyon
Türk Lirası kaynak akta-
nldığı yolunda kendileri-
ne bilgiler ulaştığını açık-
layan Ensanoğlu, iddi-
alannı şöyle sürdürdü:
"Bu yetmiyor, mahalli
idareler teşkUaö tarann-
dan belde belediyelerine
10-15 mihar lira, ilçe be-
tedrvelerine ise 30-35 mU-
yar lira çıkartılryor. Ma-
halli İdareler Yasası'na
göre önce projelerin gel-
mesi, bunlann incelen-
mesi ve uygun görülmesi
dummunda belirli bir
miktann çıkanlması ge-
rekir. Ojsa, belediyeler
aranarak Para çıkarttık,
gidin alın, projeyi sonra
getirirsiniz' denilmiş."
Ensarioğlu, söz konu-
su kaynak aktanmlan ne-
deniyleYılmaz'ın kong-
reyi kazanma rüşvetinin
8 trilyon lira olduğunu
öne sürdü. Bu yöndeki
iddialan, açılmasının ar-
dından TBMM'ye taşı-
yacağını ifade eden En-
sarioğlu, "Devletin im-
kânlannı acımasızca har-
cadüar" dedı. Ensarioğ-
lu, iddialar için Cumhur-
başkanı'ndan Devlet De-
netleme Kurulu'nu hare-
kete geçirmesini istedi.
DYP Yerel Yönetimlş-
leri Başkanlığı tarafından
hazırlanan raporda ise hü-
kümetın afet kararname-
leri mercek altına ahndı.
ı
Danıştay 2. Dairesi, Enerji Bakanlığı Müsteşan hakkında soruşturma izni verdi
Yigitgüden'e yargı yolu açddıANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Danıştay 2. Dairesi, 2 bölgeye ait
mahsuplaşmada devleti zarara uğ-
rattığı savlanyla ilgili olarak Enerji
Bakanlığı Müsteşan Yurdakul Yi-
ğhgüden hakkında soruşturma izni
verdi. Danıştay'ın bu karannın ar-
dmdan Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcısı Sabih Kanadoğhı son soruş-
turmayı yapacak, gerek görürse da-
va açabılecek.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun
raporu doğrultusunda TEAŞ'ın Is-
tanbul'un Anadolu yakasında elekt-
rik dağıtımı ve ticaretini yürüten
Aktaş ile Kayseri civanndaki elekt-
rik dağıtım ve ticaretini yürüten
Kayseri Elektrik AŞ'nin TEAŞ ile
mahsuplaşmasında devletin zarara
uğratıldığı savlan üzerine Yargıtay
Başsavcısı Kanadoğlu, Enerji Ba-
kanlığı Müsteşan Yiğitgüden hak-
kmda bakanlıktan sonışturma izni
ıstedı.
Bakanhkizin vermedi
Bakanlık, başsavcının bu istemi-
ni kabul etmeyerek Yiğitgüden hak-
kında soruşturma izni vermemiştı.
Bunun üzerine Yargıtay Cumhuri-
yet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,
Danıştay'a itiraz etti. Itirazı görüşen
Danıştay 2. Dairesi, başsavcı Kana-
doğlu'nun bu istemini kabul ederek
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-
ğı'nın soruşturma izni verilmemesi-
ne ilişkin karannı kaldırdı. Danış-
tay'uı bu karannın ardından Yargı-
tay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu, son soruşturmayı yapa-
cak, gerek görürse dava açacak. Da-
va açılırsa Yiğitgüden, Yargıtay'm
ilgili ceza dairesinde yargılanacak.
Deviet 48^ trO^'on zarar etti
Başbakanlık Teftiş Kurulu rapo-
runda söz konusu 2 şirketle ilgili
olarak devletin 25 trilyon lirası ana
para olmak üzere gecikme zammı
ve temerrüt faiziyle birlikte toplam
48.5 trilyon lira zarara uğratıldığı
ileri sürülüyor.
Başsavcı Kanadoğlu, Yiğitgüden
hakkında daha önce de Beyaz Ener-
ji soruşturması kapsamında Enerji
Bakanlığı 'ndan soruşturma izni is-
temiş, ancak bu istem bakan Zeki
Çakan tarafından reddedilmişti.
Başsavcı Kanadoğlu. soruşturma iz-
ni verilmemesine ilişkin bakanlığm
bu karanna da itiraz etmişti. Bu iti-
razın Danıştay 2. Dairesi'nce yeni
adli yılda sonuçlandınhnası bekle-
niyor. •<•
SlFIR İVOXL45/ /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Mesut Yılmaz, ulusal güvenlik tar-
tışmalan sırasında "Sorun yalnızca
yazılı metinlerde değil, kökleşmiş an-
layışlarda" dedi. Örnek mi istiyorsu-
nuz, işte size taze bir örnek. RTÜK,
Avrupa'nın en önemli iki ülkesinin en
önemli iki radyo kanalını, Türkiye'nin
ulusal güvenliğine zararlı gördüğü
için Türkiye sınırlan içinde susturma-
ya karar verdi.
Kim bu karan verenler? Hangi ak-
lın eseri olarak ingiltere ve Alman-
ya'nm resmi devlet yayınlannı (BBC
ve Almanya'nm Sesi) bu ülkenin gü-
venliğine aykırı bulabiliyortar? Bu ya-
saktan yola çıkarak, Almanya ve In-
giltere'nin Türkiye'ye yönelik yayın
politikasının, daha da öte haberleri
yorumlayış ve veriş biçiminin bu ül-
keyi "bölebileceğini, laik rejimini yı-
kabileceğini" düşünüyor.
Bu karan verenler, hangi alışkanlık-
tan, hangi mantıktan yola çıkarak,
böyle bir karan verme yetkisini ken-
dilerinde görebiliyorlar? Bu karan ve-
RTÜK ve 'Ulusal Güvenlik'
renler, aslında çok net bir şekilde,
AB'yi Türkiye için tehlikeli görüyoriar
ve bu nedenle AB'ye girmenin za-
rarlı olduğunu düşünüyorlar. Çünkü,
Ingiltere ve Almanya, AB'nin en etki-
li iki ülkesi. Eğer bu iki ülkenin resmi
yayınlan Türkiye'nin "ulusal güven-
liğine" zarar veriyorsa, bunlann için-
de olduğu AB haydi haydi verir.
• • •
Mesut Yılmaz, "sorun kökleşmiş
anlayışlarda derken" buna benzer
yaşanmış onlarca örneği göz önün-
de tutuyor. Olaylara böyle bakınca,
o zaman "ulusal güvenlik" kavramı
başka bir anlam kazanıyor. RTÜK as-
keri bir kuruluş değil. Demek ki, "ulu-
sal güvenlik kavramı" yalnızca as-
kerlerin sorunu da değil. Aynı türden
bir bildiriyi YÖK yönetiminin açıkla-
malannda da görebilirsiniz. Hatırlar-
sınız, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve
arkadaşlan, Diyarbakır Dicle Univer-
sitesi Rektörü Rkri Canoruç'u rek-
töriüğe atamamak için onun PKK'li
olduğunu yani "ulusalgüvenlik'e za-
rar verebileceğini söylemişlerdi.
YÖK başkanı, 40 yıllık bir öğretim
üyesini, bir profesörü, hakkında şim-
diye kadar hiç cezai soruşturma açıl-
mamış bir bilim adamını seçtirmeme
yetkisini, onu uluorta suçlama yetki-
sini nereden almıştı? İşte bu yazılı ol-
mayan anlayıştan almıştı. "Ulusalgü-
venlik"e takıldınız mı işiniz bitiyordu.
• • •
Manisa'daki protokol krizi de bu
sistemin bir sonucu. Münferit bir o-
lay diyerek geçiştirilmek istenen tab-
lo, birTürkiye gerçeği tablosu. O ge-
neral iktidardaki yasal bir partinin il
başkanını, hangi mantığa dayanarak
itip kakabiliyor? Bu yetki ve gücü
kendisinde nasıl görebiliyor? Bu so-
runun cevabı üzerinde düşünmeli-
yiz. Türkiye'nin nerelere doğru git-
mekte olduğu üzerine kafa yormalı-
yız.
• • •
Olayın bir yanından baktığımız za-
man, tablo sinirve moral bozucu gö-
rünüyor. Ancak bir de öte yanından
bakalım: Türkiye, demokratikleşme-
nin, değişimin, özgüriük arayışlann-
da bir ileriemenin eşiğine geldi. İşte
bu eşiği aşmakta zorlanıyor. AB tar-
tışmalannı da bu sürecin gelip da-
yandığı bir aşama olarak görmemiz
gerekiyor.
Mesut Yılmaz'ın tartışmaya aça-
rak kamuoyuna mal ettiği "ulusal gü-
venlikkavramı" üzerindeki değerien-
dirmelervetepkiler deTürkiye'de bir
şeylerin değişmeye hazır olduğunu
kanıtlıyor. Sorun tabii ki yalnızca as-
kerie sınıriı bir tartışma değil. Aske-
rin gösterdiği sert tepki bu tartışma-
da onun da önemli bir taraf olduğu-
nu gözler önüne serdi.
Ama taraflar onlarla sınıriı değil.
RTÜK yönetimi, YÖK yönetimi,
DGM'ler, MGK'ler hepsi bir sistemin
parçası.
Sistem 12 Eylül askeri darbesinin
yarattığı anayasada ifadesini bulan
bir sistem. Tartışmayı, münferit olay-
lardan yola çıkarak değil, 12 Eylül
anayasası ve bu anayasanın yarattı-
ğı kurumlaşma üzerinden yapalım.
Her şey orada yazıyor. Her şey o ku-
rumlann içindeki yönetme anlayışın-
da yatıyor.
RTÜK, güzel bir çıkış yaptı kendi-
lerini kutiuyorum. Onlar Ingilizlerin ve
Almanlann bizi bölmek istediklerini
bir kararla kanıtlamış oldu. AB konu-
sunda bazılarının söylemek isteyip
de dolaylı yollarda ifade ettiği gerçe-
ği gözler önüne serdi.
RTÜK'ü tekrar tekrar kutiuyorum!
Tann onlan korusun!