Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
AIİSİRMEN
Foça'da Çiftçinin Hall
Bahkçıdan Beter
FOÇA - Nihat Dirim'i, Foça'nın başarılı ve.
sevilen belediye başkanı olduğu yıllardatanı-
dım. Kendisi şu anda bir yandan CHP'nin il-
çe başkaniığını yürütürken öbür taraftan da
Bağlararası'nda babadan kalma arazide çift-
çilik yapıyor.'
Ziraat Mühendisi Nihat Dirim, Kemal Der-
viş ile ekonomik pakete dikkatli, ama ılımlı bir
yaklaşım içinde.
Kendisine çiftçiliğin nasıl gittiğini sorduğum-
daverdiği bilgiler, Foça'da çiftçinin halinin ba-
lıkçınınkinden beter olduğunu gösteriyor:
"Ziraat Bankası 'ndan heryıl kredi kullanınm.
2000 Martı'nda aldığım 4 milyan, vadesi olan
2001 Martı'nda ödeyemedim. Bu pazartesi
(11 Haziran) 8 milyar ödeyeceğim.
Buyüzden, geçen yıl kilosu 90.000 TL. 'den
sattığım buğdayımı bu yıl kilosu 145.000 lira-
dan sattım. Taban fiyattan devlete satama-
dım, çünkü onun parayı ne zaman vereceği
belli değil. Yaptığım hesaplara göre, arazi ki-
rasını da ekleyince buğdayın maliyeti bu yıl
160.000 oldu."
•••
Nihat Dirim, 1 yılda buğday üretimindeki bel-
li başlı girdilerdeki artışı da şöyle anlatıyor:
"Mazot: 2000'de tonu 430 milyon, şu anda
780 milyon, yann ne olacağı belli değil.
Gübre: 2000 'de 50 kiloluk torbası 4 milyon,
2001'de 11-12 milyon."
Evet sevgili okurlar, buğday üretimindeki
belli başlı girdilerdeki artış ile fiyat artışı ra-
kamları bunlar.
Hayvancılıkta durumu soruyorum, yanıtları
tüyler ürpertici:
"Koyunun kasaplık et kilo fiyatı 2000'de
2.700.000 liraydı, 2001 'de 2.800.000 TL. ol-
du. Buna karşılık 1 torba yem (50 kg) 1 yıl için-
de 4 milyondan 9 milyona fırladı. Çobanlann
aylık ücreti ise 1 yılda 100'den 200 milyona
çıktı."
•••
Bu durum karşısında şu soruyu sormamak
mümkün değil:
- Peki tanmda durum nereye gidiyor?
Hayvancılıktan başlıyor anlatmaya:
"Fosa'ya ayrılmış30yaşlı koyunumu, tane-
si 33 milyondan, 1 milyara Bursalı bir celebe
sattım. Tecrübeli bir adamdı, bana şunlan
söyledi:
"Benim 500 baş sığır yetiştirecek dona-
tımlı çiftliğim var, yetiştirmiyorum. Kazana-
mayınca neden hayvan yetiştireyim ki?"
Hayvancılık ölecek, insanlarbu işten vazge-
çecekler. Satış organizasyonu da ellerinde ol-
duğu için Pınar Holding, Sek, Maret gibi ku-
ruluşlar üretecekyalnız, bu arada da bizim ili-
ğimizi sömürecekler. Onlarsatışı da ellerinde
tuttukian için rantabl oluyor işletmeleri.
Ama sömürünün boyutunu anlamak için sü-
te bakın! 1 kilo sütü 150-160.000 liradan alıp
700.000 liraya satıyorlar. Bir tek pastöhzas-
yon, nakliye ve ambalaj masrafı var onlann.
Bunlar fiyatın 5'le çarpılmasını haklı gösterir
mi?
Üreticiye, 'ya üretme ya da maliyetini göz-
den geçir' diyohar. Küçük ve orta üretici yok
olacak.
Ama onlar da, yalnız ithalata dayalı olarak
bu işi yürütemezler, kendileh de yok olacak-
lar. Aynca tanm üreticisinin üretmemesinin
doğuracağı sosyal sorunlar da caba."
işte böyle sevgili okurlar.
Türkiye'nin her yöresinin, bir yandan kendi-
ne özgü, bir yandan tüm ülke genelini yansı-
tan sorunları var, Foça'da olduğu gibi. Foçalı
tanm üreticisinin hali, Türkiye'nin geneline öz-
gü, hatta kimi yerlerde durum daha da kötü.
Taban fiyatı, tanmda sübvansiyon vb. gibi
konulan tartışırken bu gerçekleri bilmekte ya-
rar var.
ORAL ÇALIŞLAR
Muayene, Teşhis, Tedavi
TÜRK KALP VAKFI
191/layıs Cad. No: 8 Şişii/lstanbul
Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35
Irttemet: http://www.tkv.org.tr
e-mail: gen.sekretera tkv.org.tr
koordinator a tkv.org.tr
Meslek örgütleri, RTÜK Yasası'nm gazeteciyi korumak ve güçlendirmekten uzak olduğunu belirtiyor
Detişim özgürHiğüne darbe;fstanbul Haber Servisi - Çağdaş
Gazeteciler Derneğı Genel Başkanı
İsmet Demirdöğen, yeni RTÜK Ya-
sası'yla bırlikte artık Türkiye'de
"mega patronlar" döneminin başla-
yacağını behrterek "Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Sezer'den bu ya-
sayı veto etmesini istiyorum" dedi.
TGS Genel Başkanı Ziya Sonay da
"Eskisi gibi bu yasanın da işlemeye-
ceguıT savundu.
RTÜK Yasası'nın "intikam alma
düşüncesiy le hazırlandığını" vurgu-
layan tsmet Demirdöğen. "Yasa ga-
zeteciyi korumaktan ve güçlendir-
mekten uzakür. Tümüyle gazete sa-
hibinin ve yönetim kurulunun kont-
rolüne sokmuştur" dedi. Demirdö-
ğen şunlan söyledi:
" Yasayla editoryal bağımsızhk bir
yana, gazete veya televizyon sahibi-
nin doğrudan yayınlan denetkmesi
sonucunu doğuracakbr. Demokrasi
aracı olarak nitelendirilen Anado-
lu'daki yerel basının da ağır cezalar-
la baskı altına alınması ve yok edil-
mesini içermektedir. tletişim özgür-
lüğüne, uluslararası ilkelere ve
AB'nin normlanna aykındır. So-
nuçta mega patronlar dönemini açı-
cı bir sonuç doğuracaktır."
Türkiye Gazeteciler Sendikası
(TGS) Genel Başkanı Zıya Sonay,
kendilerinın yıllardır karşı çıktığı
olayın gerçekleştiğini belirterek,
"Eskisi gibibu yasada işlemeyecek"
dedi. Basına sansür yasasının yaşa-
ma geçırildiğini vurgulayan Sonay,
medya patronlanna ihale serbestli-
ği getirildiğıni de anımsatarak "Bi-
zim yıllardır karşı çıktıgımız olay
gerçekleşti" dedi.
Yasanın kimsenin görüşü alınma-
dan oldubittiyle TBMM'ye getiril-
diğine dikkat çeken Maltepe Üni-
versitesi tletişim Fakültesi Dekanı
ErsanHal, "Böylebir yasa hiçbirhu-
kuk devletinde olmaz" dedi. Yasa-
nın, basın tekellerinin istekleri doğ-
rulrusunda hazırlandığını belirten
Ilal, şöyle devam etti:
"Bu yasay la kâğıt üzerinde olan
29. maddedeki engeller de kaldırü-
nuş oldu. Böyletikle yabancı serma-
yenin, kamu mah olması gerekenle-
ri de ele geçirme tehlikesiy le karşı
karjıya kalıyoruz. Aynı zamanda
RTÜK de siyasal iktidara bağımlı
duruma geliyor."
Prof. Dr. Unsal Oskay da son hu-
kuki dûzenlemeleri gerçekleştiren-;
lerin çok yakın zamanda mahcup'
olacaklannı belirtti. [
Prof. Dr. Ünsal Oskay özetle şun-
lan söyledi: ;
"Dünyaya katılmamızın tek yolu,
kimsenin karşısında utanç duyma-
yacak kadar, özgürlükten yana, ge-
lişmeden yana bir siyasal yapı kur-
mamızdır. Bunun da yolu yazüı ba-
sın, elektronik basın ve iletişimle il-
gili bütün yeni teknolojilerin kulla-
nımında özgürlükten yana davrana-
bilmektir. Son hukuki düzenlemele-
ribuaçıdanolurrılubulmakçokzor."
volkan Vural:
Kültürel
farklılık
zenginliktir
tstanbul Haber Servisi -
Avrupa Birliğı Genel Sek-
reten Büyükelçi Volkan
Vural, kültürel farklılıkla-
nn ülkelerin zenginliği ol-
duğunu belırterek "De-
mokrasinin ve insan hakla-
nnın tüm unsurianyla be-
nimsendiği,firsateşitliginin
gerçek anlamıyla sağlandı-
ğı durumlarda aanlık kav-
ramı sorun olmaktan çüo-
yor" dedi.
tstanbul Barosu Insan
Haklan Merkezi tarafindan
dün Taksim Dorint Park
Plaza Oteli'nde "Ulusal
Uhısalüstü ve Uluslararası
Hukukta Azuılık Haklan"
konulu bir sempozyum dü-
zenlendi. tstanbul Barosu
Başkanı Yücel Sayman'ın
yönettiği toplantıda konu-
şan Marmara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi öğretim
üyelennden Prof. Dr. Ibra-
hirn Kaboğlu, Türkiye'nin
hak ve özgürlüklerin be-
nimsenmesi konusunda es-
neklik göstermekle birlik-
te, bazı konularda ihriyatlı
davTandığını ifade ederek
"Kamu görevlilerine sendi-
ka hakkı, kühürel haklar gi-
bi, mevcut haklar ve yeni
haklann kullanımı konu-
sunda gerekli araçların ge-
liştirilmemiş olmasından
kaynaklanan zihniyet soru-
nu var" dedi.Büyükelçi Vu-
ral da dünyanın, biri global-
leşme, ikincisi din, dil. et-
nik farklılıklara dayanan
aynşma olgusu olmak üze-
re iki süreci birlikte yaşadı-
ğını belirterek "Aynkklar-
dan önemli sentezkre van-
hr" dedi.
Protesto edfldi
"Hukukta Azmhk Hak-
lan" sempozyumu önce-
sinde kendilerine "ÖnceÜ-
ke Çağdaş AvukaÜar" adı-
nı veren tstanbul Barosu'na
kayıtlı bir grup, bildiri da-
ğıtarak sempozyumu pro-
testo ettiklerini bildirdi.
AB Türkiye Temsilcisi Ka-
ren Fogg, Alman Yeşiller
Partisi Millervekili Cem
Özdemir'in "yeni Sevr da-
yatmacılan" olarak nitelen-
dırdiği bıldıri üzerine Yü-
cel Sayman "Türkiye'de
bazı konulartabudur.'Dev-
let bölünür' diye üzerinde
konuşulamaz. Bu arkadaş-
lann bildiri dağıtma hakkı-
na saygı duyuyorum" dedi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
LiberalEtiişünce Topluluğu 'ndan İfade Özgürlüğü' sempozyumu:
AİHMUe aranuTflamesafevartstanbul Haber Servisi - Avru-
pa tnsan Haklan Mahkeme-
si'nin (AÎHM) Türk yargıcı Rı-
za Türmen, Türkiye'deki ifade
özgürlüğü anlayışıyla AtHM'nin
anlayışı arasında mesafe bulun-
duğunu belirterek bunu kapa-
manuı en iyi yolunun, yasalan
değiştinnek olduğunu söyledi.
Turizm Bakanı Erkan Mumcu.
"İfade özgürlüğünün kısıtlan-
masuun kaçuubnaz sonuçlann-
dan bir tanesi iki- — — ^ -
yüzlülük, çifte
standarttir" dedi.
Avrupa Komisyo-
nu Türkiye Temsil-
cisi Karen Fogg da
Türkiye'de sivil
toplum örgütleri-
nuşan Turizm Bakanı Mumcu,
ifade özgürlüğünün kısıtlandı-
ğı, engellendiği, özendirilmedi-
ği ortamlarda, düşünme eylemi-
nin uygarlık yaratıcı potansiye-
le dönüşmesinin kolav olmadı-
ğını vurgulayarak "Insan dü-
şüncesini ve ifadeyi ne kadar öz-
gürleştirirseniz, insanı o kadar
yaratıcılığa teşvik etmiş olursu-
nuz" dedi.
Farklılığm cezalandınldığı bir
• "Düşûnce ve ifade Özgürlüğü" konulu
uluslararası sempozyumda konuşan Turizm Bakanı
Mumcu, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı,
engellendiği, özendirilmediği ortamlarda, düşünme
eyleminin uygarlık yaratıcı potansiyele
dönüşmesinin kolay olmadığını vurguladı.
nin desteklenmesinı. esas ola-
rak yapısal reformlann bir par-
çası olarak gördüklerini söyledi.
Liberal Düşünce Toplulu-
ğu' nun, A\Tupa Komisyonu tn-
san Haklan Vakfı'mn katkıla-
nyla düzenlediği "Düşünce ve
tfade Özgürlüğü" konulu ulus-
lararası sempozyum. Armada
Otel'de başladı.
Sempozyumun açıhşmda ko-
sosyal ortamda. özgür. risk alan
ve uygarlık yaratma sürecine
katılan bir bireyin ortaya çıka-
bilmesinin neredeyse imkânsız
olduğunu belirten Mumcu, "10
milyon ilköğretim ögrencisinin
her gün scyra kıy aferi gh diği, ay-
nı ant ile eğitime başladığı. her-
kesin aynı şeyleri okuyııp aynı
şevleri hiç değiştirmeden ezber-
lediği şekilde ifade etmeye zor-
landığı, farklı biçimde kendini
ifade etmesinin ayıplandığu suç
sayıldığı ve bunun resmen y apü-
dıgı bir ülkede farkhlaşmanın,
bireyin evTİmsürecinin hızhola-
büeceğini söyiemekçok kolay de-
ğil" dıye konuştu.
Türmen, Türkiye'deki düşün-
ce özgürlüğüne ilişkin, mahke-
menin önünde şu an bekleyen
255 dava olduğunu belirterek
bunlardan 141' inin kayduun ya-
pıldığnıı bildirdi.
Avrupa Komis-
yonu Türkiye Tem-
silcisi Büyükelçi
Karen Fogg da sivil
toplum örgütleri-
nin önemine dikkat
çekerek bu kurum-
lann, özellikle sağlık ve eğitim
konusunda oynayacağı rolleri
kimsenin ınkâr edemeyeceğini
öne sürdü.
Fogg, "Düşünce özgürlüğü,
demokrasinin temelidir. Düşün-
ce özgürlüğü, herhangi bir şekil-
de ödün verilmeden ele alınma-
hdır. Başka düşüncelerk birlik-
te yaşamanın yoUannı bulmah-
yız" dedi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Avukat İlkiz'in RTÜK yorumu:
Yasa, ifade
ozgürlugüne
aykın
ANKARA(Cnmhuri-
yet Bürosu) - Medyada
tekelleşmeye yasal kılıf
hazu^layan RTÜK Yasa-
sı, Cumhurbaşkanı Ah-
met Necdet Sezer'in
onayına sunuldu, Avu-
kat Fikret İBdz, anayasa
ile düzenlenen "düşün-
ceyi açıklama ve yayrna
özgürîüğû" konusunda
RTÜK ve Basın yasala-
nnı değiştiren; internet
yayınlanm da "müda-
hale edilen düşünce ve
ifade özgürlüğü" alanı-
na çekerek sınırlandır-
ma getiren düzenleme-
nin, "ifade özgürlüğü-
ne" aykın olduğunu bil-
dirdi. Kamuoyunda bü-
yük tepkilere yol acan
RTÜK Yasası, Sezer'in
onayı için Çankaya Köş-
kü'ne gönderildi. Se-
zer'in yasa üzerinde 15
günlük inceleme süresi
bulunuyor..
Avukat Fikret tlkiz,
hükümetin yasayı Tür-
kiye'nin taraf olduğu
uluslararası sözleşmeler
ve iç hukuk mevzuatını
dikkate almadan hazır-
ladığını vurguladı. tlkiz,
yasada sakıncalı gördü-
ğü hususlan şöyle sıra-
ladı:
•tnternettegeleneksel
yöntemlerle denetim
mümkün değildir. Diğer
FIJ raporu:
\Ssac uıternetdaMdenemez.
yandan yasadışıhğa da
göz yumûlamaz. Ancak
yasal düzenlemeler, bu
teknokjinin önünü kes-
meden,aksinegelişmesi-
ni teşvik edecek biçimde
gerçekleşririlnıeüdir.
• Suç ve cezada kanu-
nüik kurahna göre, in-
ternet ortamındaki ya-
yınlar yasa ile düzenlen-
mediğinden suç yoktur
ve ceza verilemez.
• İnternet ortamında
yapılan yayında görûfen
hakaret suçundan dola-
yikimhakkındavehan-
gi yasaya aûfla dava açı-
lacakor?
•TBMM'ninkabulet-
tığı maddeler "yasakla-
ma, denetieme" ve "mü-
dahafc" ederek sınırlan-
dırma mantığıyla kabul
edilmiştir. lletişim öz-
gürlüğü denetimve kısıt-
lama altına alınmıştır.
Gazeteciler kaygılı
İstanbulHaber Servisi
- Uluslararası Gazeteci-
ler Federasyonu (FIJ)
Dünya Kongresi'ne su-
nulan raporda, globalleş-
me sonucu gazetecilerin
sendikal haklannın iş\F
e-
ren baskısı altında kaldı-
ğı belirtildi. Raporda,
"Medyanm niteKğinde
devam eden düşöş ve ah-
laki \e meskki standart-
lar konusunda gazeteci-
ler arasmdaki kaygdar
arüTuştir" denildi.Türki-
ye Gazeteciler Sendika-
sı tarafindan yapılan
açıklamada, 11-15 Hazi-
ran tarihlerinde Seul'de
FU'nin 24. Dünya Kong-
resi'ne sunulmak üzere
FIJ Genel Sekreterliği ta-
rafindan bir rapor hazır-
landığı kaydedildi. Ga-
zeteciliğin değişen dün-
yasma dikkat çekilen ra-
porda, "sendikal haklar,
globaüeşme karşısmda
gazeteci sendikalarryia
sosyaldhaloğu reddeden
veya etik gazetecilik pa-
hasına ticari zorunluhık-
lan gittikçe artan ölçüde
empoze eden miütan iş-
verenlerinbaskısıaltında
'vurgulandı.
oralcalislar@yahoo.com
Bir grup insan, Istanbul'da Armada
Oteli'nin bir salonunda, Türkiye'nin
yeni bir siyasi oluşuma ihtiyacı dup ol-
madığını, böyle bir ihtiyaç varsa böy-
le bir oluşumun nasıl yapılanması ge-
rektiğini tartışıyor. Aralarında eski ba-
kanlar, parti genel başkanları, millet-
vekilleri, bilim ınsanları, avukatlar, sa-
natçılar ve gazetecilerin yer aldığı 4O'a
yakın kişi, nasıl birsiyasetyapılanma-
sına ihtiyaç olduğuna kafa yoruyorlar.
Aydın Güven Gürkan, siyasetin
yenilenmesi gerektiğini söylüyor. Gür-
kan, solda parçalanmanın, dağınıklı-
ğın, artık kolektif bir enerjiye dönüş-
türülmesinın zamanının geldiğine dik-
kat çekiyor. Ercan Karakaş, hazıria-
dığı bir metinle katıldığı toplantıda
"Solda nasıl birparti" sorusuna cevap
anyor. Karakaş şunlan söylüyor: "Ka-
pitalizmin yeni bir evresi olan küresel-
leşmenin gelişmeyi kolaylaştıncı kimi
unsurtanndan dar bir kesim yaraha-
nırken onun yarattığı eşitsizlikler, böl-
Yeni Bir Oluşum Gerekli mi?
geler, ülkeler ve gelir goıplan arasm-
daki uçurumu daha da arttınyor. Tür-
kiye ise dünyadaki gelişmeleri irdele-
miyor. Ya teslim oluyor ya da içine ka-
panıyor. Halen 12 Eylül Anayasa-
sı'ndan, yasalanndan ve yasakçılığın-
dan medet umuluyor. Demokrasiden,
hukuk devletinden, saydamlıktan, ör-
gütlülükten kon\uluyor."
Hasan Bülent Kahraman, Aydın
Cıngı, Meryem Koray, Hasip Kap-
lan. Ergin Cinmen, Reha Çamuroğ-
lu, Zeynel Öztürk nasıl bir parti, na-
sıl bir sol konusunu ele aldılar. Küre-
selleşmenın Türkiye üzerindeki etkile-
rini değerlendirdiler. En önemlisi, sol
ve özgürlük, sol ve eşitlik, sol ve de-
mokrasi arasmdaki bağa dikkat çek-
tiler. Solun özgürlükten uzak, milliyet-
çi ve otoriter rüzgârların etkısı altında
bir çaresizliğe mahkûm edilmesı ve
bu noktadan nasıl bir çıkış yolu bulu-
nacağı, gündemin asıl maddesiydi.
Erdal Inönü'nün ne yapacağı ve
yeni bir oluşum için harekete geçip
geçmeyeceğinin tartışıldığı şu günler-
de, solun birçok kesiminde hareket
var. CHP Kurultayı'nın yaklaşması,
Baykal'a rağmen CHP'den kopma-
yanlar için bir son deneme niteliği ta-
şırken artık soldaki var olan örgütler-
den umudunu kesmiş olanlar ise ye-
ni bir örgütlenme arayışı içine girdiler.
Armada Oteli'ndeki toplantı, işte bu
arayışlardan birisi. Baykal'dan önce
CHP'den kopan ve bir arayış içinde olan
eski Halkçı Parti Genel Başkanı Aydın
Guven Gürkan, bu arayışı en uzun za-
mandan beri sürdüren siyasetçilerden.
Solda yeni bir oluşumun Erdal Inö-
nü'nün inisiyatrftne bağlı hale gelmesi,
bazı çevrelerde "Erdal Inönü olmazsa
olmaz" anlayışının doğru olmadığı fikri-
nin yaygınlaşmasına yol açıyor.
•••
Tantan'ın istifası, Kemal Derviş ve
Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik il-
gi, belki de artık çaresizliğe düşen
toplum için bir umut şınngası olarak
kabul görüyor. Ancak bu arada önem-
li birtoplumsal potansiyele sahıp olan
solun ne yapacağı belli değil. CHP
Kurultayı ve Deniz Baykal'ın önderii-
ği artık geniş kitteter için bir anlam ta-
şıyor mu? CHP'den umudunu kesen
yaygın sol kesim, ortak bir parti zemi-
ni yaratabilir mi?
Sol, önümüzdeki dönemde, iktida-
ra aday bir muhalefet hareketinı orta-
ya çıkarabilir mi? Sosyalistlerle sosyal
demokratlar, bir parti çatısı altında bir-
leşebilirler mi? Geleneksel sol tırtum-
larla, bugünün dünyasına bir çözüm
getirilebilir mi? Batı'da iktidara gelen
ve seçim başarıları kazanan sosyal
demokrat hareketler, Türkiye solu için
ne anlam ifade ediyor?
Buna benzer birçok soru, Türkiye
solunun önünde duruyor. Daha da
önemlisi, milliyetçilikten, otoriter anla-
yışlardan kopan ve bugünkü despo-
tik devlet anlayışına karşı bir seçenek
olabilecek bir sol birikimin Türkiye'de
olduğu söylenebilır mi?
Sorular uzatılabilir. Ancak görünen
o ki Türkiye'nin yeni bir siyasete olan
ihtiyacı her geçen gün artıyor. 12 Ey-
lülcü, içine kapanık sistemden Türki-
ye'yi kurtaracak, ülkeyi refaha ve öz-
güriüğe doğru götürecek yeni siyasi
seçeneklere olan ihtiyaç, giderek da-
ha fazla zorunlu hale geliyor. İşte bu
ortamda solcular çıkış yolu anyorlar.
Bu yolu bulmak o kadar kolay ol-
mayacak. Türkiye köşeye sıkıştı. Şim-
di arayış ve yeni seçenekler üretme
zamanı.