Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYET 2BMAHT CARSAMBA
kultur(5 cumhuriyet.com.tr
etin Oktay, Vehbi Koç, Cem Boyner, tsmail Dümbüllü, Abdülhamit II aydın mı, değil mi?
Vydnılar Si tarbşmasL
KiUtürServisi-MeınetFnat'uı^-
nlar Sözlüğü ûzerine Ferit Ed-
i'nün "Radikal Kitap*ta yazdığı
eştiri yazısında, "ayduT sözcüğü-
ü tartışmanın ötesinde, doğrudan
azara dönük birtakım iğnelemeler
le vardı. Dahaötıce OrhanAlkaya ile
iktay AkbaTdan da olumsuz eleştı-
iler alankitabın yazannahem genel
olarak Aydmlar Sözlüğü ile hem de
Ferit Edgü'nün yazısındaki iğnele-
melerle ügili sorular yönelttik.
- Ferit Edgü'nün 'Aydmlar Sözfö-
ğü' adh kitabunza karşı yaztfığı yazı-
yı okurauş olmahsuıız.
MEMET FUAT - Evet, okudum.
- Ne düşünüyorsımuz?
FUAT - Nedense çok öfkelenmiş
Fent Edgü. Adı Aydmlar Sözlüğü
olan bir kitapta Abdülhamit H, Veh-
biKoç, Cem Boyner. tsmaflDümbül-
lü, Metin Oktay gibi kimseleraı yer
almaması gerektığini söylüyor. Bir
şey denemez. Kafasındaki aydın ta-
nımı çerçevesine bukişiler girmiyor
anlaşılan.
-Stdnkafanızdakiaydıntanımıne-
dir?
FUAT - Benimkafamda tekbir ay-
dın tanımı yok. Fent Edgü gibi dar
çerçeveli bir aydın tanımı da benim-
senebüir, sıradan bir sözlüğün çok
geniş çerçeveli bir aydın tanımı da...
- Ferit Edgü'nün yansınâa bir ta-
nım var sanınm™
FUAT - Evet, şöyle: "Zihinsel üre-
timde bulunan. bilim, sanat, felsefe
alaıunda doğru olarak kabul edflmiş
her şeyden kuşku duyan, kendksine
verilni^doğnılariadeğü;akhnı,man-
bğna, bilgi ve yeteneğini kullanarak
doğrulan araşuran ve tümbu zühin-
sel çabayı maddi bir karşıhk bekk-
medensürdürenkişLT Bu tanımagö-
re pek az insan "aydm" diye anılabi-
lir. Benimkitabım bu aydınlarla ilgi-
li değil.
-Sizfatanmunıznasü?
FUAT- Banagöre çeşitli alanlarda
öğrenımi, bilgisi, görgüsü olan her-
kes aydındır. Daha sonra bunlann
arasından seçkin aydmlar çıkar; ön-
«ü aydmlar, devrimcı aydmlar çıkar.
u kişi nasıl şu
kişininyamnakonur' diye
bir sora sorulamaz.
Aydın olmayı soylulukla
kanştırmamak gerekir.
Soylulannbir yanlanna
yanaşılmazlıkları vardı.
Orûaryukanda, öbür
insanlar aşağıda.
Seçkin aydmlar bu havaya
girmemeli. "Benim adım
nasılbir işadamı ile ya da
tuluat oyuncusuylabir
arada anılır" diye
sordunuz mu, soylulara
döndünüz demektir.
Ömekse Sabahattin Eyuboğhı seç-
kin bir aydındı. Aziz Nesin öncü bir
aydmdı. Behice Boran devnmci bir
aydındı. Ama genel anlamda "aydın-
lar" dediğimiz zaman bu seçkın ay-
dınlarla birlikte sıradan aydmlan da
anmış oluruz. "Bu kişi nasıl şu kip-
nin yanına konur" diye bir soru so-
rulamaz. Aydm olmayı soylulukla
kanştırmamak gerekir.
- Bu sözünuzü açar mısuuz?
FUAT - Soylulann bir, yanlanna
yanaşûmazlıklan vardı. Onlar yuka-
nda, öbür insanlar aşağıda. Seçkin
aydmlar bu havaya girmemeli. "Be-
nim adım nasü bir işadamı üe ya da
bir tuluatoyuncusuyla bir arada am-
hr* diye sordunuzmu, soylulara dön-
dünüz demektir.
- Demek size göre herhangi bir
alandaöğrenimi,bilgisi,görgüsüolan
herkes aydın...
FUAT - Evet, aydm olmak içkı ög-
renim, bilgi, görgü yeter. Sonrasma
kanşmam; seçkin aydın,toplumayön
veren öncü aydın, devrimci aydm,
bilgin aydm,yaratıcı aydm,böyle gi-
der... Mant, Lenin. Einstein, Russeü,
Pkasso. Benjamin, Barthes, Eco
- Ya Mussolini, Hifler, Stalin?-
FUAT - Onlar da yıkıcı aydınlar...
Bütün aydınlann olumlu, iyi. yapıcı
insanlar olmadıklan kesm.
-Özeüersek~
FUAT - Fent Edgü kendi tanımı
açısmdan haklı. Ama bu kitaba be-
nim açımdanbakmakgerekir. Aydm-
lar Söziüğü'nde kendi alanında bıl-
gı, görgü, hatta yaratıcılık edınmiş
bir dizgi, bir de baskı ustası bile var.
tki aydm işçi. Sanatçılar, yapıtlanna
ne yapmak istediklerini anlamaçaba-
sı göstermeden yaklaşan eleştırmen-
lere çok kızarlar. Ferit Edgü de önce
bir anlamaçabası göstermeliydi. Ben
yönettiğim dergilerde onunaydın ta-
nımma yakm tanımlar yapan Batılı
yazarlann yazılaruu yayunladım,
kendim de o yönde yazılar yazdım.
ama bu kitap böyle. Neden böyle?
Dümdüzgitmedenöncebiraz düşün-
mek gerekirdi.
• Ben de onu soracakbm. Dümdüz
diyorsunuz... Sizinle ilgili birtakım
sözler ediyor Ferit EdgiL.
FUAT - Evet, oldukça ağır sözler
etmiş. "Kalemimden çıkmtş her söz-
cüğün önemine'
7
mandığımdan de-
ğil, bir tür hesap verme duygusun-
dan yayımlamak istiyorum, çeşitli
zamanlarda yazmış olduğum her şe-
yi. Yazdıklanmı ayıklamıyorum, bir
seçme yapmıyorum. Doğrusu yanlı-
şı, neler yazmışsam ulaşsın istiyo-
rum merak edenlere "Yazar ve eleş-
tirmen olarak bugüne kadar özgün
birdüşünceüretmemiş'' gıbı. "şür <h-
şmdakiyaalartnıbir haytisığ bulabi-
firiz, romanokumadannasılbir yana
eleştinneni olunabüeceğini anlama-
vabBHİz" gibi sözler, FeritEdgü'nün
benim içinyaptığı değerlendirmeler-
dir. Bunlarabir diyeceğim olamaz.
- Roman okumuyor musunuz?
FUAT - Yazm dünyasına roman
okuru olarak girdim, romancı ohna-
yı düşlüyordum, bu yolda bir dene-
mem de olmuş, Yaşadığımız adlı bir
kitap yazmıştım. Daha sonra De Ya-
ymevi'nde çevirilerini satır satır de-
netleyerek önemliromanlar yayımla-
dım. Roman konusunda yazdığım
yazılanm var. Bir-iki inceleme de
yaptım. Aynca,yazmımızakazandır-
dığım romancılar oldu. Son yıllarda
okumaya başladığım birçok romam
dilyüzündenyanmburakıyorum. So-
ranlaraise "Benroman sevmem,okn-
mam" deyip çıkıyorum işin içinden.
Ferit Edgü bunu duymuş olmah.
- Söykmekistediğhüzbaşkabir şey
varmı?
FUAT - Kitabımm adının, içeriği-
ni tam olarak yansıtamadığını bili-
yorum. ^Aydın" deyinceherkesin ak-
lınaseçkin aydınlar geliyor, "söjdâk"
deyince de benim kendime göre ay-
dm diye değerlendirdiğim insanlan
seçip onlan bütünyönleriyle yansıt-
tığım düşünülüyor. Örnekse Oktay
Akbal'ı bir sözlük maddesiolarak ele
alıpyazacak olsam 12satırmı yazar-
dınY?
-Evet,Oktay Akbaldeğinmiştibtt-
FUAT - Bu kitapta onun için
1958'de "Yeditepe" dergisinde Suçu-
muz însan Olmak'ın diliüzerineyap-
tığun bir değerlendirmeyle, Türk
Edebiyatı İ963'te yazdığım üç sanr
yer alıyor. Elbette yetersiz, ama ba§-
ka bir şey yazmamışun. Tekrar edi- r
yorum:
u
Bu södûkteçoğonluğuşair- *
kr,öykücükr,romancW,eteştirmeo-
ter,tiyatrocular ohnaküzere,dörtyö-
züaşİanaydınyer alıyor.Yaşamlarry-
la değü, bir ekştinnenin elti yü faio-
yuncayapOğı değerkndirmekr, sap-
tamalaria. Kimine ayakûstü bir-iki
söz, kimine yıöar boyu birbirini izie-
yen değeriendirmekr, denemeker, in-
cdemetef nhvi:ı;vt>.'
P Sanat Kultur Antika dergisi, geride bıraktığı beşinci yılını 20. savısıyla kutluyor
Altını sanata dönüştürmek
KültürScrvisi-
Türkiye Yazarlar
Sendikası,(TYS)
12. Genel Kurul
Sonuç Bildirgesi'ni
yayımladı.
Dünya Bankası ve
1MF reçeteleriyle
Türkiye'ye dayaülan
ekononûk
modeüniflas
ettiğ
bildırgede, işten
çıkarmalannbk
genel kampanyaya
dönüştüğü,
yazüı ve sözlü
medya çalışanlannm
datarihte
görülmemiş bir
kıyıma uğradıklan
vurgulandı.
Bu çıkmazdan,
demokratikleşme
ve polis devleü
görüntüsünün
kaybolmasıyla
kurtulunacağını
vurgulayan TYS,
ülkemizde halen
binlerce düşünce
suçlusu bulımduğunu
belirtti. Fikir ve
Sanat Eserlen
Yasası'nda yapüan
değişikligi olumlu
bir gelişme olarak
niteleyen sendika,
bandrol verme
yeödsinin siyasal
erke değil özerk bir
yayın kuruhışuna
bırakılmasını istedi.
Bildırgede, Nâzım
Hikmet'e yurttaşlık
hakkmın iadesi
konusundaki
karamamenin
savsaklanmasınm
çirkin sonuçlar
doğurduğu
belirtilerek şaire
yönelikhaksızve
dayanaksvz
suçlamalannbir an
önce sona erdirilmesi
istendi.
• Dergi, altının zenginlik, gûç ve
ölümsûzlüğün simgesi oluşu ile
sanatçüann elinde sanata dönüşmesinin
öyküsünü, tarihboyunca izlediği
koşutluk içinde ele alıyor.
KültürServisi- "însan düşlerinin tarihi, in-
sanoğlunun uzakcennetlereyolculuketme tut-
kusunuyansıtan efsanevi servet ve büyücülük
ülkesi Kolkhis 'e, masalsı altın ülke Eldorado 'ya
kadar uzanır. Ama altın, Altın Post'un ar-
dına düşen Argonotların, zenginliği dil-
lere destan Lydia hükümdarı Kro-
isos'un, açgözlü Kral Midas'ın ve da-
ha bırçoklarımn yaşadıklanndan da
anlaşılabileceği gibi, mutlulukla mut-
suzluğu birlikte getirmiştir. Denilebilir
ki, altını yerli yerinde kullanmayı bugü-
ne değin yalmzca, akıl almaz zariflik ve
çekicüikte yapıtlar yaratmış olan insa-
noğlunun güzellik özlemi başarmıştır. Bu
değerli maden, en büyük mutluluğu, sana-
tın gücü aracılığıyla vermişür."
tjç ayda bir yayunlanan P Sanat Kültür
Antika dergisi, beşinci yılını geride bıraktı-
ğı 20. sayısmı altına ayırdı. tÖ üçüncübinin
Alacahöyük ve Ur kentlerinin altın taç, ka-
deh, kupa ve miğferlerinden günümüz Türk
ressamı Ergin Inan'ın altın yaldızlı resimle-
rine uzananbeş bin yıllıkbir tarih kesitini kapsayan
dergi, farklı uygarlıklann, bugün dünyanın saygm
müzelerinde bulunan altmyapıtlannı bir ara-
ya getirdi. P Sanat Kültür Antika, altının
zenginlik, güç ve ölümsûzlüğün simge-
si oluşu ile sanatçüann ehnde sanata
dönüşmesinin öyküsünü, tarih bo-
yunca izlediğikoşutluk içinde ele alı-
yor.
Dergi, Topkapı Sarayı Müzesi, Türk
ve tslam Eserlen Müzesi, Ana-
dolu Medeniyetleri Müzesi,
Bntish Museum, Victoria &
Albert Müzesi, Metropoli-
tan Müzesi, Viyana Sanat
Tarihi Müzesi gibi seçkin
müzelerin altmkoleksiyon-
lannı okurlannm önüne se-
riyor.
Türkıye'den SabahatünBa-
tur, Hikni Aydm, Emine BV-
tirgen, Şengül G. Aydmgün,
Süheyla Murat, Ferit Edgü,
Şevket Pamuk Topkapı Sara-
yı Müzesi'nin altm silah ve eş-
yalan; Türk ve lslam Eserlen
Müzesi'nin tombakeser-
leri; Anadolu Medeni-
Oturan kadın biçimli kap ve Tirol arşidükü II. Ferdinand'ın zırtiL
yetleri Müzesi'nin Alacahö-
yük koleksiyonu; Askeri Mü-
ze'nin tombak eserleri ve
altın silahlan; Ayasof-
ya'mn altm mozaikleri ve
Yapı Kredi Nedim Tör
Müzesi'nin Osmanlı altm
sikkeleri üzerine yazılan
ile yer alıyorlar.
Bntish Museum Etnografi Bölü-
mü Latin Amerika Koleksiyonlan
Küratörü ColinMcEwm, Kolomb -
öncesi Güney Amenka altın ko-
leksiyonundan başyapıtlar sunu-
yor. Avrupa hükümdarlanmn al-
tm zırhlanm, Viyana Sanat Tarihi
Müzesikoleksiyonundan yine mü-
zeküratörlerinden Matthias Pfaffen-
bichkr tanıtıyor. Sanattarihçısı Frank
DabeH ise Metropolitan Sanat Müze-
si koleksiyonundan 15. yy öncesi din-
sel resimlerde altının anlamı üzerine bir
incelemeyle katılıyor dergiye. Dünya-
nm önde gelen sanat tarihçileri, görke-
min, dünyevi zenginliğin simgesi altı-
nm tarihini, elyazmalanndan ikonlara,
gündelik eşyalardan savaş aletlerine, sik-
kelerden takılara uzanan geniş bir yel-
pazede sanata dönüşümünün öyküsünü
P Sanat Kültür Antika'ya aktanyorlar.
Baraj tiyatro grubu, ilkprojesmi Bernard-Marie Koltes'in oyunundân uyarladı
4
PaımıkTarlaları' Roxy
r(
de sahneleniyor
Oyuncolar sahnede kendileri olarakvaroluyor.
Kültür Servisi - Bir yıldu- çalış-
malannı sürdüren Baraj tiyatro
grubu, ilk projesini Roxy'de sergi-
lemeye başladı. Çevirisini Esen
Çamurdan'uı yaptığı Bernard-
Marie Kohes'in 'PamukTarlalan-
nın Yalnızağında' adh oyunundân
uyarlanan 'PamukTarlalan'nın ta-
sanm ve koreografısi Ceys Ko-
çak'a ait. Projede ZeynepGünsür,
Ahmet Ortaçdağ, Serkan Sonal.
SemaOzgür veCeysKoçakrol alı-
yor. Kostümlerini Petra'nm tasar-
ladığı 'PamukTarlalan'nm müzik-
lennde Baba Zula'nm yanı sıra
L@N. BrianEno, HarokiBndd, A
StormofDrones, Consoiegibi isim-
ler dikkat çekiyor.
tnsan ilişkilerindeki üstü örtülü
alışverişler,pazarlıklar ve içhesap-
laşmalar çevresinde gelişen "Pa-
mukTarbuarTnda; metin, beden,
mekân, müzik, ışık, görsel araçlar
ve ses kullanınu birbiriyle bazen
paralel gidiyor, bazende çaüşıyor.
Aynca, eşzamanlı ılerleyen sahne-
ler, önceden kaydedilmiş görüntü-
ler, tekrarlanan meünler ve jestler
yoluyla çok katmanlı, dairesel bir
yapı sunuluyor. Bu yolla "Pamuk
Tarialan" seyirciyi seçmeye ve
kendi öyküsünü kurgulamaya da-
vet ediyor. Yola çıkma, yolda ol-
ma, yoldançıkma, durma,bekleme
hahndeki durumlan resimleyen
"PamukTarlaW, Koltes'in met-
ninde de var olanyapıyauygun bir
belirsizlik taşıyor. Metindeki her
duruma, her konumauyarlanabile-
cek alıcı ve satıcı ilişkısı "Pamuk
Tarlalan"nın da çıkış noktasım
oluşturuyor. Oyuncular sahnede
kendileri olarak varoluyor, belirli
bir öykü anlatmıyor; üstünde dur-
madığımız, hızla uçup gidenkayıp
anlara yeniden gözatıyor.
"PamukTariabn", Roxy'de ha-
ziran ayı sonuna dek her cumarte-
si günü saat 21.00'de, pazar günü
saat 19.30'da izlenebilir. Biletler
oyundan bir saat önce kapıdan te-
min edilebilir. Roxy, Sıraselviler,
Arslan Yatağı Sokak No: 1-3,
(0212/24912 83)
DEFNEG(>XGE8t
TURGAY FtŞERÇm
Öğretmerin ftişü
Son günlerde bir edebiy? caergisinin yönetim
odasındaçalıştığımı unuttuğun aanlar oluyor. Gelen-
lerin çoğu edebıyattan degil, <^r» <le buiundugumuz
güç koşullardan sözediyor. Kcnı__ışmalannyönü dö-
nüp dolaşıp bunalımageliyof.
Geçen haftaytllarcaliseterde e^clebiyat ögretmen-
liği yaptıktan sonra iKı yıl önce «emekli olan, kendi
köşesinde yalnızcaşmyteuğRş^arakyaşayan Nlüs-
lim Çelik ile konuşu^orduk.
"Seni de etkiledi riı bu ytşaunanlar?" diye sor-
dum.
"Beni etkilermsi ön&mli değif-. Asıl köyüme yap-
tırmayı tasariadığım rütüphane^yi etkiiedi. Ister i$-
temez bir süre gecikecek" dedi _
Hep kendinden söz eden ns^miara o denli alış-
mışım Wyadırgad!m.Sürdürcü İKonuşmasınr.
"Emekli olduğumdz, elime3©<çpen ikramiyeyi ban-
kaya yattrmıştım. Ûç aylıklar'rKzlan arttırdıklanmta
da üstünü tamamlanaya çtiış^tyordum. Köyüme
(ErzSncan'tn merkez Oğulcut K*öyü) bir kitaplık i(e
bir okuma salonundan o/uşacafcr kütüphane yapttr-
mak /stiyordum. Sekayüz kitattmmı da bu kütüpha-
ne için ayırdım, öuruyor. Ancak: param bir gecede
yüzde kırk azaldı. Tam sonura \sakla$ıyordum, ye-
niden bir süre daha para biMir-rnem gerekecek.'
Çoğunluk uzağmdayaşıyo- tnöyle özverili, toplu-
ma yönelik çabalardan.
Şaşırdım, biraz da utandırn. Emeklilerin yoksul-
luk sıntnnın altındaki gelir düze'vleri ortadayken bir
ögretmen, yıllar boyu ögrenolerine verdiği okuma,
aydınlatma çabası yetmemtş, ı^zaktarda kalan kö-
yüne de ışık götürecek tasartar peşindeydi.
••*
Bu olay bana bir başka destsansı kütüphane öy-
küsünü, anımsatti-, Faktr Bavkunt'un Eşekli Kütüp-
haneci adlı son romaiında anlaattığt Ürgüplü Mus-
tata Güzelgöz adiı kötüphanec^inin öyküsü.
Mustafa Güzelgöz, 1944'te LJrgüp'e kitaplık gö-
revlisiolarak atanmış.Biryandann da kasabanın fut-
boltakımınıçalıştınyormuş.önc:efutbolculara kitap
okutmaya başlamış. K.ttap oku>yan futboicular da-
ha başanlı sonuçlar alır olmuşlaır.
Ardından köylülere kitap ok_»utmayı aklına koy-
muş. 1957'de sandıklar yaptımp içlerine Wtaplan
doldurmuş. Sonra da onlan e%<eWere yükleyip köy
köy dolasmış. Köylülere odünç kıtap dağıtıp onlar-
da okuma alışkanlıgtnı gelıştırrr» iş. Ürgüp ve çevre-
sindeki dokuz köye krtaptık açnruş, otuzartı köye de
eşeklerie düzenlı olarak krtap vjlaştırmış. Kitap sa-
yısınt, okur saytsını arttırmış.
Okuyan köylüler ışlerini daha bilımsel yöntemler-
legerçekleştirir, üretimlenni artt»nr olmuşlar. Koope-
ratifler kurmuş, gelirlerini çoğsıltmışlar. Kitaplıklar
köylüler için kültürel ve toplurrvsal merkezler duru-
muna gelmiş.
Mustafa Güzelgöz'ün bu çafc»alan emekli olduğu
1972'ye dek sürmuş. Şöyle diyor.
"Kıtap sevgisi diye bir sevg/ vardır sanınm. Ana
sevgisi, kardeş sevgisi, yar se\rgisi gibi bir sevgi...
Kitap sevgisi de bütûn öbür ses/giier gibi doğuştan
vardırama uyuyordur. Onunzatmanı gelince uyan-
dıniması gerekir."
Bu ikiotay "Insan tûkenmez" «diyenleri haklı çıkar-
ryor mu?
ınsan, içinde yasadığı koşullann iyiliğine kötülü-
güne aldırmadan insan için, tojplurn için çabalayan
değiise nedir?
mryc
fns
Türkressamlap»Jauonya'da
• Kühür Servis»- Dört Türk sanatçısı Feride
Bimcıoğlu, Ayşegül tzer Draühşan, Ahmet Özel
ve Mehmet Uygun'un yapıtlan Japonya'da
Tonami Sanat Müzesı'nde sergılemyor. Tonami
Plastik Sanatlar Derneği'nin daveti üzerine
gerçekleş^n, toplam 32 yapıtın sergilendiği
'Türkiye ile Dostluk' başlıklı sergi 8 Nisan'a
dek sürecek. Bu dostluğun temelleri Japon
sanatçılar Kiyono Hayashi ve Scihichi
Yoshikawa'nın ve bağlı bulunduklan Tonami.
Plastik Sanatlar Derneği'nin düzenledikleri
sergilerden elde edilen geliri "Yalova'da yıkılan
itfaiye binasının yapunma katkı için
Türkiye'ye göndertneleriyle atümıştı.
CevreHtmteriFestn/a»
• Kültür Servisi - TÜRSAK. Vakfı, Garanti'
Bankası'nm ana sponsorluğunda '5.
Uluslararası Çevre Fimıleri Festivali'ni 8-15
Haziran tarihleri arasmda gerçekleştiriyor.
Festival çerçevesinde TÜRSAK Vakfi-Bilgi
Oniversitesi Sinema TV Bölümü ve WWF
Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfi
işbirliğiyle 'Halikarnas Balıkçısı Kısa Fiha
Maratonu' adlı bir yanşma düzenliyor. Türr
üniversite öğrencilerine açık olan maratonuı
teması ise 'Doğadaki Ayak Izlenmiz' olaca!
Son başvurunun 2 Mayıs olduğu yanşmanu
değerlendirme kurulu; Can Candan, Hüsey!
Kuzu, Paul McMillen, Işıl Özgentürk. Tayf
Talipoğlu ve Engin Yiğitgil'den oluşuyor.
(TÜRSAK Vakfi Tel: 244 52 51)
K Ü L T Ü R Ç t Z 1
K AM İL M A S U A
r