Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2001 CUMARTESİ
HABERLER
Yeniden
kılavuzda
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Daha önce ÖSS
kılavuzundan YÖK
karanyla çıkanlan Fatih
Üniversitesi. idari
mahkemelerin aldığı
yürütme karannın
ardından yeniden ÖSS
kılavuzuna alındı.
Yükseköğretim Genel
Kurulu"nun2001 yılı
Ocak ayında aldığı
kararla irticanın odağı
olduğu ve üniversite
mallannı üniversitenin
kurucu vakfına
devretmediği
gerekçesiyle 2001 yılı
OSS kılavuzundan
çıkarılmasını öngördüğü
Fatih Üniversitesi. idari
mahkemelere giderek
yürütmeyi durdurma
karan almıştı. Fatih
Üniversitesi böylece
gelecek yıl tıp fakültesi
dışındaki tüm
bölümlerine öğrenci
alabilecek.
Kaza, uçağa
ozgu
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Akıncı'da geçen
ay test uçuşu yaparken
düşen ve l'i Türk 3'ü
Ispanyol olmak üzere 4
kişinin ölümüne neden
olan CASA kazasıyla
ilgili yapılan
incelemede, "kazanın
muhtemel sebebinin
sadece bu uçağa özgü
olduğu ve geriye kalan
uçaklann emniyeti
açısından hiçbir
etkisinin olmayacağı"
sonucuna vanldı. 18
Mayıs'ta meydana gelen
uçak kazası sonrası
EADS-CASA/Türk
Havacılık ve Uzay
Sanayi AŞ(TAI)'
tarafından yapılan ortak
açıklamada, "Yapılan
incelemede, kazanın
muhtemel sebebinin
sadece bu uçağa özgü
olduğu ve geriye kalan
uçaklann emniyeti
açısından hiçbir
etkisinin olmayacağı
sonucuna vanlmıştır"
denildi.
Başarılı
havacılara ödül
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hava Kuvvetleri
Komutanhğı2001 Yılı
Hava Atış Yanşmalan
ile Fransa'da yapılan
Avrupa Taktiİc Hava
Ulaştırma Yanşması'nda
(European Tactical
Airlift Meet-ETAM-
2001)1. olan personele
ödülleri, Hava
Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Ergin
Celasin'in de katıldığı
törenle verildi.
Akıncı'daki 4. Ana Jet
Üs Komutanhğf nda
düzenlenen törende
konuşan Hava
Kuvvetleri Komutanlığı
Harekât Başkanı
Tümgeneral Hasan
Aksay. vatan
savunmasında yüce
Türk milletinin
güvenine layık olmayı
vazgeçilmez hedef
olarak gördüklerini
söyledi.
Satılacak kamu
arazileri geliri
• ANKARA (AA)-
Türkiye genelinde satışı
yapılacak kamu arazileri
toplam 1 milyon 200 bin
parsel olarak
belirlenirken bu
arazilerin satışmdan
tahminen 119 katrilyon
gelir elde edilmesi
bekleniyor. Tapu
Kadastro Genel Müdürü
Necdet Poyraz, kamu
arazisi satışında öncelik
verilecek 12 ilin
belirlendiğini bildirdi.
Bu illerin Adana, Bursa,
Antalya, Denizli, Aydın.
Hatay. tzmir, Istanbul,
Mersin. Muğla, Ankara
ve Konya'dan
oluştuğunu anlatan
Poyraz, bu aşamada
yapılması gereken şeyin,
elden çıkarmanın
şartlannın belirlenmesi
olduğunu vurguladı.
Tüm hizmet alanlannı serbestleştiren anlaşma, 2002 yılı sonuna hazırlanıyor
LIILS devlete çalımMUTLU DEMİRKAN
Eğitimdensağlığa, kültürden
ulaşıma tüm hizmet alanlannuı
serbest piyasaya açılması için
yasal düzenlemeler getiren ilk
çok taraflı yatınm ve ticaret an-
laşması olan GATS, içeriği ka-
muoyundan ve hatta devlet yet-
kililerinden bile gizlenerek ka-
bul ettirilmeye çahşılıyor. Dün-
ya Ticaret Örgürü (DTÖ) içeri-
sinde çalışmalan sürdürülen
GATS konusundaki bir rapor
anlaşmanın içerdiği tehlikelere
dikkat çekiyor.
• Anlaşma hakkında örgütün eski başkanlanndan Renato
Roggerio'nun "Korkanm şu anda ne hükümetler, neyin altına
imza attıklannm ne de şirketler neler kazandığının farkındalar"
sözleri, anlaşmanın içerdiği tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor.
Hizmet Ticareti Genel An-
laşması olan GATS'ın. ulusla-
rarası anlaşmalarda daha önce
ticaret politikası içinde tanım-
lanan alanlan bile piyasa eko-
nomisine açarak, hizmetler
alanına yatınm yapacak ya-
bancı şirketlere, yerlilere tanı-
nan haklann aynısını uygulan-
masını şart koşuyor.
Türkiye MAI ve Küreselleş-
me Karşıtı Çalışma Grubu
Sözcüsü Gaye Yılmaz'a göre,
anlam ve içeriğinin tanımlan-
maması için DTÖ'nün ciddi
çaba sarf ettiği GATS görüş-
meleri, 11 ana başlık altmda
yürütüyor. Yürütülen gizlilik
sayesinde, anlaşma hayata ge-
çirildiğinde yazılması unutul-
muş boyutlan bile kapsayabi-
lecek kadar esnek bir metin el-
de edilmesi planlanıyor. Piya-
sanın 'acımasız' ellerine teslim
edilmesi konusunda anlaşılan
temel kategoriler şunlar:
1- Telefon, posta ve diğer
iletişim hizmetleri.
2- Inşaat ve bağlantıh mü-
hendislik hizmetleri.
Küreselleşme karşrtlan, MAI anlaşmasının ortaya çıkmasının ardından, toplumsal yaşamı ipotek altma alan örgürJere savaş açö.
GATS (The General Agreement on Trade in
Services) Hizmet Ticareti Genel Anlaşma-
sı'dır. 1947 yılında imzalanan Tarifeler ve Ti-
caret Genel Anlaşması (GATT) kapsamında
1986-1994 yıllannda yapılan Unıguay Roun-
du'nda GATT'a dahil edilmiştir. GATS müza-
kereleri, GATT'ın devamı olarak 1.1.1995 ta-
rihinde faaliyete geçirilen Dünya Ticaret Ör-
gütü (DTÖ) içerisinde sürdürülmekte ve 2002
yılı sonunda bitirilmesi hedeflenmektedir.
3- Eğitim.
4-Su iletim sistemleri. ener-
ji ve atık su işleme.
5- Tüm çevresel hizmetler.
6- Finansal, mali ve banka-
cılık hizmetleri.
7- Sosyal hizmetleri de kap-
sayan sağlık hizmetleri.
8- Turizm, seyahat ve bu iki
sektörle bağlantıh tüm hizmet
ve ürünlerin üretimi.
9- Kültürel ve sportif hiz-
metler.
10- Kara, hava, deniz ve tüm
diğer ulaşım hizmetleri.
11- Diğer hizmet alanlan.
Hizmete konu olan ürünün
üretiminin de piyasa koşullan-
na uygun olarak gerçekleştiril-
mesi gerekiyor. Hizmetlerin ar-
zı ve tüketimi GATS içinde 4
ana başlık altında ele alınıyor:
1- Suur ötesi hizmet ara: Bir
üye ülkede üretilen bir hizme-
tin, birbaşka üye ülkede satıl-
ması. Örnek: Uluslararası pos-
ta ve iletişim hizmetleri.
2- Hizmetin üye ülke dışında-
ki kişilerce tüketilmesi: Üye ül-
kede üretilen bir hizmetin, ay-
nı ülkede geçici olarak bulunan
başka bir üye ülke yurttaşına
sunulması. Örnek: Turizm.
3- Tîcari bir varhk oluştur-
mak: Bir ülkenin, diğer üye ül-
kenin topraklannda oluşturu-
lan ticari varhk. Örnek: Ya-
bancı bankalann başka ülkeler-
de şube açması.
4-Gerçek kişilerinvarlığı: Bir
üye ülkenin bir servis sağlayı-
cısı tarafmdan sağlanan hiz-
metlerin, başka bir üye ülkenin
farklı bir üye ülkedeki yurt-
taşlan üzerinden ticarete konu
edilmesi. Bu madde ile dünya
çapında faaJiyet gösteren lojis-
tik (UPS ve DHL benzeri) şır-
ketlerin ülkelerdeki sığınmacı
ya da göçmenleri tüm haklan
ihlal ederek istihdam etnıesi
meşrulaştınlıyor.
Sosyalhizmeüer rekabetinpençesinde
GATS, ticari olmayan alanlarda bileyabancı devlerin deyeralacağı birpiyasa ortamıyamtacak
DTÖ Sekretaryası, anlaşma-
nın hiçbir bölümünde ülkelerin
•kamu hizmetlerini özeDeştir-
nıek zorunda olduklan gibi bir
cümlenin olmadığT şeklinde
bir savunma geliştirmiş olma-
sına karşın anlaşmanın kaleme
alınması sırasında kullanılan
belirsiz dilin, hükümlerin özel-
leştinneden çok daha öteye gi-
debileceğini ortaya koyduğu
ifade ediliyor.
MAI Karşıtlan Çalışma
Grubu, anlaşmanın etki alanı-
na giren bazı hizmet alanlann-
da oluşabilecek etkileri şöyle
belirlemiş:
Eğitlm hizmetleri:
Eğitimin piyasa ekonomisi-
ne açılması cümlesinden, iki
sonuç çıkanlması gerekiyor:
1- Kamu eğitim kurumlan
serbest piyasa ve serbest reka-
bete uygun hareket etmek zo-
rundalar.
2- Kamu, eğitim vermekten
vazgeçerek piyasa işleyişine
engel oluşturmamış olacak.
Eğer, kamu piyasa ekonomi-
sine uygun
bir tarzda
eğitim verme
karan alırsa
okullar piyasa öl-
çütünde fiyatlandı-
nlacak, eğitim perso-
neli sosyal açıdan korunmaya-
cak ve kamu, özel okullardan
daha kaliteli bir eğitim veriyor-
sa bu hizmeti mutlaka özel
okullardan daha pahalı bir be-
delle verecek ki özel eğitim şir-
ketleri kamu okullanyla öz-
gürce rekabet edebilsin.
Sağlık hizmetleri:
GATS müzakerecileri top-
lum sağlığı ve doğrudan sağlık
hizmetlerinin anlaşma kapsa-
mına dahil edilmeyeceğini be-
lirtiyorlar ve
gelinen nok-
tadaki boyu-
tu da şöyle
açıklıyor-
lar:
Hastane-
lerin otel ve lokanta hizmetle-
ri ile idari (muhasebe, yönetim
vb.) hizmetleri aynlarak piya-
sa ekonomisine açılacak. Ka-
mu sağlık hizmetleri tam anla-
mıyla piyasa ekonomisi koşul-
lannda verilmezse bu birimle-
rin de ya özelleştirilmesi ya da
kamu tarafından piyasa fiyatla-
nnda satılması gerekiyor. Şim-
dilik ve sadece en yoksul grup-
lar için kamunun belli sağlık
hizmetlerini vermeye devam
etmesine göz yumuluyor.
Su daflıtım hlzmetlerl:
GATS'nin bu maddesiyle
hedeflenen sadece suyun ye-
relde boru hatlanyla iletimi de-
ğil kuşkusuz. Su kaynaklannın
da kamudan özel sektöre el de-
ğiştirmesi amaçlaruyor. Bu ko-
nu özellikle düşük gelir gru-
bundaki ülkeler için yaşamsal
sorunlar üretme potansiyeline
sahip. Aylık gelirinizin üçte bi-
rini su faturası olarak ödediği-
nizi bir hayal edin. Böyle bir
gelişmenin iki türlü sonucu
olacaktır: 1- Daha az su kulla-
nılması. 2- Kullanılan su mik-
tannda bir değişiklik yapma-
dan diğer yaşamsal harcama-
larda kısıntıya gidilmesi.
Birinci tercihin kullanılma-
sı halinde toplum sağlığı ciddi
bir tehdit altmda olacak, ikin-
ci tercihte ise psikolojik ve sos-
yolojik yeni sorunlar doğa-
cak. Suyun piyasa ekono-
misine açılmasırun bir diğer
çok önemli boyutu ise tanm-
sal üretim. Özellikle ulusal
gelirinin önemli bir bölümü-
nü tanm üretiminden sağla-
yan ülkelerde tanm giderek
küçülmek zorunda kalacak.
GATS'deki suyun özelleşti-
rilmesi planlannın miman ise
Avrupa Birliği Komisyonu.
Komisyon, müzakerelerdeki
pazarlıklan sanki Avrupa şir-
ketleri adma yürütüyor: Suez
Lyonnaise des Eaux ve Gene-
rale des Eaux isimli şirketler,
faaliyetini dünya çapında sür-
düren, özelleştirmelerde önp-
landa yer alan gruplar.
Turizm hizmetleri:
Pasaport, vize işlemlerin-
den, suyun ve tanmsal gıdamn
piyasa ekonomisine
> açılmasına, turizm
» v
mes
'
e
"
c
liselerininözel-
' "-' leştirilmesinden, turizm
personelinin reka-
r bet koşullannda is-
tihdam edilmesine
(asgari ücret, sosyal güvenlik
v.b. sosyal kazammlann olma-
dığı bir işgücü piyasası) ve her
türlü kamusal ulaşımın özel-
leştirilmesine kadar her şeyi
MAI deyatınmcı lehine ve ulus devletler
ve halklan aleyhine var olanpek çok
madde GATSde deyer alıyor. Örneğin
anlaşma imzalandıktan sonra eğer
herhangi bir ülkeyüklenimlerinden
kaçacakya da hizmet tacirlerinin
beğenmediği uygulamalara
girişecek olursa, hizmet
yatınmcılanna
DTÖ'nün
Tahkim
Kurulu na gitme
hakh tanınıyor.
MAI ile benzerlik şaşırtıcı
Anlaşmanın sermaye yan-
lısı ve geri dönülmez yapısı,
1994 yüından beri görüşme-
leri gizlice sürdürülen ve
1997 yılında kamuoyu gün-
demine gelen Çoktaraflı Ya-
tınm Anlaşmasrnı (MAI)
anımsatıyor.
MAI'de yatınmcı lehine ve
ulus devletler aleyhine varo-
lan pek çok madde GATS'ta
da yer alıyor. Örneğin anlaş-
ma imzalandıktan sonra eğer
herhangi bir ülke yüklenim-
lerinden kaçacak ya da hiz-
met tacirlerinin beğenmediği
uygulamalara girişecek olur-
sa, hizmet yatınmcılanna
DTÖ'nün Tahkim Kurulu'na
gitme hakkı tanınıyor.
Anlaşmada, yatırımcının
potansiyel kâr kayıplanmn
bile ev sahibi ülke tarafından
karşılanması kararaltına ahn-
mış durumda.
Ulusal muamele hükmü,
GATS'de de aynen var: Ya-
bancı yatınmcılara yerliler
ile ayru, eşit haklar uygula-
nacak. Örneğin Eximbank
üzerinden KOBl'lere sağla-
nan ucuz krediler ya tüm ya-
tınmcılara da verilmek ya da
kaldınlmak zorunda.
MAI Anlaşma Taslağın-
daki Uluslararası Tahkim
Hükümlerinin tümü GATS
Anlaşmasında da aynı şek-
li ile geçerli.
içine alan bu madde, halkın ya-
şamını başlı başına etkileyen
bir içeriğe sahip.
Haplshaneler:
Hapishanelerin de Hizmet
Ticareti Genel Anlaşması kap-
_______ samına alın-
ması, ucuz
emek cenneti
olarak kullanı-
lan ABD'deki
örnekleri akla
getiriyor. ABD'de halihazırda
kâr amacıyla faaliyet gösteren
193 hapishane işletmesi bulu-
nuyor. Bu şirketlerin sadece
1998 yılında elde ettikleri kâr
ise 1 milyar Amerikan Dolan.
Bu şirketlerin bazılan ulusö-
tesi çalışıyor. Porto Rico, In-
giltere, G.Afrika, Avustralya
ve Kanada'da da mahkûmlar
üzerinden ticaret yapıyorlar.
Amerika'da aynca toplam 36
eyalette özel hapishaneler için-
de özel şirketler için üretim bi-
rimleri oluşturulmasına izin
verilmiş ve mahkûmlar, bu
fabrikalarda zorla çalıştınlıyor.
işçller ve sendikalar.-
GATS. başta pek
3> çok hizmetin in-
ç=j'§ ternetüzerinden
jı verilmesini hız-
( landırmak sure-
tiyle tüm dünya-
da emeği ucuzlatıp emek hare-
ketini daha da zayıflatacak.
Kamu hizmetlerinin serbest pi-
yasaya açılması kamudaki ör-
gütlü işçilerin yerini örgütsüz
ve daha ucuz emeğe terk etme-
si sonucunu > aratacak.
Emeklltlk fonlari:
Sosyal güvealik sistemleri-
nin özelleştirilmesi hedefi, bu
alanı bir amaç hali-
ne getirirken
özelleştirilen
emeklilik fonla-
nnın, yeni özel-
leştirmelerde
-' şirketlerin ser-
mayesi olarak
kullanılmasıyla
bu hizmet, para karşılığında sa-
tılan bir araç gibi kullanılıyor.
CUMARTESt
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
İnsanın Evrendeki
Yeri».
Ahmet Cemal'in "Yaşamayı Daraltmak..." baş-
lıklı yazısını ("Cumhuriyet", 7 Haziran Perşembe)
umarım kaçırmamışsınızdır. Yazarın usul sesli ama
güçlü üslubuyla insana ılişkin temel bir kavramın
dile getirildiği yazının çıkış noktası olan cümle şuy-
du: "...doğum ve ölümün sınırnoktalan arasında-
ki organikbir yaşam boyunca sonsuzluğun boyut-
larını yakalayabilecek tek canlı" insandır... Bu dü-
şünce beni, bir yönüyle, şu sıralarda üzerinde el-
den geldiğince derinliğine düşünerek, notlar ala-
rak okuduğum bir kıtaba, Max Scheler'in "İnsa-
nın Kosmostaki Ven"ne; bir başka yönüyle de ve
Scheler'in kitabından daha da çok, bir kez daha
Manc'ın insan ve ahlâk sorunsalına götürdü...
• • •
Alman düşünür Scheler'in kitabını (Ayraç Yayı-
nevi, Kasım 1998), her şeyden önce, "felsefi ant-
ropoloji"n\n kurucusu sayıldığını öğrendiğim bu
düşünürün çetrefil, çetin, sıkı düşünce örgüsünü
Türkçeye aktarmayı başaran. çevirmen Harun Te-
pe'nin çabasına duyduğum saygı ve hayranlıkla
okudum. Bu çeviri beni, dilimizin bilim (felsefe) di-
li olarak da gücü ve olanakları konusunda umut-
landırdı... (Çevirmenın söz konusu kitaptaki aydın-
latıcı ve kapsamlı giriş yazısını da aynca anmak ge-
rekir.) Max Schelerın düşüncesini özetlemeye ge-
lince, bu pek kolay değıl! Ruh (düşünce)-beden
ilişkisinde maddeci ve diyalektik yaklaşımına kar-
şın, Alman düşünürün yine de, insanı fiziksel (ve
toplumsal) varoluştan yalıtlayarak ona "ide "ler ev-
reninde bir varoluş alanı oluşturduğunu, asıl varo-
luş alanı olarak bu "/de"ler evreninı gördüğünü, bu
nedenle de eninde sonunda idealist felsefe alanın-
da kaldığını düşünüyorum... Buna karşılık, düşün-
cede derinleşmek olgusu, insana evrendeki ola-
ğanüstü yerini sağlayan bu yetenek, heyecan ve-
rici... Scheler'in görüşlerine zaman zaman döne-
ceğimi düşünüyorum...
• • •
Ahmet Cemal, yazısının devamında, insanın bu
yeteneğine (düşüncesiyle sonsuzluğun boyutları-
nı yakalayabilecek olmasına), "günümüzün ege-
men modeli kılınmak istenen tüketim toplumu"
ahlâkının ve "çoğu dinlerinki de içinde olmak üze-
re tüm egemenlikideolojileri"r\'m neden "can düş-
manı"olduklarını açıklıyor: Bu yeteneğinin bilinci-
ne (bu demektir ki insan olma bilincine) sahip olan
kişi, başkaca da hiçbir sınırlamaya boyun eğme-
yecek demektir... Burada benim aklıma gelen so-
ru, düşünce kavramının salt düşünce olgusuyla
sınırlanıp sınırlanamayacağıdır... Marksist felsefe-
yi tüm idealist felsefelerın ötesine taşıyan bazı te-
mel kavramlar da sanıyorum ki tam bu noktada
açıklayıcı olmaktadır...
• • •
Bu sütundayayımlanan "Marksizm ve Ahlâk Üze-
rine" başlıklı iki yazımdan sonra konu üzerinde dü-
şünmeyi sürdürürken kitaplığımdan çıkararak oku-
mayakoyulduğumbiryazılartoplamında("6/r/tom"
dergisi, Nisan 1996) Ahmet Insel'in "Marx ve Bir
Etik Sorumluluk Olarak Sosyalizm" başlıklı yazısı
hem Marksizm ve ahlâk ılışkisi sorununa, hem de
yukardaki soruya net yanıtlar getiriyor. Hegel felse-
fesini eleştirirken Marx şöyle demektedir: "Hegel
bütünselgerçek ve gerçek bütünlüğü birinsanîdü-
şünme faaliyetinin içine sığdırır. İnsanın kendiniya-
ratması, Hegel'e göre, düşünen insanın biçimsel ve
soyut bir eylemidir..." ("1844 Elyazmalan"ndan A.
Insel'in özeti.) Oysa, ("Feurbach Üzerine Tezler"\n
sonuncusundaki ünlü cümleyle) "Filozoflar sade-
ce, dünyayı farklı bıçimde yorumladılar, önemli olan
onu değiştirmektir."
• • •
Düşünmek ve düşüncede derinleşmek, ölüm-
süzlüğü andıran bir sınırsızlık duygusu, sadece in-
sana özgü olağanüstü, heyecan verici yetenek...
Bu yeteneğin kullanılmaması ya da farkında bile
olmayış, insan olmayı gerçek anlamıyla yaşayama-
manın bir başka tanımı olsa gerek... Öte yandan,
maddi dünyanın ürünü olduğumuzu, düşüncede
gerçek değişikliğin de ancak maddi dünyadaki de-
ğişimlerle gerçekleşeceği bilincine sahip olmak...
Sanıyorum ki insanın evrendeki yeri sorusunun en
sağlam yanıtı, yaşamın daraltılmasına, her türlü in-
sanca (düşünsel ya da fiziksel) gereksinimlerini
karşılamasının (insanlığını yaşayıp gerçekleştirme-
sinin) önündeki engellere karşı mücadele bilinci,
adil ve ahlâklı bir toplumsal düzene ulaşmasının
yolu, her şeyden önce, düşünce ve eylemin bu kar-
şılıklı ilişkisinde, ayrılmaz bütünselliğindedir...
Bir not: Cezaevleri Genel Müdürü Şayın Erto-
sun'/a hükümlü babası Sayın Halil Özpolat'fan
uzun birer açıklama aldım. Birbirine karşıt savlar
içeren bu iki açıklamayı önümüzdeki hafta birlik-
te değerlendirmeyi düşünüyorum.
e-mail: ataolb « cumhuriyet.com.tr
Faks:0212-513 85 95
Aytac Durak'tan özeleştiri:
Tanmm çöküşünden
belediyeler de sorumlu
SA\AŞ KLRKLÜ
ADANA-Türk Bele-
diyeler Birliği ve Ada-
na Büyükşehir Belediye
Başkanı A>taç Durak.
özeleştiri yaparak tan-
mın bugünkü kötü du-
rumundan parlamento
ve üniversiteler kadar
belediyelerin de sorum-
lu olduğunu söyledi.
Aytaç Durak, yaptığı
açıklamada, "Unutul-
mamalı ki. Türkiye'de
ikinci bir Çukurova >ok.
Bu bereketli topraklar
üzerinde kaçak yapılaş-
nıaya göz yunıan, sana-
>ileşme\e açan yasalan
çıkaran parlamento
başta olmak üzere üni-
versiteler, belediyeler,
biz, hepimiz sorumlu-
\ıız"dedi.
Çukurova'nın tanma
öncülük ettiği eski gör-
kemli günleri ammsa-
tan Durak, şöyle devam
etti: "Devletimiz, 50-60
yıl önce Çukurova deha-
sının sulanması için 150
m3/sn su aktaran Sey-
han regülatörü ile sula-
nıa kanallannı yapnuş-
tı. Aradan geçen sürec-
te başka bir çalışma ol-
madL Şu anda Sej han-
Ceyhan nehirleri ara-
sında kalan 500-600 bin
dekar arazi sulanama-
maktadır."