Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A HAZİRAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Hal ve gidiş
Kemal Derviş ve onun temsil ettiği
fikir Türkiye'ye adım attığından beri si-
yaset ekonomiden, ekonomi siyaset-
ten ayrılıyor; Merkez Bankası'ndan te-
lekomünikasyon alanınadeğin "özerk-
lik" adı altında uluslarararası kuruluş-
lann güdümleyeceği politikalara bağlı
onlarca "kurul" oluştumluyor, dolayısıy-
la bugünkü yozlaşmış siyasetçilerin ye-
rine seçilmesi olası ve ileride bu ülke-
yi ciddi ciddi yönetmek isteyen siyaset-
çilerin de elleri kollan şimdiden bağla-
nıyor.
Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Dekanı Prof. Yıldınm Uler, Tür-
kiye'de birkaç aydır olup biteni yorum-
larken şöyle diyor:
"Ekonomi, kıt kaynaklann yönetimi-
dir. Siyaset ise, bu kıt kaynaklann da-
ğıtımını belirler. Ekonomi ile siyasete
bu açıdan bakıldığında, bu iki olgu na-
sıl birbirinden aynlabilir ki? Ancak, ya-
pılmak istenen Türkiye 'nin yönetim ya-
pısının baştan aşağı yeniden yapılandı-
nlmasıdır sanınm. Dikkat edin, yapıl-
mak istenen, Cumhuriyetin kendiniye-
nilemesi değil, yeniden yapılanma adı
altında Cumhuriyetin oluşturduğu temel
yapıyıyok etmek. örneğin bütün kamu
hukuku ortadan kaldınlıp yalnızca tica-
ret hukuku, uluslararası hukuk geçerii
kılınmak isteniyor. Halbuki uluslararası
hukukun ne kadarhukuk olduğu belli de-
ğil. Çünkü uluslararası ilişkilerbu huku-
ka adamakıllı yansıyor. Uluslararası iliş-
kilergüç düzeni üzerine kurulu olduğun-
dan uluslararası mahkemelerin çoğu
hukuka dayanarak karar veremiyor he-
nüz. Kararian büyük ölçüde siyasi olu-
yor.
Eğer bu gidiş sürerse, Türkiye 'nin yö-
netme gücû ortadan kalkacak. Bu çok
köklü bir değişikliktir ve adeta buna
dönüş aşamasındayız".
Sizce, hal ve gidişin yeterince far-
kında mıyız?
ISIK KANSU
ar*cum©ttnet.neLtr.
Tarıma tırpan
Buğday taban
fiyatları nedeniyle
hükümet içinde
yaşanan gerginlik,
tam anlamıyla sanal
bir kavga.
"Neden?"
diyeceksiniz.
Şundan:
Türkiye tanmı,
gelişmiş ülke
çiftçileri lehine
çökertilmek
isteniyor da ondan.
Araç ne? Kullanılan
araç; tarımda ürün
desteğinin,
primlerin, taban
fiyatlarının
kaldırılarak piyasa
anlayışına tapınan
uçuklann "çağdaş
yöntem" diye
tanımladığı
"doğrudan gelir
desteği".
"Doğrudan gelir desteği" ne
anlama geliyor? Uzmanına
soralım. Örneğin, Ege
Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarım Ekonomisi Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Tayfun
Özkaya'ya:
- Hocam, doğrudan gelir .
desteği nedir?
- Doğrudan gelir desteği,
Dünya Bankası ve IMF
tarafından Türkiye'nin tarım
ürünleri ithalatçısı bir ülke
haline gelebilmesi için
tezgâhlanan bir yöntemdir.
- Çağdaş bir yöntem midir?
- Dünyada hiçbir ülkede,
örneğin ABD'de, örneğin AB
ülkelerinde bu yöntem tek bir
politika olarak uygulanmaz,
ama Türkiye'ye tek politika
olarak uygulanması önerildi ve
niyet mektuplanyla ülkemiz bu
yöntemi kabul
edeceğini taahhüt
etti. Üretimi
köstekleyen bu
yöntem ile Türkiye,
tümüyle tanm ürünü
ithal eden bir ülke
konumuna gelecek.
Ellerinde büyük
buğday, pamuk, et,
süt stoklan bulunan
ABD ve AB
ülkelerinin
Türkiye'ye ihracatları
artacak. MHP'li
Tanm Bakanı Hüsnü
Yusuf Gökalp'in,
Dünya Bankası
kökenli Devlet
Bakanı Kemal
Derviş e karşı çiftçi
yararına gibi
görünen çıkışlarında
samimi olup
olmadığına gelince...
Prof. Dr. Tayfun Özkaya bir
ipucu verdi: "Dünya Bankası,
Tanm Bakanlığı bünyesindeki
Tanmsal Ekonomik
Araştırmalar Enstitüsü'nün
kuruluşuna büyük katkılarda
bulundu. Yıllardır tanmsal ürün
desteklerinin kaldınlarak
doğrudan gelir yöntemine
geçilmesi için lobi faaliyetlerini
bizzat yürüten, Tanm Bakanlığı
bünyesindeki bu enstitüdür".
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞtPAL
Emekli Sandığı emeklisi çakşırsa
Soru: TC Emekli Sandığı'ndan emekli aylığı almaktayım.
Halen bir ilçe belediyesinde işyeri hekimi olarak söz-
leşmeli ve sigortalı çahşıyorum. Ücretimden 3279 sa-
yılı kanuna göre Sosyal Ğüvenlik Destek Primi kesil-
mekte ve Sosyal Sigortalar Kurumu'na yatınlmakta-
dır. 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın Ek 11.
maddesi uyarınca emekli aylığımın kesileceği belirti-
•• liyor. Ancak. Emekli Sandığı'ndan emekli aylığı ke-
•, ! silmeden çalışanlar olduğunu biliyorum. Bu duru-
-i'.hf mun eşitlik ilkesine uygun düştüğünü sanmıyorum.
Bu bilgilerin ışığında, durumum nedir?
(Y.A.)
YANIT: Sosyal ğüvenlik yasalarında birbiriyle çelişen ve
eşitlik ilkesine uygun olmayan hükümlerin varhğından sıkça söz
etmekteyiz. Durumunuzla ilgili konu da eşitlik ilkesine ters dü-
şen uygulamalardan biridir. Bu konuya yazılanmızda zaman za-
man değinmekteyiz.
TC Emekli Sandığfndan emekli aylığı alanlann çalışmalan
durumunda, sosyal ğüvenlik yasalan karşısındaki konumlannı
aktarmaya çalışalım.
1) TC Emekli Sandığı emeklisi. Bağ-Kur Yasası kapsamın-
daki bir işte çahşırsa hiçbir sorunla karşılaşmaz. 1479 sayılı Bağ-
Kur Yasasf nın 24. maddesi uyannca, yasayla kurulu sosyal ğü-
venlik kurumlanndan malullük, emeklilik ya da yaşlılık aylığı
alanlar. Bağ-Kur kapsamma alınmazlar ve emekli aylıklan da
kesilmez.
2) TC Emekli Sandığı emeklisi, SSK kapsamındaki bir işte
çahşırsa aylığının kesilip kesilmemesi, çahştığı kuruma bağlı-
dır.
A) Sandık emeklisi, özel sektöre ait bir işyerinde çahştığın-
da, 506 sayılı Sosal Sigortalar Yasası'nın 3. maddesine göre
"emekli aylığı almakta" olduğu için kendisinden yalnızca yüz-
de 7.5 (binde yetmişbeş) oranında Sosyal Ğüvenlik Destek Pri-
mı kesilir. Ancak sandıktan aldığı emekli aylığı kesilmez.
B) Sandık emeklisi, bu TC Emekli Sandığı kapsamındaki bir
kamu kurumunda ve Sosyal Sigortalar Yasası kapsamındaki bir
işte çahşmaya başladığında, bu kez 5434 sayılı TC Emekli San-
dığı Yasası ek madde 11 devreye girer:
"EK MADDE 11 - TC Emekli Sandığı Kanunu'na tabi da-
ire. kurum ve ortaklıklar ile bunların Sosyal Sigortalar Ka-
nunu'na tabi işyerlerinde emekliliğe tabi olmayan ücretli. ge-
çici kadrolu veya yevmiyeli hizmetlere tayin edilen emekli-
lerin. buralarda çahştıkları sürece emekli aylıkları kesilir.
Bunları çalıştıranlar, vazifeye başladıkları tarihten itiba-
ren bir ay içinde yazı ile TC Emekli Sandığı'na bildirirler.
Şu kadar ki, yaş haddini aşmamış olmaları kaydıyla her
derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlannda ders
ücreti karşılığı ders görevi verilenler ile mahiyeti itibanyla
hizrnetin görûlmesi mücbir bir sebebe dayandığı ve özel bir
ihtisası gerektirdiği ilgili bakanlığın teklifi ve Maliye Bakan-
lığı'nın mütalaası alınmak suretiyle Bakanlar Kurulu kara-
n ilebelirtilen yerlere tayin edilecekler hakkında l'inci fık-
ra hükmü uygulanmaz."
19t9 yılından bu yana 32 yıldır bu uygulama yapılmaktadır.
"Bıkanlığın teklifi" ile atananlar dışında kalan, Emekli San-
dığı eneklüeri, TC Emekli Sandığı'na bağlı bir kurumda ve SSK
sigoralısı olarak çahştıklannda, emekli aylıklan kesilir. Türki-
ye"debirçok konuda olduğu gibi bu konuda da "çifte standart"
uyg^ıanmaktadır.
3)IC Emekli Sandığı Yasası kapsamında da çalışıyor olsay-
dınızemekli ayhğınız, yasanın 99. maddesi uyannca yine kesi-
lecelri.
" Imekli, adi malullük, vazife malullüğü, dul veya yetim
aylığ son hizmet zammı alanlardan, hiçbir şarta bağlı ol-
makızın emeklilik hakkı tanınan vazifelere tayin edilenle-
rin »lıklarının tamamı, tayinlerini takip eden ay başından
itit»aen kesilir."
Rı uygulamalann eşitlik ilkesine ters düştüğü görüşünüze
katmlvoruz.
Rktifleştirilecek
yeni kaynak
Çalışanlardan toplanan "zorunlu ta-
sarruf" kesintileri düşük faizle yıllarca
kullanıldı, kullanıldı, ardından ilgili ba-
kanlar bu fonda toplanan paralann "fik-
tif" hale düştüğünü açıkladılar. Yani,
milyonlarca yurttaştan toplananlar, yal-
nızca "kâğıt üzerinde var" durumuna
düşmüştü.
Şimdi yeni bir kaynak bulunuyor.
Devlet Bakanı Kemal Derviş'in, geçen
ay içinde açıklanan programından oku-
yalım: "Hazine'nin borçlanma olanak-
lannı olumlu etkileyecek ve piyasalar
üzerindeki baskıları azaltacak diğerbir
gelişme de, kurumsalyatınmcılann dev-
let iç borçlanma senetlerine olan tale-
binin önemli ölçüde artmakta olması-
dır. Özellikle Işsizlik Sigortası Fonu 'nun
elinde bulunan ve devlet iç borçlanma
senetlerinin alımında kullandığı kay-
naklarhızla artmaktadır. Fonun 2002 yı-
lı sonuna kadar herhangi bir harcama-
sının olmaması nedeniyle söz konusu
kaynaklar önemli tutartara ulaşacaktır."
Ne demek bu? Işsizlik sigortasında-
ki birikimler borç ödemesinde kullanı-
lacak demek. Hele birkaç yıl geçsin, yi-
ne karşımıza çıkarlar: "Işsizlik sigorta-
sındaki paralar fiktiftir".
Borsa
Devlet Bakanı Yükse) Yalova, seçim
bölgesi Aydın'daki tütün üreticiierinin
tepkisinden çekinmiş olacak ki, Tütün
Yasası'na karşı çıkınca bir günde isti-
fa ettirildi.
Söylenen şu: Yalova, Tütün Yasa-
sı'na karşı çıkarak IMF'ye verilen söz-
leri tutmamıştı ve pek nazlı menkul kıy-
metler borsamız altüst olmuştu.
Ya Tütün Yasası çıkarsa ne olacak?..
Tütünle geçinen 600 bin ailenin yaşa-
mı altüst edilecek. Olsun varsın. Yurt-
taş borsası yok ki...
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
Mti>UN
igulgec(a yahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaktâ turk.net
H A R B I SEMİH POROY
AAMMMA\..&KıN
FftteSAMlN OMSlUl BÜM-
BA^I^MUARûiiCftliR
/
1
/WVW,OK&MUMF
i$reMîYo7
\
AfMH AAL WWVA
BA^'VUBoziKMH-
YoK!
semihporoyOı yahoo.com
IMİN. ?M&tM
lyiâlpiVo1
...
BULUT BEBEK NVRAYÇÎFTÇÎ bulutbebekuı hotmail.com
lık. once han^-i kaptya
HtAâbfu oraya!
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 4 Haziran
Başka Türkiye Yok
Haydi Fidan Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
SULTAN AZ/ZVA/ ĞLÜMÜ
1876'D* 8U6ÜU, 3Z.OSMANLI PADİŞAHI AgDÜlAZıZ
FEBJYe SAftAY/hlDAKİ ODASINOA ÖUİ BUUJNPU.'/
BİRKAÇ GÜN ÖNCE TTVfTTAtJ İMPİ£İLMİŞ OLAN
YAÇINPAKİ SUL7AU AZİZ, KÜÇÛK SifZ IU4K4&LA »-
L££ OAMAÜLAI2/MI tt£SİP CANINA KfYMlÇr//
AtiTAAI DIÇ gOEÇLAR, 8AUCANLA&OA İSYAkllA-
R.fN BUYÜMeSİ VE MAHUUT MS&İM PAŞA-
*~ HÜKÜMBTİMiM &USYA YANUSI POÜTİKA-
Sl, &ULTAN AZ'Z'l'M 7AH77M ÇOK
AeSMlÇD. SONUNPA, M/THAT PAŞA,
f HÜSBYlfJ AVNİ PAŞA (££eASX£K.y İL£
1 ANLAÇARAfC PAPİŞAUfM 7XHT774AJ /A/Dİ-
RİLMeSİNİ VE YER.İNE £. MUKAT'/N GEÇ-
BİR TÛRÜN SONU
1644'TEBUGÜN, İZIANDA'OA SON "BÜYÜK _
AUK",YAĞf İÇİN 6LOÜRÜL&Ü. (BU SON AVDAH
SOHBA BİR PAfiA Go£ÛlA4£PİL£G) "KUZEYifJ
PeUGUENLEJZJ* PEKIEN BU KUÇ TÜKÜ,AĞIR
GÖVVeiSRJ VE KISA KANATLABl NEO6NİYLS ı
UÇAMlYoe AUA İYİ YÛZÜYOe VE PAUYO&-
PU. 8ALIKLA ŞES-
t LEfJEN BÜYÜK
İUK , 75-8O SANTİMET.
RE BOYUAJA ULAŞIYOR,
PE/2DEU AYAtCLARINI VE
r KANA7LA/Z/N/ SUDA US-
TACA KUUAHIVOR.DU.
AKSABASl OlAfiJ IOJÇÜKAUIC.
GÖRÜŞ
Prof. Dr. TURKAN SAYLAN
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Baş.
Avrupa Birliği'ne Girerken
Sivil Toplum Örgütleri
Türkiyemiz ilginç ve çelişkili bir süreçten geçi-
yor. Avrupa Birliği'ne girme ve dünyanın uygar dev-
letleriyle bütünleşme gibi bir hedefe yürüyoruz.
Bir yandan, çok çeşitli uluslararası sözleşme-
lerle, ulusal bağımsızlığımızı yitirme kaygıları, bir
yandan da ulusal değerlerimizi evrensel nitelik-
lere ulaştırma ve bu yolla özlenen demokratikleş-
meyi sağlama beklentileri, iç içe geçmiş bir sar-
mala dönüşmüş durumda.
Bu çelişkileri bir yana bırakarak önümüzdeki ye-
ni konumda, sivil toplum örgütlerinin durumunu
irdelemek istiyorum.
Sivil toplum kuruluşlan ya da, demokratik kit-
le örgütleri ya da gönüllü kuruluşlar (NGO) ola-
rak adlandırılan, belli amaç ve hedefler doğrultu-
sunda bir araya gelen insanlann, dernek ya da va-
kıf çatısı altında oluşturduklan bu oluşumlarda, yö-
neticiler seçimle belirlenmekte, üyeler girme ve
çıkma özgürlüğüne sahip bulunmaktadırlar.
Avrupa Birliği'nde ya da diğer uygar ülkelerde,
demokrasi ve hukuk toplumumun oluşumunda,
devlet mekanizmasının şeffaflaşmasında, ülkenin
kalkınıp gelişebilmesinde, bu gönüllü kuruluşla-
rın payı ve yeri kanıtlanmış bir gerçektir.
Çoksesliliği ve seçenekleri çoğu kez bilimsel ve-
rilerle ortaya koyan ve gönüllü emek, bilgi, dene-
yim ve destek sağlayan bu kurumların, devletin
yöneticilerine plan ve projelerindeki gönüllü kat-
kısı, gelişmiş ülkelerde yadsınamayacak boyut-
larda kurumsallaşmıştır.
"Katılımcı Demokrasi" denen yeni kavram bu
yolla sağlanmış olup şimdi, Avrupa Birliği'ne gi-
riş aşamasında, Türkiye için şiddetle de istenmek-
tedir. Sivil toplum örgütlerinin her alanda, ülke
kalkınmasında, geleceğin planlanmasında, pro-
jeler üretmesi, kararlar ve değerlendirmelere ka-
tılması özetle, devlet ve halkın, STÖ yoluyla iş-
birliğinin ve katılımının sağlanması, önümüzdeki
günlerin ana gündemini oluşturmaktadır.
Devletin, günün koşullan gerekçe gösterilerek
vatandaşı baskı altında tutabilmesi mantığını ta-
şıyan son dönem yasalanmızla oluşan bakış açı-
sını öncelikle değiştirmesi, katılımcı demokrasi-
nin vazgeçilmez öğesi olan, "vatandaşa güven-
me" ve "onun gizil gücünü ortaya çıkarma,
ondan yararlanma" ilkesiyle "kolaylaştıncı, ko-
ruyucu, yol gösterici" olma yoluna girmesi ge-
rekmektır. Devlet, STÖ'yü kendine karşıt değil, ku-
ma değil, "vazgeçilmez ortak" olarak algılama-
dan yasal değişimlerin gösteımelık kalacağı açık-
tır.
AB'ye giriş aşamasında, bütün bunları değer-
lendirip yeniden yapılanma aşamasına girmemiz,
aslında ülkemizin geleceği için olmazsa olmaz
bir atılımdır.
Evet, birçok ülkede ve de ülkemizde, STÖ adı-
nı bir vitrin olarak kullanıp kötü, yanlış ve devlet
karşıtı işler yapan, sıkça söylenen şekilde, kumar-
hane işleten, yeralttnda çalışan oluşumlar var ola-
bilir, ama böylesi birkaçını kontrol etme uğruna,
katılımcı demokrasinin olmazsa olmaz kurumla-
rını her an töhmet altında tutmak, daha filizlen-
meden yok etmek anlamına gelir. Bu da ülkemi-
zin, uluslararası boyutta gelişip "çağdaş uygar-
lık düzeyinin üzerine çıkma" ülküsüne ulaşma-
sının önüne çekilen en büyük set olur.
Ülkemizin insanına güvenmeli, geleceğin yapı-
lanmasında, devlet, üniversiteler, yerel yönetim-
ler, ordumuz ve sivil toplum örgütlerimiz ve med-
yayla el ele, gönül gönüle, güven, banş içinde ve
de ğüvenlik içinde, özveriyle çalışmalıyız.
Bu değişim ve gelişimi, AB bizden istiyor di-
ye değil, biz, bu ülkeyi oluşturan tüm yurttaş-
lar istediğimiz için gerçekleştirmeliyiz.
t
2 3
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Kadınlann,
cildi pürüzsüz
göstermesi ve
renk vermesi
için yüzlerine
sürdükleri
kozmetik
ürün. 2/ Ma-
lik, sahip...
Havaalanla-
nnda bulunan
ve çevredeki
uçuşlan denetleme-
ye yarayan sistem. 3/ -|
Süt şekeri... Bir no- 2
ta. 4/ Almanya ve 3
Avusturya'da kulla- .
nılmış eski gümüş 5
para. 5/ Denizcilikte _
"alt. aşağı" anlamın- 7
da kullanılan söz-
cük... Ödünç alınan
ya da verilen şey. 6/
Eski dilde eşek... Giysi altına giyilen etek. II Sat-
rançta bir taş... Bir ticaret senedinin, alacakh ta-
rafından başkasına çevrilmesi. 8/ Islam dinine gö-
re haram sayılan faiz... Panik. 9/ Korumak için
diş üzerine geçirilen metal kaplama... Bir renk.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Beyaz ve güzel kokulu çiçekler açan, park ve
bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç-
çık. 2/ înce dantel... Kumaş, deri ya da kâğıt süs-
lemede kullanılan bir yöntem. 3/ Yunan mitolo-
jisinde, içenlere ölümsüzlük veren tann içkisi...
Bir işaret sıfatı. 4/ "Erol — " : Sinema oyuncu-
muz... Çağn, ilan. 5/ Şaraplann incelenmesini ko-
nu edinen bilim. 6/ Körpe... Üretimle elde edi-
len kullanma değeri. 7/ Konut... Bir inceleme so-
nucunu içeren belge. 8/ Bir meyve... Roman-
ya'nın plaka işareti... Ford otomobilinin bir mo-
deli. 9/ Bir çeşit kalın pamuk bez.
Türkiye Gazetecıler Cemıyeti'nin yaymladtğı günlük
Bizim Cazete
Ülke sorunlanna ılişkin raporianyla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız habeıieriyle sivil toplumların
gazetesi. Düzenlı okumak için abone olun.
Tel: 0.212.51108 75 '