Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3» MSAN 2001 SALJ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
• •
Ç r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Zaten ABD yönetiminden "para yerine moral ala-
cağrnoı", Türkiye uzmanı Alan Makovsky de müj-
d«tedi.
Ama elinin altında her an kaynak yaratabileceği bir
uhJS varken bu gelişmeler hükümetin umurunda mı?
Öyle birhükümet ki; geçmiş halkın karşısına, iki bü-
yûkknzı üreten sanki kendisinden önceki başka bir
hükûmetmiş de ondan sonra işbaşı yaparak Türki-
ye'yı ve halkı kurtaıma görevini 21 Şubat'ta üstlen-
miş gibi davranıyor.
Batılı demokrasilerde acaba dününü yadsıyan, bu-
gOn halkın tam güvenini, desteğini kazanmış siyasal
bir güç gibi kendini pazariayan bir hükümet var mıy-
dı, bugün olabilir mi?
Başbakan Ecevit'in; Ekonomik ve Sosyal Konsey
toplantsında işçi konfederasyonlan ıle işveren kuru-
luşlanna seslenen konuşmasının sonundaki bir cüm-
le dikkat çekici.
"Bir tek Türkiye ve bir tek hükümet var" dedi.
Tek bir Türkiye, elbette yadsınamayan gerçek. A-
ma Eceyit, "tek bir hükümetin" attını özenle çizer-
ken neyi amaçladı acaba?
Yeni programda bugüne kadar göz ardı edilen is-
tekler yer atmazsa destekvermeyecekterini söyieme-
lerine karşı işçilere böyle bir dayatmayla mı karşılık
verdi?
Bu hükümetin hazırladığı kriz programına -herhal-
de- tam destek vermek zorundasınız demek istedi.
"Tek hükümet" cümlesini başka türlü yorumlamak
olanaksız.
Ne dersiniz; "tek ulus, tek hükümet" sloganına
"tek lider"\ de eklesek mi?
Kuşkusuz testi ktnldıktan sonra akıl gösterenler
çoöalıyor.
ömeğin ünüj işadamlanndan Cem Boyner, her bi-
rey yastık altında sakladığı dolariann sadece yüzde
10'unu bankaya Türk parası karşılığı yatınrsa krizden
hızla çıkacağımızı savunuyor.
Cem Boyner'e karşı öneri: Işadamlanmız, iç veya
dış (örneğin uluslararası bankalardan kredi yoluyla)
olanaklannı seferber ederek yeterli görünen 3.5 mil-
yar dolan toplasalar...
Krizden çıkmamıza hizmet etmiş olmazlar mı?
Ecevit'in duymak istemediği...
Siyasal reform ıstekleri giderek güçleniyor. Kişi-
sellikten kurtuluyor, içeride ve dışımızda sistemi "ye-
niyüzlerle yeni baştan kurmayı amaçlayan değişim"
rüzgarian esiyor.
Türk-lş Başkanı Bayram Meral, konsey toplantı-
sında Ecevit'in değil, tartışmayı, bir iki sözcükle do-
kunmayı istemediği bu konuya değinirken "halkı ka-
rar mekanizmasına sokacak reformlar"dan söz açı-
yor.
Dediği şu: "Siyasi partiler ve seçim yasalannı de-
ğiştirip demokratik hale getirin. Milletvekili dokunul-
mazlıklannı stnıhayın. Sonra bızden uzlaşma ve des-
tek isteyin".
Kuşku yok; bugünkü Başbakan ve ortaklanyla bu
istekler olmayacak duaya amin demek gibi bir şey!
Iktidarçevreleri Meral'in ve benzeri önerilerin ken-
di dünyalanna dönük popülizm olduğunu öne süre-
bilirier.
Ne ki; Dışişleri Bakanı Cem'le Devlet Bakanı Der-
viş'e ABD'nin "siyasal reformlan" gerçekleştirmemi-
zi salık verdiğini içeren söylemler yine gundemde.
Anımsayacaksınız, ABD Hazine Bakanı Paul
O'NeiH'ın Derviş'le görüşmesinde aynı konuyu ele al-
dıgı bildirildi, yalanlanmadı. Ancak ekonomi bakanı-
mız ilk basın toplantısında O'Neill'laTürkiye'nin iç si-
yasası ile ilgiti konuşmalara girmekten özenle kaçın-
dığını açıkladı.
îçimizden yükselen bu yöndeki isteklerie dışımız-
dan geten benzeri öneriler aynı kapıya çıkıyor
Bu hükümetle ağır koşullann altından kalkmamız
olanaksız.
Halkın hükümete güven duymadığını anlamak için
kahvehanelerde, çarşılarda, yollarda şöylesine yürü-
mek yeterli..
Tabii anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul
zurnaaz!
Orhan Erinç TGC
Başkanlığı'na seçildi
İstanbul Haber Servisi
-Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti (TGC) Başkanı
NaJl GûreK, görevinden
istıfa ettı. TGC Yönetim
Kurulu, oybirliği ile Gü-
reli'nin istifasıyla boşa-
lan başkanhğa, gazete-
miz yazan Orhan Erinç'i
seçti. Erinç, TGC Baş-
kanlığı'nın hem sorunlu
hem de onurlu bir görev
olduğunu söyledi.
Gûreli, yaptığı açıkla-
mada, TGC'de 6 yıl yö-
netim kurulu üyeliği, 7
yıl da başkanlık olmak
ûzere 13 yıl görev yaptı-
gını belirterek görevin-
den aynlma gerekçesini
özete şöyle açıkladı:
"Ben toplumlarda nö-
bet teğişimiııi, kauhmcı-
hğı, temokrasryi, yenfleş-
mey, gençleşmeyi savu-
Bagctdim. Kendi haya-
tmka da bu kurumda da
bonun uygulaıunasından
yanaynn. O nedenle bı-
rakma karan akfam. 2 Ni-
san'da aynlacağmu söy-
lemistim. Arkadaslanm
da aytar öncesinden bib-
yoriardL 2 Nisan geldi ve
aynhyonım."
Nail Güreli'nin istifa
karan ûzerine bir araya
gelen TGC Yönetim Ku-
rulu, oybirliğiyle Orhan
Erinç'i TGC Başkanlı-
ğı'na seçti.
Nail Gûreli, Orhan E-
rinç, Seçkin Tûresay; Tur-
gay Olcayto, Şaldr Süter,
Leyia Tavşanoğlu, Umur
Talu, Cengiz Erdil, Or-
han Ayhan, Zafer Atay ve
Necati Doğru'dan oluşan
yönetim kurulu, Seçkin
Tûresay'ın TGC başkan-
vekilliğine, Umur Ta-
lu'nun başkan yardımcı-
lığına getirilmesinı ka-
rarlaştırdı.
Depoda yangın: 6 ölü
İIMİT (Cumhuriyet)
- Innit'in Gündoğdu
bölşesindeki kalıcı ko-
rnıtara doğalgaz hattı
döşsyen şirketin işçileri-
ninyemek yediği depo-
Aa. akan yanguıda 6 işçi
5ldi, 3 işçi de yaralandı.
Yaogının, işçilerin ısın-
ma: için yaruk yağ yak-
tıklrı sobaya benzin
dö>lmeleri sonucu çıktı-
Şı telirlendi.
S>guk ve yağışlı hava
neeniyle depoya girişte
k&pngi kapayan ve öğ-
Le «meği için toplanan
ışçer, ısınmak amacıy-
la sbadayanıkyağyak-
tılar. Havanın soğuk ol-
ması nedeniyle, işçiler-
den biri alevi azalan so-
baya bidonla benzin
dökmek istedi. Ancak,
bir anda parlayan alev-
ler deponun içini sardı.
Panık içinde dışanya
kaçmak isteyen işçiler
kepenk kapalı olduğu
için içeride mahsur kal-
dılar. Dışan çıkamayan
işçilerden Durdu Ispir
(40), Ramazan Çiğdem
(18), Tevfık Bozknrt
(19), Halfl TekeB (40),
Hasan AHm (35) ve Cu-
ma Tüğrul (23) yanarak
öldü.
Diııç Bilgin tutuldandıtstanbulHaber Senisi-Tasar-
ruf Mevduatı Sigorta Fonu'na
devredilen Etibank ile ilgili yü-
rûtûlen soruşturma kapsamında
gözaltına alınan bankanın eski
sahibi ve Sabah gazetesi ile atv
televizyonunun bağlı olduğu
Medya Holding Yönetim Kuru-
lu Başkanı Dinç Bflgm, İstanbul
DGM Yedek Hâkimliği'nce tu-
tuklanarak Kartal Özel Tip Ce-
zaevi'ne konuldu. Bilgin'in oğ-
lu Önay BUgin serbest bırakıhr-
ken aynı soruşturma kapsamın-
da aranan Interbank'ın eski sa-
hibi ve eski milletvekili Cavit
Çağjar ile Etibank'rn eski yöne-
tim kurulu üyesi Zeld Cnal hak-
kında da gıyabi tutuklama kara-
n çıkartıldı.
Etibank'rn eski Yönetim Ku-
rulu Başkanı Dinç Bilgin, eski
Yönetim Kurulu üyesi olan oğ-
lu Önay Bilgin ve eski Genel
Müdür îsmail Hakkı Karakaya,
dün îstanbul Malı Şube Müdür-
lüğü'ndeki sorgulannrn tamam-
lanmasının ardından yoğun gü-
venlik önlemleri altında dün is-
tanbul DGM'ye getirildi.
DGM'de mahkemelerin bulun-
duğu bölümde yer alan ve giriş
çıkışlan bahçeden gerçekleştiri-
len Adli Tıp Kurumu DGM Şu-
be Müdürlüğü de "Havanın so-
ğuk olduğu" gerekçesiyle geçi-
ci olarak savcılık bölümündeki
müfettiş odasına taşındı. Böyle-
ce gazetecilerin savcılık katuıa
çıkartılan Bilgin'ler ve Karaka-
ya'yı görüntülemesi engellendi.
Savcı Ercan Cengiz tarafından
sorgulanan Dinç Bilgin, tutuk-
lanması istemiyle tstanbul 6
No'lu DGM Yedek Hâkimli-
ği'ne gönderildi. DGM Yedek
Hâkimliği'nin "Çete oluştura-
rak bankanın içini boşattmak",
"Dolandıncıhkr
ve "Zimmer
suçlanndan tutuklanmasını ka-
rarlaştrrdığı Dinç Bilgin, gri
renkli ve camlan siyah bir mini-
büse bindirilerek Kartal Özel
Tip Cezaevi'ne gönderildi.
DGM Yedek Hâkimliği, aynı so-
ruşturma kapsamında aranan tn-
terbank'ın eski sahibi ve eski
milletvekili Cavit Çaglar ile Eti-
bank'rn eski yönetim kurulu
üyesi Zeld Ünal hakkında da gı-
yabi tutuklama karan çıkarttı.
Savcı Cengiz, Bilgin'in oğlu Ö-
nay Bilgin ve îsmail Hakkı Ka-
rakaya'yı ise mahkemeye sevk-
lerine gerek görmeden serbest
bıraktı. Aynı soruşturma kapsa-
mında Cavit Çağlar'ın oğlu
Mustafa Çağlar'ın ise Mali Şu-
be'deki sorgusu devam ediyor.
Bilgin ile yönetim kurulu
üyeleri, KKTC'de kurulan ve
Etibank'rn kardeş bankası oldu-
ğu iddia edilen Nevvyork Offs-
hore Bank'tan 92 trilyon lirayı
hortumlamakla suçlamyor. Bu
paranın, Etibank'tan New York
Off-Shore Bank'a gönderiliyor-
muş gibi gösterilerek Bilgin'e
ait şirketlere aktanldığı iddia
edildi.
Y e n i b i r s o r u ş t u r m a m ı ?
DGM Savcısı
Yüksel BDDK'de
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eski sahibi \ahya Miırat
Demirri tarafından hortumlanan Egebank'a yönelık
soruşturmayı yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı
Nuh Mete Yüksel, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu'na (BDDK) giderek kurul üyesi Kemal Çevik ile
görüştü. Eski BDDK Başkanı Zekeriya Temizd'in Yüksel'i
ziyaretinin ardından Egebank operasyonu için "düğmeye*
basılmışrı. Yüksel, görüşmeyi "nezaketrivareti" olarak
nitelendirirken ziyaret "Bankaiara ywıefikyeni bir
sonışturma çahşması mı yürütülüyar" sorusunu gündeme
getirdi. Yüksel, görüşmenin Egebank sorusturmasıyla ilgisi
bulunmadığını belirtti. Savcı Yükserin BDDK üyesi Kemal
Çevik ile görüştüğü öğrenildi. Temizel, Egebank
* sorusturması öncesinde Yüksel'i ziyaret etmiş, DGM'den de
aynlırken gazetecilerin sorulanna "Nezaket ziyareti"
yarutını vermekle yetinmişti. Bu görüşmeden çok kısa bir
süre sonra operasyon başlatılrruş ve 9. Cumhurbaşkanı
Sdkvman Demirel'in yeğeni Murat Demirel, sahibi olduğu
Egebank'ı "nortumladığr gerekçesiyle tutuklanmıştı.
Caripoglu duruşmaya getirilmedi
Sümerbank
davasında 3 tahliye
tstanbul Haber Servisi - Fona devredilen Sümerbank'ın
içini usulsüz kredilerle boşalttıklan öne sürülen bankarun
eski sahibi Hayyam Garipoğlu ile kardeşlerinin de
aralannda bulunduğu 38 sanığın yargılanmasma başlandı.
%:eteoluşturarak bankanın içini boşalrrnaktan'' 2017 yıla
kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanan Hayyam
Garipoğlu ve kardeşlen. tutuklu bulunduklan Kartal
Cezaevi'nden personel yetersizliğı nedeniyle DGM'ye
getirilemediler. Sanıklardan Ali Resul Ergeç, BüJent
Gökhan Günay ile Osman Karabağ ise ilk duruşmada
tahliye edildi. istanbul 3 No'lu DGM'deki duruşmaya,
Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu olan Ali Resul Ergeç ile
tutuksuz sanıklardan Burhan Taştan, Ali Aydın, Yaşar
Kcçeü, Fahri Bahçrvanoğlu, Metin Berk. Tüğrul Hüseyin
Mataraa ve Omer Caf katıldı. Mahkeme heyetı, dosya
kapsamı ve delil durumuna göre Ali Resul Ergeç, Bülent
Gökhan Günay ile Osman Karabağ'ın tutuksuz
yargüanmak üzere tahliyesine karar vererek oturumu
erteledi.
Papandreu
9
dan Barış ıııesajı
• Baştarafi 1. Sayfada
Askeri alanlarda korku yarat-
mak yerine işbuüğine gktetinT
diye konuştu.
Papandreu, 5-6 Nisan tarihle-
rinde Ankara' ya yapacağı ziya-
ret öncesı Türkiye'den bir grup
gazeteciyi davet ettiği özel top-
lantıda Ankara'ya ve Türk hal-
krna mesajlar verdi.
•Kriz blzl de etkHedl'
Papandreu, Cumhuriyet, Hür-
riyet, Sabah, Milliyet, Radikal
gazeteleri ile NTV, Kanal D ve
CNN Türk'ten yönetici ve ya-
zarlann katıldığı toplantıda
2000 Kasım ayından bu yana
Türkiye'de yaşanan ekonomik
krizin Yunanistan'a da zarar
verdiğini söyledi. Bu tür krizle-
rin değişim için bir firsat oldu-
ğuna dikkat çeken Papandreu,
şöyle konuştu:
"Biz de olumsuz etkilendik.
Türk ekononüsinin güçhı ve is-
tikrarh olması bizim de çıkan-
mıza. Kriz, Yunan pariamento-
sunda da gündeme gekü Hiçbir
parti buna sevinmediği gibi hep-
si de kaygdanm ve iyi dilekkrj-
ni ifade ettL Yunan işadamlan,
Türkiye'de > aünm ve ortak üre-
time ghmek istiyor. Eskiden bi-
rimizin kaybı diğerinin kazana
sayıhrdı; şündi kazanırsak bir-
likte kazanacağunızı görüyo-
ruz."
Türkiye ile Yunanistan ara-
srndaki ilişkilerin normaUeşme-
ye başladığı son 1,5 yıl içinde
"çok yol ahmfıgmı* vurgulayan
Papandreu, "daha önce büyük
bir olay olarak kabul edilen te-
masiann şündi rutin hale geldi-
ŞnF belirtti. Diyalog ve temas
ile karşılıkh hassasiyetlerin be-
lirlenebildiğini ve sorunlann
üstesinden gelraenın kolay laştı-
ğını vurgulayan Papandreu, bu
çerçevede çok sayıda olumlu
sonuç alındıgını söyledi. Türki-
ye ile Yunanistan arasında ge-
çen yıl imzalanan dokuz anlaş-
madan yedisinin Yunan Parla-
mentosu tarafindan onaylandı-
ğım da anımsatan Papandreu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anlaşmalar oybirtiğiyle
onaylandı. Bu çok olumlu bir
işaret Ankara ziyaretimde, bu
anlaşmalann uygulanması ve
öngördükleri işbiıüği alanlan-
na Uişkin değerkndirmelerde
bulunacağız. Aynca iküi iSşld-
ler ve çok tarafh iBşküer de gün-
demimizde olacak, Bunun dışm-
da Ege'de güven artnncı önlem-
ler, Kıbns, AB ve Balkanlar'da
işbiıüği konulanm ele »laragry-"
Tatblkat takviml
Türkiye ile Yunanistan ara-
sındaki "ryikomşuluk" ilişkile-
rini geliştrrme sürecinde Ege'de
güven arttmcı önlemleri konu
alan diyoloğun devam ettiğine
dikkat çeken Papandreu, Tüki-
ye ve Yunanistan'ın NATO nez-
dindeki daimi temsilcileri tara-
fından yürütülen görüşmelerde
olumlu sonuçlar ahndığını açık-
ladı.
Karşılıklı olarak iki ülkenin
yapacaklan tatbikatlann takvi-
mi konusunda birbirlerini bilgi-
lendirmeye karar verdiklerini
anlatan Papandreu, aynı bölge-
de ve aynı zaman dilimi içinde
tatbikat yapmama konusunda
da anlaştıklannı ve bunun iyi
bir gelişme olduğunu söyledi.
"Sonuç elde etmek için acele
edibnemesi ve sürecin zorian-
maması gerektiği" görüşünde
olduğunu kaydeden Papandreu,
"yapıa ve çözüme dönük bir
yaklasım" içinde bulunulması
gerektiğini ifade etti.
•sabretmellylz' ,
Papandreu, alınan sonuçlann
kalıcı olması gerektiğini söyle-
yerek "Acelejle alınan kararlar
kahcı olmayabinyor. Kamuoyu-
nu tatmine dönük bir vaklaşım
yerine sağlam temeiler oluştur-
mayı hedefleyen bir vaklaşım
doğnı olamdır. Bu yol zaman
alacak, aynca yol boyunca çeşit-
h' zorhıklarla. iniş çıkışlarla kar-
şüaşacağız. Ancak, de\ am ctme-
Ihiz. Kahcı sonuçlar alabümek
için sabretmetiyiz" dıye konuş-
tu.
Papandreu, iki ülke polisinin
işbirliğinin olumlu sonuçlar
verdiğine, ikili ticarette ve tu-
rizmde büyük artış olduğuna da
dikkatı çekti. Türkiye ile Yuna-
nistan arasındaki yakınlaşma-
nın geldiği noktamn, "Türk ve
Yunan halklarmm eseri" oldu-
ğunu belirten Papandreu, halk-
lann dostluk ve işbirliği isteği-
nin bugün yaşanan süreci getir-
diğini söyledi.
AB üyellfll fırsaf
Yorgo Papandreu, AA'ya
yaptığı açıklamada ise Kıbns
Rum Kesimi'nin AB üyeliği-
nin, "bazı çevrelerin yaklaşımı-
nm aksine bir firsat oluşturdu-
ğu kanısında olduğunu" söyle-
di. Papandreu. Kıbns sorunu-
nun "uluslararası bir konu" ol-
duğunu ve buna ilişkin BM ve
AB kararlan bulunduğunu be-
lirtti. Bu kararlann olası bir çö-
züm için bir çerçeve sunulduğu-
nu savunan Papandreu, Kıbns
konusunun AB için önceükli ol-
duğunu, bir Türk-Yunan ikili
sorunu olmamakla birlikte iki-
li ilişkileri etkiledıgini ifade et-
ti.
"Kıbns sorununun Türid-
ye'nin uhıslararası toplumlauiş-
ldlerinde sürekh' önüne gelen bir
konu olduğunu ve Arina'nın da
her zaman gündeminde buhın-
duğunu" kaydeden Papandreu,
şunlan söyledi:
"Kıbns'ı bir örnek olarak su-
nabinriz. KıbnshTürkve Rum-
lann iyi ifişkilerini dünyaya gös-
terebüiriz. Kıbns'ı özgür bıra-
karak kendimizi de özgür küa-
biUriz. Kıbns'ın AB üyeliği ile
Türkçe AB'nin resmi dili oldu-
ğu gibi Kıbnsh Türkkr AB'nin
karar mekanizmalannda yerle-
rini alacaklar. Bu. Türkiye için
de olumlu bir gelişme. Yapıcı ol-
mahyız. GeUn, sorunlara eski-
nin değil. geleceğin gözlükleriy-
lebakahm."
Türkiye'nin hazırladığı Ulu-
sal Program'a da değinen Pa-
pandreu, bunun Türkiye için,
diğer AB adaylan açısmdan ol-
duğu gibi bir başlangıç noktası
olduğunu belirtti. Prograrmn
Katıhm Ortaklığı Belgesi doğ-
rultusunda ele almacağını ve
AB mekanizmalannca değer-
lendirileceğini belirten Papand-
reu. "Bu karşıhkh bir ortakhk
UiştdsL Karşıhkh sonımluluklar
var ve hiçkimsenin hiçkimseye
bir şey dikte etmesi söz konusu
değil. Bu, adun adım Derieyen
bh" süreçtir
T
' dedi.
Türkiye'nin Avrupa yolunda
ılerlemesinin tüm bölge ülkele-
ri ve Yunanistan için büyük
önem taşıdığını vurgulayan Pa-
pandreu, AB'nin Kıbns örneği
tarihi problemleri aşmak için
bir fırsat yarattığı görüşünde ol-
duğunu bildirdi.
Doğuş Grubu Başkanı Şahenk öldü
tstanbul Haber Servisi-
Doğuş Holding
Yönetim Kurulu
Başkanı Ayhan Şahenk,
yakalandığı hastalıktan
kurtulamayarak dün
akşam istanbul'da
yaşamını yitirdi.
Osmanlı Bankası ve
Garanti Bankası 'nın
sahibi, NTV
hissedarlanndan
işadarm Ayhan Şahenk,
dün sabah saatlerinde
rahatsızlandı. Şahenk,
Metropolitan Florence
Nighringale
Hastanesi'nin yoğun
bakım ünitesinde tedavi
altma alındı. Şahenk,
burada yapılan tüm
müdahalelere rağmen
saat 22.20 sıralannda
öldü. 72 yaşmda
yaşama veda eden
Şahenk, bir yıldır
ABD'de düzenli
aralıklarla tedavi%
görüyordu.
Ayhan Şahenk, 11
Haziran 1929 tarihinde
Niğde'de doğdu.
Şahenk, 13 Mart 1950
yılında Doğuş
Grubu'nun ilk
temellerinı artL Grup,
Şahenk'in önderliğinde
inşaat, bankacılık,
turizm, iletişim, gıda,
otomotiv alanlannda
yatınmlarda bulundu.
Şahenk, 5 Haziran
1992 yılında "Ayhan
Şahenk Vakfi"nı kurdu.
Vakıf birçok yerleşim
merkezinde okullar
inşa ettirdi, okullar ve
öğrencilere de
malzeme yardımında
bulundu. 1997yılında
uygulanmaya başlanan
Halk Sağlığı Programı
çerçevesinde mobil
sağlık araçlanyla alt-
sosyo ekonomik
yörelerdeki ilköğretim
öğrencileri ve bölge
fertlerinin yararlandığı
sağlık programlan
sundu. Vakıf, spor,
kültür, sanat
alanlannda da birçok
girişimin önderliğini
yaptı. Şahenk. iki
çocuk babasıydı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Ikinci aşama, olumsuzluktan çıkış için kısa süre-
de bir yol bulunup bulunmayacağını anlama döne-
miydi. Zarann büyük olduğunu gören her kesim, ya
daha kötüsü olursa, hiperenflasyon yaşanırsa" kor-
kusuyla ciddi bir çıkış yapmamayı yeğledi. İşçi sen-
dikalanndan muhalefet partilerine kadar tüm taraf-
jar, nefeslerini tutup hükümetin atamadığı adımlan
iziediler.
Bu, üç hafta kadar sürdü...
Üçüncü aşama, hükümetin her şeyi Kemal Der-
viş'e yüklediğini gören ekonominin ve sosyal yaşa-
mın taraflannın koalisyon ortaklanna gidip kısa sü-
rede bir şeyler yapılması için girişimlerde bulunma-
sıyla başladı.
Bu, bir hafta sürdü. Geçen haftayı üçüncü süreç
olarak değerlendirebiliriz...
Dünden itibaren dördüncü süreç başladı. Buna
"krizden çıkış arayışlannı ararken aynşma" da diye-
biliriz.
Bizce bu dönem tehlikelerie ve fırsatlarla dolu.
Tehlike yönü şu; öncelikie muhalefetin hükümete
tanıdığı süre bitmiş görünüyor. Herhangi bir partinin
belde başkanının konuşmasından etkilenen borsa-
dan ürken siyasi partiler, çöküş sürecinde tuzunuz
var, demesinlerdiye "temkinli" konuşuyoriardı. Kor-
kanz, "tam- kinli" konuşma dönemine girmeye ha-
zırlanıyorlar. Bunun nedeni, hükümetin krizden çıkış-
için güven verici adımlar atamaması ve muhalefet
partilerine tabanlanndan baskı gelmesi...
Esnaftan tüccara her kesimin sokağa döküldüğü-
nü gören muhalefet, "mikrofonu benden" deyip
meydanlara çıkma karan aldı.
Aynı şekilde işçi-memur sendikalan ve işveren ku-
ruluşlannın da hükümete karşı takındıklan "beklen-
tili tavır" değişme eğilimine girmiş bulunuyor. Hükü-
metin kucaklayıcı, inandıncı tavır takınamaması ha-
linde kitte örgütleri kendi içlerinde değişik tepki grup-
lanna bölünecekler. Bir kısmının tepkisi sert olabilir,
ötekiler bu sertliğe paralel olarak biçimlenecektir...
Program arkadan gelsin
Ikinci bölümde yukandaki değeriendirmeleri ta-
mamlayan bir başka unsura deginelim:
Bilım adamlanndan muhalefet partilerine kadar her
kesimin iki elin parmaklannı dolduracak programı var.
Ama hükümetin yok!
Şubat sonunda, "bağımstz sosyal bilimciler-ıktisat-
çılar" bir araya geldi. Çözüm önerilerini "ulusal eko-
nomi" başlığı altında kamuoyuna sundu.
önerilerin omurgasını, neo-liberal polrtikalann terk
edilmesi ve planlı, üretime dayalı ekonomiye dönül-
mesi oluşturuyordu. Sosyal bilimciler, kısa vadeli ya-
bancı sermaye giriş-çıkışına da dikkat çektiler.
Emek Platformu martın son haftası bir araya gel-
di. Sosyal bilimcilerin önerilerine, yolsuzluk ve kayıt
dışı ekonomi boyutunu da ekleyerek bir program
oluşturdu.
Siyasi partiler de benzer adımlar attılar. CHP, öne-
rilerini kamuoyuna açıkladı. FR bugün bir basın top-
lantısıyla partisinin çıkış programını açıklayacak.
Hükümet cephesinde ise hâlâ, olmayan programa
destek arayışı var. Bakanlar Kurulu'nun dünkü top-
lantısından da somut, "programımızın ana hatlan şu-
dur" biçiminde bir metin çıkmadı. Bunun yerine,
programın unsurlan arasında yer aldığı söylenen ka-
rarlar açıklandı.
Biz yürüyelim, program arkadan gelsin...
İçinde bulunduğumuz durumun gerçek gösterge-
lerinden bıri de şu: s ^k
Hükümet bütçe yapamıyor! ^
Bütçe Yasası'nda degişiklik yapılarak borç faizi
ödemelerinin bütçe dışında tutulması planlanıyor.
Yakın dönem için ek bütçe yapılsa bile yıl sonun-
da bir ek bütçenin daha gerekeceği yorumlan var. Ya-
ni hükümet, eke eke gidiyor...
Ankara'daki görünümü şöyle özetleyebiliriz:
Bir tüneldeyiz ve ileride ışık görünüyor. Işık, çıkış
mı yoksa karşıdan gelen tren mi, henüz belli değil!
ankcum@ttnetnettr
Ağdoşh öldüren
polislere beraot
İstanbul Haber Servi-
si - Alibeyköy'de 5 yıl
önce Kurtuluş gazetesi
satarken 17 yaşındaki li-
se öğrencisi frfan Ağ-
daş'ı sırtmdan vurarak
öldüren sanık polisler
beraat etti. Adli Tıp ra-
poru ve polis telsizi ile
Ağdaş'ın silahının ol-
madığı ve polis ile Ağ-
daş arasrnda çarışma ya-
şanmadığı karutlanması-
na karşm polislere,
"meşru müdafaa (hakh
savunma) sınırlan içeri-
sinde suçu işledikleri"
gerekçesiyle ceza veril-
medi.
Eyüp 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndeki otu-
ruma, 12 yıla kadar ha-
pis istemiyle yargılanan
tutuksuz sanık polisler
Abdurrahman Yolcu,
Birol Mıdık ile Aytekin
Kavhan katılmadı. Mü-
dahil avukatı Behiç Aşçı,
davada toplanan tüm de-
lillerin olayın yargısız
infaz olduğunu kanıtla-
dığını belirterek "Polis-
ler, yaşanan çatişma sıra-
sında Ağdaş'ı sırrından
vurduklannı söylediler.
Olay sırasmdaki polis tel-
sizi çözümünden de po-
hslerin, elindepoşet olan
birinin kaçması üzerine
ateş ederek bu kişiyi ya-
raladıklan, silahh salduı
anlanuna gelen '502 ko-
numu' ndan ise sözetme-
dikleri ortaya çıkb" di-
ye konuştu.
Mahkeme heyeti, sa-
nık polislerin "meşru
müdafaa" (haklı savun-
ma) sınırlan içerisinde
Ağdaş'm ölümüne ne-
den olduklan gerekçe-
siyle beraatlanna, polis-
lerin suçta kullandıklan
silahlann incelenmesine
de gerek olmadığına ka-
rar verdi.
Şeriotçiya ölüm cezası
• Baştarafi 1. Sayfada
"IBDA/Cnin benimle il-
gisi yoktur. İBDA/C diye
bir örgüt yoktur. Olsa
dahi İBDA Ue tBDA/C
birbirinden ayndn*" de-
di. Erdiş'in avukatı Ah-
met Arslan da, müvekki-
linin "tîkiradamı" oldu-
ğunu savundu. Mahkeme
heyeti, Salih Izzet Er-
diş'i, TCK'nin 146/1.
maddesi uyannca "Ana-
yasal düzeni silah zoruy-
la degiştirmeye kalkış-
mak" suçundan ölüm ce-
zasrnaçarpnrdı. Kararda,
sanık hakkında indinmi
öngören TCK'nin 59.
maddesinin uygulanma-
sma yer olmadığı ifade
edildi. Mahkeme heyeti,
Sadettin Ustaosmanoğlu
ile Mehmet Fazıl Aslan-
rürk'ün de, TCK'nin
168. maddesi uyannca
"Yasadışı örgüt üyesi ol-
mak" suçundan 18'eryıl
ağır hapis cezasına çarp-
tınlmalarını kararlaştırdı.
Hüsnü Göktaş'ın dosya-
smın Şartla Sahverilme-
ye, Dava ve Cezalann Er-
telenmesine Daır Kanun
gereğince ertelenmesine
karar verdi.