Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2001 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALlStRMEN
Kadın Dediğin...
Sevgili,
DSP'li Sema Pişkinsüt, TBMM Insan Hakla-
n Komisyonu Başkanı olarak, cezaevi ve kara-
kollardaki işkenceleri parlamentoya getirdiği za-
man, Bülent ve Rahşan Ecevit'lerin kendisine
daha ne kadar tahammül edeceklerini düşün-
müştüm.
Pişkinsüt'ün suyunun ısınması, Rahşan Hanım
ile Bülent Bey'in işkencelere karşı olmamalann-
dan değil, parti içinde birden sivrilen insanlar-
dan hoşlanmamalarından kaynaklanıyordu.
DSP'de "tovv profile " gitmek, fazla öne çıkma-
mak altın kuraldır. Iktidardöneminde birçok ko-
nuda ipleri elinde tutan, hakkında bir sürü it-
ham.. internet aracılığıyla birçok haneyi gezen,
Bülent Bey'i bir gölge gibi izleyen, lideri hapşır-
dığında hemen mendilini çıkarıp kendi burnunu
silen, koalisyonun Ecevit işlerini tedvire memur
Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan bu denli bü-
yüketkisini, kuralı bilmesıne borçludur.
Ve Hüsamettin Bey, bir kez Çankaya'da göğ-
sünü patronuna siper ederek (hoş bu konuda
başka yorumlar da var ya) Sayın Cumhurbaş-
kanı'na karşı terbiye ile bağdaşmayacak bir çı-
kışı dışında, medya önünde bir kez bile ağzını
açmış degildir.
Çünkü, DSP içinde biraz öne çıktığınız görül-
dü mü, ya Rahşan Hanım'ın ya da iki Ecevit'in
birden hışmına uğrarsınız.
Nitekim Sema Hanım bu yasama yılında ken-
di partisi tarafından komisyondaki görevinden
uzaklaştınldı.
• • •
Sema Pişkinsüt, şimdi bugün yapılan DSP
Kongresi'nde, Bülent Bey'e karşı Genel Baş-
kanlık adayı.
Ecevit'in Partisi'nde Ecevit'e karşı aday olmak
yüreğin de ötesinde, kimilerine göre, deliliğin sı-
nırlannı zorlayan bir cesareti gerektiriyor.
Sema Hanım da bünu biliyor. Nice erkeğin
içinden geçirdiği ya da çok yakınlanna, "aman
yerin kulağı vardır" korkusuyla ancak iyice yak-
laşıp fısıldayarak dile getirebildiği gerçekleri
açıkça söyleyerek "partinin demokratik sol ol-
ması ve parti gibi bir parti olması" için yola çık-
tığını korkmadan açıklayabiliyor, bunu yaparken
de Ecevit'in Inönü'ye karşı kullandığı slogana
sanlıyor, "Kapıkulu değiliz, demokratız" diyor.
Ve de ekliyor Sema Hanım:
- Siyaset, risk almak sanatıdır.
Risk almanın zamanı da iyi hesaplanmış, tıp-
kı Ecevit'in bir zamanlar yaptığı gibi, Sema Ha-
nım da lıderin sağlık sorunlarının arttığı bir dö-
nemi seçmiş.
Sayın Pişkinsüt'ün bugün seçilme şansı he-
men hemen yok gibi. Zaten belki de amacı se-
çilmek değil, gelecekteki girişimlerine şimdiden
zemin hazırlamak.
* * * ' . .
4
, i , " •*••'
Her neyse, zaten son yıllarda hiçyaprhadığım
bir şeyi yapıp güzel bir pazar günü politikaya
eğilmemin nedeni, olayın politika yanından çok,
yeni genel başkan adayının kadın olması.
Politikada kadınlann önemlı yerlere gelmesi
beni hep umutlandırıyor.
Ama burada bir noktayı da vurgulamak gerek.
Politikacının yalnız cinsiyetinin değil, aynı zama-
nda kadınca yaklaşımının da önemi var.
Nitekim Tansu Çiller, "sanşın güzel kadın"
sıfatından başka, politikaya kadınsı hiçbir katkı*-
da bulunamadı. Tam tersine erkek egemen dün-
yanın en kirli erkeksi oyunlarını iyice benimsedi.
"Kadının tyisi erkek gibi olmalı" düşüncesinin
ürünü olarak, kadını "aferin be erkek gibi kan"
diye öven bir toplumun genel eğilimi doğrultu-
sunda hareket ettiği için bu duruma düşmüş
olabilir Tansu Hanım.
Umalım ki, Sema Hanım bu kez başka biryak-
laşım sergileyip de siyaset dünyamızda "Aferin
kadın gibi, hanım gibi bir kadın işte " dedirtir he-
pimize.
Çünkü asıl böyle bir yaklaşıma ihtiyacımız var
ve itirafı erkekler için ne denli acı olursa olsun,
kabul etmeliyiz ki kadınlar karşı cinsten hiç de
aşağı değiller, hatta... Neyse orada da duralım
artık.
Zaten araştırmalar, 21. yüzyılda, her beş yö-
netici kadronun üçünün kadınların elinde olaca-
ğını belirtiyor.
ilhan selcuk:
Türkiye görünmez
bir işgal altında
MEHMETEMİN
BERBER
MARMARİS - Ga-
zetemiz Yayın Kurulu
Başkanı ve yazarı İl-
han Selçuk, Türki-
ye'nin görünmez bir
işgal altında olduğunu
söyledi.
Selçuk, Türkiye
Kent Kooperatifleri
Birliği'nin düzenledi-
ği "KüreseUeşme Süre-
cinde Medyanın Rolü"
konulu söyleşide ko-
nuştu. Küreselleşme-
nin tüm insanlan etki-
lediğini belirten Sel-
çuk, "Şu oteide bir sü-
rü turistvar, küreselleş-
me onlan da etkiliyor.
Ama onlan başka, be-
ni başka biçimde etki-
liyor" dedi. Küresel-
leşmenin doruğundaki
insanlann bile küresel-
leşmeden korkmaya
başladıklannı kayde-
den Selçuk, "EVfF,
Dünya BankasL, Ame-
rika'nın en yukandaki
güçleri,uluslararası H-
caret Örgütü, bunlann
hepsi 'dikkat edin' de-
meye basladı. Çünkü
bu gezegende yaşayan
6 miryar insanın bir bö-
lümünü zenginken da-
ha zengin v aparak eski
suhanlann, padişahla-
nn, imparatorlann, be-
lirli bir soylu sınıfin ya-
şadığı hayattan kat kat
olağanüstü bir hayata
kavuşturdu. Yeryüzü
egemenlerinin savur-
ganiığı gezegenimizi
yok ediyor; doğayı, ha-
vayı, denizleri kirieti-
yor, ırmaklan zehirli-
yor, ağaçlann yaprak-
İannı solduruyor. On-
lar bu işin farkına var-
maya başladılar. İçle-
rinden yavaşyavaş eİeş-
tiriler başladı" diye ko-
nuştu.
F tipi eylemcilerinin ölümle yaşam arasındaki savaşımına kayıtsızlık sürerken Avrupa çözüm için devrede
OKimorucımda 20. öKitLHANTAŞÇI
ALPERTURGUT
ANKARA/tSTANBUL - F
tipi cezaevlerine ve "tecride"
karşı başlatılan ölüm orucu
eylemi 192. gününe girerken
dün Ankara'dan gelen ölüm
haberiyle birlikte Hayata Dö-
nüş operasyonundan bugüne
yaşamını yitirenlerin sayısı
52'ye yükseldi. DHKP/C da-
vası hükümlüsü Fatma Hülya
Tümgan (32) ölüm orucu ey-
leminin 20. kaybı olurken ce-
zaevlerinde ve hastanelerde
durumu ağırlaşan 100 kişinın
ölüm-yaşam kıyısındaki mü-
cadelesi sürüyor. Sivil örgüt-
ler, insan haklan savunucula-
n ve ailelerin "talepler kabul
edilsin" ve "uzlaşma" çağn-
lanna bakanlık kayıtsız kalır-
ken Avrupa Parlamentosu çö-
züm için bugün Türkiye'ye
hevet gönderiyor.
Olüm orucu eylemlerini
durdurmak için 20 cezaevine
aynı anda düzenlenen Hayata
Dönüş operasyonu, aradan ge-
çen yaklaşık 4.5 ayhk süreye
Tutııklu ve hükümUi
kadınhını destek
FeministKadınÇevTCâ,İHD,ÖDPveHADEP'B
kadmlarm da araiannda buhınduğu topiuluk,
cezaevindeki kadın tutuiduve hükûmtülere kart
göndererekdestekleriniikttLGalatasarayPosta-
nesi'nde gerçekkşen eylemin ardından, kadın
örgüderi adına bir açıldama yapan İHD İstan-
bul Şubes Başkanı Eren Keskin, cezaevlerine
'HayataDönüş' adıyia yapılanoperasyondan bu-
günekadargeçen sürede52 kişinin hayatmı kay-
bettiğini betirtti. Keskin, "Tecritve izolasyon bir
iskenceyöntemidir, birazdaha tecavüz, biraz da-
ha tariz demektir. Bu yönteme yüksek sesle kar-
şı çıkahm drvoruz. Evet artık çok öfkeh"yiz" de-
di Kadmlardan oJuşan grupacıklamanın ardm-
dan olaysz dağddL (Fotoğraf: ALPERIZBUL)
karşın can almaya devam edi-
yor. Fatma Hülya Tümgan'ın
Ankara'da yaşamını yitirme-
siyle operasyonun başlatıldı-
ğı 19 Aralık 2000 tarihinden
bugüne kadar yaşamını yiti-
renlerin sayısı 2 'si asker 52 ki-
şiye ulaştı. Almanya'da da
destek açlık grevi yapan bir ki-
şi faşist saidırı sonucu ölmüş,
bir kişi de eyleme destek ol-
mak için kendisini yakmıştı.
Hükümet ortaklan yaşanan
dramı görmezden gelirken her
geçen gün insanlar birer birer
ölüyor. Ölüm orucuna ilk baş-
layan ekipte yer alan ve ope-
rasyonun ardından Ulucanlar
Cezaevi'nden Ankara Numu-
ne Hastanesi'ne kaldınlan Fat-
ma Hülya Tümgan eyleminin
187. gününde yaşamını yitir-
di. DHKP/C davasından 12.5
yıla hüküm giyen Tümgan'ın
8 yıldır Ulucanlar Ceza-
evi'nde bulunduğu kaydedil-
di. Keçiören'deki morga kaldı-
nlan Tümgan'ın cenazesının
otopsinin ardından Sam-
sun'un Vezirköprü ilçesinde
defnedileceği bildirildi. Ada-
let Bakanlığrnın refakatçi ge-
nelgesinin ardından Tüm-
gan'ın hakkında "işkenceyap-
üğT gerekçesiyle dava açtığı
bir bayan gardiyanın refakat-
çi olarak görevlendirildiği bil-
dirildi. Tümgan'ın ailesinin
başvurusunun ardından bu
gardiyanın alındığı belirtildi.
Cezaevlerinde ve hastane-
lerde 100'e yakın tutuklu ve
hükümlünün "her an ölebile-
ceğT belirtiliyor. Ölüm oru-
cunun sürdüğü cezaevlerinde
ışkence iddialan bitmezken
hafızalannı yitiren ve sakat
kalan tutuklu ve hükümlüle-
rin tedavi edilmedikleri vur-
gulanıyor.
AP devrede
Avrupa Parlamentosu Baş-
kanı Nicole Fontaine'ın görev-
lendırdığı. Daniel Cohn-Ben-
dit başkanlığındakı 3 kişilik
heyet bugün Türkıye'ye geli-
yor. Heyetin, ölüm oruçlannın
sona erdirilmesi için Dışişleri
Bakanlığı ve hükümet temsil-
cıleri nezdinde girışimlerde
bulunması bekleniyor. Avru-
pa Parlamentosu'nun hükü-
metin ölüm oruçlanna karşı
somut adım atmaması duru-
munda ciddi yaptınmlar dü-
şündüğü belirtildi.
TBB ÜYELERİ VE DELEGELERİ SORUNLARINI TARTISTI
Avııkatlar haldarını istiyor
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)
- Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yö-
netim Kurulu üyeleri, baro başkan-
lan ve delegeler, dün Ankara Adli-
ye Sarayı'nda bir araya gelerek
mesleki ve güncel sorunlan tartış-
tılar.
Toplantının açılışmda konuşan
TBB Başkanı Eralp Ozgen, sorun-
Hayata Dönüş operasyonu
Tantan:
Jandarma
başanlıydı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, Jan-
darma Genel Komutanlığf nın ken-
disine verilen görevleri fedakârca
yerine getirdiğini belirterek jandar-
mayı"Hayata Dönüş" operasyonun-
daki başansından dolayı kutladı.
Tantan, suç türlerinin başını, yolsuz-
luk ekonomisiyle beslenen organize
suç örgütlerinin çektiğini vurguladı.
Jandarma Asayiş Vakfı'nın 5. Ola-
ğan Genel Kurulu, dün Jandarma
Genel Komutanlığı'nın Beştepe'de-
ki ek karargâh binasında yapıldı.
Kurula, Tantan, Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman
ile çok sayıda üst rütbeli jandarma
subayı katıldı.
Genel kurulun divan başkanlığuıı
yapan Içişleri Bakanı Tantan, yaptı-
ğı açış konuşmasında, "MenfaaÖa-
nn ve çıkar çaüşmalannın en üst
noktaya çıknğı bugünlerde halkımı-
zm güvenini esirgemediği güvenük
güçlerimiz, bu güveni boşa çıkarma-
yacak, toplumsal değerlere sa\ gınm
ön planda oJduğu bir getişim süreci-
ni yakalayarak daha da güçlenecek
ve profesyonel olacakör" dedi.
lannın başında avukatlann cezaev-
lerine girişlerini kurallara bağlayan
3'lü protokolün geldiğini belirtti.
Protokolün, yarguun "sav-savun-
ma-karar" öğelerinden oluştuğu-
nun kabul edildiği çağdaş anJayışa
ayknı olduğunu vurgulayan Özgen,
yargının üç öğesi arasuıda aynm ya-
pılmadığı takdirde cezaevlerine gi-
rerken aramayı kabul edebilecekle-
rini söyledi. Istanbul Barosu Baş-
kanı Yücel Sayman da, Adalet Ba-
kanı Hiknıet Sami Türk'ün, ölüm
oruçlan konusundaki tutumunu
eleştirdi. Sayman " TMV16. mad-
desi kakhnlnuyor,değiştirilrvor. Tec-
ridin boyutlan değiştiriliyor. Adalet
Bakanı'na "O kapılann açıhnasını
bir hak olarak gördüğünüzü ilan
edin' dedik. 'Hayır' dediler. O kapı-
nm açdması, disiplin sucu olanlar dı-
şuıda, bir haktır. Bu arada mev cut F
tipi cezaevlerinde en az 15 kişilik
alanlar yok. Konuştna yok, felsefe
yapma yok, kültürel faaliyet yapıla-
cak derseniz. Bu sofistike tecrit olur.
Bu isedünyanuı hiçbiryerindeyok.^
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN
s'DC&İlfe
KKTC'den dönen Türk. Ankara Te-
nis Kulübü Sergi Sakmu'nda, ressam
NedretÇıgırgan'ınresimsergisiniac-
o. Türk açıhştan sonra tenis oynadı.
Adalet Bakanı Türk
Gereken her
şeyiyaptik
U:FKOŞA/ANKARA(Cumhuri-
yet) - Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk, cezaevlerinde sürdürülen
ölüm oruçlannın hiçbir haklı gerek-
çesi olmadığını belirterek ölüm
oruçlannın, bazı yasadışı örgütlerin
artık cezaevlerinde at koşturmasına
engel olacak yeni bir düzenleme ge-
tirildiği için sürdürüldüğünü savun-
du.
Türk. KKTC'de gazetecilerin ce-
zaevinde sürdürülen ölüm oruçlany-
la ilgili sorulannı yanıtladı. Örgütle-
rin insanlann vicdanlannı isyan et-
tirecek bir yöntem seçtiklerini belir-
ten Türk "Biz bu eylemkrin sonaer-
dirilmesi için gereken her şeyiyapuk,
yapmaya devam ediyonız."
Ankara'da da gazetecilerin sorula-
nnı yanıtlayan Türk. "Tedavisi
mümkün olmayan hastahklar sonu-
cu cezaertelemesindenvtjs aftan ya-
rarianmak isteyen mahkûmlar, Sağ-
hk Kurulu'nun muayene ve tedavisi-
ni kabul etmeü. Bugün (dün) hayan-
nı kaybeden tutuklu Fatma Hülya
Tümgan da, tedaviedilemeyenhasta-
hklar nedennieeezaertelemesiyada
aftan >ararlanabilirdi" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
DSP Genel Kongresi bugün yapı-
lıyor. Eğer son anda bir engel çık-
mazsa Bülent Ecevit dışında genel
başkanlık için Sema Pişkinsüt de
aday olacak. DSP gibi, lidere bağlı
olarak kurulmuş ve liderin ismiyle var
olan bir partinin genel başkanlığına
bir başka ismin seçilmesini kimse
düşünemez bile. Yine biliyoruz ki,
DSP'de herhangi bir şekilde muha-
lif olmak, milletvekilliğini yitirmekten
partiden ihraç edilmeye kadar uza-
nan bir tehlikeyi göze almayı gerek-
tirir. Böyle düşünülüp böyle bilindiği
için Pişkinsüt'ün adaylığı önemsen-
meli.
Pişkinsüt, milletvekilliği süresince
böyle bir görevi yerine getirecek çap-
ta olduğunu davranışlanyla kanıtla-
dı. Pişkinsüt, Meclis Insan Haklan
Komisyonu Başkanı olarak, çok
önemli çalışmalara imza attı. Onun
ve komisyon üyesi arkadaşlannın yıl-
lar süren çabaianyia ortaya çıkan ve
basılan araştırma, soruşturma rapor-
ları, büyük bir toplumsal gerçeği bel-
geleriyle gözler önüne serdi.
Cezaevlerinden başlayıp karakol-
Sema Pişkinsüt Başkan Olsa
lar, yargı üçgeninde tutuklu ve mah-
kûmların başına gelenlerin peşine
düşen Pişkinsüt ve arkadaşlarının or-
taya çıkardıklan belgesel niteliğinde-
ki araştırmalar, TBMM üyelerinin son
yıllarda yaptığı en etkili çalışmalar-
dan birisi olarak önümüzde duruyor.
Pişkınsüt'ten bu çalışmaları hangi
koşullarda yaptıkiannı ve nasıl sis-
temli hale getirdiklerini anlatan iki ko-
nuşmasını dinlemiş birisi olarak, ge-
nel başkan adaylığını daha da an-
lamlı buluyorum.
Bülent Ecevit'in bir süre sonra ge-
nel başkanlığı bir başka birisine dev-
redeceği bir süreç içindeyiz. Türki-
ye'nin içinde bulunduğu koşullarda
bir kadın genel başkanın ülkenin en
büyük partisinin başına geçmesi ne
kadar iyi olur. Bu arada Bülent ve
Rahşan Ecevit de kendi deneyim-
lerini yeni genel başkana aktanrlar
ve parti taze bir kan kazanmış olur.
Bülent Ecevit de birikimlerini daha
elverişli koşullarda ülkenin hizmetine
sunma olanağı kazanır.
Pişkinsüt'ün genel başkan olması
yalnızca DSP açısından değil, Türki-
ye açısından da oldukça önemli so-
nuçlaryaratabilir. Örneğin Pişkinsüt,
dinamizmi ve insan haklan konusun-
daki titizliğiyle ölüm oruçlannın çözü-
münde "Devlet pazariık etmez" tü-
ründen efelenen bir yolu seçmeye-
bilir. Bunun yerine bir kadın duyariı-
ğıyla, sorunun insani boyutlannı dik-
kate alarak çözüm için çaba sarf
edebilir.
Pişkinsüt, Istanbul Valisi gibi Filis-
tin askısını görüp, "Bu basit bir so-
pa" diyen bürokratlar yerine, evren-
sel ölçütlere bağlı bürokratlann yö-
netimlere gelmesini sağlayabilir. Piş-
kinsüt, işkence ve baskıya dayalı çü-
rümüş yapının değişmesi için toplu-
mu harekete geçirebilir, daha geniş
bir ufukla bu işin çözümü için radikal
adımlar atabilir.
Türkiye'nin bir değişime ve kadın
duyarlılığına ihtiyacı var. Sema Piş-
kinsüt, bu konuda kendisini kanıtla-
mış kadın siyasetçilerden. O neden-
le, bir tavır alarak partisinin genel
başkanlığına aday olması, bugün ne-
tice vermese bile yarınlara bir umut
ışığı olabilir.
Kadın Adaylan Destekleme Der-
neği (KA-DER) Genel Başkanı Zülal
Kılıç da Sema Pişkinsüt'ü destekle-
diklerini açıklarken şöyle diyor: "Ka-
dının siyasalyaşamda neredeyse hiç
gözükmediği ülkemizde Sayın Piş-
kinsüt'ün bu kararı vermesini çok
önemli ve olumlu buluyoruz. Başta
kadın ve insan haklan kurvluşlan ol-
mak üzere bütün halkımızı, daha ön-
ceki çalışmalanyla kamuoyunda say-
gın bir yer edinmiş olan Sema Piş-
kinsüt'ün DSP genel başkanlığına
adaylığını desteklemeye çağınyo-
ruz."
•••
Sema Pişkinsüt'ün kazanıp kaza-
namayacağından daha önemli olan,
onun genel başkanlığa aday olması-
dır. En azından hepimize, bakın her
partinin içinde çeşitli çözümler üre-
tilebilir, en azından yeni bir ufuk açı-
labilir, diyebilmesi. Sema Pişkinsüt'ü
bu ülkenin başbakanı olarak düşün-
mek bile umut verici. Üstelik bu ülke
değişimın eşiğinde. Türkiye'nin te-
pesine çöken umutsuzluk ve karam-
sariık tablosundan kurtulabilmek için
Sema Pişkinsüt'ün çıkışlan gibi çıkış-
lara her zamankinden daha çok ihti-
yaç var.
Bu ülke değişecek. 12 Eylül kafa-
sıyla, işkenceyle, baskıyla, tehditle,
ölümle yönetilen Türkiye iflasın eşi-
ğine geldi. Birileri bir yerden başla-
yacak. Sema Pişkinsüt'ün çıkışını,
bir değişimin ilk ışığı olarak neden
düşünmeyelim. Her değişim, birile-
rinin bir yerlerdeki ilk çıkışıyla başla-
madı mı? Japonya'da yaşanan son
krizin ardından hükümete çok sayı-
da kadın bakanın ginmesi de bir umut
olarak kabul görüyor.
Pişkinsüt'ün genel başkanlık
adaylığını anlamlı, önemli ve umut
verici buluyorum. Kendisine başan-
lar diliyorum.