15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IT 2001 CUMA CUMHURİYET *>AYFA I v U jL M. VJ İV kultur(âcumhuriyet.com.tr GhobadVnin Cannes'dan Altın Kameralıfilmigösterimegiriyor ran'dabirmevsirrıSarhos Atlar Zamanı - A Tlme For Druntcen Horses / Yönetmen: Bahman Ghobadi / Senaryo: B. Ghobadi / Görüntü: Saed Nikzat / Müzik: Hüseyin Alizade / Oyuncular: Nezhat Ekhtiar-Dini, Amaneh Ekhtiar- Dini, Eyüp Ahmedi, Jouvin Yoünessi, Serdab ve Bane köyiüleri /1999, iran yapımı / 80 dakika. ÜMHUR CANBA20ĞLU İran sineması son dönemde Kiarostami ve lakhmalbaf ın ağır ritimli, masahmsı öykü- ;rine alıştırmıştı bizi. Bahman Ghobadi'nin :annes'dan Atan Kameralı. F1PRESCI ödül- ü filmı "Sarhoş Atlar Zamanı" ıse duygu, at, dünyaya bakış ve çevreyle ilişkiler açısın- ian seyrrciyi bambaşka, dinamik bir öyküye davet ediyor... Bizde tanmmayan Ghobadınin otuz yaşm- da çektiğı ük uzun metrajh çahşması Sarhoş Atiar Zamanı. Bu fılmle İran advna geçen yıl en iyi yaban- cı film Oscar aday adayı da gösterilen Gho- badi'nin sürekli yükselen başarı grafiğı, kom- şuda söyleyecek sözü olan yeni bir yönetme- nin varhğını müjdeliyor. 1998'de Cknnont Ferrant'nda aynı konunun kısa metrajh yoru- mu SisteYaşamla (Life In Fog) özeljün ödü- lü kazanan genç yönetmen, geçen yıl Rüzgâr Bizi Sürükteyecek'de Kiarostami'nin asistan- lığını yüklenmiş, türlümali zorluklar içinde bu filmı çekmış, ardından da Samira Makhmal- bafın Karatahta'srnda oyunculuk yapmıştı... Sarhoş Atlar Zamanı, rüzgâr, kar, donduru- cu soğuk. açlık. fakirlik. üçkâğıtçılık ve kar- deş sevgisı üzenne kurulu bir öykü. İran Kürdistan'ında geçenbu- öykü anlatılı- SİYAD 2000>tN İYİLERİNİSEÇTÎ yor, ama fazla politik tavn yok yönetmenin; sıkı sansürün izin verdiği ölçüdekenarmdan köşesinden gerçeği aktarmaya çabalıyor. Perdedeki gerçek ise bize hiç uzak değil; sadece mekân biraz daha Doğu'da... Kürtlerinbölgedeki durumuyla ilgilibil- gi veren uzun bir yazıyla açıhyor fılm. Ar- dından ailenin küçûk kızı yûrek parçalayan durumlannı anlatmaya başhyor. Beş kardeş önce annelerini yitirmiş. ardından da îran Kûrdistanı'ylaKuzey Irak arasuıda katvrcıhk yapan baba ölmüş. Tüm yük on üç yaşındaki Eyüb'ün sutvnda. Bu arada günleri sayılıkardeşleri Ma- j ^ di'nin ameliyatı için parabiriktiriyor ai- le. Eyûp vücudunun kaldırarnayacağı işlerin altvna girerkenbüyük abla. lrak'ta yapılacak ameliyat masraflannm karşılığı olarak zengin bir lraklıyla evlenme- yi kabul ediyor. Kaynananın son anda muha- lefeti sonucu bu umut sönüyor ama Eyüp ka- dere pes etmiyor... • Adını, müthiş soğuğa karşı içtikleri suya viski katılankatırlardan alan Sarhoş Atlar Za- Bir 'ilk fılm' olan Sarhoş Atiar Zamanı'nda amatör çocuk oyuncular Ekhtiar-Dini kardeşlerbirtikte rol ahyor. maru, ilk bölümde belgesel tadında; Ghobadi önce çocuklan ve ortamı tanıtıyor seyirciye; ardından da öykülerini anlatmaya girişiyor. Kahramanlarçok gerçek, kamera çokhareket- li ve iş arayan çocuklann yaşam savaşına OT- tak. Filmin hiçbir karesinde yapay bİT heyecan ya da duygulan sömürme yok; her şey oldu- ğu gibi akıp gıdiyor. Yer yer YümazGüney'in sinemasmdan ka- reler de geçiyor beyazperdede; konu ve görün- tüler aslında tam Batı'nın görmek istediği öl- çüde vurucu ve derin. Ancak Batı'nın verdiği ödüllerinbir destek amacı taşıdığı ve içlerinin kof olduğu sanılmasın; Sarhoş Atlar Zamanı, her karesi büyülü bir ilk film. İZLEYİCİ CÖZÜYLE ERDAL ATABEK Kadınlar ne mi ister? SerdarAkar'ın fllmine 5ödül SİYAD (Sınetna Yazarlan Derneğı). 2000 yılının Türk sınemasmda 'en iyiler'i seçtı. Sinema yazarlanndan Mehraet Açar, Tül Akbar, Necla Algan. Tunca Arslan, Cumhur Canbazoğhı, SadiÇiüngir, Atffla Dorsay, Ercümend Dursun, Burçak Evren, Aü Hakan, Burak Gönd, Sevin Okyay, Murat Özer, Agâh Özgüç, Zarife Öztürk, Necati Sönmez, Kami Suveren, ABn Taşcıyan, Ali UM Uyanık, Uğur Vardao, Saim Yavuz ve RasihYümaz'ınoylanylabehrlenen , , . ödüllerden beş tanesi, Serdar Akar'ın ikincı uzunmetrajh fümi Dar Alanda K»sa Paslaşmalar'a gitti. Sinema yazarlan, gışede bekledığı ilgiyi bulamayan Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'ı en iyi fılm, en iyi yönetmen, en vyi erkek oyuncu (Savaş Dtnçel), umut veren kadm oyuncu (ŞahnazÇakıralp) ve Mahmut Taü Öngören'in adını taşıyan en iyi senaryo (Serdar Akar. Önder Çakar) dallannda ödüle layık gördüler, En iyi kadın oyuncu ödülü, Yara filmindeki yorumuyla Antalya'da da Altın Portakal almıs, YeldaKavmakçıReynaud'ya gitti. En ıyi müzik ödülünü Güneşe Yolculuk fılminin müziğıyle VTatko Stefanowsld, en iyi görüntü yönetmeni Ödülünü JacekPetrycki (Güneşe Yolculuk) alırken. en iyi yardımcı kadm oyuncu Mizgin Kapazan (Güneşe Yolculuk). en iyi yardımcı erkek oyuncu da Talat Bulut (Abuzer Kadayvf) seçildi. Bulut daha önce kamuoyuna adaylıktan çekildiğini ve Abuzer Kadayıf "taki rolünü yardımcı bir rol olarak değeTİendvrmediğini açıklamıştı. Erkeklerde umut veren oyuncu ıse Ozan Güven (Balalayka) seçildi. SÎYAD aynca sinemaya çok emeğı geçrmş Lütfi Akad,Prof. Sami Şekeroğhı, Çolpan İlhan ve EşrefKolçak'a dört ayn Onur Odülü verirken Sinema Emek Ödülü'ne de Sinepop Sineması Müdürü Hüsnü Beyazsaç'ı layık gördü. Tuncan Okan EmekÖdülü ise sinema vazan Kami SnvereıTe \ erildı. Tarih boyunca sorulan soru budur. Kadınlarne is- ter? Sorunun pratik yanı- tı 'Kadınına göre deği- şir'dir. Günümüzünkadı- nı ise artık geçmiş yılla- nn kadmlanndançok fark- lı görünüyor. Eskiden 'er- kektenşefkatgörmek,ha- yattan da güventi bir yu- va fle kendinebağhçocuk- lar' isteyen kadınlar, artık başka istekler peşinde. Bu- günün kaduılan gerçek- ten de 'yûksekn bir kari- yer, hırsh bir rekabetin ucundaki hayranhk, en- düstriydgüzdfik' peşınde- ler mi, yoksa böyle bir imaj mı yaratıhyor. Gü- nümüzkadırunın artık er- keklere gereksinmesi kal- madı mı? Spermini bile Gibson fümde kadmlann akhndan geçenleri okuyan bir çapkm rolünde. sperm bankasından sipariş üzerine ahp in- ternette aşk yaşayan yeru bir cins mi yara- tıhyor? Ya erkekler? Kadınlann aklından neler geçtiğini öğrenmek isterler mi? Gerçekten böyle bir yetenek nasıl sonuçlara yol açar- dı? Bir reklam şirketınınyaraocı editörü olan yakışıklı Nick'ın başma böyle bir olay ge- liyor. Bir elektrik kazasrndan sonra 'aohni açıhyor', kadınlann ne düşündüğünü duy- maya başhyor. Tam da o sı- rada şirkete yeni bir yaratı- cı editör almazlar mı? Da- rey, reklam dünyasında adı olan hırslı, zeki, yaratıcı bir kariyer kaduıı. Ama ne ça- re ki aklından geçenleri oku- yan Nicky, onu şaşırtmayı başaracaktvr. Çok hoş bir komedi. İş dünyasıru da, bu- radaki oyunlan da, insan davranışlanm da tatlı tath çekiştiren akıllı bır oyun. MelGibson. ne oynarsa oy- nasm kendi olmaktan kur- tulamayan yazgısım yaşı- yor. Hekn Hunt, görülme- ye değer bir performans ser- giliyor. Sadece bir oyuncu- nun değil, etkileyici bir ka- dınm da, yapay güzelliğe neden gereksinmesi olma- dığımn hoş bir kanıtı. Fil- mın yöneticisinin kadın olmasmın da ba- şanda payı olmalı. Gene de 'Kadınlar neister?'in doğru ya- nıtı için filmı değü de kadınlara bakmak ge- rekeceğı unutulmamah... Yeni modataksi Taksi, Fransız avantür sinemasının sondönem- deki gözbebegı. 1998'de ülkesınde en ıyi gışe ha- sılatı yakalayan üçün- cüfılm olan, dışanda da büyük ılgı gören Tak- si'nindevam fılmi tabii kı . çekilecekti ve Luc Besson | yinekâğıdıkalemieleala- A rak, para yatırarak ikin- ci Taksi'yi yapturdı ge- çen yıl. Taksi 2'de yö- netmen haricinde tip- ler ve oyuncular aynı. Kahramanlaryineuçan - taksiciDaniel{Naceri) ile saf polis arkadaşı Emilien (Dicfenthal). Düşmanlar ıse Almanlar yerine Japon Yakuzalar.. Japon savunmabakanı terorizmle ilgili görüşme- ler yapmak ve malzemeler almak üzere Fransa'ya geli- yor. Fransızlarla "asnn an- laşmasın nı imzalayama- danbu alışverişe kar- şı olan Yakuzalar tarafındanka- çınlıyor. BizimkileT Marsilya'dan Paris'e gehp olaya el koyuyorlar... Anlaşıldığı üzere Taksi 2, birincisi gibi fazla bir inanırhk derdi olmayan, takip, kazalar, dövüş, esprilerle gelişen gençlik fıVmi. Beşinci Güç'te de yansıt- tığı gibi taksi mitine özel bir hayranlı- ğı olan Besson, bu kez kahramanlannı olgunlaştırmış ve Fransız değerlerini daha öne çıkarmaya çahşmış. Bir yan- dan Peugeot'nun 80 dakikaya vatan reklammı izlerken diğer yandan Dani- el'in sırtuıdaZidaneyazanFransızmil- li formasıyla dünyaşampiyonunun dam- gası vuruluyor bilinç altınıza. Bunun yanında dövüş sahnelerinin Hong Kong fılmlerini kıskandvrdığını, Almanlar'ın yerine ikinci filmde dalga geçilen Japonlar'ın daha iyi karikatü- rize edildiğini söyleyebiliriz. Bir de polislere reva görülen öyle ko- mıklikler var ki akla ister istemez Hem- şo'ya uygulanan sansürü getrriyor. Son habere göre Besson, 3. fıVmin senaryosunu yazmaya girişmiş bile. Taksi 2 - Taxt 2 / Yönetmen: Gerard Kravvczyk / Senaryo: Luc Besson / Görüntü: Gerard Sterin / Müzik: Thierry Hoss, Al Khemya / Oyuncular: Sam Naceri, Frederic Diefenthal, Marion Cotillard, Emma Sjöberg, Bernard Farcy / 2000, Fransa yapımı / 82 dakika. KEDİ GÖZÜ VECDt SAYAR Knepp t "Oralarda, gece aniden, saldınr gibi gelir. Tek tük, ürkek lambalar karantığı aydınlatamaz, korku- nun titrekliğiyle boynu bükük ezilirier simsiyah ge- cenin altında. Uzaktan uzağa köpek havlamalan duyulur. Gece korkunç bir el gibi dolaşır kimsesiz kasabalann, sahipsiz köylerin ûstünde. Ve birden, biriniyakalayıp, çekiverirölümünkoynuna. Sabah- leyin, ağıtlaria ağlayan kadınlar, yûzleri sararmış er- kekler görûrsünüz. Anlarsınız ki, giden kurban on- lann sevdikierinden biridir. Kimse ölenlerin hesa- bını sormaz. Hiç kimse aldırmaz oralarda ö/en/e- re." Ahmet Altan'ın, bu satırtarlabaşlayan Aktüel'de- kiyazısı, "sevdiğiniz birinin, birden ortadan kaybol- masının ve bunun hesabının sorulmamasının nastl bir şey olduğunu" anlatıyor. Altan, "Büyük şehirler pınltıtı ışıklanyla bencil ve ilgisizdiher. Ölenler, on- lann sevdikleri değildirve oralarda ölenleri sevmez büyük şehirier" derken büyük şehirterin duyarsız ka- labalığından söz ediyor elbette. Kedilerin hiç de azımsanmayacak bir kesimin aylardır F tipi ceza- evleri konusunda bir şey yapabilmek için çırpındı- ğını bilmez mi? Silopi'deki kayiplann acısını yüre- ğinde taşıyan kedileri yok sayabilir mi? Onun sözü "gecelerin nasıl korkunç olduğunu bilmeyen, bil- mek de istemeyen" şehiriilere. Bu çağn da, öncekiler gibi bir sesselik duvan ile karşılaşacak, biliyorum. Hem, önümüz bayram. Uzun bir tatile giriyoruz yann. Kimimiz, soluğu bir tatit köyünde alacak, kimimiz evinde geçirecekbay- ramı. Bariarda kravatyakarak eğlendiğini sanan bir "mut/u" azınlığın dışında kaianlar, yaşamsal sorun- lannı düşünmekle geçirecekler tatilini. Borçlartnı nasıl ödeyeceğinin, nasıl üç kuruş daha fazia ka- zanabileceğinin hesabmı yapacak. Kendilerinin b'ı- rer "kurban" olduğundan hiçbirinin şüphesi olma- yacak. Kimi, sistemin kurbanı olarak görecek ken- dini, kimi hükümetin... Ama, kendilerinin de başka- lannı "kurban" ettiğini düşünmeyecek. SHopi'de kaybediten gençlerden, cezaevlerindeki işkenceden kendini sorumlu saymayacak. Oysaki, onlar sizin "kurban "lannız. Unutmaya çalışarak sorumluluktan kurtulamaz- sınız. Suskunluğunuzun, her geçen gün kurbanlann sayısının arttığını bilmezlikten gelemezsiniz. Neyapabilırim ki, elimden birşey gelmez diye mi düşünüyorsunuz? Yanılryorsunuz. Bilin ki, böyle yaparak en kor- kunç cinayeti işliyorsunuz. Onları beynınizde öldü- rüyorsunuz. • * • Size bir tiyatro oyunu önermek istryorum. Belki bu oyunu izlerken bu sözlerimi anımsarsınız diye. Oyunun adr. "Knepp'. Istanbul'da Aksanat Pro- düksiyon Tıyatrosu'nun yapımı. Oyunun konusu Arjantin'de geçiyor. Cunta yıllannda. Kocası, alınıp götürülmüş, bir daha da geri gelmemiş bir kadının çaresizlik içindeki dırenişini fantasttk öğelerle be- zeli b«r biçem içinde anlatıyor oyunun yazan Jor- ge Goktenberg. Latin Amerika'nın o büyülü ger- çekçiliğini buluyorsunuz Goldenberg'in metninde. Yazar, politiksöylemini sloganlara sığınmaksızın en etkili yoldan iletiyor. Insana sınırlannı gosterirken ka- pasitelerini anımsatmaktan geri durmuyor. Hayal- legerçek arasında gidip geliyor. Vesistemin acıma- sızlığını en vurucu biçimde dile getiriyor. Kadın, yıllardır kayıp olan kocasının yaşayıp ya- şamadığını bilmemektedir. öldüğünü bilmek, bel- ki yaşamına yeni bir yön vermesini sağlayacaktır. Çünkü bir başka erkekle bir ilişki yaşamaktadır. Ne var ki kocasının hâlâ yaşamakta olduğu düşünce- si kemirmektedir beynini. Bir gün gizemli bir adam beliriverir odasında. Kendisini bir araştııma yap- makta olan bir bilim adamı olarak tanıtır ve kadına bir antaşma önerir. Haftada bir gün kocası ile tele- fonda konuşabilecektir. Tek koşulu, bu konuşma- lara tanık olup notlar almaktır. Çaresiz kabul eder bu öneriyi kadın. Telefon konuşmalan haftalarca sürer. Taki bir seçimle karşı karşıya gelene dek. Gö- revli, o gûne dek onu kandırdığını, kocasının çok- tan ölmüş olduğunu ve telefon konuşmalannın ön- ceden hazırianmış bantlar olduğunu söyler. Bir tek imza ister ondan, kocasının öldüğünü kabullendi- ğine dair bir imza... Inanmak, kabullenmek kadına kalmıştır. Bu kabul, onu rahatlatacak, çelişkilerden kurtaracaktır. Ama bir seçeneği daha vardır. Unut- mamakta direnmek. Knepp'in (isterseniz devletin de diyebilirsiniz), isteğine uyarak kocasının öldüğü- nü onaylamamak. Yani, onu bir de beyninde öldür- meyi kabullenmemek. Tiyatro yazarlanmızın bu oyunu izlemeleri gerek. Toplumsal bilinç, zekâ ve ustalıkla buluştuğunda neler ortaya çıkabilıyor, gör- meleri için. Yönetmenterimizin, Işıl Kasapoğlu'nun yakaladığı ritmi, sinematadını ve oyuncu yönetimin- dekı başanyı kıskanacaklannı biliyorum. Gene de görmeleri gerek. Tılbe Saran ve Köksal Engür'ün yorumlan tek kelime ile kusursuz... Tüm genç oyun- culann tekrar tekrar izlemelerini öneririm. Ve elbette, sizlere de önermek isterim "Knepp" oyununu. Çünkü biliyorumki kurban olmak isteme- diğiniz gibi, kimseyi de kurban etmek istemiyorsu- nuz. Ama, sizin önünüze hep aynı kâğıt sürülüyor. Imzalamanıziçin. "öldü, yaşamıyorartık... Benım- le bir ilgisi yok bu işlerin" demeniz için... Önümüz, Kurban Bayramı. Knepp'e dikkat edin. Cartos Santana, Autlan'da kahramanilaneüildi • MEKSİKA (AFP) - Meksikah ünlü gitar ustası, rock müziğin efsanesı Carlos Santana doğduğu kasaba olan Autlan'da kahraman ilan edildi ve yapüan bir törenle kendisine kasabanvn anahtan hediye edildi. Aynca ismi bir caddeye verilen Santana'run büstü, ülkesinde kendisi gibi tanınan kemancı babası Jose Santana'run büstüyle birlikte açıldı. Santana, teşekkür ederek başladığı konuşmasında, köklerini asla unutmadığvnı ve ülkesinın sorunlanyla daima ilgili olduğunu ve elinden gelen her türlü yardıma hazır olduğunu belirtti. • BUGÜN • BABYLON'da saat 23.00'te Baba ZubTrun konseri gerçekleşecek. (292 73 68) • tŞSANAT'ta saat 19.30'da MutiuTorun'un 'Buluşmalar' konseri izlenebilir. (31o 00 Uûj
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle