Katalog

8HA2İRAM 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 ffl S •eo a Eee, İBSM keodmöe otmayam ister! Eİektronik posta: [email protected] Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türkiye'de vergi kaçağı büyümüş... "Halka söylenen vergi ninnilerivle büvümüş olmasın!" Diinyanın sağlığı Kablolu televizyonda yayın yapan sağlık kanalı "Medical Channel" aynı adı kullanarak aylık bir sağlık dergisiyle okurlarla da buluştu... Dergideki ilginç bir çok konu arasında küresel ısınma özellikle dikkati çekiyor... Çünkü kutuplar eridikçe sttma hastalığı hortluyor... Iş, sıtmayla sınıriı kalsa yine iyi... Kininle kurtarmak olası... Fakat dünya, geçen yüzyıla göre 0.6 derece ısınmış durumda ve uzmanlar 2100 yılında ortalama sıcaklığın 1.4 ila 5.8 derece artacağını öngörüyor... Bu öngörü beş yıl önceki öngörüyü ikiye katlamış durumda... Gidiş hiç iyi değil... Yaklaşık 5 derecelik bir küresel ısınmayla son buzul çağının sona erdiğini düşünülürse, dünyayı büyük bir felaketin beklediği apaçık ortada... Dünyayı en çok ısındıran ise Amerika Biıieşik Devletleri... ABD, küresel seragazı yayılımının yüzde 25'inden sorumlu! gebank davasının son duruşmasında "hor- tumlama" sözcüğünü literatürden sileceği- ni söyledi Yahya Murat Demirel... "Demi- reller Tarihinde II. Yahya Vak'ası"nı incele- yen Mustafa Balbay dostumuz ise, Ümit Yayıncı- lık'tan çıkan "Yürüt Ya Kulum" kitabında belgele- rin yanı sıra "hortumca"nın sözlüğünü de veriyor: Off Shore: Türkçe kökenli bir bankacılık terimi. Lüp şordan turetilmiştir. Her türlü denetim dışında tutu- lan bankacılık. Paravan: Para sözcüğünden turetilmiştir. Kendi şirketlerıne kredi verme şansı kalmayan banka sa- hibi, paravan şirket kurup, oraya para aktarır, Son- ra bu para bankanın sahibinin kasasına girer. Sermaye: Bankanın parasının önce banka sahi- binin kasasına aktarılması, buradan da bankanın olanakları arasına katılması. Kablolu Yayın: Devlet bankalarının ayarlanarak sı- kıştıkça para alınması. Bir banka vermiyorsa, hemen Hortumca zapping yayıp ötekı bankadan alınmalı. Temel özel- liğı kesintisiz aktarımdır. Ihracat: Banka kasasındaki paranın yurtdışında- ki bir bankaya gönderilmiş gibi yapılması. Ithalat: Gonderılen paranın aynı gün ya da kısa bir süre sonra bir başka banka üzerinden bu kez ban- kaya değıl de banka sahibinin kasasına aktarılması. Banka: Devleti ve toplumu hortumlama çiftliğı. Banka Sahibi: Bu çiftliğin sahibi olan kışi. Temel özelliği banka batsa da sahibinin batmamasıdır. Kredi: Bankadan. banka sahibinin kasasına ak- tırılmak üzere çıkarılan para. Teşvik: Bankanın hortumlanmasına katkı sağla- mada zorlanan kişiyi özendirmek için verilen para. Güven: Hortumcu bankaların kendi aralarında kurduğu ilişki. Karşılıklı garantilerle bırbirlerine kre- di vermeleri. Demokrasi: Herkesın hortumlama özgürlüğüne saygı gösterılmesi, birinin hortumlaması ötekinin hortumlamasını engellememesi. Hukuk: Karşılıklı güven ortamının sarsılmaması için ortaya konan kurallar bütünü. Hak: Hortumcuların kendılerine ait olduğunu dü- şunduklerı her şey. Enflasyon: Hortum işine giren banka ve şirket sayısının artması. Vergi: Hortumlamayı yapan kişiye verilen şeyle- rin toplamı. Alın Teri: Banka kasasından şirket kasasına pa- ra aktarılırken harcanan emek. Faiz: Yem. (Faiz oranlarını yarım puan yükseltin- ce, şubelere uşuşmedik tavuk kalmadı.) Çalma: Telefon ya da kapı sesı, başka hiçbir an- lamı yoktur. SESSİZ SEDASIZ (!) NVRİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı erdincutku'i yahoo.com Kaplama alanı dışında kalmış bızım ömürlerimız. Buralara umut ulaşmaz! Dünya licaret Örgütü, Katar'a sığındı Dünya Ticaret örgütü'nün dünyayı paylaşmak üzere yaptığı her toplan- tı, sivıl toplum örgütlerinin tepkisine ne- den olurken yeni toplantının yeri bu kez alay konusu oldu... Engin Aşkın'nın Toronto'dan bil- dirdığıne göre Kanadalılar Konseyı, ABD'nin Seattle kentindeki eylemler nedeniyle yapılamayan toplantının Ka- tar Emirliği'nde tekrarlanma kararını, Dünya Ticaret Örgütü'nün dünyayı di- kensiz gül bahçesi olarak görmesine bağlıyor... Kanada'nın eylemci örgütü, Katar Emiri Halrfe Ibn Hamad El Tahani nın demokrasi ıle uzaktan yakın- dan ılgısının bulunmadığını belirtırken "demokrasi" söz- cüğünü tüm karar mekaniz- malarında anahtar simge olarak kul- lanan Dünya Ticaret Örgütü'nün de en sonunda Katar Emirliği'ne sığınarak gerçek amacını ortaya koyduğunu vurguluyor. 11 bın kılometrekarelik ve tümü çöl kumlarıyla kaplı ülkede petrol ve do- ğalgaz uretımı sayesinde kişi başına düşen yıllık ulusal gelir 21 bin doları buluyor... Batı'nın gözbebeği durumundaki Katar'da demokrasinin "d"sine bile gereksinim duyulmuyor... Gereksınım duyulduğunda ise bun- dan kimsenın haberi olamıyor çünkü şeriatın kestığı kelle konuşamıyor! Dünya Ticaret Örgütü de kendi öz- gürlüğü için Katar'da toplanmayı uy- gun buluyor! Savunma ve Avukat... Av. HULUSİ METtN Avukatlık Kanunu'nun değiş- tırilmesi için yıllardır süren çalış- malar, ancak bazı maddelerınin değiştirılmesiyle sonuçlandı. Bu yazımızda yasanın birinci ve 22. maddeleriyle konulan hükümler hakkındaki düşüncemizi iletmek- le yetıneceğız. 1136 sayılı Avukatlık Kanu- nu'nun degışiklikten önceki birin- ci maddesıne göre: Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, görevini ye- rine getirmede bağımsızdır. Bi- rıncı maddenın avukatın, göre- vini yerine getirmede bağım- sız olduğunu vurgulayan ıkinci fık- rası: 4667 sayılı yasayla değışti- nlmış ve şöyle denılmıştir: "Avu- kat, yargının kurucu unsurla- rından olan bağımsız savun- mayı serbestçe temsil eder." (2.5.2001 tanh ve4667 sayılı ya- sa m. 1. RG 10.5.2001, Sayı: 24398) Savunma; (avukat değil) yar- gının bir unsurudur. Kabul. Pe- ki, "kurucu unsur" vurgusunun anlamı nedir? Ya, "bağımsızsa- vunma..." ne demek? Savun- ma ya vardır ya da yoktur Var- lığı ya da yokluğu anayasal bir konudur. Ve "...senbesfçe tem- sıl..." etmek neyin nesi? Yıllardır süren çaltşmalann sonunda "Avukat... Yargının ku- rucu unsurlanndan olan... bağım- sız savunmayı... serbestçe tem- sıl eder..." hükmünün hukuk- sal mantığı, hikmeti nedir? Savunma hakkının düzenlen- dığı yasa, anayasadır. Avukatlık Kanunu değildir. Avukatlık Ka- nunu, iddia ve savunma anaya- sal hakkının yasal kullanıcısı olan avukatın ve avukatlık mes- leğinın yasasıdır. Savunma, ana- yasal bir haktır. "Herkes, meş- ru vasrta ve yollardan faydalan- mak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davatı ola- rak iddia ve savunma hakkına sahiptir" (Anayasa m. 36) Demokratik hukuk devtetin- de bu hakkın eylemsel olarak kullanılabilirolması, zorunlu ve ye- ter koşuldur. Avukat, bu anaya- sal "iddia ve savunma hakkı- nın kullamlma koşulu" kabul edılemez. Savunmanın; unsur, hele ku- rucu unsur olarak vurgulanma- sının ayrıca hukuksal hiçbir öne- mi yoktur. Avukat, kullamlma yetkisi verildiğinde, mesleğin "görev" yönüyle, iddia ve sa- vunmaya ilışkin 'hakkm' savunu- cusudur. Hakkı savunan avukat; görevini yenne getırırken bağım- sızdır. Yargılamada bağımsızdır. Iş sahıbı-vekıl eden ilişkısinde bağımsızdır (bağımsız olmalı, ba- ğımsızlığı yasasıyla sağlanmalı- dır). Bağımsız savunma ıle kas- tedilmek ıstenılen, "yürütme er- kiyte ilgili" sorunlar ise bu sorun- lann ele alınıp düzenleneceği ya- sa, anayasa olmak gerekır. "...bağımsız savunmayı ... serbsetçe temsil" etmek!.. Ba- ğımsız (serbest-ozgür). Serbest (bağımsız-özgür) özgür savun- mayı . Ozgurce... Temsil!.. Laf kalabalığı. Temsil, aslıyla sınırlıdır. Avu- kat olmasa da yargılama yapıla- bilir. "Avukatn varlığını ve işle- vini *... temsil etmekle" sınıriamış olmak; "savunma sanat ve gö- revini" daraltmıştır. • • • Türk Ticaret Kanunu'nda ön- görülen (m. 272) esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesı bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatrflere sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunlu- luğu getirilmiş olması, öncelik- le yasa yapma tekniğine aykı- ndır. Böyte bir hüküm koyma- ya gerek var idiyse bile, bu hükmün yeri Auukatlık Kanu- nu değil, Türk Ticaret Kanunu (TTK) olmak gerekirdi. Ticaret Kanunu'na dahi böy- le bir hüküm konulmasına, iş dünyasından önce, önce avu- katlann itiraz etmesi beklenir- di. Sözleşmeli bir avukat bulun- durmak zorunluluğunun geti- rilmiş olması; yasal açıdan ana- yasaya, etik açtdan ise avuka- tın gerçekleştirilmek istenen "bağımsızlığına" aykındır. BEYOGLU 2. İCRA MUDLRLÜGU'NDEN MENKUL AÇIK ARTIRMA ILANI DosyaNo 2001 542 Talımat Bir borçlan dolavı hacızb \e aşağıda cıns, rmktar ve kıymeüen yazıtı mallar satışa çıkanl- mıştır Bınncı drtûrma 28 06 2001 gûnü saat 12 40-12 45'te Hüseyın Ağa Mah Yeşılçam Sok No 28 Beyoğlu adresınde satışı yapılacak \e o günü kıymetlennın vüzae 75'ıne ısteklı bulun- madıgı takdırde 29 06 2001 eunü aynı yer ve saatte 2 arttırma vapılarak satılacağı, şu kadar kı artTroıa bedelının malın tahmın edılen kıymetının yuzde kirkını bulmasının ve satış ısteye- nın alacağına ruçhanı ölan alacaklann toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çe- \ırme vepavlann pavla^tırma masraflannı geçmesmın şart olduğu. mahcu7un saîışbedell üze- nnden >"ûzd'c 26 oramnda KDV'nm alıcıya aıt olacağı ve satış şartnamesınuı ıcra dos>asmda görulebılece|ı. masrafı venldığı takdırde şartnamemn bir ömegınm ısteyene göndenlebüece- ğı, tazla bılgı almak ıçın yukanda yazılı dosya numarası\la daıremıze başv urmaları ılan olu- nur • hımmpn Cinsi (Mahiycü ve Önemli Nitelikleri) Toplama Bılgısavar. 1 ekran, 1 kasa. 1 klavye. 1 yazKl Mûzık cıhazı Rolel Stereo Kontrol Ampufler RC 971 mûzık ampırıkaloru dısk çalarlan ıle bırlıkte faal Mavı renklı Vınılex doşeme 2 kışılık kanepe, kulla- Aygaz marka vanında 12 kg'lık tüpu ıle bırlflrte katalıtık soba Ahşap yuvarlak tek ayaklı sehpa tıpı masa, her bınsı 10 000 000 -TL'den lmpaclı marka hoparlör faal Ahşap 2'şer kısılık 60x60 ebadında vanında 40 adet ahşap sandalyesi ıle bırlıkte masa Celestıon marka buyük hoparlor faal Cımbah marka nıkaıajlı kanve pıştrme makınesı cere- Cımbalı marka kahve çekme makınesı faal Ahşap 2 çekmecelı dolap Ikı kapılı S 2000 model markasız sanayı dpı faal buzdo- Lenox marka havaiandırma tavartda montelı faal Abşap yapılı ev rak dolabı Sıemens marka 4 gozlü fırın ocağı faal Arçelık marka 4 gözlu fınn ocağı faal Enmeks marka sanayı tıpı 2 kapılı nıkalajlı buzdolabı Whıte-Vestınghouse marka mını fınn ocağı faal Bosch marka mını dıfrız soğutucu faal Beko marka sofben faal Vınter halter marka buzdolabı faal Hıdrofor Baymak marka faal Basın 32007 Vluhammcn Kı>meü(Lira) 100 00ü 000 faal 200 000 000 20000 000 nılmış 50 000 000 50.000 000 40000000 250 000 000 50 000 000 50 000 000 vanlı 50 000 000 20 (X« 000 300000000 labı 200 000 000 60 000 000 400 000 000 200000 000 200000 000 faal. 150000 000 150000 000 200000 000 400000 000 20 000000 \dfdi 1 adet 1 takım I adet 1 adet Sadet S adet 25 adet I adet I adet 1 adet 1 adet ladet l a d e t 2 adet ladet ladet I adet adet adet adet adet adet HAYVANLAR ts\ıUL CVLGEÇ igulgecuı yahoo.com KİM KtME DUM DÜ1VIA BEHÎÇAK behicakûı turk.net ÇİZGÎLİK KÂMİL MİSARACI r KEDt LEVO iPTİUKA \KIPMDAMAM BİLE--, >%__^orvir v ûod24Att/^a/>r 1 V 1 - >AK/M FALAM Z>JK .. . TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAS 8 Haziran VİKİNGLER İNGİLTERE'YE SALD/RCH! OBKI 8U6ÛU, ÇUMIOJ, , Y/OP/LAAIf KUTSAL EŞYALABf İÇEIZt- 8. V£ -1O. YaZYILLAK /a&4StMD/*, ISl/EÇ, SI8I Kuzey UWC£L£- ^I/ieuPA'MIN KO/t- KULU RUIVtSI DueUAAUMA 6SLMİÇTİ . ÇOK TEHUELEK. £PEN SOM ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Geçmişe Özlem Sadettin Tantan özüne, sözüne yaraşır biçim- de ayrıldı başkentten. Kişiliğini sergileyen bir iz- lem bıraktı geride. Onu yalnız bir kez gördüm. Devlet Konukevi'nde bir kokteylde. Kısa bir ko- nuşma, ama ikimiz de ortak" bir dosttan söz et- tik bir solukta. Oktay Kurtböke den. Gazete- mizin Genel Yayın Yönetmeni uzun yıllar. Çok sevdiğim, saydığım bir kişi dalımızda. Uzun sü- re birlikte çalıştık. Çok yönlü kişiliğini yakından tanıdım, tanıdıkça bağlandım. Bir şeker hasta- sı, yaşamının son dönemi Sadettin Tantan, sev- giyle, dostlukla izliyor hasta arkadaşını, rüzgâ- rını yokluyor, gerekeni yapıyor hemen. Her şe- yine ilgi ve özen gösteriyor. Güzel bir ilişki. Iki- si de kimi, neyi yitirecegi iyi biliyor. Yazarken hüzün bastırıyor. Oktay Kurtböke bacağını yitirdi, umudunu yitirmedi, ancak dün- yamızdan ayrıldı çok geçmeden. Tantan'ı hiç görmedim. Uzaktan izledim ancak. Çünkü be- nim yaşamımda da güç bir dönem. Sorunlarla uğraşıyorum. Tantan'da ters bulduğum yanlar da var ama çizgisi belli bir kişi. Son ana kadar korudu o çizgiyi. Sonrası geldi sonunda ama oyun bitti, perde kapandı mı, kapanmadı mı acaba? Soruların yanıtını yaşayarak öğreneceğiz. Baş oyuncular, ara rollerin aktörleri sahneden çeki- lecek mi ya da yeni oyunlar mı sergileyecek? Yorum yapmak kolay değil! • • • İlginç bir durum var siyasal yaşamda. Kurum- lar, kuruluşlar giderek küçülüyor. Yeni yüzler, yeni sözler dolduramıyor boşluğu. Yarım yüzyı- lı aşıyorum mesleğimde, yitikîiğe tanık oluyorum yıllar boyunca. Kaç parti oluşuyor, yeni bir artı yok, eksiler artıyor. Kişiler de, kuruluşlar da bo- yut yitiriyor her zaman. Sonrası yok mu bu olayın? • • • Ingiltere'de seçim var yarın. Kamuoyu araş- tırmalanna göre Işçi Partisi yeniden iktidarda. Seç- menler hoşlanmıyor ama kaçınılmaz bir olay bu. ilginç haberler de var: Işçi Partisi Başkanı ge- lecek seçimlere katılmayacağını söylüyor. Ge- rekçesi ailesi. Siyasal görevde özgürlüğü yaşa- yamamaktan yakınıyor. Eşiyle, çocuklarıyla sı- nırlanan davranışlara son vermek istiyor. Şaşılası bir olay değil mi? Ailesi için görevini bırakan, özgürlüğü yeğleyen kaç kişi var ülke- mizde? Bakın Aziz Yıldınm'ın durumuna, ka- rarından döndürmek çabası ağır basacak nere- deyse! Ailesi de, sağlığı da yeterli neden sayıl- mıyor kulüpçülükte. Âile kavramı da giderek aşınıyor galiba. Aile, toplumun çekirdeği değil mi? Acı ama gerçek. Çekirdek de yozlaşmış bulunuyor. Ne gizli, ne açık, ne bireysel ya da genel, ayırdına varılamı- yor, bir resim, birkaç satır nice değerier tersine dönüyor! Para en yüce değere dönüşünce tüm yaşamda ilginç değişimler boy veriyor. Görkem- li giysilere karşın, çıplaklığı sergiliyor, zenginliği değil fakirliği vurguluyor milyarlar! • • • Pencerede bahar. Botanik Parkı'nın yeşilliğin- de geçmiş baharları anımsıyorum. Çiçekli bah- çeler içinde iki katlı evler, apartmanlar maviliği delmiyor henüz. Yollardatanıdık yüzler, iştelnö- nü'ler, Kura'lar, Öztrak'lar. Çok erken ağaran saçlarıyla beyazı simgeleyen Sevda Şener. Iş- te Inan ailesinden genç kızlar, Aybar kardeşler, delikanlılar, cumhuriyet bahçesinde boy veren fidanlar gibi. Kalabalık bir aileye benzerdik o zaman. Değişik renklere, çizgilere karşın güzel birlikteliğimiz vardı. Şıklık bir yarış değil, bir ya- şam biçimiydi. Şimdi ne oldu derseniz, yine var. Hastalığa, ölüme, kansere karşın var. Başken- tin özelliği, güzelliği de burada galiba. Büyükel- çi Kenan Tepedelen'in kokteyline dört kuşak birden gelir, bir dost oğlunun, kızının düğününü dört kuşak birden kutlar, cenaze törenlerinde de herkes camide. Bu biriikteliğin başka güzelliği var doğrusu. Ki- mileri tutuculuk da diyebilir ama tadı yadsınabilir mi? BULMACA SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Yeşile çalan açık mavı renk. 2/Vücuttabiri- ken azotlu madde... Kü- mes hayvanla- 4 nmn cıvcıvlik- ten çıkmış yav- ruları. 3/ Gün- 6 lük ıhtiyacını karşılamak üze- ' re bir hayvana 8 verılen yem _ mıktan... Çın y ve Japonya'da aynanan bir stratejı oyunu. 4/ . Tantalın sımgesı... Uzun omuz atkısı. 5/ Sevinç belirten bır ün- 3 lem... Bir cıns ın at. 6/ 4 Hisse. Örgü örmekte 5 kullanılan uzun çubuk. 7/Padışah ve şehzade- lenn, saraya alınan ka- ' ravaşlararasındanseç- 8 tiklenkadın...Eskidıl- 9 de su. 8/ Uluslararası bankalann genellıkle Londra'da saptadıklan kredi fa- iz ortalamasına venlen ad... Içıne sulu şeyler konulan kap 9/ Çobantuzluğu, kadıntuzluğu gıbı adlar da ve- rilen, kabuğu ve kökü solucan düşürücü ılaç olarak kul- lanılan bıtkı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ortaçağda Latın devletlennin hafıf süvari birlikle- nne venlen ad. 2/ Sınır nışanı Hz. Muhammed'ın genel kural nıtelığindekı söz ve davranışlan 3/ Poker- de bir oyuncunun önündekı paranın tümü... Harman savurmakta kullanılan tanm aracı. 4/ Tibet sığın... Bır tür taze ve tuzsuz peynır. 5/ Kımliği belirlenemeyen uzay cısımlenne verilen ad... Alışılandan çok. 6/ ttal- ya'da bır kent. II Utanç duyma... "Erol —": Sınema oyuncumuz... Uzaklık ışareti. 8/ Üçlü ya da dörtlü gruplar halinde bırbırinın ıçıne geçebilecek bıçimde yapılmış sehpa takımı... Ticaret eşyası. 9/ Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile bınbaşı arasındaki rütbe.