Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2001 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
B. Zengin Çok Biliyor
Bizim parlamentoda ilk bakışta iktidarlar de-
ğişiyor görünse bile, özünde hiç değişmeyen bir
koalisyon var. Bu, tabandaki tutucular koalisyo-
nudur.
Yaşamsal konularda bu koalisyon hemen ha-
rekete geçer. iktidarı oluşturan partilerin millet-
vekilleri, kendi liderlerine bile karşı çıkıp muha-
lefet ile biriikte hareket etmeyi dahi göze alırlar.
Hoş, bizdeki parti liderlerinin de tutucular ko-
alisyonuna pek ters baktıkları söylenemez.
Tutucular koalisyonunun son icraatı, Fethul-
lah Gülen'in tarikat yuvası Fatih Üniversitesi
konusunda YÖK'ün aldığı karara karşı, gericiler
korosunun takıyye marşını, yine özgürlük naka-
ratıyla hep bir ağızdan söylemeleri oldu.
Kimi safoş sözde liberaller de olayın aslını bi-
lir bilmez, onlara katıldılar. Burada sözünü etti-
ğim safoş sözde liberaller ile medar-ı maişet
motorunun rotunu çevirmeyi, antilaik basından
nemalanarak başaran kimi gazetelerin kadrolu
entelleri değil, laiklik karşıtlığında özgürlük ara-
yan gerçek safoşlardır.
Tutucular koalisyonunun bir MHP, DYP ve
FP'li temsilcilerden oluşan bir kanadı da Insan
Haklan Komisyonu adı altında, hafta içinde Çan-
kaya'da üniversitelerde türbanlı siyasi gösteri-
ye destek aradılar ve Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'den gerekli yanıtı aldılar.
•••
Çankaya'daki demagojilerine gerekli yanıtı
alan tutucular koalisyonunun tabii üyesi FP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Bahri Zengin, arkadaş-
lannın aldıklan yanıttan son derecede rahatsız
olmuş olmalı ki, Meclis'te bir basın toplantısı
düzenleyerek, "Cumhurbaşkanı'nın hukukçu ol-
masına karşın laikliğin ne anlama geldiğini bil-
mediğini" söylemiş.
Bunlar böyledirler, bir kavramı kendileri nasıl
tanımlıyorlarsa, daha doğrusu ne doğrultuda
saptınyorlarsa, herkesin de öyle düşünmesini is-
terier.
Bahri Zengin'in sözlerini okurken gülmemek
elde değil.
Bahri Zengin bir yerde diyor ki, "Laikliğin Av-
rupa ve Amerika 'daki uygulamalan Sezer'in an-
ladığı gibi değil".
Doğrusu böylesıne bir demagoji az görülür.
Konu türban olunca çeşitli Avrupa ülkelerinde
ve bizzat Avrupa insan Hakları Komisyonu'nda
bu konuda verilen karariara bakınca görürüz ki
bu kuruluşlar, üniversitedeki türban gösterileri-
nin yasaklanmasını laikliğe ve demokrasiye ay-
kırı bulmamaktadırlar. Kimi ülkeler kendileri bu
yönde karar alıriarken Avrupa insan Hakları Ko-
misyonu da aynı doğrultuda görüş bildirmekte-
dir.
Bırakın bir yana, herkesi Batı kulüpçü olarak
nitelendirenlerin sürekli Batı'yı referans verme-
lerini, ama bu denli yalan yanlış bilgilerte ortaya
çıkmalarına ya da insanları bilerek yanıltmak is-
teme kumazlıklarına ne demeli?
* •••
Sezer laikliği bilmiyor, Bahri Zengin çok bili-
yor. Laikliğin insanlann dini kimlikleriyle kamu-
sal alanda var olabilmeleri anlamına geldiğini
söyleyen Zengin, çeşitli yabancı kararlarda, tür-
banın bir siyasi gösteri ve baskı aracı olarak al-
gılandığını görmezden geliyor ve bunun (yani
kendi görüşünün) dışındaki görüşlerin ateizm
olduğunu, 30'lu yıllarda Sovyetler'de uygulan-
dığını söylüyor.
Sözler, çok ilginç bir gerçeği ortaya koyuyor,
bu tutucular koalisyonunun güdümü bir yerden
yapılıyor anlaşılan; tek tip görüşler bir yerde üre-
tiliyor ve bunlann kullanımına sunuluyor, sonra
bunlar da salıveriliyor ortaya.
Tutucular korosu, makamları ve partileri ne
olursa olsun, aynı nakaratı yineliyor.
Ne gariptir ki, siyasi yaşamı boyunca bu ko-
alisyonun önderlerinden olmuş olan, ama du-
rum biraz karışınca kendini hemen laiklik yan-
daşı, hatta laikliğin savunucusu olarak takdim
etmekte beis görmeyen 9. Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel de Cumhuriyet laikliğini he-
men hemen Bahri Zengin ile aynı şekilde tanım-
lıyorve "Cumhuriyetlaikliği, Marksistateizmden
esinlenmiştir" diyebiliyordu.
Ikisinin sözleri arasındaki benzerlik, büyük
kutsal ittifakın nasıl dallanıp budaklandığı konu-
sunda çok çarpıcı bir ipucu oluşturmuyor mu?
Etnniyet Cenel Müdürlüğü
Usame bin
Ladin alarmı
ANKARA (AA) -
Polis, Suudi asıllı terö-
rist Usame bin La-
din'in talimatıyla Tür-
kiye'deki ABD. Israi]
ve Ingiltere temsilci-
liklerine yönelik ey-
lem yapılabileceği ih-
timaline karşı geniş
tedbirler aldı.
Emniyet Genel Mü-
dürlüğü, tüm illerin
emniyet müdürlükleri-
ne Bin Ladın'le ilgili
bir uyan genelgesi
gönderdi. Genelgede.
"uluslararası terörist"
Usame bin Ladin'in
ABD ve Ingiltere'nin
Irak'a yönelik düzen-
lediği hava saldmsının
ardından "intikam ey-
lemini" içeren bir ko-
nuşma yaptığına dik-
kat çekildi. intikam ey-
lemlerinin Türkiye'de
de gerçekleştirilme ih-
timali bulunduğuna
işaret edilen genelge-
de, ABD, Israil, Ingil-
tere büyükelçilikleri,
konsolosluklan, rezi-
danslan, lojman, sina-
gog gibi yerlerde özel
önlem alınması isten-
di. Genelgede, bu ülke
vatandaşlannın ika-
metgâhlarıyla ilgili
emniyet tedbirlerinin
de yenıden gözden ge-
çirilmesi talimatı veril-
di. Bu ülkelerin temsil-
ciliJderine yönelik ko-
ruma önlemlerinin her
zaman en üst seviyede
tutulduğunu belirten
bir emniyet yetkilisi,
Bin Ladin'in eylem
olasıhğına karşı her üç
ülkenin yetkililerine
konuyla ilgili bilgi ve-
rildiğini bildirdi.
Gaffar Okkan suikastının zanlısı terörist, Diyarbakır'm Bağlar semtinde polisle çatıştı
Hizlnıllalıçı öldürüldüDİYARBAKm(CıımhııriyetBüro-
su) - Diyarbakır Emniyet Müdürü
Gaffar Okkan ve 5 polis memurunun
şehit edilmesi eylemine katıldığı öne
sürülen Hizbullahçı Hasan Sanağaç.
Bağlar semtinde polisle girdiği çatış-
mada öldürüldü. Hücre evinde, su-
ikastta kullanıldığı açıklanan bir Ka-
laşnikof da ele geçirildi. Uzmanlar,
Hizbullah'ın aranan tetikçileri arasın-
da adı geçen Sanağaç'ın yakalanma-
sı halinde suikastın daha kolay aydın-
latılabileceğine dikkat çektiler.
Ali Gaffar Okkan ve 5 polis memu-
runun şehit edilmesinin 63. gününde
Diyarbakır'da dün önemli bir gelişme
yaşandı. Valiliğin suikastın aydınlatıl-
ması için açıkladığı telefona gelen bir
ihbar üzerine, önceki gece saat 02.30
sıralannda Bağlar semti Göçmenler
Caddesi 48. Sokak'ta bulunan Kara-
aslanApartmanı'nın üçüncükatında-
ki 6 No'lu daireye operasyon düzen-
lendi.
Polisle çatıştı
Apartmanın çevresinde güvenlik
çemberi oluşturulmasının ardından
Hizbullah'ın hücre evi olduğu belır-
tilen dairenin kapılan kınldı. Içeriye
önce sis bombası atılarak "tesKm o-
hın" çağnsında bulunuldu. Görgü ta-
nıklannın ifadelerine göre, evde bu-
lunan silahlı bir kişi, arka odalardan
kaçmak üzereyken polisle karşı kar-
şıya geldi. Bir süre polisle silahlı ça-
rışmaya girdiği belirtılen bukişi öldü-
rüldü. Çatışmanın ardından evde bu-
lunan 1 erkek, 3 kadın ile 5 çocuk gö-
zaltına alındı.
Yapılan incelemenin ardından, öl-
dürülen kişinin, 16 Ocak'ta GaflFar
Okkan tarafindan açıklanan 26 kişilik
tetikçiler listesinde yer alan Diyarba-
kır Kabacık köyü nüfusuna kayıtlı
1966 doğumlu Hasan Sanağaç oldu-
ğu belirlendi. Evde yakalanan kadın-
lardanbirinin, Sanağaç'ın eşi, erkeğin
ise eniştesi olduğu öğrenildi. Ailenin
iki hafta kadar önce mahalleye taşın-
dıklan kaydedildi.
Diyarbakır Vaüsi AhmetCemi Ser-
hadta, olayla ilgili yazılı bir açıklama
yaptı. Operasyonun 155 Polis Imdat
telefonuna gelen ihbarla başladığını
belirten Serhadlı, söz konusu evde ya-
pılan aramalarda 1 Kalaşnikof ve bu-
na ait 6 şarjör, 1 el bombası, 1 taban-
ca ve buna ait 2 şarjör, 1 hücum yele-
ği. 165 adet Kalaşnikof mermisi, 10
adet boş kovan ve sahte kimlik ele ge-
çinldiğini ifade etti. Serhadlı açıkla-
masında, "ek geçirilen silahın,Okkan
sırikasünda kııüanıMığının tespitcdil-
' vurguladı.
Yanıttanması gereken sorular
'Ejder' kod adını kullandığı belir-
tilen Hasan Sanağaç'ın Diyarbakır 4
No'lu DGM'de 2 yıl tutuklu olarak te-
tikçi suçlamasıyla yargılandığı, 1997
yıhnda tahliye edildiği belirlendi.
Sanağaç'uı öldürülmesi soru işa-
retlerini de gündeme getirdi. San-
ağaç'ın, yakalanması durumundaOk-
kan suikastında önemli bilgiler vere-
bileceğini ifade eden uzmanlar, ope-
rasyonla ilgili olarak şu sorulann ya-
mtlanması gerektiğini belirtiyor
- Operasyonun, Okkan'ın katiDeri-
nin nedenyakalanmadığma ilişkinso-
rulann arrnğı bir döneme rastianıasj
dikkat çekmiyor mu?
- Sanağaç'ın. örgütün en yoğun ol-
duğu Bağlar'da yuvalanması kuşkulu
değil mi?
-Sanağaç bu eve 15günöncegektiy-
se daha önce nerede gjztenmişti?
- Çatışmanın yaşandığı evde diğer
kişilerin zarar görmesi nasıl önlendi?
Sereflikochisar
Görevden
alındı,
ölüm saçtı
ŞEREFÜKOÇHİSAR
(Cumhuriyet) - Ankara'nın Şe-
reflikoçhisar ilçesinde meslek-
ten uzaklaştınlan uzman çavuş
Sabri Tannkulu, bir anne ile kı-
zmı ışyennde öldürdükten son-
ra, savcı Metin Şanal'ı da öldü-
rerek intihar etti.
Jandarma Bölük Komutanlı-
ğı'nda görevli iken "görevi suiis-
timaT gerekçesiyle meslekten
uzaklaştınlan Sabri Tannkulu,
dün saat 16.00 sıralannda Ekıci
Mahallesi'nde mağaza işleten
Suna Dinç ve kızı Leyia Dinç'i
tabancayla öldürdü.
Daha sonra Adliyeye giden
Tannkulu, Suna Dinç'in açtığı
davaya bakan savcı Metin Şa-
nal'ı kurşun yağmuruna tuttu.
Tannkulu, daha sonra şakağına
dayadığı tabancasını ateşledi.
Savcı Şanal ile Tanrikulu haste-
nede yapılan tüm müdahalelere
rağmen kurtanlamadı. Tannku-
lu'nun daha önce Suna Dinç'in
küçük kızı Eylem Dinç ile iliş-
kisi olduğu ve şikâyet üzerine
mahkemelik olduğu belirtildi.
İĞNELİ F1RÇA ZAFER TEMOÇtN
KAYIP HADEP'LİLER İÇÎN
Avukatlar Silopi'de
incelemeler yaptı
Istanbul Haber Servisi - Silo-
pi tlçe Jandarma Karakolu'na
girdikten sonra bir daha kendi-
lerinden haber ahnamayan HA-
DEP Silopi tlçe Başkanı Serdar
Tanışve tlçe Sekreteri Ebubekir
Deniz'le ilgili bölgede inceleme-
ler yapan, Istanbul ve Diyarba-
kır Barosu'na üye bir grup avu-
kat, iki HADEP'linin gözaltında
kaybedildikleri yönünde göriiş-
ler bulunduğunu belirttiler.
Toplumsal Hukuk Araştırma-
lan Vakn'ndan (TOHAV) yapı-
lan açıklamada, TOHAV Başka-
nı Av. NiyaziBuldan, Insan Hak-
lan Derneği Istanbul Şubesi
Yönetim Kurulu üyesi Av. Oya
Ersoy Ataman'ın da aralannda
bulunduğu bir heyetin HA-
DEP'li ilçe yöneticilerinin akı-
beti ile ilgili bilgi toplamak ama-
cıyla Silopi'ye gittikleri belirtil-
di. Açıklamada, heyetin Silopi
Cumhuriyet Başsavcısı ile gö-
rüştüğü, ancak kendilerine "dos-
yaya gizülik karannın konuldu-
ğunun" söylendığı vurgulandı.
Silopi Jandarma Komutanlı»
ğı'nın Tanış ve Deniz'in kara-
kola geldiklerini önce kabul et-
mediğini daha sonra ise "Yanm
saat kahp gjttfler" yönünde be-
yanda bulunduğuna dikkat çe-
kilen heyetaçıklamasında, "Gö-
rüştüğümüz kişüerin ortak kanı-
SL, Tanış \e Deniz'in gözalünda
kayıpedildiği biçimindeoiupye-
ni ve tehlikeli bir sürecin basja-
yabfleceği şekündedir" denildi.
OLÜM ORUCUNDA 162. GÜN
Aileler: Eylem en
kritik döneme girdi
Haber Merkezi - Cezaevle-
rinde ölüm orucu eylemi 162.
gününe girerken, aileler, su, şe-
ker ve tuz almayı bıraktıklannı
belintikleri eylemcilerin "kri-
tik" birdöneme girdiklerini öne
sürdüler.
Ankara'da bir grup tutuklu ve
hükümlü yakını, İnsan Haklan
Derneği (IHD) Genel Merke-
zi'nde dün basın açıklaması ya-
parak ölüm oruçlannda 161 'in-
ci günün geride kaldığını hatır-
lattılar. Ölüm orucunda ölümle-
nn başladığına işaret eden tu-
tuklu ve hükümlü yakmlan, ey-
lemcılerin su, şeker ve tuz al-
mayı bıraktıklannı belirterek
daha kritik bu- döneme girildi-
ğini öne sürdüler. Tutuklu ve
hükümlü yakınlan, muhtemel
ölümlerlekarşılaşılmaması için
bir an evvel yeni bir heyet oluş-
turularak görüşmelere başlan-
masını istediler.
Hayata dönüş operasyonun-
dan sonra Çanakkale Ceza-
evi'nden Edune F Tipi Ceza-
evi'ne sevk edilen Mahmut Yû-
ce'nin ablası Yasemin Can.
ölüm orucunda olan mahkûm
ve tutuklulann birkaç günden
bu yana Bl vitaminini almayı
da kestiklerini belirtti.
Can, birçok tutuklu ve hü-
kümlü ailesinin ölüm oruçlan-
run sona erdirilmesi için baka-
na mektup ve faks gönderdiği-
ni, ancak bunlann bakana ıletil-
mediğini öne sürdü.
jçişleri Bakanı otto Schily
Ahııanya clikkati
PKK'yeçekti
BERLfcS(AA)-Fede-
ral Içişleri Bakanı Otto
Schily, Almanya'da ya-
saklanan PKK'nin, ba-
nşçı ve politik bir yola
girdiği yönünde hiçbir
belirti bulunmadığını
belirterek örgütün Tür-
kiye'de her an yeniden
silahlı mücadeleye dö-
nebileceğini ve Avru-
pa'da da eylemlere baş-
layabileceğini söyledi.
Schily, başkent Ber-
lin'de bugün, Federal
Anayasayı Koruma Da-
iresi'nin 2000 yıh rapo-
runu açıklarken yaptığı
konuşmada, 1993 yılın-
dan bu yana AJmanya'da
yasaklanan PKK'nin,
banşçı ve politik bir yo-
la girdiği yönünde hiç-
bir belirti bulunmadığını
kaydetti. Schily aynca,
örgüt yandaşlannın gi-
riştiği ve 1999 yılında 2
bin 536 olan eylem sayı-
sınm 2000 yılında 791 'e
gerilediğini, ancak bu-
nun sadece Abdullah
Öcalan'ın 1999 yılında
tutuklanmasıyla ilgısi
olduğunu ifade etti.
En çok üye
MiffiGörüş'te
Almanya'daki yaban-
cı aşın örgüt üyelerinin
sayısının da 2000 yılın-
da bir önceki yıla göre
59 bin 700'den 58 bin
800'e gerilediğine işaret
eden Schily, aşın dinci
örgütlere 31 bin 450, aşı-
n solcu örgütlere 18 bin
600, aşın milliyetçi
gruplara ise 8 bin 750 ki-
şinin üye olduğunu be-
lirtti. "Şeriaön prensip-
lerine uygun bir toplum
düzeni yararmak iste\en
Miüı Görüş'ün, 27 bin
üye ile en büyük yabancı
örgüt olduğunu" söyle-
yen Schily, "Karases"
olarak bılinen Cemalet-
tin Kaplan'ın oğlu Me-
tin kaplanın 4 yıl hapis
cezasma çarptınlmasın-
dan sonra da bu kişinin
başında bulunduğu ör-
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Telefonda Gazi Mahalle-
si'nden Erdirtç. Cezaevleriyte il-
gili bir gelişme var mı, diye so-
ruyor. Kardeşi Edirne F Ti-
pi'ndeydi, şimdi Tekirdağ'a nak-
letmişler. Annesi intihara kalkış-
mış çaresizlikten. "Her sabah
kardeşimi sayım gerekçesiyle
dövüyoıiar. Gardiyanlara 'Efen-
dim' demeleri isteniyor, Istiklal
Marşı söylemeye zorianıyoriar-
mış." Erdinç umarsız. Bütün ka-
prlann yüzüne kapanması, onu
umutsuzluğa sürüklemiş.
Gülter Kanlı'yı tanıyorum.
Oğlu Ümrt Kanh ile Banş Yıl-
dınm'ın yargılanmalan sırasın-
da Ayşe Yıldınm'la biıiikte çok
uğraştı. Hiçbir şiddet eylemi ol-
madığı halde, onlan cezaevin-
den kurtaramadılar. Çocuklan,
her operasyonda yaralandıkça
onlar dışanda acı çektiler. Gül-
ter Kanh'nın mektubu önümde
duruyor. Oğlu ölüm orucunda
ve o da çaresiz. Oğlu ölüme gi-
den bir annenin çığlığı onunki-
si. Sizlerle paylaşmak istedim:
Size defalarcayazdım, defa-
larca oğlumu anlattım. O suç-
suz, dedim. Onun bileğindeki
Gençler Ölüyor Bu Kriz Ülkesinde
kelepçeleri hazmedemediğimi
yazdım. O eller ki, sadece nota
yazdı; o eller ki sadece zeybek
oynamak, halay çekmek için
havaya kalktı. Kimseye vurmak,
kimseyiöldürmek, kimsenin ca-
nını yakmak için kullanılmadı...
Ben suçsuzluğunu haykırdıkça
onlar, suçlu dediler. Suçunu is-
patlama gereği duymadan
mahkûm ettiler."
"Altı yıldır, operasyonlarla,
hak gasplanyla yıldırmaya ça-
lıştılar. Kafasına vurdular, kabur-
gaiannı kırdılar, belinisakatladı-
lar. Altı yıldır cezaevi kapılan
meskenim oldu. Operasyonlar-
da, cezaevi önlerinde yatıp
kalktım. Gazbombalanatılırken
yüreğim yandı, ondan çok ben
acı çektim, ben ağladım."
"Bütün bunlaryetmedi, şim-
diartıkölüyor. Insancayaşamak
uğruna ölüyor, insan hakları,
demokrasi için ölüyor. Ben an-
neyim yûreğim yanıyor. 'Değ-
mez oğuF diyorum; ödediği
vergilerle kurulan bankalarhor-
tumlanırken sessiz kalan bu in-
sanlara. IMF'ye, bu kokuşmuş
düzene, her gün gelen zamlara
sessiz kalan, her direnişin so-
nunda 'Padişahım çokyaşa' di-
yen bu 'Sindirilmiş zavallılara
değmez' diyorum. Ama onun
genç, dürüst, sevecen yüreği
isyan ediyor. 'Hayır, hayır, ben
halkım için, onlann haklan için
ölürüm' diyor."
"O ölüyor, kimsenin haberi
olmadan. 'Ben hakkımı kendim
savunurum, ona mı kaldı' diyen
insanlar için, kimseyi incitme-
diği için, sadece türkü söyleyip
zeybekoynadığı için, ona 'terö-
rist' diyen bu insanlar için ölü-
yor."
Gülter Kanh'nın feryadı daha
da yükseliyor ve şunlan söylü-
yor: "Birilerikan istiyor, ölümis-
tiyor, oğlumun canını istiyor. Bu
isteryasal, isteryasadışı güçler
olsun farketmez. Oğlumun ölü-
müyle siyaset yapan, onun ca-
nına kasteden herkes, benim
düşmanımdır. Birileri rant pe-
şinde, bu üreten beyinleri yok
etmeye çalışıyor. Oğlum ölüm
orucunun 147. gününde. Kanlı
ishal, idrarda kan, karaciğerbü-
yümesi, böbreklerde harabiyet,
sıvıalamama, şeker, tuzalama-
ma, yutkunma zorluğu, yatağa
bağımlılıkve halsizlikten şikâyet
ediyor ve ben anne olarak elim
kolum bağlı, onun hücre hücre
ölmesini seyrediyorum."
" 'F Tıpi'nde de olsa insanca
yaşayacaksınız' diyen bir bakan
yok mu! Bunun garantisini ve-
recekbir kurum yok mu! Devlet
büyükse gücünü göstersin,
durdursun bu ölümleri! Size
sesleniyorum, sesimi duyun,
duyurun. Oğlum ölmesin. Bu
yürek susmasın. Birananın ev-
ladının ölümünüseyretmesi na-
sıldır, bilir misiniz? Oğlum öl-
mesin! Ölmesin!"
• • •
Önüme yığılan cezaevi rnek-
tuplanndan, acılı analann yürek
yakan çığlıklanndan kendimi
kurtaramıyorum. Kemal Der-
viş'in gezisini izlemeye çalışı-
yorum. Türkiye'nin değişrnesi
gerektiğini söylüyor. Ekonomik
ve siyasi reformlar hızla gerçek-
leştirilmezse, krizin daha da ar-
tacağı endişesini dile getiriyor.
Yani açıkçası, yapısal bir deği-
şim dışında çözüm olmadığı
gerçeğini vurguluyor.
Zora ve baskıya dayalı bu sis-
temin rantçılan ise ayak diriyor-
lar. "Değişmeyecek, değiştir-
meyeceğiz" diyoriar. Her şeyin
eskisi gibi gitmesi için, baskı ve
zulüm sürsün, diyerek direni-
yorlar. Işte bu yüzden bu ülke-
nin hapishanelerinde, duvara
yazı yazan, afiş yapıştıran, bildi-
ri dağıtan, itiraz eden gençler
ölüyorlar. Kimsenin kılı kıpırda-
mıyor. Muhalefeti olmayan bu
ülkenin geleceği karanyor, kriz-
den kurtulamıyor.
Türkiye, duvara dayandı. Bü-
tün kredileri tükendi. Krizin biri
bitip diğeri başlıyor. Hapishane-
lerde gençler ölüyor. 12 Eylülcü
sistem iflas ediyor. Türkiye,
uzun acılardan sonra bir değişi-
min eşiğinde kıvranıyor. Acı bu
yüzden yaygınlaşıyor.
gütün eylemlerini sür-
dürdüğünü kaydetti.
Schily, Almanya'daki
en büyük tehlikenin hâ-
lâ aşın sağcılar oldugu-
na dikkati çekerek ırkçı
eylemlerin sayısının
2000 yıhnda 51 bin
400'den50bin900'ege-
rilemesine rağmen özel-
likle gençlerin "ırkçı
konserlerden" etkilen-
melerinin üzücü olduğu-
nu söyledi.
Parti liderleri
Yasaklanması gün-
demde olan aşın sağcı
Almanya'mn Milliyetçi
Demokratik Partisi'nin
(NPD) üye sayısını 2000
yılında bir önceki yıla
göre 6 binden 6 bin
500'e çıkardığını kayde-
den Schily, birçok şiddet
olayına parti liderlerinin
de katıldığmm altını çiz-
di. Schily endişe vericî
diğer bir gelişmenin de
sayıları gittikçe artan
aşm sağcı internet sayfa-
lan olduğunu belirtti.
İki affa ret
Yorgüayaf
kapsomuu
dandtti
ANKARA
(Cumhuriyet Büro-
su) - Yargıtay Ceza
Genel Kurulu, daha
önce şartla sahveri-
lenlerin, Adli Sicil
Yasası'nın öngör-
düğü sabıka kaydı
silme süreleri için-
de suç işlerlerse af
yasasından yararla-
namayacaklanna
karar verdi. Kurul,
Adalet Bakanlı-
ğı'nın tersi yöndeki
görüşüne katılma-
dı.
Yargıtay Ceza
Genel Kurulu, bu
karan Yargıtay
Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nın, Yar-
gıtay 9. Ceza Da-
iresi'nin verdiği bir
karara karşı yaptığı
itiraz üzerine aldı.
tstemi bir üst kurul
olarak görüşen Yar-
gıtay Ceza Genel
Kurulu, Başsavcıh-
ğın itirazmı yerinde
görerek l'e karşı
24 üyenin oyuyla
Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'nin karan-
nı bozdu ve yazalı
emirle bozma istes-
ğini reddetti.
Kurul, daha önce
özgürlüğü bağlayı-
cı bir cezaya mah-
kûm olup da şartla
sahverilenlerin,
Adli Sicil Yasa-
sı'nın öngördügü
sabıka kaydı silme
süreleri içerisinde
yeniden bir suç iş-
lerlerseaf yasasının
getirdiği şartla salı-
verilmeden yararla-
namayacaklanna
işaret etti.