Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2001 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Politika mı Şimdl Bu?
Başbakan Bülent Ecevit, devletin sadece
üst düzey kurumlanna "çok gizli" kaydryla bîr
genelge göndermiş. Genelgede, Fransa ile en
alt düzeyde ekonomik ilişki kuaılmasını iste-
miş.
Once hemen belirtelim, genetgenin üstünde-
ki "çok gizli" ibaresinin hiçbir kıymet-i harbiye-
si olmadığı, gazete haberi olarak önümüze gel-
mesinden belli.
Neyse ki Başbakan adına genelgeyi kaleme
alanlar, geçen defa yaptıklan büyük yanlışlan
anlamışlar da "Dünya Tıcaret örgütü'nün kısıt-
lamalarına aykın olmayacak biçimde'' kaydını
duşmüşler
Biliyorsunuz, Fransız pariamentosunun ka-
rarını izleyen günlerde, mangalda kül bırakma-
yan tavnmızla neler söytemiştik.
Bu önlemlerin bir kısmının uygulanamayaca-
ğı, Türkıye'nin imzaladığı anlaşmalara göre son-
ra kendi başına iş acacağı söylendi. Ama dev-
letlerarası ilişkileri, kahvehane kenzlerinın lak-
lakası düzeyinde görenler, bunlan görmeden,
düşünmeden, bilmeden, atmayı sürdürdüler.
Türkiye, imzaladığı anlaşmalar, yabancılara
verdiği yetkiler, ülkeyi yönetmekten aciz kadro-
lan ve durmadan içine düştüğü demeyelim de,
bir türiü içinden çıkamadığı ekonomik krizlerin
doğurduğu kınlgan yapı yüzünden, öyle fazJa
tepki koşma gücüne sahip bir ülke değil.
Sevgili okurlar, bunu yazdığım için bana kız-
mayın, bizi bu hale getirenlere kızın! Böylelikle
tepkiniz daha doğru bir mecraya yönelir.
•••
Tepkiyi Fransa ile bilimsel ilişkileri kesmeye
kadar vardıran"ö/7/m adamlarımız!" da oldu ki
onların üstünde durmak bile gereksiz.
Acaba, Fransa ile bilimsel ilişkileri kesersek,
yılda bilmem ne kadar araştırmamız, makale-
mizle vardığımız yüksek bilimsel düzeyden on-
lan mahrum bırakarak, ne kadar büyük bir ce-
za vermiş oluruz?
Hamakat üzerine politika bina etmenin kime
ne yaran olabilir ki?
Bu tür tepkilerden önce, olay patlak verme-
den evvel önlemini almak daha akıllıca olmaz
mı?
Ama bu yapılmıyor.
Yapılsaydı eğer şu anda Fransa'dan çok
ABD'ye bakılırdı.
Çünkü 24 Nisan vesilesiyle ABD Kongresi'ne
getirilecek Ermeni soykınmı tasansı.
Çok merak ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti
Devleti bu girişim karşısında ne yapıyor?
Oradaki Türklerin münferit ya da örgütlü giri-
şimleri yararlı ama bir de devlet polrtikası olma-
sı lazım. . .
Süre de çok az.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Buda heyke-
li suskunluğundaki politikası, sonra da büyük
tepki ile çözülemez bu sorun.
Fransa ile ekonomik ilişkileri alt düzeye indi-
rerek ABD'ye gözdağı verilmek isteniyorsa
eğer...
Gıdıklamayın ne oluri
•••
ABD Kongresi'nden çıkacak bir soykınmı ta-
nıma karan, o ülke hukuku açısından tazminat
davalanna da yol açacağı için son derecede va-
him sonuçlar doğurabilecektir.
Bunu bağıra bağıra söylüyor uzmanlar.
"Devletgereğini nasılsa yapıyordur" diye dü-
şünmeyin!
Böyle düşünürseniz yanılırsınız.
Türkiye'yi yönetenler ne olup bittiğininfarkın-
da bile değiller.
Nitekim, Fransız Meclisi'ndeki oylamaönce-
sinde, oradaki Ermeni lobisinin yanında Yahu-
di lobisi de yer aldı.
Basında, Sosyalist Parti'de çok etkin olan Li-
gue de Droit de l'Homme gibi kuruluşlanyla,
Ermenilere destek veren Fransız Yahudi lobisi-
ni etkılemek üzere, Türkiye'den laflannı onlara
dinletecek, Fransa'nın çeşitli çevrelerinde say-
gınlığı olan, ülkemizin bu tür sorunlannda, se-
ve seve, canla başla, parasını cebinden ödeyip
hizmetten kaçınmayan kimi vatandaşlanmız-
dan, örneğin Jak Kamhi'den katkı istenemez
miydi?
Türkiye'nin bir Ermeni politikası yok, sonuç-
suz tepkisi ise pek çok.
Keşke daha az tepki, ama daha doğru dürüst
bir politika olsa...
TBMM Başkanlığı'na sunuldu
Hükümete bir
gensora daha
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-FP, "Çe-
küirsem halka hesap
veremem" diyen Baş-
bakan Bülent Ecevit'in
"ekonomik çöküntü"
gerekçesiyle iktidar-
dan düşürülmesi için
bir gensoru daha verdi.
FP'nin dün TBMM
Başkanlığı'na verdiği
gensoru önergesınde,
programın üç temel
unsuru olan "karau
sektörü harcamalan-
nın kısılması, yapısal
reformlar ve döviz ça-
pasT polıtıkalanmn if-
las ettiğı kaydedildi.
Istikrar önlemleri kap-
samında halkın fakir-
leştirildiği, iç tüketi-
min daraltılması sonu-
cu iş yaşamının gerile-
diği, fabrikaların ka-
pandığı, yüzbinlerce
çalışanın işsız kaldığı
anımsatılan önergede,
"Daralan iç piyasaya
paralel olarak ihracat
gerflemiş, itfaalat yüzde
40artmışür.Bumınne-
ticesinde ihracata çah-
şan sektörler krize gi-
rerken iç pazar itbal
mallannfotilagppnM-
ruz kalmışbr" denıldi.
Önergede, "Türldye
ekoDomisini IMF gü-
dümlü otomatiğe bağ-
lamış hükümetin bece-
riksizüiği ortadadır.
Küçühneyi, durgunht-
ğu ve gerüemeyi esas
alan bir programın
Türkiye'yi her geçen
günyeniiktisadi,9osyal
ve sivasi krizlere soka-
cağı açıkça görûlûyor.
Hükûmet programı
yönetememektedir"
görüşü savunuldu.
Geniş halk kesimlerinin alım güçlerinin düşürülmesi esnafı da zor duruma soktu
Zaııı dalgası clıınımyorHaberMerkezi- Hükümetin bas-
kı altında tutulan kurian serbest bı-
rakmasıyla yaşanan devalüasyonun
ardından zam furyası başladı. TE-
KEL, akaryakıt, elektriğin ardından
doğalgaz, tûpgaz, şeker, taşkömü-
rü, alüminyum ve mazota belirli
oranlarda zam yapıldı.
Özellikle dışandan getirilen ilaç
fiyatlan başta olmak üzere diğer
ürünlerin de zamlardan etkilenme-
si bekleniyor. IMF'yle yakın izle-
me anlaşması ve 1 yılın sonunda çö-
ken enflasyonla mücadele progra-
mı doğrultusunda çalışanlar ve
emekliler başta olmak üzere geniş
halk kesimlerinin alım güçlerinin
düşürülmesi, esnafı da açmaza dü-
şürdü.
Ekonomide eksi büyümeyle geri-
lemenin yaşanması beklenen
2001 'de satış yapmakta zorlanan es-
• TEKEL, akaryakıt, elektriğin ardından doğalgaz, tüpgaz, şeker, taşkömürü, alüminyum ve
mazota belirli oranlarda zam yapıldı. Tüpgaz fiyatlan yüzde 12.9 ile yüzde 13.4 oranlan
arasında arttınlırken elektriğe yüzde 10 oranında zam yapıldı. Şeker fiyatlan da bugünden
itibaren yüzde 10 oranmda zamlandı.
nafin, zam yapmaya da cesaret ede-
mediği belirtiliyor.
TÜPGAZ: Hükümetin akaryakıt
fiyatlarına yüzde 10 zam yapması-
nın ardından dün de tüpgaza zam
geldi. Tüpgaz fiyatlan ise yüzde
12.9, yüzde 13.4 oranlan arasında
arttınldı. Bu arhş sonucunda 12 ki-
logramhk mutfak tüpü Ankara'da 7
milyon 260 bin liraya, Istanbul'da 7
milyon 160 bin lira ve Izmir'de de 7
milyon 130 bin liraya yükseldi.
DOĞALGAZ: BOTAŞ'ın önceki
gün açıkladığı yüzde 10'luk zam ka-
rannrn ardından tüketicilere doğru-
dan yansıyacak artışlar da dünden
itibaren başladı. Dövizdeki dalga-
lanmalarla birlikte doğalgaz satışı-
na 100 metreküplük kota uygula-
maya başlayan EGO, doğalgazın
metreküp fiyatmı 192 bin 427 lira-
dan 211 bin 672 liraya yükseltti. An-
cak EGO, fiyat artışına karşın kota
uygulamasını kaldırmadı.
ELEKTRİK: Elektrik fiyatlarına
da yüzde 10 düzeyinde artış yapılır-
ken elektrik fiyatlan Enerji Bakan-
lığı'nın son yaptığı özelleştirme uy-
gulamalanyla doğrudan dolarla
bağlantılı hale getirildi. TEDAŞ'tan
yapılan açıklamaya göre, dünden
geçerli olmak üzere uygulamaya
konulan zam karan çerçevesinde
meskenlerde tüketilen elektrik ener-
jisinin birim fiyatı yüzde 10.1 arttı-
nlarak 53 bin 150 liradan 58 bin 500
liraya çıktı.
ŞEKER: Şeker fiyatlarına da bu-
günden itibaren yüzde 10 oranında
zam yapıldı. 50 kilogramlık toz şe-
kerin fabrika satış fiyatı (KDV ha-
riç) 379 bin 100 liradan 417 bin li-
raya yükseldi.
ALÜMİNYUM: Konya'nın Sey-
dişehir ilçesinde kurulu Eti Alümin-
yum AŞ'de üretilen ürünlerin fiyat-
larına yüzde 51 ile yüzde 52.5 ara-
sında değişen oranlarda "rekor
zam" yarjıldı.
TAŞKOMÜRÜ: Taşkömürü ve
yan ürünlerine, dünden geçerli ol-
mak üzere zam yapıldı. Türkiye
Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel
Müdürlüğü yetkililerinden alınan
bilgiye göre, yeni ayarlamayla Zon-
guldak parça kömürün KDV dahil
ton fiyatı 53 milyon 305 bin 200 li-
radan 53 miryon 937 bin liraya yük-
seldi.
MAZOT: Türkiye Uluslararası
Petrol Şirketi (TPIC), Kuzey
Irak'tan kamyoncular tarafından ge-
tirilen mazotun alım fiyatına yüzde
10 zam yaptı. TPIC yetkilileri, kam-
yonculann Kuzey Irak'tan getirdiği
mazotun litresini daha önce 249 bin
liradan satın aldıklannı belirterek
bugün yapüan zamla mazotun alış
fiyatınm 275 bin liraya yükseltildi-
ğüıi söylediler.
ÎĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇİN
PA
Bush, Sezer'e gönderdiği mektupta ABD'nin desteğinin süreceğini bildirdi
6
IMF fle çahşmayı sürdürün'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-ABD Başkanı GeorgeW.
Bush, Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e gönderdiği mek-
tupta, ABD'nin Türkiye'ye
doğrudan maddi değil, manevi
destek vereceği mesajını yine-
lerken "IMF De çahşmayı sür-
dürmenizi dilerim" dedi.
Bush, Başbakan Bülent Ece-
vk'le telefonla yaptığı görüşme-
nin ardından Cumhurbaşkanı
Sezer'e 28 Şubat günü bir mek-
tup göndererek iki ülke ilişkile-
rinin yeni dönemde de artarak
gelişeceğini bildirdi. Bushmek-
tubunda, "Göreve başlarken si-
• ABD Başkanı George W. Bush, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'e 28 Şubat günü bir mektup gön-
dererek iki ülke ilişkilerinin yeni dönemde de artarak
gelişeceğini bildirdi.
zeensıcakselamlanmısunanm.
Sizinle birlikte çahşma umudu-
mu ve ABD ile Türkiye'yi birbi-
rine bağlayan stratejik ortakbğa
oian güçlü kişisd bağhbğunı yi-
ndemekisterim" dedi.
Türkiye'nin NATO müttefîi-
ki ve ABD'nin dostu olduğunu
kaydeden Bush, "Demokrasi ve
özgüriüğe olan ortak yükümlü-
tüklerini savumnak amacıyla
ABD ile 1 ürkiyc'nin. Kore'den
KörfezSavaşı'nadek birlikte ha-
reket etmekrinden, bugnn de
Balkanlar'da birlikte çabşmala-
rmdan gurur duymaktayun"
görüşünü kaydettı.
Türkiye'nin IMF ile birlikte
çalışmayı sürdürmesi gerektiği-
ni savunan George W. Bush,
mektubunda şu ifadelere yer
verdi:
"ABD veTürkiye, başta halk-
lanmıziçinbanşvegönençiçin-
de bir gdecek hazırlama isteği
olmak üzere, ortak değerieri ve
emelleri pa> laşmaktadır. Türki-
ye, siyasal ve ekonomik reform
veyenüeşme programıyb önem-
B bir yol katetmiştir. ABD, Tür-
kiye'yi bu çabalannda destelde-
meye devam edecektir. Sizin de
IMF ile birlikte çahşmayı sür-
dürmenizi dilerim. Türkiye'nin
ve Türk-Amerikan flişkflerinin
parlak bir geteceği olacağına
eminim." Bush mektubunu,
"ÜlketeinıizRmkarşıhkhröem
taşıyan konularda yakm işbiıü-
ğinde bulunmak umudııyia^."
diye bitirdi.
Yeni zam bekleniyor
Akaryakıt
politikası
çöktüANKARA (CumhuriyetBörosu)- Mali piya-
salarda yaşanan bunahmın ardından hüküme-
tin uyguladığı akaryakıt politikası da çöktü.
Dışsal fiyat arüşlan değil, yapılan devalüas-
yonun etkisiyle akaryakıt fiyatlannda artış zo-
runluluğu ortaya çıktı. Ancak hükümetin bay-
ram öncesinde yaptığı yüzde 10'luk zammın da
gerçek artışı karşılamaması, bayram sonrasın-
da yeni zam yapılacağı beklentilerine neden ol-
du.
Hükümetin geçen yıl yaptığı gibi fiyat artış-
lannı ıç piyasaya yansıtmama uygulamasını,
Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu tükendiği için an-.
cak Akaryakıt Tüketim Vergisi'yle oynayarâk
sürdürebüeceği, bunun da bütçe gelir hedefle-
rini açmaza düşüreceğine dıkkat çekiliyor.
Hükümenn geçen yıl boyunca, enflasyon he-
definin tutabilmesi için dışandaki fiyat artışla-
nnı içeriye yansıtmamak için Akaryakıt Fiyat
Istikrar Fonu ve Akaryakıt Tüketim Vergisi
(ATV) oranlanyla oynaması gelinen noktada
anlamsız kaldı. Hükümetin kurian serbest bı-
rakmasıyla yaşanan devalüasyon, akaryakıtta
dünyadakı fiyat artışlanndan bağımsız olarak
artışı zorunlu kıldı.
Bu durum piyasada stok yapılmasma ve
TÜPRAŞ'ın yeterli ürün vermemesine neden
oldu. Bunun üzerine hükümet, akaryakıta yüz-
de 10 zam yapt. Ancak bu zammın da gerçek
artışı yansıtmadığı değerlendırmeleri, bayram-
dan sonra da zam beklentisine yol açtı.
Hükümetin programı sürdürme ya da yeni bir
programla enflasyonu düşürme savını koruma-
sı durumunda, devalüasyonun getirdiği enflas-
yonist eğilimi bastırmaya gınşmesi ise iki yön-
lü çıkmaz yaratıyor.
Hükümet eğer fiyat arbşlannı gerçekçi bir
biçimde akaryakıta yansıtacak olursa enflas-
yonda ciddi tırmanış olacak. Eğer akaryakıt fi-
yat artışlan sınırlandınlmaya çalışılırsa. zaten
geçen yılki uygulamalar nedeniyle tükenen
Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu'yla oynama şan-
sı bulunmuyor. Bu durumda zorunlu olarak
Akaryakıt Tüketim Vergisi'nin aşağıya çekile-
ceği görülüyor.
Bu ise bütçede önemli bir gelir kaybına yol
açacak. Hükümet, 2001 bütçesinde, Akaryakıt
Tüketim Vergisi'nden 4 katriryon 107 trilyon li-
ra gelir bekliyordu. Akaryakıt Tüketim Vergi-
si, toplam 31.7 katnryon lıra olarak beklenen
vergi gelirleri içinde Gelir Vergisi ile Dahilde
Alınan KDV'den sonra en yüksek beklentinin
oldugu vergi türünü oluşturuyor.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Bildiğimiz Kemal Alemdaroğkı, bil-
diğimiz uygulamalannı sürdürüyor.
önceki gün Alemdaroğlu, Profesör
Bülent Tanör ve Profesör Tahsin Ye-
şfldore'ye 2000 yılıyla ilgili olumsuz si-
ctl verdi. Kafamı bu YOK uygulaması
aHak bullak etti. Bir bilim insanı, diğer
bilim insanına, sırf yukandan birisi ta-
rafından atandığı için, nasıl "olumsuz"
stcil verebilir? Bir bilim kurumunun içi-
ne böyle bir uygulama neden sokula-
biliyor?
Kemal Alemdaroğlu'nu da tanryo-
ruz, Bülent Tanör'ü ve Tahsin Yeşilde-
re'yi de. Bülent Tanor, ülkemizin yüz
akı, kendini iyi yetiştirmiş, uluslararası
çapta saygın bir bilim adamıdır. Çok
sayıda araştırması, uluslararası alanda
verilmiş tebliğleri olan, her zaman de-
mokrasi ve özgürlükler konusunda du-
yarlığryla öne çıkan bir anayasacıdır.
Alemdaroğlu, bütün bu yaptıklarını
"şeriata karşı Atatûrk Türkiyesi'nin ko-
runması" gerekçesine dayandınr. En
büyük yol göstericilerinden birisi de
Süleyman Demirel'dir. Bülent Tanör,
Bilimin Sicil Amirleri
Cumhuriyet Türkiyesi'nin tarihi üzeri-
ne de eserier vermiş çağdaş bir aydın-
dır. Tanör"ün Demirel'e methiyeler dü-
zen konuşma yapması mümkün değil-
dir. Bülent Tanör, Atatûrk önderiiğin-
deki Cumhuriyet devriminin savunu-
cusu bir sosyalisttir.
Tahsin Yeşildere'yi de yakından ta-
nınm. Tahsin Yeşildere de Bülent Ta-
nör gibi hem kendi alanı olan hayvan
sağlığı konusunda iyi bir eğitim gör-
müştür, hem de demokrat kişiliğiyle ve
bu yoldaki mücadelesiyle tanınmıştır.
Istanbul Veteriner Hekimler Odası
Başkanı'dır. Veterineriik Fakültesi öğ-
retim üyesidir. Her yıl uluslararası alan-
da önemli toplantılara katılır, tebliğler
verir, araştırmalan uluslararası saygın
yayın organlannda yayımlanır. Geçen
yıl, bu yazılan nedeniyle Kemal Alem-
daroğlu'ndan birteşekkürmektubu bi-
le almıştır.
Kemal Alemdaroğlu, Bülent Tanör
ve Tahsin Yeşildere'ye neden olumsuz
sicil vermiştir? Çünkü bu iki değerii bi-
lim adamı, kendi bildikleri ve inandık-
lan yolda kişilikli tutumlannı sürdürdü-
ler. Üniversiteyi medreseye çevirmek
isteyen kapıkulu zihniyetine karşı çık-
tılar, bil'msel özgüriüğü savundular.
Alemdaroğlu yönetimi ise bu tutumu
alan birçok öğretim üyesini üniversite-
den kaçırttı. Yönetimlerden uzaklaştır-
dı. Kaçırtamadıklannı ise "olumsuz"
siciller vererek yıpratmaya çalışıyor.
• • •
Bilime siyaset yön veremez ve ver-
memeli. YOK'ün kurduğu sistem ta-
mamen siyasi. Iktidar odaklanna ba-
ğımlı olan bu sistem, ünıversitelerde
yaratıcılığı ve bilimsel eleştiri anlaytşı-
nı yok etti. Bilim, ancak özgür bir or-
tamda gelişebilir. Bilimin önemli un-
surianndan birisi yaratıcılıktır. Yaratıcı-
lık ise eleştirel bakışla, bilimsel şüphe-
cilikle bir zenginlik kazanabilir. Üniver-
siteyi devlet dairesi mantığıyla, kendi-
si gibi düşünmeyeni korkutarak ve
"olumsuz" siciller vererek yönetmeye
kalkjşmak, bilimi öldürür.
Geçenlerde bir YÖK belgesinden
söz etmiştim. Bu belge, gizli şekilde
üniversite rektörlerine emir veriyordu.
Emir, "Sözde Ermeni tezlerine" karşı
yenitezlergeliştirmeyi bildiriyordu. Be-
nim de konuşma yaptığım bir açık top-
lantının konuşmalan, bizlerden, yani
konuşmacılardan habersiz "karşı tez"
geüştirmek amacıyla fotokopileri çeki-
lerek üniversitelere yollanmıştı.
Bir bilim kurumunun, birtarih tartış-
masını "milli mesele" haline getirme-
si kabul edilemez. Bir bilim kurumu, ta-
rihi tarihçilerin tartışmalanna açar, on-
lara olanaklar yaratır ve önceden bir
tutum empoze edemez. Gerçek ney-
se onu ortaya çıkarmaya uğraşır. Bir
ülkenin dışişleri bakanlığıyla, o ülkenin
üniversiteleri aynı şey değildir. Bilim
insanlan, dış politikayı da iç politikayı
da eleştirebilirier; yanlış büduklannı,
üzerlerinde hiçbir baskı hissetmeden
ifade ederier, etmeleri gerekır.
Alemdaroğlu yönetiminin hedef al-
dığı; Bülent Tanör, Tahsin Yeşildere,
Burhan Şenatalar, Ülkü Azrak gibi
bilimsel namusu olan, Currhuriyet'in
çağdaş değerierini sıkı sıkıya savunan
insanlar, bu ülkenin bilimsel yaratıcı
geleneğinin de seçkin temsiicileri. On-
lara verilen olumsuz siciller, onlann b i -
limsel kişiliğini de saygın yerlerini cfe
zaafa uğratmaz. Olsa olsa bu ülkenin
ünıversitelerinin geleceğine zarar ve-
rir. Şunu artık kâbul etmeliyiz, Türki-
ye'de bilim ölüyor. Demokrasinin, öz-
gürlüğün öldüğü gibi. Türkiye'de yara-
tıcı düşunce ölüyor. Türkiye geri ve i l -
kel bir ülke haline getirilmek ısteniyor.
Bülent Tanör'e, Alemda'oğlu'nun
olumsuz sicili sivrisinek vızltısı gelir.
Ama bu ülkenin bilimsel namusu, y a -
ratıcı düşüncesi ve çağdaş Jniversite
projesi ne olacak? Bunlan Gürüz'ler"-
le, Alemdaroğlu'yla yaratmak m ü m -
kün mü?