19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2001 SALJ HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİSİRMEN Sonu... Başlangıcı Hitler'e benziyordu. Nasıl ki Hitier'in yüksetişi ve iktidara gelişi, Mein Kampfın (Kav- gam) krtapçı vitrinlerinde boy göstenmesiyle bel- li olmaya başlamışsa, onunki de öyle oldu. Yıllar önce, Yugoslavya'nın eşiğine geJdiği uçu- rumdan kurtulabilip kurtulamayacağı tartışılırken, hatta ondan da önce, Belgrad'ın ana caddesin* deki krtapçı vitrinlerinde göfdüğüm, kapağında sonradan bütün dünyanın tanıyacağı Sırp Kasa- bı'nın suratı bulunan kitabın içeriğini oralı dostla- nm üzüntüyle açıkladıklarında, yeni bir Hrtler'in si- yaset sahnesine doğmaktaolduğunu sezmiştim. Evet, pariayışı Hitler'e benziyordu; hatta sonu da ona benzeyebilirdi, eğer ikinci sınıf kasap, ta- rihin gördüğü en büyük kasabın cesaretine sahip olabilseydi. İ Oda, kendisini gözaltına almaya çalışan emni- yet güçlerini tehdit ederken, intihar edeceğini bi- fe iteri sürdü. ~ Ama onda kimi kasaplarda var olan gözükara cesaret yoktu. Rezil bir şekilde alınıp götürüldü. önce iç suçlanndan, seçim hilelerinden vb yargı- lanacak, sıra sonra işlediği insanlık suçlan yüzün- . den USSM'de (Uluslararası Savaş Suçlan Mah- kemesi) yargılanmaya gelecek. Gerçi şimdilik kendisine buyargıya gitmeyece- ğine dair güvence verilmiştir. Ama belli mi olur? i • • • • Kasabın sonu trajikomik oldu. Büyük Sırbistan hayaliyle Balkanlar'ı kana bulayan herifi, 50 mil- yon dolara sattılar, bir zamanlar emrinde olanlar. Sam Amca, yakalanmasının savsaklanması üzerine, "Vereceğim 100 milyonun 50 milyon do- lariık ilk taksitini alamazsınız haaaL" deyince, ar- tık biçare derkesine düşmüş kasabı derdest edi- verditer. Daha doğuda, hırsız, uğursuz, meymenetsiz takımını 15 milyar dolara bile gözden çıkarmayan sistemlerin olduğunu da gözönünde bulundurun vedüşünün, kasap, Yugosiavya'yı ne haie düşür- müş... Evet şimdilik USSMyolutamaçıkgörünmüyor; ama Bush da Avrupalı liderierin çogu da, bu gö- zaltının USSM'nin ilkadımı olduğunu söylüyoriar. Slav şovinizminın baş destekçisi Moskova'nın ise, durumu hiç de Miloşeviç'i kurtaracak güçte değil. Işin daha da garibi, Yugoslav haJkının yüzde 56'sı Miloşeviç'i UlUslararası Savaş Suçlan Mah- kemesi'nin önünde görmek istediğini belirtiyor. Bu noktada Miloşeviç'in macerası kasap aday- lanna ibret olmalıdır. Miloşeviç tarihteki ilk örnek değil, inanın so- nuncusu da olmayacak. Kitleleri, yavan ve nafile düşlerie çılgınlık yolun- ...dapeşinden sürükieyenler, ikbalin parlak dönem- -terindeakıllanna bile getirmedikleri akıbetlere dü- • çar olmaktadırlar. ' Kitteter peşinden koşarken, yelesini rüzgâr ok- şarken, Miloşeviç kuyruğunu bacaklannın arası- na kıstıracağını hiç düşünmemişti herhaide. Amaşimdi.... ••• Bu ibret dersini iyi okumak, ama okurken fazJa - da abartmamak gerek. Büyük çılgınlık cinayetlerinin ülkelerinde, katı faşist çekirdek, başına gelenlere karşın, varlığını ve düşüncelerini koruyor. 1933 yılında oytann yüzde 33'ü ile iktkjar olmuş Hitler hakkında, ölümünden 50 yıl sonra bile "evet ama, onun da kimihaklı olduğu taraflar ve iyiyan- lan..." diyebilecek, yine yüzde 30 dolayında bir oy potansiyeli olduğunu, o sıraiarda Almanya'da ya- pılan kamuoyu yoklamalan ortaya koyuyordu. Almanya'nın gücü, sistemin bu tür sapmalara yol vermeyecek bir raya oturmuş olmasından kaynaklanıyordu. Ama Yugoslavya için aynı şeyi söytemek zor. Üstelik, Sırp şovinizmini aratmayan Arnavut şo- vinizmi, Balkanlar'da ırkçı havanın, hiç değiîse daha bir süre dinmeyeceğini gösteriyor. Kaldı ki, Mibşeviç'in suç ortağı, General Neroj- sa Pavkoviç,"reformcu" diye adlandınlan ılımlı milliyetçi, Kostuniça'nın desteği sayesinde yeri- ni koruyor. Gizli servisin başı Rade Markoviç'in de, belli bir süre için de olsa koltuğunu koruma- sınaizinverende, Kostuniça USSM'nintutuklan- masını istediği, 1998-99 yıllannda Kosova so- rumlusu Nikola Sainoviç de hâlâ milletvekili... Görüyorsunuz, işin bir de bu cephesi var. Ama yardakçılann kuyruğu kaptırmamış ol- malan da kasabın sonunu değiştirmiyor. Devlet Bahceli imzafamadı Vakıflar'da yeni yapılanma sancısı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)- Vakıflar Genel Müdürlüğü teş- kilatinı yeniden düzen- leyen yasa taslağı hü- kümette yeni bir anlaş- mazlık konusu oluştur- du. 55 bin 231 taşın- maz ve milyarlarca do- larlık kaynağın deneti- minin zayıflatılması nedeniyle eleştirilen taslağı, Başbakan Yar- dımcısı DevletBahçeti, Ulaştırma Bakanı Enis öksüz ve Turizm Ba- kanı Erkan Mum- cn'nun imzalamadığı belirtildi. Bakanlar Kurulu'na gelen taslak, Vakıflar Genel Müdürlüğü Teş- kilatı Hakkında Kanun Hükraünde Kararna- me'de değişiklik öngö- rüyor. Taslağa göre, ge- nel müdürlük, özel hu- kuk hükümleri çerçeve- sinde Başbakanlığa bağlı özel bütçeli kuru- luşa dönüştürülüyor. Taslağa göre, genel müdürlüğün teftiş ku- rulu başkanlığı lağve- dilerek "Denetleme Kurulu Başkanüğı" kurulacak. Yetkililer, yeni yapı- lanma sürecinde, lObi- ni aşkın vakıf ve şube ile 334 adet mülhak va- kıf ve 161 adetazmlık vakfımn en az 5 yıllık denetiminde önemli sorunlar yaşanacağma dikkat çekti. Yeni yapı- lanmada, "arpalık" olarak tanımlanan yeni kadrolaşmaya da yol açılıyor. Hükümet ne kadar faiz ödeyeceğini ve ne kadar borçlanacağını hesaplayamıyor Batık bankaya örtiilüBANUSALMAN ANKARA - Hükümetin borçlan- ma limitlerinin delinmesi ve faiz öde- melerinin bütçe dışuıa çıkanlmasına yönelik olarak hazırladığı 2001 büt- çesinde değişiklik tasansı, 2001 yılı- na ilişkin hedeflerin belirlenemediği- ni ortaya koydu. Fonlann tasfiyesi, Borçlanma Yasas:, kamu maliyesin- de şeffaflık yönünde düzenlemeleri ivedi 15 yasa içinde sayan hükümet, 2001 bütçe değişikliğiyle borçlanma ümitinin delinmesi, faiz ödemeleri- nin bütçe dışına çıkanlmasını öngör- dü. Banka batıklan ve yüksek faiz ödemeleri için yapılacak bu değişik- likle, gerçek bütçe açığı ve borçlan- ma miktan gizlenecek. 2001 bütçe değişiklik tasansına göre, Hazine'den sorumlu Devlet Ba- kanı Kemal Derviş. kamu bankalan ve fon bankalan için yapılacak borç- lanma ve faiz ödemelerini bu yılki, gelecek yılki bütçelerde de mahsup Meclis. diizenlemelerin aceleye getirilmesini istemiyor Hükümette ek bütçe tartışmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümette, eko- nomide makro büyüklüklerin bile beîirienemediği bir ortamda acil olarak ek bütçe çıkanlması konusu tartış- malara neden oldu. IMF, düzenlemelerin yapılabüme- si için yeni bütçenin hemen çıkanlmasını istiyor. Dev- let Bakanı Kemal Deniş'in de bu konuda ısrarcı oldu- ğu belirtilirken, Maliye Bakanı SümerOral ve bazı ba- kanlar, ek bütçenin sonbahara bırakılmasını istiyor. Ba- kanlannyanı sıra bazı milletvekilleri de ek bütçenin he- men çıkanlmasına karşı çıkıyorlar. Ekbütçenin hemen çıkanlması istemine şu eleştiriler yöneltiliyor - Ortada makro ekonomik büyüklükler bile yokken neye göre yeni bütçenin büyüklükieri belirlenecek. - Dışandan gelecek kaynağa göre iç kaynağın ya da harcamalardaki kısıtlamalann arttınlması gerekiyor. Bu konu da henüz netleşmiş değil. - Şimdi ek bütçe yapılsa bile, hedefler tutmayacak, yıl sonunda yine ek bütçe yapılması gerekecek. etmeyip ayn bir kalem olarak da iz- leyebilecek. Mali disiplin ve şeffaf- lık ile TBMM'nin iradesini ortadan kaldıracağı belirtilen bu düzenleme- ye başvurulması, hükümetin ne kadar faiz ödeyeceği, ne kadar borçlanmak zorunda kalacağına ilişkin hesapla- ma yapamadığını da ortaya koyuyor. Yardımcı Doçent Aziz Konuk- man, bu düzenlemelerle bütçenin merkezi hükümetin faaliyetleri hak- kmda eksik bilgi vermesinin karar- laştınldığına dikkat çekerek bu uy- gulamanın mali disipline aykın ol- duğunu vurguladı. Böylece borçlan- manın TBMM iradesi dışında geliş- tiğini belirten Konukman. şunlara dikkat çekti: "Yedek ödenekler ve bütçeden mahsup edilecek ödemeler hesabı aracüığıvlâ ödenek üstü harca- malar yapabihnek inanılmaz bir şe- kildekola\1asabilmektedir. Bütçeden mahsup edilecek hesapla,yıliçindeek bütçe çıkmaımş ise >ıbn ortasına ge- Hndiğinde ödenekleri biten faizlerin bu hesap çabştınlarak ödemesi yapıl- maktadır. DoİavisiAİayapdanfaiz öde- meleri yıl içinde ödenekleştirilmedi- ğinden hem o vılın hem de gelecek >*- hn bütçe açığının tesph edilmesini en- geDemektedir.'' Türkiye'nin 1971 'den 2000 yılma kadar geçen döneme ilişkin kayıt dı- şı bütçe uygulamalan toplamının 116 milyar dolar olduğunu saptayan Sa- yıştay raporunda, hükümetin 2001 bütçesindeki değişiklikle genişlettiği "Bütçeden MahsupEdilecekOdeme- ler Hesabı" uygulamasına da sert eleştirilerde bulunuyordu. Raporda yer alan uyanlar şöyle: • Bazı durumlarda devlet borçla- nnın ödenmesi gereken faizleri yeri- ne tahvil veya bono verilmekte, bu iş- lemler gider olarak kaydedilmemek- tedir. • Bazı borçlanma işlemleri ile na- kit kaynak temin edihneden birtakım giderler finanse edilmektedir. Borç- lanma miktannı arttıran bu işlem kar- şılığında yapılan faiz ödemesinin bütçeleştirilmesi gereklidir. Hükümet iç kaynak yaratma çabalanndan 2.5-3 katrilyon gelir bekliyor Kamuda büyük tasamıf• Bakanlar Kurulu, dün Başbakan Bülent Ecevit başkanlığında yaptığı toplantıda iç kaynak arayışında vergiden çok tasarruf tedbirlerine yönelinmesi karan aldı. AJınan karara göre, her bakanlık bütçesinde yapabileceği tasarruf miktarını belirleyerek bir sonraki toplantıda Bakanlar Kurulu'na bildirecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kuru- lu'nda iç kaynak arayışlan kapsamında yeni vergiden çok tasarrufa yönelinmesi ortak görüş olarak dile getirildi. Devlet Bakanı Rüştü Kâzun Yücelen, iç kaynak kullanı- nundaki tasarrufla 2.5-3 kat- rilyon Iiralık gelir beklendiği- ni söyledi. Havacılık fırmala- nna kolaylık getiren Havacı- lık Yönetmeliği'nde değişik- lik yapılması kararlaştınldı. Bakanlar Kurulu dün Baş- bakan Bülent Ecevit başkanlı- ğında 5 eksikle toplandı. MHP lideri ve Başbakan Yardımcı- sı Devlet Bahçeli, katıldığı iki cenaze nedeniyle Bakanlar Kurulu bitmeden 5 dakıka ön- ce Başbakanlığa geldi. Bakanlar Kurulu'nun ardın- dan açıklama yapan Devlet Bakanı Yücelen, ekonomik program ve yapılması düşünü- İen yasal değişiklikler konu- sunun toplantıda ele alındığı- nı kaydetti. Kamu bankalan- nm aynı çatı altında toplanma- sı için başlatılan işlemlerin sü- receğini anlatan Yücelen, "Kamu bankalannın görevini yapabflmesi için şeffafbir şekil- de ödenek bulunacak" diye konuştu. VergJden çok tasarruf Yücelen, Devlet Bakanı Derviş'in yurtdışmdaki te- maslanna ilişkin kurula bilgi verdiğini belirterek iç kaynak arayışrna yönelik çalışmalann sürdüğünü kaydetti. İç kaynak arayışında yeni vergilerden çok tasarrufa yönelindiğini belirten Yücelen, "Her bakan- lık bütçesinde yapabileceği ta- sarruf üzerinde çanşacak, ya- pabileceği tasamıfu Bakanlar KunuVna bildirecek" diye konuştu. Yücelen, iç kaynak çalışmalannda beklenen geli- rin sorulması üzerine, "Ra- kam olarak 23-3 katrilyon B- rafak bir kaynak tasarianmak- tadu"" dedi. İç kaynağın yüz- de 80"ının tasarruftan gelme- sinin beklendiği öğrenildi. Bakanlar Kurulu'nda Yük- sek Planlama Kurulu'nda (YPK) gündeme gelen DPT raporundaki verileryinelendi. Bu verilere dayanarak 2001 yılı büyümesinin eksi 2 olaca- ğı, cari açık verilmeyeceği ve enflasyonun yüzde 45 olarak tahmin edildiği dile getirildi. Devlet Bakanı Derviş, Ba- kanlar Kurulu'nun ardından ABD temaslan hakkında Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'e bilgi verdi. Havacılık firmalanna kolayfak Bakanlar Kurulu'nda, sivil havacılık yönetmeliğiyle, özel havayolu şirketlerine kolaylık sağlayıcı düzenlemeler konu- sunda uzlaşma sağlandı. Yö- netmelikle, havayolu taşıma- cılığı yapacak şirketlerin kuru- luş aşamasındaki 3 uçak şartı gibi koşullann yumuşatılaca- ğı öğrenildi. 3 uçak koşulunun 1 'e indirilebileceği, kiralama ve teminat mektubu getirüme- si konusunda kolaylık sağla- nacağı belirtildi. Bu yönetme- fik değişikliğiyleturizmindes- teklenmesi amaçlanıyor. UKl SADAKA ÛEĞİL / HAKtmZI İSTÎVCRU2 Ankara'da EnerjiveTabü Kaynaklar Bakanoğı'na giderek Cumhur Ersümerüe görüşaı köyiâlerdaha sonra Abdi Ipekçi Paria'nda kendüerini bekleyen grupla buluştularve buradabir basın açıklaması yapOfar (Fotoğraf: AA) Tovşanlı köylüleriAnkara'da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kütahya Tavşanlı'dan 30 Mart'ta a YoksulluğawYoisuztuğaKarşjYürii- yüş" başlatan ve dün Ankara'ya ulaşan "istimlak köyiüleri" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer ile gönlştüler. Köylüler, yılda 3.3 mil- yon ton kömür üreten Türkiye Kömür Işletmeleri'nin kendüerini köylerini terk etmeye zorladığına dikkat çektikr. Ankara'ya dün sabah saatlerinde ulaşan köylülerden bir grup, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na giderek Cumhur Ersümer ile görüştü. Görüş- menin ardmdan köylüler, Abdi Ipekçi Parkı'nda kendüerini bekleyen grupla buluştular. Köylüler adına konuşma yapan Cnal Kaplan, köylerinin kurul- duğu sahada 1940 yılından bu yana kömürüretildiğini belirterek "TKther yüartan bir şekilde kömür üretti. Ama bu kömür nebiziayduılattı,nebfcriısrt- n, ne deyaşam koşuOarunızı iyüeştiniL Akane bizi uygulamalarçia işsiztiğe. yoksuBuğa veaçhğa itti" diye konuştu. Kaplan, tanm ve hayvancılık için kullanılan tarlalann kamulastınldığını belirterek bu isthnlakler için kendile- rineödenen bedelin yetersiz olduğunu söyledi. Yönetimlerin uygulamadığı ise girme haklannı, gizlenemez nokta- ya gelince Çahşma Bakanlığrmn, ya- yımladığı birgenelgeyle "madensaha- lanndaki istimlakten doiayı yoksuüa- şan köylükrin öncclikü olarak ise alın- malarmı" açıkladığını bıldıren Kap- lan buna karşm TKİ ve bağlı ku- rumlann buna uymadıklarmı söyledi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Meclis çalışmasına hız Birhafta içinde 4 yasa çıkanlacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümet, bu hafta TBMM'den 4 yasa- yı geçirmeyi, 3 tasanyı da Meclis'e sevk etmeyi planlıyor. Devlet Bakanı Rüştü Kâzun Yüce- len, imzalan tamamlanan Bütçe Yasa- sı'nda değişiklik öngören yasa tasan- smın, kamu çalışanlannın maaşlann- daki dengesizliği gidermek amacıyla Meclis'te bulunan Yetki Yasası 'nm, do- ğalgaz ve şeker yasa tasanlannın bu hafta Meclis'te görüşülmesinin karar- laştınldığını söyledi. Yücelen, kamulaştırma yasa tasansı, kamu borçlanma yasa tasansı ve Ban- kalar Yasası 'nda değişiklik öngören ya- sa tasansının da bu hafta içinde Mec- lis'e göndenleceğini bildirdi. Hüküme- tin, ivedi olarak çıkarmayı amaçladığı yasalar şöyle: Bankalar Yasası'nda defil- Slkllk: Değişiklik ile off-shore'larakı- sıtlama getirilecek, Emlak Bankası ve Ziraat Bankası 'nın birleşmesinde ko- layluc sağlanacak. Doğalgaz Yasası: Doğaigaz sek- töründe de parçalı bir yapı oluşturula- cak. Ihracat, ithalat, üretim, depolama, dağıtıcı, toptan satıcı gibi çok sayıda parçalı yapıdan oluşacak olan doğai- gaz sektöründe piyasayı düzenleyici olarak doğaigaz piyasası kurulu oluş- turulacak. Borçlanma YasaSI: Bu yasa de- ğişikliğiyle kamu sektörü için açık borçlanma kurallan ve sınırlan konu- lacak. Hazine'nin devirli kredi ve borç garantüeri de bütçe kapsamına alına- cak. Şeker YasaSI: Yasa ile şeker üre- timi serbest piyasaya bırakılacak. Tür- kiye Şeker Fabrikalan AŞ'nin işletme birimleri, bağlı ortaklık ve iştirakleri pay satışı, kiralama ya da işletme hak- kı devri yöntemiyle özelleştirilecek. Pancarda ve şekerde tek fiyat uygula- ması kaldınlarak şeker satış fiyatlan- nın şeker fabrikası işleten kişilerce be- lirlenmesi öngörülüyor. Şeker kurumu oluşturulacak. Bu yasa değişikliğiyle AB ve Dünya Ticaret Örgütü'nün ko- şullan yerine getirihniş olacak. [email protected]. Sanki Osmanlı'nın çöküş dönemi- ni yaşıyoruz. Tarih yeniden yaşanıyor gibi. Kabuklaşmış bir bürokrasi ve siyasi elit, bir vurgun ve soygun sis- temini sürdürmek için direniyor. An- cak, bu soygun sistemi borçlanarak ve Batılıların kapısını çalarak devam ettirilebiliyor. Sonunda yine Batılılar, duruma el koyuyorlar. Düne kadar destekledikleri bu sistemin kendile- rine bile bir haynnın dokunmadığını saptayarak yeni önerilerde bulunu- yoriar. Kemal Derviş'in ABD'deiken 15 acil reform yasasından söz etme- si, ABD Hazine Bakanı'nın yalnızca ekonomik reformlann çözüm olma- dığını söylemesi ve öncelikle Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası üze- rindedurması tarihin tekerriiredece- ği gibi bir duyguya neden oluyor. Osmanlı'nın son döneminde pa- dişahlann ve çevresindeki vezirierin, paşalann kurduğu sistem büyük bir çöküşe ve yıkıma neden olmuştu. Batı, bunun üzerine Osmanlı'yı siya- si ve ekonomik reformlara zoriamış ve bu iş için kendisine yakın vezirle- ri iktidara getirmişti. Aslında, "Batı istediği için değil, bu ülkenin ihtiya- cı olduğu için yapılması gereken re- Tıpkı Osmanlı'nın Son Dönemi fomnlar" ne yazık ki sonunda bu ül- keye gerekli olduğu için değil, Batı is- tediği için yapılacak gibi görünüyor. Ulusal Program, bunun son örne- ği. Bu ülkenin demokratikleşmeye, çoksesli, çok kültürtü bir yapıya ka- vuşmaya uygun biraltyapısı var. Top- iumun alt dinamikleri bir değişimin gerekli olduğunu gözler önüne seri- yor. Diyarbakır'da Nevruz'u kutla- mak için toplanan 350 bin kişi bu di- namiklerden birisi. Sokaklara dökü- len kamu emekçileri, miting yapan, gösteri yapan kitleler de değişim is- teğini, özgürlük isteğini dile getiriyor- lar. Türkiye'nin bu şekilde yönetile- meyeceği mesajını veriyorlar. Türkiye'yi yönetenler ise hâlâ bi- zim hayatımız hakkında keyiflerine göre karar veriyorlar. Ancak deniz bitti. Gidecekyerkalmadı. Dün Fran- sa'ya efelenenler, bugün Paris'in ka- pılannı çalıyorlar. Ülkedeki krediyi bi- tirenler, sonunda dünyada da kredi- lerini tükettiler. Buna rağmen direni- yorlar. "Değişmeyeceğiz, değiştir- meyeceğiz" diyorlar. Bugüne kadar bu soygun sistemine direnenleri bi- rer birer susturdular. Herkesi sustu- rarak bir baskı rejimi kurdular. Bir ca- dı kazanı içinde keyiflerince bir sal- tanat yaşadılar. Tıpkı Osmanlı'nın son dönemi gibi. • • • Şimdi kara kara düşünüyorlar. Da- ha ne kadar direniriz diye hesaplar yapıyorlar. Ancak, artık bu yolun so- nu kalmadı. Türkiye değişmek zo- runda. Bu ülkeyi içeriye ve dışanya karşı direnerek yönetmek mümkün olmaktan çıktı. Artık bu ülkenin ihti- yacı olan reformlar ve demokratik değişim kaçınılmaz hale geldi. Bizler hâlâ onlann, bu gerçeği görmesini bekliyoruz. Değişmek için adım at- malannı bekliyoruz. Hâlâdireniyoriar. Bu ülkeyi yek ekmeğe muhtaç etti- ler. Dünyaya rezil ettiler. Hep söyledik, bu ülke 12 Eylül as- keri darbesinin anayasasıyla, bu anayasanın yarattığı kurumlarla yö- netilemez. Soğuk savaş döneminin anlayışlanyla yönetilemez. Sorun ba- zı ekonomik reformlann yapılmasry- la halledilecek gibi değil. Bu ülkenin daha derin ve köklü değişikliklere ih- tiyacı var. Bu değişiklik olacak. Baş- ka çıkar yol kalmadı. Ya bu gerçeği görüp kofları sıvayacaklar ve akılla- nnı başlanna toplayacaklar ya da gi- decekler. Işin acı yanı, tıpkı Osman- lı'nın son günleri gibi bu değişiklikler Batı'nın zortamasıyla yapılmak zo- runda kalınacak. Üstelik bu değişi- min ne kadannın ülke gerçeğini yan- sıttığı da ayn bir konu. Ancak tıpkı Osmanlı'nın son döneminde olduğu gibi ısmarlama değişikliklerle bu so- run köklü bir çözüme kavuşamaz. Türkiye'nin değişim isteyen toplum- sal dinamiklerini hesaba katmayan parça bölük değişiklikler, krizin çözü- münü sağlamaya yetmeyecek. San- ki Tanzimat benzeri bir değişiklik ya- şayacağız gibi. Ama tıpkı Tanzimat reformlannda olduğu gibi bunlar da derde derman olmayacak. Bunu toplumsaJ dinamikten gelen yeni dal- galar izleyecek. Evet, en kötü dönemi yaşıyoruz. Araba duvara dayandı. Ancak, her kriz kendi çözümünü de dayattığı gi- bi, bu kriz de çözümünü dayatıyor. Dünya, Sovyetler"in dağılmasından bu yana büyük bir değişim yaşıyor. Doğu Bloku'nun bürokratikdiktatör- lükJeri çöktü. Buralarda büyük bir de- ğişim yaşanıyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri, çok farklı sorunlarla yüz yü- ze; bizim tartıştığımız konulann çok ilerisinde konularla uğraşıyorlar. Tür- kiye ise 1980 öncesinde yaşıyor. 12 Eylül askeri darbesinin, 12 Eylül ön- cesi önyargılann oluşturduğu bir sis- tem içinde çırpınıyor. Bir bürokratik diktatörlüğün için- de, kendi başına bir ada gibi kalma- yaçalışılıyor. Artık bu mümkün değil. Süreç işlemeye başladı. Insanı üzen ve çaresizliğe sürükleyen ise bu ger- çeği kendi dinamiğimizle birleşen bir şekilde yapmak mümkünken yine Batı'nın zorlamasıyla değişime itili- yoruz. Ancak dışannın zorlamasıyla gelen değişikliklerin ne kadar bu top- lumun yaranna olduğu da çok tartış- malı. İç değişim dalgalan bundan son- ra daha etkin şekilde ortaya çıkacak. Yeni ve farklı bir döneme giriyoruz. Karanlıktan ışığa doğru.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle