Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
IİSAN 2JDO1 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI
U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
îaştarufi 1. Sayfada
imiTV'lerdeki DSPKuruttayı'nı karşılayan prog-
ılaryavan mıyavan. Programı düzenleyenlerD-
'yie ilgili konu bulmakta zorlandılar.
lanılmasır» ki kavgalı gürüttülü birtoplantının öz-
ıi bu saptamalan yazdınyor.
Cimseter böylebiristeğin, dilegin peşinedüşrne-
Ama; bir parti, gelecek açısından üstelik iddialı
iddialı bir parti DSP. Zira ilgi çekecektek sloga-
"llk genel seçimde tek başına iktidar".
3eleceği böyletanımlayan birpartide kamuoyu-
n dikkatini çekecek tartışmalann, daha bugün-
den beğeni kazanacak yeni bir atılımın, ülkemi-
ı yüzyıllık hasreti "değişimin" \z\ yok.
Var olan tek gerçek; Bülerrt- Rahşan Ecevit iki-
inin tek şef buyruklu parti iktidan!
DSP ve CHP'de yönetim anlayışı farksız. "Ai bi-
v vur ötekine... Yazık oluyor solal"
Şu hale bakınız lütfen: (Aydın Miltetvekili) Sema
işkinsüt hanımefendinin erkek sesi yüksekJi de,
SP'de yaprak kımıldadı.
Yoksa yok! Ecevit'lere alkışiann dışında çrt yok.
•meğin halkımıza soralım; DSP'nin genel sekrete-
ninya da birkaç merkezyöneticisinin adını sûyte-
ebilir misiniz?
Doğru dürüst yanrt almanız olanaksız. Nedenini
'işkinsüt verdi: DSP'ye egemen olan "Kısır parti
ürokrasisi" dedi.
Yani Rahşan-Bülent Ecevit'in zorbabürokrasi an-
jyışı!
Sema Pişkinsüt'ün söylediği onca doğrular ara-
ında biri var ki doğrudan DSP'nin demokratik bir
«uti olmadı<Jını özetliyor, DSP'nin "parti gibi parti
)lması" gereğtnin altını çizerken "olmadığını" vur-
juluyor.
Parti gibi parti olmak ne demek? Birinci ve so-
ıuncu kural: Iki kişinin tutsağı olmamak!
Ecevit'ler varoldukçabu basit kuralın DSP'de iş-
eyeceğini sanmak, Türkiye'nin uzaya çıkacağını
jüşlemek gibi bir şey!
24 saattir iki soru akıllan kanştırryor. Ecevit'ler
Pişkinsüt'ün adaytığını engelleyecekler mi? Ya da
Pişkinsüt'ün Kurultay'da oy gücü nedir?
Beklemek lazım
Genel başkan adayı ilteri gezdiğini, "halkı mağ-
dur durvmdan şikâyetçi" gördüğünü söylerken
"parti tabanının da geleceğe umutla bakabilmek
için değişim istediğinden" söz edtyor.
Rahşan Hanım'ın cımbızla seçtiği, ama "deği-
şim" istediği rivayet olunan delegelerin kaçı, baka-
lım Pişkinsüt'e oy verecek?
Ecevit'ler "dikensizgülbahçesibirparti" kurma-
ya 1982'lerde karar verdiler.
12 Eylül darbesi, partilerin kurulmasına izin ver-
diği aylarda Ecevit'le Oran'daki evinde yapttğımız
gorüşmeterde "başsız kalan CHP'ye Ecevit'in siya-
set yasağı sona erinceye dek" geçici bir yönetim
bulunmasını gündemegetirdığimde, bugünün DSP
lideri -o günlerde CHP önderi- hırçın bir sesle,
"CHPdefterinikapadığını ve tabanda toplumun en
köçük birim ve bireylerinden başlayan bir yeni ha-
reketi organize edeceğini" söyledi.
Sadece bana değil, hemen arkamdan Ecevit'in
konutunagelen, Ecevit'in, sonradan kuracağı par-
tiye genel başkanlık önerdiği rahmetli dostum Uğur
Mumcu'ya da aynı yargılan yineledi.
Özenle belirttiği şuydu: CHP'deki hiziplerden
çekmediği kalmamıştı, aynı havayı tekrar soluma-
yi asla istemiyordu!
Dikensiz gül bahçesi DSP, böyle bir duygusallı-
ğın, böyle bir kararlılığın sonunda doğdu.
Madem ki kımıttısız bir Kurultay'da yenilik, deği-
şim umudu yok.. böytesi Kuruttay'ı konu almanın
anlamıne?
Amaç basit. Hemen her gün yazdığımız konula-
n; örneğin başansız hükümete örnekleri, Derviş'i,
dışa bağımlı dış-iç, tabii ekonomik siyasetleri, ara
bir konuyla hiç değilse bir gün erteiemek.
Ne de olsa olayın eğlenceli tarafı da var. DSP, ilk
seçimde yüzde 40'lar dolayırvda oy alarak tek ba-
şına iktidara gelecekmiş? Gülün gülün, ama unut-
mayın:
Aç tavuğun düşü, buğday amban!
AzizNesin cevizleri
çapolıyordu
• Baştarafi Arka Sayfada
"Dalgadergisibağım-
sız bir yayın kuruluşu-
dur. Her hakkı sakh de-
ğfldir.tçerikizinabnarak
ya da kaynak gosterik-
rek kuOanüabilir. Yaşa-
sm FotokopL Yaşasın
Kaos."
Yeğenimin ve dostla-
nnın yazılannı okuyun-
ca kendimi tutamadun
ağladım.
Editör yazısının bir
bölümûnde şunlan söy-
lemişler "ffizbuama-
tör yazuanmızı önceteri
kendi web sitemizde ya-
ynnhyorduk.Sadece 'ne-
den eldetutulur hatta tu-
valette okunnr bir şekle
sokmayalım' diye sor-
duk ve ortaya bu çıktı.
Her şeyiamatör bir rob-
la hazuiathk. Yakmda
hanrladığnnız web site-
simkn bizimk ilgili çok
bügi alabOeceksmiz. A-
ma on beş yaşmda oldu-
ğumuzu ve St Josephte
okuduğumuzu söyteme-
den edemeyeceğiz. Der-
pyi ona g&re okayun."
Ben şimdi sizlere der-
ginine-mailadresini ve-
riyorum. Çocuklar yar-
dimlanruzı bekliyor.
Dalgadergisi@hotınail. com
Bu arada dergide Ali-
can Durbaş'ın benimle
yapılmış bir röportajı
vaı. Babası şair Refik
Durbaşkiskanmıştır sa-
nınm.
isoz50@botmaO.com
tLAN
T.C.
BAKIRKÖY 4.SİİLH HUKUK
MAHKEMESİHÂKİMIİĞl'NDEN
EsasNo: 2000/1265
İstanbul Fatih, Muhtesip Iskender cilt: 54, hane:
1254'de nüfusa kayıtlı bulunan Seyit Bilal vc Emi-
ne'den olma 1338 d.lu Muzaffer Saygör'ün vesayet al-
tına aLınmasına, kendisine Tevfjk ve Türkan'dan olma
1%7 d.hı Kastamonu, Pınarbaşı Kapancı köyû nüfusu-
na kayıth Ali Şahin'in vasi olarak tayinine karar veril-
miş olup, ışbukaıara itirazı olanlannkanuni süresi için-
de mahkememıze müracaat etmeleri, 10 gün içinde
mahkememize herhangi bir ıtiraz vaki olmadığı takdir-
de hükmüE aynen kesinleşmiş sayılacağı ilan olunur.
22.3.2001 Basın: 15497 &
TürtayeGazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlûk
Bizim Cazete
Ûike sorunlanna ıltşkin raportanyta, araştırmalanyta,
köşeyazıtanyta, tarafsız habedenytesıvıltoplumlann gazstesi.
Duzenli okumak için aboneolun.Tefc0İ12.51108 75
Tiirkiye'nin önü aydmihk• Baştarafi 1. Sayfada
rersek kaynak zor bulunur.
ABDHazineBakanhğı'nin me-
saji da bu çerçevede" dedi.
Türkiye'nin Washington Bü-
yûkelçiliği'nde dün bir basın
toplantısı düzenleyen Derviş,
IMF ve Dünya Bankası'nın 10
milyar dolarlık ek kredi teklifi-
nin çok güçlü ve samimi destek
bulduğunu, böylece lcra Kurulu
üyelerinin, Türkiye'nin progra-
mına destek vermiş olduklanru
söyledi. Derviş, yeni ek kredi
teklifıninhenüz kararolarakçık-
madığıru, ancakIMF lcra Kuru-
lu'rmn mayıs ortasında bu kara-
ra varmasının beklendiğini kay-
detti.
TBMM'deçalışmalann mayıs
ortasınakadar devam etmesı ge-
rektiğini belirten Derviş, özel-
likle bankacüık ve Telekom ya-
salannınçokbüyük önemtaşıdı-
ğını, bu yasalann, IMF lcra Ku-
rulu karanndan önce mutlaka
çıkması gerektiğini bildirdi.
Derviş, DünyaBankası'ndan ge-
lecek 2 milyar dolann, 1.2 mil-
yar dolanru özel yapısal uyum
kredisinin oluşturduğunu belirt-
ti.
Derviş, Türkiye'ye dış kaynak
sağlama arayışımn bir parçası
olarak, özel sektör ve yatınmcı-
larla da temaslarda bulunacağı-
nı ve gelecek haftalarda Türki-
ye'ye yabancı banka ve yatınm-
cılann çekilmesine çahşılacağı-
nı ifade erti. Derviş, yarın New
York'ta bu amaçlatoplantılar ya-
pacağını ve aynı çabalan Avru-
pa'da da sürdüreceğini belirtti.
IMF, sınırlannı zorlatü
Derviş, bir gazetecinin, ABD
Hazine Bakaru Paul O'Neül'ın.
NewYork Times gazetesine ver-
diği demeçte, Türkiye'ye veri-
len kaynak için "son şans" söz-
lerini kullanmasını değerlendi-
rerek bütün dünyanın, Türki-
ye'nin programını yakından ta-
kip ettiğini söyledi ve Türki-
ye'ye kaynak verme çerçevesin-
de, IMF'nin, sırurlannı zorladı-
ğını belirtti.
Dünya Bankası Başkam Ja-
mes VVotfensohn'un, Le Monde
gazetesine verdiği demeçte söy-
lediği, "Derviş'i Türkiye'ye biz
gönderdik" sözlerini de bir soru
üzerine değerlendiren Derviş,
"Bflh'orsunuiBaşbakançağırdı,
ben Düırya Bankası'ndaki göre-
vimden istifa edip gittim. Dünya
Bankası'ndan bu getişmeye se-
vindiler. Bu sözfcr de bu anlam-
da sö)1enndş
w
diye konuştu.
Derviş, IMF Başkanı Horst
Köbkr'in, Türkiye'ye destek
açıklamasında, yolsuzlukla ilgi-
li önlemlerin önemini vurgula-
masına ilişkin bir soruyu da,
"Yolsuzluk, bu progranun çok
önemli bir parçası. Şeffafhk, et-
kindeviet önemli. Siyasal alan ile
ekonomik alan birbirine saygıh
olmau. kanşmamab. Her top-
lumsal kesim,sryasivedemokra-
tik mekanizmalar tçinde istedik-
lerinianlatacaknr. Ancak siyaset,
pryasada kuraUarasaygıh davra-
mr. Saygdı olmazsa, toplumdan
destekgörmez. Ekonomiyi kaza-
ya uğratacak haksız kazanca yol
açar. Türk tophunu, sryasi elden
ekonomik kâr isteyenlere karşı
çıkıyor.Stj'asi veekonomikaynş-
ma, Türidve'de kabul gören bir
ilkedir. Ekonomikçevreler de si-
yasetioiağanınüstünde etkfleme-
melidir. Buprogramla bunu sağ-
layacağjz" yanıtıru verdi.
'Siyasetiri zamam değil'
Bir gazetecinin, TÜSÎAD'ın,
Derviş'in siyasi görüş belirtme
yönündeki açıklamalannı eleş-
tirmesûıe ilişkin sorusu üzerine
Derviş şöyle konuştu:
"tnsan,Bakanlar Kurulu'nda
bakan olunca, siyasi kişüiği de
ohıyor. Siyasi düşüncem var. Sa-
dece teknokrat bir bakan, zaten
çok demokratik ofanaz. Ama şu
andabütüngücümüzüekononû-
yeharcıyoruz.Siyasal kampanya
içindedeğinm,ekonomiyle uğra-
şıyorum.Tabiibenimdebir dün-
>•»görüşümvar.Sosyaiadalet, de-
mokrasi ve toplumsal dayanış-
maya önem verdim. Söylemek-
tendeçekinmem.Zamanıgetin-
ce, partisizbirbakanınkabinede
kahnası doğru ohnaz."
Cavit Ça^ar da cezaevmde
• Baştarafi 1. Sayfada
Çağlar'ıtaşıyanminibü-
se Yunusve Şahin olarak
biünenmotonze ekipler
eşlik etti. Çağlar, yasak
olmasına karşın proto-
kol kapısından alındı.
Havalimanı'nda babası-
na yaklaşamayan Mus-
tafa Çağlar, yine yasak
olmasına karşın avukat
ve personel girişinden,
Orhan Keceli depolis ve
güvenlikkapısından ıçe-
ri ahndı. Çağlar'ı 9.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'in koruma
müdürü Hayrettin Gök-
demirde görmeye geldı.
Çağlar, Egebank ve Eti-
bank soruşturmalannı
yürütenDGM Çumhuri-
yet Savcısı Ercan Cen-
giz tarafından sorgulan-
maya başlandı. Savcı
Çengiz, hafta sonu ol-
ması nedeniyle doktor
bulunmadığından, Çağ-
lar' ı sorgulamaya sağlık
muayenesi yapılmadan
başladı. Daha sonra
DGM'ye çağnlan biı
doktor tarafından mu-
ayene edilen Çağlar'vn
tansiyonununyüksek ol-
duğunun saptanması
üzerine Savcı Cengiz,
Cavit Çağlar'ın dinlen-
mesi için sorguya ara
verdi. Çağlar, önce Eti-
bank soruşturması kap-
samında bankanın Dinç
Bfl^n'e saüşı sırasında
usulsüzlük yapüdığı id-
diası ve Çağlar'a ait 7
frrmaya verilenkrediler-
le ilgili sorgulandı. Çağ-
lar ifadesinde, Etibank
yönetiminde görev al-
madığını ve bu nedenle
Etibank'm işlemlerin-
den doğan sorumluluğu
kabul etmediğini söyle-
di. înterbank'ı batık ola-
rak satın aldığmı savu-
nan Çağlar, sorunsuz
bankasatınalmakistedi-
ği için Etibank'ı aldığı-
m belirtti. Çağlar, Ege-
bankile ilgilisoTgulanır-
DGM ÖnündeÇağlar'ıprotesto etmek isteyen gençler gözaltına ahndı. (Fotoğraf: KADER TUĞLA)
ken bankadan Çağlar'ın
şirketlerine verilen kre-
dilerin geri ödenmesi
üzerine banka avukatla-
nnın daha önce bulun-
duklan şikâyetten vaz-
geçtikleri ortaya çıktı.
Savcı Cengiz, borcun
ödenmiş olması ve şikâ-
yetin geri alvnması ne-
deniyle bu soruşturma-
da Çağlar hakkında ve-
rilen gıyabi tutuklama
karanrun kaldınlmasını
istedi. Çağlar'ın, Ege-
bank soruşturması kap-
samındaverdiği ifadede
de, borcunu iki kez öde-
diğini savunarak Murat
Demirel'in kendisini
dolandırdığınıve kendi-
sinin de Egebank mağ-
duru olduğunu söyledi-
ği öğrenildi. Savcılık
sorgusu sırasında heye-
canlı olduğu öğrenilen
Çağlar'ın tansiyonunun
yükselmesi üzerine ilaç
tedavisi uygulandı.
Çağlar'ın ABD'de ceza-
evindeki günlerine iliş-
kin de zor günler geçir-
diğini söylediğibelirtil-
di.
ÇağlarEtibanksoruş-
turması ve Şişli Cumhu-
riyet Savcüığı'ncayürü-
tülen naylon fatura so-
ruşturmasıyla ilgili 2
ayn gıyabi tutuklama
karannın vicahiye çev-
rilmesi içinİstanbul Nö-
betçi 3 No'lu DGM'ye
sevk edildi. Çağlar, tu-
tuklamanın vicahiye
çevrilmesinin ardmdan
Kartal Özel Tip Ceza-
evi'ne konuldu.
Çağlar, DGM'ye ge-
tirildiği sıradakendileri-
ni "GençtikDerneğiGi-
rişimi" olarak adlandı-
ran bir grup öğrenci,
"Hortumcular halka
hesap verecek" slogan-
lan atarak pankart aç-
mak istedi. Gençlere
Sayısal Loto'yu 2 kişi tutturdu
ANKARA (AA) - Sayısal
Loto'nun bu baftaki cekilişi dün
akşam yapıldı. Çekilişte6 şanshnu-
naara«9,12,16,20,21,33" olarakbe-
lirlendı. Şanshnumaralantahmin e-
den 2 kişi, 262 milyar 791 miryon
125 biner lira ikramiye kazandı.
Çekilişte 5 bilen 836 kişi S86 mily-
on 830' arbin lira,4 bilen40 bin 771
kişi 5 milyon 740'ar bin lira, 3 bilen
690 bin 498 kişi ise 710'ar bin lira
ikramiye almaya hak kazandı.
müdahale eden polis 3
kişiyidöverekgözaltuıa
aldı. Bu sırada DGM
önünde beklemekte
olan Çağlar'ın adamlan
da "Türkiye Türkiye"
ve "Rus uşaklan" diye
bağrrdı. Polisin bu gru-
ba müdahale etmemesî
dikkat çekti. ABD'den
Türkiye'ye gelirken es-
ki bakan Çağlar'ın
uçakta çok sayıda gaze-
tecinin bulunmasına
karşın hostesler dışrnda
kimseyle konuşmasına
izin verilmedi. Çağlar,
uçaktakendisiyle ilgile-
nen bir kabin görevlisi-
ne "Harumefendi,
Apo'nun Türkiye'ye ge-
tirihnesi içinuçağıdevte-
te ben vernüştim. Şimdi
devlet uçakla beni Tür-
kiye'ye böyk gÖtürü-
yor" dedi. Çağlar, ayn-
ca "kendisine siyasi
komplo kurulduğunu,
üç av içindetemizeçıka-
bikceğmi" savundu.
Yılmaz, Avrupa Birliği'ni Kıbns konusunda sürekli uyardıklannı söyledi:
Kıbns^m üyeliği barışa katkı getirmez
ANKARA/LEFKOŞA(Cum-
hurryet) - Başbakan Yardımcısı
Mesut Yümaz, Güney Kıbns
Rum Yönetimi'nin olası üyeliği
konusundaAvrupa Birliği'ni sü-
rekli uyardıklanru bildirdi. Yıl-
maz, Kıbns'ın ûyeliğinin bölge
banşına olumlu katkıda bulun-
mayacağını belirtîrken "Bıı de-
ğeriendirme, Tûrkrye-AB iüşki-
krini eddkyebOecek bir nit^k-
tedir" dedi. Adalet Bakanı Hk-
met Sami Türk ise KKTC'nin
uluslararası alanda bir hukuk
mücadelesi verdiğini belirterek
Türkiye'nin bu mücadeleye her
zamandestek olduğunu söyledi.
Yılmaz, FP Konya Milletveki-
li Veysd Candanın Kıbns'ın
AB'ye tam üyeliği ile ilgili soru
önergesini yanıtladı. Türki-
ye'nin tam üyelik görüşmeleri-
ne başlamamasına karşın
GKRY'nin müzakereleri büyük
ölçüde tamamladığvnı belirten
Yılmaz, "Bu üyenkle ugin sryasi
ve hukuki itirazianrruzı kayda
gecirmekteyiz. GKRY'nin AB
öyefiğme ahnmasmmadadaki ve
bölgedeki banş ve istikrara kat-
tosı ohnayacağnun atanı çiziyo-
ruz''dedi.
Yıhnaz, Türkiye'nin
GKRY'nin üyeliği konusunda
oldu-bittilerikabul etmeme nok-
tasında olduğunu vurgularken
"Tûridye olarak AB'yi Kıbns
konusunda aülabilecek yanuş
adımlann muhtemel sonuçlan
üzerindeuyarmaktayız" açıkla-
masrnı yaptı. Ulusal programı,
Türkiye'ninKıbns sorunu ile il-
gili rutumunun tartışıldığı bir
çerçeve olarak görmediklerini
ifade eden Yılmaz şunlan kay-
detti:
"Kıbns sorunuik Ugüigörüş-
lerimiz bütün dünyaya esasen
açıklanmış bulunmaktadır. Ka-
üİımortaknğıbelgesindedeülke-
mizin BM Genel Sekreteri'nin
iyi nhet misyonunu destekleme-
miz beklentisi dile getiribniştir.
Ulusal programdaki yanıtmuz
bu beldentiçerçevesinde ifadesi-
nibubnuştur."
Yılmaz, Türkiye'nin ve KK-
TC'nin çıkarlannın korunması
açısındanşimdiye kadar yapılan
tüm çalışmalann geliştiriîerek
sürdürüldüğünü anımsatarak iki
ülke arasındaki işbirliğinin sü-
receğini bildirdi.
Adalet Bakanı Türk, KK-
TC'den aynhnadan önce düzen-
lediği basrn toplantısında, KK-
TC'nin uluslararası alanda hiç
hak etmediği bir abluka ve yal-
nızlaştvrma politikasıyla karşı
karşıya olduğunu ifade ederek
KKTC'ye uluslararası alanda
uygulanan yaVnızlaştırma poli-
tikasının artık sona erdirilmesi
gerektiğini söyledi. Türkiye ve
Kıbns'ın Avrupa Birliği'ne üye-
lik sürecinin başladığına deği-
nen Türk, devletler hukuku ge-
reği, yürürlükteki anlaşmalara
göre,Kıbns'ın ancakTürkiye ve
Yunanistan'ın birlikte üye ol-
duklan bir topluluğa katılabile-
ceğini anımsattı. Kıbns'ın
AB'ye ûyeliğinin, bu uluslara-
rası anlaşma çiğnenmeden ger-
çekleştirilmesi gerektiğini dile
getiren Türk, bunun için önce-
likle Kıbns konusunun çözül-
mesi gerektiğini, Türkiye'nin
çözümü, ancak iki egemen dev-
letin eşitliği ilkesine dayalı iki
kesimli konfederasyon modelin-
de gördüğünü vurguladı.
•• ^^^
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
arasında gidip geliyormuş. 80'lerin ikinci yanstn-
dan itibaren ülkede bütün değerierdeğişmiş, müt-
hiş biraçılım başlamış. Bu açılım öyle bildiğiniz tur-
den değil, olaganüstü bir şey. Hani ülkeyi bir yüz-
yıldan alıp iki-üç yüzyıl ileri götüımeyi hedefleye-
cek kadar büyük bir açılımmış.
Gerçekten de bu başan elde edilmiş. Ülke 4-5
yılda yüz yılda almadığı kadar borç aimış.
Ülkenin noksanlı, affedersiniz doksanlı yıllan ise
bambaşka bir âlemmiş. Çağ atlatan liderin yerine,
büyüğü yönetime gelmek için vermedik söz, üfür-
medik köz, boyamadık göz bırakmamış.
Yeri gelmiş yatmış dindar sofuluğuna, yeri gel-
miş seslenmiş çağdaş yaşam topluluğuna, yeri
gelmiş yatmış sosyai devlet solculuğuna, velhasıl
dalmış siyaset boşluğuna, oturmuş iktidar koltu-
ğuna...
Daha verdiği sözlerin yankısı dinmeden, bir üs-
tündeki koltuk boşalınca, almışşapkasını "arkama
bile bakmam" deyip çekmiş gitmiş. Arkasında ka-
lanlardan biri s'ıyasetin dilini iyi bilen bir kadro ku-
rup, delege avını tamamlayıp, oturmuş onun kol-
tuğuna. Yıl 94 müymüş neymiş, daha iktidar kol-
tuğuna ısınmadan, büyükbir krize sokmuş ülkeyi.
Herkes birkaç günde yan yanya fakirteşmiş...
Derken biraztopariamış. Etrafındakiler gururtases-
lenmişler:
"Bizimgenelbaşkanımızülkeyikrizden işte böy-
le çıkanr."
Krize nasıl soktuğu önemli değil, asıl olan kriz-
den çıkamnış olması. Bu ülkede zaten böyleymiş,
Iktidann başansızlığı talihsizlik, başansı rakipsizltk-
miş...
Miras, bayrak, enkaz edebiyatı
O ülkede bugünlerdeyinebirkriz yaşanıyormuş.
Geçmişten hiç ders alınmazmış bu ülkede, sade-
ce üç şey alınırmış:
Miras, bayrak, enkaz...
Oy getirecekse, geçmişe mirasvebayrak gözüy-
lebakılırmış, kaybettirecekse enkaz. Bunu bilsede
en kaz, yine de geçeriiymiş yöntem...
Başta ülkeyi yüz yıl iteri götürenlerdensözetmiş-
tik. İşte onlann mirasçılan ülkeyi daha da ileri gö-
türmüşler. 90'larda dış borç 70-80 milyar dolarken
adım adım 100 milyar dolara çıkarmışlar. Alın size
bir yüz daha... Borç bugünlerde 140 milyar dolar
kadarmış, amayine de tam olarak ne kadar oldu-
ğu bilinmiyormuş. Bunun nedeni de belediyeler-
den kurumlara herkese hazine garantili dış borç
yolunun da açılmasıymış.
Belediyeparayı çok bulursaneyapar? Kaldınm-
lanna sürer. Her neyse, biz konuyu dağıtmayalım,
iktidara gelelim. Ülke yine olağan bir dönemden,
yani kriz ortamından geçerken ekonomiyi yönete-
cek kişiyi de dışanda aramışlar. Ee bu daçok man-
tıklıymış. Dışandan para getiriliyor da adam niye
getirilmesin.
Bu kez durum daha farkjıymış. 80'li yıllarda dı-
şandan prensgetirilirmiş. Ülkenin dilini bile zor ko-
nuşan ülke yurttaşlan özel görevlerte gelir, her şe-
yi ağzına yüzüne bulaştınp gidermiş. Bunlar ara-
sında elbette başanlı olanlan da varmış, ama ge-
nel hava böyleymiş. 2000'li yıllarda ise hava de-
ğişmiş, yurtdtşından artık prens değil, kral getirilir
olmuş.
Ülke insanlan da hiç tanımadıklan bu kralı çok
sevmişler. Hemen, "desteğimiz ona" deyip gör-
dükleri yerde başbakan ilan etmeye başlamışlar.
Ülke insanlan hep"/iorturncu"yönetimlertanıdık-
lan içinyeni gelen "şortumcu" olunca sevinmişler.
Şortumcuyu ülkenin medyası da sevmiş. Artık
90'lı yıllarda baş tacı ettikleri Mersimer adlı baka-
nı bile gözleri görmez olmuş. Başına taç geçirdik-
leri bakanın kellesi gidince en çok borsa yükseldi
diye sevinmişler. Hani, intiharederse borsanın da-
ha da yükseleceğini bilseler onu da isteyecekler-
miş.
Yeni kral taa uzaklardan yeni dolarlann gelece-
ğini duyurunca sevinmiş herkes. Her yere kre-di-
lenmek için başvuran iktidar da çok sevinmiş...
Borç daha da artmış olacakmış ama... Oteun
demişler...
Dolariar gelsin, razryız her koşula...
Takın boyunduaığu, bize her şey koşula...
ankcum@ttnetnet.tr
Aşık Malızıuıi
yoğıuı hakuııda
îstanbulHaberServisi-
Türkiye'nin en büyük
ozanlanndanAşıkMahzu-
ni Şerif yaşama savaşı ve-
riyor. Âşık Mahzuni Şerif
önceki gece kalp yetersiz-
liğinden kaynaklanan ak-
ciğer ödemi nedeniyle
Bahçelievler JFK Hospi-
tarakaldınldı.
Bazı etkinliklere katıl-
mak içinİstanbul'dabulu-
nan Âşık Mahzuni Şerif,
önceki gece Bahçeliev-
ler'dekonukolduğubir ev-
de rahatsızlanması üzeri-
ne eşi ve dostlan tarafın-
dan JFK Hospital'a kaldı-
nldı. Burada akciğer öde-
mi teşhisi konulan Şerif,
yapılan ilk müdahalenin
ardından yoğun bakım
ünitesine alındı. Hastane
doktorlan, Şerif'in duru-
munun ciddiyetini koru-
duğunu ve ilk 24 saatin
çokönemliolduğunu söy-
lediler.
Ozanın rahatsulığıru
haber alan dostlan gece
boyunca Şerif'i yalnız bı-
rakmadı. Sanatçı Muzaf-
fer Özdemir'in de arala-
nndabulunduğu çok sayı-
da kişi hastaneye geldi.
Şerif, dün akşam Karaca-
ahmet Sultan Derneğj'nin
Mavi Marmara Et Lokan-
tası'nda düzenlediği et-
kdnlikte sahneye çıkacak-
ü.
Asıl adı ŞerifÇmk olan
Mahzuni Şerif, resmi ka-
yıtlara göre 1939 yıhnda,
gerçekte ise 1943'te Kah-
ramanmaraş'ın Afşin ilçe-
sininBerçenek (Barginek)
köyünde doğdu. Köyün
yakınlarda okul olmadığı
için komşu köyde medre-
seeğitimialdı. 1950 yıhn-
da Barginek'te yapılan
okula giden, daha sonra
Mersin'de 3. Astsubay Ha-
zırlama Okulu'na başla-
yan Şerif, 16 yaşında am-
cası Âşık FezaB'den saz
çalmayı öğrendi. Medre-
sede gördüğü kıraat eğiti-
mi sayesinde güzel olan
sesini kullanmasını öğren-
di ve bu yeteneğini geliş-
tirdi. 1957 yıhnda Ankara
Ordudonatım Okulu, iki
yıl sonrada Kuleli Askeri
Lisesi'ni kazandı. Fakat
kısa sürede okulun dikka-
tini üzerine çekti ve 1962
yıhnda sol eğilimli siyasi
görüşünden dolayı okul-
danatıldı.
Bu arada bazı radyo sa-
natçılanylatanışarak kon-
serlere katıldı. 1962'de ilk
plağını çıkardı. 1972'de
Gaziantep'teki evi kun-
daklanan Şerif'in tüm
ödülleri ve arşivi yandı.
453'ü 45'ük, 11'i uzunça-
lar olmak üzere 464 plak
ve 58kaseti bulunan Mah-
zuni'nin tüm türkülerinin
yer aldığı 8 kitabı bu-
lunuyor.