16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MAYIS 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Baskı Istanbul'da bir veli, çocuğu Bakırköy Ticaret Meslek Usesi'nde eğitim görüyor... Veli, okulda öğrencilerin gün yüzü görmediğini söylüyor... Çünkü okul idaresinin koyduğu kurallara göre öğrenciler teneffüslerde bahçeye çıkamıyor; koridorda nefes alıyor, koridorlar da kameralar aracılığıyla gözetleniyor... Veli, öğrencilerin baskı attnda tutulduğunu anlatıp, "Bu okuldan mezun olan öğrencilerden ne bekleyebiliriz? Güçlülere boyun eğen, kendinden zayrf birini görünce ezen kişilere mi ülkemizi emanet edeceğiz?" dryor... Velinin çizdiği tablo ile Milli Eğitim'i idare eden DSP'nin idealleri örtüşüyor gibil Mantini Yeni Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, muhalefetin konuşamadığı ancak şarkıcı ve türkücülerin sahne aldığı DSP kongresini gördükten sonra karar vermiş, arbk Ricky Martin gibi davranmayacakmış; ilk kurultayda Ricky Martin'i sahneye çıkartacakmış... Eiektronik posta: derazsom9curmHJriyetcom.tr Te): 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Büfent Ecevit, zamanı gelince aynlacakmış... "Rahsan Hanım'dan mı!" üyükçekmece'ye bağlı Yakuplu beldesin- deki yerfeşim alanının yanına ve Ambariı li- manının içine yapılmakta olan sıvılaştınlmış petrol gazı dolum tesisleriyle ilgili olarak, ya- tırımcı şirket Anadolu Bankası'nın yan kuruluşu Ha- baş'tan uzun bir açıklama geldi. Şirketin basın ve reklam danışmanı Fehmi Ketenci imzasıyla gönde- rilen açıklamada belgelere gönderme yapılmasına karşın belgelerin gönderilmemiş olmasını bir yana bırakıp sözü Habaş'a bırakalım: "Şirketimiz, LPG depolama ve dolum tesisi, dolfin ve bolfin bağlantısı kara-deniz boru hattı yatınm pro- jesini gerçekleştirmek için imar planlannı incelemiş ve tek uygun yerin Ambarlı liman sahası olması nede- niyle burasını seçmiştir. Şirketimize ait arazi 1/50000 ölçekli Nâzım imar Planı'nda ve 1/25000 ölçekli İmar Planı'nda depolama alanı olarak gösterilen saha için- de kalmakta olup, arazi üzerinde LPG depolama ve dolum tesisi yapılmasında imar planına ve Ambarlı li- -!*'- Habaş'tan man talimatına aykınlık yoktur. Nâzım imar planlan- nın uygulanmasına ilişkin 1/1000 ölçekli uyguiama imar planında yapılan değişiklik, Bayındııiık ve Iskân Bakanlığı'nda 3621 sayılı Kıyı Kanunu çerçevesinde onanmıştır. Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı tarafından, ilgili kuruluşlann görüşü alınmak suretiyle plan deği- şikliği onanmıştır. Bayındıriık ve Iskân Bakanlığı'nın Kı- yı Kanunu'nun yedinci maddesi uyannca görüş aldı- ğı kurumlardan sadece Milli Emlak Müdürlüğü'nün olumsuz görüşü mevcuttur ve Milli Emlak Genel Mü- dürlüğü sonraki görüşünde deniz platformu ve deniz- dibi boru hattı kurulmasında herhangi bir sakınca bu- lunmadığını belirtmiştir. Tüm bunlar, projenin gerçek- leştirilmesinde sakınca bulunduğuna ifişkin görüş ol- madığını ortaya koymaktadır. Ambarlı liman komplek- si sahasının heyelanlı olması ve bölgede deprem ris- kinin yüksek ofması nedeniyle, şirketimiz arazisi üze- rinde yapılması planlanan tesise hangi inşaat tekni- ğinin uygulanacağı, zeminin sağlamlaştınlması için uygulanması gereken çalışmalann tespiti amacıyla geoteknik raporiar alınarak zemin etütleri yapılmış ve bu raporlar doğrultusunda zemin sağlamlaştırma ça- lışmalarına başlanmış olup bu çalışmalar LPG depo- lama ve dolum tesisi inşaatı degildir. Afet Işleri Genel Müdürlüğü'nün 23.11.2000 tarihli yazısı ile şirketimi- ze ait sahada yapılan çalışmalann geoteknik rapor- lara uygun şekilde zemini sağlamlaştırmaya yöneiik olduğu, kornşu parseller için de faydalı bulunduğu tes- pit edilmiştir. Şirketimiz arazisi üzerinde yapıiması planlanan tesisler ile çevresindeki yerieşim alanlan ara- sındaki mesafe mevzuat hükümlerine uygundur." Açıklamadan anlaşıldığı kadanyla, ÇED raporu alınmadan girişilen altyapı çalışmasında Bayındıriık ve Iskân Bakanlığı'nın büyük katkısı bulunmaktadır. SESSİZSEDASIZ(İ) NURÎKVRTCEBE 'TBMM azayi kipamına mahsustur' Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 17 Haziran 1922 tarihli oturum tutanak- Iarından: Reis: Reji paketleri hakkında Erzu- rum Mebusu Hüseyin Avni Beyefen- dinin takriri vardır. Okunacak: 'TBMM Riyaseti Celilesine TBMM şahsi imtiyazlara nefret ve halkçılıkla iftihar ettiğini ve bu zihni- yeti yaşatmak için en mühim gaye- ( leri sırasında bulunduğunu her gün ilan ve harekatiyle de ispat ettiği halde Reji Idaresi bu telakki hilafında sattırdığı sigara paketlerinin üzerine 'Büyük Millet Meclisi azayi kiramına mahsustur' gibi marka vaz'ettiğini hayretle gördüm. Bu hatanın tashihi ve ne maksatla yapıldığının tahkiki zımnında Maliye Vekaleti Celilesine havalei keyfıyet buyurulmasını teklif ederim.' (Çok doğru sesleri) Hüseyin Avni Bey: Efendiler, Büyük Millet Meclisi mücadelesini o eski zih- niyetlere, imtiyazlara karşı isyan ede- rek açmıştır. Bundan Rejinin maksa- dı her halde bizi teşhir içindir... Biz, teş- hiri tel'in ediyoruz. Bundan sonra şah- si imtiyazlann memlekette yeri yoktur. Bizim yokluğumuza çalışan adamla- n cezalandırmalıyız. Her halde bun- lann karşısında isyan ettiğimizi me- muriara anlatamazsak, rica ederim kime anlatacağız? Takririmin bu suretle havalesini istiıtıam ederim. Reis: Bu takririn Maliye Vekaletine tevdiini kabul edenler lütfen el kaldır- sın; tevdi edilmiştir. Bu oturumdan tam 78 yıl 10 ay 3 gün sonra Reji Idaresi'nin günümüzdeki temsilcisi olan bir yabancı sigara şir- ketinin adı, birkaç dolar karşılığında Büyük Millet Meclisi'nin tarihi binası- nayazıldı... V ÇED KOŞESI OKTAY EKlNCİ , TÜSlAD'a 'koşullu' destek... si; -' TÜSlAD'ın "Demokratik- •'leşmePerspektifleri" tanımıy- •% ilan ettiği 13 maddelik öne- -%ilerpaketi 13 Nisan 2001 tarih- f 4i tüm gazetelerde tam sayfa du- • yurulurken, aynı gün Cumhu- j- riyet'in bir başka sayfasında şu L^haber yer alıyordu: ' * "DSP Bursa Milletvekili Ali Arabacı. Siyasal Partiler Ya- sası'nda (SPY) değişiklik öne- risini TBMM Başkanlığı'na .j^erdi. Başbakan Bülent Ece- . vit ise partisinin grup toplan- f -tısında SPY ve seçim yasala- I nnda değişiküği gündeme ge- , firnıenin ekonomik krizle ne ilgisi olduğunu sordu..." Oysa, TÜSlAD'ın da son 'ekonomik kriz" nedeniyle _ önerdığı pakette yine bu yasa- e larda "demokratikleşme yö- ' nünde değişiklik talepleri" ^er ahyordu. Türkiye'nin en bü- patronlan, eski Bursa Ba- Başkanı Ali Arabacı'yı bi- "'îe "sollayarak" anayasanın 12 jtylül hukukunu koruyan geçi- ci 15. maddesinin kaldınlması, Der- - neklerYasası.Top- lanüveGösteri Yü- rüyüşleri Yasala- "h'ndaki bsıtlama- -4ann giderilmesi, r .imam-hatip lisele- ^jrinin sınu-landınl- etması. düşünce açık- ^|amanın suç olmak- I^tan çıkartılması.. Od-b. gibi neredeyse "^sosyalist" denilebilecek bir •^'manifestoya" imza atmışlar- " dı... et • • • on Bu iki haberi kesıp, yan yana a ve düşündüm... Acaba "bizler" şimdi kıme -Âak vermeli, kimi tutmahydık?.. ~Jl Siyasal belleğimizdeki yeri ^"halkçı" olan, şair ve düşünür -*ökenh Başbakanımıza "nostal- |iik duygularla" hak vermeye fkalksak, apaçık yanlış yapaca- ğız... Çünkü en az TÜSİAD kadar biz de biliyoruz ki "ekonomik "kriz" ile "demokrasinin" ya- kmdan ve hatta iç içe geçmiş bir "ilgisi" var. Örneğüı SPY'yle yaratılan "lider egemenliği" ve parti içi "emir-komuta ziııciri" yüzün- den yıllardır sayısız "karanlık ilişki"1 yine aynı "parti disip- Kni" (!) içinde hep hasıralü edil- medi mı? Yolsuzluklann üzerine giden milletvekilleri ve hatta kimi "ba- kanlar" bile yine parti liderinin emir" gücündeki ricalanyla kenara çekilmediler mi? Üretken, birikimli. mücadele- , aydın insanlar partilere üye ılduklannda, bir süre sonra ay- nı liderlerin "sadık" kadrolan- aşamayıp kendi mahallerin- TÜSİAD Ya SİT'lerdeki tavnnız?» den "delege" bile seçüemeden aynlmak zorunda bıraJalmadı- lar mı?.. ...Ve bütün bunlann sonucun- da egemen olan "rant ve yağ- ma ekonomisinin" siyasal ör- gütlenmesi de aynı parti disip- tini içmdegerçekleşmedi mi?.. O halde şu krizin "variık nede- nini" ortadan kaldırmanın bir yolu da bütün bunlara olanak sağlayan SPY'nin artık değişti- rilmesi değil mi?.. Demek ki Ecevit'e hak ver- mek, "gönülde" yatsa bile "akılda" yeri olmayan bir tu- tum olacak... • • • Peki, TÜStAD'a nasıl hak ve- receğiz. Yine vaktiyle Ecevit'in "halk- çı program" uyguladığı yıllar- da onun başbakanhğına bile son veren kampanyalann sahibi TÜ- SİAD'ı, şündi nasıl destekleye- ceğiz?.. Sadece serdekı "dünya görü- şümüzün" yarattığı çekingen- likten değü; TÜ- SİAD'ı 12 Eylül döneminden de, izleyen yıllardan da çok iyi tanıdı- ğımız için... Ünlü "patronlanmız'', acaba gerçekten artık 18. ve 19. yüzyıl Avnıpa- sı'ndaki "burju- va demokratik devriminin" ni- I hayet birer neferi olmaya mı ka- rar verdiler? Bu sorunun yanıtını "top- lumbilimcilere'' bırakarak, TU- SİAD hakkındakı görüşümü "şu soruyla" netleştirmeye ka- rar verdim: Eğer TÜSİAD, ömeğin şu ün- lü "Endüstri Bölgeleri Yasa Taslağı"na da aynı kararlıhk içinde karşı çıkarsa; yani, bu ül- kenin demokrasisini kurtarma- •nın yanı sıra suyunu, havasını, toprağmı, ormanını, SlT'lerini, tarım alanlannı ve kısaca tüm ulusal yaşam ve kültür kaynak- laıımızı da; "yabancı-yerii or- taklığındaki yatınmlann de- netimsiz talamna açmayı be- defleyen" korkunç niyete aynı açıkhkta tavır alırsa, kimse ku- sura bakmasın, galiba ilk kez patronlardan yana olacağım de- mektir... Hem, TEMA da bu yasaya karşı olduğunagöre?.. Evet.. karar vermek için bek- liyoruz... Demokrasiyi seven TÜSÎAD, acaba "ülkesini" de seviyor mu?.. Doğamızı, tarihimizi ve kıyılanmızı da fabrikalanna ve yatınmlanna karşı korumaya söz veriyormu? [email protected]. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ [email protected] KlM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK- [email protected]' P*rfi yonthci / mu ? Çtinko fancliSı, b<r Acdtntn hoş kar/ılannr)au*cqârnt ÇtZGtLtK KÂMİL MASARACI HARBI SEMtH POROY m [email protected] kTARlHTE BUGÜN MÜIUTAZ ARIKAN 2 Mayıs HİNTÜS*4£MAaSATYAJlTft4Y 1921'Pe8U6ÛN,ÜNLÜSİNBMA YÖNETMEHİ SATYA. SrreAy, *}V*ÛTX'OA ooiou. ENmiLEzn/EL ' BİKAİtMPEN YETfŞECe/e OLAAI 0tr, YILLAK SONG4,İN6h.TE/S£'oe 6ÖK£C£Ğİ ytTTO/e/O Oe S/G4 'NIN '8İSİtO-£rH/eSt2M& "VO4V ÇOK A 3 , PİLMİ OLAN "nOTHEK PACHALl"(joLUN TÜ&- fOJSÛ) fJÛ, HAFTA SONOUll ÇAIIŞAIB4K 3 YIL- DA TAtMA4UW*CAX:riR. YOKSUL HİNDrSTAN'l BELGeSELS YAKtN BİG 6eRÇEKÇJÜ>CTE AAf- JJtTAAJ YALfAI AMA ÇAlSPtCI FİLM, TÜM OÛN YADA YAMK/L4I? UYANDreACAK, BUNU ŞİR ÜÇLÛ OLUŞTUeACAK &İĞ&Z 2 FİLM İZLİYB- CBIOİ&'APAjAltlTD* VB "APUR SAAJSA£\. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Bir Çagrışım 1968 sonrası hızla "sosyalistleşen" devrimci genç- lik hareketinin en önemli getirilerinden biri de yeni bir ideolojik/siyasal kimliğe kavuşma heyecanını taşı- yan genç insanlan okumaya, araştırmaya, bilgilen- meyeyönlendirmesiydi... Kitabevlerinin vitrinleri bir- biri ardınca yayımlanan "sol" yapıtlaria doluyor, in- sanlar hanl hanl kitap okuyoriardı... Her okuduğumuz kitapta yeni düşüncelerle tanışıyor, öğrendiklerimizi hayatımıza uygulamaya çalışıyorduk... August Be- bel, Rosa Luxemburg, Nataşa Krupskaya, Clara Zetkin, Neriman Balabanov gibi "sosyalist düşün- cede kadının yeri" konusu üzerinde düşünce üretmiş yazarlar ya da "sosyalist hareketiçindeyeralmış "ün- lü devrimci kadınlarta da aynı dönemde tanışmıştık. Bu türyapıtlara özellikle kadıh arkadaşlanmız büyük ilgi gösteriyorlardı. Bugünkü anlam ve görüntüleriyJe "feminizmln pek bilinmediği o yıllarda, eşlerinin tarihteki büyük dev- rimci kadınlan kendilerine örnek almalan, -açık açık söylemeseler de-, evli sosyalist erkek arkadaşlanmız için ayn bir "iftihar vesilesi" idi... Burjuvaziye ve bur- juva hayatının hertürtü görürrtüsüne savaş açtığımız o koşullarda genç kadınlann kürsüye çıkıp, "devrim- ci" konuşmalar yapmalan hepimizi heyecanlandın- yordu... Ne var kı, aynı kadın arkadaşlanmız bizi, ama herkesten önce de eşlerini gururiandıran "devrimci" görevlerini yerine getirdikten sonra evlerine döndük- lerinde kendilerini hep aynı kalmakta direnen hayat- lannın içinde buluyorlardı... Çamaşır, bulaşık, yemek, temizlik, bebeğin altı... Hayat gerçekten de hiç de- ğişmiyordu onlar için... Kadınlar gibi eşleri de ikilem içindeydiler... Evziyaretlerinin, özel toplantılann gün- demini genellikle bu ikilemden doğan sorunlar oluş- turuyordu. Bu sorunlar kimi zaman beklenmedik tat- sız görüntülere de yol açıyordu... 1971 yılının bir ilk- bahar günü güney Almanya'nın üniversite kentlerin- den birinde tanık olduğum bir olay, belleğime kazın- mış bu tür görüntülerden biriydi... Çevresindeki başarılı çalışmalannı izlediğimiz ar- kadaşlanmızdan birinin "mantı daveti" bizi sevindir- miş, beş kişi bir otomobile doluşup, yüz kilometre- likyolu bir çırpıda alarak, akşam karanlığı çökmeden evlerine varmıştık... Arkadaşımız bizi eşiyle birlikte so- kak kapısında karşılamış, ayaküstü bir ikı hoş beş- ten sonra, ilk kez karşılaştığımız, söz ve davranışla- nyla ilk andan itibaren üzerimizde olumlu bir etki uyandıran eşinin, "Aman mantı soğumasın!" uyarısı üzerine özenle hazırianmış yemek masasına otur- muştuk... Bira bardaklanmız "devrimcidostluklar... "a kaldınlmış, mantılanmız tabaklarımızda henüz yan- lanmadan söz her zaman olduğu gibi "dünya devri- minin büyükmeseleleri'ne gelmişti. "Kadınlann sos- yalizmdekiyeri"de bu meselelerden biriydi. Arkada- şımızın eşi de konuşmalanmıza katılıyor, August Be- bel'den yeni okuduğu "Kadın ve Sosyalizm" adlı ki- tabından cümleler aktarıyordu. Fakat bu arada ko- casının, "Hayatım sul", "Hayatım çocuğa bir bak!"', "Hayatım arkadaşın mantısı bitti!" türü sonu gelmez buyruklanndan bunalmaya başlamış, yüzü asılmıştı. Bir yandan sofra - mutfak - çocuk üçgeni arasında koşuşturmak, bir yandan da "kuramsal" bir tartışma- ya katılmak gerçekten çok zordu... Tadı damağımızda kalan nefis mantıdan sonra sı- ra meyveye gelmiş, ondan sonra da kahvelere geçil- mişti... Kadın sürekli koşuşturuyordu. Arkadaşımız ise tuvalet ihtiyacı dışındayerinden hiç kalkmamıştı. Bi- zi görünce keyiflenmiş, konuştukça konuşuyordu... Sözünü, tam "kadm-erkek arasındaki ücret eşitsizli- ğinin, kapitalist düzenin ahlaksızlığının bir başka ka- nıtı" ofduğuna getirdıği sırada içeriden bebeğin ağ- laması duyulmuştu... Henüz on bir aylık olan bebek olağanüstü bir "Ciyak..." sesi çıkartarak ağlıyordu... Sözünün "piç" olduğunu düşünen arkadaşımız ka- nsına dönüp de, "Hayatım şunu susturuver!" deyin- ce olanlar olmuş, üç saattir koşuşturmaktan helak ol- muş kadın, "Çocuğun bokuna gelince ben, sosya- lizm okınca sen!.." deyip, masanın üzerindeki boş kah- ve fincanlannı alıp duvarlara fırlatmaya başlamıştı... Daha sonraki yıllarda tekstil ithalatçılığa başlayıp o kente yerteşecek olan arkadaşımızı masada bir "ou- da heykeli" gıbı oturur bırakıp, vedalaşmadan çıkmış- tık evlerinden... Eşinin ise bir süre sonra çocuğunu alıp Türkiye'ye döndüğünü, daha sonra da Istan- bul'da bir "kadın eW"nin kurulmasına öncülük ettiği- ni duymuştuk... Demokratik Sol Parti kongresinde Bülent Ecevit'e karşı adaylığını koyan Sema Pişkinsüt un başına gelenler nedense bu eski anıyı çağnştırdı bende... Pek bir ılintisi yok belki, ama size de aktarayım istedim... Hepsi bu!.. Faks:0212-723 84 97 (e-posta: [email protected]) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/lstanbul'da, Bızans döne- mindenkalma ünlüsukeme- 3 ri.2/Ağırağır kendiliğinden oluşan deği- şim... Sertbir 6 içki.3/Birno- 7 ta...Hayvanın g sırtına, eyerin altına konan 9 belleme. 4/ Üstünkö- rübirbiçimdegeçici 1 olarak onarma. 5/Bo- 2 yutlar... Eski bir si- 3 yasal partimizin sim- 4 gesi.6/"Haldun—": Yazanmız... Doğal ve tarihsel özelliklerin- 7 dendolayıkorumaal- „ tına alınan alan. 7/ Tıp dilinde derinin kanlanmasma verilen ad... Eski ve bilinmeyenbir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü. 8/ Bir so- ru sözü... Karşılık beklenilmeden yapılan yar- dım. 9/ Istem dışı yapılan hareket... Türlü neden- lerle başanh olamayan kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bılim kurumlannın çalışmalanyla ilgili yazı ve haberlerin yayımlandığı dergi. 2/ Düz ve geniş arazi... Maden ve inşaat işçilerinin giydiği koru- yucu başlık. 3/Zirkonyum elementinin simgesi... Halk edebiyatına özgü bir şiir türü. 4/ Körü bes- lenmenin yol açtığı hastalıklan ve yiyeceklerin besin değerierini inceleyen sağlık bilgisi dalı. 5/ Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri... "Ce- mal Reşjt — " : Bestecimiz. 6/ Açık seçik olan... Bey. II Uç Silahşörler'den biri... Lantan elemen- tinin simgesi. 8/ Japon lirik dramı... Başka bir bit- kinin üzerinde biten, ama asalak olmayan bitki. 9/ Çelikçomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değ- neğe verilen ad... Parça, lokina, dilim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle