16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MART 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mahin Çayan'ı anma toreni • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 30 Mart I972'de öldürülen Mahir Çayan ve arkadaşlan. bugün mezarlan başında düzenlenecek törenle anılacaklar. 'Kızıldere katliamf nın 29. yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yapan 68'liler Birliği Vakfi Ankara Şube Başkanı Bülent Varger. Çayan ve arkadaşlannın, idama mahkûm edilen Deniz Gezmiş. Yusuf Aslan ve Hüseyin Inan'ı kurtarmak için yaşamlannı ortaya koyduklarını ve yargısız infazla katledildiklerini söyledi. Yeni vakıf iintversitelerî • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda. YÖK Yasası'nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasansı kabul edildi. Buna göre, Erciyes, Yüzüncüyıl ve Bahçeşehir üniversitelerine bağlı yeni fakülte; Izmir'de "Yaşar Üniversitesi" ve "tzmir Ekonomi Üniversitesi" ile "tstanbul Ticaret Odası Üniversitesi" adlanyla 3 v^kıf üniversitesi kurulacak. Yeni fakülte kurma yetkisi de Bakanlar Kurulu'na verilecek. Yöneticilere suç duyurusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Kızılay Derneği Denetçiler Kurulu Başkanı Günay Aksoy, 'çete oluşturarak ihale ve Kızılay'ın yan kuruluşlanndan menfaat sağladıklan' iddiasıyla Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Ertan Gönen ile yönetim kurulu üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara DGM'ye öğleden sonra gelen Aksoy. dilekçesini DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e verdi. Valiyi doktor sandılar • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehir Valisi Yusuf Erbay, valilikçe başlatılan "Her erkeğe bir ev işi, her anaya bir nefes" kampanyası kapsamında Inallı beldesinde kadmlann sorunlannı dinledi. Toplantının açılışı sırasında. sunuş yapan konuşmacının valiyi Doç. Dr. olarak tanıtmasının ardından kadınlar. Vali Erbay'ı tıp doktoru zannederek mide, sırt. bacak, şeker ve yüksek tansiyondan kaynaklanan sorunlannı dile getirdiler. Hukuk öğretimi tartışılacak • Haber Merkezi - Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği'nce 31 Mart Cumartesi günü, Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu'nda düzenlenecek toplanrıda, 'Hukuk Devleti ve Hukuk Öğretimi' tartışılacak. Prof. Dr. Aysel Çelikel'in yöneteceği toplantıya, Danıştay Başkanı Nuri Alan. Zuhal Çokar, Prof. Dr. Oktay Uygun ve Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu konuşmacı olarak katılacak. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, hükümetin kamu arazilerini satışını eleştirdi: Nereye kadar satacağızANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, hükümerîn ekonomik krizden çıkışa ilişkin progra- muıda yer alan kamu arazileri- nin de satılmasını eleştirerek " Yolsuziuk sistemini yok etme- den tüm arazilerinizi satsanız da gelecek nesilleri tehlikeye düşürürsünüz. Önemli olan malın sanlması değil, sahiple- nilmesidir" dedi. Tantan. hal- km sokağa dökülmesinin ülke- yi tehlikeye götüreceğine dik- • Ankara Ticaret Odası'nda gündemdeki ekonomik krize ilişkin görüşlerini açıklayan Tantan, "Yolsuzluğu yok etmeden tüm arazileri satsanız da hiçbir şey değişmez. Önemli olan, ülke varlıklanna sahip çıkmaktır" dedi. kat çekti. vurguladı. Hükümetin ekono- diyorlar. ABD Dolan'na ABS Ankara Ticaret Odası mik programını "ölü" olarak (ATO) Başkanı Sinan Aygün, nitelendiren Aygün, programın ekonomiden sorumlu Devlet bugün 40'mın çıktığını, ancak Bakanı Kemal Der\iş'in yurt- dışındaki kaynak arayışını anımsatarak aranan kaynağın 10-15 milyar dolar olduğunu. içi boşaltılan bankalardaki ora- nın da buna denk düştüğünü yaprak bile kımıldamadığını söyledi. Ülkenin üzerine ölü toprağı atıldığını söyleyen Ay- gün, "Arbktabanımızıtutamı- yoruz. Biz niye yürümüyoruz, kepenkleri niye kapatmıyoruz, uygulamanın zamanı geldi" dedi. Aygün, Türkiye'nin kur- tuluşunun dışarda değil, içerde olduğunu vurguladı. Bakan Tantan, ATO meclis toplantısında yaptığı konuşma- da, Türkiye'nin ekonomik ve insan potansiyelinin yülardan beri çıkarlar doğrultusunda kul- Kadıköy CHP'de 100 istifa tnönü'ye ziyaretler devam ediyor Haber Merkezi - CHP'den kopanlar, kopma hazırlığı için- de olanlar ve partinin içinde bulunduğu du- rumdan rahatsız olan- lann, kısa süre önce partiden istifa ettiğini açıklayan Erdal Inö- nü'ye yaptıklan ziya- retler de sıklaştı. Eski Genel Başkan Altan Öymen ve eski Genel Sekreter Tar- han Erdem'in de ara- lannda olduğu bir grup eski Merkez Yö- netim Kurulu (MYK) üyesi, salı günü Inö- nü'yü tstanbul'daki evinde ziyaret ettiler. Önceki gün lnönü'yü ziyaret eden bir diğer gurup ise eski il baş- kanlanydı. 15 il baş- kanı, ziyaretin ardın- dan yaptıklan ortak açıklamada, ziyaret- lerinin süreceğini ifa- de ederek "Inö- nü'nün ülkemizin de- mokratik açüımı ko- nusundaki duyaruhğı ufkumuzu açmışür" dediler. Öte yandan Uludağ Üniversite- si'ndeTürkiye'de Si- yaset'' konulu bir konferans veren Eski CHP Genel Başkanı Altan Oymen, CHP'den aynlanlarla partide kalanlann ara- lanndaki dostluğu sürdürmesini önerdi. tstifalar CHP Kadıköy ilçe- sinden, eski ilçe baş- kanı AykurtNuhoğhı, Kadıköy Belediyesi Meclis Üyesi Hayri Güngördü ve eski il- çe yöneticilerinin de aralannda bulunduğu yaklaşık lOOkişi,par- tilerinden istifa ettiler. Istanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi NurtenSüslüJl Genel Meclisi Üyesi Binali Ayduı ve Kartal Belediyesi Meclis Üyesi EfendiArgusan da CHP'den istifa etti- ler. CHP'nin îkızdere örgütü yönetim kuru- lu da genel merkezin tavnnı kınayarak CHP'den istifa etti. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART VB ML fÇİrvJ G&RBKU rn.kartrosuperonline.com.tr Solda, iki ayn grup tarafindan yürütülen parti çalışmalan devam ediyor Bkeler metni hazırlanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhuriyet ilkelerini öne çıkaran oluşumun, 'kişilerin değil, ilkelerin egemen olduğu' bir yapılanma doğrultusunu he- def alarak çalışmalannı hızlan- dırdığı öğrenildi. "Sosyal De- mokrat Parti'' için de Tıazırlık- lar sürüyor. Aralannda eski Dışişleri Ba- kam Mümtaz Soysal'ın da bu- lunduğu grubun çalışmalanm sürdürdüğü yeni partinin, Tür- kiye'deki mevcut partilerin ya- pılanmalarmıntersıne 'kişilerin değil, ilkelerin egemen ahndığı, ortak akhn örgütlendiğf bir kadro ve halk hareketine dayan- ması üzerinde duruluyor. Yeni oluşumun üzerinde çalıştığı "il- keler metnTnde öne çıkan kimi politikalar şöyle sıralanıyor: - Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası dayatmalannın vesaye- tınden kurtarılarak yüzünün üretime ve yatınma döndürül- mesi. Bu amaca ulaşmada, araç rak bütünleştirmek. - Küreselleşmeyi doğru algı- layarak, özellikle teknoloji ala- nındaki dönüşümü ülkenin ge- reklerine uygun kendi ulusal ge- lişme çizgisini tutturmada ge- rekli atılımlan sağlamak. • Mümtaz Soysal'ın da içinde yer aldığı oluşumun sözcüleri, "kişilerin değil, ilkelerin egemen olduğu" bir yapılanmadan yana olduklannı dile getiriyorlar. olarak karma ekonominin ge- reklerini yerine getirmek. - Ulusal kalkınmayı gerçek- leştirmek için ulusal sanayici, esnaf, zanaatkâr. çiftçi ve eme- ğin gücüne dayanmak. - Cumhuriyetin devrimciliği- ni evrensel değerlerle yoğura- - Uluslararası ilişkilerde ba- ğımsız bir dış politikayı devre- ye sokmak. - Özelleştirmeleri durdurmak ve kamu iktisadi kuruluşlannı yeniden kamuya kazandırmak. - Etnik köken aynlığının ge- tireceği çatışmalar yerine bü- tünleştirici ulus ve yurttaşlık kavramlannı öne çıkarmak. - Mezhep farklılıklan yerine laikliğin yarattığı özgürlük or- tamınm bilincine varmak. - Sağlık, eğitim, sosyal gü- venlik gibi haklann öncelikle kamusal bir görev olduğunu ka- bullenmek, nitelikli ve parasız eğitimi yaşama geçirmek. SDPiçinhazırfaklar ~ Kısa süre önce CHP'den isti- fa eden Ercan Karakaş, Ayduı Güven Gürkan, Şahin Ulusoy, Seyfi Oktay gibi isimlerin ön- cülüğünü yaptığı, "sosyal de- mokrat" ilkeleri öne çıkaran "Sosyal Demokrat PartFnin (S- DP) hazırlıklan da sürüyor. lanılmaması nedeniyle bugün- kü yaşanan ekonomik krize ge- lindiğine işaret etti. Tüm yurt- taşlann sabıriı ve umutlu olmak zorunda olduğunu kaydeden Tantan, "Halkın güven duyacak mekanizmalara ihtiyacı var. Halk Idme ve nasıl güvenecek? Yıllardır halkın haysiyeti ve şe- refi ayaklar arana alınmış alay edümiştir" dedi. Tantan, halkın güven duyacağı mekanizmala- n işletecek gücün Türkiye'de olduğunu belirterek oda meclis uyelerine şöyle seslendi: "OsmaıüYdan bugüne ka- dar hizmet hep devletten beklenmiştir. Geüşenve kü- reseOeşen dünyada ekono- mik güce ulaşmak için kişi- lerin bire bir mücadelesige- rekmektedir. Bu da tüm halkın bilinçlendirilmesin- de yaüyor. Zaten sıkmünın temeimde de halkın bflinç- lendirilmemesi var. Meslek odalan da mensuplarmı ay- dınlatmahdır." Tantan, göreve geldikle- rinden bugüne kadarki yol- suzluklara yönelik tüm operasyonlann aslında hal- ka nasıl soyulduklannı göstermesi açısmdan önemli olduğuna işaret ederek bu aşamada bekle- nenin toplumsal birlikteli- ğin sağlanıp krizden çıkıl- ması olduğunu söyledi. Tantan, yolsuzlukla mü- cadelenın ülkenin gelece- ği açısından önemine işa- ret etti. Yolsuziuk sistemi yok edilmeden başanya ulaşılamayacağını anlatan İçişleri Bakanı, "Yfartiçin- deld tüm arazilerinizi sat- sanızda bu sistem yokedil- medikçe başanh oluna- maz. Arazilerin satüması genç nesillerin de geleceği- ni tehlikeye düşürür. Onenüiolanzihniyetdeğiş- meden malm saolması de- ğüdir, sahiplenilmesidir n diye konuştu. Yaşanan kriz nedeniyle halkın sokağa dökülmesinin Türkiye'yi tehlikeye götüreceğini an- latan Tantan, banka hor- tumlayanlan ve halkı so- yanlan halkın önüne çıka- np cezaevlerinin insanlar- la doldurulmasıyla hiçbir yere gidilemeyeceğini söyledi. Tantan, önemli olanın bu kişilerin mille- tin vicdanında mahkûm olması olduğunu belirtti. Tantan, ATO uyelerine, "Her şeyi siyasetten bek- lersenizvapabileceğinizbir şey yoktur" diye seslendi. Tantan, emniyetin yeniden yapılandınlmasına ilişkin çalışmalan hakkında da bilgi verdi. Toplantının ar- dından gazetecilerin Di- yarbakır Emniyet Müdürü Gaflar Okkan suıkastma ilişkin sorulanna, "Sabır- h olun, ben bugüne kadar bu konularda konuşma- dım. Gdişmekrortaya çık- nkça sizler de bilgi sahibi olursunuz" yanıtını ver- mekle yetindi. IRMIKIAYDIN ENGtN aenginfa doruk.net.tr. Döndüm ve kendimi bir 'on beşte on beş'sorununun için- de buldum. Anlamam için an- latılması gerekiyordu. Anlattılar. Anladım. Sözü edilen, üstünde tepinilen 15 (henüz çıkmamış) yasanın lis- tesini buldum. Tektek okudum ve şaştım. Şaşkınlık, gitgide bir iç sıkın- tısına, sonra da öfkeye dönüş- tü. Oturdum, bu yazıyı yazdım. Buyurun. • • • Krizi mrizi bir yana bırakın. Kemal Derviş'in sözlerini, dü- şüncelerini, koşullannı da bir yana bırakın. Hükümetten, he- nüz ortada olmayan bir 'program'a koşulsuz destek sözleri istenmesindeki ve bu sözlerin verilmesindeki 'tuhaf- lık'\ da bir yana bırakın. Mec- lis'te beş parti var. Kiminde 'din' vurgusu, kiminde 'ırkçı- lık', kiminde -salt adında da kalsa- 'solculuk', kiminde -vur- gun ve talan anlamına da gel- se- 'liberalizm', kiminde -içi boş da olsa- 'muhafazakârtık' vurgusu ağır basan beş parti... Beşi de, serbest piyasa eko- nomisi adıyla anılması yegle- nen şu kırk yıllık kapitalizmi iç- tenliklesavunuyor, benimsiyor, Bir Demokrasi Açmazı sahip çıkıyor. Meclis bir bütün olarak özel mülkiyetten, devletin küçülme- sinden, özelleştirmelerden, serbest piyasa ekonomisin- den, yani kapitalizmden yana. lyi. Ama bu Meclis, bir bütün olarak Türkiye'de kapitalizmin tüm kurallan ile işlemesini sağ- lamaktan aciz. Savunduklan dünya görüşüne uygun bir ya- sama etkinliği sürdüremiyor. Salt tembellikten değil. Iste- miyor. Istemediği için de çalış- mıyor. Örneğin OHAL'in uzatılma- sına ilişkin bir yasayı beş daki- kada çıkanyor da, iş kapitaliz- min ruhuna ve kalıbına uygun bir sosyal güvenlikyasasını, bir bankalar yasasını, bir özelleş- tirme yasasını tasan olmaktan çıkarıp işlerliğe sokmaya ge- lince Meclis tıkanıyor. Meclis'i tıkayan da Meclis'in ta kendisi. ömeğin, kapitalist mülkiyet düzeni ekseninde zorunlu bir hukuk reformunu gerçekleşti- remiyor. 20 yıl öncesinin devletçi ka- pitalizmden ya da karma eko- nomiden güçlü izler taşıyan anayasasını, bugün Meclis olarak tümüyle bağlandıklan ekonomik liberalizmin, taptık- lan serbest piyasa ekonomisi- nin isterierine uygun olarak de- ğiştiremiyor. Kayıt dışı ekonomiyi, kapita- lizmin katlanabileceği ve kal- dırabileceği sınırlann altınaçe- kemiyor. • • • Dilerseniz siz de benim gibi yapın. 'Derviş Yasaları' diye anılan ya da yakında böyle anı- lacak olan önerilerin on beşini de önünüze koyun. Bunlann tümü de ülkede gerçek bir ser- best piyasa ekonomisinin (ka- pitalizmin) yerleşmesi ve ku- rumlaşması için çıkanlması çoktaaaaan zorunlu yasalar- dır. Bu Meclis bu yasalan çıkar- madı, çıkaramadı. Yumurta ka- pıya geldi, yine çıkaramıyor, ayak diriyor, savsaklıyor... Verili durum bu. Ne inkâr kal- dınr, ne mazeret götürür... Bu Meclis inandığı, bağlan- dığı, taptığı serbest piyasa ekonomisini gerçekleştirmek- ten aciz. O yüzden Avrupa Birli- ği'nden fırça yiyor; ABD'den uyan üstüne uyan alıyor; ulus- lararası finans kuruluşiarının kapısından döndürülüyor. Bütün bunlann sonunda ül- kede 'anti-pariamentarizm' denen eğilimler kabanyor. Tür- kiye usulü demokrasinin ülke sorunlannı çözmekte yetersiz kaldığı duygusu gitgide daha çok yandaş kazanıyor. Ahlaki zembereği tümüyle boşanmışa benzeyen büyük medya yangına körükle gidi- yor. Meclis'i dışlayan, parla- menter demokrasiyi kasrtlı ola- rak ıskalayan çözümler öne çı- kıyor. Bugün salt teknokratlardan, yüksek bürokratlardan, yaygın deyimi ile 'atanmışlar'dan ku- rulu bir hükümet modeli orta- ya atılsa itiraz edecek çok az kişi kaldı. Siyasetçi sınıfı, siyaset bile yapamaz hale düştü. Vurgun, soygun, yolsuziuk, suç sınınn- da etkinlikler, oy kaynaklanna ülke kaynaklannı akıtarak siya- sal gelecek güvencesi sağla- ma gibi süfli, hatta ahlak dışı yollardan vazgeçmeye hiç mi hiç niyetleri yok. Kirlenme, eroin ve Picasso taciri aşiret reisi-milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırmakla geçiştirilecek gibi değil. Meclis'in sınıfsal kompozis- yonu, tektek parlamenterlerin 'iyi - kötû, namuslu - namus- suz' olmalanndan bağımsız olarak bugünkü Türkiye'yi do- ğurdu, doğurmaya devam ediyor. ••• Oysa biz inatla ve ısrarla de- mokrasiyi savunuyor, hiç ol- mazsa burjuva demokrasi- sinin işlerlik ve geçeıiik ka- zandığı bir Türkiye için yazıp çiziyoruz. Ülkenin geleceğini halkın oylanyla seçilmiş parlamento- nun beliriemesi, seçilmişlerin üstünlüğü gibi burjuva de- mokrasisinin temel ilkelerinin olmazsa olmazlannın altını çi- ziyoruz. Ama bu halk, işte bu paıia- mentoyu seçiyor. Meclis bu halkın birebir aynasını oluştu- ruyor. Halk, bu adamlan 'fem- silci' yapıp Meclis'e yolluyor. Bu adamlar da Meclis'e ge- lince... Bir 'kısırdöngü' yani... Çelişki apaçık ortada. Çelişen de olsa olsa biziz. POLflİKA GU1NLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Siyasi Kriz!.. Türkiye'deki ekonomik bunalımın giderek 'kör noktaya' doğru kaymasında hükümet sorumlu değil mi? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e kızıp MGK toplantısını terk eden Başbakan Bülent Ecevit, "15 gûnde 15 yasa çıkamaz" derken ABD'de bulunan ekonomiden sorumlu Devlet Ba- kanı Kemal Derviş'in açıklamalarını "siyasi dene- yimsizliğine" bağlıyor... Ankara'da esen hava ise bir hayli değişik: "Ekonomi bu hükümetle kurtulmaz..." Sokaktaki işsizden işçiye, esnaftan memura, işadamından sanayiciye, üreticiden emekliye dek her kesim aynı yorumu yapıyor: "Aslında Türkiye'de hükümet çökmüş..." Başbakan Ecevit'in, birkaç gün önce bir gaze- tecinin "Sayın Derviş'legörüşüyormusunuz"so- rusuna verdiği yanıt gerçekten düşündürücüy- dü: "Sayın Derviş'le, ABD'ye gittiği günden beri hiç konuşmadım!" Kimsenin içini karartmak, toplumu kötümserii- ğe itmek gibi bir amacım yok... Ancak, Başbakan'ın durumu ortada... Kamuoyu her akşam televizyon ekranlarından Ecevit'i izliyor... Zor adım atan, hayli yorgun Başbakan, Türki- ye'de yaşananlardan habersiz sanki!.. Hükümet ortakları birbirini suçluyor... ANAP grup toplantısında MHP'Iİ bakanlar topa tutuluyor... MHP grup toplantısında ANAP'lı ba- kanlar eleştiriliyor... Sonra ne oluyor? Hükümetin uyum içinde çalıştığı açıklanıyor... Ama Türkiye'nin dört bir yanında fabrikalar ka- panıyor, her sektörden binlerce işçi çıkanlıyor, ki- mi kuruluşlarda ücretler yan yanya indiriliyor... Tüm bunlar olurken Bülent Ecevit, DSP Büyük Kongresi'ne tek aday olarak hazırlanıyor... • • • Istanbul Sanayi Odası'nın (İSO) olağanüstü meclis toplantısında konuşulanlardan acaba hü- kümet kendisine ders çjkaracak mı? İSO Meclis Başkanı Omer Dinçkök, iç pazann durduğunu, ekonomik belirsizliğin giderek arttığı- nı, sistemin işlemediğini belirtip şöyle diyordu: "Uçak havada ve içinde 65 milyon yolcu var. Uçak piste inemiyor, aşağıda yoğun sis var!" Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sa- kıp Sabancı ne diyor gazetecilere: "Başımıza bomba düştü!" Aslında ekonomik bunalımın ardında siyaset var... Türkiye'de seçim sistemi, ekonomi gibi iflas et- mişL önce Siyasi Partiler Yasası değişmeli ve siyaset- teki tıkanıklık önlenmeli... Yetmiş altı yaşını dolduran Bülent Ecevit, inatla siyasetin içinde kalmak istiyor; yorgun ve bitkin olmasına karşın DSP'nin başından aynlmak iste- miyor... Kapıyla pencereyi kanştıran, yorgun ve bitkin politikacılarla Türkiye nereye gider? Mesut Yılmaz'dan Devlet Bahçeli'ye. Tansu Çiller'den Recai Kutan'a dek tüm parti liderleri Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun farkında değiller!.. Kişisel çatışmalar, karşılıklı suçlamalar sürüp gi- diyor... Sryasilef ekonomik bunalımın yangına dönüş- tüğünün, alevlerin tum Türkiye'yi sardığının bilin- cinde değiller... Meclis iki yıldır Türkiye'nin önünü açacak yasa- lan çıkarmadı... Ülkeyi soygunculara, hortumculara teslim etti!.. Şimdi herkes Kemal Derviş'ten mucize bekli- yor!.. Ekonomik bunalımın siyasi bunalıma dönüşme- sinde en büyük etken bugünkü hükümettir!.. • • • 15 Nisan'a kadar Meclis'ten 15 yasa çıkar mı? Iki-üç gündür bunu tartışıyoruz!.. Oysa, gümrüklerden çekilmeyen ithal ilaçlar var... İthal ilaçlann Türkiye'ye girmesi bir anda durdu!.. Kalp, kanser, böbrek hastalan zor durumda!.. Şimdilik depolardaki stoklar kullanılıyor... Bu arada 'Milli Gazete'ye bakıyorum... Manşeti şöyle: "Çare Erbakaa'" Ne derier: "Gelen, gideni aratırmış!" Marmara Üniversitesi llahiyat Fakültesi'nde 'esaret zinciri' yapıp ekonomik bunalımı unuttur- maya çalışanlar da görülüyor!.. Sistem çökmüş!.. Siyaset çıkmaz sokağa giımiş!.. Üretim yok!.. Peki, Türkiye nereye gidiyor? TBMM'deki 550 milletvekili bu konuda ne düşünüyor? hikmetcetinkaya « cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p I a r ı Hikmet Çetinkaya ALACA BİR OFKE Ey benim aydınlık günlen bekleyen Turkıyem!.. Ey benim ölüme alkış tutan halkım!.. Ey benim şafağın yolunu açan suskım akşamlann hûznünü yaşam bıçımı sanan ın'ianım' . Ey benim özgürlükleri Erbakan Hoca'nın takkesmde arayan romantık aydınım'.. Cumhuriyet Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No'39/41 ^ kitap kukjbü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle