28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2001 CUMABTESİ O L A Y L A R V E VrORUŞLıtıK. [email protected] Kamu Taşuımazlannın Satışı... t Prof. Dr. Ahmet AÇLAR Yıldız Teknik Üniversitesi S on günlerde kamu malla- nnm satılarak devlete iç kaynak yaratılacağını, bu amaçla gerekli yasal dü- zenlemelerin yapılacağını duymaktayız. Günûmûze değın çeşitli tarihlerde yapılan imar af- fivasalan,kamutaşuunaziarını>ağma- lamaaraaolmuş; ikerinde300-500 mi- yon liralık gecekondu bulunan trüyon- lukkamuareavçarazileri işgakilere,lur- sı/Jara tapulanraışûr. Yenı ekonomık program çerçevesinde devlete kaynak sağlamak amacıyla gündetne getirilen Hazme arazilerinin, gecekondu sahip- lenne satılarak yeni bir imar affina yol açmasından korkulmaktadır. Bu uygu- lamalann toplumsal huzur ve ahlakı, bozucu yönde etkileyeceği açıktır. Tapuİama ve kadastro ik ilgili yasa- lannuz, kamu arazilerinin züyedik yo- luyla özel ryeüge dönüştürüJerek dden çıkanlmasını adeta destekknıiştir. Bü- yük göç alan tstanbul'da artık halk, Beykoz'da, Sanyer'de, Yakacık'ta, Şi- le'de kısaca tüm kentte orman alanla- nna saldırmakta, yakıp yıkmakta ve ûzerine inşaat yaparak ışgal etmektedir. 6131 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesine göre orman alanı dışına çı- kanlan ve tasarrufu belirsiz bırakılan alanlann miktan, son yıllarda gittikçe artmaktadır. Kuşkusuz bunun siyasal, ekonomık ve sosyal pek çok nedeni vardır. Fakather ne olursa olsun devle- tin arazisini, ormanııu, taşınmazuu ça- laıüaraartık •dur"demek,hııkukunve yasaldüzenin üstüırfüğünü kanıtlamak gerekmektedir. Ülke yerleşim politikalan, ülke bü- tününde konut, sokak, cadde, semt, ma- halle, köy, belde, şehir ve büyûk şehir- den, çevre, bölge ölçeklerine kadar eko- nomik ve sosyal faaliyetler arasında dengelı gelişmeyı, kalkınmayı hedefle- mektedir. Böylesı kalkınma program- lannda başanya ulaşmak için kamu ta- şınmazlan en büyük araçtır. Oysa ülke- mizde özellikle, Istanbul ve öteki bü- yük kentlerimİ7de yukanda saydığınuz yollarla kamunun elinden çıkanlan ta- şınmazlann çok kısa bir zaman sonra Volkan ÇAĞDAŞ^.Gör. altyapı uygulamalan için çok büyük bedel ve uğraşlarla kamuya tekrar ka- zandınldığına sık sık tanık olmaktayız. Bu ise kalkınma programlannm uygu- lanmasını güçleştirmekte ve hattaülke- mizin Avrupa tnsan Haklan Mahke- mesi'ne şikâyetine de neden olmakta- dır. Uygulamadaki aksaklıklar Çeşitli ekonomikve sosyal nedenler- le sonotuzyılda ülkenüfusumuzun bü- yük bir kısmı yüzyıllardn-üzerinde ya- şadığı, işlediği toprağuu terk ederek büyük kentlere göç etmiştir, Kentsel alanlara yönelen nüfus bas- kısını kontrol altına alacak ülke plan- lan ile entegre kentsel politikalar oluş- turulmadığından arsa ve konut sunumu, istemi karşılayamamakta, büyük insan yığınlan kamu otoritesiningüçsüzlüğün- den vedenetimsizliğinden yararlanarak kamu taşınmazlannı işgal etmektedir- ler. Bugün büyük kent alanlannın ya- ndan fazlası hisseli arazi ve kamu ara- zilen üzerindeki kaçakyapılardan oluş- maktadır. Af yasalan, kaçak, depreme daya- nıksız yapılar, fazladan çılalan katlar. jeolojik-jeoteknik raporlara aykın si- yasete bağlı planlama, tehlikeli-riskli alanlan imara açan kararlar, kısa süre- li mühendissiz, mimarsız yapılan bi- nalar, yanlış projeler üretimine ve tama- men denetimsiz inşatlann kamu arsa ve arazileri üzerinde de oluşumuna ne- den olmuş, gecekondulaşmayı özen- dirmiştir. Bu bağlamda denetimli, dep- reme dayanıklı iman sağlamayı amaç- layanlONisan 2000 tarih 595 sayüıKa- nun Hükmünde Kararname'nin etkile- ri de korkanz aynı yönde olacaknr. İmar affi yasalan Be getirilen işgaUi topraklann sattp, arazi ve arsa düzen- lemesi hükümleri, bekdiyeterce, sözde imar ıslah planları yapılarak gecekon- du ve hisseli, ifrazlı alanlan olduğu gı- biyasaDaşnrmayohıolarakkullanılmak- ta, yani bir nevi bjzh kadastro yapma yetkisine dönüştürühnekte ve çarptk kentkşmeyi destekkmektedir. Bu ise yasal yöndençokbüyük sakıncalar ya- ratmakta, birçok haklann kaybolması- na neden olmakta, devlet ve yerel ida- relerin savurgan yatınm yapmalarını gerektirmektedir. Yasa koyucu, amacı doğrultusunda kullamlması için belediyelere ya da özel idarelere devrettiği arsalar için ge- tirmiş olduğu kısıtlayıcı hükümlerin uygulanmasını sağlayamamaktadtr. Za- ten bukonuda uygulama yetkisinınkim- de olduğubelli değüdir. 6131 sayılı Or- man Kanunu'nun 2/B maddesine göre, orman alanı dışına çıkanlan ve tasa- rurfu belirsiz bırakılan alarüar, 2000 yüı sonu itibanyla448.410hektaraulaş- mıştır. 1973'ten günümüze her kalkın- ma planı döneminde ortalama 10.000- 150.000 ha, başka bir deyişle sınırlan- dınlması yapılan orman varhğımızın yaklaşık yüzde 3'ü, 2/B uygulaması ile orman smın dışına çıkanlmışür. TMMOB Orman Mühendisleri Oda- sı'nın yaptığı bir araştırmaya göre, 1950'den itibaren bugüne kadar kay- bedilen 2.700.000 ha orman alanının yüzde 56'smm yapılan yasal düzenle- meler ile kaybedilmiş ve onlarca yatı- nm alanı için "kamu yaran" adı altın- da yaklaşık 30.000 kişi ve kuruluşa 1.000.000 ha'lık orman alanı kullanım- lan için tahsis edilmiştir. Bu şekilde anayasanm 169. maddesine aykın ola- rak ormanlar, üstü kapalı bir şekilde özelleştirilmiştir. örneğin Istanbul'da son aylarda su koruma havzalanndakı ge- cekondu sahiplerine bile "Nasılotsaiş- gatinizdeki yerier aze satdacak, beledi- yemize375.000TL'm2 şnndidenödeyin, yerinizmharitasmıvapahm" denilebıl- mektedir. Önerfler Çağdaş toprak politikalan, kırsal ve kentsel alanlardaki topraklar üzerinde bireysel iyelikle toplum ve kamuyarar- lannı bağdaştıncı nitelikte olmalıdır. Ülke topraklannın yönetimıne ilişkin planlar arasında bir hiyerarşinin bulun- ması gerekir. önce tüm ilgili kurumla- nn görüşü alınaraküst düzey planlarya- pılmalı, daha sonra da buna uygun alt düzey planlann gelıştırilmesi ve ekono- mik altyapı, sosyal donatı oluşum sü- reçleri ile ilişküendirilmeleri sağlan- malıdır. Bunun için mevcut imar yasa- mız, ülke planlama, kent yenileme vb. konulan da kapsayacak şekilde yeni yasalarla değiştirilmelidir. Kentlerimizde kendiliğinden ve ya- sal olmayan gelişmeler olmakta, kamu arazileri işgal edilmekte, oluşan rantlar kentin gelişmesini yönlendirmekte, ya- kılan orman arazileri orman alanı dışı- na çıkanlmakta, kıyılar yağmalanmak- ta, verirrüi tanm arazileri yapılaştmlmak- tadır. Kentsel arsa üzerinde imar haklan- nın yarattığı değer artışlannın, toprak sahibinin hakkı olarakgörülmesi kamu- nun yarattığı rantın kamuya dönmesi- ni engellemektedir. Bu bakımdan top- lum yaranna bir toprak politikası oluş- turulmalıdır. Son yıllarda devletin mal variığını elindençıkarmapolitikası imar uygulamalannda kamu taşınmazlannı koruma yönündeki eğilimlere engel ol- maktadır. Bugün kent alanlanmızda çeşitlenen arsa isteminden söz etmek gerekir. Ar- saüretimpolitikalan bu gereksinıme ya- nıt vermelidir. Arsa sorunu daha çok dar ve orta gelir grubunda sorun olmakta- dır. Çünkü ülkemızde üst gelir grupla- n gelirlerinin sağladığı ilişkilerle, alt gelir gruplan da yasal olmayan ilişki- lerle arsa sorununu çözmektedirler. Alt- yapısı tamamlanmış, halka sunulacak imarlı arsalann gecekondulaşma ve çar- pık kentleşmeyi önlemeye büyük kat- kısı olacaktır. Bu tür arsalann kamuya ait olanlannın iyeliği devlette kalmak koşuluyla yapı haklan satılabilir ya da kıralanabilir. Ülke topraklannın akılcı bir biçim- de yönetılmesi, bu amaçla çeşitli poli- tikalar üretilmesi ülke topraİdanna iliş- kin her türlü bilgirun değerlendirilme- si ile gerçekleşir. Bu amaçla kadastro ve tapu sicil sisteminin; özel iyelikteki taşınmazlarda olduğu gibi kamu mal- lanna ilişkin bilgüeri de arşivleyecekve kamu mallannı da güvence alüna ala- cak biçimde yeniden organize edilme- si gerekmektedir. 426.911 km'lik yüzölçümü ile ülke- mizin yüzde 54.7'sını oluşturan kamu taşınmaz mallannın yönetimi için ive- diliklebır u MiIhEmlakBakanhğı''ku- rulmalıdır. Milli Emlak Bakanhğı, ta- rihi ve arkeolojik eser alanlan, saray- lar, kaleler, eski kentler,ldoğal(ŞtT alai- lan vb. taşınmazlann yQneti«uJ|i»run- ması, işletimi ve bakırri içi li olarak ülkemizdeki tüp mazlanna sahip çıkm^lıdlr Bu lamda 1996Kasımı'ndap proje olarak başlatılan, SonflMfBkumet değişikliği nedeniyle yavaşlatılan Mil- li Emlak ve Gecekondu IsTah Proje- si'nden (MEG1P) de yararlanılabilir. Bu konu ile ilgili yasa, kamu taşın- mazlannm ilkeîi yönetimi yanında, "Miffi Emlak Bilgi Sistemi (MEBS)" ile kurumlar arası eşgüdüm ve bilgi ak- tanmı, değişimi ile kamu taşınmazla- nnm satışı, tahissi, kiraya verilmesi, trampası vebunlarüzerinde irtifak hak- lan vb. mükellefiyetler tesisini kolay- laştıracak, ülke bütününde ilişkilendı- recek, aynca kamu yaranna kullammı- nı, ekonomik yönetimini sağlayacak kurallan belirlemelidir. Ülke topraklanmızuı yüzde 8.5'ine karşılık gelen 66.335 km2'lik Hazi- ne'ye kayıüı taşınmazlann 29.984 km2'si çeşitli kamu kurum ve kuruluşlanna tahsis edilmiş, 36.351 km2'si ise tahsis edilmemiştir. 38.525 adet 106.6 km2 bi- na niteliğindeki, 164.240 adet 586.2 km2 arsa niteliğindeki, 797.031 adet 15.729.3 km2 arazi niteliğindeki maB- ye hazinesi üzerine tesciUive tahsis edü- memiş taynma/ mallann değerlendi- ribnesine yöneBk olarak Gav rimenkul Yatınm Ortakbğı kurulmaa,ekonomik değerteriyOksekkamutaşuunazlarııun halka açıİması yoluyla Bkit hale getirfl- mefcri ve ekonomiye kazandınlmalan sağ)anarakdevktimizebüyükba-iç kay- nak yaraülmahdır. Kamu kurumlan ve KİT'lerin atıl durumdaki, büyük gelir potansiyeli- ne sahip, yılda iki-üç ay kullanılan dinlenme, kamp vb. tesislerinin de geniş kapsamlı, gelir getirici kulla- nrmlan sağlanmahdır Aynca, kamu taşuunazlanndan çoğu. sanlacağuıa kira parası getirikri iledevlete altın yu- murîla>un tavuk olabüirkr. O halde devletin iç kaynak yaratmak amacıy- la neyi satıp neyi satmayacağı husu- sunu uzun vadeli irdelemesi, altın yu- murtlayan tavuklan yok pahasına sat- mak yerine sayılannı arttırmayı da düşünmesi yerinde olacaktır. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Otyam İçin... "Anadolu'nun bağnndan kopmuş birressam, biryazar, bir fotoğraf ustası... Sesleniyor kalem- le, objektifle, fırçayla. Yüreğimize sesleniyor... Duymaya, anlamaya, görmeye çağınyor. Anla- mak bir sorunu, anlamak bir insanı, tüm insanla- n anlamak!.. O sorunu, o insanın dertlerini çözüm- lemekte en önemli adımdır. önce göreceksin, anlayacaksın, sonra da çözümünü gerçek/eşfire- ceksin..." Böyle yazmışım yıllar önce! Bir ressam, bir ya- zar, bir fotoğraf ustası için... Kim olabilir? Fıkret Otyam'dan başka! Yetmiş beş yaşına girmiş... Yanm yüzyıllık ça- balardan, savaşlardan sonra!.. Dopdolu geçmiş biryaşam! Hep halk için, hep Anadolu insanı için!.. Fikret Otyam, uzun yıllar 'Cumhuriyet'in Arıka- ra Bürosu'nda görev yaptı. Bu, onun bir yönü!... Politika dünyasının içini dışını tanıdı. Röportajla- nyla, belgesel değerdefotoğraflanyla, açtığı resim sergileriyle apayrı bir üne ulaştı. Çok yönlü bir ki- şi.. ama hep insandan, hep Anadolu insanının acılannı, yoksulluğunu, anlamını duyurmaktan ya- na... Bugün, Harran çöllükten çıkmışsa; GAP'lar, ba- rajlar insanlanmıza yepyeni yaşam alanlan açmış- sa, bu sonuçta Otyam'ın etkisi, baskısı vardır. Yıl- larca "Gide Gide" ana başlıklı kitaplanyla bir uy- garlık savaşı vermiştir. Polm'kacılara öncülük et- miştir. Sonunda da bunca çaba harcadığı düşle- rinin mutlu bir sona kavuştuğunu görmüştür. O bir Orta Anadolu çocuğu. Aksaray'da doğ- muş büyümüş... Nerden gelrniş ona bu GüneyAna- dolu sevdası! Bu soruya şu yanıtı veriyor "...O topraklara ilk kez 1953 yılında ayak basış! Bu bir kara sevdadır vazgeçilmez! Yıllaryılı onla- nn dili, gözü, kulağı o/maya çalıştım. 1953 ve 1956 kaç yıl eder? En iyi bunlan biliyor, en iyi bu insanlan, bu doğayı uyumsuyorum, yaşıyorum, soluyorum. Helekadınlan!.. Bizim kadınlanmız, he- le onlar! Onlan anlamak salt resimle olurmuydu? Hayır, olmazdı (Işte o zaman yazı imdada yetişi- yordu. O yetmiyor.. fotoğraf koşarak geliyordu. Bu üçü arasında anlatmak istediğimi yalansız do- lansız birbirine ulayarak anlatmaya çalışıyordum, çalışıyorum yıllardır." Halkbank'ın yayımladığı koskoca bir kitap: "Fik- ret Otyam"... Yetmiş beş yıllık bir yaşantının öy- küleri! Resimler, fotoğraflar, anılaranılar! Mektup- lar... Ortıan Kemal, Oktay Rrfat, Orhan Peker, Abidin Dino, Yaşar Kemal, Cihat Burak, Çetin Attan, daha niceleri... Bakın, Çetin Altan bir mek- tubunda nasıl yorumlamış Otyam'ın amacını: "Halk yığınlannın dertleri, neşeleri, türküleri, maceralan Fikret'in ağzında, kaleminde, fotoğ- raflarında ve fırçasında öyle bir renklilikie biçim- lenirki, onlarda, Fikret'in sanatını değil, Fikret'in sanatında onlan seyredersiniz. Fikret'te halk, sa- nafkâhık göstermek için değil.. sanat, halkıgös- termek için bir araç değil, sanaf halkı göstermek için en etken en ondan kopmaz bir taşmadır." Bu kocaman anı kitabını kanştınrken o unutul- maz Amerika gezisini, o otuzlu yaşlann Fikret ile geçirdiğimiz o 1960 Şubatı'nı, dostluk günlerini bir kez daha yaşıyorum. Fikret gibileri hangi yaşa ge- lirlerse gelsinleryaşlanmak nedir bilmezler. Zaman bir şey yapamaz düşlerini gerçekleştirme uğraşı verenlere... Nice yıllara sevgili Otyam... Geçmiş olsun trafik kazasını ucuz atlatmışsın, seviniyonjm. Turizmde Yinelenen Yanlışlıklar -r. AbduOah TEKİN Akdeniz Üniversitesi öğretim Görevlisi K ültürel birikimler bağlamında dünyanın su olmuştur. Ama daha önemlisi Anadolu'da on en zengin ülkelerinden biri olmamıza bin yıldan fazla zaman içinde katmanlar biçi- karşuıbundan yeterince yararlanamıyo- minde var olan Frigya, Lidya, Mezopotamya, Eti, Urartu ve benzeri kültürlerle beslenen top- raklann üzerine yerleşmiş olmaktı. Bu zenginliği turistik gelir sağlayıcı amaçlar çerçevesinde kullanamadığımız gibi, yaşamın ültürel birikimler bağlamında dünyanın en zengin ülkelerinden biri olmamıza . karşınbundan yeterince yararlanamıyo- ruz. Dünyanın en zengin ülkelerinden bin söy- lemi abartıh olarak algılanmamalıdır. Orta As- ya steplerinde Çin örneği komşu ilişkilerinden oluşan kültür, Islami boyutun katkısı ve yolda alınanlarla birlikte Anadolu'ya ulaştığında bu- na bir de Baö kültürünün eklenmesi söz konu- akışı içinde de değerlendiremiyoruz. Kültürlü insan üretemiyor, kültürlü insanlann yönetim KÜLTÜR • SANAT (O 212) 293 89 7S ŞES—1885 İSTİKLALCAD. MO 14AKSANAT PROOÜKSİYON TIYATROSU JİJJ va»w Jorge Goidenberg Ç«V»t ZeynepAvcı Z.SoKas«po«u AKBAIMK ORTAOYÜNCULAR 1«« TEL: 0212. ZS1 1« U • M FAX: OZ1Z. »44 43 17 www.ortattjruncMor.cam hİbİnd«n Sotılık INGI E .4i}ital*aMa Cama »» CamtrtHİ 20.00 / Hm 15.00 n 11 00 COMPAO. OI«AT«R y. COMP*O .n KATKILAKITLA FİŞNE PAHÇESU t:Oi-i->TL'i<T-T Çarşamba 20.00 / Perşembe 2O.OO RHAN Bilet Satış Yerlerl : Ortaoyuncular Gişe 251 18 65 VAKKORAMALAR; Taksim. Suarfiye ve Akmerkez İstanbul teşekkür ediyor. 14-29 HİSUİtti ,'*ı". İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 20. Uluslararası İstanbul Film Festivali ..•] Bölüm Sponsorları'na teşekkür eder. Axa Oyak Başak Sigorta Beko Delta Fida Film Mas Matbaacılık A.Ş. Pringles Cinema Club Renault Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı Efes Pilsen TV5 Vivident *v ••*•&•• -•* - £•• Festival Sponsoru Kurumsal Sponsorlar TURKCELL ve eğitiminden yoksun kalıyoruz. Böyle olun- cabirkültürbirikimi olan uygarlık da çevremi- ze ugramıyor. Gelir sağlama, istihdam ve ödemeler denge- si boyutlannda ülkemız için büyük önem taşı- yan turizm alanında seyahat ve konaklama iş- letmelerinin 2001 yılı broşür ve katalog türün- deki tamüm malzemeleri yayımlandıkça eski- den beri yapılan kimi yanlışlıklann yinelendi- ği gözlenmektedir. Bunlar incelendiğinde, çok zengin doğal ve kültürel değerlere sahip olan ülkemizin bu zenginlikle- ri öne çıkanlacağına, ağır- lıklı olarak konaklama iş- letmelerinin ön planda tu- tuldugu bir tablo gözlene- cektir. Bu dogru bir yaklaşım değildir. Doğal ve kültürel boyutu zengin, şark gize- mini yansıtması arzulanan bir ülkeye salt otel için gi- dilmez. Turizmi otel mer- kezli dar sayılabilecek bir kıyı bandına sıkıştırmak, kitle turizminin yoğunlu- ğuyla tanıştınp bunun ne- den olacağı göreceli tahri- batı kabulleıımek anlamı- na gelir. Oysa turistikûrönyara- übnah ve bunlan öne çt- kannanm,sunmanınyoa»- n üzerinde durulmalı ve çabşihnabdır. Ekonomikve kültürel tü- ketimi yüksek olan turist gruplannın beklentilerini tanıtma ve sunma bağla- mmda iyi değerlendirdik- ten sonra sergilemek zo- rundayız. Bu gruplannbek- lentilerini kültür ve çevre turizmi boyutlannı içeren ekoturizm şemsiyesi alnn- da algılarsak doğa ve kül-' tür turizmi, lorsal turizm türlerine yönelmemizin ge- reği ortaya çıkar. Sunu is- tem dengesi itibanyla istem değişikliklerine karşın su- nuda değişıklik yapüma- ması, yani ürünlerin sergi- lenmemesi, istemdeld kök- lü değişikliklerin iyi de- ğerlendirilmediği anlamı- na gelir. Sunu genellikle fazla emek ve çaba gerek- tirmeyen kitle turizmine açık bir boyut göstermiş selektif turizm pencerele- ri fazla kullanılmamıştır. Unutmamak 'gerekif ki turizm sektörünün sürdü- rülebilirlik anlayışı çerçe- vesinde yansıyabilmesi, ya- şam çevresi ve kültürel özelliklerin korunması, da- ha önemlisi çevresel den- genin sağlanması ile ko- şutluk gösterir. f/. Bu Han Cumhuriyot Gazetesı'nin katkılarıyia yayınlanmıştır Cumhuriytf PENCERE Şaşkın Ördek Suya Dahyor... Avrupalı kadın parlamenter Mia Aseniûs, Fazi- tet Partisj lideri Kutan'la görüşmeye gitmiş. Kutan'ın yardmncısı Temel Karamollaoğlu da görüşmede hazır ve nazır iken Mia birden bacak bacak üstü- ne atmasın mı... Tam frikik... Bizimkiler ne yapacaklannı şaşırmışlar, sırtlannı kadına çevirmişler, sıkıntı basmış, abdestleri bo- zulur mu, bozulmaz mı?.. Mia ne yaptığını bilmiyor; adamlann neden ken- disine arkalannı döndüklerini nasıl anlasın?.. Fazi- let Partisi'nde ve medyada, ortaya çjkan sorun üzerine bir de tartışma başlamasın mı?.. Faziletli Ali Coşkun demiş ki: "- Onlar (Avrupalılar) açılıp saçılmayı çağdaşlık olarak biliyoriar. Biz de sergilenen mallara baka- nz!.." Avrupalı kadın parlamenter mal... Fiyatı ne?.. • Eskiden Anadolu'da çok rastlanan bir olaydı, ki- mi kasabada kara çarşaflı kadın yolda bir erkeğe rastladı mı durur, yüzünü duvara çevirip çömelir, çarşafını da kafasına geçirirdi. Neden?.. ( Abdesti bozulmasın diye... Erkegin abdesti bozulmasın diye sırtını kadına, kadının da kıçını erkeğe çevirmesi, bizim AB'ye kı- çın kıçın girmeye çalışmamızın gerekçesıni deaçtk- lıyor. ^ Sen şu Fazilet Partisi'ne bak!.. • Avratlardan medet umuyor. »'.••_ Mia!.. Fazilet senin bacaklanna bakamıyor, ama göz- lerinin içine bakryori.. * " • ' 15 = 15... Men dakka dukka... Ülkemizin gelecegine ilişkin programın kabası or- taya çıktı. Gerçekte bu, program değil, düpedüz bir operasyon!.. Artık iş uygulamaya kaldı. Dünya Bankası Başkanı James Wotfensohn Le Monde gazetesine açıklamış: "- Derviş'i Türkiye'ye biz gönderdik!.." Biz, Derviş'i Ecevit çağırdı sanıyorduk; artık giz- lisi saklısı yok, ekonomi bakanımız seçilmtş değil... Atanmış... Ama dışardan atanmış... Ey Osmanlı!.. Senin son yıllannda düştüğün çu- kur, bizimkinin derinliği yanında düz kalryor. 15 = 15.. 15yasaya15milyar... Idolar 1.200.000.-TL. "•* ' Sonra?.. VVolfensohn'un atadığı ekonomi bakanıyta "Ulu- sal Program"... Hem "Küreselleşiyoruz..." Hem "Ulusal Program..." Ne de hoş!.. Şaşkın ördek suya kıçıyla dalarmış, Kutan ile Karamollaoğlu hem Avrupa'dan medet umuyoriar hem de Mia'ya sırtlannı dönüyorlar, biz de Frenk patronun programını "Ulusal Program" diye hal- ka yutturmaya çalışryoruz... Düpedüz yalan söylüyoruz... '""'* " Yalan.. yalan.. yalan.. Yat da yuvarian!.. ANILARDA CEMİLER OKTAY SÖNMEZ'in "ufkun ötesinde kayboldular" diye nitelediği, gemileri tanıtan yapıtı İş Bankası Yayınlan arasında ÇIKTI 28 Nisan 2001 Bugûn depremin •l * * * * I .gunu Profesyonel gonûllûleriroiı hâlâ dcpremıedclerin vanındal, Dûzce'de, Cumhuriyet İlköğretim Okulu bahçesine yapılan Çağdaş Yaşam-IBM- Rehabilitasyon Merkezi'nde, özüriüter atöiyesi, okuma-yazma kurslan, dikiş-nakış ve bilgisayar eğitimi bütün hızıyta süfüyor. Bu merkezde Dûzce ÇYDD'nin gönüllülerj hizmet veriyor. Mefteze, 10 adet dlklş maidnesl ve bol miktarda kitap ve özellikle çocuk kttaplan gereUyor. Dileyenier bizi arasınlar lOtfen. (B12)2UI7Z7-2S2MI1 (l| gONari s«tt 10^0/17:00 um)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle