Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURtYET 27 TEMMUZ 2001 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Tarım Eskisi Gibi
Olmayacak, Olamaz da
Bir yörede üreticinin yüzü, üretimin artmasına
karşın gülmüyor, tam tersine endişe izleri taşıyor-
sa, orada bazı terslikler var demektir.
Doğu Karadeniz'de durum işte tam böyle.
Fındık'ta bu yıl, rekoltenin tam ikiye katlanarak
800.000 tonun üstüne çıkmasının beklendiği söy-
leniyor.
Gerçi Fiskobiıiik Başkanı Hüseyin Durusu ra-
kamın abartılı olduğunu, gerçek rekoltenin,
630.000 ton dolaylannda olacağını ifade ediyor, a-
ma artış hangi düzeyde kalırsa kalsın yabana atıl-
mayacak orandadır.
Âıma üreticinin yüzü gülmüyor, çünkü, Fiskobir-
lik'in elindeki fındığın çoğunu alamayacağından
endişe ediyor ki, haklıdır.
Fiskobirlik'in aiamadığı ürün için de tüccar gire-
cek devreye ve fiyat biraz daha düşecek.
Bu arada, fiyat konusuna da değinmek gerek.
Üreticinin talebi, taban fiyatın 2,5 milyon lira ol-
ması. Tüccar bu fiyatı vermez, Fiskobiıiik de bu fi-
yatı vermez, veremez. Çünkü bu rekabet gücü olan
bir fiyat değil.
• • •
Dilerseniz, dünya piyasasının yüzde 70'ini elin-
detutan Türkiye'deki fındık üretim artışının neden-
leri üzerinde duralım. Bu yıl yöredeki iklim koşul-
lannın elverişliliğinin yanı sıra, fındığın para getir-
mesi, üretim alanlannın arttırılmasına, hatta bir bö-
lüm orman arazisinin fındığa çevrilmesine yol aç-
mış.
Fındıkta kanseri önleyen maddenin bulunması
da fındığa olan talebi arttırıcı bir öğe. ABD'de ku-
rulan Fındık Araştırma Kurumu'nun bu alandaki
çalışmaları çok önemli.
Ancak, dünyada da fındık üretimi artıyor. Daha
önceleri ithalatçı bir ülke olan Fransa fındık üretim
alanlarını arttınyor. Fransızlar, kısa sürede ihracat-
çı bir ülkeye dönüşmeseler bile, bizim için cazip
pazarolma niteliğini yitirebilirler. italya hakeza...
Üstelik, Kafkas ülkelerinde fındık üretimi de art-
makta.
Görüldüğü gibi, bir yandan fındığa talebi arttırı-
cı etkenler devreye girerken öte yandan dünyada
fındık arzının artmasına neden olacak gelişmeleri
de bir arada yaşıyoruz.
Türkiye'nin fındığı iyi cins. Ama unutmayalım ki,
bütün dünyada fındık cinsini geliştirici çalışmalar
da yapılıyor ve cinsin iyi olmasına karşın Türki-
ye'de birim başına verim oranı, diğer tanm ürün-
lerinde olduğu gibi fındıkta da kimi başka ülkele-
re oranla daha düşük.
•••
Eskiden fındıkta taban fiyat siyasi etkilerle sap-
tanıyor ve Fiskobiıiik devlet desteğiyle, ki bu des-
tek, kamu bankalarının görev zararlannı da oluş-
turuyordu, saptanıyordu. Artık Fiskobirlik'in statü-
sü değişmiştir ve bu tür bir zararı yüklenmek ola-
nağına sahip değildir.
Nitekim Hüseyin Durusu da tabanfiyatındünya
fiyatlan göz önünde bulundurularak, maliyet artı,
üreticinin yaşam gereksinimleri hesaplanarak sap-
tanacağını söylemektedir.
Kısacası üretici yine yakınacaktır, çünkü istedi-
ği taban fiyatını elde etmesi mümkün değildir.
Türkiye bu noktaya, plansız programsız, tanm-
da üretim planlaması yapmayan, "kim ne veriyor-
sa, ben beş daha fazlasını veriyorum" politikala-
nyla geldi.
Dünyanın bugün içinde bulunduğu koşullarda bu
politikanın böyle sünmesini beklemek safdillık olur.
Yeniden yapılanmada, bu hususların göz önün-
de bulundurulması, desteğin kalite ve rantabilite-
ye yöneltilmesi kaçınılmazdır.
Kısacası tarımda hiçbir şey eskisi gibi olmaya-
cak. Türkiye'detanm üreticisinin içine düştüğü du-
rum yüzünden yalnızca IMF'nin dayatmalarını so-
rumlu tutmak, yanlış, hiç değilse eksiktir.
Bugünkü noktaya biz hesapsız savurganlık ve
verimliliğe prim tanımayan başıbozuk politikalarta
geldik.
Bunu bilmezsek, gerçeği göremez, durumu dü-
zeltemeyiz.
9 yıllık dava sonuçlandı
Sahte müdüre
4 yıl hapis cezası
ANKARA (AA) -
Ölen amcasının oğlu-
nun kimliğini kullana-
rak önce felsefe öğret-
meni olan ve Ankara II
Milli Eğitim Müdür
Yardımcılıgrna kadar
yükselen ortaokul me-
zunu Haydar Hanoğlu,
gerçek kimliği ortaya
çıktıktan sonra 4 yıl 8
ay hapis cezasına çarp-
tınldı.
Ankara'nın Yenima-
halle ilçesi nüfusuna
kayıtlı Hüseyin Hanoğ-
luadhkışi. 1982 yılın-
da Milli Eğitim Bakan-
lığı'na öğretmenlik
başvurusu yaptı. Ancak
Hanoğlu, öğretmenlik
işlemleri sürerken vefat
etti. Milli Eğitim Ba-
kanlığı, Hanoğlu'nun
öğretmenlik işlemlerini
tamamlayarak Van Ata-
türk Lisesi felsefe gru-
bu öğretmenliğine ata-
dı. Atama emrini alan
Hüseyin Hanoğlu'nun
ortaokul mezunu olan
amcasının oğlu Hüse-
yin Haydar Hanoğlu,
amcasının oğlunun
kimliğini kullanarak bu
ilde öğretmen olarak
göreve başladı.
Hanoğlu. 1984-1988
yıllan arasında Van'da
görev yaptıktan sonra
Ankara'da Anıttepe Li-
sesi'ne tayin edildi. Bu-
rada 'jilın öğretmeni'
de seçilen Hanoğlu,
1991 yılına kadar çalış-
tıktan sonra atamalar-
dan sorumlu Ankara 11
Milli Eğitim Müdür
Yardımcılığı'na terfı et-
ti. Bu görevi kısa bir sü-
re sürdüren Haydar Ha-
noğlu'nun, 'Hüseyin
Hanoğlu' olmadığı zi-
yaretine gelen Hüseyin
Hanoğlu'nun bir arka-
daşı tarafından fark
edildi.
Görevinden alınan
Haydar Hüseyin Ha-
noğlu ve olayı gizleyen
ölen amcasının oğlu-
nun eşi Hadice Hanoğ-
lu. Ankara 9. Ağır Ce-
za Mahkemesi'nde ya-
pılan uzun yargılama
sonucunda, "resmi ev-
rakta tahrifat ve sahte-
cilik" suçundan 4 yıl
8'er ay hapis cezasına
çarptınldılar.
İstanbul Belediyesi'ndeki usulsüzlükler nedeniyle Erdoğan ve Gürtuna'ya da soruşturma açılabilir
Albayrak raporları DGM'de• Eski Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan ve Ali Müfit
Gürtuna dönemlerinde
istanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından
Albayrak Şirketler Grubu'na
verilen ihaleleri inceleyen
Içişleri Bakanlığı Mülkiye
Başmüfettişi tarafından
hazırlanan raporlar istanbul
Devlet Güvenlik Mahkemesi
Başsavcılığı'na getirildi.
ECEVİTKILIÇ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
tarafından Albayrak Şirketler
Grubu'na verilen ihaleleri incele-
yen Içişleri Bakanlığı Mülkiye
Başmüfettişi tarafından hazırla-
nan raporlar, İstanbul Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'ne geldi. Ra-
porda eski Büyükşehir Beledive
Başkanı RecepTayyip Erdoğan ile
AM Müfit Gürtuna tarafından ve-
rilen bu ihalelerde usulsüzlük ya-
pıldığı ve Albayraklar'a haksız ka-
zanç sağlandığı belirtiliyor.
Raporlar incelendikten sonra
Albayraklar'ın yanı sıra Tayyip
Erdoğan ve Ali Müfit Gürtuna
hakkında da soruşturma açılmast
bekleniyor.
Albayrak Şirketler Grubu'nun
Recep Tay> ip Erdoğan \ e Ali Mü-
fit Gürtuna dönemlerinde İstan-
bul Büyükşehir Belediyesi \e ba-
zı FP'li ilçe belediyelerden aldığı
ihalelerden yolsuzluk \ apıldığı id-
dialan üzerine Içişleri Bakanlığı
Mülkiye Başmüfettişi Candan
Eren Albayrak Grubu'na ait 20
şirket ile bu şirketlerle ış yapan İs-
tanbul Büyükşehir Beledıyesi'ne
ait bazı şirketleri incelemeye aldı.
Başmüfettiş Eren. incelemeler
sonucu saptadığı usulsüzlüklerle
ilgili bir rapor hazırlayarak Içişle-
ri Bakanlığf na sundu. Eren tara-
fından hazırlanan rapor dün İstan-
bul DGM Başsavcılığı'na getiril-
di.
Çete soruşturması açılabilir
Rapor ve belgeler incelendik-
ten sonra İstanbul DGM Başsav-
ülkiye
Başmüfettişi
Candan Eren
tarafindan
hazırlanan
rapor dün
tstanbul
DGM
Başsavcüığına
getiriklL
cılığı tarafından soruşturma açıla-
cak. Albayraklar hakkında çete-
lerle mücadele kapsamında çıka-
nlan 4422 sayılı kanun kapsamın-
da soruşturma başlatılması bek-
leniyor. DGM'ye gönderilen ra-
porda, istanbul Büyükşehir Bele-
diyesi, FP'li Gebze Belediyesi ve
Kâğıthane Belediyesi'nden Al-
bayraklar'a verilen ihalelerde
usulsüzlük yapıldığı belirtildiği
iddia edildi.
İSTAINBUL DGM
BankKapitol
dosyosı
açıltyor
• Egebank, Yurtbank,
Bankekspres, Türkbank,
Sümerbank ve Etibank'tan sonra
Bank Kapital de istanbul
DGM'de. BDDK
murakkıplannın hazırladığı
rapora göre, banka usulsüz
kredilerle 280 trilyon zarara
uğratıldı.
tstanbul Haber Servisi - Fona dev-
redilen Egebank, Yurtbank, Ban-
kekspres, Türkbank, Sümerbank ve
Etibank ile ilgili soruşturmaları ta-
mamlayan istanbul DGM Cumhuri-
yet Başsavcılığı, şimdi de Bank Ka-
pital dosyasını ele aldı.
İstanbul DGM Cumhuriyet Baş-
savcılığı, 27 Ekim 2000 tarihinde fo-
na devredilen ve daha sonra Sümer-
bank çatısı altında birleştirilen Bank
Kapital TAŞ dosyasını açtı. Bu ko-
nuda Bankacılık Düzenleme ve De-
netleme Kurulu (BDDK) murakıpla-
nnın hazırladığı rapor da elinde olan
başsavcılık, bundan sonra ifade alma
ve belge toplama işlemine geçecek.
Soruşturmada şu ana kadar, off-sho-
re dolandıncılığı olmadığı, ancak var
olan şirketlere kredi verilmesi ve da-
ha sonra bu kredilerin grup şirketle-
rine kaydınlması işlemine rastlandı-
ğı öğrenildi.
Tespitlerde, usulsüz şekilde veri-
len kredilerle bankanın 280 trilyon
lira zarara uğratıldığı anlaşıldı. Yö-
netim kurulu başkanlığını Mahmut
Ceylan'ın yaptığı, 624 personelin ça-
lıştığı ve 1 'i yurtdışında olmak üze-
re 31 şubesi bulunan Bank Kapital,
BDDK tarafından 27 Ekim 2000 ta-
rihinde Etibank'la birlikte TMSF'ye
devredilmişti.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
m
DAHA ONCEKI
SORUSTURMALAR
Albayrak Şirketi'nin büyükşe-
hir ve ilçe belediyelerden aldığı
ihalelere fesat kanştınldığı ve
usulsüzlük yapıldığı iddialan
üzerine daha önce de soruşturma
başlatümıştı.
Soruşturma kapsamında şirke-
tin ortağı ve yönetim kurulu üye-
si Mustafa Albayrak. şirketin
muhasebecisı Hayrettin Göktaş
veyönetici MevtütOnat İstanbul
Organize Şuçlar Şubesi ekipleri
tarafından gözaltına ahnmış, ya-
pılan sorgularuıın ardından ser-
best burakalmıştılar.
Öte yandan, Kara Kuvvetleri
Komutanhğı'nın 1998yılındaso-
ğuk iklim elbisesi için açtığı ıha-
leyi kazanan Albayraklar* ın sah-
te belge kullandıklan ortaya çık-
mıştı. Sahtekârhk üzerine Albay-
raklar hakkında soruşturma açıl-
mış, ancak şirket çalışanı Yıimaz
Eraydın, sahte belgeyi kendısi-
nin hazırladığını söylemişti. Zey-
tinbumu 1. Asliye Ceza Mahke-
mesi'nde açılan dava halen sürü-
yor.
Banka aracuıdaki para kayboldu
EDİRNE (AA) - Toprak-
bank'ın îstanburdaki genel mü-
dürlüğünden yola çıkanlan ve
Trakya'daki şubelere para dağı-
tunı yapan zırhlı nakil aracmda-
ki 300 milyar lira Edirne-Istan-
bul arasında kayboldu.
Edirne Emniyet Müdürlü-
ğü'ndan alınan bilgiye göre,
Toprakbank'ın merkezinden yo-
la çıkan bankanın tahsildan ile
bir koruma görevlisi Tekirdağ,
Çorlu, Edime ve Lüleburgaz'da-
ki banka şubelerine uğrayıp pa-
ra dağıtarak bazı şubelerden de
para aldıktan sonra Istanbul'a
gitmek üzere yola çıktı. Araç Is-
tanbul'a geldiğinde yapılan pa-
ra sayımında 3 para torbasmın,
içindeki 300 milyar lira ile kayıp
olduğu anlaşıldı. Araçta görevli
personel, olaydan haberinin ol-
madığını belırtirken tek girişi
olan ve kilidinde hiç zorlanma
olmadığı belirleneozuMı araçta-
ki 3 torba içindeki paralann na-
sıl almdığı anlaşılamadı.
Araçtaki görevlilerin verdik-
leri ifadede, Lüleburgaz'daki bir
akaryakıt istasyonunda aracı yı-
katıp çay içtiklerini ve bu sırada
hafıza kaybma ugradıklannı
söyledikleri bildirildi.
EGEBANK DAVASI
Çağlar
DemireVle
yargdanacak
tstanbul Haber Servisi - Eski ba-
kan ve işadamı Cavit Çağlar hakkm-
da Egebank soruşturması kapsamın-
da açılan dava, Yahya Murat Demi-
rel'in de aralannda bulunduğu 36 sa-
nıklı Egebank ana davasıyla birleşti-
rildi.
istanbul 1 No'luDGM'dekiilkdu-
ruşmaya, başka suçlardan dolayı
Kartal özel Tip Kapalı Cezaevi'nde
tutuklu bulunan Cavit Çağlar rapor-
lu olduğu için katılmadı.
Ana davada yargılanacak
Mahkeme heyeti, aralannda fiili ve
hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiy-
le Çağlar hakkındaki dosyanın, yine
aynı mahkemede görülen ve Ege-
bank'in eski sahibi Yahya Murat De-
mireTin de aralannda bulunduğu 36
sanıklı ana davayla birleştirilmesini
kararlaştırdı.
istanbul DGM Cumhuriyet Savcı-
sı Ercan Cengjz tarafından hazırla-
nan 5 sayfalık iddianamede, Cavit
Çağlar'ın, Tasarruf Mevduatı Sigor-
ta Fonu'na devrinden önce Ege-
bank'tan 7 milyon 400 bin dolar kre-
di aldığı, ancak bunun geri ödemesi-
ni ilk aşamada banka yerine banka-
nın eski sahibi Yahya Murat Demi-
rel'e yaptığı belirtiliyor.
6 yıl hapsi isteniyor
Çağlar'ın, banka yönetiminin şikâ-
yetçi olmasının ardından borcunun 3
milyon 900 bin dolannı bankaya ge-
ri ödediği, kalan miktann da takside
bağlandığı kaydedilen iddianamede,
sanığın "cürüm işlemek amacıyla
oluşturulan teşekküle yardım ve ya-
taklık etmek" ile "dolandıncıhk"
suçlanndan dolayı 2 yıl 6 ay ile 6 yıl
arasında ağır hapjs cezasına çarptınl-
ması isteniyor.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Türkiye'nin sorunu nedirtüründen
sorularla zaman zaman yüz yüze
geliyoruz. Türkiye'nin neden bu du-
ruma düştüğünü aramızda tartışıp
duruyoruz. Bunun için bazı somut
örnekler anyoruz. İşte size örnek:
Sema Pişkinsüt.
Sema Pişkinsüt'ün başkanlığını
yaptığı TBMM Insan Hakları Komis-
yonu, tarihinin en önemli çalışmala-
rından birisini yürüttü. Çok sayıda
cezaevini gezdi. Yalnızca cezaevle-
rini değil, karakolları, savcılık ve
mahkemeleri gezdi. Günler, aylar
süren sabırlı ve yorucu incelemeler-
de bulundu. Tutuklu ve mahkûmlar-
la, sabahlara kadar konuştu.. onla-
nn başından geçenleri dinleyip kay-
detti.
Pişkinsüt'ün başkanlığındaki he-
yet karakolları ziyaret edip işkence
edilen merkezleri ortaya çıkardı.
Savcılık ve mahkemelerin, bu siste-
min nasıl birer parçası haline dönüş-
tüğünü somut delilleriyle belgeledi.
Sonra bütün bu görüşme kayıtlarını
İşkenceciyi Değil Pişkinsüt'ü Yargılayan Türkiyem
yazılı belgelere dönüştürdü ve cilt-
ler dolusu kitaplar haline getirdi. Bu
kitaplar, Türkiye tarihinin bir döne-
minin en önemli tanıklığı ve belge-
leri olarak kayda geçti.
• • •
Pişkinsüt, olağanüstü bir çabayla
ve bir insan hakları savunucusu ola-
rak, bir parlamenterin yapması ge-
rekeni yaptı. Kırtlanması gerekiyor-
du, çünkü TBMM içinde böyle ça-
lışmalar pek görülen örneklerden
değildi. Milletvekilleri daha çok par-
ti liderinin çizgisini izlerler ve bu tür
"netameli" konulardan uzak durma-
yı tercih ederler.
Nitekim Sema Pişkinsüt, bu çalış-
malarının sonunda kendi partisi ta-
rafından Insan Hakları Komisyonu
başkanlığından ve komisyon üyeli-
ğinden alındı. Daha da öteye ğidil-
di, partiden dışlandı. Hiçbir parti yet-
kilisi bu kapsamlı ve etkili çalışma
için onu kutlamayı düşünmedi. Piş-
kinsüt, sonra DSP gibi lider parti-
sinden Ecevit'e karşı genel başkan
adayı olmak medeni cesaretini gös-
terdi.
• • •
Pişkinsüt'ün ortaya çıkardığı ger-
çeklerçokönemliydi. Demokrasive
özgürlükler konusunda duyarlı her
insanı derinden etkileyecek bilgileri
içeriyordu. Adalet Bakanı'nın, Mec-
lis Başkanı'nın, insan Haklarından
Sorumlu Devlet Bakanı'nın ve Baş-
bakan'ın harekete geçmesini sağla-
yacak kadar yol gösterici ve çarpı-
cıydı.
• • •
Bunlann hiçbirisi olmadı. Cezaev-
leri durduğu yerde duruyor. Kara-
kollar durduğu yerde duruyor. Ne
kanunlar değişti ne de o raporlarda
anlatılan gerçekler. Devletin üst dü-
zey yetkilileri ise bu raporlardan
dersler çıkanp cezaevlerini, karakol-
ları, yargı sistemini değiştirmeye ça-
ba göstermediler.
Bunun yerine Sema Pişkinsüt,
partisinden dışlandı, komisyon üye-
liğinden çıkanldı. Bununla da yetinil-
medi, şimdi yargılanmak üzere do-
kunulmazhğının kaldırılması isteni-
yor.
• • •
Kafasında soru işaretleri olanlar
için Sema Pişkinsüt'ün yaptıklannı
ve karşılaştığı muameleyi izlesinler,
Türkiye'nin neden bu hale düştüğü-
nün cevabını bulabilirier. Bu ülke if-
las ediyor, bu ülke dünya çapında
sürekli itibar yitiriyor, ancak sistem
değişmiyor. TBMM Insan Hakları
Komisyonu Başkanı'nı işkenceyi or-
taya çıkardığı için yargılamak ancak
bu ülkeye yakışır. Iflas eden Türki-
ye'ye yakışır. Ayıp ve yazık!
• • •
Not Geçenlerde Edirne F Tipi Ce-
zaevi'nde kalan ve ayağındaki sa-
katlık için 350 milyonluk bir cihaza
ihtiyaç duyduğunu bildiren Fevzi
Saygılı'nın mektubunu yayımlamış-
tım. Çok sayıda okurum telefonla
başvurarak bu cihazın alınması için
parayardımında bulunmayı önerdi-
ler. Hatta Amerika'dan e-maille pa-
ra göndermek istediklerini bildiren-
ler oldu. TAYAD'dan aradılar ve Say-
gılı'nın cihazıyla ilgili sorunun çözül-
düğünü söylediler. Aynı yazıda Tür-
kiye Insan Hakları Vakfı'nın (TİHV)
bir çağrısını yayımlamıştım. TİHV,
son günlerde kendilerine bakama-
yacak durumdaki tutuklu ve mah-
kûmların tahliye olduğunu, bunlann
tedavisini yerine getirmeye çalıştık-
larını, ancak 150'yi aşkın insanın te-
davisini karşılamakta zorluk çektik-
lerini ve maddi desteğe ihtiyaçları
olduğunu bildirmişlerdi. Beni arayan
okurlanm, yapmayı düşündükleri
maddi yardımı TlHV'ye yapabilirier.
TlHV'nin adresi şöyle: TİHV, Türkiye
Vakıflar Bankası Ankara Yenişehir
Şubesi, Hesap No: 1047 Türk lirası
hesabı. llgilerineteşekkürediyorum.