17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2001 PAZAR HABERLER OHAL 4 ilde uzatıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Olağanüstü Hal uygulaması. 4 ilde 4 ay süreyle uzatıldı. Resmi Gazete 'nin dünkü sayısında yayımlanan TBMM karanna göre Diyarbakır, Hakkâri, Şırnak ve Tunceli illerinde devam eden Olağanüstü Hal, 30 Temmuz2001 tarihinde saat 17.00'den itibaren 4 ay süreyle uzatıldı. Ünverkitap yazdı • ANKARA (AA)- Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, 'devletin çıkar amaçlı suç örgütleriyle ve çetelerle sa\aşımda oldukça geç kaldığmı' bildirdi. "Uygulamada Çıkar Amaçlı Suç Orgütleri ve Cürüm Işlemek tçin Teşekkül Öluşturmak" adlı bir kitap yazan Ünver, kitabın 'gıriş' bölümünde Batıda çıkar amaçlı suç örgütleriyle mücadelenin 1980'li yıllann başında başlatıldığını ıfade etti. Ünver, şu görüşlere yer verdi: "Ülkemizde ise bu süreçte siyasal, etnik ve dinsel kökenli terörle uğraşan devlet, çıkar amaçlı suç orgütleri ve çetelerle savaşımda geç kalmıştır. Günümüzde ekonomiyi çökerten ve birçok devlet kurumunu işlevsizleştiren yolsuzluklann başlıca nedeni de bu gecikmedir." Aynı aileden 56 kişi zehirlendi • VAN(AA)-Van'da aynı aileye mensup 56 kişi yedikleri tandır ekmeğinden zehirlendi. Karşıyaka Mahallesi'nde aynı aileye mensup yaşlan 5 ile 55 arasında 56 kişi, önceki akşam rahatsızlanarak Van Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Zehirlendikleri belirlenen Kapağan ailesi mensuplan tedavilerinin ardmdan taburcu edildiler. Van Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Doktor Ahmet An, hastalann sağhk durumlannın iyi olduğunu söyledi. gözaltmda • YATAĞAN(AA)- Yatağan Termik Santrah Müdürü Mehmet Haşoğlu, TEAŞ tesislerindeki düğünde silahla havaya ateş açtığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Haşoğlu, TEAŞ Tesisleri'nde katıldığı düğünde, bir ara ruhsatlı tabancasıyla havaya 3 el ateş etti. Alkollü olduğu belirlenen Müdür Hoşoğlu, olayın ardından gelen polis ekibince karakola götürüldü. Yatağan Cumhuriyet Başsavcısı Göksel Eğdidere, Hoşoğlu' nun tabancasına el konulduğunu belirterek "Ruhsatı da iptal edilecek. Kendisi pazartesi günü adliyeye sevk edilecek ve hakkında yasal işlem yapılacak" dedi. Hâkbn ve savcı atamaları • ANKARA (AA)- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, 1550 hâkim ve savcının atamasını yaptı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan kararilel55ODGMve adli yargı hâkim ve savcısının açıktan ve naklen ataması gerçekleştirildi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, aynca 71 idari hâkim ve savcının da atamasını yaptı. Yeni partiye kapatılan FP'den 46 milletvekili bekleniyor. Gelenekçi başkanların toplantısı kavgalı geçti Erdoğan'daııtransfer atağı ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - FP kökenli yenılikçi milletvekillen, yeni oluşum için diğer partilerden transfer çalışmalanna da başladı. Kapatılan FP'nin ardından yeni parti içın nabız yoklayan "gelenekçi" yönetımin belediye başkanlan toplantısında sert tartışmalar yaşandı. Recep Tayyip Erdoğan ile Çankaya'da iki ayn büroda çalışan yenilikçilerin, bu hafta içinde basın toplantısıyla "yeni oluşumun temel ilkelerini" açıklamaları bekleniyor. Erdoğan'ın ekibi, yeni parti kurulduğu anda eski FP'lilerden 46 miHetvekılinın kendilerine katılacağını hesaplıyor. Kapatılan FP'nin "gdenekçi" yöneticilerinden Teoman Rıza Güneri. yenilikçi kanada yeni bir öneri götürdü. Güneri. eski RP'li ve sıyası yasaklı Hasan Hüseyin Ceylan aracüığıyla ılettığı •'Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener kuracağunız partide başkanlık divanında yer alsmlar, siz de aynlmaktan vazgeçin" önerisine olumlu yanvt alamadı. Yeni oluşum hareketi, merkez sağm diğer kanatlanna dönük girişimlerini parlamento ıçınde ve dışında iki ayn yönde sürdürüyor. Meclıs'ten yeni oluşuma katılacak ANAP, DYP ve MHP'lilerin sayısmın 10'dan az olmayacağı ileri sürülüyor. Yenılikçi millervekillerinin görüştüğü \e olumlu mesaj aldığı mılletvekillen arasında ANAP'h Erruğnıl Yalçınbayır, Murat Başesgioğlu, DYP'li Rıza Akçah, Meral Akşener, Ismail Karakuyu, MHP'lı Sadık Yakut, bağımsız Sadi Somuncuoğlu'nun adlan geçıyor. ANAP'ın 4-5 Ağustos'ta yapılacak kongresinin sonucuna göre, bu partiden kopmaların artabileceğı kaydediliyor. Yeni oluşumun Meclis dışındaki ayağı, İstanbul'da sermaye çevreleri ile ANAP kökenliler üzerinde yoğunlaşıyor. Kavgalı ayrışma Kapatılan FP'nin ardından yeni parti içın nabız yoklayan "getenekçi" yönetimin beledıye başkanlan toplantısı kavgalı gectı NecmettinErbakan'ınmesajını belediye başkanlanna bildiren Recai Kutan, *En başta muhterem hocamız Erbakan, 'Sonuna kadar bütün arkadaşlanmıza sahıp çıkalım, gerekirse yakalarından tutarak gitmeyin diyelim' diyor" dedi. FP'nin kapatılrnasının ardından bağımsız kalan 400'e yakm belediye başkanının Malatya Milletvekili Kutan başkanlığındaki toplantısı, daha önceki milletvekilleri ve il başkanlan toplantısından sert geçti. Yenilikçi ve gelenekçi başkanlar arasında tartışmalarda kavga çıkması güçlükle önlendi. Toplantının ilk bölümünde Gaziantep Şehitkamil Belediye Başkanı Mehmet Bozgevik, Recep Tayyip Erdoğan'la hareket eden milletvekillerine suçlamalar yöneltti. Bozgeyik, "Abdüllatif Şener MaHye Bakanı iken bize bir kuruş para vermedL Günlerce kapısında bekledik, şimdi kapınuza gelmiş yeni oluşumdan söz ediyor. Tayyip Bey Gaziantep'e geldi 'Bu memlekete Ozal'm Erbakan'dan daha fazla hizmeti var' dedL Şimdi de birlikten bahsediyorlar" diye konuşru. Bunun üzerine yenilikçi Abdüllatif Şener, Bozgeyik'in üzerine yürüdü. Kayseri Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkıuç da kendi bölgesinin yenilikçi milletvekili Abdullah Gül'e sahip çıkarak "Böyte biriik berabertik olacaksa bizburadayokuz" deyip toplantıyı terk etti. DYP mahkemeye gidiyor Çiller ek verginin iptalini isteyecek Bahçelievler'de esnaf ve yurttaşlarla sohbet eden Çiller, eski Içişleri Bakanı Sadettin Tantan'dan, yolsuzluklann siyasi ayağı hakkında tüm bildiklerini açıklamasını beklediklerini ifade etti. tstanbul Haber Servisi - DYP lideri Tansu Çiller, ek vergileri içeren yasa tasansının karşısında olduklannı belirterek, bu konuda Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklannı söyledi. Çiller, eski tçişleri Bakanı Sadertin Tantan'dan, yolsuzluklann siyasi ayağı hakkında tüm bildiklerini açıklamasını ' beklediklerini ifade etti. DYP lideri Tansu Çiller, beraberinde DYP Istanbul Milletvekili Hayri Kozakçıoğju, DYP ll Başkanı Süleyman Soylu ve bazı partililerle Bahçelievler'de yaptığı esnaf ziyaretinde yurttaşlarla sohbet etti. Esnaf ziyaretine bir buçuk saat geç gelen Çiller, gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Çiller, ek vergileri içeren yasa tasansının ımzalanması konusunda "Hükümet bildiğini okuyoc Biz bunun içinde değjliz ama karşısında olacağız ve Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz'' dedi. tküdann muhalefeti susturmaya çahştığını belirten Çiller, bundan böyle her yanhşı hukuk aşamasında önlemeye çalışacaklannı ifade etti. Hükümetin 13 bankaya 15 milyar dolar aktardığını belirten Çiller, "Düşünün, tayin edilen bakan ' 10 milyar dolar getirdıın' diye seviniyor. Ama 13 bankaya 15 milyar dolar verilhor. Çünkü bankalann içinin boşaltüdığmdan söz eden tüm raporlar rafa kaldınldı" diye konuştu. Çiller. yolsuzluklarla mücadele edecek tek odağın Içişleri Bakanlığı olduğuna dikkat çekerek "Yolsuzluklann siyasi avağına giderken görevden aunmasııu, bütün dünya basuu 'Bu hükümet hem yolsuzluklan yaptı hem de siyasi ayağa gidecekleri tırpanladı' şeklinde yorumladı'' dedi. Çiller, Sadettin Tantan'a bugün düşen görevin, tüm bildiklerini açıklaması olduğunu, kamuoyunun bunu beklediğini dile getirdi. İĞNELİFIRÇA ZAFERTEMOÇtN DYP lideri Tansu Çiller Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklannı söyledi. Memur yargılama yasası VAVEKSezer'e veto çağnsıyaptı • VAVEK açıklamasında, milletvekili dokunulmazhğının sınırlandınlmasını beklerken "yolsuzluğun çok önemli bir ayağı olan bürokrasinin yapüan değişiklikle siyasi koruma ahına almdığı" belirtildi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Vatandaşın Vergisini Koruma Derne- ği (VAVEK), Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri- nin Yargılanması Hakkın- da Yasa'da yapılan deği- şiklikle yolsuzlukla sava- şımda önemli bir geri adım atıldığını açıkladı. VAVEK, Cumhurbaşkanı AhmetNecdet Sezer'e ya- sa değişikliğini veto etme- si çağnsında bulundu. VAVEK'ten yapılan ya- zılı açıklamada, kamu- oyunun yolsuzlukla sava- şımda milletvekili doku- nulmazhğının sınırlandı- nlmasını beklerken 'yol- suzluğun çok önemli bir ayağı olan bürokrasinin yapılan değişiklikle siyasi koruma alüna ahndığı' be- lırtıldı. Bu değışıklığin, "Bürokratimzaatmaktan korkuyor" gerekçesıne dayandınldığı anımsatılan açıklamada, Cumhurbaş- kanı Sezer'in yasayı veto etmesi istendi. Açıklama- da şöyle denildı: "Namus- hı bürokrat, yasalan uygu- layan ve dolayısıyla kork- madan imza atan bürok- rattır. Ve dolayısıyla na- muslu bürokrat. arnğı im- zayı her ortamda sahipte- nen veeyleminisonunaka- dar savunan bürokratbr. İmzaatmaktankorkanbir bürokratın, devletin üst yönetimindegörev almast- nın anlamı nedir? Bu tür tepe yöneticiler nasd olu- yor da yasalan uygularken korkuyorlar." Açıklamada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğhı'nun da yasa değışıkhğınden duy- duğu kaygıyı dile getırdi- ği anımsatılarak "Kana- doğlu'nunendişeleri,yapı- lan değişikliğin ne denh" yaıüış olduğunugöstenne- siaçısındanönemHdir* de- nıldi. TTB Kongresi'nde ekonomi, Tütün Yasası ve ölüm oruçlan değerlendirildi Bıuıahııı en çok sağhğı vurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 50. Büyük Kongresi'nde ekonomik bunahmuı sağlık sektörüne etkileri, ölüm oruçlan ve Tütün Yasası değerlendirildi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek, bunahmdan en çok etkilenen kesimlerden birinın sağlık sektörü olduğuna işaret ederek "Ekonomik kriz sonrası önce sağlık projeleri iptal edildL sonra hastanelerde kriz başladı, özlük haklanmız gasp edildL Bunlann yanı sıra atama sorunlanmız da devam etmektedir" dedi. UN1CEF raporundaki verilerden de almtılar yapan Sayek, dünyanın pek çok yerinde yaşanan haksızlıklann ve ekonomik sıkıntılann faturasuu yoksul insanlann hastalanarak ve yaşamlannı kaybederek ödediklerini kaydetti. Başta Afrika kıtası • TTB Merkez Konseyi Başkanı Füsun Sayek, "Ekonomik kriz sonrası önce sağlık projeleri iptal edildi, sonra hastanelerde kriz başladı, özlük haklanmız gasp edildi. Bunlann yanı sıra atama sorunlanmız da devam etmektedir" dedi. olmak üzere yoksul ülkelerin dış borçlannın inanılmaz rakamlara yükseldiğini anımsatan Sayek, bu ülkelerin sağlığa ayırdıklan payın üç katını dış borçlann faizlerini ödemek için sarf ettiğine dikkat çekti. Füsun Sayek, bunalımı Türkiye açısından değerlendirirken dış borçlann inanıhnaz boyuta ulaştığını belirterek, "BiHİe faturayı yoksullar ödüyor, borç ötöürüyor" görüşünü dile getirdi. Sayek, TBMM'nin tam teslimiyetçi politika yürüttüğünü ve çıkan yasalann bunu gösterdiğini anlattı. Tütün Yasası görüşmelerinde Meclis komisyonundaki girişimlerine ve iktidar millervekillerinin tepkilerine dikkat çeken Sayek, "Herkesin havır dediği bir yasa nasü geçti bunu da anlamryonım" diye konuştu. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Milli Güvenlik Kurulu'na sunulan raporda, tarikat ve mezheplerin "devletin yanında yer almalannda önemli mesafeler kaydedildiği" be- lirtiliyor. Daha birçok şey söyleniyor da, benim ılgımi, tarikatiann devlet- le olan ilişkısi çekti. Yani artık bir kı- sım tankat ve mezhepler, devlet ta- rafına geçtıği için makbul hale gel- mişler. Bu nedenle tehlike de azal- mış. Aslında, son 50 yıllık siyasi yaşa- mımızın önemli bir döneminde tari- kat ve mezhepler zaten devletin ta- rafındaydı. Örneğin, 1969yılındabiz gençler, ABD aleyhtarı bir gösteri için Taksim Meydanı'nda toplandı- ğımızda üzerimize "Allah Allah" ni- dalanyla saldıranlar, tarikat ve mez- heplerin mensuplarıydı. Üstelik biz gençler meydana girmeden bu adamlar namaz da kılmışlardı. Komünizrnle mücgdele dernekle- rini hatırlar mısınız? O dernekler Is- lamcılartarafından kurulmuştu. Bir- Tarikatın Devletçisi Makbul çok ünlü siyasi islamcı bu dernek- lerde yetişmişti. Fethullah Gülen de bir söyleşi sırasında Erzurum'da- ki "Komünizrnle Mücadele Derne- ği"n'm kurucusu olduğunu söylemiş ve Erzurum'da bazı filmlerin yasak- lanması için eylemlere öncülük etti- ğini anlatmıştı. Bütün bu dernekler aynı zamanda yıllarca devlet tarafından korundu, beslendi ve solculann üzerine salın- dı. 12 Eylül askeri darbesinden son- ra da PKK ile mücadelenin başlan- gıç döneminde askeri uçaklardan Kuran risaleleri atılarak halk "aydın- latılmaya" çalışılmıştı. Yani PKKdin- siz olduğu için kötü, devlet ise iman sahibi olduğu için iyıydi. • • • Bir tarikat, mezhep ya da cemaat devlet tarafında olunca "şeriatçı" ol- muyor da devlete karşı çıkınca mı şeriatçı oluyor. Burada bir acayiplik yok mu? Aslında Türkiye'deki laik sistemin işleyişinde bir acayiplikvar, sorun buradan kaynaklanıyor. Diya- net Işleri Başkanlığı, devletin dini görüşlerini temsıl ediyor. Halbuki la- ik bir devletin dini olmaz, bu neden- le dini görüşleri de olmaz. Üstelik bu Diyanet Işleri Başkanlığı, milyon- larca Alevi yurttaşı da yok sayan bir anlayış içinde örgütleniyor. Laıklik, dinın devletten, devletin' de dinden uzak durması, bu iki ala- nın birbirine karışmaması anlamına geliyor. Laiklik, dinin siyasete kanş- tınlmamasi demek. Peki bu MGK'ye sunulan raporu nasıl yorumlayaca- ğız? Devlet dine karışıyor mu, karış- mıyor mu? Belli ki karışıyor. Öylesi- ne karışıyor ki, bazı dini örgütlen- meler devletle işbirliği yapıyor, dev- letin yönlendirmesi altında çalışıyor. Bu tehlikelı oyun Türkiye'de hep oynandı. Devleti yönetenler ve siya- setçiler dinle hep oynadılar. Siyasi İslamcı akım yerden bitmedi ya! Za- ten, siyasi İslamcı akımın önderleri- ne bakın, bunların birçoğunun eski- den devlet kademelerinde görev yapmış kişiler olduğunu görürsü- nüz. Açık ve net olmak gerekiyor. Bu ülkede şeriat tehlikesi var mı yok mu? Yoksa, şeriat bahane edilerek bu ülkedeki otoriter yapı sürdürül- mek mi isteniyor? Çünkü görülüyor ki devlet, mezhep, tarikat ve cema- atleri kendisiyle işbirliği yaptığı za- man tehlikeli bulmuyor. Bir ülkede, dinin sıyaset alanında güçlü olma- sının nedeni, ya bir toplumsal ger- çekliktir ya da bazı güçler tarafın- dan kullanıldığı için korunmaktadır. Böyle olduğu için de din, hiçbir zaman siyasetin gündeminden düş- müyor. MGK'ye sunulan raporun mantığı, aslında Türkiye'nin nasıl yönetildiğini de gözler önüne seri- yor. Yönetirken günlük ihtiyaçlar, te- mel ilkeleri göz ardı ederek ön pla- na çıkanlıyor. Din gerektiğinde kul- lanılıyor, başkası tarafından kullanıl- dığında ise tehlikeli sayılıyor. Siyasi Islamcılann tutumuyta bu rapora yön veren anlayış arasında tam bir paralellik bulunuyor. Her iki çizgi de sonunda dini, siyasi iktidar mücadelesi için kullanıyor. Doğru olan bu mu? Yoksa dini, Tann'yla in- san arasındaki özel bir ilişki olarak görüp bunu siyaset alanının tümüy- le dışına çıkaımak mı? • • • Devletin mezheplerie, tarikatlarla bir işi olamaz. Eğer oluyorsa o ülke- de demokrasinin gerçekleşmesi mümkün olamaz. "Irtica raporu" bu ülkede işlerin ne kadar ilkesiz ele alındığını da gözler önüne seriyor. AİHM'ye başvuruda Türkiye 9. sırada ANKARA (AA)- Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde (AÎHM), dosya sayısı bakımından îtalya'nın birinci sırada bulunduğu, Türkiye'nin ise birçok Avrupa ülkesinin gerisinde 9. sırada yer aldığı büdirildi. AÎHM'ye diğer ülkelerle ilgili şikâyet konulannın, ceza hukuku ve özel hukuk alanlannda çeşitlilik gösterdiği, Türkiye'den yapılan başvurularm ise ceza ve ceza muhakemeleri hukuku alanında yoğunlaştığı kaydedildi. Türkiye'den yapılan şikâyetlerin terör olaylannın yaşandığı 199O'lı yıllann başında arttığı ögrenildi. 1 Kasım 1998-31 Ekim 2000 tarihleri arasında AÎHM'ye yapılan başvurularm, ülkelere göre dağılımı şöyle: DOSYA SAYISI Lltalya8124 2. Polonya 5945 3. Fransa 5298 4. Rusya 3625 5. Almanya 3252 6. Romanya 2901 7. îngiltere 2473 8.Ukrayna2100 9. Türkiye 1325
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle