17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 7 TEMMUZ2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA ÇEVRE ROBOTEK TURHAN SELÇUK ÎUC AH ALİ S D1IRUST ItBİAîll İSÎASBUL EFENDİSt ABDULCANBAZ HARİKULÂDE MACERALARI HEKMILI BÎRDEN ÖCK OM KlTA- Kamuoyunun tepkisine karşın Hazar petrolleri ağustosta Boğaz'dan taşınacak Petrol en büyükkazadırÖZLEM GÜVEMLt Hazar petrollennın Boğazlar'dan taşınmasını sağlayacak olan Novo- rossisk-Tengiz Boru Hattı ağustos ayında devreye gırecek. Istanbul ve Çanakkale boğazlanndan başlan- gıçta yılda 600 bin varil (26,5 mil- yon ton), daha sonra ise yılda 1,5 mılyon varil (76,5 milyon ton) pet- rol taşınacak. Petrolün tankerlerle Boğazlar'dan taşınması bölgedeki kırliliği on kat daha arttıracak Bo- ğazlar'dakı kaza riski büyüyecek. Yeşilbanş (Greenpeace) Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyası Sorumlu- • Petrolün tankerlerle arttıracak, Boğazlar'daki Ceyhan ya da bir başka su MeMa Keskin, bu sorunun çözü- münün Bakû-Ceyhan ya da bir baş- ka boru hattı olamayacağmı vurgu- layarak "Boru hatö tenükeyi olsa ol- sa Doğu Akdeniz'e kaydırmıs ola- cak. Çözüm, çevre ve insan haklan sorunlan, küresel ısınma ve iklim de- ğişikliği ile gezegenimizi topyekûn tehdit eden petrolden vazgeçrnektir" dedı. Boğazlar'dan taşınması bölgedeki kirliliği on kat daha kaza riski büyüyecek. Yeşilbanş örgütü "çözüm, Bakû- boru hattı olamaz. Boru hattı tehlikeyi olsa olsa Doğu Akdeniz'e kaydırır" diyor. Sivil toplum kuruluşlan, Hazar petrolleriyle artacak tanker trafiği tehdidine karşı, aylardır eylem ya- pıyor. Kamuoyunda oluşan muhale- fete karşın Hazar petrollerinin tan- kerlerle Boğazlar'dan taşınmasına önümüzdeki ay başlanıyor. Green- peace Akdeniz Ofisi Enerji Kam- panyası Sonımlusu Melda Keskin tankerle de taşınsa, boru hattı ile de taşınsa petrolün büyük bir sorun ol- maya devam edeceğine dikkat çeke- rek u tnsanlankırkkaörmı,kırksa- ür ım diye köşeye sılaştırmak büyük bir haksızlık. Petrolc dayah ekono- miden güneş kaynaku enerjilere da- yata bir ekonomiye geçiş yapüması gereldyor" diye konuştu. Petrolün taşınması sırasında gündeme gelen tehlikeler dışında başka sorunlar da Istanbul Boğazı'nda her gün 100'lerce deniz aracı trafiğe çıkıyor. Neredeyse kara trafiğryle boy ölçüşecck boyutlara ulaşan deniz trafiği, tanker geçişleri sırasında Boğaz'ın trafiğe kapanması nedeniyfe keşmekeş haline geliyor. ••••••••••a* ••••••n Boğaz'dainıfikkeşmekeşiIstanbul Haber Servisi - Istanbul Boğazı'nda her gün 44'ü yolcu gemisi, 23'ü arabah vapur, 10 motor bo- tu olmak üzere yüzlerce de- niz aracı trafiğe çıkıyor. Bu deniz araçlannın büyük bir kısmını da denetleneme- yen, balıkçı motorlan. ka- çak yolcu taşıyan motorlar ve özel tekneler oluşturu- yor. Neredeyse kara trafi- ğiyle boy ölçüşecek boyut- lara ulaşan deniz trafiği, tanker geçişleri sırasında Boğaz'ın trafiğe kapanma- sı nedeniyle keşmekeş hali- ne geliyor. Denizciler, Boğazlar'ın çok dar bir manevra alanına sahip olduğunu vur- gulayarak, sefer yapan, denize açılan tüm deniz araçlannın tek elden yöne- tilmesi ve denizde çalışanlar arasın- da haberleşmenin sağlanması ile bu trafiğin düzenli olarak yürütülebile- ceğini söylediler. Türk boğazlar sistemindeki deniz trafıği, kazalara neden olacak kadar tehlikeli boyutlara ulaştı. Geçen gün- lerde "Sedefadası" ve "İnJolap" adlı yolcu vapurlan da Istanbul Boğa- zı'ndan, römorkör almadan geçiş yapmaya çalışan bir konteynır gemi- sı yüzünden kaza yapmıştı. Türkiye Denizcilik Işletmeleri (TDİ) Şehir Hatlan lşletmesı'ne bağlı olarak ça- lışan ve gemilerin sevk ile idaresini Denizciler, sefer yapan. denize açılan tüm deniz araçlannın tek elden yönetümesi ve denizde çalışanlar arasında haberleşmenin sağlanması ile trafik sorunun çözülebileceğini belirtiyorlar sağlayan Teknik Enspektörlerden Tuncer Şensoy, son 2 yıldır Boğaz 'da- ki trafikte artış olduğuna dikkat çeke- rek şunlan söyledi: "Bunun nedenleri arasında beledi- yelerin kaçak çahşan motorlara yer vermesi, Denizcilik Müsteşarhğı Böl- geMüdürlüğü'nünruhsatvennesige- liyor. 1986 yılında deniz taşımacıhğın- daki tekelimiz ortadan kalkmca tra- fik daha da kanştL." Şensoy, özel yolcu motorlannın ku- rallara uymadan sefer yaptıklannı an- latarak bu motorların vapurlann ge- liş açısına ters yönde gelerek vapur- lan zor durumda bıraktığını belirtti. Istanbul Deniz Otobüsleri'nin, özel yolcu motorlannın ve Şehir Hatlan vapurlannm ayn telsizler dinlediğini ifade eden Şensoy, trafiğe çıkan de- niz araçlanrun ortak kanal dinlemesi gerektiğine dikkat çekti. Teknik Enspektör SeyfuDah Alarçin de özel yolcu motorlannın, adeta "yolcu çalarcasına" var olan hatlar üzerinde seferler düzenledığini belir- terek u tskelemizin yamna gelip başka isleke kuruyorlar. Bu mane\ra alanı- mızı da dararüyor. Korsan çahşan yol- cu motorlan ise "serseri mayın' ^bL Niyetierini anlamak bir türlü müm- kün obnuyor" dedi. Deniz trafiğini düzenlemenin, karadaki trafiği dü- zenlemeye benzemediğini ifade eden Alarçin, "Karada, arabanın frenine basuıca durursunuz. Ancak gemide böyle bir imkânınız yok. Denizde, akıntı, dalga gibi kontrol edemediği- niz etkenler de varr diye konuştu. Alarçin, deniz trafiğini yoğunlaştıran diğer nedenleri şöyle sıra- ladı: u Av zamanı balıkçı mo- torlan arüyor ve trafikiçin- den çıkılmaz bir hal alryor. Vapurlanmız, bu motorla- ra yol veriyor ama sayuan çok olduğu için bu durum seferlerin aksamasuıa ne- den oluyor. Tanker geçişleri sırasında da Boğaz kapam- yor. Geçişin arduıdan Bo- ğaz'ın trafiğe açılmasıyla v^purlar aynı anda yola çı- kıyoriar. Kendi yoğunluğu- muz, tankerler yüzünden daha da artrvor.'" olduğunu belirten Keskin, petrol en- düstrisinin petrol arama, çıkartma ve ürün olarak pazara sunulması sı- rasında da çevreye ciddi zararlar ve- rildiğini söyledi. Keskin, bölgedeki gerçek enerji potansiyelinin, güneş, rüzgâr gibi temiz ve güvenli yenile- nebilir enerji kaynaklannda yattığı- nı belirterek çokuluslu şirketlerin küresel ısınmaya, fırtma, sel, kurak- lık gibi doğa olaylanna karşm, pet- rolle daha fazla para kazanma konu- sunda ısrarlı olduklarrnı ifade etti. Hem bu bölgedeki hem dünyadaki enerji yatınmlannın, 21. yüzyılın enerji verimliliği teknolojileri ve ye- nilenebilir enerji kaynak- lanna dayanması gerekti- ğini anlatan Keskin, iklim değişikliğiyle mücadele- nin ilk yasal aracı olan Kyoto Prokolü'nün ülke parlamentolarınca acilen onaylanmasını istedi. Petrol en büyük kazadır Keskin, ulusötesi şirket- lerin, ABD, Rusya ve Ha- zar bölgesi politikacılan- nın genellikle Hazar Deni- zi'nin benzersiz ekosiste- minin uğradığı yıkım ko- nusunda sessiz kaldığını söyledi. Kıyılarda petrol arama etkinlikleri nede- niyle deniz canlılanmn yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu anlatan Keskin, şöyle devam etti: "Azerbaycan kryılan hidrokarbon atıklan izin verilcn düzeylerin üç kan- na çıknğı için arûk insan- lann kııllanımı için tehlike- b ilan edümiştir. Bakû-Cey- han boru hattı ise eğer ya- pıhrsa, dünyanın en fazla tehdit altındaki ekosistem- lerinden biri olan Akde- niz'de sonlanacaknr. Petrol kullammı en büyük kaza- dn-." Trafik yoğunlaşacak Istanbul Boğazı'nda bir günde 782 yolcu gemisi seferi, 350 arabah vapur seferi düzenleniyor. Bu seferler dı- şında gerçekleşen özel yolcu motor- lannın, balıkçı motorlannın, acente motorlannın ise sayısı tam olarak bi- linemiyor. Hem deniz trafiğine yo- ğunluk katan, hem de Boğazlar siste- mıni çevre ve güvenlik açısından teh- dit eden tanker sayısı 2000 yılında 48 bın 79 olarak saptandı. Ağustos ayın- da Tengız-Novorrosisk petrol boru hattının devreye girmesiyle Boğaz'ın trafiği daha da artacak. 2000 yılında Boğazlar'dan taşınan 91 milyon ton- luk tehlikeli yük mıktanna bu yıl 29,5 milyon ton, gelecek yıl ise 76 milyon ton tehlikeli madde daha yüklenecek. Enriskü geçit Istabul Boğazı, sis ve yağışla birleşen fırtınalan, güçlü ters akıntılan, tehlikeli adacıklan ve hem enine hem de boyuna işleyen çok yoğun trafiğiyle, dünyanın en dar ve riskli su yollanndan biri. Bugün Boğaz'dan yılda yaklaşık 50 bin gemi geçiş yapıyor ve bunun 550 kadannı petrol tankeri oluşturuyor. Petrol kazalan, özellikle de Istanbul Boğazı gibi milyonlarca insanın yaşadığı, yerine asla konulamayacak doğal ve tarihi değerlerin söz konusu olduğu hassas bir alanda, gıttikçe artan ve boyutu büyüyen dev tankerlerin yol açacağı kazalar büyük bir risk oluşturuyor. DÜZYAZI ORHAN BİRGİT Kıbrıs Yazılan Doğma büyüme Kıbnslı Tutku Tuygan, 20 Tem- muz tarihli yazıma gönderdiği yanıtında, ".. ada- daki TSK, Denktaş ve daha birçok Kıbnslı olma bilinç ve yaşam tarzını hiçe saydıklannt düşündü- ğüm kuruluş, örgüt ve bireylerin etkisiz hale geti- rilmelerini, belki 'Go Home' diyerek, belki de sa- dece içerieyerek, ama asla msanlık dışı yollara başvurmayı düşünmeden, bunun ıçın elınden ge- leni yapmaya hazırbinlerce insanımızdan biriyim" diye tanıtmış kendisini. Tuygan, "Türkiye'nin bundan 27 yıl önce ada- mıza, sadece adamızdaki Kıbnslı Türk'ü kurtarma amacıyla çıkarma yaptığına da inanmıyorum" 6\- yor. Denktaş'ın Türkiye'nin bir dediğini iki etme- diğini savunuyor. Banş özlemlerini dıle getiren gençlerin herfırsatta "Rumcu" damgasını yediğin- de ısrarlı. TMT'nin bir kontrgenlla kuruluşu olarak, benzer açılan Rum halkına da çektırdiğı duşünce- sinde. Şayet "birkaç yıldır vermekten vazgeçtiği vize- leri vermeye devam etseydi, Denktaş'ın adada yalnız kalacağının bilincinde olduğunu bilmenizi isterim... Denize gittiğimizde örülmüş tellerin sol tarafında yüzmek istemiyoruz, çağın gerektirdik- lerine ayak uydurmak, benliğimizi kavramak ve bağımsız bir Kıbns Cumhuriyeti istiyoruz" dıyor. • • • Benim 20 Temmuz günü yayımlanan ve "27 Yıl öncesini Unutmak" başlıklı yazımın iki ayn oku- rumdan gelen tepkileri özetle böyle. önce Sayın Soyer'in, o yazıya dayanak aldığım "Sabah" ga- zetesinin haberi ile ilgili gorüşleri için söyleyeyim. Söz konusu haber, "Sabah" gazetesinde 16 Temmuz günü yayımlandı. Ne CTP'den, ne de o haberde adlan geçenlerden herhangı bir yanıta, Türkiye basınında rastlamadığım için, ılginç bul- duğum haberi yazıma dayanak yapmakta sakın- ca görmedim. lyi ki görmemişim. Yoksa, CTP gibi KKTC'de za- man zaman koalisyon ortağı, ya da anamuhale- fet partisi konumuna da gelebilen bir partinin, açık açık Atina güdümlü 15 Temmuz 1974 Sampson darbesini faşizm olarak nitelendirdigini ve karşı- sında yer aldığını öğrenmek olanağını bulamaya- caktım. Yine CTP'nin, TSK'nin adadan ayrılmasını iste- yenler -o arada genç okurum Tutku Tuygan gibi- lerle- aynı düşüncede olmadığını da kayıtlara ge- çirmiş olmayacaktım. Keza, CTP'nin adadaki çö- züm için "Türkiye'nin garantörlüğü altında, ikike- simli, iki toplumlu ve Kıbns Türk halkının kendi devletinde, kendini özgurce yönetırken aynı za- manda adanın bütünlüğünde federal ilkelere bağ- lı, eşitlik temelinde Rum toplumu ile politik eşitli- ğe dayalı bir ortaklığı" savunduğu görüşünün, bugün KKTC'de bu partiye egilimli yüzlerce Kjb- nslı tarafından bağnaz bir görüş olarak nitelendi- rildiğini de ortaya koyamayacaktım. Demek ki, bugünkü CTP, benim sandığım ve bildiğimden daha farklı bir Kıbns çözümünü sa- vunuyor. Bu görüş, esasta Türkiye'nin ve KKTC Devleti'nin, çözüm önerisine göre "federasyon ve konfederasyon" arasındaki fari<lar olarak aynlıyor. Ama hemen saptamakta zorunluluk var. CTP'nin çözüm önerisi, özellikle Sayın Papand- reu'nun son zamanlarda ısrarla ileri sürdüğü "ada- daki Törklere, güçlendirilmış azınlık statüsü ta- nınsın "tezinden ne kadar farklı. Sadece Yunan Dı- şişleri Bakanı iledeğil, benzer düşünceleri benim- semiş olan Güney Kıbns Yönetimi ve partilerinden de. Atina ile Güney Kıbns Yönetimi ve muhalefeti, çözüm olarak tek sesli hareket ettiği zaman, hiç kimsenin özellikle Lefkoşa'dakileriçin "güdümlü" suçlaması yapmadığını, benzer bir biriikteliğin ku- zeyde özellikle Denktaş ve onun gibi düşünenler- ce savunulduğu zaman, onlann, Tutku Tuygan'ın deyimi ile "Türkiye'nin kuklası"olarak nitelendiril- mesinde insaf var mıdır? Ben, "tarihimizi bilmemek" derken, sanırım 1974 öncesinde, ellerinde silahla vatantannı savu- nanlann listesine adlannı bilebildiğim bir elin par- maklan kadar Kıbns Türk'ünü yazarken, elbette af- fedilmez bir yanlış yapmamak için, "daha nicele- ri" demiştim. Sayın Ferdi Sabit Soyer, çok haklı olarak, hem de 16 yaşında yaptığı görevi bu ga- zetenin sayfalannda kayda geçiriyor. Onu ve onun gibi adsız öteki "Mücahit"leri, sadece Türkiye'de- ki soydaşlannın değil, dünyanın her tarafında ya- şayan ve topraklannı savunmanın çok kutsal bir görev olduğuna inanan, her ırk, renk ve duşünce- deki başka insanların da saygı ile selamlamalan için, Soyer'in bu açıklaması, sanınm bir vesile ol- maktadır. CTP Genel Sekreteri'nin bu görüşlerinin, Mago- sa Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Tutku Tuygan tarafından da payla- şılması, yani 20 Temmuz'da Türkiye müdahale et- meseydi, belki Ferdı Sabit Soyer de, binlerce baş- ka Kıbns Türk'ü gibi, şimdi hayatta olmayacaktı gerçeğinin belleklerde muhafaza edilmesi, "nasıl biryann" sorusunun yanıtını vermeyi daha da ko- laylaştıracaktır. • • • Sözü daha fazta uzatmanın gereği yok. CTP Ge- nel Sekreteri, bana verdiği yanıtta yer alan, tesbit ve önerileri, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a, el- bette partinin resrrn görüşü olarak fakslamalıdır. Hatta birer örneğinı de Yunanistan ve Kıbns Rum kesimindeki ilgililere göndermelidir. Türkiye'yi Kıbrıs'ta işgalci olarak göstererek, Genel Sekreter gözetimindeki görüşmeleri daha başından sabote etmek işteyenlerin oyunlarını bozma fırsatını partısine vennelidir. Son söz de, Tutku Tuygan'a. Hocalanna, hatta varsa güneydeki arkadaşlanna sorsun bakalım. "Güçlendirilmış azınlık" statüsü verilecek bir çö- züm ile, bağımsız Kıbns Cumhuriyeti'nde bellegi- ni nasıl kazanabilecektir. Faks:0212-6770762 E-mail:obirgit(a e-kolay net AVUKAT ARANIYOR Bodrum'da bayan avukatla çalışacak, stajyer veya stajı yeni bıtmış avukat aranmaktadır. Otomobil ve mobilyalı lojman verilecektır. 0 252 313 76 84 numaraya fotograflı özgeçıruş fakslamanızı beklıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle