15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MAY1S 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Jl<JV\_riı\_/İTJJ. / [email protected] 13 1993'te elde edilen katma değerin yüzde 57.9'unu alan kamu işçisi, 1996'da ancak yüzde 20'sini alabildi Işçi iirettiğiııi tüketemiyor• Petrol-îş tarafından hazırlanan bir rapor, 'kaynak yok' gerekçesiyle zam verilmeyen ve toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkanan kamu işçisinin, geçen yıl milli gelire ortalama 31 milyar liralık brüt katkı yapmasına karşın 9.7 milyar lirasını brüt ücret olarak aldığıru ortaya koyuyor. Ekonomi Servisi - "Kaynak yok" ge- rekçesiyle sıfır zam önerilen ve toplu iş sözleşmesi görüşmeleri tıkanan kamu işçisinin, 1993 yılından itibaren, milli gelire yaptığı katkının her geçen yıl art- masma karşın aldığı ücret eriyor. Petrol-Iş Sendikası tarafından hazır- lanan Kamu işçisi Ücreti raporunda, ge- çen yıl milli gelire ortalama 31 milyar liralık brüt katkı yapan kamu işçisinin ancak 9.7 milyar lirasını brüt ücret ola- rak aldığı ortaya koyuluyor. Petrol-Iş Sendikası Araştırma Servi- si tarafından hazırlanan Kamu işçisi Ücreti raporunda, toplusözleşme görüş- melerinde henüz şubat ve sonrası kriz- ler yaşanmadan hükümetin "kaynak yokgerekçesine" sığındığma dikkat çe- kilerek "baük bankalara, sermayeye, teşvikiereve iç borçlanma faizlerine kay- nak bulan hükümetin, milli gelire her Verimlilik ve ücretler Yıtor 1993 314i Çafefanba>mıy*k brüt ücret 182.0 kaçkstı 1.7 1994 68&3 301.9 2.3 1995 1.5542 500.0 1996 3.943.6 7963 1997 7.747.3 1998 10.644.7 1999 20.178* 2000 31.044.3 9.720i) Kaynak: DİE Imalat San. ıstatstıklea DIE Imayat Sanayıınde Istıhdam ve ücretler, ISO 500 Büyük Fırma Veriteri, TOrk-lş Kamu ışçıa Ücret Sensı (Türk-lş Yılhğı 1998 1. Cilt. Türk-lş derçsı Şubat-Mart 2001) Petrot-lş Araştrma Not Venter brûttür geçen yıl daha fazia katkı sağlayan ka- mu işçisine kaynak sağlayamadığr vur- gulanıyor. Raporda, kamu işçisinin ger- çek ücret düzeyi, ekonomik ve sosyal ilişkiler çerçevesinde irdeleniyor. Geçen yıl tüketici fıyatlannın yüzde 54.9 oranında artmasına, eğitim, sağ- lık, kent altyapı hizmetlerinin daha pa- halı bir hale gelmesine karşın, basının da desteği ile kamu işçisinin "adeta haksız kazanç elde ettiğT fikrinin işlen- diğine dikkat çekiliyor. Kamu işçisinin katma değer içindeki payının son 7 yılda sürekli gerileme içinde olduğu ortaya konan raporda, 1993 'te elde edilen katma değerin yüz- de 57.9'unu alan kamu işçisinin, 1996'da yüzde 20 'sini aldığı belirtiliyor. Rakamlar son 7 yılda kamu işçilerinin üretimdeki çalışmalan sonucu elde edi- len değerlerin daha az kısmını aldığını da ortaya koyuyor. Rapor, kamu işçisinin, ortalama sana- yi işçisinden daha verimli olduğunu ve fazla değer ürettiğini de ortaya koyu- yor. Bir satın alma gücü olan ücretin son 7 yılda sürekli düştüğüne dikkat çeki- len raporda, kamuda yaratılan gelir yıl- da ortalama yüzde 4.2 oranında artarken kamu ücretlerinin yüzde 6.9 oranında azaldığı vurgulanıyor. Işçi enflasyona 'çıpa' yapılıyor BANUSALMAN ANKARA-Çöken programın enfiasyonla mücadelede temel ayağını oluşturan kur çıpasının çökmesinin ardmdan yürürlüğe konulan yeni programda işçiler enfiasyonla mücadelenin çıpası halıne getiriliyor. Niyet mektubuna göre, işçile- re 2001 yıh için verilecek zam oranı yüzde 21.5'le sınırlandın- lıyor. Böylece işçi ücretleri yüz- de 52.5 hedef enflasyonun bile karşısında eritilmesi, "rççi-me- nmr" ücret farklannın azaltüma- sı gerekçesiyle açıklanmaya ça- lışıhyor. Ancak yapılanhesapla- malar, işçilerden kesilen tutarla- nn, memurlara aktanlmayacağı- nı ortaya koyuyor. Hükümet, memur ve işçi ara- sındaki ücret farkını gidermek için memura zam vermek yerine işçi ücretlerinin geriletilmesi yo- lunu seçti. Bu yıhn ikinci 6 ayı için memurlara verilecek zam oranı, IMF niyet mektubuyla yüzde 5"le sınırlandınldı. ikinci yanyıl zamnunm yüz- de 52.5 'ük yeni hedef enflasyo- na göre belirlenmediği gibi, "Kümölatif TÜFE enflasyonu temmuza kadarverUenmaaş ar- üşlannıgeçerse,maaşlar 2001yı- h sonundan önce bu fark kadar ayarianacakür" denildi. Bu ifa- de, aylık olarak enflasyon fark- laruun yansıtılması uygulaması konusunda belirsizlik yarattı. Niyet mektubunda, 2000 yı- lında 2.6 kat olan işçi-memur üc- ret farkının 2001-2002 dönemi- ni kapsayan toplusözleşme süre- sinde 2'yedüşürülmesinm he- deflendiği açıklandı. Bu farkın toplusözleşmenin ilk yılında 5 'te 1 'e düşürülmesi hedefine göre, işçi-memur ücret farkı 2001 yıl sonunda 2.08 kata düşürülecek. THEECONOMST: Program acı ilaç LONDRA(AA)-Ingil- tere'de yayımlanan hafta- lık siyaset ve ekonomi dergisi The Economist, Türkiye'nin IMF ile bir- likte uyguladığı yeni ekonomik programı de- ğerlendirdiği yazısına *acıflaç"başlığını attı. Dergi yazısında, IMF'- den gefen taze paranifi r '' Türk ekonomisini içinde bulunduğu durumdan çı- karabileceğini, ancak bu- nun sosyal faturasının ağır olacağını öne sürdü. IMF tcra Direktörleri Kurulu tarafından onay- lanan paranın, Türki- ye'deki yüksek enflasyon ve ödenemeyen borçlann bertaraf edilmesi açısm- dan önemli olduğuna dikkati çeken dergi, ön- cekilerle birlikte toplamı 19 milyar dolan bulacak kredi paketi çıkanlması- nın nedeninin, tümüyle ekonomik olmadığmı ve bu yardımlann "gönül- lü" olarak yapılmadığını öne sürdü. Türkiye'nin önemi Dergi, diğer pek çok yaym organı gibi, IMF paketinin ardında Türki- ye'nin Batı açısından ta- şıdığı önemin bulundu- ğunu da ima ederken "Gerçi Türldye artık So- ğuk Savaş döneminde ta- şıdığı önemi taşunıyor ama hâlâ Türk Ordusu NATO'nun ikinci büyük ordusu" dedi. Türkiye'deki üslerin Kuzey Irak'a rutin uçuş- lar gerçekleştiren Ame- rikan uçaklarına ev sa- hipliği yaptığını da hatır- latan The Economist, ge- lişmelerde Türkiye ile Is- rail arasmdaki iyi ilişki- lerin de rol oynadığını sa- vundu. Derviş'e destek Türkiye'nin uzak da olsa, bir gün AB'ye üye olma ümitleri taşıdığını ve bu nedenle Avrupa hükümetlerinin kenarda durup Türkiye'nin batı- şma seyirci kalamaya- caklannı belirten dergi, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in durumdan umutlu olduğuna dikkati çekti. Derviş'in çıkışlannın kabinede bazı rahatsız- lıklara yol açtığı söyle- nen dergide, kamuoyu yoklamalaıınm ise Ke- mal Derviş'in halktan büyük destek aldığına dikkat çektiğini bildirdi. Koç Topluluğu, Avrupa'nın ilk Ramstore'unu Sofya'da tüketicilerin hizmetine sundu Migros'tan Bulgaristaıı atağı • Avrupa'da ilk yatınmını yapan Koç Topluluğu, 33 milyon marka mal olan Sofya Ramstore'da 300 kişiye istihdam olanağı sağlıyor. ÖZLEMYÜZAK SOFYA - Koç Topluluğu kuruluş- lanndan Migros, Sofya'da 33 milyon marka malolan Avrupa'nm ilk Rams- tore'unu dün törenle hizmete açtı. Grup Ramstore'larla yaptığı atılı- mını Doğuda Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan'dan sonra ilk kez Batıda Bulganstan ile başlattı. Koç Holding Yönetim Kurulu Baş- kanı Rahmi Koç törende yaptığı ko- nuşmada, Güneydoğu Avrupa Işbirli- ği Girişimi'nın (SECI) eşbaşkanı ol- duğunu anımsatarak, şunlan söyledi: "Amacımız muhtelifprojeterle bu böl- geye yatınm yaparak halkın refah se- viyesini artürmak, huzursuzluğu, çe- kişmeyi ve çaüşmayı önlemektir." Serbest dolaşım hakkına sahip ol- duğu için Bulgarlan kıskandığını söy- leyen Koç, bu hakkın Türkiye'ye de tanınması gerektiğini belirtti. 15 bin metrekare kapalı alanda 25 bin kalem Bulgar ve Türk mallarının yanında dünyanın dört bir yanından gelen ürünlerin de müşterilerin hizmetine sunulduğunu kaydeden Koç, bu şekil- de Ramstore'un Bulgar mallarının ge- lişmesine ve genişlemesine yardımcı olduğu gibi, 300 kişiye istihdam da sağladığını anlattı. Sofya projesine 33 milyon markya- tınm yaptıklannı belirten Rahmi Koç,Türkiye'nin Bulganstan'ın dış ti- caret hacmi içinde 706 milyon dolar- la 4. sırada olduğunu hatırlattı. Migros Genel Müdürü ve Ramsto- re Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Ir- sıdar, Bulganstan'da Sofya'dan sonra Varna,. Filibe ve Burgaz'ın da ilgi alanlannı oluşturduğunu bildirdi. Bu yıl içinde Sofya'da ikinci mağa- zayı açabileceklerini belirten Irsıdar, Üsküp ve Belgrad'ın da ilgi alanlan içinde olduğunu kaydetti. Sofya Belediye Başkanı Stefan So- fiyanski Ramstore yatınmının Sofya- lılann hayatını olumlu etkileyeceğini vurguladı. 50 bin dolarhk riro Yüzde 100 Migros sermayesiyle kunılan Ramstore'dan ilk alışverişi ise Sevgi Gönül yaptı. Sofyalılann bü- * Şam'ada Ramstore Bulganstan'dan sonra Koç Grubu Türkiye'nin diğer komşu ülkelerinden bir olan Suriye'ye de Ramstore açmayı planhyor. Suriye'yi ilginç ve ilgiye değer biri ülke olarak değerkndiren Koç Topluluğu, bazı beldentilerinin gerçekleşmesi halinde burada yaürun yapmaya hazuianıyor. Suriye'nin Türkiye'den gelen ürünkre yüzde 40 vergi uygulamasmdan vazgeçmesini beklediklerini dile getiren Irsıdar. diğer beklentileri de gümrük kolayhğı, birkaç yıl vergi muafiyeti ve para transferi kolayhğı olarak sıraladı. yük ilgi gösterdikleri Ramstore'un açılış töreninde, öğle saatlerine kadar süpermarkette 50 bin dolarlık satış ya- pıldı. 15 bin metrekare kapalı alana sahip Ramstore'da satılan 25 bin ka- lem ürünün 2 binden fazlasını Türki- ye'den gelenler oluşturuyor. Bu arada dünyada kilosu ortalama 1 dolar sevi- yesinde satılan muzun 45 sente karşı- lık gelen levaya satılması da dikkat çekti. SKİBDDKBAŞKANI TEMİZEL: Yolsuzhık en büyük engelESKİŞEHİR(AA)-Eski Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Zekeriya Temizd, yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesinde en büyük engelin yolsuzluklar olduğunu söyledi. Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenen "Türkiye Ekonomisinin Değerlendirihnesi" konulu konferansta konuşan Temizel, son yaşanan ekonomik kriz hakkında teknik bilgiler verdi. Gelişmiş ülkelerin tamamının hazırlıksız yakalandıklan spekülatif hareketler nedeniyle Türkiye gibi krizler yaşandığını belirten Temizel, ancak bu ülkelerin kısa sürede toparlanmasım bildiklerini ifade etti. Temizel, gelişmekte olan ülkelerin ise sıcak parayı kalkınmanın kaynağı olarak görme gafletinde bulunduklannı kaydetti. Dünyanın hiçbir ülkesinde iki devlet adamı tartıştı diye yerleşik bir ekonomide kriz olmadığmı anlatan Temizel, şunlan söyledi: "Ancak Türkiye'de iki devlet adamı tarbsü diye 2 saatte Merkez Bankası'ndan 7.1 milyar dolar gftti. Uhısai ekonomilerin dengelerinin denetimsiz ve yönlendirilmemiş piyasa güçlerine terk edihnesi bu krizlerin en temel öğelerini oluşturuyor. Bizde de bütün düzenlemeler uluslararası güçlerin isteğine göre yapıhyor. Şu anda Türkiye piyasa ekononüsi, parasal politikalar ve sermaye harekederinin serbestisi sayesinde kaUonma düşünün sonuna geuniş durumdadır.'1 Şişe Cam'da greve doğru OLCAY BÜYÜKTAŞ Cam sektöründeki toplu iş sözleşme görüşmelerinde uz- laşmazlık devam ediyor. Kris- tal-lş Sendikası ile Şişe-Cam Topluluğu arasmda 5 Aralık 2000 tarihinde başlayan görüş- melerde uzlaşma sağlanama- ması halinde 6 bin işçi 24 Ma- yıs tarihinde greve çıkacak. Işletmelerde taşeron ve mü- teahhit uygulamasına son ve- rilmesini ve çalıştınlan işçile- rin sendika kapsamına alınma- sım isteyen işçi sendikası gö- rüşmelerde uzlaşma sağlana- maması üzerine 4 Mayıs'ta, 24 Mayıs 2001 tarihi için 'grev uygulama' karan almıştı. Işverenle anlaşmazlık nok- talann kapsam dışı uygulama ve zam oranlan olarak özetle- yen Kristal Iş Sendikası Baş- kanı Mustafa Bağçed, sorum- lu bir sendikacılık anlayışı ile çözüm arayışlanna sonuna ka- dar devam edeceklerini dile getiriyor. Halen Şişe-Cam bünyesin- deki işyerlerinde yüzde 25-30 civannda kapsam dışı perso- nelin çalıştığına dikkat çeken Bağçeci, Şişe-Cam'ın cam eş- yası grubunda (Paşabahçe) 2 yıl boyunca sıfır zam, diğer iş- letmelerde de ilk altı ay sıfır zam, ikinci altı ay ise enflas- yonun yüzde 80'i ile yüzde 56'sı arasmda zam önerdiğini belirtiyor. Bağçeci, sendikanın genel olarak enflasyon kadar zam is- tediğini, ekonomik sıkıntı olan işletmelerde de geçmiş altı ay için yüzde 10 oranında ücret zammı istediklerini sözlerine ekliyor. İŞÇİIWEVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Yaşam Savaşı Uzun zamandır bu kadar çok telefon, faks alma- mıştım. Oysa konu yaşamın sadece bir alanı, sağ- lık ve ilaç sorununun yeni boyutlan üzerineydi. Ga- zeteciliğin alfabesinde aslında en ilgi çeken haber- lerin birinci sıralamasında sağlık vardır. Ama biz her nedense bu gerçeği hep unutur, sağlık sorunlannı bir kenara atanz. Politika ile yatar kalkar, elbette po- litikayı da yüzümüze gözümüze bulaştınnz. Patlama boyutunda yükselen ilaç, sağlık hizmeti fiyatlan, kemer sıkma politikası çerçevesinde sos- yal güvenlik kurumlannın çöktürülmesi çıkmazın- daki insanlanmızın sağlık sorunlannı anımsatmak istemiştim. Hastası olanlar çeşitli boyutlan ile zaten yüz yüzeler. Olmayanlar için birkaç sahne ile devam etmekte yarar var. Türkiye'nin en ünlü cerrahlarının bulunduğu bir üniversite kliniği ya da SSK hastanesi, devlet has- tanesi olsun bir şey fark etmiyor. Koca kliniklerde bütün hizmet yükleri gece birtek doktoria hemşire- ye, gündüz çok az sayıdaki asistan, sağlık elema- nına kalıyor. Doğal olarak her hastanın asıl bakanı biryakını oluyor. Gündüzü, gecesi birtek sandalye- ye mahkûm. Önceki gece ben babamın yanında sandalyede dikilirken, komşu yatağın anlattığına göre yaklaşık bir aydır hastanede kocası ile birlikte kalan refakat- çisi, yerde gazete, üstüne battaniye döşemiş ola- rak uyumaya çalışıyordu. Ondan daha da uzun sü- reli hastanede kalmış üçüncü yatağın refakatçisi, kocasının yatağının ucuna tersine uzanmıştı. Gece üç sıralannda bir gürültü koptu. Kadıncağız çığlık- lan arasmda yere düşmüştü. Ayağı kalorifer demi- rinde yanlmıştı. Bu sayede bir geceliğine, daha ön- ce bir ay kocasına baktığı yoğun bakım odasında biryatak sahibi olmuştu. Ağn kesici ile deliksiz uy- ku uyumuş, ertesi gün yediği tetanos iğneleri, yanl- mış ayağının, çürüklerin ağnlan olmasa hastane ma- cerasının en konforlu gecesini geçirmişti. (Size ka- ra mizah gibi gelebilir, ama tıbbi kaliteleri çok fazla tartışılır, konforu yerinde astronomik ücretli hasta- neler dışında yoğun bakım odalannda bile yeterli sağlık elemanı olmadığı için hasta bakımı ailesine bırakılıyor.) Sabah vizitlerinin ardından refakatçilerin ikinci tür mesaileri başlıyor. Yeni ilaçlar yazılmışsa suratlar asılıyor. Ömeğin üniversite kliniğinde yatan hasta- nın havalesi Göztepe SSK'den yapılmışsa, hastayı bırakabilecek ve bu işi becerebilecek durumda ise refakatçinin kendisi, değilse, telefonla çağnlan bir başka yakını koşturuyor. Çapa'dan Göztepe'ye gi- dilip, yazılan yeni ilaçlar getiriliyor. Bu arada çocuğunun yanında refakatçi kalmış, ta- burcu işlemîerini yapan anne doktorlarla tartıştyor. Isteği üzerine bir Refakatçi kalmıştır' yazısı verilmiş. Ancak onun işyerinde geçerli mazeret sayılabilme- si için adının yazılmış olması gerekiyor. Hastane ku- rallannda ise refakatçi adının belirienmesi yok. Fiyat artışlan, suiistimaller, sosyal güvenlik ku- rvımlan ile sağlık hizmetini veren kurumlann aralan- nı çok fazla açmış. Garanti adına, kelimenin tam an- lamı ile yazışma savaşı veriliyor... Kalp pili takılmak üzere havalesi yapılmış hasta, bu beige ile yatınla- mıyor. Çünkü yapılacak tedavi hizmetlerinin bütü- nü için 'paket pil hizmetlen' diye aynca bir havale daha alınması gerekiyor. Derken olur ya operasyon- da ek sorun çıkıyor. Hastanın pili yenilenirken kab- lolann da yenilenmesi gerekiyor. Pilin satışını yap- mış firmanın görevlisi panik içinde. Önce ameliyatı yapan hocalardan yazılı belgeler alıyor. Yetmiyor, hasta sahiplerinden hocalann imzaladığı belgelerle SSK'den doktor onayı ile ek sevk yapmalan isteni- yor. Hastanın kimi ek sağlık kontrolleri, tahlillerinin yapılması zorunluluğu doğuyor. Paket pil havalesi bu tahlilleri karşılayamayacağı için birdördüncü ha- vale işlemi isteniyor. Bilmeyenler için burada bir ay- nntı vermek gerekiyor. Bir SSK hastanesinden bir havale işlemini yanm günde yaptırabilen SSK işlem- lerinin kurdu olmuştur. Yazışma sorunlan ömeğin bir kanser hastası ya da karmaşık tedavilerde pek çok katma çıkmaktadır. İlaç kuyruklan zaman zaman basına çarpıcı gö- rüntülerle yansımakta. Fotoğrafta görünmeyen bo- yutlan da var. İlaç israfını denetlemek üzere alınmış önlemlerden birtanesi doktorun yazdığı reçetenin, dışarda ikinci bir görevli tarafından onaylanması. Ne işe yaradığını kavramış değilim. Ancak poliklinik kapılarında numara almış sırasını bekleyen hasta- lar ile, reçete düzeltmek, imza almak üzere gelen hastalar arasmda sık sık saç saça, baş başa kav- galar yaşanmakta. Daracık, sıkışık, karanlık kori- dorlarda uyarılmayan hastalar reçeteleri ile saatler- ce ilaç kuyruğunda sıra beklemekte, sıralan geldi- ğinde de imza onay yok diye geri çevrilmekteler. Ye- niden aynı çileli kuyruk maceralannı yasamak üze- re... Bunlar daha iyi günlerimiz... Yaşama savaşı bu, kolay mı?.. Tarım Bakanı Cökalp Bıığdayda taban fiyat tarbşması ANKARA (AA) - Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, buğdaya veri- lecek fiyat konusunda, "Amerika'da hatta Fransa'da üretilen bir buğdayın Türkiye'ye maliyetine bakalım ona görefiyatverelim" dedi. Uluslararası Pa- ra Fonu'na (IMF) veri- len niyet mektubu çer- çevesinde buğday fi- yatlannın ne olacağı yönündeki bir soru üzerine Gökalp, Tanm ve Köyişleri Bakanlı- ğı'nın Türkiye'de buğ- day üretimini ve pa- zarlamasım düzenle- mekten sorumlu kuru- luş olduğunu hatırlattı. Türkiye'deki buğ- day ihtiyacının 12 mil- yon ton olduğunu ve 18 milyon ton civann- da bir üretim bekle- diklerini anlattı. Buğ- day üretiminin ihtiya- cı karşılamasının ga- ranti edilmemesi du- rumunda dışa bağımlı hale gelineceğini vur- gulayan Gökalp, Top- rak Mahsulleri Ofisi olarak geçen yıl daha az buğday almalanna karşın fiyatlann hem köylüyü memnun etti- ğini hem de sanayici- nin dünya ile rekabet edebildiğini kaydetti. Bu arada Güneydo- ğu Anadolu Bölge- si'ndeki çiftçiler buğ- day taban fiyatının 200 bin lira olmasını istiyorlar. Diyarbakır Ziraat Odası Başkanı Bahri Erdem, son 2 yıldır bölgede yaşanan kurakhk nedeniyle çiftçilerin büyük oran- da zarar ettiğini anla- tarak kredi ve tohum yardımı alamamalan nedeniyle de faiz borçlannın arttığını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle