22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 NİSAN 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sabotaj: 30 bin alabalık zehirlendi Haber Merkeaa - Ardahan'da bir alabalık tesi- sindeki havuzlara atılan zehirli maddeyle yakla- şık 30 bin alabalık zehirlendi. Merkeze bağlı De- ğirmenli Köyü'nde Aşkın Kaya'ya ait alabalık tesisindeki havuzlara, henüz knnliği tespit edUe- meyen kişi veya kişilerce zehirli madde aülması sonucutesisteki 50bin alabalıktan yaklaşık 30 bi- ni zehirlendi. Jandarma yetkilileri önceki gün iki kişi tarafından aynı alabalık tesisinden silah zo- ruyla 10 adek alabalık gasp edüdiğini hatırlata- rak iki olay arasındaherhangi bir bağlantı olup ol- madığmın araştınldığını kaydettiler. 30 konut için 3 bin kişi kurada BOLU (AA) - Bolu'da boş olan 30 prefabrike ev için noter huzurunda yapılan kuraya, çadırkentler- de yaşayan 3 bin depremzede katıldı. Vali Yardım- cısı OsmanBuIguıiu, Mehmetçik-3 Çadırkenti'nde yapılan prefabrike ev kurasmdakı konuşmada, ça- dırkentlerin önümözdeki haitadan itibaren boşaltıl- maya başlanacağını belirtti. Bulgurlu, depremzede- lerin boşalthğı 30 prefabrike ev için yapılacak çe- kilişe evlerinin olmadığına dair belgesi bulunan 3 bin kişinin başvuruda bulunduğunu kaydetti. Da- ha sonra kura ile evler yeni sahiplerini buldu. Protestocu başkanın eşekleri teief oldu NEVŞEHtR(AA)-Nevşehir'in Ürgûp ilçesine bağlı Ortahisar beldesinde, "LPG'ye üst üste ge- len zamlan protestoiçin" makam aracı yerine "eşe- ğebinen" belediye başkanı Erkal Yandı, ilk eşeği- nin ölmesi. ikinci eşeğinin de hastalanraası üzeri- ne "bisiklette" karar kıldı. Belediye başkanı Yan- dı, LPG ile çalışan makam aracınt, LPG'ye üst üs- te gelen zamlar ve vergileri protesto için kullan- madığını söyledi. Beldedeki incelemelerini, pro- testo sonrası bir vatandaş tarafından hibe edilen eşek ile yaptığmı belirten Yandı, eşeğin yoğun ça- hşma temposuna dayanamayıp ölmesi üzerine 45 milyon liraya bir başka eşek aldığraı, bu eşeğin de bitap düşerek hastalanması sonucu, çareyi bisik- lete binmekte bulduğunu kaydetti. SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk "... DERSTEKİKIZLARDANBI- Rl TÜRBANLI, DİĞERÎ MÎNİ ETEKÜYDİ, ARKADAŞTILAR, TÜRKİYEBÖYLEOLMAU " KEMAL DERVÎŞ DERVIŞ - POLİTİKA BİR SANATTIR Kazanlı kasabası ölümlerin nedeni olarak soda fabrikasım gösterdi Kapkııııbağalar salıile vurdu NAZMİAKDAĞ MERSİN - Dünyaca ünlü olan ve koruma altma alınan dev yeşil deniz kaplumbağalan (Cheolonia Mydas) Mersin'e 10 kilometre uzaklıktaki Kazanlı kasabası sahillerinde ölü olarak karaya vurdu. Nesilleri yok olma tehlikesiyle karşı karşı- ya kalan ve Kazanlı kasabasında yıllardıryu- murta bırakan dev deniz kaplumbağalann- dan 8 tanesinin kıyıda ölü olarak bulunması, Kazanlı halkı tarafından tepkiyle karşılandı. Yaklaşık 18 kilometrelik sahil kesiminde sık sık kaplumbağa, yunus ve birçok balık türü ölümüne rastladıklannı, bunun nedeninin de kasabalannda kurulu bulunan Sodave Krom- san fabrikalan olduğunu söyleyen Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıkhnm, bu tür ölümlerin mutlaka önüne geçilmesi gerekti- ğini, kaplumbağalann ölüm nedenlerini ısrar- • Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldınm, yaklaşık 18 kilometrelik sahil kesiminde sık sık kaplumbağa, yunus ve birçok balık türü ölümüne rastladıklannı, bunun nedeninin de kasabalannda kurulu bulunan Soda ve Kromsan fabrikalan olduğunu söyledi. la araştıracaklannı ve gereken yasal işlemle- rin yaptınlmasını sağlayacaklannı söyledi. Sahile vuran kaplumbağalannın ölümüne üzüldüğünü gizlemeyen ve "Biz bu canhlar ölsündryeınimücadeleediyoruz?''diyenBaş- kan Yıldınm şöyle konuştu: "Kaplumbağa- lann öJüm nedenini bilmiyoruz, ancak anır- lanmız içindeki Soda ve Kromsan fabrikala- nnın aüklanndan öldükkrini sanıyonız. Va- limize, Tanm Ü Müdüriüğü'ne ve Çevre Ü Müdürlüğü'ne haber verdim, gereken inceie- menin yapılmasını istedim. Kaplumbağadan parçalarahnıptahlfl yapünlmasını sağlayaca- ğun.Yeşildenizkaplumbağalan 95mihonyü- dır yaşamdalar ve kasabanuz sahillerinde de yüzyıDardır görülmekte ve üremekteler. Biz bunca zamandır yaşayan yeşfl deniz kaplum- bağalannı birkaçyılda yok edeceğiz.Ania ben etimden gektiği kadar mücadele edip onlann yok olmasına göz yummayacağım.'' Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldı- nm'ın isteği üzerine deniz kaplumbağalannın ölüm nedenlerini incelemeye gelen Çevre II Müdürlüğü biyologlanndan Zübeyir Güvel ise "Kaplumbağalar balıkçılann ağlanna ta- küıp öhnüş gibi gözüküyor. Ancak yine de ke- sin birşeysövtemek mümkündeğfl,araşanhk- tan sonraölüm nedenkriortaya çıkabilir, ama müdürtükolaraketimizdeyetertiteknikdona- nım yok,otopsioianağumzyok. Bu arada kap- lumbağalann bir kiıülik nedeniyle ölmüş, ola- bilecekleri kanısuıda da değflim" dedı. 28 Nisan Cumartesi günii açılışını yapacağımız Geleceğimizin Çocukları Vakfı Kız Yetiştirme Yurdu için vakfımıza katkıda bulunan tüm kişi ve kuruluşlara teşekkürü borç biliriz. Acar Yıldınm Ali Kibar . . Ali Yıldınm AUnur Velidedeoğlu Ara Kuyumcuyan Atilla Türkmen Aydan Semker Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği Bodrum Maya Tatil Köyü Sakınlerı Cem Hakko Cerrahgil A.Ş. Demir Factoring A.Ş. Denet Yönetim Danışmanlığı A.Ş. Derya Babacan EkincilerLtd. Şti. Erol Çarmıklı Ertuğrul Kurtoğlu Eşref Cerrahoğlu Fransız Tıcaret Odası Güzel Sanatlar Saatchı & Saatchi Has Otomotıv Tic. ve San.A.Ş. Hülya Şahin İGSTic.A.Ş. İlter Süheyla Çiftçi investa Danışmanlık ve Ticaret A.Ş. Kamera Reklam ve Turizm Tic. San. A.Ş. Manajans / Thompson Mehmet Yücel Melisa Eliyeşil MılgazA.Ş. Saffet Pınar Eczacıbaşı Sagra Gıda A.Ş. Sahpari Kashogi Sema Cıngıllıoğlu Suadiye Rotary Klübü Türkmen Holding A.Ş. Vakıflar Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü Yetiş Oış Tic.ve Gıda San.A.Ş. Yıldınm Mayruk Zelfa Olivie Visual Türkiye Doğu'da kış bitmek bilmiyor normallerinin üzerinde sıcaklıkyaşanırken bazı yörelerde ise kar yağı>or. Er- zunun'da önceki gün akşam saarJerinde başlayan yağmur, yerini kar yağtşı- na bırakü. Nisan ayının ortasmda yağan kar yurttaşlan şaşırttı. Palandö- ken'de kar kahnhğı 5 santimetreye ulaşü. Hayvancıhkla uğraşanyıırttaşlar ise karla kaplanan otlaklarda hayvânlan için yeşil alaniar aradılar. Erzurum'un yaıu sıra Rize'nin tkizdere ilçesinde de dün kar yağdL 22 Üniversiteyi soyan hırsızı DNA testi ele verdi İçtiği sigara yakalatb _ KAYSERİ (AA) - Aralannda Erciyes Üniversitesi'nin de bulunduğu 22 üni- versiteyi soyan Emin Köroğlu, Gazi Üniversitesi'ni soyarken suçüstü yaka- landı. Emin Köroğlu'na, yaklaşık 3.5 ay önce hırsızlık yaptığı Erciyes Universi- tesi'nde tatbikat yaptı- nldı. Köroğlu, burada rektörlük binasına, Ma- li Işler Daire Başkanlı- ğı'nınkapısından, pen- cere cammı kırarak gir- diğini, daha önce karşı- laştığı güvenlik görev- lisine de kendisini "Po- lis Hasan THkT olarak tanıtarak, sahte kimlik ve kurusıkı tabancasını gösterdiğini söyledi. Emin Köroğlu, rektörlük katının girişinden güvenlik görevlilerine ait telsiz, genel sekreterin odasında bulunan kasadan kredi kartı ve telsiz telefon çaldığını, Rektör Prof. • Çiftçi, Emin Köroğhı'nun kimliğinin olay yerinde içtigi sigara izmaritleri üzerinde bıraktığı tükürükten DNA testi yapılarak belirlendiğini ve tüm yurttaki emniyet müdürİüklerine bildirildiğini kaydetti. Dr. ZekiYümaz'ın odasına ise kapıyı kı- ramadığı için giremediğini kaydetti. Asayiş Şube Müdürü Hasan Çiftçi de yaptığı açıklamada, Emin Köroğlu'nun hırsızlıktan 41 ayn sabıkası olduğunu, aralannda Erciyes Üniversitesi'nin de bulunduğu 22 ayn üni- versiteyi soyduğunu ve çaldığı paralarla otomo- bil aldığının belirlendi- ğini bildirdi. Çiftçi, Emin Köroğ- lu'nun kimliğinin olay yerinde içtiği sigara iz- maritleri üzerinde bı- raktığı tükürükten DNA testi yapılarak belirlen- diğini ve tüm yurttaki emniyet müdürİüklerine bildirildiğini kaydetti. Hasan Çiftçi, Köroğlu'nun Kayseri'de 3 ayn hırsızlık olayına daha kanştığının tespit edüdiğini belirtti. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yanıta Yanıt (3) Bu yanrta yanıtlar, biraz da 'pehlivan tefrika- sına' döndü, ama aşağılayıcı bir üslupla yapılan saptırılmış yanıtların altında kalmam söz konu- su olmasa gerek. Ve en çok oyu aldığı için ata- nan ve yüzde 30 cıvarında bir oy aldığı için ken- dini 'seçilmiş' zanneden lü'nün Sayın Rektö- rü'nün hafızasını tazelemekte çok yarar var. • • • Sayın Alemdaroğlu 'Demokrasi-Hoşgörü' başlığı altında başkalarına gösterdiğim hoşgö- rüyü, kendi bölümümde esirgediğimden söz et- mekte ve birkaç örnek vermektedir. Şimdi bun- lan tek tek ele alacağım. Bölümdeki bir yardımcı doçentin süresini uzatmamak için elimden geleni yaptığımı söy- lerken ya (çoğu kez olduğu gıbi!) yanlış bılgilen- dirilmiş ya da olaylan kanştırmış durumdalar. Zi- ra 'hiçbir kimsenin süresini uzatmamak için, hiçbir gayret göstermedim'. Bu konuda şerefi- mi ortaya koyarım. Aksini ispat etmeyenleri de Sayın Rektörü yanlış bilgilendirenleri de şeref- sizlikle suçlanm. Sayın Rektör, Senato'da, 'uzatmalar' konu- sunda kesin kararlı olduğunu ve 'dosyası hazır- lanmadan' gelen talepleri reddedeceğini dile getirmişken, bizim bölümdeki bir yardımcı do- çentin uzatması gelmişti. 15 yıllık akademik ya- şamında, görmediğim tezi hariç 15 satır karala- mamış olan bu meslektaşıma Senato'dakı ha- vayı anlatmış ve en azından faaliyet raporunu bir dosyaya donüştürmesını ıstemiştim. Böyle bir rapor vermeyen bu meslektaşımın uzatmasının Rektöriükçe yapıldığını ve bölüm ve dekanlık teklıflerinin beklenmediğini öğrendim. Belli 'kolejlerde' okumuş olmanın bir sonucu olan bu 'duruma', ne resmen ne de gayrıresmı hiçbir itiraz dile getirmedim. Aradan epey zaman geçtikten sonra bir gün kalabalık bir meslektaş grubu, aramızdaki ko- nuları çözümlememiz konusunda benı sayın rektörün makamına davet ettiler. Aralannda anımsadığım kadanyla Istanbul Tıp ve Işletme faküftelerinin değerli dekanları da vardı. Ve ora- da konuşurken, çifte standardına örnek olarak bu 'uzatmayı' gosterdım. "Hem dosyasız gön- dermeyin diyorsunuz hem de bölum teklifi ol- madan uzatma yapıyorsunuz" dedim. Süre uzatmamaya çaJışmak bu mu?.. Ufuk Uras konusunda da hiçbir, ama hiçbir 'dahlim' olmadı. Benim haberim olmadan ve izin talep etmeden ayrılıp gitti ve aday oldu. Ge- ri dönmesi söz konusu olduğu zaman da, "Na- sıl aynldıysa öyle geri gelsin" dedim. Geri dön- düğü zaman da, en ufak bir itırazım ya da eleş- tirim olmadı. Bu mu 'kabul yazısı bekletmek?' Böyle bir yazı olduğunu bile duymadım. Bu ko- nudaki yalanları dile getırenleri de açıkça 'müf- teri' ilan ediyoaım. 'Utanmazlıkla' suçladığım bir meslektaşımla ilgili kanaatim değişmemiştir. Ancak sıfat olarak değil, fiil olarak utanmazlıktan söz etmiştim. Şu anda IÜ Sosyal Bilimler Enstıtüsü'nün başında olan ve üniversitemizin 'Uluslararası llişkiler' yüksek lisans ve doktora programlarından so- rumlu olan bu arkadaşımız, Sayın YÖK Başka- nımızasoru soracağı yerde, uluslararası ılışkıler eğıtıminin gereksizliğini anlatmış ve bu arada Boğaziçi Üniversitesi'ni, kendi ifadeleriyle 'ten- zih etmişti'. Bir akademisyenin, 20 küsur yıldır ekmeğini yediği bir kurumu böylesine aşağıla- masını anlayabilmem asla mümkün değildır. He- le Istanbul Üniversitesi'ni yere göğe sığdırama- yan Sayın Rektörün, bu meslektaşımızın bu tav- nna alkış tutması, üzerinde düşünülmesi gere- ken bir konudur. • • • 'Üniversitede Yeniden Yapılanma-Görev Bı- linci' başlığı aftında, siz değerli okurianmın pek de ilgisini çekmeyeceğıni düşündüğüm teknik ayrıntılardan sonra, özetle 'derslerimi ve öğren- cilerimi ihmal ettiğim' ileri sürülmektedir. öğrencilerimi zaman zaman ihmal ettiğim doğrudur ve bunu ve bunun bende yarartığı ra- hatsızlığı kendi sütunumda da dile getirmişim- dir. Fakat bunun nedeni, 'gezmek tozmak' de- ğil, Mustafa Kemal aydınlığını Istanbul içi vedı- şında yaymaya çabalamak olmuştur. Kaldı ki, ki- mi zaman haftada 30 saat ders yüku taşıyan bir öğretim üyesi olarak, Sayın Kemal Alemdaroğ- lu'nun tüm akademik yaşamında verdiğı ders- ten fazlasını, ben her yıl vermekteyım. SBF'deki siyasal tarih konusundaki tartışma- lanmız da farklı yönlere çekilmek ıstenmektedir. 24 Mart 2001 'deki yazımda bu konuyu şöyle açıklamıştım: "... Ben o genç arkadaşla yıtlardır burun buruna otunjyorum ve kendi ölçüleriiçin- de çoksevdiğim gibi, uğraşmayı da asla düşün- mem. Hatta tüm eleştirilerime rağmen fakülte- min dekanına da sevgi ve saygı duyanm. Fakat benim sıkıntım, bir fakülte dekanının, bızım fa- kültemizden uluorta bir öğretim üyesi talebı ve bunu istemeyen bir insanın adeta zorla görev- lendirilmesi idi..." Gerçekten, SBF'nin Sayın Dekanı'nın 8 Şubat 2001 tarihli yazısı şöyle noktalanıyordu: "Bu derslerin yıl sonuna kadar yürütülebılmesi için fakûltemiz (herhalde fakülteniz olacak-TA) öğ- retim üyelerinin yardımı gerekmektedir. Gereğini bilgilerinize saygılarımla rica ede- rim." Bu üslup, ancak bir üst makamın üslubu ola- bilir. Ve beni rahatsız eden şey de buydu. Kaldı ki, 'kadro zenginliği' gerekçesiyle açık tutulan SBF Uluslararası llişkiler Bölümü'ndeki 'kadro yetersizliği' bu olayda açıkça görülüyordu. • • • 'Üniversite Yönetimi ve Toktamış Ateş' ve 'Bölümlerin Birleştirilmesi Karan' başlıkları al- tındaki aynntılara girmeyeceğim. Fakat şu ka- dannı söyleyeyim ki Senato'da alınan karar 5'e karşı 51 oyla alınmamıştır. Zira 'kararsız' oylar 'olumlu' sayılamaz. Ben, o günkü Senato toplantısında vardım. Imza listesine bakılırsa bu görülür. Fakat gün- demin son maddesine geçildıği zaman, bir ma- zeret pusulası göndererek aynlmıştım. Böyle ya- şamsal bir kararın, gündemde yer almadan, ek gündem getirilmeden, bir komisyon kurulmadan ve dekanlık ve bölümlerin görüşleri sorulmadan yanm saatte alınacağını nereden bilebilirdim? Bu bile Sayın Rektörümüzün demokrasi an- layışını göstermiyor mu? 'Çifte standart' örneklerini ileride vereceğim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle