Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2001 PAZARTESİ
HABERLER
Türk: Yargıya
müdahale yok
• tstanbul Haber Servisi
- Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, Romanya
Adalet Bakanı Michaela
Rodica Stanoiu'nun
davetlisi olarak resmi bir
ziyaret için Bükreş'e
gitti. Atatürk
Havalimanı'nda
gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Türk,
Hâkimler ve Savcılar
Kanunu'nun, hâkimler
ve savcılar hakkında
hangi durumlarda
disiplin incelemesi ve
soruşturması
yapılacağını gösterdiğini
beîirterek "Bu çerçevede
hareket edilmesi yargıya
müdahale anlamına
gelmez" dedi.
Uhjcanlar davası
5. Ağır Ceza'da
• ANKARA (AA)-
Yargıtay 1. Ceza Dairesi,
Ulucanlar Cezaevi'nde
meydana gelen olaylardan
sonra 85 kişinin
yargılanmasının,
çekilmeleri kabul edilen
başkan ve üyeler dışında
oluşturulacak bir heyetle,
Ankara 5. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde
yapılmasına karar verdi.
Adalet Bakanlığı, Ankara
6. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin, Ankara
5. Ağır Ceza Mahkemesi
Heyeti'nin davadan
çekilme karanndan sonra
yargılamanın Ankara 7.
Ağır Ceza
Mahkemesi'nde devam
etmesine ilişkin karannın
yazılı emir yoluyla
bozulmasını istedi.
Osman Durımış
Isviçre'de
• İSTANBUL(AA)-
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş, Cenevre'de
yapılacak Dünya Sağlık
Örgütü'nün (WH0) 54.
Genel Kurulu'na katümak
üzere Isviçre'ye gitti.
Bakan Durmuş,
hareketinden önce
Atatürk Havalimanrnda
yaptığı açıklamada,
WHO'nun bu yılki genel
kurul toplantısında,
"bebek ve çocuk
beslenmesi, sağlığın
iyileştirilmesi, bulaşıcı
hastalıklann kontrolü,
tütün kontrolü, ilaç
stratejısı, akıilı ilaç
kullanunı, ilacın hastaya
ulaşması, ilacın kalitesi ve
ruh sağlığı" konulanrun
ele alınacağını bildirdi.
Hak arayan
öğrenciye ceza
• IZMtR (Cumhuriyet
Bûrosu)-Eğitim-Senl
No'lu Şube Hukuk
Sekreteri Haşim
Kozakbaş, Dokuz Eylül
Üniversitesi (DEÜ) Izmir
Meslek
Yüksekokulu'nda, çeşitli
adlar altında para
alınmasına karşı imza
kampanyası başlatan 8
öğrenci hakkında
soruşturma açıldığını
bildirdi. Kozakbaş. Izmir
Meslek
Yüksekokulu'nda.
öğrencilerden öğrenim
belgesi, staj dosyası,
mezuniyet belgesi, staj
başvuru formu adı altında
39 milyon lira ücret
alındığmı belirtti.
Rüşvetçi
polislere dava
• ANKARA (AA) -
Ankara Cumhuriyet
Başsavcıhğı, halk
otobüsleri şoförleri ile
kaçak CD satıcılanndan
"rüşvet aldıklan"
iddiasıyla tutuklu iki polis
memuru hakkında 9'ar
yıldan az ohnamak üzere
hapis cezası istemiyle
dava açtı. Ankara
Cumhuriyet Savcısı Fethi
Şimşek'in, Kavaklıdere
Kavşağı'nda halk
otobüslerinden rüşvet
alınması olayıyla ilgili
olarak hazırladığı
iddianamede, otobüs
şoförü Aydın Doğan'ın,
trafık polisi Nurullah
Bulut'un şoförlerden her
ay 40 milyon lira rüşvet
aldığı iddiasıyla suç
duyurusunda bulunduğu
belirtildi.
Aile hukukunda önemli değişiklikler yapan Medeni Kanun, 76 yıl sonra yenilendi
Kadın-erkek eşideniyor• Artık koca evin reisi değil. Eşler, evlilik birliğinde
eşit söz hakkına sahip olacak.
• Eşler, oturacaklan evi birlikte seçecekler.
• Evlenme yaşı, kadın ve erkek için 18 yaşından
gün alma şartına bağlanırken olağandışı durumlarda,
17 yaşından gün alan erkek ve kadın, yargıç izniyle
evlenebilecek.
• Evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklar gibi
eşit haklara sahip olacaklar.
• Evlatlıkla evlenme, kesin evlenme yasağı
kapsamına alındı.
• Cinsiyet değiştirme zorlaştınhyor.
• 'Onur kıncı davranışlar' boşanma sebebi
sayılacak.
ANKARA (AA) - Türk hukuk siste-
minde önemli bir yeri olan Türk Mede-
ni Kanunu, 76 yıl sonra yeni baştan ya-
zılıyor. 1.5 yıl önce TBMM'ye sevk edi-
len tasan, uzun komisyon maratonunu
tamamlamak üzere. 1030maddeliktasa-
n, mal rejimini düzenleyen ve henüz gö-
rüşülmeyen 80 maddesi dışında önemli
Emniyet raporu
Organize
suçlara
kanşanlar
tahsilsiz
ANKARA (AA) - Emniyet
Genel Müdürlüğü Kaçakçılık
ve Organize Suçlarla Mücade-
le Daire Başkanlığı 'nca, orga-
nize suçlann sosyolojik yapı-
sına ilişkin bir değerlendirme
raporu hazırlandı.
Raporda, 1998-2000 yıllan
arasında işlenen organize suç-
lar, suça kanşanlann yaşlan,
eğitim durumlan, meslekleri
ile organize suçlann işlendiği
bölgeler ele alındı.
Organize suçlann işlendiği
bölgelerin sanayi, inşaat ve tu-
rizm sektörlerini diğerlerine
göre bünyesinde daha fazla
banndırdığı belirtilen raporda,
bu bölgelerde "harareüi piya-
salar" yaşandığı kaydedildi.
Rapora göre, Marmara, Akde-
niz, Ege ve Iç Anadolu bölge-
leri organize suçlann yoğun
olarak gerçekleştigi bölgeler
arasında ilk sıralarda yer alı-
yorlar.
Bunu eğitimle ilişkilendir-
menin mümkün olduğu belir-
tilen rapora göre, yakalanan
kişilerin eğitim durumlan şöy-
le:
4 yılhkvüksekokul mezunu:
145kişi."
2 yılhkvüksekokul mezunu:
HOkişi,
Lise mezunu: 497 kişi,
Ortaokul mezunu: 427 kişi,
Ükokul mezunu: 991 kişi,
Okuma-yazma bilmeyen: 31
kişi.
Raporda, organize suç ör-
gütlerine katılan kişilerin yapı-
sı şöyle anlatılıyor:
"Kendine haksız kazana he-
def edinen organize suç örgüt-
lerine geneUikle az para kaza-
nan iş sektörlerindeki ldşfler ile
işsizlerin veemekli kişilerin ko-
lav para kazanma güdüsü Oe
kanldıklan, örgütün yönlen-
dirmesi De suç işJedikleri göriil-
mektedir. Bu paraleMe galeri-
ci. müteahhit ve tekstiki gibi
geniş maddi imkânlara sahip
kişilerin alacak-vereceksorun-
lan karşısında bu suç örgütte-
riyle bağlann kurdukian ve
bunlan araa olarak kuuandık-
lan anlaşümaktadır."
değişikliklere uğramadan kabul edildi.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ta-
rafindan "21. yüzyıla yakışır, kadın-er-
kek eşitiiğini sağlayan ve anayasa diline
uygun çağdaş bir medeni kanun" oiarak
tanımlanan tasan, bir aksilik olmadığı
takdirde haziran ayında Meclis Genel
Kurulu'nda "temel kanun'" olarak görü-
şülecek.
Tasan, "Başlangıç", "Kişiler Huku-
ku-, "Afle Hukuku", "Miras HukuloT
ve "'Eşya Hukuku" başlıklannı taşıyan
dört kitaptan oluşuyor.
Kadın ve erkeğin her alanda eşitliği il-
kesine dayanan tasanmn dili, anayasa ve
günümüz Türkçesine uygun hale getiril-
'FP tstanbul tl
GençHk
Komisyonu'nun
"BaharŞenliğP
Harbiye Açıkhava
Tiyatrosu'nda
yajpıkfa. "Harem-
selamhkw
düzeninde
oturulan şenngin
açıhşında Istiklal
Marşı okunurkcn
baa kişiler ayağa
kalkmadı.
(Fotoğraf:
ÇANER
ÖZTÜRK)
Kutan: Bankalar ve Telekom yasalan anayasaya aykın
FP iptaldavasıaçacaktstanbul Haber Servisi - FP
Genet Başkanı Recai Kutan.
Merkez Bankası, Bankalar ve
Telekom yasalannı inceledik-
lerini belirterek "Anayasaya
aykın olduğu Sk planda görü-
lüyor. Detayhinceiemedenson-
ra bu kanaatimiz pekişirse, va-
Idt geçirmeden bu yasalann ip-
tali için Anayasa Mahkcme-
sftıde dava açüacakür" dedi.
Recai Kutan, Eminönü Kültür
Merkezi'nde basına kapalı ola-
rak gerçekleştirilen "FPÎstan-
bul Genışletilmiş îl Divan Top-
180051" öncesinde, gazetecile-
rin sorulannı yanıtladı. TB-
MM'de önceki gün Telekom
Yasa Tasansı görüşülürken FP
milletvekillerinin Genel Kurul
Salonu'nu terk etmelerine iliş-
kin bir soru üzerine Kutan,
kendilerinin baştan beri Türki-
ye'nin içinde bulunduğu eko-
nomik sıkıntılardan çıkış için
"bu yasalann gündeme getiril-
mesinin" nedenini anlayama-
dıklarını söyledi.
Kutan. FP olarak Türk Tete-
kom'un özelleştiriimesine kar-
şı olduklannı ve özelleştirme-
deki mantığın "bir kamu ikti-
sadi teşekkûhlnün zarar etme-
si ve teknolojrye ihtiyaçduyma-
s halinde. bütçe irakânJannın
da buna imkân vermemesi du-
rumunda" düşünülmesi ge-
rektiğini ifade etti. Recai Ku-
tan, basma da yansıyan Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcı-
sı Hüsamettin Özkan'ın oda-
sında yapılan konuşmaların
olaym gerçek yüzünü ortaya
koyduğunu savunarak şöyle
devam etti:
"Öksüz, Derviş'e' Siz bura-
ya ABD tarafından özel ola-
rak gönderilmiş biri misiniz?
Türk Tdckom'u ABD şirket-
lerine peşkeş çekmek üzere
mi buraya geldiniz?' demiş.
Tabii biz bu ölçüde ağırbir be-
yanda bulunmak istemiyoruz.
Ancak ister adına 'özelleştir-
me',ister 'satış' deyin,bunda-
ki mantığı da anlamanuz
mümkün değuV
di. Tasan, görüşülmeye başlandığı ilk
günden itibaren dili nedeniyle eleştirildi.
1926 yılında yürürlüğe giren Türk Me-
deni Kanunu'nun, dönemin Adalet Ba-
kanı Mahmut Esat Bozkurt tarafından
kaleme alınan gerekçesi yeni tasanda da
korundu.
Evlenme işlemi halen sadece erkeğin
bulunduğu yerde yapılır-
ken tasanyla kadının bu-
lunduğu yerde de gerçek-
leştirilebilecek.
"Koca"nın evin reisi ol-
ması hükmü değiştirilerek
evlilik birliğinin yöneti-
minde kadın ve erkek eşit
söz hakkına sahip olacak.
Eşler, evlilikbirliğini tem-
sil etme yetkisine sahip
olacaklar.
Eşler, birliğin temsil
yetkisini kullandıklan
hallerde, üçüncü kişilere
karşı da müteselsilen so-
rumlu sayılacaklar.
Kadının evlilik birliğini
temsil yetkisini kötüye
kullanması halinde, koca-
nın bu yetkiyi kaldırması-
na ilişkin hüküm değişti-
riliyor. Buna göre, eşler-
den her birinin temsil yet-
kisini aşması veya bu yet-
kiyi kullanmada yetersiz
kalması halinde, temsil
yetkisinin sınırlandınlma-
sı veya kaldınlması konu-
sunda karar verme yetkisi
yargıca bırakıhyor.
Eşler, oturacaklan evi
birlikte seçme hakkına sa-
hip olacaklar. Mevcut dü-
zenleme ise kadına, koca-
nın belirlediği evde otur-
* ma zorunluluğu getiriyor.
Evlenen kadın, isterse
kocasının soyadının yanı
sıra kızlık soyadını da kul-
lanabilecek. Erkekde yar-
gıç karanyla eşüıin soya-
dını alabilecek. Boşanan
kadın, evlenmeden önce-
ki soyadını kullanabile-
cek. Bu soyad, kadının ta-
nındığı soyadı da olabile-
cek.
Türk-îş lideri Meral: Kriz sonrası ücretler yüzde 18 geriledi Mairejiminde
Eııflasyoıı kayıpları karşılansm
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk-lş Genel
Başkanı Bavram Meral,
toplusözleşme
görüşmelerinden sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet
Keçeciler'in "Kamu
işçiîerinin aldığı ücretin üçte
birine çalışacak 10 milyon
işsiz var" sözlerine tepki
gösterdi. Hortumlanan
bankalann hesabının
yapılamadığı, bazı
siyasilerin yapılan talan ve
vurguna seyirci kaldığı bir
ortamda, işçilerin
emeklerinin karşılığını
almaya çalıştığını belirten
Meral, "Biz sadece
enflasyondan kaynaklanan
kavıplanmızuı giderilmesini
istiyoruz" dedi.
Türk-lş Genel Başkanı
Bayram Meral, Devlet
Bakanı Keçeciler'in "Türk-
Iş'le uzlaşma sağlanamaması
durumunda, her işyeriyle
ayn ayn görüşeceğiz. O
zaman kamu kurumlanna
kâr eden versin, etmeven
vermesin diyeceğiz''
sözlerine, "Türk-!ş içinde
kurduğumuz biıiiği, bu tür
söylemlerle bozamazlar"
yanıtını verdi. Meral, şöyle
devam etti: "Bankalann
hortumlandığı. bazı ''
siyasilerin bu talan ve
vurguna seyirci kaldığı bir
ortamda, biz enflasyon
karşısuıda direrüyoruz.
Hükümete, uğradıgunız
kayıplann gideribnesi
istemiv le gittik. Bu hafta
içinde bir araya gelerek bir
sonuca ulaşmaya -
çalışacağız."
Ote yandan, ekonomik kriz
sonrası Temmuz 2000'e göre
ücretleri ortalama yüzde
18.8 gerileyen kamu
işçiîerinin bu kaybının
Mayıs başı itibanyla yüzde
30'a ulaştığı bildirildi.
Tasan, eşler arasında
sorunlara neden olan
"mal aynhğırejimi"yeri-
ne, evlilik süresınce edi-
nilen mallann ortakpayla-
şılmasmı öngören "edinil-
miş mallara katrima" reji-
mini yasal mal rejimi ola-
rak kabul ediyor. Evlilik
birliğinin boşanma, ölüm
veya diğer sebeplerle so-
na ermesi halinde, "edi-
nflmiş mallara kauhna"
yasal mal rejimi olarak
kabul edilmesine karşılık
eşler, istedikleri takdirde
"mal aynhğı", "paytasma-
h mal aynhğı* ve "mal or-
takhğı'' rejimlerinden bi-
rini, mal rejimi sözleşme-
si yaparak seçebilecekler.
SfflR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Şinasi de kim diyebilirsiniz?
Şinasi Haznedar, Trabzonlulann
yakından tanıdtğı bir isim. "Em-
pati grubu" adı verilen bir grup-
lan varTrabzon'da. Empati gaı-
bu, çok farklı ve zıt kutuplardan
insanlann bile birbirine söyleye-
cekleri bir şeyler vardır, düşün-
cesiyle kuruldu. Zaten Empati
grubu içinde de farklı siyasi egi-
limdeki insanlar yer almıştı. Bu
düşündüklerini gerçekleştirebil-
mek amacıyla, Trabzon'da çok
sayıda toplantı düzenlediler.
Yargıtay Başkanı Sami Sel-
çuk'tan, FP'Iİ Mehmet Elkat-
mış'a, ÖDP Başkanı Ufuk
Uras'tan, gazeteci Fehmi Ko-
ru'ya, Agos Yayın Yönetmeni
Hrant Dink'ten Profesör Eser
Karakaş'a kadar çok farklı eği-
limden onlarcaaydını Trabzon'a
çağirdılar.
Şinasi, işte bu toplantılan dü-
zenleyen goıbun etkili üyelerin-
dendi. Şinasi, jeoloji yüksek mü-
hendisi, 23.5 yılhk devlet me-
muru. Kısa bir süre öncesine ka-
dar Trabzon Bayındırlık Iskân ll
Müdüriüğü'nde çalışıyordu. 8 yıl
Şinasi'ye Reva Görülenler
Enerji Yapı Yol Sendikası'nın
Trabzon Şube Başkanlığı'nı
yaptı. Kamu çalışanlannın gnev-
li toplu sözleşmeli sendikal hak-
lar mücadelesinin de etkin un-
surlanndan birisiydi.
Şinasi, aynı zamanda Trab-
zon'daki yerel gazete Güneba-
kış'ta haftada üç gün "Demok-
rasi Yazılan" başlığı altında dü-
şüncelerini dile getiriyor. Her de-
mokrat aydın gibi, insan hakla-
nnı, demokrasiyi, özgürlükleri
savunuyor; eleştirici bir tutum
alıyor. Trabzon gibi gelenekleri-
ne bağlı bir kentte, çok farklı dü-
şünceleri bir arayagetiımek, üs-
tetik özgürlükleri savunmak ko-
lay iş değil. Hele ülke çapında
kamplaşmanın ve gerilimin, bir
siyasi rant olarak kullanıldığı bir
ortamda bu daha da zor.
* • •
İşte bu ortamda Şinasi'nin
emekliliğine kısa bir süre kala
Van'a sürgün edilmesi gerçek-
(eştirildi. Sürgün, yalnızca Şina-
si'yle sınırtı kalmadı; eşi Türköz
Haznedar da Trabzon'dan
Samsun'a sürgünle yüz yüze
geldi. Türköz Haznedar mimar
Karayollannda tesisler şefi ola-
rak çalışıyordu. Şinasi, 28 Şu-
bat'ta, eşi Türköz de Nisan'ın ilk
haftasında birbirierinden bin ki-
lometrelik uzaklıktaki iki ayn
kente sürüldüler. 16 yaşındaki
oğullan Onur ise Trabzon Ana-
dolu Lisesi'nde. Senenin orta-
sında annesi bir tarafa babası
bir tarafa gönderildi. O ise ne
yapacağını şaşırmış durumda.
• • •
Bütün bu sürgün olaylannın
ardındaki kişiyi merak ediyor
musunuz? Söyleyeyim, Trab-
zon MHP milletvekili Orhan Bı-
çakçıoğlu. Bıçakçıoğlu. daha
önce çeşitli yaralama ve saldın
olaylan nedeniyle hakkında so-
ruşturmalar, davalar açılmış bir
ülkücü. DSP milletvekili karde-
şiyle de bu tavırlan yüzden küs-
tükterini gazetelerden okumuş-
tuk. Bıçakçıoğlu adını en son,
TBMM'de kadın haklanyla ilgili
yeni düzenlemeler sırasında,
kadınlann evlilikte kazanılan
mala ortak olmasına karşı çıkan
ve tepki gösteren milletvekili
olarak duyurdu.
İşte bu milletvekili, Trab-
zon'daki yerel Zigana TVde Şi-
nasi'yi sürdürdüğünü açıkça
söylüyor. Herkesin gözü önünde
hiç fütursuz bu açıklamayı yapı-
yor ve sürgün olayı gerçekleşti-
riliyor. Üstelik bu sürgün, ailenin
korunmasını ve çocuklann eği-
tim alma hakkını da ortadan kal-
dınyor. Çünkü Türköz ve Şinasi
Haznedar'ın başka bir kente sü-
rülmesiyle, oğullannın eğitimini
nerede nasıl sürdüreceği belir-
siz bir hale gekJi. Haznedar aite-
sinin birferdi de IstanbuPda. Ai-
lenin büyük oğlu Burak da Istan-
bul'da Yıldız Teknik Mimarltk
okulunda öğrenci.
İki memur, sınırlı maaşlanyla,
başka başka kentlere sürülecek-
ler. Çocuklan başka başka şehir-
de kalacak ve onlar, bu kriz or-
tarnında bütün bunlan nasıl ba-
şarabilecekler? Şinasi, bu sür-
gün olayının yarattığı yıkımı ha-
frfletebilmek amacıyla Trabzon
Belediyesi'nde bir iş buluyor.
Böylece hem yaklaşan emeklili-
ğini sağlamak hem de Trab-
zon'da kalmak istiyor Ancak bu-
nu yapabilmesi için bağlı olduğu
bakanltğın ona izin vermesi ge-
rekiyor. Bayındıriık Bakanı
MHP'li Koray Aydın da bu izni
veımiyor. Böylece Şinasi'nin bü-
tün çıkış ydlan tıkanmtş oluyor.
• • •
Türkiye, AB'ye giriyor ve de-
mokratikleşiyor mu? Bir me-
muru, sırf düşürAlerini be-
ğenmediği için kaRiisini baş-
ka yere, eşini başka yere süre-
rek, çocuklannı çıkmaz içinde
bırakarak AB'ye de gireriz, de-
mokrasiyi de yakalanz.
Türköz ve Şinasi Haznedar'a
yapılanlar, Türkiye'yi yöneten
mantığın hâlâ yerinde saydığı-
nı göstermesi bakımından u-
mut kıncı.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sevgili Anneciğim,
Her yılın mayıs ayında 'Anneler Günü' kutlanıyor.
Sen aramızdan erken aynldığın için bu kutlamagün-
lerini seninle yaşayamadık. Belki hoşuna gidefdi,
belki de 'para tuzağı bunlar, şimdi armağan öye
dünyanın parasını harcartar' diye hoşnutsuzluk gös-
terirdin. Sizin annelik dönemleriniz tutumluluk yfla-
nna rastlamıştı. Sizler, eskileri bozup yeni yapmayı,
çorap yamamayı bilen annelerdiniz. Ama bu gürle-
rin de kendine özgü bir tadı var doğrusu. Her dö-
nem kendine özgü yeni özellikler taşıyor.
'Günümüzün anneleri çocuklannı biraz fazla mı
koruyor?' diye düşünüyorum. Çocuklannın gelece-
ğinin daha iyi olmasını istiyorlar, elbette bunu düşün-
meleri gerekiyor. Çünkü bugünün anne babalan, ba-
şan koşullannın her gün daha da zorlaştığını görü-
yoriar. Sizin anne olduğunuz zamanlarda (bizim de
çocuk olduğumuz zamanlarda) en önemli görevler
kaymakamlık, öğretmenlik, hükümet tabipliği gibi
görevlerdi. llçeler için böyleydi; illerdede valilik. mü-
hendislik, doktoriuk önemli görevlerdi. Öyle 'dışarı-
da masteryaptı mı?', 'kaç yabancı dili var?' türün-
den ek göstergeler aranmazdı. Galatasaray Lise-
si'ni bitirmek kendi başına meslek sahibi olmak sa-
yılıyordu. Şimdi öyle mi ya? Üniversiteler arasında
bite 'deöeri/7//cs/ras/'oluşmuş durumda. 'Hangiüni-
versitenin hangi bölümünde okuyacağı', bir çocu-
ğun geleceğinin en büyük güvencesi sayılıyor. An-
neler de bu yüzden çocuklanna anaokulundan baş-
layarak 'nitelikli eğitim' vermeyi amaç ediniyorlar. Bu
amaç elbette çocuklann geleceğini düşünmek için
iyi bir başlangıç. ama çocuklanmızın geleceğini dü-
şünürken onlan aşın koruma artına alıp almadığımı-
zı da düşünmek gerekiyor.
'Çocuklanmızın iyi bir geleceği olsun' derken. bu
geleceğin onlann geleceği olduğunu yeterince dü-
şünüyor muyuz? Onlann yaşayacağı bir gelecek ol-
ması için, onlan kişilikleriyle, kimlikleriyle, özgüven-
leriyle, sorumluluklanyla yaşayacakları bir geleceğe
hazırlamamız gerektiğini zaman zaman unutuyor
muyuz?
Günümüzün anneleri 'çocuklannı hiçbir şeyden
yoksun bırakmama'ya çalışırken, onlan 'güçlüklere
karşı yeterince dayanıklı yetiştirememe' yanlışını
yapmış olmuyoriar mı? Sizin dönemlerinizde 'ço-
cuklan kendi sınırian içinde tutarak yetiştirmek' ço-
cuk terbiyesinin temeli sayılırdı. Çocuklan şımartmak
bir aile için görgüsüzlük, bir anne için ise ihmal de-
mekti. Bizler hiçbir zaman şımaramadık, ev hayatı-
ntn ekseni olamadık. Çok küçük yaşlarda çevremiz-
den, ailemizin hayatından sorumlu olmayı öğrendik.
Bizden ne istendiğini anlamaya çalışır, onu yaparak
büyüklerimizin beğenisini kazanmayaçalışırdık. Bü-
yüklerin beğenisi de öyle kolay kolay kazanılmazdı.
Hemen her konuda her zaman dikkatli olmak zorun-
daydık. Üzerimizde aşırı bir kontrol olduğu da sanıl-
mamalı. Tersine, bize güvenilirdi. Evden sabah çıkıp
akşam eve geldiğimiz yaz günlerinde bile öyle ince
elenip sık dokumalı soruşturmalaryapılmazdı. Söy-
lediklerimiz dikkatle dinlenir, bize güvenilirdi. Bu da
bize erken yaşlarda özgüven ve özdeğer duygusu
olarak dönerdi.
Ama biz taşranın bize uçsuz bucaksız gelen or-
manlannda, korulannda yetiştik, SapancaGölü'nde
yüzmeyi öğrendik. Bugün kentlerin beton yığınlan
içinde, trafik yoğunluğu içindeki yollannda büyüme-
ye çalışan çocuklar nasıl bir özgüven kazanabilir ki?
Gene de günümüzün çocuklanna daha çok sorum-
luluk vermek gerekiyor. Çünkü karşı karşıya kaldık-
lan tehlikeler çok daha fazla. Bu yüzden de günü-
müzün anneliği çeşitli açılardan güç.
Çocuk yetiştirme kültürümüzün bir zayıf yanı, an-
nelerin çocuklannı hemen hemen yalnız büyütmek
zorunda olmalandır. Bu durum hiç değişmedi. Biz-
leri de annemiz büyütmüştü, bugünün çocuklannı da
anneleri büyütüyor. Babalann çocuk büyütmedeki
sorumluluğu yeni yeni anlaşılıyor. Genç babalar ar-
tık annetere daha çok yardımcı. Gene de asıl yük an-
nelerin üzerinde.
Anne hakkı ödenmez. Buna yürekten inanıyorum.
Ne yapsak, ne söylesek anne hakkını ödeyemeyiz.
Bebeklik çağımızda bizi yalnız bırakmadıklan için,
Büyürken hep yanımızda olduklan için,
Büyüdükçe bizi bize bıraktıklan için,
Annelerimize şükran duyuyoruz. '
Sevgilerimiz hep onlaria olsun. '
E-mail: erdalatakfr; superonline.com ' '
Faks:0 212-513 90 98
Deniz Baykal afet bolgesinde
Belediyelerin
borcu ertelensin
MEHMET ALİ
SOLAK
ANTAKYA - CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal, Hatay'da yaşa-
nan sel felaketinin ça-
pının Türkiye'yi etkile-
yecek büyüklükte oldu-
ğunu belirtti. Bir süre
önce CHP'den istifa e-
den Antakya Belediye
Başkanı tris Şen-
türk'ten bilgi alan Bay-
kal, "Bölge be-
lediyelerinin
borçianıun si-
linmesi gerek"
dedi.
Deniz Bay-
kal, dün sel fe-
laketinden en
çok etkilenen bölgeler-
den olan Samandağ il-
çesine bağlı Aknehir ve
Uzunbağ beldelerinde
incelemelerde bulundu.
Aknehir Belediye Baş-
kam Mehmet AK Gu-
lûm'ü makamında zi-
yaret eden Baykal, bu-
rada yaptığı konuşma-
da, selin bölgede ağır
bir tahribat yarattığına
dikkat çekerek sözleri-
nı şöyle sürdürdü: "Ül-
kemizüı büyük ekono-
mik sıkmnlara girdi-
ğl,bir ortamda insanlar
bir de bu afete maruz
kaldılar. Türkiye çapın-
da merkezi bir desteğe
ihtiyaç var."
Dikkatleri, bölgeye
çekmeye amaçladıkla-
rını anlatan Baykal,
"Afetin unutulmaması-
nı sağlamak istryoruz"
dedi.
Baykal daha
sonra selden en
çok etkilenen
Antakya'da in-
celemelerde
bulundu. Bir
süre önce
CHP'den istifa
eden Belediye Başkanı
Iris Şentürk'ü maka-
mında ziyaret eden
Baykal. "Bölgelerdeki
belediyeler zaten zor
durumdavdu şimdi da-
ha da zora düştüler. Be-
lediyelerin borçlan der-
hal ortadan kaJdınlma-
h, devletşefkatii eBni bir
an öncebu bölgeye uzat-
mahdn-, buna ciddi ihti-
yaç var" diye konuştu.