15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2001 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ StRMEN Politika mı Şimdl Bu? Başbakan Bülent Ecevit, devletin sadece üst düzey kurumlanna "çok gizli" kaydryla bîr genelge göndermiş. Genelgede, Fransa ile en alt düzeyde ekonomik ilişki kuaılmasını iste- miş. Once hemen belirtelim, genetgenin üstünde- ki "çok gizli" ibaresinin hiçbir kıymet-i harbiye- si olmadığı, gazete haberi olarak önümüze gel- mesinden belli. Neyse ki Başbakan adına genelgeyi kaleme alanlar, geçen defa yaptıklan büyük yanlışlan anlamışlar da "Dünya Tıcaret örgütü'nün kısıt- lamalarına aykın olmayacak biçimde'' kaydını duşmüşler Biliyorsunuz, Fransız pariamentosunun ka- rarını izleyen günlerde, mangalda kül bırakma- yan tavnmızla neler söytemiştik. Bu önlemlerin bir kısmının uygulanamayaca- ğı, Türkıye'nin imzaladığı anlaşmalara göre son- ra kendi başına iş acacağı söylendi. Ama dev- letlerarası ilişkileri, kahvehane kenzlerinın lak- lakası düzeyinde görenler, bunlan görmeden, düşünmeden, bilmeden, atmayı sürdürdüler. Türkiye, imzaladığı anlaşmalar, yabancılara verdiği yetkiler, ülkeyi yönetmekten aciz kadro- lan ve durmadan içine düştüğü demeyelim de, bir türiü içinden çıkamadığı ekonomik krizlerin doğurduğu kınlgan yapı yüzünden, öyle fazJa tepki koşma gücüne sahip bir ülke değil. Sevgili okurlar, bunu yazdığım için bana kız- mayın, bizi bu hale getirenlere kızın! Böylelikle tepkiniz daha doğru bir mecraya yönelir. ••• Tepkiyi Fransa ile bilimsel ilişkileri kesmeye kadar vardıran"ö/7/m adamlarımız!" da oldu ki onların üstünde durmak bile gereksiz. Acaba, Fransa ile bilimsel ilişkileri kesersek, yılda bilmem ne kadar araştırmamız, makale- mizle vardığımız yüksek bilimsel düzeyden on- lan mahrum bırakarak, ne kadar büyük bir ce- za vermiş oluruz? Hamakat üzerine politika bina etmenin kime ne yaran olabilir ki? Bu tür tepkilerden önce, olay patlak verme- den evvel önlemini almak daha akıllıca olmaz mı? Ama bu yapılmıyor. Yapılsaydı eğer şu anda Fransa'dan çok ABD'ye bakılırdı. Çünkü 24 Nisan vesilesiyle ABD Kongresi'ne getirilecek Ermeni soykınmı tasansı. Çok merak ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu girişim karşısında ne yapıyor? Oradaki Türklerin münferit ya da örgütlü giri- şimleri yararlı ama bir de devlet polrtikası olma- sı lazım. . . Süre de çok az. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Buda heyke- li suskunluğundaki politikası, sonra da büyük tepki ile çözülemez bu sorun. Fransa ile ekonomik ilişkileri alt düzeye indi- rerek ABD'ye gözdağı verilmek isteniyorsa eğer... Gıdıklamayın ne oluri ••• ABD Kongresi'nden çıkacak bir soykınmı ta- nıma karan, o ülke hukuku açısından tazminat davalanna da yol açacağı için son derecede va- him sonuçlar doğurabilecektir. Bunu bağıra bağıra söylüyor uzmanlar. "Devletgereğini nasılsa yapıyordur" diye dü- şünmeyin! Böyle düşünürseniz yanılırsınız. Türkiye'yi yönetenler ne olup bittiğininfarkın- da bile değiller. Nitekim, Fransız Meclisi'ndeki oylamaönce- sinde, oradaki Ermeni lobisinin yanında Yahu- di lobisi de yer aldı. Basında, Sosyalist Parti'de çok etkin olan Li- gue de Droit de l'Homme gibi kuruluşlanyla, Ermenilere destek veren Fransız Yahudi lobisi- ni etkılemek üzere, Türkiye'den laflannı onlara dinletecek, Fransa'nın çeşitli çevrelerinde say- gınlığı olan, ülkemizin bu tür sorunlannda, se- ve seve, canla başla, parasını cebinden ödeyip hizmetten kaçınmayan kimi vatandaşlanmız- dan, örneğin Jak Kamhi'den katkı istenemez miydi? Türkiye'nin bir Ermeni politikası yok, sonuç- suz tepkisi ise pek çok. Keşke daha az tepki, ama daha doğru dürüst bir politika olsa... TBMM Başkanlığı'na sunuldu Hükümete bir gensora daha ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-FP, "Çe- küirsem halka hesap veremem" diyen Baş- bakan Bülent Ecevit'in "ekonomik çöküntü" gerekçesiyle iktidar- dan düşürülmesi için bir gensoru daha verdi. FP'nin dün TBMM Başkanlığı'na verdiği gensoru önergesınde, programın üç temel unsuru olan "karau sektörü harcamalan- nın kısılması, yapısal reformlar ve döviz ça- pasT polıtıkalanmn if- las ettiğı kaydedildi. Istikrar önlemleri kap- samında halkın fakir- leştirildiği, iç tüketi- min daraltılması sonu- cu iş yaşamının gerile- diği, fabrikaların ka- pandığı, yüzbinlerce çalışanın işsız kaldığı anımsatılan önergede, "Daralan iç piyasaya paralel olarak ihracat gerflemiş, itfaalat yüzde 40artmışür.Bumınne- ticesinde ihracata çah- şan sektörler krize gi- rerken iç pazar itbal mallannfotilagppnM- ruz kalmışbr" denıldi. Önergede, "Türldye ekoDomisini IMF gü- dümlü otomatiğe bağ- lamış hükümetin bece- riksizüiği ortadadır. Küçühneyi, durgunht- ğu ve gerüemeyi esas alan bir programın Türkiye'yi her geçen günyeniiktisadi,9osyal ve sivasi krizlere soka- cağı açıkça görûlûyor. Hükûmet programı yönetememektedir" görüşü savunuldu. Geniş halk kesimlerinin alım güçlerinin düşürülmesi esnafı da zor duruma soktu Zaııı dalgası clıınımyorHaberMerkezi- Hükümetin bas- kı altında tutulan kurian serbest bı- rakmasıyla yaşanan devalüasyonun ardından zam furyası başladı. TE- KEL, akaryakıt, elektriğin ardından doğalgaz, tûpgaz, şeker, taşkömü- rü, alüminyum ve mazota belirli oranlarda zam yapıldı. Özellikle dışandan getirilen ilaç fiyatlan başta olmak üzere diğer ürünlerin de zamlardan etkilenme- si bekleniyor. IMF'yle yakın izle- me anlaşması ve 1 yılın sonunda çö- ken enflasyonla mücadele progra- mı doğrultusunda çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere geniş halk kesimlerinin alım güçlerinin düşürülmesi, esnafı da açmaza dü- şürdü. Ekonomide eksi büyümeyle geri- lemenin yaşanması beklenen 2001 'de satış yapmakta zorlanan es- • TEKEL, akaryakıt, elektriğin ardından doğalgaz, tüpgaz, şeker, taşkömürü, alüminyum ve mazota belirli oranlarda zam yapıldı. Tüpgaz fiyatlan yüzde 12.9 ile yüzde 13.4 oranlan arasında arttınlırken elektriğe yüzde 10 oranında zam yapıldı. Şeker fiyatlan da bugünden itibaren yüzde 10 oranmda zamlandı. nafin, zam yapmaya da cesaret ede- mediği belirtiliyor. TÜPGAZ: Hükümetin akaryakıt fiyatlarına yüzde 10 zam yapması- nın ardından dün de tüpgaza zam geldi. Tüpgaz fiyatlan ise yüzde 12.9, yüzde 13.4 oranlan arasında arttınldı. Bu arhş sonucunda 12 ki- logramhk mutfak tüpü Ankara'da 7 milyon 260 bin liraya, Istanbul'da 7 milyon 160 bin lira ve Izmir'de de 7 milyon 130 bin liraya yükseldi. DOĞALGAZ: BOTAŞ'ın önceki gün açıkladığı yüzde 10'luk zam ka- rannrn ardından tüketicilere doğru- dan yansıyacak artışlar da dünden itibaren başladı. Dövizdeki dalga- lanmalarla birlikte doğalgaz satışı- na 100 metreküplük kota uygula- maya başlayan EGO, doğalgazın metreküp fiyatmı 192 bin 427 lira- dan 211 bin 672 liraya yükseltti. An- cak EGO, fiyat artışına karşın kota uygulamasını kaldırmadı. ELEKTRİK: Elektrik fiyatlarına da yüzde 10 düzeyinde artış yapılır- ken elektrik fiyatlan Enerji Bakan- lığı'nın son yaptığı özelleştirme uy- gulamalanyla doğrudan dolarla bağlantılı hale getirildi. TEDAŞ'tan yapılan açıklamaya göre, dünden geçerli olmak üzere uygulamaya konulan zam karan çerçevesinde meskenlerde tüketilen elektrik ener- jisinin birim fiyatı yüzde 10.1 arttı- nlarak 53 bin 150 liradan 58 bin 500 liraya çıktı. ŞEKER: Şeker fiyatlarına da bu- günden itibaren yüzde 10 oranında zam yapıldı. 50 kilogramlık toz şe- kerin fabrika satış fiyatı (KDV ha- riç) 379 bin 100 liradan 417 bin li- raya yükseldi. ALÜMİNYUM: Konya'nın Sey- dişehir ilçesinde kurulu Eti Alümin- yum AŞ'de üretilen ürünlerin fiyat- larına yüzde 51 ile yüzde 52.5 ara- sında değişen oranlarda "rekor zam" yarjıldı. TAŞKOMÜRÜ: Taşkömürü ve yan ürünlerine, dünden geçerli ol- mak üzere zam yapıldı. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, yeni ayarlamayla Zon- guldak parça kömürün KDV dahil ton fiyatı 53 milyon 305 bin 200 li- radan 53 miryon 937 bin liraya yük- seldi. MAZOT: Türkiye Uluslararası Petrol Şirketi (TPIC), Kuzey Irak'tan kamyoncular tarafından ge- tirilen mazotun alım fiyatına yüzde 10 zam yaptı. TPIC yetkilileri, kam- yonculann Kuzey Irak'tan getirdiği mazotun litresini daha önce 249 bin liradan satın aldıklannı belirterek bugün yapüan zamla mazotun alış fiyatınm 275 bin liraya yükseltildi- ğüıi söylediler. ÎĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇİN PA Bush, Sezer'e gönderdiği mektupta ABD'nin desteğinin süreceğini bildirdi 6 IMF fle çahşmayı sürdürün' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-ABD Başkanı GeorgeW. Bush, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e gönderdiği mek- tupta, ABD'nin Türkiye'ye doğrudan maddi değil, manevi destek vereceği mesajını yine- lerken "IMF De çahşmayı sür- dürmenizi dilerim" dedi. Bush, Başbakan Bülent Ece- vk'le telefonla yaptığı görüşme- nin ardından Cumhurbaşkanı Sezer'e 28 Şubat günü bir mek- tup göndererek iki ülke ilişkile- rinin yeni dönemde de artarak gelişeceğini bildirdi. Bushmek- tubunda, "Göreve başlarken si- • ABD Başkanı George W. Bush, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e 28 Şubat günü bir mektup gön- dererek iki ülke ilişkilerinin yeni dönemde de artarak gelişeceğini bildirdi. zeensıcakselamlanmısunanm. Sizinle birlikte çahşma umudu- mu ve ABD ile Türkiye'yi birbi- rine bağlayan stratejik ortakbğa oian güçlü kişisd bağhbğunı yi- ndemekisterim" dedi. Türkiye'nin NATO müttefîi- ki ve ABD'nin dostu olduğunu kaydeden Bush, "Demokrasi ve özgüriüğe olan ortak yükümlü- tüklerini savumnak amacıyla ABD ile 1 ürkiyc'nin. Kore'den KörfezSavaşı'nadek birlikte ha- reket etmekrinden, bugnn de Balkanlar'da birlikte çabşmala- rmdan gurur duymaktayun" görüşünü kaydettı. Türkiye'nin IMF ile birlikte çalışmayı sürdürmesi gerektiği- ni savunan George W. Bush, mektubunda şu ifadelere yer verdi: "ABD veTürkiye, başta halk- lanmıziçinbanşvegönençiçin- de bir gdecek hazırlama isteği olmak üzere, ortak değerieri ve emelleri pa> laşmaktadır. Türki- ye, siyasal ve ekonomik reform veyenüeşme programıyb önem- B bir yol katetmiştir. ABD, Tür- kiye'yi bu çabalannda destelde- meye devam edecektir. Sizin de IMF ile birlikte çahşmayı sür- dürmenizi dilerim. Türkiye'nin ve Türk-Amerikan flişkflerinin parlak bir geteceği olacağına eminim." Bush mektubunu, "ÜlketeinıizRmkarşıhkhröem taşıyan konularda yakm işbiıü- ğinde bulunmak umudııyia^." diye bitirdi. Yeni zam bekleniyor Akaryakıt politikası çöktüANKARA (CumhuriyetBörosu)- Mali piya- salarda yaşanan bunahmın ardından hüküme- tin uyguladığı akaryakıt politikası da çöktü. Dışsal fiyat arüşlan değil, yapılan devalüas- yonun etkisiyle akaryakıt fiyatlannda artış zo- runluluğu ortaya çıktı. Ancak hükümetin bay- ram öncesinde yaptığı yüzde 10'luk zammın da gerçek artışı karşılamaması, bayram sonrasın- da yeni zam yapılacağı beklentilerine neden ol- du. Hükümetin geçen yıl yaptığı gibi fiyat artış- lannı ıç piyasaya yansıtmama uygulamasını, Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu tükendiği için an-. cak Akaryakıt Tüketim Vergisi'yle oynayarâk sürdürebüeceği, bunun da bütçe gelir hedefle- rini açmaza düşüreceğine dıkkat çekiliyor. Hükümenn geçen yıl boyunca, enflasyon he- definin tutabilmesi için dışandaki fiyat artışla- nnı içeriye yansıtmamak için Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu ve Akaryakıt Tüketim Vergisi (ATV) oranlanyla oynaması gelinen noktada anlamsız kaldı. Hükümetin kurian serbest bı- rakmasıyla yaşanan devalüasyon, akaryakıtta dünyadakı fiyat artışlanndan bağımsız olarak artışı zorunlu kıldı. Bu durum piyasada stok yapılmasma ve TÜPRAŞ'ın yeterli ürün vermemesine neden oldu. Bunun üzerine hükümet, akaryakıta yüz- de 10 zam yapt. Ancak bu zammın da gerçek artışı yansıtmadığı değerlendırmeleri, bayram- dan sonra da zam beklentisine yol açtı. Hükümetin programı sürdürme ya da yeni bir programla enflasyonu düşürme savını koruma- sı durumunda, devalüasyonun getirdiği enflas- yonist eğilimi bastırmaya gınşmesi ise iki yön- lü çıkmaz yaratıyor. Hükümet eğer fiyat arbşlannı gerçekçi bir biçimde akaryakıta yansıtacak olursa enflas- yonda ciddi tırmanış olacak. Eğer akaryakıt fi- yat artışlan sınırlandınlmaya çalışılırsa. zaten geçen yılki uygulamalar nedeniyle tükenen Akaryakıt Fiyat Istikrar Fonu'yla oynama şan- sı bulunmuyor. Bu durumda zorunlu olarak Akaryakıt Tüketim Vergisi'nin aşağıya çekile- ceği görülüyor. Bu ise bütçede önemli bir gelir kaybına yol açacak. Hükümet, 2001 bütçesinde, Akaryakıt Tüketim Vergisi'nden 4 katriryon 107 trilyon li- ra gelir bekliyordu. Akaryakıt Tüketim Vergi- si, toplam 31.7 katnryon lıra olarak beklenen vergi gelirleri içinde Gelir Vergisi ile Dahilde Alınan KDV'den sonra en yüksek beklentinin oldugu vergi türünü oluşturuyor. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Bildiğimiz Kemal Alemdaroğkı, bil- diğimiz uygulamalannı sürdürüyor. önceki gün Alemdaroğlu, Profesör Bülent Tanör ve Profesör Tahsin Ye- şfldore'ye 2000 yılıyla ilgili olumsuz si- ctl verdi. Kafamı bu YOK uygulaması aHak bullak etti. Bir bilim insanı, diğer bilim insanına, sırf yukandan birisi ta- rafından atandığı için, nasıl "olumsuz" stcil verebilir? Bir bilim kurumunun içi- ne böyle bir uygulama neden sokula- biliyor? Kemal Alemdaroğlu'nu da tanryo- ruz, Bülent Tanör'ü ve Tahsin Yeşilde- re'yi de. Bülent Tanor, ülkemizin yüz akı, kendini iyi yetiştirmiş, uluslararası çapta saygın bir bilim adamıdır. Çok sayıda araştırması, uluslararası alanda verilmiş tebliğleri olan, her zaman de- mokrasi ve özgürlükler konusunda du- yarlığryla öne çıkan bir anayasacıdır. Alemdaroğlu, bütün bu yaptıklarını "şeriata karşı Atatûrk Türkiyesi'nin ko- runması" gerekçesine dayandınr. En büyük yol göstericilerinden birisi de Süleyman Demirel'dir. Bülent Tanör, Bilimin Sicil Amirleri Cumhuriyet Türkiyesi'nin tarihi üzeri- ne de eserier vermiş çağdaş bir aydın- dır. Tanör"ün Demirel'e methiyeler dü- zen konuşma yapması mümkün değil- dir. Bülent Tanör, Atatûrk önderiiğin- deki Cumhuriyet devriminin savunu- cusu bir sosyalisttir. Tahsin Yeşildere'yi de yakından ta- nınm. Tahsin Yeşildere de Bülent Ta- nör gibi hem kendi alanı olan hayvan sağlığı konusunda iyi bir eğitim gör- müştür, hem de demokrat kişiliğiyle ve bu yoldaki mücadelesiyle tanınmıştır. Istanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı'dır. Veterineriik Fakültesi öğ- retim üyesidir. Her yıl uluslararası alan- da önemli toplantılara katılır, tebliğler verir, araştırmalan uluslararası saygın yayın organlannda yayımlanır. Geçen yıl, bu yazılan nedeniyle Kemal Alem- daroğlu'ndan birteşekkürmektubu bi- le almıştır. Kemal Alemdaroğlu, Bülent Tanör ve Tahsin Yeşildere'ye neden olumsuz sicil vermiştir? Çünkü bu iki değerii bi- lim adamı, kendi bildikleri ve inandık- lan yolda kişilikli tutumlannı sürdürdü- ler. Üniversiteyi medreseye çevirmek isteyen kapıkulu zihniyetine karşı çık- tılar, bil'msel özgüriüğü savundular. Alemdaroğlu yönetimi ise bu tutumu alan birçok öğretim üyesini üniversite- den kaçırttı. Yönetimlerden uzaklaştır- dı. Kaçırtamadıklannı ise "olumsuz" siciller vererek yıpratmaya çalışıyor. • • • Bilime siyaset yön veremez ve ver- memeli. YOK'ün kurduğu sistem ta- mamen siyasi. Iktidar odaklanna ba- ğımlı olan bu sistem, ünıversitelerde yaratıcılığı ve bilimsel eleştiri anlaytşı- nı yok etti. Bilim, ancak özgür bir or- tamda gelişebilir. Bilimin önemli un- surianndan birisi yaratıcılıktır. Yaratıcı- lık ise eleştirel bakışla, bilimsel şüphe- cilikle bir zenginlik kazanabilir. Üniver- siteyi devlet dairesi mantığıyla, kendi- si gibi düşünmeyeni korkutarak ve "olumsuz" siciller vererek yönetmeye kalkjşmak, bilimi öldürür. Geçenlerde bir YÖK belgesinden söz etmiştim. Bu belge, gizli şekilde üniversite rektörlerine emir veriyordu. Emir, "Sözde Ermeni tezlerine" karşı yenitezlergeliştirmeyi bildiriyordu. Be- nim de konuşma yaptığım bir açık top- lantının konuşmalan, bizlerden, yani konuşmacılardan habersiz "karşı tez" geüştirmek amacıyla fotokopileri çeki- lerek üniversitelere yollanmıştı. Bir bilim kurumunun, birtarih tartış- masını "milli mesele" haline getirme- si kabul edilemez. Bir bilim kurumu, ta- rihi tarihçilerin tartışmalanna açar, on- lara olanaklar yaratır ve önceden bir tutum empoze edemez. Gerçek ney- se onu ortaya çıkarmaya uğraşır. Bir ülkenin dışişleri bakanlığıyla, o ülkenin üniversiteleri aynı şey değildir. Bilim insanlan, dış politikayı da iç politikayı da eleştirebilirier; yanlış büduklannı, üzerlerinde hiçbir baskı hissetmeden ifade ederier, etmeleri gerekır. Alemdaroğlu yönetiminin hedef al- dığı; Bülent Tanör, Tahsin Yeşildere, Burhan Şenatalar, Ülkü Azrak gibi bilimsel namusu olan, Currhuriyet'in çağdaş değerierini sıkı sıkıya savunan insanlar, bu ülkenin bilimsel yaratıcı geleneğinin de seçkin temsiicileri. On- lara verilen olumsuz siciller, onlann b i - limsel kişiliğini de saygın yerlerini cfe zaafa uğratmaz. Olsa olsa bu ülkenin ünıversitelerinin geleceğine zarar ve- rir. Şunu artık kâbul etmeliyiz, Türki- ye'de bilim ölüyor. Demokrasinin, öz- gürlüğün öldüğü gibi. Türkiye'de yara- tıcı düşunce ölüyor. Türkiye geri ve i l - kel bir ülke haline getirilmek ısteniyor. Bülent Tanör'e, Alemda'oğlu'nun olumsuz sicili sivrisinek vızltısı gelir. Ama bu ülkenin bilimsel namusu, y a - ratıcı düşüncesi ve çağdaş Jniversite projesi ne olacak? Bunlan Gürüz'ler"- le, Alemdaroğlu'yla yaratmak m ü m - kün mü?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle