Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3NİSAN2001SALI CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK yurthaberierCâmynetcom
TemelReis
hakhymış
• NEWYORK(AA)-
Beslenme uzmanları,
ıspanağın besin değerinin
yeşil salatadan çok yüksek
olduğunu belirledi.
Arkansas Üniversitesi'nde
yapılan araştırmalan
yürüten uzmanlar, festfiıd
türü yiyeceklerde
sandviçin arasına marul
yerine ıspanak
konulmasımn daha yararh
olacağını, üstelik
tüketicinin lezzet
bakımından bir fark
görmeyeceğini savunuyor.
TürkGeriatri
VMıkınHdu
• ANKARA (AA)-
Yaşhlann sorunlannı
çözmek, profesyonel
kişiler tarafindan bilimsel
araştırmalar ve
uygulamalar yapmak
amacıyla Türk Geriatri
Vakfi kuruldu. Resmi
Gazete'de yayımlanan
karara göre vakfin
kuruculan arasında Fikri
Kocabalkan, Müriivvet
Kurtaran, Mehmet Nihat
Kayış, Nilgün Doruk,
Günsu Başer, Nermin
Nüket Mas, Erbil Aker,
Hüseyin Yıldınm, Nurgün
Platin, Hasan Bozkır,
Hayati Ateşkan,
Abdulvahit Onur Noyan,
Osman Cihangir Sezgin,
Hüseyin Demirörs, Serdar
Sezgin, Ismet Orhan,
Mustafa Deniz, Haluk
Berberoğlu, Murat
Şengül, Sefer Ulusoy,
Hasan Hilmi Yıimazer,
Zehra Nevbahar Şahin,
Mine Kılıçhan Şenyuva ve
Murad Tokcan bulunuyor.
Manyetik
alanla tedavi
• İSTANBUL(ANKA)-
Doğal tedavi yöntemleri
arasında yer alan ve
tarihçesi MÖ'ye kadar
uzanan manyetik alan
tedavisinin çok sayıda
rahatsızhğa iyi geldiği
bildiriliyor. Doğal Tıp
Derneği'nden Prof. Dr.
Mustafa Güler'e göre
dünya üzerinde manyetik
alanlann etkisinin artması
ya da azalması veya
etkileyen alanlar
arasındaki dengesizlik,
kişileri etkileyerek bazı
hastahklara yol açıyor.
Manyetızm konusunda
çeşitli araştırmalan
bulunan Kyoichi
Nakagawa'ya göre
dünyanın manyetik
alanının azalması,
elektronik cihaz
kuUammı, 'Manyetik
Defıciency Sendromu'
oluşturarak birçok
hastalığa neden oluyor ve
kanser riskini de arttınyor.
Enfekstyon
hastaHdm
• GAZtANTEP(AA)-
Gaziantep Oniversitesi
Tıp Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Yavuz Coşkun, ellerin
bol su altında
sabunlanmasıyla yüzde
50'si giderilen enfeksiyon
hastalıklannın
gündemden
düşmemesinin, kabul
edilemez bir gerçek
olduğunu söyledi.
Enfeksiyon hastalıklannın
çok önemli bölûmünün
ağız yoluyla bulaştığını
anımsatan Prof. Coşkun,
••Taharetlenme
alışkanlığının yaygın
olduğu ülkerruzde hâlâ
tuvaletten sonra ellerin bol
su altında
sabunlanmaması, bir
anlamda enfeksiyon
hastalıklannın rotasını da
çiziyor" dedi.
Türk Eczacılan Birliği, SağlıkBakanlığı
9
nı sorunu çözmeye çağırdı
IthaiANKARA/İSTANBUL (Cumhuri-
yet)-Istanbul, Ankara ve Izmir'deki ec-
zacılar, ekonomik krizin devam etme-
si halinde haziran ayından itibaren ke-
penk kapatmalann başlayacağı uyan-
sında bulundular.
Türk Eczacılan Birliği (TEB) Başka-
nı Mehmet Domaç. ekonomik kriz süre-
cıne gırildığınden bu yana ıthal ılaçlar-
la ilgilı olarak ciddi sorun yaşandığına
dikkat çekerek şu anda 320 kanser ve
transplantasyon ilacının bulunamadığı-
nı ya da kısıtlı bulunduğunu, bulundu-
ğu zaman ise peşin ve yüksek fıyatlara
satıldığını bildirdi. Ithal ilaçlardaki so-
runu çözebilecek tek kurumun Sağlık
Bakanlığı olduğunun altını çızen Do-
maç, alandaki tüm kurumlann anlaşma-
sı ve özveri göstermesi gerektığmı söy-
ledi. Domaç, sorunun bu kadar büyük
• Ekonomik kriz, son yıllarda giderek daha çok dışa bağımlı hale
getirilen ilaç sektörünü doğrudan etkiledi. Yaşamsal önemdeki 320
kanser ve transplantasyon ilacı bulunamıyor, kısıtlı bulunuyor
ya da çok yüksek fiyatlara satıhyor.
boyutlu yaşanmasına sektörün son yıl-
larda giderek daha çok dışa bağımlı ha-
le getirilmesinin yol açtıgını vurguladı.
Llste bakanlıkta
Mehmet Domaç, dün bir basm top-
lantısı düzenleyerek şu anda bulunma-
yan ya da kısıtlı bulunan ilaçlann lis-
tesıni Sağlık Bakanlığı'na gönderdik-
lerini ve ilgili taraflan masaya oturta-
rak bu sorunu çözmesinı istediklerini
bildirdi. Türkiye'de ilacm etken mad-
desınin yüzde 80' inin, tüketilen ilaçla-
nn yüzde 30'unun da ithalata bağlı ol-
duğunu kaydeden Domaç, dalgalı ku-
ra geçilmesiyle fırmalann ithalatı kısıt-
lı hale getırdiklerini, önemli miktarda
ilacı ithal edip piyasaya vermedikleri-
ni söyledi. Domaç, "tthal flaca karsı
gerekli önkmfcrin abnması gerektiğmi
TEB birçok kez siyasi otoriteye bildir-
dL Ancak gerekli önlemler alınmadL
Dünya Tkaret Anlaşması, gümrük bir-
Bğinegirilmeâilactapatentinkabulüve
döviz kurtanna bağh ithal ilaçfiyanda
ülkemizi ithal ilaç cenneti durumuna
getirdi" dedi.
tstanbul Eczacı Odası Başkanı Er-
kan Önsel, Ankara Eczacı Odası Baş-
kanı Mustafa Demir ve tzmir Eczacı
Odası Başkanı Levent Kamaakise dün
Istanbul'da düzenledikleri basın top-
lanüsında, sektörün durumunun kötü-
ye gittiğini vurguladılar.
3 ildeki 8 bin eczacı adına açıklama-
yı yapan Erkan Önsel, Sağlık Bakanlı-
ğı'nın ilaçtaki dolar kurunu 820 bın li-
ra olarak sabitlediğini anımsattı. Bu sa-
bitlemeye karşın ilaçta sıkıntılann de-
vam ettiğini belirten Önsel, eczanele-
rin ellerindeki ithal ilaçlan tükettikle-
rini söyledi.
tttıalat durdurulsun
Halen ithal edilen birçok ilacın eşde-
ğerlerinin Türkiye'de de üretüdiğini
anımsatan Erkan Önsel, bu ilaçlann it-
halatınm durdurulmasını istedi.
Türkiye'deyılda 30-40 bin arasındayeni hastanın belirlendiği bildirildi
Solunum yolu 3e
bulaşan
tüberkülozdan
korunmak için
'aksırma ve
öksürme sırasında
ağzın kapaûlması ve
odanın devamh
havalandırüması'
gerekiyor.
Tüberkiiloz
mikrobunu
alanlann sadece
yüzde 5-10'u hasta
oluyor.
überküloz önlenemiyor• Türkiye, dünyayla
karşılaştınldığında
tüberkiiloz hastalığıyla
mücadeleye gerektiğinden
fazla kaynak ayınyor. Ancak
bu kaynak günün değişen
koşullanna uygun şekilde
harcanmadığı için dirençli
hastaların sayısı artıyor.
tstanbul Haber Servisi -
Dünyada her yıl 3 milyon in-
sanın ölümüne yol açan, 8
milyon kişinin yakalandığı
tüberküloz, alınan tüm ön-
lemlere karşm tehdit oluştur-
maya devam ediyor.
Türkiye'de yılda 30-40 bin
arasmda yeni hasta bildirilir-
ken uzmanlar, yetkililere bir
an önce önlem alma çağnsın-
da bulunuyorlar. lstanbul Tıp
Fakültesi Göğüs Hastalıklan
Anabilim Dalı öğretim üyesi
Prof. Feyza Erkan ve Çuku-
rova Tıp Fakültesi Göğüs
Hastalıklan Anabılim Dalı
Başkanı Prof. Ali Kocabaş,,
tüberkülozun her türlü geliş-
mışlik düzeyindeki ülkelerin
mücadelede ciddi önlemler
almalarına karşın hâlâ bir
tehdit olduğuna dikkat çekti-
ler. Erkan ve Kocabaş, "Has-
talığın tedavisi, diğer hastahk-
lara göre uzun olduğu için dü-
zenli ilaç kullanımının ger-
çekleştirilememesi, tüberkü-
lozun toplumdan yok edile-
memcsine yol açmaktadır"
dediler.
Erkan ve Kocabaş, Türki-
ye'nin dünyayla karşılaştınl-
Kanser Haftası
Türkiye'de iki nıilyoıı
insan risk taşıyor
lstanbul Haber Servisi -
Türk Kanser Derneği
Başkanı Prof. Dr. Ergun
Gönay, Türk toplumunda
heı yıî yaklaşık 200 bin
kanser hastasımn teşhis
ve tedavi edildiğinin
tahmin edildiğini söyledi.
Kanserin, erken teşhisi
yapıldığında tedavi
edilebilen bir hastahk
olduğuna dikkat çeken
Gönay, "Yapılan
çahşmalarda,yenidoğan
hayatlannm herhangi bir
döneminde kanser
gosterilmiştir" diye
konuştu. Prof. Gönay,
Kanser Haftası nedeniyle
düzenlediği basın
toplanüsında, kanserin,
karp hastalıklanndan
sonra en çok ölüme yol
açan hastahk olduğunu
ifade etti. Türkiye'de en
az 2 milyon insanın
kanser riski altında
bulunduğunu belirten
Gönay, kadınlarda meme
ve rahim, erkeklerde ise
akciğer ve prostat
kanserinin çoğunlukla
görüldüğünü anlattı.
Sigara içenlerde akciğer
kanseri, ayakkabı
sanayinde çalışanlarda da
kan kanserinin daha fazla
görüldüğünü dile getiren
Prof. Gönay, aşın güneş
ışığı altında kalmanın da
cilt kanserinin
gelişmesinde önemli rol
oynadığını. Hepatit-B
geçirenlerin ise karaciğer
kanserine
yakalanabildiklerim
kaydetti. Gönay, "Kanser
bugün, erken teşhisi
yapıkhğında tedavisi
mümkün olabüen bir
hastahktır. Bu nedenk her
şahsm erken teşhisle Ugili
' muayene ve tctkiklerini,
en yakın sağtık
knruluşuna müracaat
edip yaptirmalannı
tavkye edjvoruz. Dünya
Kanser Haftası nedeniyle,
derneğimize başvuran
fakir hastaiara gerekK
kontroOeri ücretsiz olarak
yapmaktayız" dedi.
• Sorunlar uzun dönemde gorulüyor •
By-pass, srihinsel
akthiteyi düşüriiyor
tstanbul Haber .Servisi-
By-pass ameliyatı olan
hastalarda operasyon
sonrası yüzde 50-80
oranında zihinsel aktivite
düşüşleri gözîendiği
belirtildı. Mayo Clinic
uzmanlan, konuyla ilgili
araştırmalarm devam
ettiğini belirttiler.
Araştırmada. yaş
ortalaması 61 olan 261
by-pass ameliyath
hastanm zekâ
fbnksiyonlan ölçüldü.
Ameliyattan 6 hafta sonra
zekâ fonksiyonlannda
yüzde 50-80,6 ay sonra
yüzde 24, 5 yıl sonra ise
yüzde 42 oranında düşüş
tespit edildi. Sorunlar,
faturalan takip etmedeki
zorluktan kitap okurken
konsantre olamamaya
kadar geniş bir yelpazede
görülebiliyor.
Dr. PaulFriedman,
sorunlann uzun dönemli
olmasımn araştırmanın
önemini ortaya
koyduğunu belirtti.
Friedman, "Ameliyatın
akü fonksiyonlar
üzerindeki etkieri tam
olarak büinmediğiicm.
doktorlann gerçek rislder
hakkında hastalara bflgi
vermeleri oMukça güç.
Ancak bu probtemlerin
varhğı hastada soru
işareti yaratmamah ve
eğer by-pass'a ihtiyaç
varsa amefiyattan
kaçmıimamab. Afcn
takdirdezihinsd
faalryerJeri yüzde 100
yerine getirmenin bedeH
hayatta kalmamak
olabUir" diye konuştu.
Beyin fonksiyonlannın
yitirilrnesinde yaşm
öneminin de göz ardı
edilmemesini isteyen Dr.
DavidJ.Cookise
araştırmalannın iki
alanda sürdüğünü belirtti.
Cook, kalp-karaciğer
makinesinin by-pass
ameliyatlanndaki gerçek
rolünün ve
ameliyatlardaki teknik
gelişmenin zihinsel
problemlere etkisinin
incelendiğim bildirdi.
dığmda hastalıkla mücadele-
ye geTektiğinden fazla kay-
nak ayırmasına karşm bu,
günün değişen koşullanna
uygun şekilde harcanmadığı
için dirençli hastalann sayısı-
nın arttığmı vurguladılar. Er-
kan ve Kocabaş şunlan be-
lirttiler: "İyUeşemeyen di-
rençli tüberküloz hastalan bu
korkunç hastahk şeküni top-
lumabulaşnrmayadevamet-
mektedûier. Dünya bu hasta-
hğı tedavi etme yöntemini
bulmuştur ve WHO'nun
önerdiği bu yöntem 120'den
fazla ülkede kullanıhnaya
başlamışür. Doğrudan Göze-
tirnli Tedavi Stratejisi olarak
adlandınlan yöntem ile has-
tahğın kontrol albna ahnabO-
diği gösterümiştir. Bu siste-
min uygulamaya geçihnesi
için öncetikle sağhk otoritesi-
nin bu konuda kararuhğı ge-
reklidir. Maalesef ülkemizde
bugüne kadar büimsel ölçü-
lerde kabul edilebflir bir giri-
Şİm yapılmamı^hr."
Nasıl bula$ır?
Sağlık Bakanlığı'nın veri-
lerine göre, solunum yolu ile
bulaşan tüberkülozdan ko-
runmanın en önemli yolu
"aksırmave öksürmesırasın-
da ağzın kapatılması, odanın
havalanduıhnası". Yiyecek,
içicek ve ortak eşya kullanı-
mı ile bulaşmayan hastalık,
en kolay çocuklara bulaşıyor.
Mikrobu alanlann sadece
yüzde 5-10'u hasta oluyor.
Hastalığın başhca belirtileri
ise "öksürük, baigam çıkar-
ma, kilo kaybı, iştahsızkk,
ateş, gece tertemeleri, öksü-
rük ile kan gelmesT olarak
sıralanıyor. Uzmanlar, bu be-
lirtilerin üç haftadan fazla
devam ettiği yurttaşlann
mutlaka verem savaş dispan-
serine başvurması gerektiği-
ni vurguluyorlar.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Yîtip Gidenler...
Geçen hafta, acı veren haberlerle geçti. Hafta
ortasında, Sevgili Şakir'in (Dr. Şakir Derkut) acı ha-
berini Almanya'dan almıştık. Daha sonra Bülent
Demirbaş'ın haberi geldi. Nihayet llhan Selçuk
üstadımızın eşi Handan Selçuk'un vefatını duy-
duk. Bir hafta önce de Sedat Tavşanoğlu'nun
babasını kaybetmiştik. Herölüm "erkendir"^ veher
ölüm "telafisizdir". Ölenlere rahmet, geride kalan-
lara sabır diliyorum.
• • •
Şakir Derkut'la dostluğumuz yanm yüzyıldan
fazla bir süreyi kapsar. Bizler, aynı mahallenin ço-
cuklanydık. Ben, Mesih Paşa Sokağı'nda doğ-
muştum. Şakir ise Laleli Caddesi ile Mesih Paşa
Sokağı'nın kesiştiği köşedeki evde doğmuştu. O
zamanlar Laleli, o dönemin küçük burjuya ve bü-
rokratlarının yaşadığı bir yerdi. lstanbul Üniversi-
tesi'nin hocalannın önemli bir bölümü, Aksaray-
Çemberlitaş ekseninde yaşarlardı.
_ Bizim Dinç Apartmanrnda, Çetin ve Metin
Özek kardeşler ve babaları rahmetli Prof. Dr.
Ömer Özek otururdu. Ahmet Hulusi, Abdülka-
dir Karahan, Rahmeti Arat, Ömer Lütfi Bar-
kan, Adnan ve Halîde Edip Adıvar, Zeki Velidi
Togan, Tahsin Yazıcı, Ibrahim Kafesoğlu, Ok-
tay Aslanapa ve diğer pek çok öğretim üyesi bu
bölgede yaşardı.
O dönemin Istanbul'unda, arabası olan insan
parmakla gösterilirdi. Bu hocalann hiçbirinin ara-
bası yoktu elbette. Kitle ulaşımının da ne denli za-
yıf olduğu düşünülürse, okula yakın oturmanın
çok akılcı bir tutum olduğu kolayca anlaşılır. Fa-
kat bugünkü konumuz başka.
Sevgili Şakir'le çocukluğumuz birlikte geçti. Şa-
kirler'in karşı köşesinde, Savaş'lar (Dinçer) oturur-
lardı. Bir diğer köşedeki san ev, Taki'lerindi. öm-
rümüz sokakta geçerdi. O zamanlar, çocuklann
evde vakit geçirmek için çok az araçlan vardı. Fa-
kat gazete parçalannı iple bağlayarak ya da ku-
maş parçalanndan top yapar ve saatlerce ve sa-
atlerce oynardık. Hele bir "maha//e maç/an" ya-
pardık ki sormayın gitsin...
Bu arada diğer "mahallelerie" "savaş" da yapar-
dık. Ama o zamanlar ağırlıklı bir biçimde "prole-
taryanın"! yaşadığı Nışanca'nın çocuklan, biz me-
murçocuklannı epeyce "hırpalardı". Ve kocaman
gövdesiyle Sevgili Şakir de bu kaderi değıştire-
mezdi.
Şakir'le yollanmız, Mesih Paşa'dan taşınmamız-
la birlikte değişti. Ve birbirimizi ancak yıllarca son-
ra, ben genç bir doçentken ve Şakir de hem ba-
şanlı bir cerrah ve hem de Tabipler Birliği yöneti-
cilerinden biri iken bulduk. (Bu arada bir de IÜTB
"Gençlik Tıyatrosu" beraberliğimiz olmuş, fakat
birbirimizi gene kaybetmiştik.)
1970'lerin ikinci yansını büyük bir acı ve sıkıntı
ile yaşamaktaydık. Ben siyasal olarak MDD ile Ay-
dınlık arasında yalpalamaktaydım. Şakir "Kurtu-
luş" çizgisindeydi, ama aramızda pek çok ortak
nokta ve hiçbir şeyin ortadan kaldıramayacağı or-
tak bir geçmiş ve bunun yarattığı "siyasal kültür"
ve sevgi vardı.
Türkiye "göstere göstere" 12 Eylül'e geldi. Ben
o süreci "hain bir senaryo" ve "hain bir tuzak" ola-
rak isimlendiririm. Fakat o dönemdeki "hain" ge-
lişmeleri bu sütunda defalarca ve defalarca değer-
lendirmeye çalıştığım için bugün aynı konuya ge-
ne dönmek niyetinde değilim.
O kanşık dönemde Şakir, Almanya'ya "kaçtı".
Kaçmasa ne olurdu, bilemiyorum. Fakat Alman-
ya'da inanılmaz zoriuklar yaşadığının en yakın ta-
nıklanndan biriyim.
Şakir, devlet memuru olarak almış olduğu yeşil
pasaportla Almanya'ya girdiği için "siyasal mülte-
cilik" başvurusu bir türlü kabul edilmiyor ve bu
başvurusu kabul edilmediği için de bir türlü çalış-
ma izni alamıyor ve iş bulamıyordu. "Açlık" gelip
kapıya dayanmıştı. O sırada Berlin'e çöreklenmiş
bulunan kimi siyasal gruplar da Şakir'e sahip çık-
mıyorlardı. Onlara sadece "emirteri dinleyen ve
uygulayan" insanlar gerekliydi. Düşünen insana
tahammüledemezlerdi. Destekolmayaçabalayan
birkaç arkadaş da çözüm olamıyordu. Bizler, ya-
ni Türkiye'de kalanlar kendi yaramıza merhem ola-
mryorduk.
Yıllar geçti. Çalışma izni de geldi, zor günler de
geride kaJdı. Artık memleket hasretinden başka bir
sorunu kalmamıştı.
Sanıyorum 1989yılıydı. Londra'da olan Nevin'le
Berlin'de buluşmuştuk. Ben, Mustafa Kemal'in
Vahdettin'le birlikte 1917 Kasım'ında Almanya'ya
yaptığı seyahatle ilgili bir çalışma yapıyordum. Fri-
edrich Ebert Vakfı tarafindan desteklenen bu araş-
tırmada, o dönemde veliaht olan Vahdettin'in ya-
veri olarak Almanya'ya gelen Mustafa Kemal'le il-
gili haberlen aramış, fakat bulamamıştım.
Şakir o dönemde Türkiye'ye giremiyordu. Va-
tandaşlıktan çıkanlmıştı ve girme yasağı vardı. Fa-
kat müthiş bir muayenehane açmıştı ve inanılmaz
paralar kazanıyordu. Fakat yaşamdaki "amacı"
bu değildi ki...
Beriin'den aynlırken veda etmeye gittik. Münih
trenim akşam kalkryordu ve Şakir yetişemez san-
mıştık, oysaki yetişmişti. Neyse, veda ederken
"Tokta" dedi, "dönerdönmezgit, birSultanahmet
köftesi ve piyaz ye". "Peki" dedim, "ilkyemeğim
o olacak". Ve tam kapıdan çıkarken ekledi, "Ama
piyazı sirkeyle ye, olurmu?.." O anda Şakir'in yü-
zünü görmek gerekti... Ve ikimiz de ağlamaya baş-
ladık. Nevin bizi görmemek için olsa gerek, önden
yürüyüpgitmişti...
Yıllar geçti. Şakir cebindeki Alman pasaportuy-
la defalarca gitti, geldi. Köftesini de yedi, sirkeli pi-
yazını da. Ama yorgun kalbi bu yükü daha fazla
taşıyamadı. Ve onu çok sevdiği vatanının toprağı-
na gömmeyi bile beceremedik. Çok yazık...
Belki bir gün de Bülent'i anlatırım. ,
ITALYAN KULTUR MERKEZI
ıtes-utvCad 161 Tfpebası Tel: 293 98 48-251 89 6î
İTAL.YAIUCA
DİL. KURSLARI
O9 NİSAN - 24 HAZİRAN
HAFTAOA 2 GÜN
Pozarfast - Çarfomba wyo Solı - Perfcmbo
ll.0O-13.0O/ 15.OO-17.0O/ 17.OO-19.OO/ 19.CW-2l.00
VEYA HAFTAOA 1 OÜN
CumortMİ: 1 l.OO-15.00 vrnyo 16.OO-20.O0
Pazor. IT.OO-15.00
AYRICA İLERİ SEVİYELER İÇİN
Haftada 1 gün ikişer saat Koruifma v» Kühiir Sanat laınlan
Koyıtion 26 Mort • 7 Nison 2001 orosı saafc 09.00-19.00 an»
KURS ÜCRETİ: 120.0t0.SO0 TL. - KONUŞMA KOlTÖB: C0 000.000 n .