15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2001 SALI CUMHURİYET SAYFA DÎZI RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK snDÜRÜSÎ IABİA31LI İSTANBÜL EFENDİSİ ABDÜLCANBAZ IN HARİKULÂDE MCERALARII T1EEMİLİ BİRDEN I 5ÜKFCEK Deniz Gezmiş, YusufAslan ve Hüseyin tnan ölüme giderken 'TamBağunsızhk'diye bağırıyordu Avludayankılananüç genç ses 7 irmi dokuz yıl önce Ankara Merkez Cezaevi'nde idam sehpası kuruluyor... Deniz Gezmiş, Hüseyin Inan ve YusufAslan ayaklannda prangayla götürülüyor sehpaya. Öylesine gençler ki, ikisi 25'inde, biri 23'ünde... Sesleri avluda yankılanıyor: Yaşasın bağımsız Türkiye, kahrolsun emperyalizm... Yargıçlar Ali Elverdi, Ahmet Tetik ve Mehmet Turan idam karanm verip kalemlerini kınyorlar. D e n i z ± Y u s u f v e H ü s e y i n ' i n ö y k u s ü . . . GENÇLERİ ASARLAR Cumhuriyel İDAM EDİLDİLER »•*• -—~ N M ! İ ttfomM* ' olmuflnrAT. • kto« Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Höseyin tnan'ın asılarak öldürülmesi gazetemizde böyle yeralnuştı. TT^'anlı Pazar olaylan ve iki ay J £ sonra Tercüman gazetesinde X . \ - yayımlanan bir başyazı, 23 Eylûl 1969'da Taylan Özgür'ün öl- dürülmesi, gençler açısından, "<tt- memekiçin" mücadeleye silahla de- vam etmeyi zorunlu kılıyordu. Ter- cüman'ın başyazısında ise şöyle de- niliyordu: "Savaş günlerinde, taviz- siz, çıkarsız ve tam imanla silah başı- na koşar gibi bütün vatandaşlann, partüerin, üniversiteler ve diğer ku- ruluşlann mesuliyet başına koşacak- lan günler gelmiştir. Ciddi olunuz, sağlam durunuz devlettiler, liderier, rektörler, profesörler ve gençler! îç savaş başlanuşürJ" FMistln günleri ve eylemler Sağın sözcüsü gazetede çıkan bu silahlanma çağnsı, bir anlamda THKO'nunkuruluşunu çabuklaştın- yor. Ordunun kuruluş ve yol alışında en büyük çabayı gösterenler Hüseyin Inan, YusufAslan ile Sinan Cemgfl... Sıra silah kullanmayı öğrenmeye ge- liyor; Hüseyin Inan, Filistin'i öneri- yor, gidiliyor. THKO, ilk eylemini 29 Aralık 1970'te yapıyor. ABD Büyükelçiliği önünde nöbet bekleyen iki polis, vuruluyor. Ikinci eylemleri ise bir banka soygunu. 11 Ocak 1971'de tş Bankası'nın Emek Şubesi soyuluyor, kasadaki 124 bin lira alınıyor...Özellikle ikinci eylem kamuoyunda geniş yankı uyandın- yor... Soygunla birlikte kamuoyu De- niz Gezmiş kadar YusufAslan ve Hü- seyin Inan'ı da tanıyor. Yusuf As- lan'ın babası Milli Savunma Bakan- lığı'ndan emekli Beşir Aslan, "Ço- cukluğu oidukça parlak geçti" diye başlıyor söze; anlatılan yer ise Yoz- gat'm Kuşsaray Köyü. Yaşmdan ön- ce, babasmm sırtında gidiyor ilkoku- la. Ortaokulu birincilikle bitiriyor, li- seyi de. ODTÜ'yü kazanıyor... İlk eylemini 1968'de Kızılay'daki mitinge katılarak gerçekleştiriyor. Ya- kalanıyor, sonraki bütün eylemlerde de aynı sonla karşılaşıyor, ulaşıyor, gözaltma alınıyor, işkence görüyor... ABP'H çavusun kaçırılması Bir aya kalmadan bir banka daha soyuluyor, Ziraat Bankası 'nın Küçü- kesat Şubesi. Alınan miktar 48 bin 660 lira. Eylemler birbirini izliyor. 13 Şubat 1971'de Ankara-Balgat'taki Amerikan üssünde görevli çavuş Jim- my Raj" Fînley kaçınlıyor, on yedi sa- at sonra, cebine taksi parası konula- rak salıveriliyor. Finley, poliste verdi- ği ifadede "Beni kaçıran çocuklar hiç de fena insanlar değümiş, gözJerimi bağladıklan halde, bana rahat hare- ket etme imkânı sağladılar" diyor. 4 Mart'ta bu kez Gölbaşı'ndaki Amerikan üssünden dört Amerikalı asker kaçınhyor ve 400 bin dolar fid- ye isteniyor. Eylemcilerden Ameri- kalılan öldürmemelerini isteyen Türk Hukuk Kurumu Başkanı Prof. MuammerAksoy. eylemcilerin ken- disinden ABD elçisi nezdinde ara- buluculuk yapmasını istediklerini açıklıyor. Aynı gece dört Amerikalı salıveriliyor 12 Mart darbesl Bu arada ordu, son hamleyi yapı- yor, 12 Mart 1971 Cuma günü muh- tıra veriyor; bunun üzerine Demirel hükümetı istifa ediyor. Darbeden üç gün sonra yani 15 Mart'ta, THKO, gelişmelerden memnun olduğunu, güvenlik önlemlerinin kaldınlması Ieceksen"le başlayan cümleler kurup onay istiyor. Inan arkadaşlan arasm- da "Dede" olarak tanınıyor, bu laka- bın sırn, Hüseyin'in bilgeliği, karar- lıhğı ve otoritesi, özellikle de Deniz Gezmiş'i zaptedebilme özelliği.. Her eyleme katılıyor, ama kimse bilmi- yor. Çünkü konuşmuyor... Hüseyin Inan, Pınarbaşı 'nda alıyor soluğu, dayısının evine yerleşiyor. O gece ev basılıyor, Hüseyin yakalanı- yor. Üç yol arkadaşı Mamak Ceza- evi'ne konuluyor. Geride kalan THKO'lular ise arkadaşlannı kurtar- manın peşine düşüyorlar. Eylem belli; Kürecik'teki Ameri- kan üssü basılacak, ancak Nurhak'ta etraflançevriliyor, Sinan Cemgil, Al- paslan Özdoğan ve Kadir Manga ça- tışmada ölüyor. Mahir Çayan ve ar- yor: 146/1 uygulanacak. Hâkimdaha sonra Süleyman Demirel'in izinde aynı partide politikaya soyunacak olan Ali Elverdi. Genelkurmay'ın emrini hukukun yolu izlemişçesine pervasız açıklıyor: İdam. 'Dttzen blıl yasatmayacalf Daha yakalandığı günün ertesinde "Oyle anlaşıhyor ki, bu düzen yaşat- mayacakbizl Yaşama iznimizyok, bu düzende" diyen Gezmiş 17 Temmuz 1971 günlü duruşmada, bu düşünce- sini "Bu iddianame kefle istemek için ha7irianmış" cümlesiyle pekiştiriyor. Huküm; Askeri Yargıtay 2. Daire- si'nin 10 Ocak 1972'de kâran onay- lamasıyla kesinleşiyor. Karann uygu- lanmaması için hummalı bir çalışma Soldan sağa: Recep Salknn, YusufAslan, Mustafa Yalçıner, Deniz Gezmiş, Atüla Keskin, Metin Güngörmûş. halinde teslim olacaklannı açıklayan bir bildiri yayımlıyor. Aynı günün ak- şamı Deniz Gezmiş ve YusufAslan, 06 EY 943 plakalı çalıntı bir motosik- letle, güvenlik çemberinı yanp Yoz- gat yoluna çıkıyor. 16 Mart'ta da Yu- sufAslan, Şarkışla'da kasığından vu- rularak Deniz Gezmiş ise Gemerek'te çatışma sonucu yaralanmadan yaka- lanıyor. Hüseyin Inan, Gezmiş ve As- lan'dan birkaç gün sonra aynlıyor An- kara'dan. Hüseyin Inan, Kayseri Sa- nzlılı. Babası Hıdır tnan'ın anlattığı- na göre uyumlu, çahşkan, kuş besle- me meraklısı bir çocuk. En çok aile- sinin yoksulluğuna üzülüyor, "Ben ötmez yaşarsam ileride bir biüm ada- mı olacağrnı" diyor "Sizi en büyük şehre götürüp bu sdanbdan kurtara- cağnn." Liseyi Pınarbaşı'nda dedesi- nin yanında okuyor, sonra da üniver- site sınavlannda ODTÜ'ye girmek isriyor, babasına "E^r beni okutabi- kadaşlan 16Mayıs 1971'de Israil'in Istanbul Başkonsolosu Ephraim El- rom'u kaçınyor. Elrom'un cesedi al- tı gün sonra şakağında üç kurşunla bulunuyor. Darbeciler solcu avının sı- nırlannı genişletiyor; sonunda Istan- bul Maltepe'de bir evde Mahir Çayan ile Hüseyin Cevahir'in etrafi sanhyor, sonuç Cevahir ölüyor, Çayan yarala- nıyor... Tarih 31 Mayıs 1971. Yargılama ba;lıyor Gezmiş, tnan ve Aslan'ın yargılan- malanna başlanıyor, suçlar ortada; polise yaralamayla sonuçlanan silah- lı saldın, iki banka soygunu, Ameri- kalılann kaçınlması ve Marksist-Le- ninistideolojiyi savunma...Askeri hâ- kimler, bu suçların ceza yasasının hangi maddelerine dahil edileceği ko- nusunda ikiye aynlıyor. Ancak hü- küm Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı'ndan geli- başlatılıyor.Yakup Kadri Karaosma- noğlu'ndan başlayıp Fazıl Hüsnü DağlarcaVa uzanan bir halkada sa- natçılar, gazeteciler, öğretim üyeleri, çeşitli meslek kuruluşu temsilcileri, idamlara karşı kampanyaya imza ve- riyor. Öğrenciler derslere girmiyor, cezaevlerindekiler açlık grevleri baş- latıyor... Uluslararası Demokrat Hu- kukçular Biriiği, Uluslararası Af Ör- gütü, IngiUz Komünist Partisi ya af ya da ölüm cezalannın kaldınlması tale- binde bulunuyor. Dosya TBMM'ye geliyor... 10 Mart 1972'de yapılan ilk görüşmede tartışmalar sona erip de oylamaya ge- çildiğinde, 450 milletvekilinden 245'i idamı onayhyor, 63 'ü reddedi- yor. 124 millervekili ise oylamaya ka- tılmıyor. Cumhuriyet Senatosu'nda ise 183 senatörden 141'i oy kullanı- yor, 105 'i onayhyor, 36'sı reddediyor. Dışanda soluklannı tutmuş TB- MM'nin karannı bekleyenler arasın- da Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Omer Ayna da var... Çayan'ın, Mal- tepe Askeri Cezaevi'nden Ulaş Bar- dakçı, Ziya Yıhnaz, Cihan Alptekin ve Omer Ayna ile birlikte tünel kaza- rak kaçmasının üzerinden dört ay geçmiş. 19 Şubat'ta Ziya Yıhnaz ya- kalanmış, Ulaş Bardakçı öldürülmüş. TBMM'ninkaran üzerine Çayan ve arkadaşlan Ünye'deki Amerikan Üs- sü'nde görevli bir Kanadalı ile iki ln- gilizi kaçınyor ve Kızıldere'ye götü- rüyorlar. Amaç, üç görevliye karşılık Gezmiş, Inan ve Aslan'ın hayan.... Hükümet yanaşmıyor; 30 Mart gü- nü sabaha karşı Kızıldere'deki ev sa- nlıyor, Kanadalı ve iki Ingilizle bir- likte, Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Omer Ayna, Sinan Kazun Özüdoğru, Saffet Âlp, Sabahatn'n Kurt Hüdai Ankan, Nihat Yıhnaz, Ahmet Atasoy ve Ertan Saruhan öldürülüyor. Ça- tışmadan bir kişi kurtulabiliyor; Er- tuğrul Kürkçü. CHP, Anayasa Mah- kemesi 'ne başvurarak TBMM ile Se- nato'nun kararlannın iptalini istiyor. Mahkeme 6 Nisan'da karan usul yö- nünden bozuyor... Bütün gözler yeni- den CHP'ye çevriliyor, içerik yönün- den itiraz yapılacak mı, yapıhrayacak mı? Yapılmıyor; CHP susuyor. Idamları engelleme çabası Idamlan engellemek gençlere dü- şüyor yine, eylemler birbirini izliyor. 3 Mayıs 1972'de, Türk Hava Yolla- n'nın uçağı "Boğaziçi" Bulgaristan'a kaçınlıyor. Bir gün sonra Jandarma Genel Komutanı Kemalettin Eken, kaçınlmak isteniyor, gerçekleştirile- miyor; çıkan çatışmada, Asun Yıldız- han öldürülüyor. Gezmiş, Inan ve Aslan 5 Mayıs'ta bütün koğuşlan dolaşıp arkadaşlany- la sohbet ediyorlar. Hem ziyaretçiler hem de ziyaret edilenler, biliyorlar ki bu bir veda... O gece cezaevindeki hareketlilik zamanın geldiğini göste- riyor, kapılar açılıp kapanıyor, tek bir cümle "Hoşçakakn"». Sonrası sessiz- lik. Gün Zfleo, "Sankisesimizikaybet- miştik" diyor, kitabında... Merkez Ce- zaevi'nde kurulan darağacına üçü de kendi sesleriyle gidiyorlar, ses, tarihe hiç silinmeyecek bir tarih düşürüyor: YuSUf ASlan: Bin idama götüren- ler, şerefsizce Amerika'ya hizmet ediyorlar, yaşasın işçiler, köylüler... Kahrolsun faşizm... Hüseyin İnatl: Ben, şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımın bağ^m- sızlığı ve mutluluğu için mücadele ettim... DenlZ CezmiS: Yaşasın tam ba- ğımsız Türkiye.. Yaşasın Marksizm ve Leninizmin yüce ideolojisi, kah- rolsun emperya... ÜTTİ DUZYAZI ORHAN BtRGtT Milletvekilleri Politikacıya yönelmekte olan eleştiri bom- bardımanı, yerini öfkeye bırakmadan, miletvekil- lerimiz kendilerine çeki düzen verme isteğini or- taya koyan somut bir adım attılar. Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülen Avukathk Yasası'na, genel kurul görüşmeleri sırasında eklenen bir hükümle, avukat olan yasama meclisi üyelerinin bu görevleri devam et- tiği süre içinde, mesleklerini yapamayacaklarıhı kayıt altına aldılar. Milletvekillerinin, yasama çalışmalarından za- man ayınp, seçilmeden önceki mesleklerini sürdürüp sürdüremeyecekleri, öteden beri tartışılır. Bu seçilmeden önceki meslek deyimi, elbette milletvekilliği ile bağdaşabilir türden olmâlıdır, yani" hekimlik, avukathk, mali danışmanhk, ticaret, sanayinin hemangi bir dalı gibi görüşü 23 Nisan 1920'den bu yana ağır bastığı için de bu saydık- larımın tümü dokunulmaz alanlar olarak geçerliliği- ni korudu. Çok az avukat-milletvekili, her iki görevin bir arada sürdürülmesinin duğru olmadığını düşündüğü için, parlamenter seçildiği zaman kayıtlı olduğu baro ile ilişkisini dondurdu. 1965'te beni de bu yola iteleyen, eski bir dost- tan millervekili seçilmem nedeniyle aldığım kutla- ma mektubuna ekli vekâletname olmuştu. Istan- bul'un ünlü ithalatçılarından olan dostum, arada bir Ankara'daki işleri için bana zahmet yükleye- bileceğini belirterek bir vekâletname gönderdiği- ni söylüyor ve zahmetlerim karşısında üstüne düşen avukathk ücretini ödemek üzere bir de ban- ka hesap numarası istiyordu. O gün kendisine gönderdiğim teşekkür yanıtına, Istanbul Barosu'ndan ilişkimi kestiğimi bildiren yazıyı da ekledim. Dostumun mektubunu, milletvekili-avukatın şayet isterse, başkentte bir seçmeninin arzusunu yerine getirirken kılıfına uydurulmuş, yani vekâlet ücreti gibi gösterilen rüşveti.alabileceğinin nazik uyansı gibi algılamıştım. Çoğu avukat-pariamenter, bu tür bir sakıncanın baskısı altına girmediği için olmalı, asıl mesleklerini sürdürdüler. Bunların büyük çoğunluğunun bu görevlerini onurla yaptıklanna inanınm. Ama öyle de olsa, birer yasama meclisi üyesi olarak ister Yargıtay'da, isterlerse öteki mahkemelerde yargıç karşısında beklemelerini de içime sındirmediğimi söylemek isterim. Geçen hafta, Doğru Yol Partili bazı milletvekil- leri de, benim gibi düşünmüş olmalılar ki, verdik- leri bir önerge ile yasama meclisi üyeliği sırasında avukat pariamenterlerin, kayıtlı olduklan barolan ile olan üyelik ilişkilerini dondurmalarını istemişler. Muhalefet sıralarından gelen bu önerinin, iktidar grupları tarafından da desteklenmesi, politika dünyamızın geleceği açısından sadece sevindiri- ci değil, aynı zamanda başka olumlu adımlara da yol açacak bir gelişme olarak algılanmalıdır. Politikacıyı, toplum yaşamımıza yön veren'itici bir güç gibi görmekte haklıyız. Demokratik duzenin çarkı da, o çarkların dışlileri de onlardır. Içlerinde bozulanlar elbette olacaktır. Ama demokrasi ile yönetilmenin yol açtığı sıkıntıları, demokrasiden uzaklaşmak için bir gerekçe gibi görmemeliyiz. Parlamentodaki avukat-milletvekilleri, Avukatlık Yasası'nın görüşmeleri sırasında kendilerine am- bargo getiren önergeyi destekleyerek, akılhca bir adım atmış oldular. Darısı, pariamentodaki öteki serbest meslek üyelerinin de benzer sınıriamalan kendileri için ge- tinmekte geciktirmeyen yasalann başına. Faks:0212-6770762 E-mail:obirgit(o e-kolay net Ankara Küba Cünleri etkinlikleri 6 Deııîzler' için annıa toplaııtısı GÜRHANUÇKAN ANKARA - Deniz Gezmiş,YusufAslan ve Hüseyin tnan, idam edilişlerinin 29. yıldö- nümünde Ankara'da Küba coşkusuyla anıl- dılar. 68'liler Vakfı ile ODTÜ Mezunlan Der- neği'nin işbirliği ve Küba Büyükelçili- ği'nin katkılanyla ön- ceki gece düzenlenen anma toplantısı ve ye- meği, aynı zamanda Ankara Küba Günle- ri'nin etkinlikleri ara- sındaydı. Küba Büyükelçisi konuşma yapü ODTÜ Mezunlan Derneği'nuî Vişnelik Tesisleri'ndeki gece büyük ilgi gördü. Kü- ba'run Ankara Büyü- kelçisi Miguel Lamaza- rePueDo, gecenin açılı- şını kısa bir konuşmay- la yaptı. Puello, Türk ve Küba halklan arasında- ki dostluğa değindikten sonra sözlerini, "Kü- ba'nuı sosyalistdevrimi yaşamaktadır ve yaşa- yacakbr" şeklmde ta- mamladı. 68'lüer Biriiği Vakfı Başkanı Bülent Vargd de yaptığı konuşmada, "Deniz'in, YusuTun ve Hüseyin'in asılarak 51- dürülüşlerinden 29 yıl sonra Türkiye emper- yalizme yeniden teslim olmuştur" dedi. Kübah Kvartet Cu- arteto Acana daha son- ra haraketli müziğiyle geceyi renklendirdi. Küba büyükelçisinin keyifle dans etmesi dik- kat çekerken geceye onunla birlikte katılan Yunanistan'ın Ankara Büyükelçisi dans eden- leri izlemekle yetindi. Cuarteto Acana'nın "Commandante Che Guevara" adlı şarkısı ise uzun süre ayakta al- kışlandı. ŞefM.lndAyağyö- netimindeki Alegria O- da Korosu'nun verdiği konser de gecenin et- kinlikleri arasındaydı. Koronun u Quantana mera" ve Türkçesi "Birieşmişbirhalkasla • yenttmez" anlamına ge- len şarkılanna yüzlerce izleyici eşlik etti. Özel- likle ikinci şarkıyı Büyükelçi Puello'Hun coşkuyla alkışladığıda görüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle