Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 2 HAZİRAN 2001 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
**
Ç r ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
^ B Baştarafı 1. Sayfada
fcabullenip hatta savunduklan bir konu.
Önümüzdeki geniş zamanda konuyla ilgili bel-
geler ortaya çıkacak ama, iş işten çoktan geçmiş
oiacak.
"- Alman Der Spiegel'in yayımladığı ilk belge ga-
Zetelerde yer aidı:
;" Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ile
A B D Başkanı Bush arasındaki görüşmenin Tür-
kiye ile ilgili tutanaklan...
. Schröder, ABD Başkanı'na, "Türkiye altematif
askeri rejime veya köktendinciliğe karşı ivedi bir
ş&kilde -konıma altına- alınmalıdır" diyor.
Batı'nın Türkiye'nin ekonomik krizden kurtul-
ması için canını dişine takarak seferber olduğu pa-
fcvralarının perde gerisinde "koruma (hacir) altı-
na alınan ülke" gerçeği yatıyor, bu bir.
Ikinci gerçekse Dervişizm saplantısıyla yüzde
yarım karşı çıkma şansını kullanamadan IMF ne
söyledıyse boyun eğmeyi emrediyor!
Alman Başbakanı; uluslararası finans kuruluş-
lannın bugüne kadar Türkiye'ye yaptıklarından
datıa fazlasını yapmalarını isterken Batı'nın IMF
kanalıyla ortaya koyduğu gerçek yüzünü şu cüm-
leyle tutanağa geçiriyor:
"Ancak, fazladan yapılacak her yardım 'sorrfut
taleplere' bağlanmalıdır".
Karar; koruma (hacir) altına alınan Türkiye'ye
yardım öncesi somut talepler.
"Talepler" bugün ekonomi alanında... Ama ya-
nn? Örneğin ulusal sorunlanmızla ilgili kimi siya-
sal dayatmalann ekonomik yoksunluğumuzda ol-
duğu gibi önümüze konulmayacağına kim güven-
ce verebilir?
Almanı tamamlayan Amerikan görüşünü -daha
önce Hazine Bakanı, IMF aracılığıyla duyurulan
"taJepleri"- Başkan Bush, görüşme tutanağına,
"Türkiye acilen birreform hareketi başlatmalıdır"
eümlesini kullanarak yazdırıyor.
29 Mart'taki ABD-Alman "mutabakatı"nda
Bush, ABD'nin kuvvetli bir Türkiye'den yana ol-
masındaki gerekçesinde ulusal çıkarlannın altını
çiziyor.
Bush-Schröder "mutabakatını" bilen Kemal
Derviş de Batı'ya yaptığı her sef erde önce Alman-
ya'ya (dün önce Frankfurt'a) uğruyor, oradan da
ABD'ye uçuyor.
Ne dediyse
Iki ülke arasındaki "mutabakatta" daha ne gibi
"paylaşım öğeleri" yer alıyor, şimdilik meçhul!
Ama somut "talepler" somut "dayatmalar" ola-
rak hemen her gün Türkiye'yi zorluyor.
Son örnek Emlakbank'la ilgili. MHP'li Devlet
Bakanı Faruk Bal'ın, New York'ta Emlakbank'ın
bankacılık lisansının iptaline karşı çıkan demeci,
yeni bir kredi (1.4 milyar dolar) için bankaya tas-
fiye koşulunu getiren IMF'yi nasıl harekete geçir-
di, biliyor musunuz:
IMF Başkanı Köhler, Derviş'i arayarak "Prog-
ramdan siyasi destek çekiliyor mu " diye sorguya
çekti.
Bir bakan üç liderin taahhütlerine karştn EmlaJo- .
bank'ın tasfiyesiyle kimi sakıncaların ortaya çıka-
cağını söyieyerek sorunun bir kez daha görüşül-
mesini isteyemeyecek mi yani?
Oturup konuşalım; bankanın küçültülüp reha-
bilite edilmesi çarelerini arayalım diyemeyecek
mi?
Atlantik ötesiyle Avrupa arasındaki sözleşme
gereği... Hayır!
Burası müstemleke ülkesi mi, yönetim Was-
hington'a, Bonn'a bağlı müstemleke yönetimi mi?
Yeni tanımına göre; Türkiye'de "iki düşünüp bir
konuşan" bakan...
... IMF'nin atadığı Derviş'in, aynı dili konuştuğu
IMF Başkanı'nı "teskin ettiği" bildiriliyor.
IMF'yi teskin edene bak!
RTÜK Yasası'nı iade edin
I Baştarafı 1. Sayfada
dislen Odası (EMO) Avukatı
Hayati Küçük, medya tekelleri
yaratılmasının önünü açan yasa-
nın. "devlete açıkça tekeUeşmeve
karteUeşmeyi önleme göre\i ve-
ren" anayasaya aykın olduğunu
bildirdi. RTÜK Başkanı NuriKa-
yış, yasanın yürürlüğe girmesi
halinde bir kişinin 244 yerel tele-
vizyon kanalı ile Kanal 6 düze-
yinde izlenen 26 ulusal televizyo-
na bir arada sahip olabileceğini
söyledi.
Sezer'in RTÜK Yasası'yla ilgi-
li incelemeleri sürerken, Cum-
hurbaşkanrnın RTÜK Yasası'na
ilişkin tartışmalan yakından izle-
diği belirtiliyor. RTÜK Başkanı
Nuri Kayış ile DSP Ankara Mil-
letvekili Uluç Gürkan daha önce
Çankaya Köşkü'ne çıkarak Cum-
hurbaşkanı'na, yasaya karşı çıkış
noktalannı aktarmışlardı.
ÇGD, Cumhurbaşkanı Sezer'e
gönderdiği mektupta, RTÜK ko-
nusunda yasama organının yü-
rürlükteki mevzuatı demokratık-
leştirecek ve düşünceyı ifadeyı
suç olmaktan çıkaracak, gazete-
cilerin sahiplik yapısına karşı
güçlendinlmesıni sağlayacak dü-
zenlemeler yapmak yerine ya-
saklan genişletmeyi, cezalan bın
kat arttırmayı seçtiğinı kaydettı.
Yasanın, yerel basını ortadan kal-
dıracağı, yerel televizyonlan Is-
tanbul'a bağımlı hale getireceği
belirtilen mektupta, "Bu dunım
anayasa, ulusal ve uluslararası
belgelerle BM İnsan Haklan Ev-
rensd Bildirgesi"nde belirtilen ha-
ber alma, bîlgi edinme hakkmı or-
tadan kaldıracaknr" denıldi.
RTÜK'ün oluşumunda yine si-
yasetçi ağırlığının olduğu ve ku-
rula gazeteci örgütlerinden bir
temsilcinin alınacak olmasının
TGCnin 55'inci
Gazeteciler
Cemiyeti'nin (TGC)
55. kurnhışyddönümü,çeşitli erJdnükleriekutlanmaya devam edi-
yor. Etkinlikler çerçevesinde dün TGC'ye kuruluşunun birinci \>
bnda ûye olan, yaşayan gazetecilerin çeşitli özei eşyasının yer al-
dığı "Anı Eşyalan Sergisi" Basın Müzesi'nde açıkh. TGC Bur-
ban FekkSaİonu'ndadün akşam düzentenen törende iseTGC'ye
10 Haziran 1946-10 Haziran 1947 tarihleri arasmda üye olmuş
14gazeteciyeamplaketferi veriklL(Fotograf: ZAFER ÜÇÜNCÜ)
sonucu değiştirmeyeceği vurgu-
lanan mektupta, Sezer'den özgür-
lükleri genişletecek biçimde dü-
zenlenmesi için yasayı TB-
MM'ye iade etmesi istendi.
TGC'nin 55. kuruluş yıldönü-
münde, Cemiyet Yönetim Kuru-
lu'nca yapılan yazılı açıklamada,
cemiyetin, ekonomik kriz baha-
ne ediierek bine yakın gazeteci-
nin işlerine son verilmesi ile TB-
MM'dekabuledilenyeni RTÜK
Yasası konulannda savaşım sür-
dürdüğü ıfade edildi. Açıklama-
da, RTÜK Yasası'yla, çok satışlı
olmayan ama ciddi yayıncıhk ör-
neği veren yaygın gazetelerle ye-
rel radyo, televizyon ve gazetele-
rin yıllık satış ve ılan gelirlerini
kat kat aşan para cezası tehdidi ile
karşı karşıya bırakılacağına dik-
kat çekildi. Açıklamada interne-
tin de yasa kapsamına alınmasıy-
la yasakçı zihniyetin somutlan-
dığı dile getirildi. Açıklamada
özetle şu görüşlere yer verildi:
"Yasa, içeriğindeki maddelerin
büyük bölümü yönünden, Tüıid-
ye'nin demokratikleşme ve ifade
özgüriüğünûn sağlanması hedef-
lerine ters düşmektedir. AB
normlan ile Türkhe'nin taraf ol-
duğu uluslararası belgelere, hat-
ta Ulusal Program'la bile bağdaş-
mayan yasak \e smırlamalar. öz-
güriûkkri kısıtlama amacı\ la dü-
zenlenen 1982 Anayasası'na da
aykın buluıunaktadir." TGC Yö-
netim Kurulu, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in, çeşitli
nedenlerle açıkladığı görüşlerine
uygun bir tutum izleyeceğini
beklediklerinin altını çizdi. EMO
Avukatı Hayati Küçük. yapılan
değişiklikle bir gerçek ve tüzelki-
şinin bir radyo ve televizyon ku-
ruluşunun yüzde 20sınden fazla-
sına sahip olamamasına ilişkin sı-
nırlamanm ortadan kaldınldığı-
nı ve birçok yaym organına sahip
olma olanağı getirildiğine işaret
etti. Yasayla, yıllık izlenme ora-
nı yüzde 20'yi geçen hir kuruluş-
ta sermaye payının yüzde 50 ola-
rak behrlendiğine dikkat çeken
Küçük, şöyle dedi:
"Yasanın yeni hali beüi bir sı-
nırlama getiriyormuş gibi görün-
nıekle beraber, fiili olarak pek
anlam ifade etmiyor. İzlenme ve-
ya dinleme oranlannın sağhklı
olarak bearlenmesi olanakb de-
ğil. Esasen buradald sınırlama-
nın gerçek nedeni, rad\o ve tele-
\izyonlann belirü Idşileria yaynı
organı konumunda olmasını en-
gellemek. Şahsi çıkarian için ka-
muo\ıınu yanlış yönlendirmele-
rin önüne geçmek. Televizyon az
izleniyorsa kâmuya zararh yaym
\apıldığında bunun sonuçlan da
az olur diye düşûnmek yanıltıcı-
dır. Bu nedenle izlenme oranlan
sağhklı tespit edilse dahi, sınuia-
mayla umulan kamu yaran ger-
çekleşmeyecekdr."
RTÜK" Başkanı Kayış,
TRT'nin yaptığı araştırmaya gö-
re. Türkiye'deki toplam 244 ye-
rel televizyonun toplam izlenme
payının yüzde 1.5 olduğuna dik-
kat çekti. Ulusal düzeyde yayın
yapan Kanal 6'nın yüzde 0.7,
BRT'nin yüzde 1.8, CNN
Türk'ün yüzde 2.4'lük izlenme
payına sahip olduğunu belirten
Kayış, "Bir kişinin, şu anki izle-
me paylan göz önüne ahndığm-
da 244 yerel televizyon kanah ile
Kanal 6 düzeyinde izlenen 26 uhı-
sal kanala bir arada sahip oima-
suıın önündehiçbirengel yoktur"
dedi.
Otoyol ve köprü zamtm yolda
• Baştarafı 1. Sayfada
pa ve ABD bankalanyla yapaca-
ğı görüşmeler öncesi Istanbul'a
geçeBcen basıh toplântısı dûzen-
ledi. Özel banka ve yatınmcıla-
nn Türkiye'ye gelmelerinin
programın başansı açısından çok
önemli olduğunu söyleyen Der-
viş, önümüzdeki haftalann, para
ve kur politikası ile faizlerdeki
gelişmeler açısından çok önem-
li olacağını söyledi. Türk Lira-
sı'nın bir miktar değer kazandı-
ğını, ancak yıl sonuna kadar enf-
lasyon konusunda hedefler tut-
turulursa kurda aşın bir istikrar-
sızlık beklemediklerini belirten
Derviş, "Kurun enflasyon üzeri-
ne negatif bir baskı oluşturması
bekknmiyor'' dedi.
Yılın ikinci yansında ilk yan-
ya göre enflasyonun önemli öl-
çüde dü^eceğini savunan Derviş,
enflasyon hedefiemesine geçil-
mesi aşamasına sonbaharda ge-
lineceğini kaydetti. BDDK'ye
atamalara ilişkin kararnamenin
imzalandığını ve bir-iki gün için-
de kesinleşmesini ümit ettiğini
belirten Derviş. "BDDK'ninçok
önemli karariar alması gerekiyor.
Tabii kurul topUnmadan bu ka-
rarlan abnası mümkün değil" di-
ye konuştu. Derviş, Ziraat ya da
Halk bankalannda çalışanlann
durumu neyse, aynı haklar ve is-
tihdam durumunun Emlak Ban-
kası çalışanlan için de geçerli
olacağını söyledi.
Meclis'eLMFfada mesaisi
ÂNKARA (CumhuriyetBü-
rosu)- Hükümet ortaklan, 24-
25 Haziran günlermde yapıla-
cak IMF toplântısı öncesinde
çıkanlması planlanan tasanla-
n 22 Haziran gününe dek TB-
MM'den geçirmeyi hedefliyor.
TBMM Pian ve Bütçe Komis-
yonu'nda bugün görüşülecek
olan ek bütçenin yarın genel
kuruldan çıkanlması; bu haf-
ta komisyondan geçirilecek
kamu bankalan ve türün tasa-
nlannın da gelecek hafta ba-
şmda genel kurulda görüşül-
mesi bekleniyor. Ek bütçe, tü-
tün, kamu bankalan ve tahkim
tasanlan geçen hafta TBMM
Başkanhğı'na gönderilirken
iktidar grup başkanvekilleri
dün bir araya gelerek çalışma
programını görüştüler. Plan ve
Bütçe Komisyonu bugün ek
bütçe tasansım görüşecek. Ge-
nel kurulda ise yanm kalan ce-
za infaz kurumlan ve rutukev-
leri izleme kurullanyla ilgili
tasan görüşülecek. Genel ku-
rulda yann, ek bütçe tasansı-
nın ele alınması beİdeniyör.
9; Totalgaz, 5 kıtada ve 100'den fazh üfkede petrol ve
gaz konularında faaliyet gösteren bir dünya şirkefkr
grobu olan TotalfinaElf güvencesi ile suntılmaktadır.
Sǧmk&; Adını daha ilk g&nden kaliteyle birleştiren Totalgaz,
bir dünya markası olma ayrıcalığını taşımaktadu.
SÇğmki; Totdgaz'm kaBtesi, kaynağmdan başlamak özere sSrett
izlenir ve özel dağıtım ağıyla istasyonlara vlaştmkr.
^ǧmk§; Totalgaz vvruntu yapmaz, motoro yormaz, araamzın
performansmı sürekfi kılar.
SÇğmki; Totalgaz çevreddir, atık ohşturmaz, teaiz ve kokusvz
bir yokuluk yaşatır.
SÇMAi Totalgaz ulvslararası akaryakıt istasyonu deneyimi
ve uzmanhğı ile sunulmaktadır.
~v» t§mk§/ "»/ff 0T06AZCI OLUMMAZI
DTALGAZ Eskı Buyukdere Caddesı Tahırağa Çeşme Sokak Ayazağa Ticaret Merkezı 1/12 80670 Ayazağa Mastak/Istanbul Tet (0212) 285 03 30 (pbx) Fax: (0212) 285 03 10 e-maıl tup-gaz«up-gaz com
TOTAL
TOTALGAZ
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
3'ünün Manastırlı olması, kuzeye oranla daha sa-
kin görünen güney kentlerini de gerdi.
Bölge insanının özelliğini anlatması bakımından,
konuya bir anıyla girelim... 1997'deki Balkan gezi-
min rotasında dogal olarak Manastır da vardı. Oh-
rid Gölü kıyısında kısa bir mola verdim. Efsane o ki
dağlann koynundaki göle gelenler çevreye bakıp,
uzun, derin bir "ooohh" çekermiş. Adı da oradan ge-
liyormuş. Ciğerlerimde gölün havası, bir otobüse
binip Resne üzerinden Manastır'a... Yanıma oturan
kişi ile arada bakıştık, Türk gibi geldi. Çantamdan'
Necati Cumah'nın Viran Dağlar'ını çıkanp görece-
ği biçimde açıp kapadım. Hemen sordu:
- Türk müsün?
Sohbet koyulaştı. Adı Maksüt. "0"nün üzerine
basarak söylüyor. Yol boyu köyleri anlattı:
- Buranın elması meşhurdur...
"Bizim yeğene şu köyden esaslı bir gelin aldıy-
dık..."
Konu, kısa süre önce Makedon, Arnavut ve Türk-
lerin yogun yaşadığı Gostivar kentinde iki Türk'ün
Türk bayrağı asarken öldürülmesine geldi. Gözleri
yan bende, yan önümüzde uzanan engebeli ovada
seslendi:
"Bayrak için iki kişi ölmüş çok mu? Gerekirse da-
ha fazlaölür..."
Berfkanlar ve Balkanlar'ın kalbi Makedonya, yan
yana derin sevgiler ıçinde yaşayan ama, degeüeri
uğruna çabuk adam öldüren insanlann coğrafyası.
Son durum oldukça çarpık:
Kosova'dan aşağı inen Arnavut militanlarsoydaş-
lannınVoğun olduğu köyleri ele geçiriyoriar. Hafta
sonunda Üsküp'e 15 kilometre uzaklıktaki, eski adı
Hasanbey olan Aracinova köyüne kadar geldiler.
Makedon hükümeti savaş hali ilan etmenin eşiğin-
de. İş bu aşamaya gelırse, ikisi Amavut dört parti-
den oluşan koalisyon hükümetinin kaderi belirsiz.
Arnavutlar da kendi içlerinde yer yer bölünmüş.
Geçen hafta Kalkandelen'de bir Arnavut, ötekini yö-
netime yardım ettiği gerekçesiyle öldürdü.
Arnavutlar, Türkleri yok sayıp daha doğru tanım-
la kendilerinden kabul edip Makedon yönetimiyle i-
ki uluslu bir devlet çatısı oluşturma politikasını ge-
liştiriyor.
Makedonlar, Arnavutlann bu istemine, "Bu ülke-
de etnik grup olarak sa/t siz yoksunuz, Türkler var,
Torbeşler var" diyor. Işin bu noktasında Türklerin
adını geçirmek işine geliyor. öte yandan da Ama-
vutlann terör eylemlerini fırsat bilen aşın milliyetçi
Makedonlar, mezarlıklardahil Osmanlı döneminden
kalan ne varsa yok etmeye girişiyor.
Güvenli bölge Kosoval
Bütün bunlar NATO-BM güçlerinin kontrol ettiği
Sinırlann içinde yaşanıyor. Makedonya-Yugoslavya
arasındaki bölgenin güvenliği NATO'dan, yönetimi
BM'den soruluyor!
Kaderin cilvesine bakın ki Kosova'daki olaylar sı-
rasında bölgedekı Arnavut, Türk pek çok kişi Ma-
kedonya'ya göçmüştü. Şımdi göç tersine döndü.
Son üç gün içinde Üsküp ve kuzeyindeki köylerde
ateş attında kalan 10 bini aşkın Amavut, Kosova'ya
sığındı.
Şimdi onlar için güvenlikli bölge Kosova!
Saraybosna'da 2 milyon insandan 250 bininin ölü-
münden sonra harekete geçip bölgeye 'banş' geti-
ren BM-NATO, Kosova'da da benzer yöntem izle-
mişti. Operasyonun öncesi ve sonrasında yaşanan
göçün ardından Sırp yönetiminin düşmesi istenen
hedefe ulaşılması anlamına geliyordu!
Acaba Makedonya ne kadar kınlıp döküldükten
sonra harekete geçılecek?
Amavut militanlann elinde yeterii silahlann yanın-
da füzelerin de olduğu söyleniyor. Acaba bunlan
kim verdi?
O kadar çok acaba var ki! 13-14 Haziran'da Brük-
sel'deki NATO zirvesinde, sorunlu bölgelere banş
getirmenin gerçekçi yolları da aranacakmış!
Acaba?
ankcum@ttnet.net.tr
Baü'da Türkiye
için çıkış arayışı
FRANKFURT (Cum-
huriyet Bürosu) - Federal
Almanya'da basına ve
yargıya sızdmlan tuta-
naklar nedeniyle geniş
tartışmalara neden olan
Bush - Schröder görüş-
mesinde en önemli konu-
nun Türkiye'deki kriz ve
çözümü olduğu ortaya
çıktı. Görüşmenin tuta-
naklan, Türkiye'nin dış
dünyadaki en önemli
ekonomik ve politik iki
irtibat merkezi arasında,
henüz kriz ve çözüm sü-
reciyle ilgili tam bir eşgü-
dümün sağlanamamış ol-
duğunu gösterdi. Bush ve
Schröder, bu sakıncayı
gidermek için özel bir ça-
ba gösterihnesi konusun-
da anlaştılar.
"Der Spieger dergisin-
de yayımlanan tutanak
özetlerinde, Türkiye'nin
askeri rejim veya kökten-
dinci sistem arasmda bir
tercih yapmak zorunda
kalmaması gerektiğinin
vurgulanması da dikkat
çekti. Tutanakta Türkiye
ile ilgili olarak şu vurgu-
lar yer aldı:
Türkiye çok önemli
"Başbakan (Schröder),
Türkiye"deki mali krize
ve bunun dünya ekono-
misi üzerindeki etkilerine
de değindL Türkiye'nm
mutlaka acil olarak bir
askeri rejim veya kökten-
dinci sistem alternatifle-
rine karşı korunması ge-
rektiği belirtildi. Ulusla-
rarası mali örgütler şim-
diye kadar yaptıkların-
dan daha çok şey yapma-
h ve ancak her ilave yar-
dım da somut taleplere
bağlanmahdır.
Avrupa devletleri ve
ABD birbûierini destek-
leyen bir dayanışma için-
de olmahydı. Türk eko-
nomisindeki bir çöküşü
engellemek için her şey
yapılmalıdır. Yük de or-
taklaşa taşmmahdır.
Başbakan (Schröder),
Başkan Bush ile Türld-
ye'deki faizlerin yüksel-
mesinden para kjiTjtnmış
Babh firmalann 'bailing
out'unun (kurtanhnası-
nın) söz konusu edilme-
mesi ile ilgili olarak görüş
biıiiğine vardı. Orada
(Türkiye'de) yüksek risk
alanuı, bunun sonuçlanm
da kendisnün raşunak zo-
runda olduğu belirtildi.
Başkan Bush, güçlü bir
Türkiye'nin Amerika için
taşıdığı önemin altını çi-
zerek Alman ve Ameri-
kan maliye bakanlaruun
daha yakın bir eşgüdüm
içinde olmasını önerdL
Türkiye'nin bir reform
sürecini harekete geçir-
mesinin şart, özeUikle
banka sisteminin yeniden
yapüandınlmasının da
gerekli olduğu belirtildL
Türk Maliye Bakanı'ıun
ABD Maliye Bakanı
(O'Neill) karşısmda ül-
kesinin reform arzusu ile
ilgili iyimser ifadelerde
buiunduğu, bunun da açı-
lan bir çığır olarak göriil-
düğü kaydedildi."