Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2001 CUMARTESİ
OLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus®cumhuriyet.com.tr
'Haşarat...'
Prof. Dr. Ühan ARSEL
0
n dokuzuncu yuzyı-
lın ıkıncı yansından
bu yana Batı de-
mokrasılennde ay-
dın çevreler \ e zın-
de guçler, genellık-
le dev let mekanızmasına ve ozellık-
le yasama organına karşı gıderek ar-
tan bır guvensızlık beslemeye başla-
mışlardır Buguvensızlık, guçluka-
lemlerelınde duşmanlığa (husume-
te) donuşen kuçumseme bıçımını al-
rruştır Çoğu ulkelerde yazarlar, en ın-
safsız \e ağır bır dılle mılletvekılle-
nnı eleştırmeyı gelenek edınmışler-
dır Bunun başlıcanedenı,oyhakkı-
nın genışletılmesı sonucunda halk
yığmlan tarafmdan seçılen kışılenn,
genellıkle fikır ve karakter bakımın-
dan duşuk ve yeteneksız nıtelıkler-
le ışbaşına gelmelendır
Her ne kadar anayasal yoldan ba-
zı onlemlere başvurulmakla beraber
(omegm 'çift meclis sistemi' gıbı).
yıne de olumlu sonuç ahnamadığı
ıçm, eleştın >ollannı açık tutma akıl-
lılığma yer venlmıştır Bundan do-
layıdır kı eleştıncıler. kendı ulkele-
nnın temsılcılenne karşı besledık-
len tıksıntıyı sergılerlerken saldın-
lannı hakaret sınırlannı aşar nokta-
lara kadar gorurmuşlerdır
Ve hıç çekınmeden şu goruşu pay-
laşmışlardır kı, yasama meclısıne se-
çılen sıyaset adamlan, çoğunlukla
vasatın çok altında (basıt) kışıler
olup, mıllet yaranna ış yapıyormuş
gıbı gorunerek kendı gunluk çıkar-
lan dışında hıçbır şey duşunmezler
Ve onlara 'siyaset adanu' olma ola-
sılığını veren (bahşeden) şey, esas
ıtıbanyla 'basirük' ve sıradanlıktır
(alelâdelık), çunku ancak bu suretle
halk yığınlan tarafindan seçılme şan-
sına sahıptırler Amenkalı bır yazar,
H.L. Mencken, vaktıyle un yapmış
olan 'Notes On Democracy' adlı kı-
tabında, Amenkan Kongresı'nı eleş-
tırırken ve Kongre'yı oluşturan Tem-
sılcıler Meclısı (kı her ıkı yılda bır
seçılır) ıle Senato'yu (kı 1/3 uyesı ıtı-
banyla her altı yılda bır seçılır) en sert
bır dılle elekten geçınrken şoyle de-
mekteydı
"Amerikan Kongresi üyderinin ya-
şamoykulerini içeren Kongre Kılavu-
zu'na şoyle bir bakmak (nazar at-
mak) Temsüciler Meclisi'nin ne ko-
cabaşhayvanlardan (l)oJuşüığunu an-
lamak için \eterüdir. Örneğin güney
eyaletfcrinin orta halli (vasat) bir tem-
silcisi. (sozünu ettigimiz) tipin ta ken-
disidir: (Şu bakundan ki) Eğitinıini
mahalle okulunda tamamladıktan
sonra uydurmasyon bir 'metodıst'
yada 'baptıst' kolejedevametnüş,da-
ha sonra doğduğu ve buyüdüğü böl-
gedeki okullardan birinde bir süre
öğretmenlik y apmış ve nihayet bölge
eğhim müfettişligi görevine getiril-
rruştir. Bu arada biraz da hukukla
meşgul obnuştur. Baroya kaydolduk-
tan sonra siyasete eğilimli olmak ne-
deniyleya savcıya da muhtemden yar-
gıç olacakür. Arük Kongre seçimle-
rine kaülma zamaıu gehniştiı. Üç ya
da dört beyhude deneme sonucunda
nihayet Kongre'ye üve seçilmiş olur.
Böyle bir adamınkanun koyuculuğu
görevini yapabilecek yeterliktc bu-
hmmadıgL daha doğrusu, akılcıiıktan
ve ölçulu duşunnıe gücünden yok-
sun bir aptal olduğu aşikârdır. Ma-
kul ve manaki olan şey ile olmayan-
dan birini tercih durumunda kaldj-
ğuıda, içgüdûsüne saph olarak ma-
kul ve mantıki ohnayanı seçeceği mu-
hakkakür. Seçildikten sonra başkent
VVashington'a gidip de orada kulis-
çflerlevegazetecflerlekarşılaşacağıana
kadar bu adam, beUd de bir kez ol-
sun aydın ve kültûrlü sayuabilecek
bir insanla karşuaşnuş ya da iliski
kurmuş değüdir. (Onlarla ilişld kur-
duktan sonra dahi) vasat sevi>enin al-
ünda kalmaya mahkûmdur. Onun
bürün hüh ası, Kongre adına seyahat
ve ziyafetiere gönderilmek ve gönde-
rüdiğj yerde deviet hesabuıa bedava
yiyip içmek vetatil geçirmektir. Gün-
İük bütun meşgalesL, akraba ve dost-
lanna iş bulmaktır... lşte Amerikan
kanunlaruu hazırlay anlar bu fur ha-
şarattır'' (2)
Fakat yazar, bu soyledıklenyle ye-
tınmeyıp bıraz daha ağır bır dıl kul-
lanma gereksınımı duyar ve şoyle
ekler "Temsflciler Mectisi üyeleri, o
derece budala künselerdir ki, devlet
ve hükûmet işlerinde her türlü kav-
rayış ve anlayış yeteneğinden yoksun-
durlar. Amerika'da her seçim bölge-
si, kendi çevTesinden temsiki çıkar-
mak isteğindedir ve bu yüzden çoğu
zaman yeterli nitetikte eleman bul-
makta güçlük çekilir. Temsilcı olabi-
lecek çapta bir eleman bulunsa dahi,
böyle bir kimse, yasadığı çevrenin
aptallanyla ve onlann liderleriyle iKş-
ki kurmaktan (onlarla surtüşmek-
ten)uzakkalmakistediğiiçinadavüs-
tesine ahnmaz."
Kongre'nın 'Temsilciler Meclisi'
ıle ılgılı duşuncelennı bu konumda
sergıledıkten sonra yazar, obur mec-
lısı, yanı Senato'yu eleştırmeye ge-
çer Her ne kadar senatorlenn, obur
meclıs üyelenne oranla bıraz daha du-
zeylı (sevıyelı) olduklannı kabul et-
mekle beraber, aradakı farkın pek
onemlı sayılamayacağına ışaretle
şoyle der
"Senato'da yer akn efendiler, da-
ha uzun bir dönem itibanyla goreve
getirildiklerinden, (Temsilciler Mec-
lisi üyelenne) bakarak nispeten da-
ha iyi nitetiktedirler. (Çünkü) Tem-
silciler Meclisi'nin üyeleri iki yıüık
bir süre itibanyla seçildikleri için,ye-
niden seçilememek endişesi içerisin-
dedirler. (Bu nedenle kendi seçmen-
lerinin kolesi durumundaduriar.) Fa-
kat senatorler, seçılip de vemin ertik-
ten sonra, alu yıl boyunca bu endişe-
den uzak olup, seçmenlerine karşı
lasmen de olsa bağımsız durumda-
duiar." Fakat yazar, senatorlenn de
her şeye karşın yetersız ve kışılıkten
yoksun kımseler olduklannı soyler
Onlar hakkındakı goruşu de şoyle
14
Vasat bir senatör, ûpkı vasat bir tem-
siki gibi, her türlü fıkirsel yeterlikten
ve kişiMkten yoksun (şahsiyetsiz) bu*
yaraok olup. mensup bulunduğu par-
tinin kuklasıdır."
Soylemeye gerek yoktur ki yaza-
nn Amerikan Kongresi üyeleri hak-
kındaki değeriemesi, insafsızuk sım-
nnı fazlasıyla aşmıştır. Fakat buna
karşın y azar hakkmda dav a açılma-
mışür.
Yukandakı orneğın benzerlennı,
tum Batı demokrasılen bakımından
çoğaltmak mumkun Çunku Batı
dunyası, anayasal kuruluşlara yone-
lık eleştırel goruşlen, (ne kadar sert
ve ağır olursa olsun) 'hakaret' nıte-
lığınde saymak gıbı tahammulsuzluk-
ten çoktan kurtulmuştur Ve şunu
çoktan anlamıştır kı. halkın seçtiği ya-
sama meclislerini, halkuı başına be-
la olmaktan kurtarabilecek en etldli
şey, eleştiri ozgurluğunu canlı rut-
makür. Ve Batı, asıl şu gerçeğı ıyı-
ce kavramıştırkı, devletveidareme-
kanizmasuıı ya da dev let başkanını
ya da hükümetiya da yasamavi ve ırve-
lerinı kepaze edercesıne eleştırmek,
sakıncah bir şey değU, fakat tersine,
millete en büyük bir hizmettir. Eleş-
tıncılen. hakaret bahanesıy le mah-
kemelerde surundurup susturmak ıse
devletı 'mustebit' ruhlulara, hırsız-
lara ve sahtekâra teslım etmek demek-
tır
(1) Yazar burada scnıb stock dey ı-
mını kullanmakta Bu de\ım bodur
mek' 'kocabaş ha\van , 'bodur bıt-
kı", bodur ınsan gıbı anlamlara ge-
lıyor
(2) Yazarın kullandığı sozcuk 'ver-
mın 'dır lngıhzcede bu sozcuk haşa-
rat zararlneığıençkııçııkhanan ,
a\aktakımı muzıı adam mıhvp
mahluk gıbı anlamlaıdadır
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bağımsız Basın
Yok mu Olacak?
'Babıâlı', Bızım Yokuş, tanhe mı kanştı? Basın çek-
tı gıttı uzaklara, çollenn ortasına, herkesten, heryer-
den oteye, Ikıtellı denen bır yere Halktan, ınsan-
lardan kopuk, kendı ıçıne kapalı bır dunya
1
O gun
bugun buyuk sayılan gazeteler gıde gıde, bellı pat-
ronlann keyfine, ısteğıne uygun bır nıtelık kazandı
Tanınmaz oldu bırdonemın sevılen, guvenle alınıp
okunan gazetelen, yazarian, çızerlerı
Ben de bır suredır okuyamaz oldum bu gazete-
len
1
Şöyle goz gezdınp bırakır oldum' Yazdıklan-
na ınandığım unlu kalemler de değıştı Kendı du-
şuncelerını değıl bağlı olduklan kurumun, daha
açığı patronlann goruşlen doğrultusundakı yorum-
lar, yozlaştırmalar aldı yurudu Son gunlerde bus-
butun hızlandı bellı çıkarları korukorune savunmak
çabalan
Kureselleşme mı Derviş ovguculuğu mu, yol-
suzluklarla savaşan Tantan ı yerme becensı mı, ba-
sına-medyaya getırılmek ıstenen baskıcı yasalann
propagandacılığı mı hepsı var
1
Adlar vermek ne-
ye yarar^ Sız, bu adı buyuğe çıkmış gazetelenn ko-
şelenndekı yazılan okuyorsanız kımlerden soz et-
tığımı bıleceksınız Geçmışte yazdıklan, soyledık-
len, savundukları ortada, ama şımdı bır sıhırtı değ-
nek onları başkalaştırmış
1
Kımı zaman kızarak, buyuk ofke duyarak oku-
yordum bu kışılen, şımdı şaşarak, bıraz da huzun-
le ızlıyorum Gende bıraktığım yanm yuzyılı aşan
gazetecılık, yazarhk deneyımı ıle değıl, tyı bır ga-
zete okuru olarak O anlı şanlı ınsanlar koşelenn-
de nasıl da rahathkla ınanmadıklan, yanlış olduğu-
nu bıldıklerı durumları, olaylan okurlanna sunabı-
lıyorlar
1
Okurlar bıraz eskı koleksıyonları kanştırsa-
lar, soz konusu yazarlann, bugun yazdıklannın tam
tersını ne kadar da ınançla yazmış olduklannı go-
recekler
1
Menderes'ın dedığı gıbı "ınsan belleğı
unutkan" mı?
Hıç de değıl Kışıler unutsa bıle tanh anımsatır'
Nasıl mutareke gunlennın bırtakım şaşkın yazarla-
n nasıl sık sık gundeme getırılıyorsa, bugunun pat-
ron ovguculerı, patron çıkarlarının korce savunu-
culan da unutulmayacaktır Bu arkadaşlar ne ıs-
tıyorlar'' Turkıye'de bağımsız basın kalmasın mı?
Babıâlı yokuşunda yanm yuzyıl geçırmış bır ağa-
beylen olarak uyarmak ıstıyorum "Patrondan çok
patron olmaya" ozenmesınler
Elbette Iyiler Kazanacak
Bülent TANLA CHPPam Meclısı Uyesı Bılım, Yonetım, Kultur Platformu Başkanı
• • lkelenn yaşamında oyle anlar ve du-
U
rumlar vardır kı, genel bır hoşnutsuz-
luk, guvensızlık, guçsuzluk duygusu
dalga dalga toplumun her kesımıne ya-
yılır Boyle zamanlarda sorunlann
uzenne gıdılemez, çozûme olan ınanç kaybol-
muştur, çare dışarlarda bır yerlerde aranır Boyle
durumlarda toplumlar battıkça batar, karamsar-
lık duygulan her alana yayılır, yapılabılecek en
kolay ışler ıçın bıle parmak oynatılmaz Tûrkıye
kabul etmek gerekır la, boyle bır dönemden geç-
mektedır Yardım dışanda aranmakta, ancak kım-
se de bu çözümun geçerlı olacagına ınanmamak-
tadır
Değerlı eleştırmen Orhan Koçak, yazın ku-
ramcısı Enc \uerbach'ın Pans'tekı arkada^ı un-
lu duşunur \Valter Benjamın e "Türkseçkinleri"
ıçın yazdığı şu satııian aktanrken sadece 193O'la-
ra değıl, gunumuzedeışıktutu>or "Hemhertûr-
lü geleneksellikten ve özeUilde de kendi geçmışle-
nnden bu kadar nefret edip hem de \ abancı olan
herşev« bu kadarkuşku vedüşmaniıkla bakan baş-
ka bır topluluk gormedim."
Bu gozlemın dennlemesıne bır analızı ıçın bu
yazınınçerçevesı uygun değıl Ancak bu kadarkar-
maşık ve karamsar duygunun olumlu bır yanı da
yok değıl Teslım olmamış, kendını bırakmamış,
bazı engellerle karşılaşsa, hatta bu engellen da-
ha çok kendı onune çekmış olsa bıle kendı yolu-
nu kendı bulmaya çalışma nıyetı apaçık bır kıtle
soz konusu Bugun bu nıyete çok ıhöyacımız var
Uzak gunlen bu: an ıçın bır yana bıraksak da
Cumhunyet geçmışınuzın zıhnıyet, çaba ve ka-
zanımlanyla bu knzın üstesınden pekâlâ gelebı-
lınz CHP de bu gunler ıçın vardır CHP ötekı sı-
yasal partıler gıbı olmamanın, olamayacak olma-
nın bedelını bunun ıçın ödemıştır Bu mücadele-
yı ıyıler kazanacak. geleneklenne bağlı çağdaş so-
İun temsılcısı CHP başanya ulaşacaktır
Bır dunya savaşının butun olumsuzluklanna
fedakârlıkla goğus geren Turk toplumu, Atatürk
ve tnönü'nın dırayetlı yonetımı sayesınde 1950'le-
re 140 ton altın stoku olan bır kamu hazınesıyle
gırmıştı Osmanlı'dan kalan borçlar odenmış, ço-
rak Anadolu o gunun şartlan ıçınde bütun ımkân-
lar zorlanarak fabnkalarla donatılmış, gelenek ve
değerlenne bağlı halkımız devlet cıddıyetı ve ay-
dınlanma coşkusu ıçınde çağdaşlaşma hamlesı-
ne buyuk destek vermıştı Butçe dısıplını-öde-
meler dengesı özenıne buyuk onem venlıyordu
Kamu yonetımıne cıddıyet, sorumluluk, ehlıyet
ılkelerı hâkımdı
19801ı yıllardan ıtıbaren tahv ıl, tasamıf bono-
su, konsolıde borç ve Merkez Bankası kısa vade-
lı avanslannm yıl sonunda Hazuıe'ye devn ıle
kapatılması şeklınde bır borçlanma surecı yaşan-
maya başlandı tlk kez 1985'te tahvıl ve bono ıha-
lesıne çıkıldı Borç yapısı ve vadesı değışmeye baş-
ladı Borç yüku arttıkça arttı, vade kısaldıkça kı-
saldı 1980de 721 mılyar lıra olan ıç borç 1987'de
17 218mılyara, 1980'de 15 734 mılyondolarolan
dış borç 1987'de 40 326 mıivon dolara çıktı 2001
Mayısı ıtıbanyla ıç borç toplamı 80 katnlyon lı-
rayı, dış borç toplamının 2000 sonu stoku 114 324
mılyar Amenkan Dolan nı bulmuştur
Bu gelınen noktaya Cumhunyet değerlenne
uyulmaması, Atahırk ve Inonu çızgısınden uzak-
laşmanedenolmuştur Bu hazm tablonun sorum-
lusu kotû yonetım ve yolsuzluklardır Hûkumet
vadeyı uzatamamakta. faızı duşurememekte, bü-
yume konusunda olumlu bır sınyal verememek-
tedır Sonınu sadece fınans sektoründekı çökun-
tuyu toparlama programıyla çozmenın olanağı
yoktur
Turkıye daha once de çok daha uygun olma-
yan zaman ve şartlarda >aptığı gıbı, borcunu yı-
ne son kuruşuna kadar oder Ancak Turkıye "Ge-
lin de bin siz idare edin" denılmesını kabul ede-
mez Turkıye bu zılletın altından kalkar Siyase-
te ve sıyasetın soylu yuzunu yansıtan CHP'ye en
fazla bugun gerek vardır CHP, kadrosu, kıtlesı,
programı ve projesıyle bu hızmete hazırdır
Oncelığımız ınandırıcılık, ıçtenlık ve kaybo-
lan gururumuzu tekrardan kazandırmadır Gunu-
muz Turkıye"sınde sıyasetçı, bılım adamı, gaze-
tecı kımlığıyle kımsenın 1MF \e Dun>a Bankası
taleplen dışında goruş bıldırmesı hoş karşılanmı-
yor, bunu yapanlara "vatan haini" gozüyle bakı-
İıyor Turkıye'ye yapılan, yapılabılecek olan en
büyuk ıhanet budur Turkıye'de sıyaset "tophıin-
faza" tabı tutularak karalamyor Butun sıyası par-
tıler bugunku çıkmazm sorumlusu olarak goste-
nlıyor CHP siyasete sahıp çıkıyor, farklıhğını
ortaya koyan polıtıkalar gelıştınyor Halkımız bu
farkı anlamakta, değerlendırmekte ve desteğını ek-
sık etmemektedır
Şırket yonetımmın kendı çerçevesı ıçınde doğ-
nı ve geçerlı olan mantığı siyasete taşındığında
partı kademelen hıssedar gıbı davranan, sonuç-
tan kâr payı ısteyen kışılerle dolar Sıvaset bır oz-
ven ışıdır, görmedığmuz, tanımadığımız, goz go-
ze bıle gelmemış olabıleceğımız kışılenn sorun-
lan, kaygılan geleceklen ıçın yapıldığında bıran-
lam taşu
1
CHP sıyasetı kışısel çıkarlara odakla-
şan gorûnumunden çıkarmayı, bu knz bağlamın-
da toplumun dayanışmasını, bırlıktelığını, ortak
ufuklara yelken açmasını sağlama gorevmı ûst-
lenmıştır
Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal'ın ışa-
ret ettığı gıbı çözüm, Anadolu felsefesı ve ruhu-
nu çağdaş sola taşıyan CHP çızgısmdedır CHP
bu anlayış ve çaba ıçınde Turkıye'yı guzel gun-
lere taşıyacak, ıyıler kazanacaktır
Sol Siyaseti Seçmenleştirmek...
İLAN
TC
BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No 2000 721
KararNo 2001 364
Da\ acı Bahnye Erdem v ekılı Av Nehır Şahın tarafin-
dan davalı İsmaıl Akay aleyhıne mahkememızde ıkame
olan tahlıye davasının yapılan duruşması sonunda,
26 4 2001 tanhlı venlen karar gereğınce
Toplanan delıller da\acı vekılınınbeyanı ıhtarname,
kıra sozleşmesı, gazete ılanı ve tum dosya kapsamından
subuta eren davanın kabulu ıle dava konusu Haznedar,
Kınalı Cad No 18 Gungorea Istanbul adresındekı pı-
decı-borekçı dukkanından B K'nın 260 maddesı gere-
ğmce temerrut nedenıvle da\ahnın tahhyesıne alınma-
sı gereken 129 600 000 TL harçtan peşm alınanın
mahsubu ıle genve kalan 102 600 000 -TL harcın da-
vacıdan alınmasına dav acı tarafından yapılan
30 900 000 -TL yargılama gıden ıle davacı vekılı yara-
nna takdır edılen 87 500 000 -TL \ekâlet ücretının da-
valıdan ahnıp davacıya venlmesme daır temyız yolu
açık olarak venlen karar davacı vekıhnın yuzune karşı
davalının Nokluğunda açıkça okunup anlatılmış olup,
Istanbul Haznedar Kınalı Cad No 18/6 adresınde
ıkamet eden davalı ismaıl Akay'ın vapılan aramalara
rağmen teblıgata yarar açık adresı tespıt edılemedığın-
den dava dılekçesı \e dunışma gunu gazetede ılan yo-
luyla davalıya teblığ edılmış olduğundan vııkanda hu-
kum özetı >azılı 2000 721 Esas 2001 364 karar sayılı
26 4 2001 gunlu karar davalı tsmaıl Akav a tebhğ >en-
ne kaım olmak uzere ılan olunur 315 2001
Basın 33837
Ertan UNVER Torbalı
D
unya, msanoğlunun altından hızla
akıyor Daha ılk yılmda 21 yuzyıl,
msanlığuı uzenne bır karabasan gı-
bı çökmekte Durum dûnyada boy-
le, Turkıye'de böyle Gelnıen nok-
tanm en temel etmenı, nıcelıksel ve nıtelıksel ola-
rak yaşanan teknolojık patlama ve bu patlamamn
uretun bıçunmı dönûştürûyor olması Ve bu dö-
nuşume, ınsanhğm hazırlıksız yakalanmış ohna-
sı Ilk veenasalbeurtı, demokrasıde yaşanan bu-
nalım, demokrasının temsıl ayağınm tokezleme-
sı Gıderek sıyaset kurumunun tıkanması
Emek-sennaye çehşkısı ortada durup durur-
ken sol çözumsuzluğu yaşıyonjz Oteyanda,Ye-
nı Dunya Duzenı (YDD), yenı lıberalızmm yenı
kapıtalizmı, kureselleşme, serbest pıyasa ve özel-
leşnrme ayaklanna yaslanarak mılyarlara kan kus-
turan bu- yoksulluğu ve yoksunluğu dayatıyor
Buna karşın aynı kapıtalızm, o yenı yapısı ıçınde
Kondratıeffdalgalanmalan 50^60 yüdan 3-5 yı-
la ındıren bu: durumu sergıleyıp, sık sık bunalım-
lara yuvarlanıyor, çozûmsuzleşmenm burgacın-
dan kurtaramıyor
Böyle bır genel gorünûmde, -lom ne derse de-
sın- sol alal, bır çozümsel onermeyı gelıştınne ozü-
ne v e gücune sahıptır Ustelık bu onermeyı, top-
lumsal tartışma alanına aktararak sağlamasını top-
luma yaptırma, çıkan sonucu "seçmen başansry-
la" donatarak eylem ve uygulama alanına taşuna
olanağına da artık ulaşmıştır Çflnku, msanoğlu
bunu bu- yakıcı özlem olarak ılıklennde duyum-
samakta, "be>in açhğj" olarak yasamaktadır bu-
gun Yeter kı sol akıl, bunun gerek ve zorunlu-
luklannı yenne getırmeyı bılsın O gefek ve zo-
runluluklann ılk koşulu, sıyasetm erksel tabanı-
nı, toplumun tumü egemen olacak bıçımde gemş-
letmektu- Sıyasetı toplumun yönetsellığıne tes-
lım edecek "siyaseti seçmenk^anne" onermesı-
nı getmnektır Tıkanan sıyasetın, tökezleyen tem-
sıl öğesını, demokrasının dışına ıteleyen, gerçek
anlamda orgutlu katılun öğesıyle temsılı yenne
oturtan, çağdaş bır onermeyı, toplumun tartışma
ve değerlendırmesıne açmaktır Ozetle, "sorum-
luluk usttenen toplum tasansmı" topluma oner-
mektır
Öylece toplumsallık, suııfsal dayanışma taba-
nuıı katmanlaştırarak gemşletme ve demokratık
kanlum ışlevselleştırerek dennleştırme olanağı-
nı elde edecektır O arada "doğrudan demokrasi
düşselügine" saplamlmadan, -onu bellı zaman sü-
recme bırakıp- katıluncı demokrasımn gerçek an-
lamlı temellen, toplumca atılmış olacaktır Sığ-
laşıp sağlaşmaya olanak bulamayan ve kendı çı-
karsal eylemlıhğı doğrultusuna gıren toplum, ıs-
ter ıstemez çağdaş bır örgutlenmeye yönelecek-
nr Kendmı yönetme ışlevsellığını de ûstlenecek
olan o örgutlenme, yapısımn dayatması sonucu,
toplumu bılımselleştınrken bılunı de toplumsal-
laştırarak gerçek bılım-toplum ılışkısını kuracak-
tu- Doğan boyle bır dûzlemde, msanlık yandaşı
bır yönetsellık egemen olacaktır Emeğın en yû-
ce değer olma ozelltğı, çalışmanm en yuce değer
olma gerçeğıyle bünınleşecektır
Bılgı en yuce değerdır söylemı, bılgı ıçm emek
ve çalışmak en yüce değerdır ılkesı karşısmda sö-
nup gıdeceknr Sıvılleşme, gerçek yapısallığma ve
ışlevıne ulaşacaktır Yerelleşme, toplum gucune
yaslanacağı ıçın ulusalhğı/ulusal çıkar savaşımı-
nı guçlendırecektır Yoneten-yonetılen ılışkısm-
de var olan her turden sömuru, halk aldatması
(populızm) ve bıreycı çıkarsallık, toplumsal de-
mokrasmın egemenlığıyle son bulacaktır
Sol, bu çağdaş toplumsallık onermesıyle, ge-
leceğuı evrensel bo>Titlanna uzanarak kendı fe-
odalızmasını yenerken, YDD lıberalızmmm da-
yattığı, msanlık karşıthğı kokan kapıtalıst bırey-
cı feodalızmasını sorgulamaya ıtılmış olacaktır
Boylesı bır durum ıse msanoğlunun elde etmış ol-
duğu en ust v e en son moral kazanımı oluştura-
caktır Sıyasetı toplumsallaştuarak seçmenleştı-
ren boyle bu- tasan. evrensel boyutlan ve ulusal
olçutlen ıle değerlendınlmehdır Hıç abartısız de-
nebılır kı Turkıye solu, o tasanyı hem evrensel duz-
leme taşıyabılur hem de Turkıye ulusalına suna-
bılır Başan olasılığı çok yuksek ve aynı zaman-
da, yaşanan sol çözumsuzluğe akılcı seçenek ya-
ratan tasannın. toplumca beramsenmemesı ıçın hıç-
bır neden yoktur Tersine en ust duzeyde toplum
desteğı yaratmaya donuk her turden olumsuz ve
de acı gelışme, her gun yaşanıp durmaktadır Ozel-
lıkle Turkıye'de ve benzen ulkelerde
Tıpkı kımı kafalara bu- tûrlu sığmayan, Kema-
lızmın toplumsallıktan guçlenerek kaynaklanma-
sı gıbı, tıpkı Kuvayı Mıllıye'nın toplumsal blok-
laşmayı gerçekleştırerek etkınlermş olması gıbı
Bu kaynak ve guce koşut bır çağdaş vapısallık. bu-
gun de msanlık yandaşı bır çağdaş sol dırenışe dö-
nüşerek msanoğlunun kendmden yanalığuun me-
şalesını neden ateşlemesın. Turkıve'de ve tum
dûnyada''
Sıyasetı toplumsallaştınp ınsanlaştmırak sol
sıyasetı seçmenleştirmek, yenıden duzenlemek,
bugun ve yakm geleceğın çağdaş msanlığına ulaş-
mada en gerçekçı v e nesnel seçenek olarak belır-
mektedır Bılmmelıdır kı bunu, ancak ve ancak
msanhğm kendı kadennı belırleme ıstencı gerçek-
leştırecekhr
Ekmekçi'den mektup
Bu yazımı. sevgıh Mustafa Ekmekçi'yı 21 Ma-
yıs'ta gurbete çıkışının 4 yılmda ondan aldığını
uzun mektubun bem nasıl duvgulandırdığını kı-
saca behrterek bıtırmek ıstıyorum
Ekmekçı gurbete çıkalı ben çokdennlerdenpek
çok soyleşımız oldu şu dort yıl boyunca K.unı
kez dereden tepeden, kımı kez kokten kokenden
soyleştık Dörduncu yıl bıtıp beşıncı yıla geçer-
ken bır mektubu çıkagelmez mı Yok yok, oyle
e-maıl turu bu- şey değıl bu mektup Nerdee Bıl-
dığımız eskı mektuplardan, bu Ham o ucuz ol-
sun dıye san zarfa konanlanndan Hemen bıldım
yanından hıç aymnadığı dostu o kulüstür A klav -
ye daktılosuyla yazmış zarfin ustûnu Kapağm ust
sol koşesınde, o koyluluğune ozgu belırtı Gon
Mustafa EKMEKCİ Bellı, gurbette de değışme-
mış, aynı Ekmekçı Hıç şaşırmadım mektuba
Belkı de beklıyordum Beikı ozlemıştım Şoyle
ıçımın ta dennlıklennde duyumsayarak bır kok-
ladım, okşadım Duvgulanmıdenetle>emedımbır-
den Gıttığınden bu yana ılk kez kana kana ağ-
ladım
PENCERE
Nane,linon, Maydanoz...
Elımız ayağımız tıtrıyor, gozumuz kulağımız kınş-
te, yureğımız tıp tıp atıyor, bayıldık bayılacağız, na-
ne lımon yok m u '
- Ne oluyor?
- Fena oluyorum..
- Neden"?
- Knz çıkacak
- Nasıl?.
- Ay fena oluyorum, yureğım sıkışıyor, knz çı-
karsa ne yaparız''
•
Eloğlu bastırıyor
- Fılanca kanunu çıkaracaksın1
- Etme eyleme
- Çıkaracaksın1
- Ya çıkarmazsam'7
- Can-ı azızın bılır, sen o kanunu çıkarmazsan
benden para yok1
Ne kaba, ne bayağı, ne onur kıncı, ne aşağılık
bır pazarlık1
•
Tanzımat'ın unlu sıvıl paşalan, gunumuzun polı-
tıkacısı yanında zemzemle yıkanmış sayılırlar
Çunku Osmanlı bıtıktı, çeşrtlı dınlerden, çeşıtlı mıl-
lıyetlerden, çeşıtlı coğrafyalardan oluşan mıadı dol-
muş bır çağdışı ımparatorluk, başındakı padışah
ve halıfe ıle ozdeşleşmış devlet mekanızmasının şe-
natçılığa şartlanmış dunya goruşunu taşımak zo-
rundaydı
Pekı, nasıl oluyor da Anadolu'da butunleşmış
genç bır ulusun yonetımı, uç kuruş otuz para ıçın
yabancı efendılenn karşısmda el pençe dıvan du-
ruyor?..
•
Dıyoriar kı
- Sus, sus, boyle konuşma1
-Neden''
- Ya bır knz daha gelırse?.
- Ne olur knz gelırse?
- Felâket olur, mahvoluruz, ağzını açma, fenalık
gelıyor ustume
- Vah, vahi
- Ya knz bır daha gelırse?
Eloğlu bızım zavallılan taksrtlere bağlamış gı-
dım gıdım canımızı alıyor, tepemızde Damokles'ın
kılıcı:
- Knz çıkar ha
1
- Fena olur ha
1
- Kanunu çıkar, tasanyı hazırla, önumde diz çök,
elımı ayağımı op, sağa bakma, sola bakma, ne
dersem onu yapacaksın'
- Yapmazsam?
- Knz çıkar ha!
•
Adı konmamış mahallenın, tapusu çıkmamış
evınde kımlık cuzdanından yoksun yaşayan kayıt
dışı ekonomı zengınlerınden sanal vatandaş, olan-
bıtenlenn hepsıne poposuyla guluyor .
Dedıkı
- Knz çıkmaz abı
-Neden?
- Eloğlu knzı çıkararak alacağını aldı, Turkıye'nın
canına okudu, ustune bır knz daha çıkarmanın âle-
mıyok
- Nasıl?
- Abı, eloğlu ışını lyı bılıyor, çunku ancak bır knz
daha patlarsa bu mılletın aklı başına gelır
- Deme?
- Abıcım sen sen ol, aklını başına devşır, knzın
gobeğınde yaşarken krız çıkacak dıye korkan za-
vallıya nane, lımon, maydanoz kâr etmez
İLAN
TC
ŞtŞLİ 1. ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No 2000 1032
Davacı Sermet Sağocak vekılı Av Hanefı Sağocak
tarafından davalı Jobına Sağocak aleyhıne açılan bo-
şanma davasının yapılan açık dunışması sırasında
Korukent C Blok D 15 Ortakov-lstanbul adresınde
bulunan davalı Jobına Sagocak'ın bu adresıne teblıgat
yapılamadığı, yapılan zabıta tahkıkatında tanı>an bılen
olmadığı bıldınlmış olmakla davalı adına dava dılekçe-
sının ılanen teblığme karar venlmış olduğundan,
Davalı Jobına Sağocak ın duruşma gunu 17 7 2001
gunu saat 10 00'da mahkememızde hazır olması veya
kendısıru bır vekılle temsıl ettırmesı, duruş,maya gelme-
dığı takdırde yokluğunda karar venleceğı, dava dılek-
çesı yenne kaım olmak uzere ılan olunur 8 6 2001
Basın 34500
İLAN
TÇ
ORDU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 2000/296
Davacı Turkıye Dıyanet Vakfı tarafından davalı Fer-
da Tezcan'a karşı açılan men ı mudahale ve ecnmısıl
davasının yapılan duruşması sonunda,
Dava konusu olup Ordu Selımıye Mahallesf nde bu-
lunan \e tapuda 1967 ada 7 parselde kayıtlı olan
24/174 arsa paylı zemın kat 3 nolu dau-eye davalının
yapmış olduğu mudahalesının onlenmesme aynca
120 000 000 - TL ecnırusılm davalıdan alınmasına ka-
rar venlmıştır
Davalının açık adresı bulunamadığından teblıgat ye-
nne geçerlı olmak uzere duyurulur
Basın 32810
İLAN
TÇ
YOZGAT ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 2000/726
KararNo 2001 348
Davacı Şenav Akbaba tarafından davalı Menderes
Akbaba aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan >ar-
gılaması sonucunda venlen 22 5 2001 tanhlı karar ge-
reğınce
Davanın kabulu ıle Yozgat merkez Kale Koyu, Cılt
No 62, Hane No 7'de nufusa kavıtlı Sulevman ve Şem
sı kızı Şenay Akbaba ıle Hasan Huseyın ve tkbal oğlu
Menderes Akbaba nın boşanmaianna karar venlmış
olup adı geçene karar teblığı yenne kaım olmak uzere
ılanen teblığ olunur 28 05 2001
Basın 3271S