19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3NİSAN2001 SALI CUMHURtYET SAYFA EKONOMI / [email protected] 13 lim TÜPkiye'ye • MOSKOVA (AA)- Dünya Bankası'nın, Avrupa ve Orta Asya'dan sorurnlu Başkan Yardımcısı Johannes Linn, Türkiye'ye gidecek. Dünya Bankası Moskova Ofisi'nden edinilen bilgiye göre Linn, 4 Nisan tarihinde Moskova'dan Türkiye'ye hareket edecek. Linn Moskova'ya bir önceki gün geldi. Alman firmadan Ege'ye yaümm • İZMtR (AA) - Alman inşaat malzemesi üreticisi ME Fasersysteme fîrması, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Tamer Taşkın ile ortaklık yaparak lzmir'de bir fabrika kurmaya hazırlanıyor. Vatanöaş 'ekonomisr oldu • KONYA(AA)- Ekonomide yaşanan son gelişmeler, herkesi "ekonomist" yaptı. Evde, işyerinde, hatta cadde ve sokaklarda dahi ekonomiye ilişkin karmaşık deyimler telaffuz edilirken risk analizleri yapılıyor. Bilgisine başvurulan oda başkanı, bakkal, esnaf ve vatandaşlar, ekonomi hariç, diğer sorunlann tamamını ertelediklerini belırtirken "Mali göstergeleri yakından izlemeye mecburuz." dediler. İki milyar dolar ticaret hacmimiz olan Yunanistan'daki Ticaret Müşavirliği 6 aydır boş Fırsat ilgtsizlikteıı kaçıyorMURATtLEM ATİNA- Türkiye ile Yunanistan ara- smda Marmara depremi sonrasında başlayan iyi ilişkiler, karşıhklı ticaret hacmine de yansırken, önemli ekono- mik firsatlar da ihmalkârlık yüzünden kaçıyor. Bu çerçevede Türkiye'nin Atina Bü- yükelçiliği Ticaret Müşavirliği'ne yak- laşık alh aydan bu yana atama yapılmı- yor. Bilinmeyen sebeplerden dolayı ata- şe ve müşavir atanmayan Atina Büro- sunun iç hacmi tamamen sıfirlanmış durumda. Türk ve Yunanlı işadamlannın karşı- lıklı bağlantı yapabilmek için başvur- duklan Ticaret Müşavtrliği'nde sadece • Yoğun çabalar sonucu önemli bir ticari potansiyel vaateden Yunanistan'la iş yapmak isteyenler muhatap bulamıyorlar. • Töric ve Yunanlı işadamlannın karşılıklı bağlantı yapabilmek için başvurduklan Ticaret Müşavirliği'nde sadece sekreter görev yapıyor. sekreter görev yapıyor. Geçen yıllarda iki ülke arasındaki ti- caret hacmi altı yüz milyon dolar dü- zeyinde bulunurken, ekonomi bürok- ratlannın Atina'da yaptıklan çalışma- lar sonucu bu rakam ithalat - ihracat olarak bir milyar dolara, taşımacıhkta- ki navlunlar da bir milyar dolara ulaşa- rak toplam iki milyar dolarlık bir hac- me ulaştı. Söz konusu ticaret hacmini arttıracak iki ülke işadamlan aylardan bu yana Türkiye'nin Ticaret Müşavirliği'nde te- mas kuracak bürokrat bulamıyorlar. İşadamlan onlarca telefon ve faks çek- melerine rağmen muhatap bulamama- lanna büyük tepki gösteriyorlar. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ti- caret hacmi 20OO'de ikiye katlanırken, bu rakam turizm alanında üç katına çık- mıştı. Atamalan yapacak olan Dış Ticaret Müsteşan Kürşat Tüzmen'ın konudan haberi olmasına karşın, Yunanistan gi- bi Türkiye'ye yakın ve ticari fonksiyon- lan sağlıkh yürüyen ülkeye neden ata- ma yapılmadığı bilinmiyor. Geçen yıl temmuz ayı içinde Türki- ye'nin Atina Büyükelçüigi Ticaret Ata- şesi, ardından ekim ayı ortalannda tica- ret müşaviri görevleri sona erdikleri için Atina'dan aynlmışlardı. Bürokratlan- nıızın olduğu değerde artan ticari bağ- lantılannı, yaklaşık altı aydan bu yana işadamlan kendi girişimleri ile sürdür- meye çalışıyor. Bu konuda geçen günlerde kurulan Yunan - Türk Ticaret Odası ise taleple- ri kısıtlı olarak karşıhyor. AYINDIR HOLDİNG: Krizi olanaklanmızla aşmaya çalışıyoruz Ekonomi Servisi - Bayındır Holding, Vakıfbank vasıtası ile Romanya'daki bankasına gönderdiğı paranın iddia edildiği gibi 150 milyon dolar değil, 35 milyon dolar olduğunu bildirdi. Bayındır Holding, 31 Mart Cumartesi günü bazı gazetelerde "Bayındır Gnıbu'nun Romanya'daki bankasına likit sağlamak amacıyla Yakıibank'ın gruba ait bazı mallan 150 milyon dolara satm alarak Romanya'ya transfer ettiğj ve bunun Devlet Denetkme Kurulu taranndan inceiemeye ahndığı n na ilişkin haberlerle ilgili olarak yazılı bir açıklama yaptı. Bayındır Holding, Romanya'daki bankası Banca Turco Romana'da ortaya çıkan krizi kendi kaynaklan ile çözmeye çahştıklan, değeri üzerinde veya baskı ile satış yaparak hiçbir kişi ve kuruluşu mağdur etmedikleri açıklamasında bulunarak şöyle denildi: "Bayındır Holding, sorunu kendi kaynaklan ile çözmeye çalışmış, değerinin üzerinde veya baskı ile saüş yaparak hiçbir kişi ve kuruluşu mağdur etmemiştir. Bu saüşlardan elde edilen paralardan Romanya'ya sağlanan toplam kaynak 120 milyon dolardır. Bunun iddia edildiği gibi 150 milyon dolar değil, sadece 35 milyon dolan Vakıilar Bankası ile gönderilnuştir." ı Swissair zarar açıkladı Ekonomi Servisi - İsviçre havayollan şirketi Swissair geçen yıl 1.7 milyar dolar zarar ettiğini acıkladı. Swissair daha önce de Türk Hava YoDan'na talip olduğunu befirtmiş, ancak daha sonra Svvissair'in Başkanı PhiKppe Bruggjser'in istifa etmesi sonucunda, şirketin büyüme stratejisinden vazgeçfldiği belirtilmişti. Swissairin 1.7 müyar dolarhk zanuı nedenrvleyapdan açıklamada zarann, şirketin ortak olduğu BekJka, Fransa ve Alman hava>olu şirketlerinin yakıt fryatlanndaki arnştan kaynaklandığı ifade edüdi. Havayolu şirketinin yanhş genişleme stratejisiyle geten zarannı ancak 5 yılda düzeitebileceği belirtiklL Swissair'in ortak olduğu Sabena'dan 325 milyon Euro, Franaz AOM 600 miryon İsviçre Frankı, Air Yiberte ve Air LntoraTdan da 224 milyon Euro zarar etüği açüdandı. PHILİ Philip Morris/Sabancı DUYURU ŞİRKETİMİZİN TORBALI SİGARA FABRİKASI'NDA İMAL EDİLEN ÜRÜNLERİNİN PERAKENDE SATIŞ FİYATLARI, 2 NİSAN 2001 PAZARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN AŞAĞIDAKİ GİBİ BEÜRLENMİŞTİR: MariboroLightsiOO's Y f f J I P A K E T F I Y A T i ™ I S K I P A K H F I Y A T 1.250.000 TL 1.250.000 TL 1.150.000 TL Mariboro Lights Box 1.150.000 TL Partiament 100's 1250.000 TL Pariiament Special Box 1250.000 TL Pariiament üghts Special Box 1250.000TL ChesterfieldBox 800.000 TL ChesterfieldUghtsBox 800.000 TL L&M100's L&M Lights 100's L&MBox L&MUghtsBox PHILSA Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş. Özyıldız, görev zararlarıyla ilgili bilgi verdi Kamubankaları operasyonu Ekonomi Servisi - Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Ozyıkbz, kamu ban- kalaruun görev zararlannrn, devlet iç borçlanma senedi ihracı veya nakden ödeme yoluyla tasfıye edileceğini bil- dirdi. 2001 yıh iç borçlanma stratejileri konusunda degerlendırme- _ _ _ _ _ lerde bulunan Özyıldız, ka- mu bankalanna görev za- rarlanna karşılık olarak 1 yıl vadeli 3 ayda bir kupon ödemeli değişken faizde senetlerin ihraç edileceğini bildirdi. Özyıldız, görev zararlan için daha önce ihraç edil- miş bulunan yaklaşık 10 Hazine Müsteşar Yardımcısı, kamu bankalannın görev zararlanmn senet ihracı ve nakden ödeme yoluyla tasfîye edileceğini söyledi. katrilyon lira tutanndaki senetlerin de değişken faizli senetlerle değiştirileceği- ni açıkladı. Özyıldız, kamu bankalan operasyonu yapılmadığı takdirde, Hazine iç borç sto- ku, senede bağlanmamış görev zararla- n ve Fon'daki bankaların zararlannın yıl sonu itibanyla Gayri Safi Milli Hası- la'nın (GSMH) yüzde 74'ü olarak ger- çekleşeceğinin tahmin edildiği bildirdi. Değişken faizli senetlerin ikinci el piya- salarda kesin alım satıma konu olmama- sınm planlandığını belirten özyıldız, _ _ _ _ » . "Hazine, bütçe finansma- nmın gerektirdiği miktann üzerinde borçlanarak söz konusu senetlerin kupon ödemelerini gerçeldeştire- cek. Ve,veya senetferi erken itfa edecektir. Bankalann mali durumlaruun iyfleşti- ribnesineyönelik olarak ab- nacakönlemler sonrasında Hazine'nin iç borçlanma ihtiyacında aroş görükcek, ancak kamu sektörünûnpiyasalardan kullandığı top- lam kaynak, azahna eğüimine girecektir. Kamu bankalannın gecelik borçlandık- lan gözönünde nhmhğınrin, kamu sektö- rünûn borçlanma maüyetkri azalacak, vadeler uzayacaknr" açıklamasını yaptı. Bakan Yalova'dan yabancı sermayeye çağrı 'TürkiyeMeki değişîmi yalmzca izlemeyin' 850.000 TL 750.000 TL 850.000 TL 750.000 TL 800.000 TL 700.000TL 800.000 TL 700.000TL LONDRA (AA) - Özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı YükselYalova, Türkiye'nin özelleştirme uygulamala- rnıı yaparken kabuk değiştirdiğini ve değişim yaşadığını belirterek yabancı sermayeye de "bunu izlemek yerine, süreceaktif olarak kaühn" çağnsrnda bulundu. Investmentbank AG tarafindan dü- zenlenen "Türkiye'' konu- lu konferansa katılarak bir konuşma yapan Yüksel Ya- lova, dünyadaki ekonomik gelişmelerle Türkiye'deki özelleştirme çahşmalan konusunda Londra'daki iş, bankacılık ve finans çevre- lerine bilgi verdi. Soğuk savaş döneminin katı ve devletçi politikaları- nın yerini daha yumuşak ev- rensel ve bütünleyici de- mokrasiye bıraktığım belirten Yalova, dünya ekonomisindeki küreselleşme- nin farklı ticari bloklann oluşmasına yol açtığını ileri sürdü. Bu süreç içinde, özelleştirmenin top- lumlann ihtıyaçlannın daha ıyi karşı- Yüksel Yatova lanabihnesi ve devletin yeniden yapı- landınlması gibi önemli bir işlev üst- lendiğini de anlatan Yalova, dünyada- ki iktisadi bütünleşme eğilimine de dikkati çekti. iktisadi ve sosyal sınırlann giderek ortadan kalktığını kaydeden Yalova, "Bu durum, ülkeler arası karşıbkh menfaarJara dayanan dayanışma ve ba- ğımhlığı giderek artormış ve hiçbir toplumun ekonomik olarak kendini dış dünya- dan, uluslararası pazaıiar- dan soyuüayarak genşmesi- nin mümkün olamayacağı sonucunu doğurmuştur" dedi. Başan şansrnın, kültürel ve sosyal alanlar da dahil ol- mak üzere her alanda dışa açık ve rekabet edebilecek güçte bir toplum haline gel- mekte yattığını belirten Devlet Baka- m Yüksel Yalova, 21. yüzyılın küresel ekonomisinde yer ahnak isteyen dev- letlerin, ticaret ve ekonomideki varlık- lannı mutlaka sona erdirmeleri gerek- tiğı görüşünü savundu. tŞÇİMN EVBENİNDEN ŞÜKRAN SONER Örgütsüz Ölke Önceleri "bireysel örneklerdir" diyerek etkilen- memeye çalıştım. Giderek karşılaşma sıklığı artıyor. Şoförlerle artık ikili konuşmamaya özen gösteriyo- rum. Arna kamu araçlannı çok fazla kullanan biri olarak bireysel patlamalara tanıklık etmekten de kur- tulamıyorum. Insanlar kriz ve siyaset, günlük olup bitenlerden konuşmaya başladılar mı, ses tonlan çokçabukyükseliyor, öfke patlayıveriyor. Sonrasın- da "fpeasacaksın, hepsinisallandıracaksın.."türün- den söylemler geliyor. örgütlü olmadığı için bireysel odaklı, ama giderek toplumsal nitelik kazanan öfkenin odağında siyasi- ler, özellikle de vurguncular var. Sorunlanna çözüm üretemeyen, çıkış yolu bula- mayan bireylerin öfkesi giderek daha ürkütücü şid- det eğilimleri gösteriyor. Bilinçsiz öfke, trafik terö- ründen, incir çekirdeğini doldurmayacak konular için kaba güce dayalı kavgaya, hele de umutsuzlu- ğun odaklandığı konularda, adliye koridorlannda ör- neğin, adaleti kendi gücü ile yerine getirmeye kal- kışmaya yöneliyor. Yeni zamlarla, vergilerle karşı karşıya kalan işçi, esnaf, tüccar, doktor, hele de alacağı batmış, işten atılmış, geliri ile yaşamını denkleştiremeyen vatan- daş küfrü basıyor. Meslek örgütü anketine verilen cevaplardan öğreniyoruz kı, iş dünyasında sıkışan çoğunluk borcunu ödemiyor. İşten atmalarda ö[çu- süzlüğün, vicdansızlığın boyutlan karşısında ışvefen örgütleri uyanlar, çağnlar yapmak zorunda kalıyor- lar. Doğrusu 12 Eylül öncesi ortamında bile umutsuz- luk, bireysel öfke, siyasilerin gözden düşmesi bu yoğunlukta yaşanmıyordu. Belki sokaklarda terör baglantılı ölenlerin sayısı çok daha yüksekti. Ama galiba siyasi, hele de sendikal, demokratik örgütlü- lük göreceli de olsa daha saygın, anlamlı ölçekler- deydi. 12 Eylül'ün yasaklı düzeninin, küresel saldın ile buluşmasının sonuçlan: Siyasi partiler, sendika- lar, demokratik örgütlenmelerdekı sayısal üye kay- bı, çok daha önemlisi etik degerler üzerindekı tah- ribatı, değerier erozyonu bu boyutlara varmamıştı. Bugünün artı hanesine yazılabilecek tek olgu, 12 Eylül darbesine gönüllü, terör ortamının da tırmanı- şında rol oynamış kadrolann ortalıkta pek görünme- yişi. 28 Şubat süreci ile 12 Eytül'ü ayıran bu temel eğilim, askerlerin iktidar sorumluluğunu üstlenme- me niyeti. Bu, darbe tehdidini, korkusunu uzaklaş- tırsada, seçimleri, iktidar değişikliğini umutyapma- ya yetmiyor. Ecevit hükümeti altematifsiz kaldığın- da, Ecevit hükümetinin iktidar uygulamalanndan ca- nı yanan kitlelerin sığınacaklan siyasi partiler, sen- dikal, demokratik örgütlenmeler ortalıkta görünme- diğinde, yönlenemeyen öfke, umutsuzluk, ufuksuz- lukla besleniyor. Seçim anketleri parlamento içindeki bütün parti- ler için oy oranlannın baraj altına düştüğü sonuçla- nnı verirken parlamento dışında kalmış, umut olabi- lecek solun bu hali bir rastlantı olabilir mi? CHP'nin ihraçlar, tasfıyecilik ile başlayan, istifalarla ivme ka- zanan dağılması, ÖDP'nin içten içe kaynaması so- rumlulannı daha da sorumlu kılan bir sorumsuzluk, aymazlık değil mi? Şu işe bakın ki, bugüne kadar "ey/em"den uzak- lıklan, üyelerinden kopukluklan ile ün yapmış esnaf dernekleri, yerel ölçekte yaptıklan miting deneme- lerinde kitleleri toplayabiliyoriar. Eylem gündemi bi- raz daha genişletilip, esnaf sorunlannı aşıp "yoksul- luk ve yolsuzlukla mücadele" gibi bir boyut kazan- dığında, hele de yapıldığı yörenin demokratik örgüt- lenmelerinin katılımı ile gerçekleştirildiğinde, kalaba- lıklar hemen birkaç katına çıkıveriyor. Sendikalar ve demokratik kitle örgütleri ile parla- mento dışındaki sol partilerin katılımı ile zaman za- man gerçekleşen "Emek Platformu" çahşmalan he- nüz hazırlık, ısınma aşamasında iken, kendiliğinden katilım birden katlanıveriyor. "Kendiliğinden" kavra- mının altını çizmekte yarar var. Şu sıralarda genel olarak örgütlülüklerde gönüllülük, moral değerier pek işlemiyor. Sanki bir cadının negatif sihri örgüt- lenmeleri içten içe çürütmüş, işlevsiz, moralsiz kıl- mış bulunuyor. Bu nedenle de "şu şu sendikalar, şu şu örgütlerin katılımı ile" diye ilan edilen eylem ka- rarlan genel olarak o örgütlerin üzerinde çahştıklan etkinlikler anlamına gelmiyor. Katılım olursa kendi- liğinden oluyor. Yazının buraya kadarki bölümünden belki de so- runlann üstesinden eylemlerie ancak çıkılabilirmiş gibi bir eylem fetişizmi ızlenımı almadığınızı umuyo- rum. Aslında örgütlenmelerin yol göstericiliği, hak aramadaki etkinîikleri, işlevleri de olmadığında, ça- resizlik ve umutsuzlukla uzun süreli sesizliklerin ar- dından olabilecek patlamalara işaret etmek istiyo- rum. Demokrasinin kurum ve kurallan ile yaşatıla- madığı toplumlarda; Arjantin, Kore, hele Endonez- ya'da, Türkiye'de.. dönem dönem yaşanan, umut- suz, örgütsüz, kftlesel öfkenin yansımalan patlama- lann, sorunlan yansıtmanın ötesinde, çözüm getir- meye de pek yaramadıklan sayısız deneyimle sabit. Ancak kitlesel öfkenin darmadağın örgütleri aşıp toplumlan çözüm üretmeye yönelttiklerı deneyimler de az değil. Türkiye, bireylerin patlama noktasına geldiği, ör- gütlerin darmadağın olup rotalarını kaybettikleri bir süreci yaşıyor. Gelişmenin ne yönde olacağı ise he- nüz kestirilemiyor. sukransoner@ yahoo.com YUZDE 13-15 ORANLARINDA Sigaraya yine zam geldi Ekonomi Servisi - Marlboro, Pariiament, Chesterfield ve L&M sigaralanna dünden geçerli olmak üzere yüzde 13.34 ile yüzde 15 arasında değişen oranlarda zam yapıldı. Philip Morris Sa- bancı Sanayi ve Ticaret AŞ'nin üret- tiği sigaralardan en yüksek artışı, yüzde 15 ile Marlboro Box gördü. Marlboro Box ve Marlboro Lights Box'ın fiyatı 1 milyon liradan 1 milyon 150 bin liraya çıkarken Marlboro 100's ve Pariiament 100's 1 mi- lyon 250 bin lira, Chesterfield ve L&M Box'ın fiyatı 800 bin lira olarak belirlendi. Chesterfield Lights' ın fiyatı yüzde 14.29 oranında artarak 700 bin liradan 800 bin li- raya çıkarken L&M Lights 100's da yüzde 13.34 oranında artarak 850 bin liraya ulaştı. L&M Lights Box ise yüzde 14.29'luk artışla 700 bin lirada 800 bin liraya çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle