22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2001 CUMARTESİ HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİSİRMEN Herkes Sırayla Hizaya... Politikamızın genel geçmişine, alışılagelmiş politikacı ya da lider tipine bakınca, siyaset- çinin birinin "kendimi Türkiye'ye feda ede- rim" lafını "Türkiye'yi kendi çıkarıma feda ederim" diye okumak mümkündür ve genel- likle de öyle yapılmaktadır. Mesut Yılmaz'ın güvenlik kavramını orta- ya atmasına gelen tepkiler, aynı zamanda kendisinin geçmişteki demeç ve tutumlann- dan da kaynaklanıyor. Yoksa kimse "bu konular tabudur, tartışıl- masın!" demiyor. Ancak birçok tabuyu yaratıp tartıştırmayan popülist söylemli politikacıların çıkışlarının iç- tenliğine de inanamıyor insanlar. Mesut Bey kendi Başbakanlığı döneminde, bundan dört yıl önce bir "Milli Güvenlik Siya- set Belgesi"n\ kabul etmemiş miydi? Şimdi yapılan, kendi Başbakanlığı döne- minde, MGK'de kabul edilen bir belgenin tar- tışması olmuyor mu? Bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. O zaman kabul edilmiş olması, bugün aynı bel- genin günün koşulları ışığında, gözden geçi- rilip tartışılmasını engellemez, engellememe- lidir. Demokrasiler yasak konu kabul etmezler. Ama demokratik tartışmada, örneğin AB, üyelik koşullan ve ilişkiler tartışılırken kendi görüşünüze karşı çıkanı, "Vaaay demek sen AB'yi istemiyorsun ha!" diye köşeye sıkıştır- maya kalkmak da yoktur. ••* • ' ' Türkiye'nin AB üyeliğini bu koşullar altında mümkün görmüyorum, ama olmasını ve bu- nun için koşulların değişmesini de istiyorum. Bu gerçeği böylece belirttikten sonra he- men söyleyeyim ki, Ingiliz Konsolosu'nun, Recep Tayyip Erdoğan'a yaptığı ziyaret ba- naTanzimat döneminde Mustafa Reşit Pa- şa'nın destekçisi olan, gereğinde Sadrazam'ı ya da Saray'ı fırçalayan Ingiliz Büyükelçisi Stanford Cannings'i çağnştınyor. Düşünüyorum da acaba ikisi de AB üyesi olan Fransa ile Ingiltere arasında böyle bir ilişki düşünülebilir mi? Acaba Ingiltere'nin Fransa'da görevli bir diplomatı, Le Pen'i zi- yaret edip sonradan Fransız demokrasisi ve orada Le Pen'in oynayacağı rolden söz ede- bilir mi? Şimdi bu soruları sorunca ben AB karşıtı mı oluyorum? Türkiye AB üyesi olunca birçok kavram de- ğişecektir. Ama oraya doğru yol alırken ken- di hedeflerini de gözetecektir. Bugün AB üyeliğine uzak olmamızın nede- ni, ulusal güvenlik konsepti değıl. Çünkü Tür- kiye'yi soyup soğana çeviren, bu ölümcül hasta ekonomiyi ortaya çıkaran, yolsuzluğu baş tacı eden, töre cinayetine göz kırpan bir hukuk sistemini getiren, yobazlığt ilericilik gi- bi gösteren bu konsept değil. Yine de bu konsepti de tartışınz. ••• Demokrasilerde her şey tartışmaya açık. Tabii bu arada politikacı da... Aynı zamanda, sivil vatandaşa komuta et- meye çalışan, bir partinin temsilcisini, "defol" diye kovan subayı da tartışacağız. Hemen belirtelim, politikacının üç kâğıdına, demagojisine karşı olmamız, topluma ikide bir "esas duruş!" çekilmesini kabul etmemiz anlamına gelmez. Tuğgeneral Kazım Usta'nın önceki gün TV ekranlanna da yansıyan davranışı hepimizi derinden üzmüştür. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu sorun- lann birçoğunun müsebbibi olan 12 Eylül dö- nemini anımsatan bu görüntüler, doğrusu he- pimizin acı anılarının bir kez daha tazelenme- sine yol açmıştır. Mesut Yılmaz'a yanıtta tereddüt ettmeyen- lerin bu olayın da üzerine gidip gereğini yap- malannı beklemek hakkımızdır. Çünkü böyle bir davranışı ulusal güvenlik ile de açıklamak mümkün değildir. Ve şunu kabul etmek gerekir ki, bu ülkede siviller, "Sağa dön! Sola dön!" komutuyla ha- reket etmek zorunda olan hacir attındaki in- sanlar değil, ülkenin asli sahipleridirler. Yazılı sınavda basarı aranacak Emniyette terfı sistemi değişti ANKARA (Cıunhu- riyet Bürosu) - Emniyet teşkilatırun şûrası ola- rak bilinen Yüksek De- ğerlendınne Kurulu'na katılan üyelenn sayısı 8'den l l ' e yükseldi. Başkomiserlikten em- niyet amirlığine, 3. sınıf emniyet müdürlüğün- den 2. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ede- bilmek için ise yazılı sı- navda başanlı olmak gerekiyor. Emniyet teşkilatında- ki terfilere ilişkin yö- netmelik Resmi Gaze- te'nin dünkü sayısında yayımlandı. Yönetme- liğe göre, emnıyetteki terfı ve tayinlerin yapıl- ması için her yıl topla- nan Yüksek Değerlen- dirme Kurulu'na katı- lanlann sayısı 8'den ll'e çıkanldı. Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisı Başkanı ve APK kadrosunda bulu- nan ve bu kadroda yer alan emniyet müdürle- rinin seçtıği 3 kişiden oluşacak. Yönetmeliğe göre, başkomiserlikten emni- yet amirliğine, 3. sınıf emniyet müdürlüğün- den 2. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi sıra- sında yazılı smav yapı- lacak. Bu sınavlarda ba- şanlı olmayanlar terfi edemeyecek. Ancak bu sınav bu yıl terfi eden başkomıserler ile 3. sı- nıf emniyet müdürleri- ne uygulanmayacak. Kuşadası Savcısı, işkenceyi araştıran doktor ve avukat hakkında dava açılmasına tepki gösterdi Işkenceye karşı örnek kararLATİFSANSÜR KUŞADASI - Avrupa Insan Hak- lan Mahkemesi'nde işkence davala- n nedeniyle zor durumda kalan Tür- kiye'de, bir cumhunyet savcısı işken- ceyle ilgili davada verdiği esas hak- kındaki görüşüyle dıkkat çekti. Ku- şadası Cumhuriyet Savcısı Şenol Dağ, bir çobanın işkence iddialanna tepkisiz kalmadıklan için doktor ve avukat eşi hakkında dava açılmasına tepki göstererek a tld sanığın işken- ceyle mücadele ettnelerinin görevleri gereğj" olduğunu vurguladı ve bera- atlannı istedi. Yaklaşık iki yıl önce meydana ge- len olayda, Kuşadası'nın Davutlar beldesinde koyun çaldığı iddiasıyla gözaltına alınan 1.1. adlı kişi, jandar- Almanya'nm sesi ve BBC Yasak RTÜK'ü böldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTUK), Almanya'nm Sesı ve BBC'nin Türkçe yayınlannın "yeni- den iktim yasağma" aykın olduğu ge- rekçesiyle durdurulması karan tartış- ma yarattı. RTÜK Başkanı Nuri Ka- yış, Üst Kurul hukukçulanndan aldığı görüşe dayanarak yayınlann yasak kapsamına girmediğini savunurken; Başkan Yardımcısı Fatih Karaca ya- sak var oldukça hiçbir kuruluşun yurt- dışında yapılan bir yayını Türkiye'ye aktararnayacağını söyledi. RTÜK, geçen çarşamba günü yap- tığı toplantıda 2 üyenin muhalefetine karşın 5 oyla FM bandındaki bazı rad- yolar üzerinden dinleyiciye ulaşan Al- manya'nm Sesi ile BBC'nin Türkçe yayınlannı durdurdu. Karara Başkan Nuri Kayış ile üye Mehmet Doğan'ın karşı çıktığı öğrenildi. Üst KuruPun bu karanna gerekçe olarak gösterilen 3984 sayılı RTÜK Yasası'nın 26. maddesi şöyle: "Uzay- da sinyal iletebüen herhangi bir araç vasıtasıyla ileyapılan ilk yayınlann bü- tününün ya da bir böiümünün aynı an- da ya da dahasonra yurtiçindeyeniden Uetimine, bu kanunun kabiohıyayınlar ile ilgili hükümkri saklı kalmak kay- dr\laizinverilmez.İi stKuruJ'unya>Tn izni ve ILsans verdiği ulusal ya da yerel yaymyapankuruluşlannyurtdışından naklen ya da daha sonra banttan ya- ymlayacaklan devamhkkarz etmeyen, münferit programlar bu yasağuı kap- samı dtşındadır." Gürkan: RTÜK yasakçı DSP Ankara Milletvekıli UluçGür- kan, 3984 sayılı yasayı hazırlarken 26. maddeyi, "korsan yayınlan önlemek" amacıyla koyduklannı belirtti. Yasa- nın, yurtdışında Türkiye'yi hiç muha- tap almadan ticari ya da dinci, bölücü propaganda amacıyla Türkiye'deki ve- riciler aracılığıyla doğrudan yapılabi- lecek yayınlan engellediğini vurgula- yan Gürkan, "RTUKmaalesefkendi- ni yasa koyucunun yerine koyup va- sakçj biçimde genişletiyor uygulama- VL Bir yayının Türkiye'de yeniden ya- pdmasını yasakhyor. Yeniden iletimi böyle yorumluyor. Bu yanhş. RTÜK'ün bu anlayışı ile uygulama, yurtdışmdaki maçlann Türkiye'de naklen yayuunın vasaklanmasına ka- dar gjdebilir" diye konuştu. • Kuşadası'nda bir çobanın işkence gördüğü iddialannı araştıran doktor ve avukat hakkında "iftira" davası açıldı. Kuşadası Cumhuriyet Savcısı Şenol Dağ, esas hakkındaki görüşünde davaya tepki göstererek, "doktor ve avukatın işkenceye karşı mücadele etmesinin görevleri gereği olduğunu" söyledi. Mahkeme, doktor ve avukatın beraatına karar verdi. . - ' ma tarafından Kuşadası Devlet Has- tanesi'ne getirildi. 1.1., hastanede kendisine işkence yapıldığım savun- du. Testislerinin mengeneyle sıkıştı- nldığını söyleyen l.l.'nin. Dr. M. Ö ve çocuk hastahklan uzmanı Dr. ŞJC tarafından yapılan ilk muayenesinde bir şişlik fark edıldi. İki doktor da hastanın, konunun uzmanı Başhekim Süleyman Bflgen tarafından görülme- sini ıstedı. Muayeneyı yapanBilgen, testislerdeki şişliğin "VerikoseU" de- nilen bir çeşıt damar hastahğından kaynaklandığını saptadı. Üç doktor arasında uzlaşmaya varılamazken iş- kence bulgusuna rastlanmadığı yö- nünde rapor düzenlendi. Ancak 1.1. iddiasında ısrar etti. Rapor konusunda tereddütleri sü- ren Dr. M.Ö de konuyu avukat eşi N. Ö'ye açtı. Iddialann açıklığa kavuş- ması için olay Aydın Barosu ve Ku- şadası Cumhuriyet Savcıhğı'na bil- dirildi. Aynı konuyla ilgili 8 avukat da suç duyurusunda bulundu. Yapı- lan geniş kapsamlı soruşturma so- nunda ortada herhangi bir işkence ol- madığı belirlendi ve savcılık olayla ilgili takipsizlik karan verdi. Ancak bu kez de Dr. M.Ö ve avukat eşi hak- kında iftira suçlamasıyla Kuşadası Jandarma Komutanhğı'nca dava açıldı. Kuşadası Cumhuriyet Savcısı Şenol Dağ ise davayla ilgili esas hak- kındaki görüşünde iki sanığın da iş- kenceyle mücadele etmesinin görev- leri gereği olduğunu belirterek bera- atlannı istedi. Dağ, şöyle dedi: "İşkence ile ilgili suçlann ülkemiz- deciddibir sorun olup, bu husustaTB- MM nezdinde komisyonlann kurul- duğu, yine işkence suçundan dolayı, AİHM nezdinde birçok kez nıahkûm olup, miryariarca lira değerinde taz- minatlarödendiğinin anlaşılması kar- şısında. bu tiir suçlaria mücadele et- menin toplumun her kesiminin göre- vi olduğu ve meslekleri gereği bu hu- susta en büyükgörevin işkence bulgu- lannı tesbitedecekhekimleredüştüğü, yine bu suçlaria ilgili takip ve ihbarda bulunmanın bir kamu görevi yapan avukatiann da göreviolduğu, sanılda- nn da iftira kastıyla hareket etmedik- leri anlaşüdığından beraatlearına ka- rar verilmesini talep edi\orum." Kuşadası Asliye Ceza Mahkemesi de avukat ve doktorun beraatını ka- rarlaştırdı. ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇÎN 1 : ••> ? TIKflMK PÜROMPfl... DYP'den suclama ANÂPkongresinin nıaUyetidevlete • DYP'li Salim Ensarioğlu, Mesut Yılmaz'ın liderliğe yeniden seçildiği ANAP kongresinin devlete maliyetinin 8 trilyon lira olduğunu öne sürdü. Ensarioğlu, kongre öncesinde devlet kaynaklannın ANAP'lı belediyelere dağıtıldığını sa\ıındu. ANKARA (ANKA) - DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Salim Ensarioğ- lu, Mesut Yılmaz'ın ye- niden genel başkanlığa seçildiği ANAP Kongre- si'nin devlete maliyetinin 8 trilyon lira olduğunu id- dia etti. DYP Yerel Yönetimler Başkanı Ensarioğlu, 4-5 Ağustos tarihlerinde As- ki Spor Salonu'nda ger- çekleştirilen 7. Büyük Kongresi sırasında ANAP'a bağlı bakanlık- lann kaynaklannın sefer- ber ediidiğini savundu. Turizm Bakanlığı tara- fından hepsi ANAP'lı olan 174 belde ve ilçe be- lediyesine 6-7 trilyon Türk Lirası kaynak akta- nldığı yolunda kendileri- ne bilgiler ulaştığını açık- layan Ensanoğlu, iddi- alannı şöyle sürdürdü: "Bu yetmiyor, mahalli idareler teşkUaö tarann- dan belde belediyelerine 10-15 mihar lira, ilçe be- tedrvelerine ise 30-35 mU- yar lira çıkartılryor. Ma- halli İdareler Yasası'na göre önce projelerin gel- mesi, bunlann incelen- mesi ve uygun görülmesi dummunda belirli bir miktann çıkanlması ge- rekir. Ojsa, belediyeler aranarak Para çıkarttık, gidin alın, projeyi sonra getirirsiniz' denilmiş." Ensarioğlu, söz konu- su kaynak aktanmlan ne- deniyleYılmaz'ın kong- reyi kazanma rüşvetinin 8 trilyon lira olduğunu öne sürdü. Bu yöndeki iddialan, açılmasının ar- dından TBMM'ye taşı- yacağını ifade eden En- sarioğlu, "Devletin im- kânlannı acımasızca har- cadüar" dedı. Ensarioğ- lu, iddialar için Cumhur- başkanı'ndan Devlet De- netleme Kurulu'nu hare- kete geçirmesini istedi. DYP Yerel Yönetimlş- leri Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda ise hü- kümetın afet kararname- leri mercek altına ahndı. ı Danıştay 2. Dairesi, Enerji Bakanlığı Müsteşan hakkında soruşturma izni verdi Yigitgüden'e yargı yolu açddıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Danıştay 2. Dairesi, 2 bölgeye ait mahsuplaşmada devleti zarara uğ- rattığı savlanyla ilgili olarak Enerji Bakanlığı Müsteşan Yurdakul Yi- ğhgüden hakkında soruşturma izni verdi. Danıştay'ın bu karannın ar- dmdan Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcısı Sabih Kanadoğhı son soruş- turmayı yapacak, gerek görürse da- va açabılecek. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun raporu doğrultusunda TEAŞ'ın Is- tanbul'un Anadolu yakasında elekt- rik dağıtımı ve ticaretini yürüten Aktaş ile Kayseri civanndaki elekt- rik dağıtım ve ticaretini yürüten Kayseri Elektrik AŞ'nin TEAŞ ile mahsuplaşmasında devletin zarara uğratıldığı savlan üzerine Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu, Enerji Ba- kanlığı Müsteşan Yiğitgüden hak- kmda bakanlıktan sonışturma izni ıstedı. Bakanhkizin vermedi Bakanlık, başsavcının bu istemi- ni kabul etmeyerek Yiğitgüden hak- kında soruşturma izni vermemiştı. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuri- yet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Danıştay'a itiraz etti. Itirazı görüşen Danıştay 2. Dairesi, başsavcı Kana- doğlu'nun bu istemini kabul ederek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı- ğı'nın soruşturma izni verilmemesi- ne ilişkin karannı kaldırdı. Danış- tay'uı bu karannın ardından Yargı- tay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, son soruşturmayı yapa- cak, gerek görürse dava açacak. Da- va açılırsa Yiğitgüden, Yargıtay'm ilgili ceza dairesinde yargılanacak. Deviet 48^ trO^'on zarar etti Başbakanlık Teftiş Kurulu rapo- runda söz konusu 2 şirketle ilgili olarak devletin 25 trilyon lirası ana para olmak üzere gecikme zammı ve temerrüt faiziyle birlikte toplam 48.5 trilyon lira zarara uğratıldığı ileri sürülüyor. Başsavcı Kanadoğlu, Yiğitgüden hakkında daha önce de Beyaz Ener- ji soruşturması kapsamında Enerji Bakanlığı 'ndan soruşturma izni is- temiş, ancak bu istem bakan Zeki Çakan tarafından reddedilmişti. Başsavcı Kanadoğlu. soruşturma iz- ni verilmemesine ilişkin bakanlığm bu karanna da itiraz etmişti. Bu iti- razın Danıştay 2. Dairesi'nce yeni adli yılda sonuçlandınhnası bekle- niyor. •<• SlFIR İVOXL45/ /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Mesut Yılmaz, ulusal güvenlik tar- tışmalan sırasında "Sorun yalnızca yazılı metinlerde değil, kökleşmiş an- layışlarda" dedi. Örnek mi istiyorsu- nuz, işte size taze bir örnek. RTÜK, Avrupa'nın en önemli iki ülkesinin en önemli iki radyo kanalını, Türkiye'nin ulusal güvenliğine zararlı gördüğü için Türkiye sınırlan içinde susturma- ya karar verdi. Kim bu karan verenler? Hangi ak- lın eseri olarak ingiltere ve Alman- ya'nm resmi devlet yayınlannı (BBC ve Almanya'nm Sesi) bu ülkenin gü- venliğine aykırı bulabiliyortar? Bu ya- saktan yola çıkarak, Almanya ve In- giltere'nin Türkiye'ye yönelik yayın politikasının, daha da öte haberleri yorumlayış ve veriş biçiminin bu ül- keyi "bölebileceğini, laik rejimini yı- kabileceğini" düşünüyor. Bu karan verenler, hangi alışkanlık- tan, hangi mantıktan yola çıkarak, böyle bir karan verme yetkisini ken- dilerinde görebiliyorlar? Bu karan ve- RTÜK ve 'Ulusal Güvenlik' renler, aslında çok net bir şekilde, AB'yi Türkiye için tehlikeli görüyoriar ve bu nedenle AB'ye girmenin za- rarlı olduğunu düşünüyorlar. Çünkü, Ingiltere ve Almanya, AB'nin en etki- li iki ülkesi. Eğer bu iki ülkenin resmi yayınlan Türkiye'nin "ulusal güven- liğine" zarar veriyorsa, bunlann için- de olduğu AB haydi haydi verir. • • • Mesut Yılmaz, "sorun kökleşmiş anlayışlarda derken" buna benzer yaşanmış onlarca örneği göz önün- de tutuyor. Olaylara böyle bakınca, o zaman "ulusal güvenlik" kavramı başka bir anlam kazanıyor. RTÜK as- keri bir kuruluş değil. Demek ki, "ulu- sal güvenlik kavramı" yalnızca as- kerlerin sorunu da değil. Aynı türden bir bildiriyi YÖK yönetiminin açıkla- malannda da görebilirsiniz. Hatırlar- sınız, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve arkadaşlan, Diyarbakır Dicle Univer- sitesi Rektörü Rkri Canoruç'u rek- töriüğe atamamak için onun PKK'li olduğunu yani "ulusalgüvenlik'e za- rar verebileceğini söylemişlerdi. YÖK başkanı, 40 yıllık bir öğretim üyesini, bir profesörü, hakkında şim- diye kadar hiç cezai soruşturma açıl- mamış bir bilim adamını seçtirmeme yetkisini, onu uluorta suçlama yetki- sini nereden almıştı? İşte bu yazılı ol- mayan anlayıştan almıştı. "Ulusalgü- venlik"e takıldınız mı işiniz bitiyordu. • • • Manisa'daki protokol krizi de bu sistemin bir sonucu. Münferit bir o- lay diyerek geçiştirilmek istenen tab- lo, birTürkiye gerçeği tablosu. O ge- neral iktidardaki yasal bir partinin il başkanını, hangi mantığa dayanarak itip kakabiliyor? Bu yetki ve gücü kendisinde nasıl görebiliyor? Bu so- runun cevabı üzerinde düşünmeli- yiz. Türkiye'nin nerelere doğru git- mekte olduğu üzerine kafa yormalı- yız. • • • Olayın bir yanından baktığımız za- man, tablo sinirve moral bozucu gö- rünüyor. Ancak bir de öte yanından bakalım: Türkiye, demokratikleşme- nin, değişimin, özgüriük arayışlann- da bir ileriemenin eşiğine geldi. İşte bu eşiği aşmakta zorlanıyor. AB tar- tışmalannı da bu sürecin gelip da- yandığı bir aşama olarak görmemiz gerekiyor. Mesut Yılmaz'ın tartışmaya aça- rak kamuoyuna mal ettiği "ulusal gü- venlikkavramı" üzerindeki değerien- dirmelervetepkiler deTürkiye'de bir şeylerin değişmeye hazır olduğunu kanıtlıyor. Sorun tabii ki yalnızca as- kerie sınıriı bir tartışma değil. Aske- rin gösterdiği sert tepki bu tartışma- da onun da önemli bir taraf olduğu- nu gözler önüne serdi. Ama taraflar onlarla sınıriı değil. RTÜK yönetimi, YÖK yönetimi, DGM'ler, MGK'ler hepsi bir sistemin parçası. Sistem 12 Eylül askeri darbesinin yarattığı anayasada ifadesini bulan bir sistem. Tartışmayı, münferit olay- lardan yola çıkarak değil, 12 Eylül anayasası ve bu anayasanın yarattı- ğı kurumlaşma üzerinden yapalım. Her şey orada yazıyor. Her şey o ku- rumlann içindeki yönetme anlayışın- da yatıyor. RTÜK, güzel bir çıkış yaptı kendi- lerini kutiuyorum. Onlar Ingilizlerin ve Almanlann bizi bölmek istediklerini bir kararla kanıtlamış oldu. AB konu- sunda bazılarının söylemek isteyip de dolaylı yollarda ifade ettiği gerçe- ği gözler önüne serdi. RTÜK'ü tekrar tekrar kutiuyorum! Tann onlan korusun!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle