Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SA/TA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 2001 SALI
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
Yeni Krizler Kapıdal
Kimi cümleler vardır ki. sızi ömür boyu izler-
ler. llla "seçme söz/e/'"türünden1
seçenin dü-
zeyine ve meşrebine göre, bazen hoş, ama
çoğu zaTian ukalaca ve boş olanları kastet-
miyorum. Sözünü ettiklerim herhangi bir yer-
derastlayıp da aklınızda kalan, ama illa iddi-
ası olması gerekrneyen cümlelerdir.
Örneğn, yıllar önce bir gazetenin ekinde, tü-
kenmeyen konu, zayıflama rejimi ile ilgili bir
doktorun yazısını okurken karşılaşmıştım bi-
riyle.
"önce şunu belirteyim" diyordu uzman
doktor, "zayıflatan yiyecek yoktur".
Sanki çok bilgeymiş gibi bir eda ile "yağmur
yağdığında su düştüğünü" söyleyen, herza-
man malumu ilan etmekten öteye geçmeyen
dangalak ukalanın prototipi, Fransızların düş-
sel kahramanı Mösyö Lapalis'i anımsatır gibi
sıradan olan bu cümleyi okurken zayıflatıcı
mucizevi gıdalara insanların nice bel bağladı-
ğını düşünürseniz, basitliği ötesindeki önemi-
ni anlarsınız.
Birzamanlar, Turgırt Özal'ın başucu kitabı
olan, belirli bir dünya görüşünün çığırtkanı,
"Megatrends 20O0 "de böyle bir cümleyle kar-
şılaşmıştım.
Yazarlar, "Ingilizcenin uluslararası birdiLol-
ma yolundaki en büyük avantajı kötü konu-
şulmasının kolay olmasıdır" diyorlardı. Bütün
dünyanın kafa göz yararak konuştuğu Ingiliz-
ceyi düşünürseniz...
• • *
Türkiye'nin ikidebiriçineyuvaıiandığı buna-
lımlarda hep aklıma gelen ise sürücü ehliyeti
sınavında sorulan bir sorunun yanıtı olan cüm-
ledir.
Sınavda sorarlar: "Yokuş hangi vitesle ini-
lir?"
Yanrt şudur:
"Çıktığınız vitesle..."
Gerçekten de öyledir, birinci veya ikinci vi-
tesle çıktığınız bir yokuşu, dördüncü veya be-
şinci vitesle inemezsiniz. Inmeye kalkarsanız,
maazallah....
Türk insanı, yılların birikimi olan bunalımlar-
la karşılaştığında, bir iki önlemle hemen o du-
rumdan çıkıp kalıcı bir istikrara ve rahatlığa ka-
vuşmayı istiyor.
Böyle durumlar yok değil. Eğer söz konusu
olan gerçek bunalım değil, kimi ucuz hatalar-
dan kaynaklanan devresel bir sapmaysa, dü-
zeltilmesi de nispeten çabuk ve kolay olur.
Ama eğer bunalım, bünyenizin yıllarca sü-
ren bozukluğundan, yıllarca vazgeçmediğiniz
yanlışlarınızdan kaynaklanmış yapısal bir kriz
ise, ondan hiç sıkıntı çekmeden bir anda kur-
tulmanız olanaksızdır.
Bu gibi durumlarda, kötü birikimleri birbiri
üzerine yığan, yanlışı alışkanlık haline getiren,
zamana tam eşit değilse bile onunla orantılı bir
zaman dilimi zorunludur normale dönüş için.
• • •
Görüyorsunuz, içinde bulunduğumuz yapı-
sal bunalımdan, öyle bir iki gün veya ay için-
de çıkmamız asla mümkün değil.
Artık eskiye dönüş de yok.
Eskinin düşleri, lüpleri, yan gelip yatmaları,
kötü alışkanlıkları, abes uygulamaları bıtme-
diği sürece krizden çıkış da yok.
Aynca en iyi olasılıkla bile, krizin başladığı
noktadan hareket etmeyeceğiz bir daha. Da-
ha geriden çıkacağız yola.
Türkiyetünelin ucunda ışığı gördüğündede
(ki şu sırada kim ne derse desin henüz göre-
miyor) daha yoksul, daha işsiz, daha gerilim-
li olarak yürümeye başlayacak yolu.
Biraz dikkatle bakın etrafa! Herkesin sanki
hiçbir şey olmamış gibi, üç önlem, bir ham-
humşaralop ile yeniden eski düzene dönme
özlemi içinde kıvrandığını göreceksiniz.
Krizin en vahim yanı da bu. Çünkü bu dav-
ranış henüz büyük çoğunluğun içinde bulun-
duğumuz durumu kavramaktan bile uzakta
olduğunu gösteriyor.
Benden söylemesi, yeni ve daha büyük kriz-
ler kapıda. Haberiniz ola!
Sadettin Tantan'a çağrı
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel
Başkan Yardımcısı Nevfel Şahin, "Sadettin
Tantan gerçekten yolsuzluklarla mücadele etmek
istiyorsa, ANAP'tan niçin istifa ettığini ve
bildiği, gördüğü yolsuzluklan teker teker
açıklamakmecburiyetinde" dedi.
Ölüm oruçları sürüyor
• İstanbul Haber Servisi - F tipi cezaevlerine
karşı başlatılan ölüm orucu eylemi 235. gününe
girerken TAYAD, yaptığı yazılı açıklamada,
hastanelerde zorla müdahale olduğunu öne
sürerek "Iktidar, zorla müdahale işkencesiyle
yaşayan ölüler yaratıyor" dedi.
'Hekimler duyarlı'
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin
ölüm oruçlanyla ilgili basın açıklamalan
nedeniyle "amaç dışı faaliyet göstermek"
suçlamasıyla görevden alınmaları istemli davada
esas hakkındaki görüşünü bildiren savcı,
hekimlerin "duyarh" davrandıklannı, artniyetli
olduklanna ilişkin kanıt bulunmadığını bildirdi.
Mahkeme, davayı reddetti.
4 operatör göçük altında
• SIVAS(Cumhuriyet)- Sıvas'ın Kangal
ilçesinde Demir Export Kömür Işletmesi'nde
meydana gelen toprak kayması sonucu göçük
altında kalan 4 operatörün kurtarılması için
çalışmalar sürüyor. Çalışmalara Ankara ve
Zonguldak'ın yanı sıra çevre kentlerden de
destek verilirken olayla ilgili olarak soruşturma
başlatıldı.
Tantan'dan sonra art arda istifalar yaşanıyor. Eski ekipten vali ve emniyet müdürlerinin görevden alınması gündemde
IçişLeri'nde yaprak dökümüANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Içişleri Bakanlığı'nda Sadettin
Tantan'ın istifasının ardından Ka-
zun Abanoz'un aynlmasıyla başla-
yan kopmalar sürüyor. Müsteşar
Yardımcısı Ahmet Karabilgin görev
değişiklığı istemını Içışleri Bakanı
Rüştü Kazun Yücelen'e iletti. Tan-
tan'ın ısrarlı girişımleriyle bu göre-
ve gelen Karabilgin 'in aynlma ge-
rekçesinde, bakanların kendi seçtik-
leri kadrolarla çalışmasının kamu
yönetimi açısından yararlı olduğu
düşüncesinin etkilı olduğu bildiril-
di. Emniyet Genel Müdür Yardım-
cısı Muhittin Kaya da görev değişik-
lıği ısteminı genel müdürlüğe iletti.
Yücelen'in taslak çalışmalannı sür-
dürdüğü bildirilen valiler kararna-
mesine ilişkin söylentilertaşrada ra-
hatsızhk yaraürken gerekli atamala-
nn zaman yitirmeden yapılması ge-
rektiği belirtüiyor.
Sadettin Tantan'ın Içişleri Bakan-
lığı'na gelmesinin ardından ısrarlı
girişimleriyle müsteşar yardımcılı-
ğı görevine getirdiği Ahmet Kara-
bilgin dün görevinden ayrıldı. Kara-
bilgin"in görev değışıkliği istemini.
Yücelen'e "Hayırh olsun" dilekle-
rini iletmek üzere ziyareti sırasında
dile getirdiği öğrenıldi. Karabilgin,
Içişleri Bakanlığı'ndaki görevini
merkez valisi olarak sürdürecek.
Yücelen, özel kalem müdürlüğü
görevine Içişleri Bakanlığı Teftiş
Kurulu Başkan Yardımcısı Aydın
Erbul'u getirdi. Turan Genç'in isti-
fasının ardından emniyet genel mü-
dür yardımcılan, daire başkanlan ve
Içişleri Bakanlığı Müsteşan ve müs-
teşar yardımcdannın da değiştiril-
mesi bekleniyor. Ancak Müsteşar
Saim Çotur'un istifa yerine emek-
liliğini ısteyeceği dile getiriliyor.
Emniyet Genel Müdür Yardımcı-
sı Muhittin Kaya da görev değişik-
liği istemini Emniyet Genel Mü-
dürlüğü'ne iletti. istifa edecek ya
da istifası istenecek emniyet mü-
dürleri arasında Bursa Emniyet
Müdürü Aydın Genç, Ankara Em-
niyet Müdürü Kemal tskender, An-
talya Emniyet Müdürü Mehmet Ya-
zıcı'nın adı ilk sıralarda yer alıyor.
Içişleri Bakanı Rüştü Kazım Yüce-
len'in valiler kararnamesi hazırlığı
sürdürdüğüne ilişkin bilgilerin taş-
rada rahatsızlığa neden olduğu bil-
dirildi.
Içişleri Bakanı Yücelen'e Em-
niyet Genel Müdürlüğü'nde brifing
verildi. Brifing için ilk olarak Em-
niyet Genel Müdürlüğü görevinden
aynlma isteminde bulunan Turan
Gençgeldi. Genç "Kendi isteğini-
zle mi istifa ettiniz" sorusu üzerine,
"Sonra açıklayacağım" dedi.
Iskenderde görevinden istifasının
söz konusu olmadığını bildirdi.
Bakanlar Kurulu
Nükleer
geçişlere
önlem
• Bakanlar CASA
uçaklanndaki kazalan ve
Boğazlar'ın güvenliğini
değerlendirdi. Bakan
Mirzaoğlu, Boğaz geçişi
için önlem alınacağını
söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bakanlar Kurulu,
son dönemde iki tanesi düşen
CASA uçaklarıyla ilgili in-
celeme raporlannı görüştü.
Milli Savunma Bakanı Saba-
hattin Çakmakoğlu, kesin so-
nucun kara kutulann ıncelen-
mesiyle ortaya çıkacağını be-
lirterek üretimden kaynakla-
nan bir hatanm tespit edile-
medığinı söyledi. Toplantıda
Çanakkale ve İstanbul bo-
ğazlannın güvenliği de ele
alındı.
Denizcilikten sorumlu
Devlet Bakanı Ramazan Mir-
zaoğlu. Montrö Anlaşması ile
Boğazlar'dan geçişin serbest
olmasına karşın kazalara kar-
şı gerekli önlemlerin alınabi-
leceğini kaydetti.
Başbakan Bülent Ecevit'in
bugün Brüksel'e yapacağı
gezi nedeniyle 50 dakika sü-
ren Bakanlar Kurulu toplan-
tısında iki gündem maddesi
görüşüldü. Malatya yakınla-
rında ve TAI tesislerindeki
test uçuşu sırasında düşen
CASA uçaklanyla ilgili Ge-
nelkurmay Başkanhğı, MSB,
Savunma Sanayii Müsteşar-
lığı, Deniz Kuvvetleri Komu-
tanlığı ve diğer sivil havacıük
birimleri tarafından hazırla-
nan raporlar hakkrnda Çak-
makoğlu sunuş yaptı.
Raporlarla ilgili olarak ay-
nntıh bilgi veren Çakmakoğ-
lu, CN-235 tipi hafif nakliye
uçaklannın üretimiyle ilgili
herhangi bir hatah durumun
tespit edilemediğini belirtti.
Bakanlar Kurulu'nda Ça-
nakkale ve istanbul Boğa-
zı'ndan gemi geçişleri sıra-
sındaki kazalar ve boğaz-
lanndan güvenliği de tartışıl-
dı. Çevre Bakanı Fevzi Ayte-
kin, Boğazlar'ın çevresel gü-
venliğiyle ilgili olarak kısa bir
bilgi verdi. Aytekin, gemüe-
rin Çanakkale ve istanbul bo-
ğazlanndan geçişlerinde teh-
like yaratabilecek durumlara
karşı uluslararası düze> de an-
laşmalar çerçevesinde hare-
ket edileceğini kaydetti.
Ki'dtürminısuu konıyım Tantcm'aödül
Mimarlar Odasu tstanbuPda Fatih Bekdiye
Başkanhğı döneminde tarihsel kent dokusu-
nun korunmasuıa donük başlattığı çalışma-
lannı "İçişleri Bakanı" olduktan sonra yurt
düzeyinde de jaygınlaştırdığı için Sadettin
Tantan'a "Kültürel Mirasa Duyarlılık ve Mi-
marhğa Katkı Ödülü" verecek. Ödülün ge-
rekçelerinin de yer aldığı Mimarlar Odası
.Merkez Yönetün Kurulu (MYK) karannda,
SadettinTantan'ın her iki görevi süresince de
tarihsel,külrürel ve doğal çevre mirasma kar-
şı duyarh bir "kamu yönetkisi" olmanın ve
aynı duyarhhğı "siyasete" de taşunanın "ör-
nektutumlannı" sergilediği vurgulanıyor. Bu
çabalann aynı zamanda "ilgili sivil toplum
kuruluşlanyla işbüiiği içinde" sürdürmüş ol-
masının da ödülün önemli gerekçesini oluş-
turduğu belirtilen MYK kararında, Tan-
tan'a, özeilikle "mimariık değeıierine saygı-
lı bir imar düzenini sağlamak" yönündeki sa-
mimi giris.inıleri nedeniyle ödül verildiği be-
lirtilivor. Odül töreni, 15 Haziran 2001 Cu-
ma günü saat 10.00'da, tarihi "Zeyrekha-
ne
n
binasında yapıiacak.
Bahceli'nin başbakanlık planı
MHP'de yeni siyasi
oluşum hazırbkları
• Sonbaharda sağda ve solda beklenen
yeni siyasi oluşumlara karşı hazırlık yapan
MHP'de, Genel Başkan Devlet Bahçeli
başbakan olmayı planlıyor.
EMtNE KAPLAN
ANKARA -Hüküme-
tin MHP kanadı. sonba-
harda sağda ve solda
beklenen yeni siyasi olu-
şumlara karşı hazırlık
yapıyor. Yeni oluşumla-
ra "Kimse heveslenme-
sin, biz burada>ız" me-
sajı veren Genel Başkan
Devlet Bahçeli, Meclis
aritmetığinde olası değı-
şıklikler durumunda bi-
rinci parti konumuna ge-
lerek başbakan olmayı
planlıyor.
"Yeni oluşumlaruı hız
kazandığı bir dönemde
yeni taktikler geliştirme-
yen partiler ayakta kala-
maz" diyen MHP kur-
maylan, olası gelişmele-
re karşı politikalar geliş-
tiriyor. MHP kulislerin-
de, sonbahara dönük se-
naryolar üzerinde duru-
lurken "Ağustos sonu,
eylül başında yepyeni ge-
lişmeler olabilir.
Globafleşmenin medyaya etkisi
SEUL (AA) - Uluslararası
Gazetecüer Federasyonu (FIJ),
Dünya Kongresi'ne sunulan ra-
porda, "Gazetecinin mesleki
kimKğL, bir sendikamn, gazete-
dGğin içinde buhınduğu bugün-
kü sosyal v* kültürel krize kar-
şı tepki geliştirmesinde çok
önemli bir etmendir" denildi.
FIJ raporunda, medya sektörü-
nü de içeren global ekonomi-
nin, "demokratikveendüstriyel
sorumhıluk yörüngesinin dışın-
da" olduğu kaydedildi.
Seul'de dün başlayan ve 15
Haziran'a kadar sürecek Ulus-
lararası Gazetecüer Federasyo-
nu (FLJ) 24'üncü Dünya Kong-
resi'nde tartışılmak üzere FIJ
Genel Sekreterliği tarafından
hazırlanan raporun, "Yeni
Medya ve GlobaUeşme: Bir
Tepkinin Örgütlenmesi" baş-
lıklı bölümünde, globalleşme-
nin tüm dünya ekonomileri ve
medyadaki etkileri üzerinde
duruldu. Medyadaki globalleş-
me sürecinin, enformasyon ve
iletişim sistemlerinin entegras-
yonun çok ötesinde, istihdam
durumlarında ve çalışma yön-
temlerinde geniş kapsamlı de-
ğişiklere yol açtığı kaydedilen
raporda, aynca, dünya medya-
sının bir avuç çokuluslu holdin-
gin hâkimiyetine geçtiğinin gö-
rüldüğü vurgulandı.
Raporda, örneğin, dünya
film endüstrisinin, her biri bü-
Süleyman Demirel'in küreselleşme yorumu:
Dünyanın yansı 2 dolarla geçiniyor
İstanbul Haber Servisi- Es-
ki Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, yaşadığumz yüzyıl-
da demokrasiye olan inancın
"ekmek" ve "güvenKk" kay-
gısıyla zaman zaman yitirildi-
ğini belirterek küreselkşen
dünyayı bekleyen en önemli
tehlikenin bu olduğunu söyle-
di. Demirel, "Bu dünya çok
zenginlerveçokfakirlerdün-
' dedi.
Lütfi Kırdar Uluslararası
Kongre ve Sergi Sarayı'nda
düzenlenen "8. Dünya El Cer-
rahisi Kongresi
T1
nin açılışın-
da. "Gioballeşen Dünyanuz"
konulu bir konuşma yapan
Demirel, 20. yüzyıhn başında
2 milyar olan dünya nüfusu-
nun asrın sonunda 6 nıiryara
ulaştığına dikkat çekti.
Insanlığın bir ortak sorunu-
nun da yoksulluk olduğunu
vurgulayan Demirel, dünya-
da bir milyar insanın günde 1
^iolardan, dünya nüfusunun
yansmın da günde 2 dolardan
aşağı gelire sahip olduğunu
kaydetti. Demirel, "Ulusdev-
lete bakış değişecek, egemen-
lik ka\ ramı yeni anlamlar ka-
zanacaktır. Devlet çağuı ge-
reklerine uygun olarak yeni-
den inşa edilecektir'' diye
konuştu.
yük medya holdinglerinin par-
çası olan 7 şirketin elinde oldu-
ğu behrtildi.
Uluslararası Gazetecüer Fe-
derasyonu raporunda, "Medya
sert maliyet kontrollerini zor-
larken tüm dünyada editoryal
bölümler de kesinti dalgasuun
baskısı alnnda ezüryor; gazete-
cüerin sendikal ve sosyal hakla-
ruun yanı sıra gazeteciliğin ni-
teüği de düşüyor" denildi.
Medyada yaşananlann, glo-
balleşmenin sadece bir boyutu-
nu oluşturduğu ıfade edilen ra-
porda şöyle devam edildi:
"Medya sektörünü de içeren
global ekonomi, demokratik ve
endüstriyel sorumluluk yörün-
gesinin dışındadır. Bu başanla-
madığı zaman, medya çahşan-
lan ve gazetecikr, diğer işçiler
gibi ezümektedir. Bu, son Asya
krizinde bütün çıplakhğryia gö-
rüldü. Bu sosyal krizler, binler-
ce gazeteci ve medya personeli
tarafından yaşanan belirsizük
ve güvensizÛğin üzerine eklen-
mektedir; pek çoğu, temel in-
san haklannı reddeden dikta-
toryal ve otoriter rejimlerin el-
lerinde ezümektedir."
DSP'den solda hazırhk-
lan sürdürülen partiye
kaülacak olan miUerve-
killeri var. 20 kadar mil-
lervekih* bu oluşuma gi-
debilir ve bu durumda
hükümetteki milletvçki-
liği aritmetiği degişir.
MHP, birinci parti haline
geürve başbakanhğı Bü-
lent EceMt'ten devralır.
Böyle bir durumda
Ecevit, kendisi bunu
teklif edecektir. DSP'-
nin desteğinde ANAP'-
layadaANAP'sız Bah-
celi'nin başbakanhğın-
da yeni bir hükümet
kurulur. Eğer ufukta
seçim gözüküyorsa, se-
çim hükümeti de olabi-
lir" görüşü dile getirildi.
Partinin kitle partisi-
ne dönüştürülmesi için
il ve ilçe örgütleri ile ye-
rel yönetimlerde diğer
partüilere kapılann açıl-
dığına dikkat çeken
MHP kurmaylan, Bah-
celi'nin başbakanlığın-
da bir hükümet kurul-
ması durumunda bu kez
kapılann milletvekille-
rine de açılabileceğini
belirttiler. Bahceli'nin,
hafta sonu Kayseri'deki
bölge toplantısında
u
Kapımız herkese açık"
demesi bu çerçevede
dikkat çekici bulundu.
Tantan'a yeşil ışık
Devlet Bahçeli, parti-
sinin Kayseri'de yapılan
bölge toplantısında
"MHP olmasaydı, Tan-
tan yolsuzluklarla müca-
dele konusunda bu ka-
dar yol alamazdı. MHP
olarak biz Arkasında-
yız' dedik, sonuna kadar
destekledik" dedi. Bah-
çeli, partilüerden gelen
"Tantan, MHP'ye gele-
cekmi" sorusuna. "Tan-
tan'uı MHP'de>er alma-
sı partiye eksi puan ka-
zandırmaz" diyerek
açık kapı bıraktı.
MHP kurmaylan da
"Eğer Tantan'ın seçim
bölgesindeki MHP teş-
ldlatı buna karşı çıkmaz
ve Tantan da kendisi is-
terse çerçevesi bize uyu-
yor" görüşünü dile ge-
tirdiler.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Meclis'te bir süreden beri sürün-
cemede olan bir tasarı var. Medeni
Kanun değiştirilirken Adalet Bakan-
lığı'nın hazırladığı tasarı evlılık bo-
yunca edinilmiş malların paylaşımı-
nı öngörüyordu. Ancak başta MHP
olmak üzere Meclis'teki siyasi par-
tilerin erkek temsilcileri bu tasarıya
karşı çıkıp Adalet Bakanlığı'nın tasa-
rısının kendi ıstedikleri şekle dönüş-
mesini sağladılar.
Bir MHP'li milletvekili, gazetelere
yansıdığına göre, "Mallanmızı karı-
lara yedirtmeyeceğiz" demişti. He-
lal olsun MHP'lilere, dediklerini yap-
tılar. Adalet Bakanı'na istediklerini
kabul ettirdiler. Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk'le MHP yöneticile-
ri arasında bu değişiklik konusunda
uzlaşmaya varıldığı açıklandı.
Şimdi gelelim gerçeğe: Yapılan bir
araştırmaya göre edinilmiş tapulu
malların yüzde 92'si erkeklere ait.
Yani, bu ülkenin gerçek sahibi er-
kekler. Adalet Bakanlığı'nın hazırla-
dığı tasarı ise evlilik sırasında edinil-
Erkekler Kadmlara Mallan Verir mi?
miş malların aynlık halinde yan ya-
rıya paylaşılmasını öngörüyordu. Iş-
te MHP'li erkek milletvekilleri buna
itiraz ettiler. Sırf MHP'lilerin günahı-
nı almayahm, FP'liler de bu konuda
onlardan geri kalmadılar.
Evlilik sırasında edinilmiş mallann
paylaşılmasının kadın açısından
önemi çok büyüktü". Bir ayrılık halin-
de, asıl parayı erkek kazandığı, ka-
dın ev işlerini ve çocuk büyütme ış-
lerini üstlendiği için parasız pulsuz
sokağa atılıyordu. Burada iki temel
sorun vardı.
Bir kere geleneksel aile alışkanlık-
ları nedeniyle kadınlar ya çalışmı-
yorlarya da çalışmalan halinde ikin-
ci sınıf işlere razı oluyorlardı.
Erkek evlendiğinde belki de hiç-
bir mal mülke sahip olmadığı halde
süreç içinde mal mülk sahibi oluyor,
bütün bu malları da kendi üzerine
kaydertiriyordu. Bu arada, ekono-
mik gücü nedeniyle başka kadınlar-
la birlikte olma inisiyatifinı de elinde
tutuyordu. Kadın büyük ölçüde eve
kapanırken ekonomik gücü elinde
tutan erkek, cınsel özgürlüğün(!) ta-
dını yaşıyordu. Iş çoğu zaman bir
noktaya geliyor ve erkek artık yeni
ve genç bir kadınla evlenmekle ye-
ni bir statü kazanmak istiyordu.
Bu her insanın olduğu gibi onun
da hakkıydı. Ancak ortada bir ters-
lik vardı. Kadın kocasından ayrılma-
yı kabul etse, basit bir nafakaya bo-
yun eğmek dışında bir yol bulamı-
yordu. Halbuki, evlilik sırasında edi-
nilmiş mallara ortak olabilse hiç ol-
mazsa sokak ortasında parasız pul-
suz kalma gibi bir felaketten kurtul-
muş olacaktı. Işte evlilik sırasında
edinilmiş malların paylaşılması ka-
dın açısından böyle bir anlam taşı-
yordu.
"Devlet pazarlık etmez" diyerek
ölüm oruçlan sırasında uzlaşmaz
tavnyla ortaya çıkan Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, iş erkeklerin mal-
larını korumaya gelince MHP'lilerle
uzlaşıveriyor ve hazırladığı tasannın
arkasında durmuyordu.
Onlarca kadın örgütü yayımladık-
ları bir bildiri ile Meclis'te ortaya çı-
kan kadın aleyhtarı bu uzlaşmayı
protesto ediyor ve şunları söylüyor:
"Şimdi soruyoruz: Emeklerimizin,
umutlanmızın üzerinden yürüttüğü-
nüz pazarlıklar sayesinde erkekle-
rin çıkarlannı garantiye aldıktan son-
ra, hangi yüzle kadmlara eşitlikten,
demokrasiden, ananızın-bacınızın
vefakâriığından, cefakâıiığından söz
edecek, oy isteyeceksiniz? Kişisel
çıkarlarsöz konusu olduğunda par-
ti farkı gözetmeden, tüm erkek ve-
killerin, erkek bakanlann kolaylıkla
uzlaşabildiklerini nasıl gizleyeceksi-
niz?.."
Edinilmiş mal rejimi tartışması ba-
sit bir tartışma değil. Sorun yalnız-
ca mülkiyet sorunu da değil. bu ül-
kenin geleceği sorunu. Kadınlarını
ikinci sınıf sayan, onlan her an so-
kağa atılacak hizmetçiler olarak gö-
ren bir toplumun demokrasiyi kur-
ması, gelişmiş bir ülke yaratması
mümkün değil.
Toplumun yarısını köle gibi gören
bir cinsin kendisi de kölelikten kur-
tulamaz.
Bir erkek olarak, kadınlann kendi
geleceklerini kendilerinin kurabile-
ceği olanaklara kavuşmasını savu-
nuyorum. Ancak, böyle bir toplum
uygar ve gelişmiş bir toplum olabi-
lir. Bir toplumun bir yansı diğer ya-
nsını eziyorsa, aslında bütün toplu-
mu da bir sistem eziyordur. Bunun
için Meclis'in erkek milletvekillerine
önerim, kendi küçük ve dar çıkarla-
rı için değil çocuklarının ve ülkenin
geleceği, kendi gelecekleri için ka-
dınlarla dünyayı paylaşmaya razı ol-
sunlar.