Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 MAYIS 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Derviş, 15 günde 15 yasa hedefledi, ancak Meclis 1.5 ayda 9 yasa çıkarabildi
Gözier onay içîn Köşk'teANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM;DevletBakanıKemalDeniş'in
IMF'ye "taahhüt etngT 15 acıl yasal
düzenlemeden 9'unu çıkardı. Derviş'in
yann yapılacak IMF lcra Kurulu toplan-
tısı öncesinde çıkanlması için zaman
zaman MHP ve ANAP liderleriyle kar-
şı karşıya gelmeyi göze aldığı Bankalar
ve Telekom yasalan konusunda gözier
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e
çevrildı. Hükümet ortağı ANAP'ta ban-
kalar, MHP'de ıse Telekom Yasası rahat-
sızlık yaratırken Cumhurbaşkanı Se-
zer'in ikili baskı altında bulunduğuna
dikkat çekildi. Sezer'ın, 1994 yılında
Anayasa Mahkemesi üyesiyken Tele-
kom'un özelleştirilmesi yasasına mu-
halefet şerhı koyduğu anımsatıldı. Ku-
lislerde; Sezer'ın Telekom'la birlikte
Bankalar Yasası' na onay vermemesi du-
rumunda, "yenibir krizin sorumlusu" o-
larak gösterileceği ıçin zor durumda bu-
lunduğu değerlendirmesi yapıldı.
Acil yasalardan 7'sı yürürlüğe girer-
ken 2'si Köşk onayını bekliyor. Hükü-
mette hazırlık aşamasmda ise 6 yasal
düzenleme bulunuyor. IMF'nin, Türki-
ye'den istediği 15 acil yasal düzenleme
ile ilgili durum şöyle:
• Bütçe Yasası'nda değişiklik: TB-
MM'de kabul edildi. yürürlüğe girdi.
•Kamu bankalannın görev zarannın
kakhnlması: Hazıne'de çalışmalaryürü-
tülüyor.
• Kamulaşnrma Yasası: Kamulaştır-
mada bürokrasının ve anlaşmazhklara
ılışkin davalann kaldınlmasına dönük
düzenlemeleT içeren yasa yürürlükte.
• Bazıfonlanntasfryesi: Hazıne'de ça-
lışmalar sürdürülüyor.
• Merkez Bankası Yasası: Merkez
Bankası'nın serbest piyasa koşullanna
göre çalışması köklü değişiklikler geti-
ren düzenleme yürürlüğe girdi.
• Bankalar Yasası: TBMM'de
ANAP'ın çekince ve itirazlan ile kabul
edildi. Cumhurbaşkanı Sezer'in onayı-
nı bekliyor.
• IşGüvencesi: Çalışma Bakanhğı tas-
lak üzerinde çalışıyor.
• Ekonomik Sosyal Konsey Yasası:
ESK'yi yasal yapıya kavuşturan düzen-
leme yürürlüğe girdi.
• Sivil Havacılık: Özelleştırme kapsa-
mındaki THY'nin bilet ücretlerini ser-
bestçe belirleyebilmesine olanak tanı-
yan düzenleme yürürlüğe girdi.
• Telekom Yasası: Hükümet ortakla-
nndan MHP'nina
cekflmeyir>
tartışma-
sına yol açan düzenleme Meclis'te ka-
bul edildi. Köşk'e gönderildi.
• Şeker Yasası: Yürürlüğe girdi.
• Doğalgaz Yasası: Doğalgaz piyasa-
sına ilişkin düzenlemeleri içeren yasa
yürürlüğe girdi.
• TütünYasası: Hükümette henüz uz-
laşmaya vanlamadığı için TBMM'ye
tasan gönderilmedi.
• Ek BütçeYasası: Henüz TBMM'ye
gönderilmedi.
• Ihakyasas: Henüz TBMM'ye gön-
derilmedi.
Washington kaygılı
Türkiye bu kez
artık dibe vurur
LEYLA TAVŞANOĞLU
WASHINGTON- Ankara'dan Devlet Baka-
nı Kemal Derviş'in istifanın eşiğinden döndü-
ğü haberleri burada kaygıyla karşılandı. Ko-
alisyon ortaklan arasındaki çekişmenin Türki-
ye'de çok daha ciddi bir kriz yaratabileceğine
dikkat çeken Washington'daki uzmanlar, "BB
defaTürkiyedu\aratoslamaz.dibe\Tinır.Oza-
man da aıiık çok geç (Avar"' görüşündeler. Öte
yandan bazı uzmanlar da Derviş'in siyasete
girebileceği mesajını vermesinin, yapabüece-
ği en büyük yanlış olduğunu vurguluyorlar.
Hflktimetin vizyonu değişmeü
ABD yönetimine yakın kaynaklar, ısrarla,
Ankara'daki koalisyon hükümetinin vizyonu-
nun değişmesi gerektiğini, değişmezse başka
değişikliklerin olabileceğini önemle vurgulu-
yorlar. Bu kaynaklar. koalisyon ortağı liderle-
rin, yerlerini korumak için Türkiye'de kriz üze-
rine kriz yarattıklanna dikkat çekerek, "Ulke-
terine vtrdiklerizarangörmüyorlar mı" diyor-
lar. Bunun en son örneğinin Derviş'in istifa-
nın eşiğinden döndüğü haberleri üzerine
ÎMKB'nin değişmesi, döviz kurlarmın firla-
ması olduğunu söylüyorlar.
'Derviş'in siyasete girme mesajı yanlış'
Bu uzmanlar, Devlet Bakanı Derviş'i de
eleştirerek şu görüşlere yer venyorlar: "Derviş
Ankara'da daha yeni göreve başlarken aceky-
k siyasete girebileceği mesajmı verdL Bu çok
yanlış bir rutum." Derviş'in Washington'daki
çe\ relerce eleştirilmesinin bir başka nedeni de
bakanlık sorumluluğu almasına karşuı eş-dost,
ahbap ilişkilerini büyük bir rahatlıkla sürdür-
mesi, Arnavutluk'ta görevliyken Cumhurbaş-
kanı Berişa'nın konutunda kaldığını hatırlatan
bu çevreler, "Dünya Bankası'nın bir yetküisi-
nin Arnavutluk Cumburbaşkanı'mn evinde
kalması yanhşû. Şimdi aynı yanbşı Türkiye'de
de sürdürirv'orr dıyorlar. Dünya Bankası için-
de Derviş'i iyi tanıyan uzmanlar da Devlet Ba-
kanfnın her gün ABD Savunma Bakan Yar-
dımcısı Panl Wolfowitz'le uzun telefon konuş-
malan yapüğına dikkat çekiyorlar.
Bu arada, Washington'un Türkiye üzerine
odaklaşan dikkatinin bir başka boyutu da Ma-
vi Akım'da.. Bazılannın yakında hayata geçe-
ceğini iddia ettikleri, ama bununla ilgili hiçbir
somut bilgi bulunmayan Tiflis-Bakû- Ceyhan
petrol ve gaz boru hattı. Uzmanlar, birilerinin,
uzakbir olasılık bile olmayan Tiflis-Bakû-Cey-
han hathnı yakında gerçekleşecek bir proje ola-
rak sunmalannın "tehfikeli bir oyun" oiduğu
görüşündeler.
Türkiye ile ilgili bu değerlendirmeler yapı-
lırken Ankara'mn bu yıl, krizden çıkmak için
en az 70 milyar doların piyasada dönmesini
sağlama durumuyla karşı karşıya oiduğu belir-
tiürken bu miktann karşılanmasının hemen he-
men imkânsız oiduğu görüşleri çok güçlü.
MHP lideri, dokunulmazlıklann sınırlandınlmasını istedi:
Partiler sıkı denetleıısin
SAMSUN (Cumhuriyet) - MHP
Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Devlet Bahçeli. milletveki-
li dokunulmazlığının sınırlandınl-
ması. partilerin mal varlıklannın ve
gelir giderlerinin denetlenmesi ge-
rektiğini ifade etti.
Devlet Bahçeli. partisinin Sam-
sun Atatürk Spor Salonu'nda yapı-
lan ve devlet bakanları Abdulha-
hık Çay, Ramazan Mirzaoğlu, Fa-
ruk BaL Tanm ve Köyışleri Baka-
nı Hüsnü Yusuf Gökalp ve Ulaştır-
ma Bakanı Enis Oksüz ile birlikte
"5.GenişletihnişBölgetstişareTop-
lannsı"na katıldı.
57. hükümetin 3 partili yapısına,
ağır ülke şartlanna karşın ülke açı-
sından büyük önem taşıyan birçok
konuya el atmaktan çekinmediğini
savunan Bahçeli, organize suç ör-
gütlerinin çökertildiğini ileri sür-
dü. Batan bankalann. ne yurttaşla-
rın mağduriyetlenne neden olaca-
ğını ne de devletin ve ülkenin sır-
tında büyük bir yük olmasına izin
MHP lideri, partisinin Samsun'daki "5. Genişletilmiş Bölgc İstişare Toplantısı**na
kanldı. Devlet Bahçeli, "Sonucu her ne olursa olsun, içinde kim, hangi giiç bulunur-
sa bulunsun, hangi gerekçenin arkasına sığınılırsa sığınılsın gayri meşru işlerin, soy-
gun ve talanın önü mutlaka alınacaktır- dedi. Bahçeli, son günlerde siyaset kuru-
muna ve siyasetçUere yönelik karalama kampanyaları yapddığmı iddia etti.
venleceğini belirten Bahçeli, "Ka-
sım ve şubat krizlcrinin etkikrini
hissettirdiği bir süreçte dahi büyük
bir kararnuk içerisinde yıüardan
beri yapıunası gereken en köklü
proUemlere el ablmakta, çözüm
aranmaktadır" diye konuştu.
Kriz umutsuziıık yaratmamah
Son 10 yıl içinde sıkça sözü edi-
len yapısal reform olarak nitelene-
bilecek çahşmalan değeTİendirmek
gerektiğini belirten Bahçeli şöyle
konuştu: "Türkiye ashnda
büyük bir ekonomik potan-
siyele ve güce sahiptir. Eko-
nomimizjn yıDann birikuni
olan yapısal sorunlardan ve
konjonktürel dalganlamala-
nn etkisiyle girmiş oiduğu
süreç, bizJerde asla umutsuz-
luk ve ufuksıtduk yaratma-
malıdır. Tam tersine, sahip
olduğumuz sosyal ve ekono-
mik dinamikleri rasyonel ve
verimli bir şekilde kullana-
bilmek için bir firsat olarak
görülüp değeriendirilmeli-
dir. Kaldı ki gelinen aşama-
da, ekonominin acil ihtryaç
duyduğu likidite sorunu da
asümaktadır.'"
Bahçeli, "Krizleri firsat
telakki edip siyaset terzüiği-
ne soyıınanlann, ülkemizin
ve insanlanmı/ın üzerinden
kolav kazanç düzenlerinide-
vam ettirmek isteyenlerin
bütün çabalanna rağmen
hükümetin önemli mesafe-
ler kat ettiğuıi" söyledi.
Bakan Öksüz'le arasında tartışma yaşanmadığını söyledi
Derviş'ten hakarete yalanlama
Kemal Derviş. Öksüz'le
tarnşmadıklannı söv ledL
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı
Kemal Derviş, Ulaştırma Bakanı Enis
Öksüz'ün, kendisine hakaret ettiği ha-
berlerinin doğru olmadığını söyledi.
Devlet Bakanı ye Başbakan Yardımcı-
sı Hüsamertin Özkanın odasında. Ök-
süz'le aralannda hakaret içeren bir di-
yalog yaşanmadığını belirten Derviş,
" Öksüz, o toplantıda yoktu" dedi.
Devlet Bakanı Derviş, Ulaştırma
Bakanı Öksüz'ün. kendisine hakaret
etmediğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Hüsamettin
Özkan'ın odasında, Ulaştırma Bakanı
Enis Öksüz'ün "Kime hizmet ediyor-
sun sen. onu söyle bana? Kafanın ar-
kasında ne var? Telekom'u bir ABD
fırmasına peşkeş mi çekeceksin?
ABD'den buraya özel olarak mı gönde-
rildin?" dediği yolundaki haberlerin
doğru olmadığmı belirten Derviş,
"Böyle bir diyalog olmadı. Sayuı, Ök-
süz o günkü toplantıda yoktu bile" di-
ye konuştu.
Kemal Derviş, IMF tcra Direktörle-
ri Kurulu toplantısınm 15 Mayıs'ta ya-
pılmasını beklediklerini de sözlerine
ekledi.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(« doruk.net.tr
Türkiye'nin "Batılılaşma" ta-
rihi 200 yılı geçti. Kimi tarihçiler
onu Lale Devri ile başlatır. Kimi-
leri 1826'ya, yeniçeriliğin kaldı-
nlıp yerine yeni nizam ordusu-
nun (nizam-ı cedrt) kuruluşuna
tarihler. Hemen hepsi, 1839
Gülhane Hattı Hümayunu'nun,
Türkiye'nin Batılılaşma yöneli-
minın en önemli dönemeci ol-
duğunda birleşır.
1876'da bir pariamento ku-
njlarak mutlakiyetten meşarti-
yete geçiş; bu yürümeyince
1908'de Osmanlı hanedanının
mutlak iktidanna karşı bir ana-
yasanın kabulü ve yeniden
meşrutiyete geçilmesi de Tür-
kiye'nin sancılı Batılılaşma sü-
recinin duraklandır.
Anadolu toprakları üstünde
zafere ulaşan Kurtuluş Savaşı
ve onun ardından kurulan ulus-
devlet, bu sürecin en önemli
halkasıdır.
Yukanda sayageldiğimiz dö-
nemeçler, duraklar, halkalar Av-
rupa'nın, özellikle Batı ve Orta
Avrupa'nın 1789 Fransız Dev-
rimi'ni izleyen tarihsel süreci ile
Batılılaşmak, Batılılaştınlmak ve Derviş
paralellik taşıyor. Birkaç on yıl,
bazen yüz yıl geriden, ama hep
aynı hedefe kilitlenmiş çaba ve
atılımlar olarak anlam kazanı-
yor.
• • •
Şimdi can alıcı bir soru: Ana-
dolu topraklan üstündeki bu
değişimler, bu kimileri devrim
nitelikli dönüşümler, bu toplu-
mun bağnndan kopup gelmiş
isteklerin, ihtiyaçlann dayatma-
sıyla siyasal erk tarafından ger-
çekleştirilmiş, gerçekleştinl-
mekzorunda kalınmış gelişme-
ler midir?
Daha kestirmeden soralım:
Bu dönüşümlerin itici gücü,
Türkiye toprağından fışkıran
toplumda olgunlaşmış iç dina-
miklerin bir sonucu mudur?
Yoksa ta Kanuni Suttan Sü-
leyman döneminde başlamış
(kapitülasyonlan anımsayın)
ilişkiler zindrinin, Batı Avrupa
ile önce ekonomik (önce hep
ekonomik olur bu işler), ardın-
dan siyasal ve kültürel bir ilişki-
nin gitgide yoğunlaşması ve
tam birsıkıfıkılığa, bütünleşme-
ye (integration) sıçramasını
sağlayacak dayatmalar ın ürü-
nü müdür?
En azından baskın ve başat
olan, iç dinamikten çok, dış di-
namikler değil midir?
• • •
Kapitalizmin anayurdu Avru-
pa, yani Batı. Ulus-devlet kapi-
talizmin öz evladı. O, kapitaliz-
min rahminde burjuvazinin to-
humuyla döllendi.
Zaferlerle, savaşlarla, buna-
lımlarla. inışli çıkışlı da olsa sü-
rekli büyüyüp gelişerek sürdü.
Amerika ve Japonya'ya Avru-
pa'dan ihraç edildi (Sonra da
boynuz kulağı geçti, ama bu
başka yazıların konusu).
Osmanlı mülkü, onun çekir-
degi Anadolu. kapitalizmin
merkezi Avrupa'nın çepehnde
bir koca ülke. Nüfusuyla, pazar
olarak önemiyle, kara ve deniz
ulaşımındaki vazgeçilmez de-
ğeriyle, yani jeopolitik konu-
muyla merkezin vazgeçmedi-
ği ve vazgeçmeyeceği bir koca
ülke.
Merkez-çeper ilışkisi yukan-
da özetlediğımiz tarihsel süre-
cin her aşamasmda belirleyici
oldu.
Merkez (Avrupa ve şimdi Av-
rupa ve Amerika, yani Bat), çe-
per ülkeyi (Türkiye'yi) asla göz-
den çıkarmadı; onu yok etme-
yi, parçalamayı değil içine alıp
sindirmeyi, uyumlu birparçası,
çeperdeki halkası kılmayı yeğ-
ledi.
Batı, Türkiye'nin "Baf/Waş-
ma" atılımlarını, yönelimlerini iç
dinamiğin (itici gücün) yüksel-
diği dönemlerde desteklemek-
le yetindi; iç dinamiğin yetersiz
kaldığı, çürüdüğü dönemlerde
ise zoıiadı, dayattı.
• • •
Kapitalizmin tarihi, ulus-dev-
letlerin birbirini itip kakarak,
kendilerini gümrük duvarlan ile
koruyarak, kıyasıya rekabet
ederek, olmadı savaşarak var
olduklan dönemi geride bırak-
tı. Emperyalistler arası iki bü-
yük savaşın ardından başlayan
ve sosyalist sistemin çöküşüy-
le önü açılan yeni süreç, kapi-
talist dünyanın bugününe dam-
gasını vurdu: Globalleşme!
Batı'nın bir halkası olma he-
defini önüne koyan Türkiye de
o yüzden bugün yeni bir döne-
meçte. 77 yıllık Cumhuriyetin
bütün temel değerleri ve ku-
rumları köklü değişikliklere uğ-
ruyor, uğratılıyor. Çünkü Ba-
tı'nın bir parçası olma hedefini
terk etmedikçe bu değişim zo-
runlu. Kemal Derviş bu deği-
şimin en önemli aktörü. Ama
sadece aktörü. Rejisörü, yönet-
menı, oyun ya2an değil.
Peki, Derviş'le birlikte başla-
yan sürece bir de Türkiye'nin
200 yıllık Batılılaşma sürecinin
bugünkü halkası olarak bak-
maya ne dersiniz.
Bu yazı bunu denemek üze-
re bir ilk adım.
Siyasetçinin güvencesi
kocakulak (!)
Tarih, 28 Temmuz 1999. TBMM
Genel Kurulu'nda Çıkar Amaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele Yasası
görüşülüyor. En çok tartışılan konu,
telefon dinlemenin
yaygınlaştınlması. Kürsüde yasayı
savunan kişi, ANAP Grup
Başkanvekilı Beyhan Aslan:
"Aslında çok geç kalmış bir yasa
tasansıdır. Bazı çevreler bu yasa
tasansını tenkit ederken 'Devlet
vatandaşımıza güvenmeyecek mı?
Devlet hafıyeliğe mi soyundu?
Devlet keyfinin istediği vatandaşı
dinleyecek, her vatandaşa bir hafiye
takacak; Abdülhamit devrini mi
getiriyorsunuz?' demektedir. Bu
gibi tenkitler bir vehmin, bir abartılı
şüpheciliğin sonucudur."
Beyhan Aslan, yasanın siyasetçi ve
bürokrat ayağıyla ilgili bölümünü de
atlamıyordu: "Bu tasan, devletin
çürümesini önleyici; adliyenın,
kolluk kuvvetlerinin, siyasetçinin,
bürokratın çürümesini önleyici ve
onların teminatı olan bir tasandır.
Kimse, abartılan'a bu yasayı başka
noktalara çekmesin." Ve tarih,
Mayıs 2001. Çok değil, 2 yıl sonra,
kolluk güçlerinin bu yasaya
dayanarak ya da mahkeme karan
olmadan yaptığı dinlemelere ANAP
cephesınden itirazlar yükseliyor.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, rahatsızlıklannı 'gestapo'
benzetmesine dek vardırıyor. ANAP
Istanbul Milletvekili Cavrt Kavak,
telefonlannın yıllardır dinlendiğini
söylüyor. Bir başka ANAP'lı eski
bakan, Cumhur Ersümer, dinlenen
konuşmalanndan "lehine olanlann
ıddıanameye alınmamasından"
yakınıyor. ANAP'lı Içışleri Bakanı
Sadettin Tantan, parti
yöneticilerini, "Kuvvetli şüphe varsa
mahkeme dinlemeye karar
verebilir" diye yanıtlıyor.
Derken.. Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Sabih Kanadoğlu,
yasanın uygulanmasından doğan
yanlışların düzeltilmesi için
Başbakanlık'ta lideıieri ziyaret
ediyor. Ve binlerce yurttaşın yıllar
boyunca mahkeme kararı bile
olmaksızın dinlenmesine sessiz
kalan ANAP'lı iktidar sahipleri,
Aslan'ın iki yıl önce "siyasetçinin
güvencesi" dedığı yasanın
"aksayan yönlerinin düzeltilmesi
için" seferber oluyor...
Pilli, zilli bir kavga...
DYP Genel Başkanı Tansu
Çitler, partisinin desteğini
isteyen Kemal Derviş'i "p//"e
benzetmışti. Milliyet gazetesi
yazan Osman Ulagay bu
atışmaya farklı bir eleştiriyle
yaklaştı. Çiller'in sergilediği tavn
"ilkel", kullandığı ifadeleri
"dûzeysiz" bulan Ulagay, "Zillinin
zoruna bak, demek geçti
ıçimden" diyordu. Bu eleştirinin,
Tansu Çiller'in ABD'de
bulunduğu günlere rastlaması
DYP Başkanlık Divanı'nda ayn
bir rahatsızlık ve 'alarma' neden
oldu. DYP yönetimi, ortaya
koyacağı tepkiyle lideri
karşısında mahcup olmamalıydı.
Genel Başkanvekilı Hasan
Ekinct, parti divanını ivedi olarak
topladı. Bazı genel başkan
yardımcılannın ağır tepkilerine
karşın, Ekinci 'Başkanlık Divanı
Bildirgesi'nöe yumuşak bir
üslubu yeğledi:
"Yazar, böylesi sövgü içeren
yaztsıyla topluma ne
kazandırdığını düşünmelidiri
Yazar bu ıfadesiyte topluma bir
şey kazandırmamıştır."
'Ezeli bir şifadır aldanmak...'
Haftanın en yoğun komisyonu olan
plan-bütçe, renklî tartışmalann da
zemini oldu. Komisyon başkanı
Metin Şahin'ın, "iki cephede
birden mesaı yapmak durumunda"
dediği Devlet Bakanı Kemal
Derviş, Orman Bakanı Nami
Çağan'ı yedeğınde bulundurarak
çalışmalara katıldı. Saatler süren
toplantıda DYP'li Mehmet Dönen,
bir ara Çağan'a takıldı: "Niye iki
bakan var bu toplantıda? Orman
Bakanı niye geliyor? Sayın Bakan,
ormanlarda ış kalmadı mı?"
'Nöbetçibakan' Çağan "Hükümet
dayanışması" dedi, ama FP'li Aslan
Polat farklı bir yorum getırdi:
"Hükümetin taktiği bu. Krıtik
yasalarda ya Sümer Oral, ya Nami
Çağan geliyor. Yüzlen yumuşak
oiduğu için bizi de yumuşatıyorlar."
"Aslında yasa da tam bir orman
kanunu gıbı. Gelmeniz tesadüf
değil yani" diyen Dönen'i, partidaşı
Oğuz Tezmen destekledi:
"Böyle giderse, bankalann
önünden geçeni bile
tutuklayacaksınız."
Tartışma uzayınca, sessiz kalan
bakana MHP'li Hakkı Duran
destek verdı: "Ne ilgisi var?
Çaycıya kredi açmış, şoföre kredi
açmış; pekı siz gidin, kredi
alabiliyor musunuz? Milletvekiline
de '1 milyon dolar ver' deyin
bakalım. Senden kaç teminat istiyor
da, ondan istemiyor." Tezmen'in
"Canım, sempatisi vardır. Bütün
çaycılan toplayacak mısınız yani?"
diye sürdürdüğü espriye, Duran,
"Ânlıyorsunuz da anlamamazlıktan
geliyorsunuz" sözlerıyle yanıt verdi.
Hakkı Duran, bakanı korumuştu,
ama görüşmeler ilerierken o da
eleştiri getirmekten kendini alamadı:
"Ekonomik gidişatı görmeden
çıkanlan vitrinlik yasalar bunlar.
Bürokratlar bize bir kelimeyi bile
değiştirme hakkı vermiyortar.
Destek veriyoruz, ama Tevfik
Fikret'/n dediği gıbı 'Ezeli bir şifadır
aldanmak..."
'Derin yenilikçi'
FP'nin 'Erbakancı', başka bir
tanımlamayla 'gelenekçi'
milletvekillerinden Ahmet
Derin'in demeci, partinin yayın
organı Milli Gazete'de 'En
yenilikçi milletvekili benim'
başlığıyla çıktı. Ertesi gün
Batgat Camisi'nde cuma
namazı sonrası Necmettin
Erbakan'ın elini öpmek için
kuyruğa girenler arasında
Ahmet Derin de vardı.
Derin, hocasının önünde bir
mürit edasıyia eğilirken
Erbakan'ın seslenişi
duyuldu:
"Ooo... En derin yenilikçi
arkadaşımız da burdaymış!"
Ekinci'nin kan grubu
Kıalay, TBMM'de de kan bağışı
kampanyası başlattı. Milletvekilleri
kampanyaya büyük ilgı gösterdiler.
Bağış kampanyası süresince
milletvekilleri, TBMM'nin yoğun
temposu arasında, Kızılay'ın Meclis
içinde açtığı standa gidip kan
bağışında bulundular.
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Ekinci de kan verenler
arasındaydı. Ancak, Ekinci kan
verdikten sonra biraz buruktu.
Çünkü 'yaşamsal' bir gerçeği yeni
öğrenmişti:
"Yahu ben yıllardır kan grubumu
yanlış biliyormuşum. Daha önce
yaptırdığım kan testinde 0 RH
negatif çıkmıştı. Ehliyetimde de bu
var. Şimdi baktılar, A RH pozitif.
Allah'tan başıma bir kaza gelmedi.
Ehliyete bakıp kan verselerdi halim
haraptı..."
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sanoğhı.
[email protected]