Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2001 ÇARŞAJVBA
HABERLER
Kıhç'tan
Savaş'a dava
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Haşim
Kılıç'ın eşi Gönül
Kılıç'ın, kişilik haklanna
saldında bulunduğu
iddiasıyla eski Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Vural Savaş ile Kanal 6
aleyhine açtığı manevi
tazminat davasına
başlandı. Savaş'ın avukatı
Veli Devecioğlu yanıt
dilekçesinde,
müvekkilinin Kılıç ile
hiçbir kişisel sorunu
olmadığını belirterek
Kılıç'ın yüksek mahkeme
başkanvekili oluşu
nedeniyle olayın "sırf
kamu yaran amacıyla
gündeme" getirildiğini
vurguladı.
Alternatif
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Emek Platformu'nun
alternatif ekonomik
programı, teknik
komitenin uzayan
toplantısı nedeniyle
bugüne ertelendi. Teknik
komitenin dün sabahın ilk
saatlerine kadar süren
toplantısında son şekli
belirlenen ve platformu
oluşturan demokratik khie
örgütü başkanlanna
ulaştınlan program,
bugün saat 11 .OO'de
düzenlenecek bir basın
toplantısıyla kamuoyuna
tanıtılacak.
HADB»
davası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
HADEP'in 2. Olağan
Kongresi'nde, Türk
bayrağının indirilerek
yerine PKK bayrağı ve
Abdullah Öcalan'ın
posterinin asılmasına
ilişkin davanın
görülmesine devam edildi.
Sanıklan arasında
HADEP Genel Başkanı
Murat Bozlak'ın da
bulunduğu davanın dünkü
oturumuna, tutuksuz 1
sanık ve 2 avukat katıldı.
Sanık avukatı Yusuf
Alataş, iddia edilen
olaylann, Türk Ce2a
Yasası'nın af
kapsamındaki "yardım
yataklık" suçunu
düzenleyen 169. madde
kapsamında kalma
olasıhğı nedeniyle
davanın ertelenmesi
gerektiğini söyledi.
Mahkeme, duruşmayı
erteledi.
Hcbulah'tan yenl
yöntemler
• ANKARA (AA)-
Ankara Emniyet
Müdürlüğü, tüm
birimlerine bir yazı
göndererek terör örgütü
Hizbullah'ın çocuk
kaçırma eylemleri
gerçekleştirmeye
çalışacağına ilişkin
duyumlar ahndığını ve
bunun istihbari bilgilerle
teyit edildiğini belirtti.
Çarşamba
Toplantılan
• Haber Merkea - Prof.
Dr. Tarık Zafer Tunaya
anısına 10 yıldır
sürdürülen Çarşamba
Toplantılan'nın bu ayki
konusu 'Parlamenter
Dokunul(a)mazlığı'.
Bugün saat 17.30'da,
Tarık Zafer Tunaya Kültür
Merkezi'nde başlayacak
toplantıya Bilgi
Üniversitesi'nden Prof.
Dr. Uğur Alacakaptan
konuşmacı olarak
katılacak.
Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ve 14 meclis üyesi partiden istifa etti
CHP'de kopmalar durmuyorİstanbul Haber Servisi -
Esenyurt Belediye Başkanı
Gürbüz Çapan ve Esenyurt
Belediyesi'nin 14 meclis üye-
si, CHP'den istifa etti. Çapan,
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal ve kılavuzlannın izle-
dikleri politikalann, Türki-
ye'nin ihtiyaçlannı değil, if-
las eden bugünkü düzenin
egemenlerinin isteklerini kar-
şıladığını belirtti. Çapan,
"CHP, Baykal tarafindan 'gö-
revden alındı' ve dağümaya
bırakıldı. Baykal'uı Ldediği
pofitikanm kendisine ve onu
izJevenlere vaat ettiği tek siya-
sal gefecek, yok ohıştur" dedi.
Esenyurt Belediye Başkan-
lığı'nda 14 meclis üyesiyle
turlikte CHP'den istifasmı
açıklayan Başkan Gürbüz Ça-
pan, Baykal'uı çocuk gibi ol-
duğunu, kolay etkilenip ko-
lay değiştiğini vurgulayarak
Sendikacılarla toplantı
Baykal: Biz
atmıyoruz
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal, her geçen gün yo-
ğunlaşan partiden istifalarla il-
gili olarak, "Biz Idmsenin git-
mesmitstemeyiz. Biz atmıyoruz,
onfau-kendflerigidiyotiar" açık-
lamasını yaptı. Baykal, partide
disiplini sağlayacağını yinele-
di.
CHP lideri Baykal'uı dün 60
sendika temsilcisiyle yaptığı
görüşme yaklaşık 4 saat sürdü.
Partinin ve ülkenin içinde bu-
lunduğu durumun değerlendi-
rildiği toplantıda, sendikacılar
CHP'den beklentilerini anlattı-
lar. Çalışma yaşamına ve sendi-
kalara hiçbir siyasi partinin sa-
hip çıkmadığını aktaran temsil-
ciler, CHP'den bunu bekledik-
lerini dile getirdiler. Sendika-
larla CHP'nin ilişkilerini sürek-
li tutabilmek amacıyla bu top-
lantılann sürdürülmesi karar-
laştınldı.
Baykal'uı, partiden istifalann
nedeninin sorulması üzerine,
"Biz Idmseıün ghmesini isteme-
yiz. Biz atnuvoruz. Onlar kendi-
leri gkfiyorlar" dediğı öğrenil-
di. Parti içinde disiplini sağla-
maya kararlı olduklannı vurgu-
layan Baykal, daha önce sık sık
dile getirdiği "Kavgah eve laz
vermezler, kavgah partiye oy
vennezler'' sözünü anımsattı.
Gürbüz Çapan,
CHP'nin Baykal
tarafindan
"görevden
ahndığuu" ve
dağümaya
bırakıldığuıı
söyleyerek
"Bajkalm
izlediği
poBtikanın
kendisine ve onu
izleyenlere vaat
ettiği tek siyasal
gelecek, yok
ohıstur" dedL
(Fotoğraf:
UĞUR DEMÎR)
şöyle devam etti:
"Türkrve'nin geleceği solda.
Sorun sahiplerini sürece ka-
tarsak mevcut çöküntüden
kurtulabihnz. Ama CHP, ge-
nel başkanhk tarbşması yap-
maktan bıkmadı. Baykal, 40
ih'görevden aldı,geriye kalan-
larada 'Git' dhor.Rakibikal-
madı, ama yine de herkesi te-
mizliyor."
Türkiye'de her kriz anında
umut ışığı olan CHP'nin, ge-
linen noktada kendi genel
başkanı tarafindan dağıtıldı-
ğını belirten Çapan, şimdi
"Anadolu'da solculuk yap-
mak" gerektiğini, Anadolu
tĞNELİ F1RÇA ZAFER TEMOÇÎN
T/Wfflli:macİMEWJ
MEIflft
CÜMHURM
solu diye bir şeyin olmadığı-
nı söyledi. Çapan, Türki-
ye'nin içinde çırpındığı borç
batağuıdan kurtuhnasuun yo-
lunun, gerçekten de "ucuz
devfcften geçtiğinin altını
çizdi.
ödünsüz özgürlükçü
demokrasl
Çapan. "Ancak bu 'ucuz
devlet', sabibinin sesi neolibe-
raBprin çtgırfkanhğını yııphğt,
vergi ahnayan, sosyal görevle-
rini ortada bırakan devlet de-
ğiktir. thtiyaç duyduğumuz u-
cuz devlet, daha az asker ve
poKs besfcyen, daha az silah
alan, halkm siyasal kaühmmı
güçlendirerek bürokrasinin
devlet üzerindeki yükûnû
azaltan, banşçı ve demokratik
devlettir. Bugünün dünyasm-
da ülkcmizdeki devleti
'ucuza mal etmenin' yo-
lu, tavizsiz bir banşçıhk-
tan ve özgürlükçü, kaü-
lımcı bir demokrasiden
gecer" diye konuştu.
Fazflet 6
sine-i millet'i tarbşıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP,
Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatılma da-
vasının sonucuna göre
u
sine-i milktedön-
meyPtartışıyor. "TepemizdeDemokles'm
kıba saüaıuyor" diyen Genel Başkan Re-
cai Kutan, iktidan yüksek mahkemeye
müdahale etmekle suçlarken Genel Baş-
kan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, baş-
savcuun istediği yönde karar alınırsa çok
sayıda miUetvekilinin istifa edeceğini söy-
ledi. Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğ-
lu. esas hakkındaki görüşünde yalnız iki
FP'linin milletvekilliğinin sona ermesini
istemişti.
Kutan. ara ya da erken seçim olasılığı-
nı zayıflatan bu formülde iktidar partile-
rinin etkili olduğunu ima etti.
FP yöneticileri, davanın kapatılma ka-
ranyla sonuçlanmasına karşı izleyecekle-
ri yöntemlerin değerlendirmesini de yap-
tılar. FP kurmaylan, ilk aşamada Meclis'i
ara seçime zorlayacak kadar milletvekili-
ni istifa ettireceklerini belirttıler.
Milletvekillerinin istifasmm kabulü için
276 çoğunluk gerektiğine ve büyük olası-
lıkla bu başvurudan sonuç alamayacakla-
nna dikkat çeken FP'liler, ileriki aşama-
da tüm grubun istifasının gündeme
geleceğini, böylece hükümet çogun-
luğunu istifaya zorlayacaklannı belirttiler.
Kaynaktar pe$ke$
çekillyor
Çapan, Türkiye'nin,
neoliberallerin anladığı
gibi, devletin üretimden
elini çekip bankacılık sis-
temi ve diğer "besleme"
kanallanyla tüm parasal
kaynaklan ayncalıklı bir
azınlığa peşkeş çekerek
ve bu sistemi pahalı ulus-
lararası kredılerle sürek-
li takviye ederek krizden
çıkamayacağını söyledi.
" Krizdençıkmamnyo-
lu, ulusal kaynaklan top-
hımsal eşitüğe dayah
özendirtcibirsisteınlede-
ğeriendirebikn, Türkiye
halkının dinamizmini
güçlü bir ekonomik gefiş-
me manivelası olarak kul-
lanabikn, kendi öz gücü-
müzü temel alan yeni bir
üretim altyapısmm ohış-
turahnasındangecer" di-
yen Çapan, Baykal'uı iz-
lediği politikanın,
CHP'yi, ülkenin bugün-
kü koşullannda emekçi
ve yoksul halk için seçe-
nek olmaktan çıkarmayı
amaçladığinı, halkımızın
son umudunu da elınden
almak isteyenlerin değir-
menine su taşıdığmı an-
lattı.
Yenl parti tekke
olmayacak
Çapan, "Baykal, Tür-
kiye halkuun, köklerini
bu topraklann derinük-
lerine satmış güçlü ve
üretken bir halk olduğu-
nu bilmefidir" dedi ve
kurulacak olan sol parti-
nin, tekke değil, farİdı fi-
kirleri olan kişilerin as-
gari müştereklerde bir-
leştikleri, tabandan ör-
gûtlenen bir sol parti ola-
cagını söyledi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Semiha Koç bir anne. Kızı
Çtğdem Diren Koç ölüm oru-
cunda olduğu için ve cezaev-
lerinde yaşananlar nedeniyle
bir çare arayan analardandı.
Şimdi cezaevinde.
Eşini de tutukladıklan için
arhk kızlannı ziyarete de gide-
miyoriar. Cezaevinden yazıyor
Semiha Koç: "Size uzun za-
mandır yazmayı istiyordum,
fakat tecride karşı mûcadele
yûrûttûğûmûz, akşamlan da
dinlenmeye vakit ayırdığımız
için dışandayken vakit bula-
mamıştım. Şimdi tutukluluğu-
mun ikincigûnü. Birpazargü-
nü size Bakırköy Kadın ve Ço-
cuk Tutukevi'nden yazıyonım.
Yasalarda varolan hakkımızı,
aynı zamanda analık hakkımı-
zı kullanarak 17 Mart Cumar-
tesi günü çocuklanmızın içer-
deki sesini duyurmak için ba-
sın açıklaması yapmaya gittik.
Galatasaray Lisesi'nin önün-
de biz beş ana gözaltına alın-
dık ve tutuklandık. Görüşme-
leıin başlatılıp ölüm ooıcu ey-
leminin bitmesini isterken ben
de sürece dahil oldum ve sü-
resiz açlık grevine başladım."
Semiha Koç, daha sonra
ölüm orucundaki kızı Çiğdem'i
anlatıyor "Kızım 16 yaşında
Cezaevinden însani Öyküler
tutuklandı. Operasyon sürdü-
ğü günlerde 8.5 yıl olan ceza-
sı Yargıtay'ca onaylandı. ön-
ce açlık grevindeydi, şimdi
ölüm omcunda. Dunımu gi-
derek ağıhaşıyor. 63 kilodan
46 kiloya düştü... Kızım birkaç
gün sonra ölebilir. Ben ve
eşim şu anda cezaevindeyiz.
İki buçuk senedir çiçeğime
dokunamadım, saçlannı ok-
şayamadım. Son günlehnde
hapiste olacağımdan görme
hakkından da yoksunum. Yıl-
lardır yoksullukla, yoksunluk-
la, haksızlıklarla mûcadele
ederken, çocuklanma çocuk-
luklannı yaşatamadım, ağız
dolusu gülemedim onlaha.
Hele içerdeki kızım çocukken
tutuklandığı için onunla hiçbir
şey yaşayamadım. Kızım ölü-
yor, ben onun ölmesini iste-
mediğim için haksız yere tu-
tuklandım. Beni kahreden de
bu."
Bir başka mektup ise Iz-
mir'de bir avukattan. Avukat
Öztem Durmaz ölüm orucun-
daki Berna'yı anlatıyor: "Ber-
na Ünsal Saygılı'yla Yeşilyurt
Devlet Hastahanesi'nde avu-
kat görüş odasında tanıştım.
Dimdik bakan gözlerindeki
sevgi dolu pınltıdan etkilen-
memek mümkün değildi.
Anadolu lisesi ve fen lisesin-
den mezun olduktan sonra
ODTÛ'de Endüstri Mühendis-
liği'nde okumuştu Bema. Çok
iyi derecede Ingilizce, Fran-
sızca biliyor. Daha nelermibi-
liyor, neler bilmiyor ki: Hayatı,
dünyayı, en çok da insanlan
tanıyor. Sevmeyi biliyor. 'Siz-
leri çok seviyorum' derken
sımsıcak koyuyor yüreğini
masanın üstüne, hiç hesap-
sız. Gözlerindeki sevecen par-
laklık içini ısıtıyor insanın. To-
kalaşırken sevgiyle tutuyoreli-
mizi. Bazen moralimiz bozuk
oluyor, bin türlü üzüntüden.
Hemen anlıyor, başlıyor bize
moral vermeye... Aylardır de-
vam eden ölüm orucuna artık
zohukla dayanıyor bedeni.
Zorlukla geliyor görüş odası-
na, masaya dayanmadan ko-
nuşamıyor bizimle. Biryandan
yudum yudum ıslatıyor boğa-
zını pipetten damlacıklarla.
Kuruyor konuşurken dili, ko-
nuşmakta zorlanıyor... Ben,
içim acıyarak uğurluyorum bu
güzel gözleri. Dayanmakta
zohanıyorum artık bu acıya.
Oysa kaybetmek istemiyorum
bu hayatın anlamını avuçlann-
da taşıyan genç ve güzel ka-
dını. Nefes almaktazortanıyo-
nım."
MetJn Turan'ı Bayrampa-
şa'da 19 Aralık öncesi tutuklu
ve mahkûmlarla görüşürken
tanımıştım. Görüşmelerde ne
söytendiğinin notlannıtutuyor-
du.
O zaman kısa kısa konuş-
malanmız olmuştu. Operas-
yon sonrası Edirne F Tıpi'ne
nakledildiğini okumuştum.
Metin, gözlerini kaybetmek
üzere olduğunu yazıyor mek-
tubunda: "Henüz Bayrampa-
şa Cezaevi'ndeyken sürdür-
düğüm açlık grevinde gözle-
rimde kararma başlamıştı. lle-
ri derecede bozuk olan gözle-
rimde bu nedenle başlayan si-
niryırtılması giderek ağırtaştı."
Metin ameliyat edilmesi ge
reken gözleri için dilekçeler
vermiş. Hastaneye ameliyat
için sevk edilmiş ama ameliya-
tı yapılmamış, soruyor: "Ne-
den sevkim çıkanldığı halde
ameliyatım yaptınlmıyor? Sol
gözüm ameliyatla kurtanlabi-
lecekken sağ gözümde henüz
başlamış kanamanın, körieş-
menin önüne geçebilecekken
neden hiçbir adım aülmıyor?"
önümde mektuplar_ yığılı
duruyor. ömegin Ufuk Ostûn,
şeker hastası.
Birtürlü diyet yiyeceklerini ve
gerekli ilaçlan vermedikleri için
ölüm tehlikesiyle karşı karşıya
olduğunu söylüyor. Daha önce
de babası gelip aynı dertleri an-
latmıştı. Doğru dürüst bir adım
atılmadığı anlaşılıyor. Kemal
Şen, Merdan Özçetik,Yetiz
Törkmen, Bülent Yıldınm,
Şerife Anöz, Ahmet Özde-
mir, Ali Nazik, Meiiha Yıklız,
Deniz YaBı, Muharrem Genç,
Naciye Önder çeşitlı cezaev-
terinden yolladıklan mektuplar-
da uygulamalan eleştiriyoriar,
yaşadıklannı anlatıyoriar.
Bu ülkenin gençlerinin bir
kısmı cezaevlerinde ölüme
doğru yol alıyorlar. ölümün çö-
züm olduğunu kim söyleyebi-
lirki!
Ancak, bu işin çözümü de
devletin yetkililerine ait. ölüm-
leri seyrederek bir ülke yöneti-
lebilir mi!
GLOBALPOLİTtKÜLTlTl
ERGtN YILDIZOĞLU
Gündemde Yeni Bip Balkan
Savaşı mı Var? - 1 •
"Makedonya'daki Amavutlann ulusal haklaniçin
mûcadele eden Ulusal Kurtuluş Ordusu, (UKO) ve
UÇK savaşçılannın bölgedeki hareketlerine göz
yuman (Tîme magazine) Sırp ordusunu silahtan
anndınlmış, tampon bölgeye, güvenlik sağlamak
üzere geri çağıran NATO, bölgede acaba neyap-
mak istiyor?" diye soranlann kafasını kanştıracak
başka veriler de var.
The Observer'a göre ABD, UKO savaşçılannın,
kontrolü altındaki silahtan anndınlmış bölgeden
gelip geçmelerine göz yumuyor (18/03). The Ob-
server yazısında dikkatli bir dil kullanıyor, ama baş-
ka gözlemciler durumun NATO biriiklerinin, özel-
likle ABD birliğinin tutumunun göz yummaktan öte
özellikleri sergilediğine dikkat çektiler.
Reuters, KFOR ABD bölümü sözcüsünün ağzın-
dan özetle şunlan aktardı: "Siyah üniformalı adam-
lann geldiğini gördük, binaya girip elbiselerini çı-
kardılar, sitahlannıbıraktılar... Makineli tüfekleri ve
roketatarian vardı... Sonra kente geldiler. Burada
Debelde'de (ABD birliğinin üslendiği, Makedon-
yaJKosova sının yakınlannda bir kasaba) biz sivil-
lehe konuşuyor ve adamlan silahlan teslim etme-
leri için ikna etmeye çalışıyonjz" (4 Mart). Diğer bir
deyişle ABD güçleri UKO savaşçılannın nereden
geldiğini, silahlan nereye bıraktığını ve nerede sak-
landıklannı biliyor. Ama tutuklayıp etkisiz hale ge-
tinniyor (adeta, yapmayın çocuklar ayıptır fılan de-
mekle yetiniyor). Boşuna Makedonya Başbakanı
Batı'yı "bölgede yeni bir Taliban yaratmakla" suç-
lamadı (VVashington Post 19/03). Putin'e göre de
"Amavut aynlıkçılan silahlandıranlar şimdi onlan
denetleyemiyorlar" (The Guardian 20/03).
SAS-CIA-UÇK-UKO
UÇK-UKO ortak eylemleri başladığında sırada
BBC'nin aktardıklan daha da ilginç: "Batı devlet-
lerinin özel timleri, Yugoslavya 'da hükümet değiş-
meden önce alınmış bir karar gereğince UÇK'yi
hâlâ eğitmeye devam ediyorlardı" (29/01) (Sanı-
nm, birilen Miloseviç'in gittiğini duymamış!). Yine
BBC'ye göre Kimi KFOR personeli, UKO'nun si-
lahtan anndınlmış bölgeye silah sokmasına göz
yumuyordu (Aktaran: Emperors - clothes.com/ar-
ticles) Londra'da çıkan Sunday Times'ın 18 Mart
tarihli bir yazısına göre, UÇK savaşçılannı bizzat
Ingiliz özel Timleri (SAS) eğitmiş. Sunday Tımes:
'Kosova savaşı sırasında UÇK ile bihikte olan Av-
rupa özel timlerinden bir görevlinin söylediğine
göre, halen Makedonya'ya silah ve insan akışını
örgütleyen Bilal kod adlı şahıs eski bir UÇK ko-
mutanı. Tetovo'ya saldınlann düzenlenmesineyar-
dımcı olan şahıs da Adem Bayrami isimli eski bir
UÇK görevlisi. Her ikisi de 1998-99 döneminde
Ingiliz gizli servisi tarafindan kamplarda eğitilmiş"
diyor. Sunday Tımes "Kedi torban kaçtı, Koso-
va 'da ne olup bittiğini araştırma misyonu meğer-
se gizli bir operasyonmuş" diye yazıyor.
Benzer bir haberi, bu kez CIA ile ilgili olarak, The
Observer aktardı. The Observer'a göre, görüşme
yaptığı, KFOR bünyesindeki birçok Avrupalı aske-
ri görevli, KFOR içindeki Amerikan güçlerini Ko-
sova sınırian üzerinden gerçekleşen büyük bir in-
san ve silah trafîğine bilerek göz yummakla suç-
luyoriar. Bu suçlamalar ABD ve Avrupalı güçter
arasında gerginliğe yol açıyormuş. Bir KFOR bö-
lük komutanı The Observer'a şunlan söylemiş:
"Miloseviç'i devirmek için, CIA'nın bölgede ken-
di özel ordusuyla başıboş at koşturmasına izin ve-
rildi. Miloseviç gitti, ama şimdi CIA kendi piç or-
dusunu denetleyemiyor" ve ekliyor: "ABD'ninpo-
litikası NATO bağlaşıklanyla hâlâ uyum halinde
değil" (11/03).
Ufak ve homojen devletier
Peki ABD'nin, yukanda aktardığım gibi davran-
masına hangi politik yaklaşım yol açabilir? Aslın-
da çok kesin olarak ileri sürmek mümkün olmasa
da bu konuda kimi ipuçlan, Dayton anlaşması ve
Kosova düzenlemelerinin çözüm getirmediği için
değiştirilmesi gerektiğini savunan bir eğilimin var-
lığına işaret ediyor. Bu yeni durumun ilk işaretteri
Thomas Friedman'ın 23 ve 26 Ocak New York
Tımes yazılannda görüldü. Friedman karma etnik
yapılı bir Bosna'da demokrasinin gelışmediğini,
bölgedeki sınırlann "yumuşak" bir biçimde değiş-
tirilmesi gerektiğini savundu.
Daha sonra Institue of War and Peace Repor-
ting, 223 sayılı (2/03/01) raporunda, Columbia Üni-
versitesi'nde yapılan bir sempozyumda, katılan
askeri görevliler ve politik bilimcilerin, Balkan ha-
ritasının etnik olarak homojen devletier yaratacak
biçimde yeniden çizilmesi gerektiğinde hemfikirol-
duklannı aktardı. 25 Mart'ta New Yor< Times'ın
yorum sayfasında çıkan VVolfgang Petritsch im-
zalı "Bosna'yı terketmeyin" başlıklı yazı da bu ye-
ni duruma ilişkin oluşmaya başlayan endişeleri di-
le getiriyordu. Petritsch önce Bosna Savaşı stra-
sında banş görüşmelerine katılan Lord Owen'ın
"Bugün gerekli olan, 1878 Behin Kongresi'ne
benzer bir biçimde, büyük güçler tarafırdan onay-
lanmış ve desteklenen bir Balkanlar çapında bir
çözümdür" sözlerini aktardı, sonra da dikkati IW-
PR'nin raporunda adı geçen Columbia Üniversi-
tesi sempozyumunun daha küçük ve te<-etnik kö-
kene dayalı devletler kurma önerisine çekti. Büyük
Kosova projesi ve bu kurulurken bölgerin yeniden
bir kanşttnlması bu yaklaşımın ilk adıman olabilir
mi?
Olağanüstü kongre hazrlığı
Kıytloy'da mııhıiefet
yorgıyaguüyor *
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
12. Sulh Hukuk Mah-
kemesi 'nin olaganüs-
tü kongre yapmakla
görevlendirdiği Kızı-
lay Kayseri Şube Baş-
kanı Alemdar Gûn-
gör, Kızılay Genel
Merkezi'nin 1 Ni-
san'da yapacagını du-
yurduğu olağan kong-
reyi mahkemeye baş-
vurarak iptal ettirecek-
lerini söylec. Göngör,
14Nisan'da3. kez ola-
ğanüstü korçreyi top-
layacaklanr belirtti.
Güngör, Fızılay "Yö-
netim Kırulu'murı
"yangmdanmal lcaç>
n r groi" olaan kong-
reyi toplamya çalaştı-
ğmı öne sürrek KJZI-
lay Genel Mrkezi ' n i r
tamamen yöetimi ek
geçirmek stedigin
anlattı.