Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 MAY1S 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
Jl<JV\_riı\_/İTJJ. / ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
1993'te elde edilen katma değerin yüzde 57.9'unu alan kamu işçisi, 1996'da ancak yüzde 20'sini alabildi
Işçi iirettiğiııi tüketemiyor• Petrol-îş tarafından hazırlanan
bir rapor, 'kaynak yok'
gerekçesiyle zam verilmeyen ve
toplu iş sözleşmesi görüşmeleri
tıkanan kamu işçisinin, geçen
yıl milli gelire ortalama 31 milyar
liralık brüt katkı yapmasına
karşın 9.7 milyar lirasını brüt
ücret olarak aldığıru ortaya
koyuyor.
Ekonomi Servisi - "Kaynak yok" ge-
rekçesiyle sıfır zam önerilen ve toplu iş
sözleşmesi görüşmeleri tıkanan kamu
işçisinin, 1993 yılından itibaren, milli
gelire yaptığı katkının her geçen yıl art-
masma karşın aldığı ücret eriyor.
Petrol-Iş Sendikası tarafından hazır-
lanan Kamu işçisi Ücreti raporunda, ge-
çen yıl milli gelire ortalama 31 milyar
liralık brüt katkı yapan kamu işçisinin
ancak 9.7 milyar lirasını brüt ücret ola-
rak aldığı ortaya koyuluyor.
Petrol-Iş Sendikası Araştırma Servi-
si tarafından hazırlanan Kamu işçisi
Ücreti raporunda, toplusözleşme görüş-
melerinde henüz şubat ve sonrası kriz-
ler yaşanmadan hükümetin "kaynak
yokgerekçesine" sığındığma dikkat çe-
kilerek "baük bankalara, sermayeye,
teşvikiereve iç borçlanma faizlerine kay-
nak bulan hükümetin, milli gelire her
Verimlilik ve ücretler
Yıtor
1993 314i
Çafefanba>mıy*k
brüt ücret
182.0
kaçkstı
1.7
1994 68&3 301.9 2.3
1995 1.5542 500.0
1996 3.943.6 7963
1997 7.747.3
1998 10.644.7
1999 20.178*
2000 31.044.3 9.720i)
Kaynak: DİE Imalat San. ıstatstıklea DIE Imayat Sanayıınde Istıhdam ve ücretler, ISO 500 Büyük Fırma Veriteri,
TOrk-lş Kamu ışçıa Ücret Sensı (Türk-lş Yılhğı 1998 1. Cilt. Türk-lş derçsı Şubat-Mart 2001) Petrot-lş Araştrma
Not Venter brûttür
geçen yıl daha fazia katkı sağlayan ka-
mu işçisine kaynak sağlayamadığr vur-
gulanıyor. Raporda, kamu işçisinin ger-
çek ücret düzeyi, ekonomik ve sosyal
ilişkiler çerçevesinde irdeleniyor.
Geçen yıl tüketici fıyatlannın yüzde
54.9 oranında artmasına, eğitim, sağ-
lık, kent altyapı hizmetlerinin daha pa-
halı bir hale gelmesine karşın, basının
da desteği ile kamu işçisinin "adeta
haksız kazanç elde ettiğT fikrinin işlen-
diğine dikkat çekiliyor.
Kamu işçisinin katma değer içindeki
payının son 7 yılda sürekli gerileme
içinde olduğu ortaya konan raporda,
1993 'te elde edilen katma değerin yüz-
de 57.9'unu alan kamu işçisinin,
1996'da yüzde 20 'sini aldığı belirtiliyor.
Rakamlar son 7 yılda kamu işçilerinin
üretimdeki çalışmalan sonucu elde edi-
len değerlerin daha az kısmını aldığını
da ortaya koyuyor.
Rapor, kamu işçisinin, ortalama sana-
yi işçisinden daha verimli olduğunu ve
fazla değer ürettiğini de ortaya koyu-
yor.
Bir satın alma gücü olan ücretin son
7 yılda sürekli düştüğüne dikkat çeki-
len raporda, kamuda yaratılan gelir yıl-
da ortalama yüzde 4.2 oranında artarken
kamu ücretlerinin yüzde 6.9 oranında
azaldığı vurgulanıyor.
Işçi enflasyona
'çıpa' yapılıyor
BANUSALMAN
ANKARA-Çöken programın
enfiasyonla mücadelede temel
ayağını oluşturan kur çıpasının
çökmesinin ardmdan yürürlüğe
konulan yeni programda işçiler
enfiasyonla mücadelenin çıpası
halıne getiriliyor.
Niyet mektubuna göre, işçile-
re 2001 yıh için verilecek zam
oranı yüzde 21.5'le sınırlandın-
lıyor. Böylece işçi ücretleri yüz-
de 52.5 hedef enflasyonun bile
karşısında eritilmesi, "rççi-me-
nmr" ücret farklannın azaltüma-
sı gerekçesiyle açıklanmaya ça-
lışıhyor. Ancak yapılanhesapla-
malar, işçilerden kesilen tutarla-
nn, memurlara aktanlmayacağı-
nı ortaya koyuyor.
Hükümet, memur ve işçi ara-
sındaki ücret farkını gidermek
için memura zam vermek yerine
işçi ücretlerinin geriletilmesi yo-
lunu seçti. Bu yıhn ikinci 6 ayı
için memurlara verilecek zam
oranı, IMF niyet mektubuyla
yüzde 5"le sınırlandınldı.
ikinci yanyıl zamnunm yüz-
de 52.5 'ük yeni hedef enflasyo-
na göre belirlenmediği gibi,
"Kümölatif TÜFE enflasyonu
temmuza kadarverUenmaaş ar-
üşlannıgeçerse,maaşlar 2001yı-
h sonundan önce bu fark kadar
ayarianacakür" denildi. Bu ifa-
de, aylık olarak enflasyon fark-
laruun yansıtılması uygulaması
konusunda belirsizlik yarattı.
Niyet mektubunda, 2000 yı-
lında 2.6 kat olan işçi-memur üc-
ret farkının 2001-2002 dönemi-
ni kapsayan toplusözleşme süre-
sinde 2'yedüşürülmesinm he-
deflendiği açıklandı. Bu farkın
toplusözleşmenin ilk yılında 5 'te
1 'e düşürülmesi hedefine göre,
işçi-memur ücret farkı 2001 yıl
sonunda 2.08 kata düşürülecek.
THEECONOMST:
Program
acı ilaç
LONDRA(AA)-Ingil-
tere'de yayımlanan hafta-
lık siyaset ve ekonomi
dergisi The Economist,
Türkiye'nin IMF ile bir-
likte uyguladığı yeni
ekonomik programı de-
ğerlendirdiği yazısına
*acıflaç"başlığını attı.
Dergi yazısında, IMF'-
den gefen taze paranifi
r
''
Türk ekonomisini içinde
bulunduğu durumdan çı-
karabileceğini, ancak bu-
nun sosyal faturasının
ağır olacağını öne sürdü.
IMF tcra Direktörleri
Kurulu tarafından onay-
lanan paranın, Türki-
ye'deki yüksek enflasyon
ve ödenemeyen borçlann
bertaraf edilmesi açısm-
dan önemli olduğuna
dikkati çeken dergi, ön-
cekilerle birlikte toplamı
19 milyar dolan bulacak
kredi paketi çıkanlması-
nın nedeninin, tümüyle
ekonomik olmadığmı ve
bu yardımlann "gönül-
lü" olarak yapılmadığını
öne sürdü.
Türkiye'nin önemi
Dergi, diğer pek çok
yaym organı gibi, IMF
paketinin ardında Türki-
ye'nin Batı açısından ta-
şıdığı önemin bulundu-
ğunu da ima ederken
"Gerçi Türldye artık So-
ğuk Savaş döneminde ta-
şıdığı önemi taşunıyor
ama hâlâ Türk Ordusu
NATO'nun ikinci büyük
ordusu" dedi.
Türkiye'deki üslerin
Kuzey Irak'a rutin uçuş-
lar gerçekleştiren Ame-
rikan uçaklarına ev sa-
hipliği yaptığını da hatır-
latan The Economist, ge-
lişmelerde Türkiye ile Is-
rail arasmdaki iyi ilişki-
lerin de rol oynadığını sa-
vundu.
Derviş'e destek
Türkiye'nin uzak da
olsa, bir gün AB'ye üye
olma ümitleri taşıdığını
ve bu nedenle Avrupa
hükümetlerinin kenarda
durup Türkiye'nin batı-
şma seyirci kalamaya-
caklannı belirten dergi,
ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı Kemal
Derviş'in durumdan
umutlu olduğuna dikkati
çekti.
Derviş'in çıkışlannın
kabinede bazı rahatsız-
lıklara yol açtığı söyle-
nen dergide, kamuoyu
yoklamalaıınm ise Ke-
mal Derviş'in halktan
büyük destek aldığına
dikkat çektiğini bildirdi.
Koç Topluluğu, Avrupa'nın ilk Ramstore'unu Sofya'da tüketicilerin hizmetine sundu
Migros'tan Bulgaristaıı atağı
• Avrupa'da ilk yatınmını
yapan Koç Topluluğu, 33
milyon marka mal olan Sofya
Ramstore'da 300 kişiye istihdam
olanağı sağlıyor.
ÖZLEMYÜZAK
SOFYA - Koç Topluluğu kuruluş-
lanndan Migros, Sofya'da 33 milyon
marka malolan Avrupa'nm ilk Rams-
tore'unu dün törenle hizmete açtı.
Grup Ramstore'larla yaptığı atılı-
mını Doğuda Rusya, Kazakistan ve
Azerbaycan'dan sonra ilk kez Batıda
Bulganstan ile başlattı.
Koç Holding Yönetim Kurulu Baş-
kanı Rahmi Koç törende yaptığı ko-
nuşmada, Güneydoğu Avrupa Işbirli-
ği Girişimi'nın (SECI) eşbaşkanı ol-
duğunu anımsatarak, şunlan söyledi:
"Amacımız muhtelifprojeterle bu böl-
geye yatınm yaparak halkın refah se-
viyesini artürmak, huzursuzluğu, çe-
kişmeyi ve çaüşmayı önlemektir."
Serbest dolaşım hakkına sahip ol-
duğu için Bulgarlan kıskandığını söy-
leyen Koç, bu hakkın Türkiye'ye de
tanınması gerektiğini belirtti. 15 bin
metrekare kapalı alanda 25 bin kalem
Bulgar ve Türk mallarının yanında
dünyanın dört bir yanından gelen
ürünlerin de müşterilerin hizmetine
sunulduğunu kaydeden Koç, bu şekil-
de Ramstore'un Bulgar mallarının ge-
lişmesine ve genişlemesine yardımcı
olduğu gibi, 300 kişiye istihdam da
sağladığını anlattı.
Sofya projesine 33 milyon markya-
tınm yaptıklannı belirten Rahmi
Koç,Türkiye'nin Bulganstan'ın dış ti-
caret hacmi içinde 706 milyon dolar-
la 4. sırada olduğunu hatırlattı.
Migros Genel Müdürü ve Ramsto-
re Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Ir-
sıdar, Bulganstan'da Sofya'dan sonra
Varna,. Filibe ve Burgaz'ın da ilgi
alanlannı oluşturduğunu bildirdi.
Bu yıl içinde Sofya'da ikinci mağa-
zayı açabileceklerini belirten Irsıdar,
Üsküp ve Belgrad'ın da ilgi alanlan
içinde olduğunu kaydetti.
Sofya Belediye Başkanı Stefan So-
fiyanski Ramstore yatınmının Sofya-
lılann hayatını olumlu etkileyeceğini
vurguladı.
50 bin dolarhk riro
Yüzde 100 Migros sermayesiyle
kunılan Ramstore'dan ilk alışverişi ise
Sevgi Gönül yaptı. Sofyalılann bü-
* Şam'ada
Ramstore
Bulganstan'dan sonra Koç
Grubu Türkiye'nin diğer
komşu ülkelerinden bir olan
Suriye'ye de Ramstore
açmayı planhyor. Suriye'yi
ilginç ve ilgiye değer biri
ülke olarak değerkndiren
Koç Topluluğu, bazı
beldentilerinin
gerçekleşmesi halinde
burada yaürun yapmaya
hazuianıyor.
Suriye'nin Türkiye'den
gelen ürünkre yüzde 40
vergi uygulamasmdan
vazgeçmesini beklediklerini
dile getiren Irsıdar. diğer
beklentileri de gümrük
kolayhğı, birkaç yıl vergi
muafiyeti ve para transferi
kolayhğı olarak sıraladı.
yük ilgi gösterdikleri Ramstore'un
açılış töreninde, öğle saatlerine kadar
süpermarkette 50 bin dolarlık satış ya-
pıldı. 15 bin metrekare kapalı alana
sahip Ramstore'da satılan 25 bin ka-
lem ürünün 2 binden fazlasını Türki-
ye'den gelenler oluşturuyor. Bu arada
dünyada kilosu ortalama 1 dolar sevi-
yesinde satılan muzun 45 sente karşı-
lık gelen levaya satılması da dikkat
çekti.
SKİBDDKBAŞKANI TEMİZEL:
Yolsuzhık en
büyük engelESKİŞEHİR(AA)-Eski
Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulu
(BDDK) Başkanı Zekeriya
Temizd, yabancı
sermayenin Türkiye'ye
gelmesinde en büyük
engelin yolsuzluklar
olduğunu söyledi. Anadolu
Üniversitesi'nde
düzenlenen "Türkiye
Ekonomisinin
Değerlendirihnesi" konulu
konferansta konuşan
Temizel, son yaşanan
ekonomik kriz hakkında
teknik bilgiler verdi.
Gelişmiş ülkelerin
tamamının hazırlıksız
yakalandıklan spekülatif
hareketler nedeniyle
Türkiye gibi krizler
yaşandığını belirten
Temizel, ancak bu
ülkelerin kısa sürede
toparlanmasım bildiklerini
ifade etti. Temizel,
gelişmekte olan ülkelerin
ise sıcak parayı
kalkınmanın kaynağı
olarak görme gafletinde
bulunduklannı kaydetti.
Dünyanın hiçbir ülkesinde
iki devlet adamı tartıştı
diye yerleşik bir
ekonomide kriz olmadığmı
anlatan Temizel, şunlan
söyledi: "Ancak
Türkiye'de iki devlet adamı
tarbsü diye 2 saatte Merkez
Bankası'ndan 7.1 milyar
dolar gftti. Uhısai
ekonomilerin dengelerinin
denetimsiz ve
yönlendirilmemiş piyasa
güçlerine terk edihnesi bu
krizlerin en temel öğelerini
oluşturuyor. Bizde de
bütün düzenlemeler
uluslararası güçlerin
isteğine göre yapıhyor. Şu
anda Türkiye piyasa
ekononüsi, parasal
politikalar ve sermaye
harekederinin serbestisi
sayesinde kaUonma
düşünün sonuna geuniş
durumdadır.'1
Şişe Cam'da greve doğru
OLCAY BÜYÜKTAŞ
Cam sektöründeki toplu iş
sözleşme görüşmelerinde uz-
laşmazlık devam ediyor. Kris-
tal-lş Sendikası ile Şişe-Cam
Topluluğu arasmda 5 Aralık
2000 tarihinde başlayan görüş-
melerde uzlaşma sağlanama-
ması halinde 6 bin işçi 24 Ma-
yıs tarihinde greve çıkacak.
Işletmelerde taşeron ve mü-
teahhit uygulamasına son ve-
rilmesini ve çalıştınlan işçile-
rin sendika kapsamına alınma-
sım isteyen işçi sendikası gö-
rüşmelerde uzlaşma sağlana-
maması üzerine 4 Mayıs'ta, 24
Mayıs 2001 tarihi için 'grev
uygulama' karan almıştı.
Işverenle anlaşmazlık nok-
talann kapsam dışı uygulama
ve zam oranlan olarak özetle-
yen Kristal Iş Sendikası Baş-
kanı Mustafa Bağçed, sorum-
lu bir sendikacılık anlayışı ile
çözüm arayışlanna sonuna ka-
dar devam edeceklerini dile
getiriyor.
Halen Şişe-Cam bünyesin-
deki işyerlerinde yüzde 25-30
civannda kapsam dışı perso-
nelin çalıştığına dikkat çeken
Bağçeci, Şişe-Cam'ın cam eş-
yası grubunda (Paşabahçe) 2
yıl boyunca sıfır zam, diğer iş-
letmelerde de ilk altı ay sıfır
zam, ikinci altı ay ise enflas-
yonun yüzde 80'i ile yüzde
56'sı arasmda zam önerdiğini
belirtiyor.
Bağçeci, sendikanın genel
olarak enflasyon kadar zam is-
tediğini, ekonomik sıkıntı olan
işletmelerde de geçmiş altı ay
için yüzde 10 oranında ücret
zammı istediklerini sözlerine
ekliyor.
İŞÇİIWEVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yaşam Savaşı
Uzun zamandır bu kadar çok telefon, faks alma-
mıştım. Oysa konu yaşamın sadece bir alanı, sağ-
lık ve ilaç sorununun yeni boyutlan üzerineydi. Ga-
zeteciliğin alfabesinde aslında en ilgi çeken haber-
lerin birinci sıralamasında sağlık vardır. Ama biz her
nedense bu gerçeği hep unutur, sağlık sorunlannı
bir kenara atanz. Politika ile yatar kalkar, elbette po-
litikayı da yüzümüze gözümüze bulaştınnz.
Patlama boyutunda yükselen ilaç, sağlık hizmeti
fiyatlan, kemer sıkma politikası çerçevesinde sos-
yal güvenlik kurumlannın çöktürülmesi çıkmazın-
daki insanlanmızın sağlık sorunlannı anımsatmak
istemiştim. Hastası olanlar çeşitli boyutlan ile zaten
yüz yüzeler. Olmayanlar için birkaç sahne ile devam
etmekte yarar var.
Türkiye'nin en ünlü cerrahlarının bulunduğu bir
üniversite kliniği ya da SSK hastanesi, devlet has-
tanesi olsun bir şey fark etmiyor. Koca kliniklerde
bütün hizmet yükleri gece birtek doktoria hemşire-
ye, gündüz çok az sayıdaki asistan, sağlık elema-
nına kalıyor. Doğal olarak her hastanın asıl bakanı
biryakını oluyor. Gündüzü, gecesi birtek sandalye-
ye mahkûm.
Önceki gece ben babamın yanında sandalyede
dikilirken, komşu yatağın anlattığına göre yaklaşık
bir aydır hastanede kocası ile birlikte kalan refakat-
çisi, yerde gazete, üstüne battaniye döşemiş ola-
rak uyumaya çalışıyordu. Ondan daha da uzun sü-
reli hastanede kalmış üçüncü yatağın refakatçisi,
kocasının yatağının ucuna tersine uzanmıştı. Gece
üç sıralannda bir gürültü koptu. Kadıncağız çığlık-
lan arasmda yere düşmüştü. Ayağı kalorifer demi-
rinde yanlmıştı. Bu sayede bir geceliğine, daha ön-
ce bir ay kocasına baktığı yoğun bakım odasında
biryatak sahibi olmuştu. Ağn kesici ile deliksiz uy-
ku uyumuş, ertesi gün yediği tetanos iğneleri, yanl-
mış ayağının, çürüklerin ağnlan olmasa hastane ma-
cerasının en konforlu gecesini geçirmişti. (Size ka-
ra mizah gibi gelebilir, ama tıbbi kaliteleri çok fazla
tartışılır, konforu yerinde astronomik ücretli hasta-
neler dışında yoğun bakım odalannda bile yeterli
sağlık elemanı olmadığı için hasta bakımı ailesine
bırakılıyor.)
Sabah vizitlerinin ardından refakatçilerin ikinci tür
mesaileri başlıyor. Yeni ilaçlar yazılmışsa suratlar
asılıyor. Ömeğin üniversite kliniğinde yatan hasta-
nın havalesi Göztepe SSK'den yapılmışsa, hastayı
bırakabilecek ve bu işi becerebilecek durumda ise
refakatçinin kendisi, değilse, telefonla çağnlan bir
başka yakını koşturuyor. Çapa'dan Göztepe'ye gi-
dilip, yazılan yeni ilaçlar getiriliyor.
Bu arada çocuğunun yanında refakatçi kalmış, ta-
burcu işlemîerini yapan anne doktorlarla tartıştyor.
Isteği üzerine bir Refakatçi kalmıştır' yazısı verilmiş.
Ancak onun işyerinde geçerli mazeret sayılabilme-
si için adının yazılmış olması gerekiyor. Hastane ku-
rallannda ise refakatçi adının belirienmesi yok.
Fiyat artışlan, suiistimaller, sosyal güvenlik ku-
rvımlan ile sağlık hizmetini veren kurumlann aralan-
nı çok fazla açmış. Garanti adına, kelimenin tam an-
lamı ile yazışma savaşı veriliyor... Kalp pili takılmak
üzere havalesi yapılmış hasta, bu beige ile yatınla-
mıyor. Çünkü yapılacak tedavi hizmetlerinin bütü-
nü için 'paket pil hizmetlen' diye aynca bir havale
daha alınması gerekiyor. Derken olur ya operasyon-
da ek sorun çıkıyor. Hastanın pili yenilenirken kab-
lolann da yenilenmesi gerekiyor. Pilin satışını yap-
mış firmanın görevlisi panik içinde. Önce ameliyatı
yapan hocalardan yazılı belgeler alıyor. Yetmiyor,
hasta sahiplerinden hocalann imzaladığı belgelerle
SSK'den doktor onayı ile ek sevk yapmalan isteni-
yor. Hastanın kimi ek sağlık kontrolleri, tahlillerinin
yapılması zorunluluğu doğuyor. Paket pil havalesi
bu tahlilleri karşılayamayacağı için birdördüncü ha-
vale işlemi isteniyor. Bilmeyenler için burada bir ay-
nntı vermek gerekiyor. Bir SSK hastanesinden bir
havale işlemini yanm günde yaptırabilen SSK işlem-
lerinin kurdu olmuştur. Yazışma sorunlan ömeğin bir
kanser hastası ya da karmaşık tedavilerde pek çok
katma çıkmaktadır.
İlaç kuyruklan zaman zaman basına çarpıcı gö-
rüntülerle yansımakta. Fotoğrafta görünmeyen bo-
yutlan da var. İlaç israfını denetlemek üzere alınmış
önlemlerden birtanesi doktorun yazdığı reçetenin,
dışarda ikinci bir görevli tarafından onaylanması.
Ne işe yaradığını kavramış değilim. Ancak poliklinik
kapılarında numara almış sırasını bekleyen hasta-
lar ile, reçete düzeltmek, imza almak üzere gelen
hastalar arasmda sık sık saç saça, baş başa kav-
galar yaşanmakta. Daracık, sıkışık, karanlık kori-
dorlarda uyarılmayan hastalar reçeteleri ile saatler-
ce ilaç kuyruğunda sıra beklemekte, sıralan geldi-
ğinde de imza onay yok diye geri çevrilmekteler. Ye-
niden aynı çileli kuyruk maceralannı yasamak üze-
re... Bunlar daha iyi günlerimiz... Yaşama savaşı bu,
kolay mı?..
Tarım Bakanı Cökalp
Bıığdayda taban
fiyat tarbşması
ANKARA (AA) -
Tanm ve Köyişleri
Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp, buğdaya veri-
lecek fiyat konusunda,
"Amerika'da hatta
Fransa'da üretilen bir
buğdayın Türkiye'ye
maliyetine bakalım
ona görefiyatverelim"
dedi. Uluslararası Pa-
ra Fonu'na (IMF) veri-
len niyet mektubu çer-
çevesinde buğday fi-
yatlannın ne olacağı
yönündeki bir soru
üzerine Gökalp, Tanm
ve Köyişleri Bakanlı-
ğı'nın Türkiye'de buğ-
day üretimini ve pa-
zarlamasım düzenle-
mekten sorumlu kuru-
luş olduğunu hatırlattı.
Türkiye'deki buğ-
day ihtiyacının 12 mil-
yon ton olduğunu ve
18 milyon ton civann-
da bir üretim bekle-
diklerini anlattı. Buğ-
day üretiminin ihtiya-
cı karşılamasının ga-
ranti edilmemesi du-
rumunda dışa bağımlı
hale gelineceğini vur-
gulayan Gökalp, Top-
rak Mahsulleri Ofisi
olarak geçen yıl daha
az buğday almalanna
karşın fiyatlann hem
köylüyü memnun etti-
ğini hem de sanayici-
nin dünya ile rekabet
edebildiğini kaydetti.
Bu arada Güneydo-
ğu Anadolu Bölge-
si'ndeki çiftçiler buğ-
day taban fiyatının
200 bin lira olmasını
istiyorlar. Diyarbakır
Ziraat Odası Başkanı
Bahri Erdem, son 2
yıldır bölgede yaşanan
kurakhk nedeniyle
çiftçilerin büyük oran-
da zarar ettiğini anla-
tarak kredi ve tohum
yardımı alamamalan
nedeniyle de faiz
borçlannın arttığını
bildirdi.