13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2001 CUMARTESİ HABERLER Yeniden kılavuzda • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Daha önce ÖSS kılavuzundan YÖK karanyla çıkanlan Fatih Üniversitesi. idari mahkemelerin aldığı yürütme karannın ardından yeniden ÖSS kılavuzuna alındı. Yükseköğretim Genel Kurulu"nun2001 yılı Ocak ayında aldığı kararla irticanın odağı olduğu ve üniversite mallannı üniversitenin kurucu vakfına devretmediği gerekçesiyle 2001 yılı OSS kılavuzundan çıkarılmasını öngördüğü Fatih Üniversitesi. idari mahkemelere giderek yürütmeyi durdurma karan almıştı. Fatih Üniversitesi böylece gelecek yıl tıp fakültesi dışındaki tüm bölümlerine öğrenci alabilecek. Kaza, uçağa ozgu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Akıncı'da geçen ay test uçuşu yaparken düşen ve l'i Türk 3'ü Ispanyol olmak üzere 4 kişinin ölümüne neden olan CASA kazasıyla ilgili yapılan incelemede, "kazanın muhtemel sebebinin sadece bu uçağa özgü olduğu ve geriye kalan uçaklann emniyeti açısından hiçbir etkisinin olmayacağı" sonucuna vanldı. 18 Mayıs'ta meydana gelen uçak kazası sonrası EADS-CASA/Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ(TAI)' tarafından yapılan ortak açıklamada, "Yapılan incelemede, kazanın muhtemel sebebinin sadece bu uçağa özgü olduğu ve geriye kalan uçaklann emniyeti açısından hiçbir etkisinin olmayacağı sonucuna vanlmıştır" denildi. Başarılı havacılara ödül • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hava Kuvvetleri Komutanhğı2001 Yılı Hava Atış Yanşmalan ile Fransa'da yapılan Avrupa Taktiİc Hava Ulaştırma Yanşması'nda (European Tactical Airlift Meet-ETAM- 2001)1. olan personele ödülleri, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ergin Celasin'in de katıldığı törenle verildi. Akıncı'daki 4. Ana Jet Üs Komutanhğf nda düzenlenen törende konuşan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanı Tümgeneral Hasan Aksay. vatan savunmasında yüce Türk milletinin güvenine layık olmayı vazgeçilmez hedef olarak gördüklerini söyledi. Satılacak kamu arazileri geliri • ANKARA (AA)- Türkiye genelinde satışı yapılacak kamu arazileri toplam 1 milyon 200 bin parsel olarak belirlenirken bu arazilerin satışmdan tahminen 119 katrilyon gelir elde edilmesi bekleniyor. Tapu Kadastro Genel Müdürü Necdet Poyraz, kamu arazisi satışında öncelik verilecek 12 ilin belirlendiğini bildirdi. Bu illerin Adana, Bursa, Antalya, Denizli, Aydın. Hatay. tzmir, Istanbul, Mersin. Muğla, Ankara ve Konya'dan oluştuğunu anlatan Poyraz, bu aşamada yapılması gereken şeyin, elden çıkarmanın şartlannın belirlenmesi olduğunu vurguladı. Tüm hizmet alanlannı serbestleştiren anlaşma, 2002 yılı sonuna hazırlanıyor LIILS devlete çalımMUTLU DEMİRKAN Eğitimdensağlığa, kültürden ulaşıma tüm hizmet alanlannuı serbest piyasaya açılması için yasal düzenlemeler getiren ilk çok taraflı yatınm ve ticaret an- laşması olan GATS, içeriği ka- muoyundan ve hatta devlet yet- kililerinden bile gizlenerek ka- bul ettirilmeye çahşılıyor. Dün- ya Ticaret Örgürü (DTÖ) içeri- sinde çalışmalan sürdürülen GATS konusundaki bir rapor anlaşmanın içerdiği tehlikelere dikkat çekiyor. • Anlaşma hakkında örgütün eski başkanlanndan Renato Roggerio'nun "Korkanm şu anda ne hükümetler, neyin altına imza attıklannm ne de şirketler neler kazandığının farkındalar" sözleri, anlaşmanın içerdiği tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor. Hizmet Ticareti Genel An- laşması olan GATS'ın. ulusla- rarası anlaşmalarda daha önce ticaret politikası içinde tanım- lanan alanlan bile piyasa eko- nomisine açarak, hizmetler alanına yatınm yapacak ya- bancı şirketlere, yerlilere tanı- nan haklann aynısını uygulan- masını şart koşuyor. Türkiye MAI ve Küreselleş- me Karşıtı Çalışma Grubu Sözcüsü Gaye Yılmaz'a göre, anlam ve içeriğinin tanımlan- maması için DTÖ'nün ciddi çaba sarf ettiği GATS görüş- meleri, 11 ana başlık altmda yürütüyor. Yürütülen gizlilik sayesinde, anlaşma hayata ge- çirildiğinde yazılması unutul- muş boyutlan bile kapsayabi- lecek kadar esnek bir metin el- de edilmesi planlanıyor. Piya- sanın 'acımasız' ellerine teslim edilmesi konusunda anlaşılan temel kategoriler şunlar: 1- Telefon, posta ve diğer iletişim hizmetleri. 2- Inşaat ve bağlantıh mü- hendislik hizmetleri. Küreselleşme karşrtlan, MAI anlaşmasının ortaya çıkmasının ardından, toplumsal yaşamı ipotek altma alan örgürJere savaş açö. GATS (The General Agreement on Trade in Services) Hizmet Ticareti Genel Anlaşma- sı'dır. 1947 yılında imzalanan Tarifeler ve Ti- caret Genel Anlaşması (GATT) kapsamında 1986-1994 yıllannda yapılan Unıguay Roun- du'nda GATT'a dahil edilmiştir. GATS müza- kereleri, GATT'ın devamı olarak 1.1.1995 ta- rihinde faaliyete geçirilen Dünya Ticaret Ör- gütü (DTÖ) içerisinde sürdürülmekte ve 2002 yılı sonunda bitirilmesi hedeflenmektedir. 3- Eğitim. 4-Su iletim sistemleri. ener- ji ve atık su işleme. 5- Tüm çevresel hizmetler. 6- Finansal, mali ve banka- cılık hizmetleri. 7- Sosyal hizmetleri de kap- sayan sağlık hizmetleri. 8- Turizm, seyahat ve bu iki sektörle bağlantıh tüm hizmet ve ürünlerin üretimi. 9- Kültürel ve sportif hiz- metler. 10- Kara, hava, deniz ve tüm diğer ulaşım hizmetleri. 11- Diğer hizmet alanlan. Hizmete konu olan ürünün üretiminin de piyasa koşullan- na uygun olarak gerçekleştiril- mesi gerekiyor. Hizmetlerin ar- zı ve tüketimi GATS içinde 4 ana başlık altında ele alınıyor: 1- Suur ötesi hizmet ara: Bir üye ülkede üretilen bir hizme- tin, birbaşka üye ülkede satıl- ması. Örnek: Uluslararası pos- ta ve iletişim hizmetleri. 2- Hizmetin üye ülke dışında- ki kişilerce tüketilmesi: Üye ül- kede üretilen bir hizmetin, ay- nı ülkede geçici olarak bulunan başka bir üye ülke yurttaşına sunulması. Örnek: Turizm. 3- Tîcari bir varhk oluştur- mak: Bir ülkenin, diğer üye ül- kenin topraklannda oluşturu- lan ticari varhk. Örnek: Ya- bancı bankalann başka ülkeler- de şube açması. 4-Gerçek kişilerinvarlığı: Bir üye ülkenin bir servis sağlayı- cısı tarafmdan sağlanan hiz- metlerin, başka bir üye ülkenin farklı bir üye ülkedeki yurt- taşlan üzerinden ticarete konu edilmesi. Bu madde ile dünya çapında faaJiyet gösteren lojis- tik (UPS ve DHL benzeri) şır- ketlerin ülkelerdeki sığınmacı ya da göçmenleri tüm haklan ihlal ederek istihdam etnıesi meşrulaştınlıyor. Sosyalhizmeüer rekabetinpençesinde GATS, ticari olmayan alanlarda bileyabancı devlerin deyeralacağı birpiyasa ortamıyamtacak DTÖ Sekretaryası, anlaşma- nın hiçbir bölümünde ülkelerin •kamu hizmetlerini özeDeştir- nıek zorunda olduklan gibi bir cümlenin olmadığT şeklinde bir savunma geliştirmiş olma- sına karşın anlaşmanın kaleme alınması sırasında kullanılan belirsiz dilin, hükümlerin özel- leştinneden çok daha öteye gi- debileceğini ortaya koyduğu ifade ediliyor. MAI Karşıtlan Çalışma Grubu, anlaşmanın etki alanı- na giren bazı hizmet alanlann- da oluşabilecek etkileri şöyle belirlemiş: Eğitlm hizmetleri: Eğitimin piyasa ekonomisi- ne açılması cümlesinden, iki sonuç çıkanlması gerekiyor: 1- Kamu eğitim kurumlan serbest piyasa ve serbest reka- bete uygun hareket etmek zo- rundalar. 2- Kamu, eğitim vermekten vazgeçerek piyasa işleyişine engel oluşturmamış olacak. Eğer, kamu piyasa ekonomi- sine uygun bir tarzda eğitim verme karan alırsa okullar piyasa öl- çütünde fiyatlandı- nlacak, eğitim perso- neli sosyal açıdan korunmaya- cak ve kamu, özel okullardan daha kaliteli bir eğitim veriyor- sa bu hizmeti mutlaka özel okullardan daha pahalı bir be- delle verecek ki özel eğitim şir- ketleri kamu okullanyla öz- gürce rekabet edebilsin. Sağlık hizmetleri: GATS müzakerecileri top- lum sağlığı ve doğrudan sağlık hizmetlerinin anlaşma kapsa- mına dahil edilmeyeceğini be- lirtiyorlar ve gelinen nok- tadaki boyu- tu da şöyle açıklıyor- lar: Hastane- lerin otel ve lokanta hizmetle- ri ile idari (muhasebe, yönetim vb.) hizmetleri aynlarak piya- sa ekonomisine açılacak. Ka- mu sağlık hizmetleri tam anla- mıyla piyasa ekonomisi koşul- lannda verilmezse bu birimle- rin de ya özelleştirilmesi ya da kamu tarafından piyasa fiyatla- nnda satılması gerekiyor. Şim- dilik ve sadece en yoksul grup- lar için kamunun belli sağlık hizmetlerini vermeye devam etmesine göz yumuluyor. Su daflıtım hlzmetlerl: GATS'nin bu maddesiyle hedeflenen sadece suyun ye- relde boru hatlanyla iletimi de- ğil kuşkusuz. Su kaynaklannın da kamudan özel sektöre el de- ğiştirmesi amaçlaruyor. Bu ko- nu özellikle düşük gelir gru- bundaki ülkeler için yaşamsal sorunlar üretme potansiyeline sahip. Aylık gelirinizin üçte bi- rini su faturası olarak ödediği- nizi bir hayal edin. Böyle bir gelişmenin iki türlü sonucu olacaktır: 1- Daha az su kulla- nılması. 2- Kullanılan su mik- tannda bir değişiklik yapma- dan diğer yaşamsal harcama- larda kısıntıya gidilmesi. Birinci tercihin kullanılma- sı halinde toplum sağlığı ciddi bir tehdit altmda olacak, ikin- ci tercihte ise psikolojik ve sos- yolojik yeni sorunlar doğa- cak. Suyun piyasa ekono- misine açılmasırun bir diğer çok önemli boyutu ise tanm- sal üretim. Özellikle ulusal gelirinin önemli bir bölümü- nü tanm üretiminden sağla- yan ülkelerde tanm giderek küçülmek zorunda kalacak. GATS'deki suyun özelleşti- rilmesi planlannın miman ise Avrupa Birliği Komisyonu. Komisyon, müzakerelerdeki pazarlıklan sanki Avrupa şir- ketleri adma yürütüyor: Suez Lyonnaise des Eaux ve Gene- rale des Eaux isimli şirketler, faaliyetini dünya çapında sür- düren, özelleştirmelerde önp- landa yer alan gruplar. Turizm hizmetleri: Pasaport, vize işlemlerin- den, suyun ve tanmsal gıdamn piyasa ekonomisine > açılmasına, turizm » v mes ' e " c liselerininözel- ' "-' leştirilmesinden, turizm personelinin reka- r bet koşullannda is- tihdam edilmesine (asgari ücret, sosyal güvenlik v.b. sosyal kazammlann olma- dığı bir işgücü piyasası) ve her türlü kamusal ulaşımın özel- leştirilmesine kadar her şeyi MAI deyatınmcı lehine ve ulus devletler ve halklan aleyhine var olanpek çok madde GATSde deyer alıyor. Örneğin anlaşma imzalandıktan sonra eğer herhangi bir ülkeyüklenimlerinden kaçacakya da hizmet tacirlerinin beğenmediği uygulamalara girişecek olursa, hizmet yatınmcılanna DTÖ'nün Tahkim Kurulu na gitme hakh tanınıyor. MAI ile benzerlik şaşırtıcı Anlaşmanın sermaye yan- lısı ve geri dönülmez yapısı, 1994 yüından beri görüşme- leri gizlice sürdürülen ve 1997 yılında kamuoyu gün- demine gelen Çoktaraflı Ya- tınm Anlaşmasrnı (MAI) anımsatıyor. MAI'de yatınmcı lehine ve ulus devletler aleyhine varo- lan pek çok madde GATS'ta da yer alıyor. Örneğin anlaş- ma imzalandıktan sonra eğer herhangi bir ülke yüklenim- lerinden kaçacak ya da hiz- met tacirlerinin beğenmediği uygulamalara girişecek olur- sa, hizmet yatınmcılanna DTÖ'nün Tahkim Kurulu'na gitme hakkı tanınıyor. Anlaşmada, yatırımcının potansiyel kâr kayıplanmn bile ev sahibi ülke tarafından karşılanması kararaltına ahn- mış durumda. Ulusal muamele hükmü, GATS'de de aynen var: Ya- bancı yatınmcılara yerliler ile ayru, eşit haklar uygula- nacak. Örneğin Eximbank üzerinden KOBl'lere sağla- nan ucuz krediler ya tüm ya- tınmcılara da verilmek ya da kaldınlmak zorunda. MAI Anlaşma Taslağın- daki Uluslararası Tahkim Hükümlerinin tümü GATS Anlaşmasında da aynı şek- li ile geçerli. içine alan bu madde, halkın ya- şamını başlı başına etkileyen bir içeriğe sahip. Haplshaneler: Hapishanelerin de Hizmet Ticareti Genel Anlaşması kap- _______ samına alın- ması, ucuz emek cenneti olarak kullanı- lan ABD'deki örnekleri akla getiriyor. ABD'de halihazırda kâr amacıyla faaliyet gösteren 193 hapishane işletmesi bulu- nuyor. Bu şirketlerin sadece 1998 yılında elde ettikleri kâr ise 1 milyar Amerikan Dolan. Bu şirketlerin bazılan ulusö- tesi çalışıyor. Porto Rico, In- giltere, G.Afrika, Avustralya ve Kanada'da da mahkûmlar üzerinden ticaret yapıyorlar. Amerika'da aynca toplam 36 eyalette özel hapishaneler için- de özel şirketler için üretim bi- rimleri oluşturulmasına izin verilmiş ve mahkûmlar, bu fabrikalarda zorla çalıştınlıyor. işçller ve sendikalar.- GATS. başta pek 3> çok hizmetin in- ç=j'§ ternetüzerinden jı verilmesini hız- ( landırmak sure- tiyle tüm dünya- da emeği ucuzlatıp emek hare- ketini daha da zayıflatacak. Kamu hizmetlerinin serbest pi- yasaya açılması kamudaki ör- gütlü işçilerin yerini örgütsüz ve daha ucuz emeğe terk etme- si sonucunu > aratacak. Emeklltlk fonlari: Sosyal güvealik sistemleri- nin özelleştirilmesi hedefi, bu alanı bir amaç hali- ne getirirken özelleştirilen emeklilik fonla- nnın, yeni özel- leştirmelerde -' şirketlerin ser- mayesi olarak kullanılmasıyla bu hizmet, para karşılığında sa- tılan bir araç gibi kullanılıyor. CUMARTESt YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU İnsanın Evrendeki Yeri». Ahmet Cemal'in "Yaşamayı Daraltmak..." baş- lıklı yazısını ("Cumhuriyet", 7 Haziran Perşembe) umarım kaçırmamışsınızdır. Yazarın usul sesli ama güçlü üslubuyla insana ılişkin temel bir kavramın dile getirildiği yazının çıkış noktası olan cümle şuy- du: "...doğum ve ölümün sınırnoktalan arasında- ki organikbir yaşam boyunca sonsuzluğun boyut- larını yakalayabilecek tek canlı" insandır... Bu dü- şünce beni, bir yönüyle, şu sıralarda üzerinde el- den geldiğince derinliğine düşünerek, notlar ala- rak okuduğum bir kıtaba, Max Scheler'in "İnsa- nın Kosmostaki Ven"ne; bir başka yönüyle de ve Scheler'in kitabından daha da çok, bir kez daha Manc'ın insan ve ahlâk sorunsalına götürdü... • • • Alman düşünür Scheler'in kitabını (Ayraç Yayı- nevi, Kasım 1998), her şeyden önce, "felsefi ant- ropoloji"n\n kurucusu sayıldığını öğrendiğim bu düşünürün çetrefil, çetin, sıkı düşünce örgüsünü Türkçeye aktarmayı başaran. çevirmen Harun Te- pe'nin çabasına duyduğum saygı ve hayranlıkla okudum. Bu çeviri beni, dilimizin bilim (felsefe) di- li olarak da gücü ve olanakları konusunda umut- landırdı... (Çevirmenın söz konusu kitaptaki aydın- latıcı ve kapsamlı giriş yazısını da aynca anmak ge- rekir.) Max Schelerın düşüncesini özetlemeye ge- lince, bu pek kolay değıl! Ruh (düşünce)-beden ilişkisinde maddeci ve diyalektik yaklaşımına kar- şın, Alman düşünürün yine de, insanı fiziksel (ve toplumsal) varoluştan yalıtlayarak ona "ide "ler ev- reninde bir varoluş alanı oluşturduğunu, asıl varo- luş alanı olarak bu "/de"ler evreninı gördüğünü, bu nedenle de eninde sonunda idealist felsefe alanın- da kaldığını düşünüyorum... Buna karşılık, düşün- cede derinleşmek olgusu, insana evrendeki ola- ğanüstü yerini sağlayan bu yetenek, heyecan ve- rici... Scheler'in görüşlerine zaman zaman döne- ceğimi düşünüyorum... • • • Ahmet Cemal, yazısının devamında, insanın bu yeteneğine (düşüncesiyle sonsuzluğun boyutları- nı yakalayabilecek olmasına), "günümüzün ege- men modeli kılınmak istenen tüketim toplumu" ahlâkının ve "çoğu dinlerinki de içinde olmak üze- re tüm egemenlikideolojileri"r\'m neden "can düş- manı"olduklarını açıklıyor: Bu yeteneğinin bilinci- ne (bu demektir ki insan olma bilincine) sahip olan kişi, başkaca da hiçbir sınırlamaya boyun eğme- yecek demektir... Burada benim aklıma gelen so- ru, düşünce kavramının salt düşünce olgusuyla sınırlanıp sınırlanamayacağıdır... Marksist felsefe- yi tüm idealist felsefelerın ötesine taşıyan bazı te- mel kavramlar da sanıyorum ki tam bu noktada açıklayıcı olmaktadır... • • • Bu sütundayayımlanan "Marksizm ve Ahlâk Üze- rine" başlıklı iki yazımdan sonra konu üzerinde dü- şünmeyi sürdürürken kitaplığımdan çıkararak oku- mayakoyulduğumbiryazılartoplamında("6/r/tom" dergisi, Nisan 1996) Ahmet Insel'in "Marx ve Bir Etik Sorumluluk Olarak Sosyalizm" başlıklı yazısı hem Marksizm ve ahlâk ılışkisi sorununa, hem de yukardaki soruya net yanıtlar getiriyor. Hegel felse- fesini eleştirirken Marx şöyle demektedir: "Hegel bütünselgerçek ve gerçek bütünlüğü birinsanîdü- şünme faaliyetinin içine sığdırır. İnsanın kendiniya- ratması, Hegel'e göre, düşünen insanın biçimsel ve soyut bir eylemidir..." ("1844 Elyazmalan"ndan A. Insel'in özeti.) Oysa, ("Feurbach Üzerine Tezler"\n sonuncusundaki ünlü cümleyle) "Filozoflar sade- ce, dünyayı farklı bıçimde yorumladılar, önemli olan onu değiştirmektir." • • • Düşünmek ve düşüncede derinleşmek, ölüm- süzlüğü andıran bir sınırsızlık duygusu, sadece in- sana özgü olağanüstü, heyecan verici yetenek... Bu yeteneğin kullanılmaması ya da farkında bile olmayış, insan olmayı gerçek anlamıyla yaşayama- manın bir başka tanımı olsa gerek... Öte yandan, maddi dünyanın ürünü olduğumuzu, düşüncede gerçek değişikliğin de ancak maddi dünyadaki de- ğişimlerle gerçekleşeceği bilincine sahip olmak... Sanıyorum ki insanın evrendeki yeri sorusunun en sağlam yanıtı, yaşamın daraltılmasına, her türlü in- sanca (düşünsel ya da fiziksel) gereksinimlerini karşılamasının (insanlığını yaşayıp gerçekleştirme- sinin) önündeki engellere karşı mücadele bilinci, adil ve ahlâklı bir toplumsal düzene ulaşmasının yolu, her şeyden önce, düşünce ve eylemin bu kar- şılıklı ilişkisinde, ayrılmaz bütünselliğindedir... Bir not: Cezaevleri Genel Müdürü Şayın Erto- sun'/a hükümlü babası Sayın Halil Özpolat'fan uzun birer açıklama aldım. Birbirine karşıt savlar içeren bu iki açıklamayı önümüzdeki hafta birlik- te değerlendirmeyi düşünüyorum. e-mail: ataolb « cumhuriyet.com.tr Faks:0212-513 85 95 Aytac Durak'tan özeleştiri: Tanmm çöküşünden belediyeler de sorumlu SA\AŞ KLRKLÜ ADANA-Türk Bele- diyeler Birliği ve Ada- na Büyükşehir Belediye Başkanı A>taç Durak. özeleştiri yaparak tan- mın bugünkü kötü du- rumundan parlamento ve üniversiteler kadar belediyelerin de sorum- lu olduğunu söyledi. Aytaç Durak, yaptığı açıklamada, "Unutul- mamalı ki. Türkiye'de ikinci bir Çukurova >ok. Bu bereketli topraklar üzerinde kaçak yapılaş- nıaya göz yunıan, sana- >ileşme\e açan yasalan çıkaran parlamento başta olmak üzere üni- versiteler, belediyeler, biz, hepimiz sorumlu- \ıız"dedi. Çukurova'nın tanma öncülük ettiği eski gör- kemli günleri ammsa- tan Durak, şöyle devam etti: "Devletimiz, 50-60 yıl önce Çukurova deha- sının sulanması için 150 m3/sn su aktaran Sey- han regülatörü ile sula- nıa kanallannı yapnuş- tı. Aradan geçen sürec- te başka bir çalışma ol- madL Şu anda Sej han- Ceyhan nehirleri ara- sında kalan 500-600 bin dekar arazi sulanama- maktadır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle