17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 TEMMUZ 2001 CUMARTES HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Türkiye Çağdaş Dünyanın İçinde mir Dışında mı? Olay ilk bakışta "Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya" benziyor. Birileri kalkıp Ümraniye'nin Mustafa Kemal Mahallesi'nde Günay Pasajı'nın bodrum katın- da, bundan kırkgün kadarönce, kilise yapma- ya başlıyor. Mahalleli, olayatepki gösteriyor, orada Hıris- tiyan nüfus olmadığını söyluyor. Bazılanna, ör- neğin Türkiye Işçi Partisi Öncü Gençlik Baş- kanı Ismet Bölükbaşı'ya göre, "Bir tek Hıris- tiyanın bulunmadığı mahallede kilise açmaya kalkmak, Türkiye'de yoğun olarakyapılmakta olan misyonerlik faaliyetinin örneğidir". Ylne Bölükbaşı bu inşaatın Lozan Antlaşması hü- kümlerine aykırı olduğunu ileri sürüyor. Tam bu sıralarda Istanbul Valisi, Ümraniye'ye geliyor ve Mustafa Kemal Mahallesi Muhtarı Cuma Kara, durumu bildirip şikâyetini ileti- yor. Valinin yanıtı ise açıktır: - Gerekli makamlardan izin alınmıştır, yapım yasaldır. Eğer vatandaş, verilen iznin yasaya veya uluslararası anlaşmalara aykın olduğunu düşü- nüyorsa yapacağı şey açıktır. Resmi makam- ların verdiği iznin, yani bir idari tasarrufun ip- tali için bölge idare mahkemesinde dava aça- cak, bir usulsüzlük veya yanlışlık varsa bunun düzeltilmesini isteyecektir. ••• Ama vatandaş, o yolu tutmuyor, Işçi Partisi Öncü Gençlik Örgütü'nün liderliğinde eyleme geçiyor ve "Burası misyonerlik faaliyetinden dolayı tarafımızdan kapatılmıştır" yazılı bir pan- kartı, kilise inşaatının kapısına koyuyor. Kısacası, Türkiye'de Hıristiyan bir vatanda- şın, kendi parasıyla ve yasal izinle, bir bodrum katında inşa etmeye kalkıştığj kilise, engelle- niyor. Öncülük eden örgüt ise laik düzene bağlı hatta onun savunucusu olduğunu söyleyen, bir partinin alt veya yan kuruluşu. Artık kiliseyi inşa eden kişilerin bu tepki kar- şısında linç edilmek de dahil, hertürlü saldın- ya rağmen bu inşaata devam etmesi beklene- mez. Peki şimdi ne olacak? Eğer Türkiye Cumhuriyeti, anayasanın 2. maddesinde belirtildiği gibi, laik bir devlet ise duruma müdahale etmek ve kiliseyi yapan Hı- ristiyan vatandaşın vicdan özgürlüğünü saldı- nlara karşı savunmak durumundadır. Çünkü laiklik yalnızca "devletin din ve mez- hepler karşısındaki tarafsızlığı (ne yandaş, ne hasım olması) ve siyasal hukuksal kurallanna dayanmaması, yani din ve hukukun iki farklı normatif alan oluşturması" değildir. Kuşkusuz Sayın Tanör'ün bu tanımı doğru- dur ama bu laikliğin yalnızca bir yönünü, yani devletin kamu ile dinsel alanı ayırması ve inançlar karşısındaki tarafsızlığını, bir anlamda pasif durumunu anlatıyor. Ama, inançlardan biri, öbürlerince, baskı al- tına alındığında ne olacak? ••• Işte burada laikliğin devlete yüklediği aktif göreve geliyoruz. Bu durumda devlet, derhal baskıyı ortadan kaldırarak inanç özgürlüğünü sağlamak duru- mundadır. Yani bu durumda devlet tarafsız de- ğildir, derhal müdahale ederek inanç özgürlü- ğünü sağlamak durumundadır. Şimdi Ümraniye'nin Mustafa Kemal Mahal- lesi'nde, devlet bu yükümlülüğünü yerine ge- tirecek mi? Kimse çıkıp misyoner faaliyetinden söz et- mesin! Bu konuda gereken ya da gerekmeyen ön- lemlerin zaten alındığını biliyoruz. Türkiye'deki misyoner faaliyetinin, hiç değil- se din alanında etkili olmadığını herkes zaten bilmekte. 21. yüzyılda Istanbul'un bir mahallesinde, bir Hıristiyan vatandaşın yasal izinle yaptığı kilise engelleniyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna karşı ne yapacak? Sorunun yanıtı, Türkiye'nin çağdaş dünya- nın neresinde olduğunun da kanrtıdır. 'Sessiz tepki' eylemcisinin isteği: Adalet Bakaııhğı aflelerle görüşsün tstanbul Haber Ser- visi - F tipi cezaevleri- ne ve tecnde karşı sür- dürülen "Siyah Sessiz" tepki eyleminde Ada- let Bakanlığı'na, tu- tuklu ve hükümlü ya- kınlanyla görüşme çağnsı yapıldı. Insan Haklan Der- neği (IHD) Istanbul Şubesi önünde dün gerçekleştirilen ey- lemde, bir grup tutuk- lu ve hükümJü yakını, yaklaşık 5 dakika sü- reyle sessiz şekilde oturdu. İHD ve tutuk- lu yakınlan adına ya- pjlan açıklamada, ey- İemin 9. ayma girdiği ve bugüne dek 61 kişi- nin yaşamını yitirdiği belirtılerek kamuoyu- nun duyarlı olması, Adalet Bakanlığı'nın da tutuklu temsilcile- riy le bir an önce görüş- mesi istendi. 274. günûnde F tipi cezaevlerine ve tecride karşı sürdü- rülen ölüm orucu eyle- mi 275. gûnüne girer- ken hastane ve cezaev- lerinde bulunan birçok tutuklu ve hükümlü- nün sağlık durumunun kritik olduğu belirtildi. Türk Tabipleri Birli- ği'nce (TTB) ön- ceki gün yapılan açık- lamada, tahîiye edilen hükümlülerin tedavile- rinin devlet tarafından yapılması gerektiği bildirilmişti. Çiftehavuzlar katliamı sanığı Reşat Altay, Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne atandı Ankara EnnıiyetTne Yücesan• Içişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan dar kapsamlı kararname ile Ankara Emniyet Müdürü Kemal Iskender Balıkesir Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Balıkesir Emniyet Müdürü thsan Yılmaztürk ise merkeze almdı. ANKARA (Cumhııri\et Bürosu) - Içişleri Bakanı Rüşrü Kazun V ücelen hazırladığı dar kapsamlı bir kararna- meyle Ankara ve Bursa emniyet mü- dürlerini değiştirdi. Ankara Emniyet Müdürü Kemal İs- kendcr Balıkesir Emniyet Müdürlü- ğü'ne atanırken yerine eski Izmir Em- niyet Müdürü Hasan Yücesan getiril- di. Balıkesir Emniyet Müdürü İhsan Yümaztürk merkeze almdı. Aydın Genç'ın APK emrine alınmasıyla bo- şalan Bursa Emniyet Müdürlüğü'ne ise Polis Başmüfettişi Reşat Altay atandı. Altav'ın adı. 16 Mart 1978'de lstan- bul'da gerçekleşen \e 7 öğrencinin öl- dürüldüğıi, onlarcasının yaralandığı "16 Mart Katliamı"na kanşmıştı. Al- ta\. ayrıca "ÇiftehaMizlar* katliamı ne- deni> le "kasten adanı öldürnıe suçun- dan**. eski Özel Harekât Dairesı Baş- kam ekılı İbrahim Şahin, Susurluk da- vası \e Ömer Lütfı Topal cinayeti sa- nıklarından Ay^anÇarkm'ın da arala- rında bulunduğu 22 güvenlık görevli- sıvle yargılandı. Kayserı 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen hafta görülen karar oturumunda. Altay'ın da arala- rında bulunduğu 22 güvenlik görevli- si beraat etti. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Emin Aslan, Kocaeli Emniyet Müdürü Feyzullah .Aslan ile Polis Başmüfettişi Abdullah Bolcu emniyet genel müdür yardımcı- lığı görevine getirildiler. Saim Çotur"un emekliye aynlmasıy- la boşalan Içişleri Bakanlığı Müsteşar- lığı görevine Manisa Valisi Muzaffer Ecemiş vekâleten atandı. Ecemiş'in asaleten atanmasına ilişkin kararname de imzaya açıldı. Görevinden bir süre önce aynlan Po- lis Akademisi Başkanı Tuncay Yıl- maz'ın yeniden eski görevine atanma- sına ilişkin kararname de Cumhurbaş- kanlığı'na sunulacak. Sıra valilerde Içişleri Bakanı Yücelen'in, vali ka- rarnamesiyle ilgili çalışmalarını ta- mamlamak ûzere olduğu belirtildi. Ya- pılacak değişiklikle, Bursa Valisi Ali FuatGüven ın Denizli'ye, Adana Va- lisi Oğuz Kaan KöksaJ'ın Bursa'ya ve Kastamonu Valisi Enis Yeter'in ise Adana'ya atanacağı öğrenildi. Ayrıca halen boş bulunan Hatay, Kocaeli ve Ardahan valiliklerine de yeni atamalar yapılacak. YARGITAY: îşkence cezası ertelenemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 8. Ceza Daıresi, insanlık suçu olmasına kar- şın cezası çok düşük olan işkence suçundan cezalan ertelenen polislere "layağT engel- leyici bir karar verdi. Daire, işkencede "ıs- nun" olan polislerin, salt yasadakı "ertele- meyeilişldn" düzenlemesinden hareketle ce- zalannın ertelenemeyeceğıne hükmetti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, polis memurları Ramazan Aktaş ile Turhan Sümerdaş'ın. Orhan Bıyık adlı kişiye livata iddıasıyla gö- zaltına alarak işkence yapmalarıyla ilgili Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin cezala- nnm ertelenmesine ilişkin karannın temyız incelemesini yaptı. Dairenin karannda, livata iddiasıyla gö- zaltına alınan mağdur Bıyık'a suçunu söylet- mek için sanıklann işkence yaptıklan, suç- lamanın asılsızlığının anlaşılması üzerıne serbest bıraktıklan belirtildi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi. işkencede ısrar- cı olan polislerin cezalannın ertelenemeye- ceği görüşüyle. yerel mahkemenin karannı oybirliğiyle bozdu. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Örgüt satışiçin Avrupa ülkelerine mülteci gibi gönderdiği gençleri kullanmış PKK'nin uyuşturucu kuryeleriDtYARBAKIR (Cum- huriyet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürlüğü verileri- ne göre. PKK'nin faaliyet göstermeyebaşladığı 1984 yılından itibaren, örgütle bağlantıh olduğu belirle- nen 185 uyuşturucu madde kaçakçıhğı ortaya çıkarıl- dı. Onlarca ton uyuşturu- cunun ele geçirildiği ope- rasyonlarda, 679 sanık ya- kalanırken PKK'nin uyuş- turucuyu satmak için Av- rupa ülkelerinde mülteci sıfatı ile yerleşen gençleri kullandığı ileri sürüldü. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı verilerine göre, PKK'nin faaliyet göster- diği 17 yıllık sürede örgü- tün uyuşturucu tacirleriyle olan ilişkileri de operas- yonlarla gözler önüne se- rildi. Doğu ve Güneydo- ğu'da gerçekleştirilen jan- darma \e polis operasyon- larında. örgüt bağlantılı 185 uyuşturucu madde ka- çakçıhğı ortaya çıkanldı. PKK adına kaçakçılık yaptıklan belirlenen 679 kişı gözaitına alındı. Sanık- larla birlikte 2 ton 701 küo 659 gram eroin, 13 ton 417 kilo 787,5 gram esrar, 4 ton 255 kilo 714 gram bazınor- fin. 2 ton 125 kilo 258 gram hintkeneviri, 22 ton 440 kilo asetik anhidrit, 604 kilo 240 gram kokain, 7 kilo 673 gram afyon sa- kızı, 19 kilo 238 gram ero- ın artığı, 277 bin amfeta- min tablet, 1 ton 80 kilo sodyum karbonat ele geçi- rıldı. OHAL bölgesinde ger- çekleştirilen 64 ayn ope- rasyonda ortaya çıkarılan sığınak ve hücre evlerinde uyuşturucuya rastlandı. PKK'nin, yurtdışma ka- çırdığı uyuşturucuyu, iş bulma v aadi ya da iltica yo- luyla Avrupa'ya giden gençleri kullanarak dağıt- tığı ileri sürüldü. Yetkililer, örgütün, Avrupa'da kaçak olarak barınan gençleri, polise ihbar edeceği tehdi- diyle uyuşturucu kuryesi o- larak kullandığını öne sür- düler. Sıcokta 5scuıicezoevi aracında bekletildîler TİKB örgütü üyesi olduklan ve Bağcılar'da bir poüsi öldürdükJeri iddia ediien 20 kişinin \ argüandığı davada, duruşına öncesi yaklaşık 5 saat cezaevi aracı içinde beklerilen 5 sanık, aşın sıcaklık nedeniyle ba> gınlık geçirdi. Mahkeme salonuna ba>gın olarak getirilen sanık Erdinç V üccL mahkeme başkanının isteği üzerine salondan çıkartılarak hastaneve kaldınldı. Istanbul 3 Nolu EHJM'deki duruşmada sanık a\ ukatlanndan Mihriban Kırdök, müvekkülerini saatlerce cezae\i aracı içinde tutanlar hakkında suç duyıırusunda bulunacağını belirterek Mahkeme heyeti ve savcı gördüklerini rutanaklara geçirip suç du>urusunda bulunmazsa Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne başvuracağmı" diye konuşru. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Anayasa Mahkemesi Görevi kötüye kullanana af İLHANTAŞÇI ANKARA - Aoayasa Mahke- mesi'nin af yasası kapsamına al- dığı TCY'nina gwevi kötüyekul- lanma" suçundan cezaevlerinde 16 hükümlü, 6 tutuklu bulunuyor. Ancak bu maddenin kapsama ahnması nedeniyle çok sayıda üst düzey bürokrat ile belediye baş- kanlan da tarihin rutması duru- munda aftan yararlanabilecekler. Af kapsammın dışında bırakılan, çete suçundan 37 hükümlü, 187 tutuklu ve 5 hükmen tutuklu bu- lunuyor. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğû'nün verilerine göre, Yüksek Mahkeme'nin af kapsa- mına aldığı, TCY'nin "tehditk bilgi alma" suçunu düzenleyen 188. maddesinden 11 tutuklu, 41 hükümlü cezaevinde bulunuyor. Tehdit suçundan 64 kişi hüküm- lü, 127 tutuklu ile 8 hükmen tu- tuklu cezaevinde. Görevi kötüye kullanma suçun- dan 16 hükümJü, 6 ttttuklu ceza çekiyor. Firar ve firara yardımsu- çundan 16'sı hükümlü olmak üze- re 22 tutuklu bulunuyor. Kusurlu ölüme sebebiyet ver- me suçundan ise 3 hükümlü, 11 tutuklu cezaevinde. Bu suçlardan tutuklu ve hükümlü bulunanlar- dan "23 Nisan 1999 tarihine ka- dar suç yej^nterin" aftan yarar- lanabileceğine ilişkin yasa hük- mü uyannca, bu tarihten önce suç işlemiş olanlar varsa aftan yarar- lanabilecek. Işkenceden 4 kişi yatiyor Anayasa Mahkemesi'nin af kapsamı dışında bıraktığı, "dev- tet işteri aleyhineişlenen cürümler, zimmet" suçundan 270 kışı hü- kümlü, 160kişi tutuklu, 15 kişi de hükmen tutuklu bulunuyor. Yasa görüşmeleri strasmda da tarnşmalara neden olan işkence suçunu düzenleyen 243. madde- den cezaevindeyalnızca 4 kişi ce- za çekiyor. TCY'nin "çete" suçunu düzen- leyen 313. maddesinden, 37 kişi hükümlü, 187 tutuklu ve 5 kişi de hükmen tutuklu olarak cezaçeki- yor. "Devktihafckrinde şkklet, teh- dit" suçundan 9'u hükümîü ol- mak üzere 27 kişi tutuklu bulunu- yor. Uyuşturucu suçlanndan, 2 bin 644 kişi hükümlü, 1309 kişi tu- tuklu bulunurken hükmen tutuk- lu olanlann sayısı 525. [email protected] Oya Açan, 200 günü aşkın bir süre- dir ölüm orucundaydı. Son günlerde sağlık sorunlan nedeniyle tahliye edi- lenler arasında Oya Açan da vardı. Oya 15 gündür hastanede yatıyordu. Gaze- teye daha önce tahliye olan eşi Selim Açan'la birtikte ziyarete geldi. Aksaya- rak da olsa yürüyordu. Çıktığından bu yana yapılan bakım nedeniyle 26 kilo- dan 35 kiloya çıkmıştı. 200 günü ölüm orucunda geçirme- ye bir vücut nasıl dayanabilirdi. Onun- la birlikte oruca başlayan birçok insan yaşamını yitirmişti, sakat kalmıştı. Oya, okuyarak, yazarak ve yürüyerek bey- nini ve vücudunu ayakta tutmaya ça- lışmıştı. Sonunda diz altı kasları erime noktasına gelmiş ve yürümesi zorlaş- mıştı. Tedavi sırasında en büyük soru- nu ayaklannda, bacaklannda. ••• Adalet Bakanlığı, Adli Tıp raporları dogrultusunda son bir ay içinde 150'ye yakın tutuklu ve mahkûmu sağlık nede- niyle serbest bıraktı. Birçoğu sakat ve hasta olan bu insanlann bakımı, şimdi Cezaevinden Mektuplar, Cezaevleri... ailelerin sırtına binmiş durumda. Türki- ye Insan Haklan Vakfı (TİHV) elindeki olanaklan bu insanlar için kullanıyor. Ancak, VVemicke-Korsakoff hastalı- ğının bakımı çok zor ve maliyetlerı çok yüksek. Bu nedenle TİHV bu tedavile- re yetecek parayı bulmakta zorlandık- larını belirtti. TİHV Başkanı Yavuz Ö- nen, yaptığı bir açıklamayla bu tutuklu ve hükümlülerin bakımıyla ilgili daya- nışma çağnsında bulundu: "Bugüniçin 83 hükümlü ve 45 tutuklu sağlık prob- lemleri nedeniyle ceza ertelemesi yo- luna gidilerek salıverilmiştir." Önen, salıverilenlerden büyük ço- ğunluğunun bakım için TİHV desteğini istediğıni sözlerine ekledi ve şunları söyledi: "Bu kişilerin sağltklarına ka- vuşmaları için her tühü çabanın göste- rileceği kuşkusuzdur. Bu kişilerin klinik tablolan ciddi farklılıklar göstermekle birlikte, insan aklının ve vicdanımn ka- bul edemeyeceği ciddi tahribatsöz ko- nusudur." TİHV şu ana kadar kısa süre içinde bu insanların bakımı için 30 milyardan fazla para harcadığına dikkat çekti. TİHV kendi olanaklanyla bu tedavileri yapmalannın mümkün olmadığını be- lirttikten sonra şunlan vurguladı: "Bu kişilerin masraflan aslında, Adalet Ba- kanlığı tarafından karşılanmak zorun- dadır. Ancakgörülüyorki, böyle biruy- gulama söz konusu değildir." Yavuz Önen, cezalan ertelenen, ba- kıma muhtaç bu insanlann tedavisi için duyarlı yurttaşlan TİHV'ye dayanışma- ya çağırdı. ••• Cezaevinden tahliye olamayıp büyük sağlık sorunlan yaşayanlar da var. Fev- zi Saygılı bunlardan birısi. Edirne F Ti- pi Cezaevi'nde kalan ve 19 Aralık ope- rasyonu sırasında ağır yaralanan Say- gılı, sorununun çözümü için ilgi istiyor: "Operasyon sırasında, havalandırma- nın (Bayrampaşa Cezaevi) taranması sırasında bacağımdam vuruldum. Yak- laşık2 saathavalandırmadayağmunın altında kan kaybettim. Operasyoncu- lar arkadaşlanmın yardımını engelledi- ler. Operasyon sonrası bacağım kınk olduğu halde, yatağa zincirlenmek is- tendim. Bunu kabuletmediğim için te- davim yapılmadı. Sonuçta Bayrampa- şa Hastanesi'ne getirildim. Yaklaşık 5 ay burada kaldım, ayağıma bir demir takıldı. 5 ayın sonunda demirin 4 çivi- si alınırken 1 çivi kaldı. Ayağım plastik alçıya alındı. 25 Mayıs 2001 tarihinde Edirne F Tipi Cezaevi'ne geldim." Fevzi Saygılı bundan sonra başına gelenleri ise şöyle anlattı: "Bir dönem askerolmadığı için hastaneye gideme- dim. Buradan hastaneye gitmek sırat köprîısünden geçmek gibi bir şey. ida- renin ve askerin arama biçimi, zoria ha- zıriantp imzalatılmak istenen tutanaktar gibiengellerhastaneye gitmeyizorlaş- tınyor." "Nihayetinde temmuz ayında Edirne Devlet Hastanesi'ne gittim. Ayağım- daki demir ve alçı alındı. Ama kemiğin kaynamadığı ortaya çıktı. Şimdi yenı birtedaviye ihtiyaç var. Ayağımın iyile- şebilmesi için 'Klenzak Eklemli, Ischi- on Destekli, Semoral Breys' isimli ciha- zın takılması gerekiyor. Bu cihazın yak- laşık fiyatı 350 milyon lira. Ama ceza- evi idaresi ve Adalet Bakanlığı gerekli ödeneği vermiyor. Bu yüzden tedavi olamıyorum. Şu anda tek ayağımın üzerine basamıyorum ve koltuk değ- nekleriyle yürüyorum. Birçok ihtiyacı- mı tek başıma karşılayamıyomm. Ya- nımda kalan arkadaşlanmın yardımıy- la ihtiyaçlanmı giderebiliyorum. Bu ko- nuda duyariılıkgösterirsenizsevinirim.' ••• Bir yanda krizden çıkmaya çalışan Türkiye, öte yanda canını kurtarmaya çalışan insanlar. Sizce ekonomisi ve si- yaseti batağa saplanan Türkiye ile, bu insanlann başına gelenler arasında bir bağ yok mu?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle