Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 HAZİRAN 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Birçok AB ülkesinde sembolik ücretler almırken bizde zam pazarlığı yapılıyor
YOK'ün harç aldatmacasıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yiiksek Öğretim Kuru-
lu (YÖK), yükseköğretımde şu
an yaklaşık 160 dolar olan
harçlann çok düşük düzeyde
olduğunu, Çin'de bile Türki-
ye'dekinden daha yiiksek oldu-
ğunu savunup bunun 650 dola-
ra (757 milyon lira) çıkanlma-
sını isterken Avrupa Birliği'nin
(AB) pek çok ülkesinde harç
ahnmadığı ya da sembolik dü-
zeylerde alındığına dikkat çe-
kildi.
Devlet üniversitelerini mali
kıskaçtan kurtarmak için öğ-
• A\rupa Birliği ülkelerindeki ücretsiz yükseköğretim ve sembolik harçlara
ilişkin örnekleri görmezden gelen YÖK, paralı eğitime örnek olarak Çin'deki elit
üniversitelerde öğrencilerden alınan parayı gösteriyor.
renci harçlannın 650 dolara
kadar çıkanlmasını isteyen
YÖK, Avrupa Bırlığı ülkedekı
"ücretsizjTikseköğretime" iliş-
kin örnekleri görmezden geli-
yor. YÖK, "650 dolar, Çin'de-
ki öğrencilerin bu ülkelerdeki
elit ünh ersitelerinde ödemekte
olduklan reel öğrenim ücreti-
nin alündadır" görüşünü savu-
nuyor.
Ulusal gelirin 2 bın 500 do-
lara kadar gerilediği Türki-
ye'de harç ücretleri önümüzde-
ki yıllarda 4 katına kadar çıka-
nlmaya çalışılırken kişi başına
düşen ulusal gelirin 20 bin do-
lan aştığı AB ülkelerinin dev-
let ünıversitelerinde öğrenci-
lerden ya sembolik düzeyde
ücretler ahnıyor ya da hiçbir
ücret talep edilmiyor. AB'dekı
bazı ülkelerin devlet ünıversi-
telerindeki ücretleri şöyle:
Almanya: Ücretsiz. Sadece
kayıt için 100 mark (50 milyon
400 bin lira) isteniyor.
tspanya: Devlet üniversıte-
lerınde kayıt için çok sembolik
bir rakam ahnıyor.
Fransa: Kayıt için ücret alın-
mıyor. Sadece sağlık güvencesi
için öğrencilerden 1000 frank
(150 milyon lira) isteniyor.
lsvıçre: Bölümlere göre 400-
700 lsviçre Frankı (259-453
milyon lira) ücret ahnıyor
Avusturya: Bugüne kadar
yükseköğretim için hiçbir üc-
ret aünmadı. Ancak 2001-2002
öğretim yıhndan itibaren öğ-
rencilerden 5 bin Avusturya Şi-
lini (358 milyon lira) ücret ab-
nacak.
Italya: Öğrencilerin gelir dü-
zeyine göre değişen oranlarda
harç ücreti isteniyor. Üniversi-
teye kaydolurken ailelerinin
yıllık gelinnı bildıren öğrenci-
ler, bu rakamlara göre öğrenim
ücreti ödüyorlar.
Yunanistan: Eğitim ücretsiz.
Devlet Bahçeli:
Yolsuzlukla
mücadele
sürecek
RECEPBULUT
KAYSERİ - MHP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bah-
çeli, yolsuzluklarla mücadeleyi sonu-
na kadar sürdüreceklerinı savunarak
"Bizler, Türkiyenüz için sadece elimi-
n taşın altına sokmaz, gerektiğinde
dünyayı bile sırtiamanuı mücadelesi-
ni veririz
w
dedı. Bahçeli, kamu ola-
naklannı siyasilerin gelişigüzel kul-
lanmasından rahatsızlık duyduklannı
ifade etti.
MHP 6. Genişletilmış Bölge lstişa-
re Toplantısı, Bahçeli'nin başkanlı-
ğmda dün Kayseri'de yapıldı. Kişisel
çıkar ve çekişmelerin, çoğu zaman ül-
ke çıkarlannm önüne geçtiğini, milli
bir duyarhhğın yerini farkh yaklaşım
ve endişelerin alabildiğini belirten
Bahçeli, Türkiye'nin bu konularda
yeteri kadar güçlü bir "milli duruş"
ortava koyamadığını söyledi. Bahçe-
li,
u
Işte Türkhe'nin stratejik açmaz-
lanndan biri budur. Bu görüntümüz
de ister istemez uluslararası imajuıu-
n ve gücümüzü olumsuz yönde etki-
lemektedir" dedi.
Tantan'ı savundu
Aydın Menderes
Yılmaz'ı suçladı
ANKARA (ANKA) - DYP lstanbul
Milletvekili ve Genel Başkan Sıyasi
Başdanışmanı Aydın Menderes,
ANAP Genel Başkanı MesutYümaz ı
"yolsuzluklarla mücadele edenlere
karşı savaş açmakla" suçladı.
Aydın Menderes, parti genel merke-
zinde düzenlediği basın toplantısın-
da, eski Içişleri Bakanı Sadcttin Tan-
tan'ı istifaya götüren gelişmeleri de-
ğerlendirdi. Kamuoyunun Tantan'ın
yolsuzlukla etkili mücadele verdiği
kanaatinde olduğuna dikkat çeken
Menderes, buna rağmen görevden
alındığını belirtti. Menderes, Mesut
Yılmaz'ın, bu tasarrufunun hesabını
sandıkta vereceğini, seçmenin, diğer
iki koalisyon ortağından da hesap so-
racağmı ileri sürerek şunlan söyledi:
"Saym Mesut Yümaz, yolsuzluklarla
mücadele edenlere karşı savaş açti. Ön-
ce savcılar ve jandanna. arkasından
da sıra, eski Içişleri Bakanı Sadettin
Tantan'a geldL"
HP Genel
Başkanı Deniz
Baykal. partisi
tarafından Sarnıç
beldesinde
düzenlenen
pikniğe kaükü.
Baykal burada
yapüğı
konuşmada,
Sadettin Tantan
Ue birlikte politika
yapmaktan
mutluluk
duyacağuu
söyledL(AA)
'Yolsuzlukla mücadele etmek isteyenlerin adresi CHP'dir'
BcıykaiVdan Tantan'a çağnİZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanı Deniz BaykaL eski Içiş-
leri Bakant Sadettin Tan-
tan'ın CHP'ye katümasmı
memnunlukla karşılayacak-
lannı belirterek "Çünkü
CHP yolsuzlukla savaşunın
öncüsüdür" dedi.
Deniz Baykal, partısının
Izmir ıl örgütü tarafından
düzenlenen "Dosthık ve Da-
yanışma PikniğTnde partili-
ler tarafından coşkuyla kar-
şılandı. Piknık öncesınde.
Ege Bölgesı'ndekı CHP'lı ıl
başkanlanyla bir toplantı ya-
pan Baykal'ın, "Halkbiral-
tematif istiyor. CHP izledtği
dürüst poütikalaria yurttaş-
lann karşısında. Arük biral-
ternatifyaratma zamanı gel-
di" dedıği öğrenıldı. Baykal,
hükümette yer alan bakanla-
nn ardı ardına istifa etmesıy-
le ilgili olarak, "Hükümetin
sonu yaklaşıyor. Hükümet
eline verilen programa karşı
çıkan bakanlannı ikna ede-
miyor ve istifalanna yol açn
yor. Bu sonun ifadesi" dedı.
CHP Genel Başkanı Bay-
kal. Sadettin Tantan ile bir-
likte sıyaset yapmaktan
memnunluk duyacaklannı
da belirterek "Bu açıkbir da-
\et değil, ancak yolsuzlukla-
nn üzerine karariı bir şekil-
degiden Tantan'ın tavn par-
timizin yolsuzluklaria müca-
dele konusundaki kararuu-
ğıyla aynı eksende. Öyle gö-
(JLAŞTIRMABAKANIENİSÖKSÜZ'DENKEMALDERVÎŞ'E:
Azrail misin, Cebrail mi?
Haber Merkea-Ulaştırma Bakanı E-
nis Öksüz, Devlet Bakanı Kemal Derviş
için medya ve birçok çevre tarafından
ağır propaganda yapıldığmı belirterek
"Kemal Derviş, bazı çevreler tarafından
hep kurtancı bir meîek olarak gösterü-
diMekksindeAzraU misin. Cebrail mi-
sin? Nesin?" dedi.
Kayseri'de yerel bir televizyon kana-
hnda yayımlanan bir programa katılan
Bakan Enis Öksüz, "DevtetBakanı Der-
viş'i nasıl değerlendiriyorsunuz'' şeklin-
dekı bir soruya, Bakan Derviş'in "iki
kriz arasında, hiç bilinmeyen, kim oldu-
ğu, ne oktnğu akıllarda yokken hadise-
lerin ortaya çıkantağı bir kişi'' olduğunu
söyieyerek cevap verdi. Yaşanan eko-
nomik krizlerin temelinde sıkıntılan,
geleceği önceden göremeyen uzmanla-
nn yattığını belirten Öksüz, "Krizin se-
bebi biz değiiiz. Ucundan bile tutmadtk.
Ama krizi çözmekte sorumluyuz" dedi.
'İnşallah Azrail olmaz'
Kemal Derviş için "Kim, nasü, nere-
deve ne şekttdebulduysa bu ismi buklu"
ifadesini kullanan Öksüz şunlan söyle-
di: "Ortaya Kema! Be> ismi getirödi.
Medya ve birçok çevre tarafından ağır
propaganda yapıldı. Derviş, bazı çevre-
ler tarafından kurtancı bir mekk olarak
gösterildi. Meleksin de Azrail misin,
Cebrail misin? Nesin? Bu soru hep Ceb-
rail tarafiyia ortava atıldı. İnşallah Az-
rail tarafı ortaya çıkmaz. İnşallah başa-
rıh olur. Bundan hiç sıkıntı duymayız,
kıskanmayı/ da... Türkiye için kim bir
taşın üstüne taş koyarsa seviniriz."
rülüyor ki hükümet yolsuz-
luklarla mücadele istemiyor.
Tantan'ıntavn hükümeti ra-
hataz etti. Tantan'ın parti-
mize katümasından mem-
nunluk duvanm. Bir teklift-
miz yok ama düşüncemiz bu.
Takdir kendisinindir. Çünkü
CHP yolsuzluk savaşımuun
öncüsüdür. \blsuzlukla mü-
cadele edecek herkesin el ele
vermesi gerekmektedir. Bu-
nun adresi de CHP'dir" diye
konuştu.
Cumhuriyet Mahallesi
KOOP-C'nin
genel kurulu
tstanbul Haber Servisi -
Cumhuriyet Mahallesi SS
Okur. Çevre. Kültür ve lşlet-
me Kooperatifi (Koop-C) 2.
Olağan Genel Kurul toplan-
tısı, dün Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti'nde gerçekleştiril-
di. Toplantıya, Gazetemiz
Yayın Kurulu ve Koop-C
Yönetım Kurulu Başkanı fa-
han Selçuk, yönetim kurulu
üyeleri, Milli Kooperatifler
Birliği Genel Başkanı Mu-
amnıer Niksarh, Çanta Bele-
diye Başkanı Saffet Sert ve
üyelerkatıldı. Genel kurulda,
di\an başkanlığına Sönmez
Targan, yazmanlığa Erdinç
ÜnaL oy sayım memurluğu-
na da Hatice Kalaycı ve Nev-
zat Yıküran seçildi.
IRMIKI AYDIN ENGİN aenginc; doruk.net.tr
Galiba bu saatten sonra diren-
menin çok da anlamı yok. Kamu
bankalarının ipı çekildi. Ziraat
Bankası, Halk Bankası, Emlak
Bankası çoktan darağacıntn ba-
samaklannı tırmandılar. Savcının
karan okumasını, celladın ipi yağ-
lamasını ve iskemleyitekmeleme-
sini bekliyorlar.
Idam istemiyle yargılama epey
önceleri başladı. Çok kalabalık bir
savcı ordusu, parmaklannı kamu
bankalarının burnuna doğru uza-
tarak "idam da idam" diye tepin-
diler.
Aralannda uluslararası finans
kuruluşlannın tepe yöneticileri
vardı. Piyasa tannsına tapan "//-
beraller" vardı. Tahıl, et, şeker,
yağ, pamuk stoklannı eritmek için
gözü dönmüşçesine pazar ara-
yan, pazar olmayanlan pazarlaş-
tırmayı kafasına koymuş çokulus-
luşirketlerin başkanlan, hizmetle-
rindeki siyasetçiler vardı.
Küreselleşen dünyayı, halklann
birbirine yaklaştığı, bilgıyi ve ek-
meği kardeşçe bölüştüğü bir ge-
zegen olarak değil, uçsuz bucak-
az ve engelsiz engebesiz bir "pa-
zar" olarak tanımlayanlar vardı.
Medyada çöreklenmiş, köşeleri
Kamunun Bankaları ve Kendisi
tutmuş, bilgilerini üretimi geliştir-
menin yollanna değil, para ile pa-
ra kazanma tekniklerine yöneit-
miş "ekovoleci silahşorlar" vardı.
Bu çokuluslu savcı ordusunun
ortaya koyduğu kanıtlar da pek
güçlüydü:
Kişisel çıkar ve siyasal gelecek
hırsının gözlerini kör ettiği çapsız
siyaset esnafı parmaklannı kamu
bankalannasaplamışlar, bankala-
nn kaynaklannı habire ve doymak
ve utanmak bilmeksizin ve gitgi-
de azgınlaşarak kurutuyorlandı.
Seçim bölgelerindeki oy kay-
naklanna kamu mülkünden çıkar
sağlamak için kamu bankalannı
kullanıyoriardı. Kamu bankalan
"görev zaran" dedikleri ve iktisat
biliminde hiçbir anlamı ve temeli
olmayanbiryağmadüzenininay-
gıtlanna dönüştürülmüştü.
Kamu bankalan, aynı siyaset
esnafının eşe dosta, delegeye,
delege yeğenine, kızına, oğluna
bir iş bulma kapısına da dönüştü-
rüldü. Görevlerinin gereğini yeri-
ne getirecek bılgiieri yoktu ama
banka kaynaklannı sürekli eme-
cek hünerleri pek zengindi. lyi ye-
tişmiş bankacılar, bu yetersiz, ye-
teneksiz. kalitesiz "memur ordu-
su'nca kuşatıldı.
Kamu bankalan bu soygun ve
talan ekonomisinin ve bu ağır yük,
belli aralıklarla ("belli aralıklarla
patlayan ekonomik khzler" diye
anlayın) halkın sırtına bindiriliyor-
du.
Ziraat Bankası'ndan kendisine
kredi akıtılan büyük ve orta boy
çiftçilerden kimileri aldığı krediyi
daha çağdaş tanm yöntemleri için
değil, oğlanın düğünü, kızın çeyı-
zi, büyük kentlerde gelir getirecek
dairenin, dükkânın bedeli olarak
kullanıyoriardı.
Halk Bankası'ndan kredı alan
esnaf ve zenaatkârlardan bir bö-
lümü, yüzde 55'le aldıklan kredi-
yi -hem de aynı bankada- yüzde
125'le repo yaparak avantadan
geçınmenin yolunu bulmuşlardı.
Kanıtlar ciddiydi ve doğruydu.
Karşı koymak, kamu bankalannı
savunmak koiay değildi.
Karar verildi. Kamu bankalan
darağacının merdivenlerini tır-
mandılar. Şimdi ipm çekileceği anı
bekliyorlar...
"Özelleştireceğimize özerkleş-
tirsek, siyasetçinin pis elinin uza-
namayacağı guvencelerle donat-
sak" diyenlerin sesı tyiden iyiye
kısık.
• • •
Ne devlete tapanlardanım ne
devletçiliğe bel bağlayanlardan.
Dizginlerini dün 12 Eylülcü ge-
nerallerin, her milimetrekaresin-
den pislik akan aile fotoğrafında-
ki "zaf/ar"ın, Özal'ın, Özalcılann,
Refahlı mollalann, "somefımes
profesör" Çiller ve adamlannın.
bugün MHP'Iİ ve DSP'Iİ milliyet-
çıterle ANAP'lı liberallerin(!) tuttu-
ğu bir devlete, değil kamunun
bankasını. cebımdeki buruşuk
mendıli bile emanet etmeye nıye-
tim yok.
Ama şımdi şunu sormaya da
yerden göğe hakkım var:
Bu ülkede ınsanlann yiyeceği
ekmeğın buğdayını, arpasını,
çavdannı, dansını: gıyecegı min-
tanın dokunacağı pamuğu, yünü,
yapağıyı, tiftiğı: ıçeceğı sütün sa-
ğılacağı ıneği, koyunu; tüttürece-
ği cigaranın yapılacağı tütünü; ça-
yına koyacağı şekerin pancannı;
yemeğinin yağını alacağı ayçiçe-
ğini, fındığı. haşhaşı, zeytini üre-
tecekgerçekçiftçilerin, üreticile-
nn gereksinimi olan kredileri şım-
di kim verecek?
Zenaatkâr, makine, takım, tez-
gâh almak, eskiyenleri yenilemek
üzere ihtiyaç duyacağı krediler
için nereye başvuracak?
Kurtuluşumuzun ihracatı arttır-
mak olduğu durmadan vurgulanı-
yor. Ihraç mallan üretecek sana-
yicinin, o mallan satacak tüccann
ihtiyaç dulduğu krediterin görev-
lısi kim?
Herhalde özel bankalar.
Hani şu on yıllardır halktan pa-
ra toplayıp esnafa, köylüye, çıft-
çiye, sanayiciye, ihracatçıya kre-
di vermek yerine devlete borç ve-
rip ınanılmaz kârtara alışmış; ülke-
nin iç borcunun 67 milyar dolara
ulaşmasının sorumlusu ve aracı-
sı olan özel bankalar!..
Ne dersiniz, özel bankalar, ban-
kalan özelleştirilmiş kamu'nun
imdadına yetişecek midir?
Merak ediyor ve kıs kısgülüyo-
rum.
Eylülde gel...
Kabine revizyonunun ardından
ANAP kulisleri son derece
hareketli ve "renkliydi". Sadettin
Tantan'ın istifası, yerine kimin
atanacağı, revizyonun ileride
genişleyip genişlemeyeceği,
"eskiyen bakanlann kırpılıp yıldız
yapılıp yapılmayacağı", parti içi
rnuhalefetin hedefleri entne
boyuna konuşuldu... Tantan'ın
tasfiyesi ANAP'ta genel olarak
"memnuniyet" yaratırken grupta
"bakanlık" beklentisi de yükseldi.
Kulislerde, buna dönük
espriler de eksik olmadı.
Her kabine revizyonu sonrasında
adı "bakan adaylan" arasında
geçen lstanbul Millervekili Nesıin
Nas, şakayla kanşık gazetecilere
sitem etti: "Çocuklar artık ne olur
beni bakan adayı diye yazmayın.
Bu gidişle, beni bakan
adaylığından emekli edeceksiniz.
llerde, özgeçmişimi yazarken her
halde şöyle olacak: öğretim üyesi,
şu şu kuruluşlarda görev aldı, şu
dönem milletvekili, bakan
adaylığından emekli oldu." ANAP
Grup Başkanvekili Yaşar
Dedelek, en çok eğlenenlerdendi.
Arkadaşlarına bol bol espriler
yapıyor, bakanlık
beklentisi içindekilere takılıyordu.
Dedelek, bu kez kabineye
giremeyenlere asıl revizyonun
sonbaharda olacağını belirterek
teselli veriyordu:
"Come September." Yani,
"Eylülde gel..."
4 aylık ANAYOL hükümetinde
Devlet Bakanlığı yapan Dedelek,
bakanlık koltuğundan aynlmanın
ne kadar "hazin" olduğunu da
anlatıyor: "Getmişsin Mercedes'le,
havalı forslu. Işte öyle forslu
geldiğin bakanlığın kapısından,
omuzlann çökmüş, sana tahsis
edilen eski model bir Manager'le
aynlıyorsun. Halıyle koyuyor
insana tabii. Aynlırken gözlere
siyah gözlük takılır. Kımse
gözlerinizdekı buğuyu fark
etmesin diye..." ANAP kulislerinde
yapılan bir başka espri ise
Tantan'ın istifasıyla boşalan
gümrüklerden sorumlu Devlet
Bakanlığı'na kimin atanacağıyla
ilgiliydi. Bazı ANAP'lılar, son
dönemde ANAP lideri Yılmaz'la
arası "limoni" olan Erkan
Mumcu'ya sözü getirdi: "Malum
gümrükler tehlıkeli, gelenin ayağı
kayıyor. Mesut Bey kurtulmak
istediklerinı oraya getınyor. Sıra
Mumcu'ya gelmiş olabılir."
Kumarhanede çay...
DSP lstanbul Milletvekili
Perihan Yılmaz'ın
kumarrtaneterin açılması
yönünde bir yasa önerisi
hazırtamast ortalığı kanştırdı.
Doğan, kuliste rastladığı DSP
Genel Başkan Yardımcısı Zeki
Sezer"den önerisi için destek
istedi. Sezer "Siz bir öneri
verebilirsiniz ama partinin
böyle bir görüşü yok,
hükümette de böyle bir
çalışma yok" deyince, Yılmaz
"Her şey yasak, her şey yasak"
diye tepki gösterdi...
Bu atışmadan sonra Perihan
Yılmaz'ın konuya ilgisinin
nedenlerini araştırdık. Yılmaz,
neden böyle bir öneri
hazırladığına ilişkin soruya şu
yanıtı verdi: "Milletvekili
olmadan önce Bodrum'a
gittik. Bir kumarhaneye gittim,
çay içtim. Çok beğendim. Bir
kadın yönetici vardı. Çok iyi
denetleniyordu." Yılmaz, •
"kumarhanede çay" içmiş bir
milletvekili" olarak "ciddi
kaynak yaratacak"
kumarhanelertn açılmasından
yana... Zeki Sezer ise ' 'tavla
oynamayı bile
bilmeyen, ömründe bir kere
çay içmek için gittiğı
kumarhanede gördüğü insan
yüzlerindeki hırstan
rahatsızlık duymuş bir
milletvekili" olarak
kumamaneterin
açılmasma karşı...
'Pazarı unutma Karakoyunlu!'
ANAP istanbul Milletvekili Yılmaz
Karakoyunlu, geçen günlerde
Parlamento Muhabirleri Derneği'nin
kongresine katıldı. Karakoyunlu,
burada yaptığı konuşmada
gazetecilere "Basın özgüıiüğü
sadece kulis yasağına karşı çıkmak
değildir. Intemet özgürtüktür,
getihlen yasada bu konuda
yasaklayıcı düzenlemeler var, onlara
da karşı çıkın" diye seslendi.
Aradan birkaç gün geçti,
Karakoyunlu kabineye girdi. Ilk
görevini de, RTÜK tasansı
görüşmelerinde genel kurulda
hükümeti temsil ederek yerine
getirdi. Birleşimi yöneten TBMM
Başkanvekili Murat Sökmenoğlu
PMD kongresine atıfta bulunarak
Karakoyunlu'ya takıldı: "Pazan
unutmayın sayın bakan."
Karakoyunlu suskun kaldı.
Görüşmeler sırasında da pek
konuşmamayı yeğledı. Ancak
tasannın görüşmelennın sonuna
doğru tansiyonu yükseldi ve genel
kuruldan aynldı. Böylece. en
azından tasarıya oy vermemiş oldu..
Türev Köse, Ayşe Sayın. Emine Kaplan, Bülent Sanoğlu.
ankcum@ttnet.nettr
Bugün Koleksiyon Sergileri'nin açılışı var
TGC'nin 55. kuruluşyıh
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
Gazeteciier Cemiyeti (TGC),
kurul\ışunun 55. yıldönümûnü
çeşitli etkinliklerle kutluyor.
Yüdönümü nedeniyle bugün saat
16.00'da Basın Müzesi'nde
TGC'nin ilk üyelerinin anı
eşyalan ve gazete ve dergilerin ilk
sayılanndan oluşan "Koleksij'on
Serg3eri"nin açılışı yapılacak.
Burhan Felek Salonu'nda 17.30'da
düzenlenecek törende ise
TGC'nin ilk üyelerinden 14
gazeteciye anı plaketleri verilecek,
ardından cemiyet lokalinde
kuruluş yıldönümü kokteyli
gerçekleştiriîecek.
TGC yayın organı Bizim
Gazete'de 14 gazetecinin
cerniyetin kuruluş
anılanna ilîşkin yazı dizisi
başlayacak. tskenderOzsoy'un
hazırladığı yazı
dizisinde kuruluş dönemlerini
yaşamış gazeteciler Abbas
Pannaksızoğlu, Alaettin Berk,
Haluk Durukal. Hikmet Bil, Ali
Sema Avdoğdu, Orhan Mete,
Faruk Fenik, Nimet Üyken,
Fahrettin Pakkan, Selami Akpınar,
Altemur Kdıç, Bedii Faik Akm,
Mahnıut Erhan ve Recep
Bilginer'in anıları yer alacak. 55.
yıl almanağı da yıl içinde
tamamlanarak üyelere sunulacak.
TGC, Sedat Simavi önderliğinde
HavTİ Alpar, Cihat Baban, Sadun
Gaİip Savcı % e Sait Kesler
tarafından 10 Haziran 1946'da
kurulmuştu.
TBMM Başkanı Ötner Izgi ve
DYP Genel Başkanı Tansu ÇOler
de TGC Başkanı Orhan Erinç'e
birer kutlama mesajı gönderdi.