Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2001 CUMARTES
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Türkiye Çağdaş Dünyanın
İçinde mir Dışında mı?
Olay ilk bakışta "Müslüman mahallesinde
salyangoz satmaya" benziyor.
Birileri kalkıp Ümraniye'nin Mustafa Kemal
Mahallesi'nde Günay Pasajı'nın bodrum katın-
da, bundan kırkgün kadarönce, kilise yapma-
ya başlıyor.
Mahalleli, olayatepki gösteriyor, orada Hıris-
tiyan nüfus olmadığını söyluyor. Bazılanna, ör-
neğin Türkiye Işçi Partisi Öncü Gençlik Baş-
kanı Ismet Bölükbaşı'ya göre, "Bir tek Hıris-
tiyanın bulunmadığı mahallede kilise açmaya
kalkmak, Türkiye'de yoğun olarakyapılmakta
olan misyonerlik faaliyetinin örneğidir". Ylne
Bölükbaşı bu inşaatın Lozan Antlaşması hü-
kümlerine aykırı olduğunu ileri sürüyor.
Tam bu sıralarda Istanbul Valisi, Ümraniye'ye
geliyor ve Mustafa Kemal Mahallesi Muhtarı
Cuma Kara, durumu bildirip şikâyetini ileti-
yor.
Valinin yanıtı ise açıktır:
- Gerekli makamlardan izin alınmıştır, yapım
yasaldır.
Eğer vatandaş, verilen iznin yasaya veya
uluslararası anlaşmalara aykın olduğunu düşü-
nüyorsa yapacağı şey açıktır. Resmi makam-
ların verdiği iznin, yani bir idari tasarrufun ip-
tali için bölge idare mahkemesinde dava aça-
cak, bir usulsüzlük veya yanlışlık varsa bunun
düzeltilmesini isteyecektir.
•••
Ama vatandaş, o yolu tutmuyor, Işçi Partisi
Öncü Gençlik Örgütü'nün liderliğinde eyleme
geçiyor ve "Burası misyonerlik faaliyetinden
dolayı tarafımızdan kapatılmıştır" yazılı bir pan-
kartı, kilise inşaatının kapısına koyuyor.
Kısacası, Türkiye'de Hıristiyan bir vatanda-
şın, kendi parasıyla ve yasal izinle, bir bodrum
katında inşa etmeye kalkıştığj kilise, engelle-
niyor.
Öncülük eden örgüt ise laik düzene bağlı
hatta onun savunucusu olduğunu söyleyen,
bir partinin alt veya yan kuruluşu.
Artık kiliseyi inşa eden kişilerin bu tepki kar-
şısında linç edilmek de dahil, hertürlü saldın-
ya rağmen bu inşaata devam etmesi beklene-
mez.
Peki şimdi ne olacak?
Eğer Türkiye Cumhuriyeti, anayasanın 2.
maddesinde belirtildiği gibi, laik bir devlet ise
duruma müdahale etmek ve kiliseyi yapan Hı-
ristiyan vatandaşın vicdan özgürlüğünü saldı-
nlara karşı savunmak durumundadır.
Çünkü laiklik yalnızca "devletin din ve mez-
hepler karşısındaki tarafsızlığı (ne yandaş, ne
hasım olması) ve siyasal hukuksal kurallanna
dayanmaması, yani din ve hukukun iki farklı
normatif alan oluşturması" değildir.
Kuşkusuz Sayın Tanör'ün bu tanımı doğru-
dur ama bu laikliğin yalnızca bir yönünü, yani
devletin kamu ile dinsel alanı ayırması ve
inançlar karşısındaki tarafsızlığını, bir anlamda
pasif durumunu anlatıyor.
Ama, inançlardan biri, öbürlerince, baskı al-
tına alındığında ne olacak?
•••
Işte burada laikliğin devlete yüklediği aktif
göreve geliyoruz.
Bu durumda devlet, derhal baskıyı ortadan
kaldırarak inanç özgürlüğünü sağlamak duru-
mundadır. Yani bu durumda devlet tarafsız de-
ğildir, derhal müdahale ederek inanç özgürlü-
ğünü sağlamak durumundadır.
Şimdi Ümraniye'nin Mustafa Kemal Mahal-
lesi'nde, devlet bu yükümlülüğünü yerine ge-
tirecek mi?
Kimse çıkıp misyoner faaliyetinden söz et-
mesin!
Bu konuda gereken ya da gerekmeyen ön-
lemlerin zaten alındığını biliyoruz.
Türkiye'deki misyoner faaliyetinin, hiç değil-
se din alanında etkili olmadığını herkes zaten
bilmekte.
21. yüzyılda Istanbul'un bir mahallesinde, bir
Hıristiyan vatandaşın yasal izinle yaptığı kilise
engelleniyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna karşı ne
yapacak?
Sorunun yanıtı, Türkiye'nin çağdaş dünya-
nın neresinde olduğunun da kanrtıdır.
'Sessiz tepki' eylemcisinin isteği:
Adalet Bakaııhğı
aflelerle görüşsün
tstanbul Haber Ser-
visi - F tipi cezaevleri-
ne ve tecnde karşı sür-
dürülen "Siyah Sessiz"
tepki eyleminde Ada-
let Bakanlığı'na, tu-
tuklu ve hükümlü ya-
kınlanyla görüşme
çağnsı yapıldı.
Insan Haklan Der-
neği (IHD) Istanbul
Şubesi önünde dün
gerçekleştirilen ey-
lemde, bir grup tutuk-
lu ve hükümJü yakını,
yaklaşık 5 dakika sü-
reyle sessiz şekilde
oturdu. İHD ve tutuk-
lu yakınlan adına ya-
pjlan açıklamada, ey-
İemin 9. ayma girdiği
ve bugüne dek 61 kişi-
nin yaşamını yitirdiği
belirtılerek kamuoyu-
nun duyarlı olması,
Adalet Bakanlığı'nın
da tutuklu temsilcile-
riy le bir an önce görüş-
mesi istendi.
274. günûnde
F tipi cezaevlerine
ve tecride karşı sürdü-
rülen ölüm orucu eyle-
mi 275. gûnüne girer-
ken hastane ve cezaev-
lerinde bulunan birçok
tutuklu ve hükümlü-
nün sağlık durumunun
kritik olduğu belirtildi.
Türk Tabipleri Birli-
ği'nce (TTB) ön-
ceki gün yapılan açık-
lamada, tahîiye edilen
hükümlülerin tedavile-
rinin devlet tarafından
yapılması gerektiği
bildirilmişti.
Çiftehavuzlar katliamı sanığı Reşat Altay, Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne atandı
Ankara EnnıiyetTne Yücesan• Içişleri Bakanlığı
tarafından
hazırlanan dar
kapsamlı kararname
ile Ankara Emniyet
Müdürü Kemal
Iskender Balıkesir
Emniyet
Müdürlüğü'ne
getirildi. Balıkesir
Emniyet Müdürü
thsan Yılmaztürk
ise merkeze almdı.
ANKARA (Cumhııri\et Bürosu) -
Içişleri Bakanı Rüşrü Kazun V ücelen
hazırladığı dar kapsamlı bir kararna-
meyle Ankara ve Bursa emniyet mü-
dürlerini değiştirdi.
Ankara Emniyet Müdürü Kemal İs-
kendcr Balıkesir Emniyet Müdürlü-
ğü'ne atanırken yerine eski Izmir Em-
niyet Müdürü Hasan Yücesan getiril-
di. Balıkesir Emniyet Müdürü İhsan
Yümaztürk merkeze almdı. Aydın
Genç'ın APK emrine alınmasıyla bo-
şalan Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne ise
Polis Başmüfettişi Reşat Altay atandı.
Altav'ın adı. 16 Mart 1978'de lstan-
bul'da gerçekleşen \e 7 öğrencinin öl-
dürüldüğıi, onlarcasının yaralandığı
"16 Mart Katliamı"na kanşmıştı. Al-
ta\. ayrıca "ÇiftehaMizlar* katliamı ne-
deni> le "kasten adanı öldürnıe suçun-
dan**. eski Özel Harekât Dairesı Baş-
kam ekılı İbrahim Şahin, Susurluk da-
vası \e Ömer Lütfı Topal cinayeti sa-
nıklarından Ay^anÇarkm'ın da arala-
rında bulunduğu 22 güvenlık görevli-
sıvle yargılandı. Kayserı 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde geçen hafta görülen
karar oturumunda. Altay'ın da arala-
rında bulunduğu 22 güvenlik görevli-
si beraat etti.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla
Mücadele Daire Başkanı Emin Aslan,
Kocaeli Emniyet Müdürü Feyzullah
.Aslan ile Polis Başmüfettişi Abdullah
Bolcu emniyet genel müdür yardımcı-
lığı görevine getirildiler.
Saim Çotur"un emekliye aynlmasıy-
la boşalan Içişleri Bakanlığı Müsteşar-
lığı görevine Manisa Valisi Muzaffer
Ecemiş vekâleten atandı. Ecemiş'in
asaleten atanmasına ilişkin kararname
de imzaya açıldı.
Görevinden bir süre önce aynlan Po-
lis Akademisi Başkanı Tuncay Yıl-
maz'ın yeniden eski görevine atanma-
sına ilişkin kararname de Cumhurbaş-
kanlığı'na sunulacak.
Sıra valilerde
Içişleri Bakanı Yücelen'in, vali ka-
rarnamesiyle ilgili çalışmalarını ta-
mamlamak ûzere olduğu belirtildi. Ya-
pılacak değişiklikle, Bursa Valisi Ali
FuatGüven ın Denizli'ye, Adana Va-
lisi Oğuz Kaan KöksaJ'ın Bursa'ya ve
Kastamonu Valisi Enis Yeter'in ise
Adana'ya atanacağı öğrenildi. Ayrıca
halen boş bulunan Hatay, Kocaeli ve
Ardahan valiliklerine de yeni atamalar
yapılacak.
YARGITAY:
îşkence
cezası
ertelenemez
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay
8. Ceza Daıresi, insanlık suçu olmasına kar-
şın cezası çok düşük olan işkence suçundan
cezalan ertelenen polislere "layağT engel-
leyici bir karar verdi. Daire, işkencede "ıs-
nun" olan polislerin, salt yasadakı "ertele-
meyeilişldn" düzenlemesinden hareketle ce-
zalannın ertelenemeyeceğıne hükmetti.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, polis memurları
Ramazan Aktaş ile Turhan Sümerdaş'ın.
Orhan Bıyık adlı kişiye livata iddıasıyla gö-
zaltına alarak işkence yapmalarıyla ilgili
Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin cezala-
nnm ertelenmesine ilişkin karannın temyız
incelemesini yaptı.
Dairenin karannda, livata iddiasıyla gö-
zaltına alınan mağdur Bıyık'a suçunu söylet-
mek için sanıklann işkence yaptıklan, suç-
lamanın asılsızlığının anlaşılması üzerıne
serbest bıraktıklan belirtildi.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi. işkencede ısrar-
cı olan polislerin cezalannın ertelenemeye-
ceği görüşüyle. yerel mahkemenin karannı
oybirliğiyle bozdu.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Örgüt satışiçin Avrupa ülkelerine mülteci gibi gönderdiği gençleri kullanmış
PKK'nin uyuşturucu kuryeleriDtYARBAKIR (Cum-
huriyet Bürosu) - Emniyet
Genel Müdürlüğü verileri-
ne göre. PKK'nin faaliyet
göstermeyebaşladığı 1984
yılından itibaren, örgütle
bağlantıh olduğu belirle-
nen 185 uyuşturucu madde
kaçakçıhğı ortaya çıkarıl-
dı. Onlarca ton uyuşturu-
cunun ele geçirildiği ope-
rasyonlarda, 679 sanık ya-
kalanırken PKK'nin uyuş-
turucuyu satmak için Av-
rupa ülkelerinde mülteci
sıfatı ile yerleşen gençleri
kullandığı ileri sürüldü.
Kaçakçılık ve Organize
Suçlarla Mücadele Daire
Başkanlığı verilerine göre,
PKK'nin faaliyet göster-
diği 17 yıllık sürede örgü-
tün uyuşturucu tacirleriyle
olan ilişkileri de operas-
yonlarla gözler önüne se-
rildi. Doğu ve Güneydo-
ğu'da gerçekleştirilen jan-
darma \e polis operasyon-
larında. örgüt bağlantılı
185 uyuşturucu madde ka-
çakçıhğı ortaya çıkanldı.
PKK adına kaçakçılık
yaptıklan belirlenen 679
kişı gözaitına alındı. Sanık-
larla birlikte 2 ton 701 küo
659 gram eroin, 13 ton 417
kilo 787,5 gram esrar, 4 ton
255 kilo 714 gram bazınor-
fin. 2 ton 125 kilo 258
gram hintkeneviri, 22 ton
440 kilo asetik anhidrit,
604 kilo 240 gram kokain,
7 kilo 673 gram afyon sa-
kızı, 19 kilo 238 gram ero-
ın artığı, 277 bin amfeta-
min tablet, 1 ton 80 kilo
sodyum karbonat ele geçi-
rıldı.
OHAL bölgesinde ger-
çekleştirilen 64 ayn ope-
rasyonda ortaya çıkarılan
sığınak ve hücre evlerinde
uyuşturucuya rastlandı.
PKK'nin, yurtdışma ka-
çırdığı uyuşturucuyu, iş
bulma v aadi ya da iltica yo-
luyla Avrupa'ya giden
gençleri kullanarak dağıt-
tığı ileri sürüldü. Yetkililer,
örgütün, Avrupa'da kaçak
olarak barınan gençleri,
polise ihbar edeceği tehdi-
diyle uyuşturucu kuryesi o-
larak kullandığını öne sür-
düler.
Sıcokta 5scuıicezoevi
aracında bekletildîler
TİKB örgütü üyesi olduklan ve Bağcılar'da bir
poüsi öldürdükJeri iddia ediien 20 kişinin
\ argüandığı davada, duruşına öncesi yaklaşık 5
saat cezaevi aracı içinde beklerilen 5 sanık, aşın
sıcaklık nedeniyle ba> gınlık geçirdi. Mahkeme
salonuna ba>gın olarak getirilen sanık Erdinç
V üccL mahkeme başkanının isteği üzerine
salondan çıkartılarak hastaneve kaldınldı.
Istanbul 3 Nolu EHJM'deki duruşmada sanık
a\ ukatlanndan Mihriban Kırdök, müvekkülerini
saatlerce cezae\i aracı içinde tutanlar hakkında suç
duyıırusunda bulunacağını belirterek Mahkeme
heyeti ve savcı gördüklerini rutanaklara geçirip suç
du>urusunda bulunmazsa Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi'ne başvuracağmı" diye konuşru.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Anayasa Mahkemesi
Görevi
kötüye
kullanana af
İLHANTAŞÇI
ANKARA - Aoayasa Mahke-
mesi'nin af yasası kapsamına al-
dığı TCY'nina
gwevi kötüyekul-
lanma" suçundan cezaevlerinde
16 hükümlü, 6 tutuklu bulunuyor.
Ancak bu maddenin kapsama
ahnması nedeniyle çok sayıda üst
düzey bürokrat ile belediye baş-
kanlan da tarihin rutması duru-
munda aftan yararlanabilecekler.
Af kapsammın dışında bırakılan,
çete suçundan 37 hükümlü, 187
tutuklu ve 5 hükmen tutuklu bu-
lunuyor.
Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüğû'nün verilerine göre,
Yüksek Mahkeme'nin af kapsa-
mına aldığı, TCY'nin "tehditk
bilgi alma" suçunu düzenleyen
188. maddesinden 11 tutuklu, 41
hükümlü cezaevinde bulunuyor.
Tehdit suçundan 64 kişi hüküm-
lü, 127 tutuklu ile 8 hükmen tu-
tuklu cezaevinde.
Görevi kötüye kullanma suçun-
dan 16 hükümJü, 6 ttttuklu ceza
çekiyor. Firar ve firara yardımsu-
çundan 16'sı hükümlü olmak üze-
re 22 tutuklu bulunuyor.
Kusurlu ölüme sebebiyet ver-
me suçundan ise 3 hükümlü, 11
tutuklu cezaevinde. Bu suçlardan
tutuklu ve hükümlü bulunanlar-
dan "23 Nisan 1999 tarihine ka-
dar suç yej^nterin" aftan yarar-
lanabileceğine ilişkin yasa hük-
mü uyannca, bu tarihten önce suç
işlemiş olanlar varsa aftan yarar-
lanabilecek.
Işkenceden 4 kişi yatiyor
Anayasa Mahkemesi'nin af
kapsamı dışında bıraktığı, "dev-
tet işteri aleyhineişlenen cürümler,
zimmet" suçundan 270 kışı hü-
kümlü, 160kişi tutuklu, 15 kişi de
hükmen tutuklu bulunuyor.
Yasa görüşmeleri strasmda da
tarnşmalara neden olan işkence
suçunu düzenleyen 243. madde-
den cezaevindeyalnızca 4 kişi ce-
za çekiyor.
TCY'nin "çete" suçunu düzen-
leyen 313. maddesinden, 37 kişi
hükümlü, 187 tutuklu ve 5 kişi de
hükmen tutuklu olarak cezaçeki-
yor.
"Devktihafckrinde şkklet, teh-
dit" suçundan 9'u hükümîü ol-
mak üzere 27 kişi tutuklu bulunu-
yor.
Uyuşturucu suçlanndan, 2 bin
644 kişi hükümlü, 1309 kişi tu-
tuklu bulunurken hükmen tutuk-
lu olanlann sayısı 525.
oralcaiislar@yahoo.com
Oya Açan, 200 günü aşkın bir süre-
dir ölüm orucundaydı. Son günlerde
sağlık sorunlan nedeniyle tahliye edi-
lenler arasında Oya Açan da vardı. Oya
15 gündür hastanede yatıyordu. Gaze-
teye daha önce tahliye olan eşi Selim
Açan'la birtikte ziyarete geldi. Aksaya-
rak da olsa yürüyordu. Çıktığından bu
yana yapılan bakım nedeniyle 26 kilo-
dan 35 kiloya çıkmıştı.
200 günü ölüm orucunda geçirme-
ye bir vücut nasıl dayanabilirdi. Onun-
la birlikte oruca başlayan birçok insan
yaşamını yitirmişti, sakat kalmıştı. Oya,
okuyarak, yazarak ve yürüyerek bey-
nini ve vücudunu ayakta tutmaya ça-
lışmıştı. Sonunda diz altı kasları erime
noktasına gelmiş ve yürümesi zorlaş-
mıştı. Tedavi sırasında en büyük soru-
nu ayaklannda, bacaklannda.
•••
Adalet Bakanlığı, Adli Tıp raporları
dogrultusunda son bir ay içinde 150'ye
yakın tutuklu ve mahkûmu sağlık nede-
niyle serbest bıraktı. Birçoğu sakat ve
hasta olan bu insanlann bakımı, şimdi
Cezaevinden Mektuplar, Cezaevleri...
ailelerin sırtına binmiş durumda. Türki-
ye Insan Haklan Vakfı (TİHV) elindeki
olanaklan bu insanlar için kullanıyor.
Ancak, VVemicke-Korsakoff hastalı-
ğının bakımı çok zor ve maliyetlerı çok
yüksek. Bu nedenle TİHV bu tedavile-
re yetecek parayı bulmakta zorlandık-
larını belirtti. TİHV Başkanı Yavuz Ö-
nen, yaptığı bir açıklamayla bu tutuklu
ve hükümlülerin bakımıyla ilgili daya-
nışma çağnsında bulundu: "Bugüniçin
83 hükümlü ve 45 tutuklu sağlık prob-
lemleri nedeniyle ceza ertelemesi yo-
luna gidilerek salıverilmiştir."
Önen, salıverilenlerden büyük ço-
ğunluğunun bakım için TİHV desteğini
istediğıni sözlerine ekledi ve şunları
söyledi: "Bu kişilerin sağltklarına ka-
vuşmaları için her tühü çabanın göste-
rileceği kuşkusuzdur. Bu kişilerin klinik
tablolan ciddi farklılıklar göstermekle
birlikte, insan aklının ve vicdanımn ka-
bul edemeyeceği ciddi tahribatsöz ko-
nusudur."
TİHV şu ana kadar kısa süre içinde
bu insanların bakımı için 30 milyardan
fazla para harcadığına dikkat çekti.
TİHV kendi olanaklanyla bu tedavileri
yapmalannın mümkün olmadığını be-
lirttikten sonra şunlan vurguladı: "Bu
kişilerin masraflan aslında, Adalet Ba-
kanlığı tarafından karşılanmak zorun-
dadır. Ancakgörülüyorki, böyle biruy-
gulama söz konusu değildir."
Yavuz Önen, cezalan ertelenen, ba-
kıma muhtaç bu insanlann tedavisi için
duyarlı yurttaşlan TİHV'ye dayanışma-
ya çağırdı.
•••
Cezaevinden tahliye olamayıp büyük
sağlık sorunlan yaşayanlar da var. Fev-
zi Saygılı bunlardan birısi. Edirne F Ti-
pi Cezaevi'nde kalan ve 19 Aralık ope-
rasyonu sırasında ağır yaralanan Say-
gılı, sorununun çözümü için ilgi istiyor:
"Operasyon sırasında, havalandırma-
nın (Bayrampaşa Cezaevi) taranması
sırasında bacağımdam vuruldum. Yak-
laşık2 saathavalandırmadayağmunın
altında kan kaybettim. Operasyoncu-
lar arkadaşlanmın yardımını engelledi-
ler. Operasyon sonrası bacağım kınk
olduğu halde, yatağa zincirlenmek is-
tendim. Bunu kabuletmediğim için te-
davim yapılmadı. Sonuçta Bayrampa-
şa Hastanesi'ne getirildim. Yaklaşık 5
ay burada kaldım, ayağıma bir demir
takıldı. 5 ayın sonunda demirin 4 çivi-
si alınırken 1 çivi kaldı. Ayağım plastik
alçıya alındı. 25 Mayıs 2001 tarihinde
Edirne F Tipi Cezaevi'ne geldim."
Fevzi Saygılı bundan sonra başına
gelenleri ise şöyle anlattı: "Bir dönem
askerolmadığı için hastaneye gideme-
dim. Buradan hastaneye gitmek sırat
köprîısünden geçmek gibi bir şey. ida-
renin ve askerin arama biçimi, zoria ha-
zıriantp imzalatılmak istenen tutanaktar
gibiengellerhastaneye gitmeyizorlaş-
tınyor."
"Nihayetinde temmuz ayında Edirne
Devlet Hastanesi'ne gittim. Ayağım-
daki demir ve alçı alındı. Ama kemiğin
kaynamadığı ortaya çıktı. Şimdi yenı
birtedaviye ihtiyaç var. Ayağımın iyile-
şebilmesi için 'Klenzak Eklemli, Ischi-
on Destekli, Semoral Breys' isimli ciha-
zın takılması gerekiyor. Bu cihazın yak-
laşık fiyatı 350 milyon lira. Ama ceza-
evi idaresi ve Adalet Bakanlığı gerekli
ödeneği vermiyor. Bu yüzden tedavi
olamıyorum. Şu anda tek ayağımın
üzerine basamıyorum ve koltuk değ-
nekleriyle yürüyorum. Birçok ihtiyacı-
mı tek başıma karşılayamıyomm. Ya-
nımda kalan arkadaşlanmın yardımıy-
la ihtiyaçlanmı giderebiliyorum. Bu ko-
nuda duyariılıkgösterirsenizsevinirim.'
•••
Bir yanda krizden çıkmaya çalışan
Türkiye, öte yanda canını kurtarmaya
çalışan insanlar. Sizce ekonomisi ve si-
yaseti batağa saplanan Türkiye ile, bu
insanlann başına gelenler arasında bir
bağ yok mu?