Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MART 2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Medya
Ekonomideki büyük
kriz bir ayağı medyada
olan büyük sermayeyi
de vurdu; gazeteler ve
televizyonlar küçülü-
yor... Patronlann ban-
kalanndan ya da öteki
sektörierdeki şirketle-
rinden sağlanan para
akışı aksayınca, batık-
lar nedeniyle kesilince
ve bu arada reklam ge-
lirierinde de büyük dü-
şüş yaşanınca tek ba-
şına ayakta duramayan
gazetelervetelevizvon-
lardan yüzlerce fikir ve
beden işçisi işten çı-
kartılryon küçülmenin
faturası medyada da
çalışanlara ödetiliyor.
Ancak "büyük" denen
ve kamuoyunu yönlen-
diren gazetelerdeki iş-
ten çıkarma ya da yazı
gününü azaltma ope-
rasyonlanna bakıkkğın-
da yazı ve yorumlany-
la hükümete muhale-
fet eden ve üzerinde
şaibeler dolaşan siya-
sileri kalemine dolayan
köşe yazarlannın
hedef alındığı
> dikkat çekiyor.
Açıkçası iktida-
nn hoşuna git-
meyen kalemler
susturuluyor. Bir yan-
dan da aynı gruptaki
gazeteler "haber havu-
zu"na bağlanıyor. Bu
gidişin sonunda grup-
lar da aynı havuza bağ-
lanırsa hiç şaşmayın;
halkın haber alma öz-
güriüğüiçiniktidar ha-
ber verme hakkını kul-
lanabilirl
Elektronik posta: deniZ9om9cuntfHjrwetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Ecevit, istifa ederse
tarihe hesap veremezmiş...
"Bugünün hesabını
yanna bırak!"
T
ürkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreter-
liği Personel ve özlük Işleri Müdürtüğü ta-
rafından hazırlanmış TBMM 21. Dönem Al-
bümü'nün 97. sayfasındaki bilgilere göre De-
mokratik Sol Parti Istanbul Milletvekili H. Hüsamet-
tin Özkan'ın kısa biyografisi şöyledir:
"Develi- 1950, Yusuf, Sırma- Galatasaray Ikti-
sat ve Işletmeciiik Yüksek Okulu- Ingilizce- Iş-
letmeci, Işadamı- XIX, XX'nci dönem Istanbul
Milletvekili- Devlet Eski Bakanı, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı- Evli, 2 çocuk."
Koalisyon protokolüne göre hükümetin kuruluşu
sırasında Hüsamettin Özkan'ın sorumluluğundaki ku-
rumlar şöyledir:
"Diyanet Işleri Başkanlığı, Türkiye Halk Bankası."
Bugün itibariyle Özkan'ın sorumluluğundaki ku-
rurrHar şöyledir:
"Diyanet Işleri Başkanlığı."
Devlet Bakanlığı'na bağlı bir tek kurum, Diyanet
••
Hüsamettin Ozkan
Işleri Başkanlığı olmasına karşın Başbakan Yardım-
cısı srfatıyla Başbakan'ın yanında en çok bulunan
kişi olarak tanınan Hüsamettin özkan'ın kamuoyu-
na yansıyan bilgilerden derlendiğine göre akraba
ve yakınlan şöyledir
Necdet Özkan: Ağabeyi; 12 Eylül sonrası DSP'li
eski Bayrampaşa Belediye Başkanı. Şehirbay Öz-
kan: Ağabeyi (baba bir anne ayn olduğu söyleniyor);
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde göz doktoru, profe-
sör, üniversite bünyesinde yasadışı vakıf kurarak ti-
caret yapmakla suçlanıyor. Hatice Betül Özay: Ka-
yınvalidesi; Egebank davasında sanık. Mustafa
Cumhur Ersümer: Kayınvalidesi tarafından akraba-
sı (eski MlT'çi Mehmet Eymür'e göre bacanağı);
ANAP Çanakkale Milletvekili, Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı, "Beyaz Enerji Operasyonu"nda gün-
demdeki isim. Sümer Oral: Necdet ağabeyinin bal-
dızının kocası; ANAP Izmir Milletvekili, Maliye Ba-
kanı. Bülent Ecevit: Manevi babası; Istanbul Mil-
letvekili, DSP Genel Başkanı ve Başbakan. Mesut
Yılmaz: Istanbul Beykoz Konakları'nda komşusu;
Rize Milletvekili, ANAP GeneJ Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı. Orhan Aslıtürk: Necdet ağabeyinin eşi-
nin (yengesinin) kardeşi; işadamı, yurtdışında kaçak.
Gülay AsMürk: Yengesinin kardeşi Orhan Aslıtürk'ün
eşi; ANAP eski Şişli Belediye Başkanı, yurtdışında
kaçak. Necati Kurmel: Dayısı; Saray Halılan'nın sa-
hiplerinden, bir ara hileli iflas suçlamasıyla karşılaş-
mış işadamı. Erdoğan Alkin: Dünüru; iktisat profe-
sörü, Türk Ekonomi Bankası Yönetim Kurulu üye-
si, Kore kökenli ABD'li tarikatçı Sung Myung Mo-
on'un kurduğu PVVPA'nın Türkiye Başkanı. Emre Al-
kin: Damadı; doçent, Istanbul Menkul Kıymetler
Borsası'nda başkan danışmanı.
Yüksek Yerilim Hatta
enfincutku@yahoo.com
YALIN sözcüğü ne kadar da YALIN değil mı?
Postanedeki emekli maaşlarına el kondu
Belçika'da bir ilaç şirketinde çalışan
Gönül Çetinkaya Erez, 10 yıl kadar
önce malulen emekli olmuş ve Türki-
ye'ye dönmüş. Bugün 68 yaşında....
Belçika Ulusal Emeklilik Sigorta-
sı'ndan bağlanan emekli maaşı her
ay posta ile adresine gönderiliyor. Erez
de postaneye gidip, o günkü kur üze-
rinden maaşını Türk lirası olarak alı-
yor.
Belçika'da bağlanan emekli işçi ma-
aşı, tabii ki Türkiye standartlannın çok
üstünde; 450 milyon lira dolayında...
Gönül Çetinkaya Erez, kira vermedi-
ği için geçim sıkıntısı yaşamıyor ama
yine de kapıcı parasıydı, doğal gaz-
dı, telefondu derken kıt kanaat geçl-
niyor... Arada acil sağlık harcamalan
da oluyor... Aynen bu ayki gibi; bazı
tahliller yaptırması gerekiyor ve Bel-
çika'dan gelecek emekli maaşını bek-
liyor...
Maaş her zaman olduğu gibi gü-
nünde geliyor; 25 Şubat'ta Gönül Çe-
tinkaya Erez, her zamanki gibi Kadı-
köy'deki Kızıttoprak Postanesi'ne ma-
aşını almaya gidiyor...
Fakat alamıyor...
Çünkü Ulaştırma Bakanlığı, posta-
nedekilerin söylediğine göre talimat
vermiş, bütün dövizler bloke edilmiş...
Gönül Çetinkaya Erez, parasını za-
ten döviz olarak almıyor ama Ulaştır-
ma Bakanlığı yurtdışından emekli va-
tandaşının alacağı Türk lirası-
na dahi el koyarak Türkiye'yi
ne hale getirdiklerini göster-
miş oluyor!
Ülkemiz ve
CHP Üzerine
OSMAN ÖZGÜVEN
Eski CHP Izmir îl Başkanı
Bugün ülkemiz kendini her
alanda hissettiren derin bir bu-
nalımdan geçiyor. Tepedeki bir
avuç yönetici ve egemen dışın-
da bırakalım yoksulluk sının al-
tındâ yaşayan mflyoniâri, fşçi-
leri, memurlan, köylüleri.. kü-
çük, orta ve ulusal nitelikli ser-
maye kesimleri de sarsıntı ge-
çiriyor.
Demokrasi ve insan haklan
alanı da pek iç açıcı değil. Fa-
ili meçhulleryine başladı. Mu-
halefet niteliği taşıyan en kü-
çük bir hak arama eylemi cop-
la karşılaşıyor, gözaltılarla so-
nuçlanıyor. Baskıcı ve zorba
anlayış devlete hâkim. Farklı
sese farklı çözüme hoşgörü
yok. Nerede ise mevcut hükü-
met alternatifsizdir anlayışı ka-
bul ettirildi. Diğer yandan her
düzeyde siyasetçi-bürokrat-
devlet görevîisinin kanştığı rüş-
vet ve yolsuzluk skandallan ve
iddiaları toplumun ahlak ölçü-
lerini darmadağınık etti. Son
olarak Milli Güvenlik Kurulu
toplantısında Deviet Başka-
nı'nın bankalara yönelik yol-
suzluk iddialannı gündeme ge-
tirmesi ve Başbakan'ı uyarma-
sı sonrasında gelişen olaylar,
durumumuzu bir kez daha bü-
tün çıplaklığı ile ortaya koydu.
Bugün iktidarda bulunan ve
onlara muhalefet yapryormuş
gibi görünen parlamento için-
deki diğer partilerden hak, ada-
let, eştilik ve demokrasi adına
bir şeyler beklemek hayalcilik
olur. Sağh-'Sol'lu, IMFendeks-
li milliyetçiliğin egemenliğin-
deki iktidarın durumu ortada.
Birkaç yıl önce iktidar sırasını
savmış pariamentodaki diğer
partilerin muhalefeti ise salt
kendi partisel çıkarian ile sı-
nırlı. Aynca da halkımızın iş-
ekmek ve özgüriük taleplerine
bu partilerden cevap bekle-
mek herhalde pek de gerçek-
çi olmaz.
Peki bu durumdan nasıl çı-
kılacak. Çıkılabilir mi? Elbette
çıkılır. Zira ülkemizde bunu sağ-
layacak potansiyel güçler var-
dır. Yeter ki bu güçler örgütlü
olarak bu sürece ağırlıklannı
koyabilsinler. Birey olarak in-
sanlann bu konudaki duruşu el-
bette çok önemli, ancak hak-
kın, adaletin, eşitliğin ve de-
mokrasinin kazanması, ileri de-
mokratik bir düzenin yolunun
açılması ancak örgütlü müca-
dele ile mümkün olabilir.
Bu talepterin sözde ve eytern-
de savunulacağı doğru adres
sol, sosyalist partilerdir. Bu-
gün parlamento dışında baş-
ta ÖDP olmak üzere ilerici sos-
yalist nitelikli birçok grup ve
parti var. Ne var ki bu grup ve
partilerin görülür, tahmin edi-
lir sürelerde ülkemizin ve hal-
kımızın kaderini etkileme şans-
lan olduğu söylenemez. Bu ya-
pılann yığın bağlan çokzayıf ve
ne yazık ki halkımızın büyük
çoğunluğunun desteğinden
yoksunlar. Elbette bu tespit
sosyalist partileri yadsımak ve
onlara ülkemizin, halkımızın ih-
tiyacı olmadığı anlamı taşımı-
yor. Unutulmaması gerekir ki bu
tür partilerin güçlenmeteri ve ül-
ke kaderini beliriemede etkin-
leşmeleri kendi politik yete-
nekleri kadar, demokrasi yolu-
nun temizlenmesine bağlıdır.
Peki sol alanda yer alan
CHP'nin bugünkü somuttaki
durumu nedir? Pariamento dı-
şına düşmüş, sosyal demokrat
nitelikli tüm halk kesimlemeri-
nin çok şeyler beklediği ülke-
mizin ve halkımızın geleceği
konusunda betirteyici bir etken
olabilecek CHP sözü ve eyle-
mi ile kendisine düşen görev-
lere uygun bir çizgi izliyor mu?
Böylesi karanlık bir dönemde
bir tutam aydınlık arayan hal-
kımızın ekonomik ve demokra-
tik tateplerinin sözcülüğünü ya-
pabiliyor mu? Ne yazık ki üye-
si olmama rağmen bu sorula-
ra olumlu yanıtlar veremiyo-
rum.
Bugün partimizin söylem ve
eylemi, sahip olduğu progra-
mın gerisine düşmüştür. Genel
Başkanımız dahil her düzeyde-
ki partilinin bunu görmesi, açık-
ça tartışması ve tartışılması ge-
rekmektedir. Bu, partiye zarar
değil, aksine güç verir. Görül-
melidir ki CHP'nin diğer parti-
lerie olan farkı silikleşmektedir.
Bu gidişe nasıl dur denilebilir?
Söylemine ve eylemine güve-
nilir bir parti olarak iktidara na-
sıl yürüyebiliriz? Halkımızın iş,
ekmek ve özgüriük taleplerini
iktidara nasıl taşıyabiliriz? Kı-
sacası CHP ilerici sosyal de-
mokrat çizgisine nasıl çekile-
bilir? Ya da çekilebilir mi? Ne
yapmalı? Ülkemiz ve halkımız
için demokrasi ve insan hak-
lan için yüreğinde sıa ve sorum-
luluk duyan her partilinin, her-
kesin bu soruları net bir şekil-
de yanıtlamasının ve bu doğ-
rultuda eyleme geçmesinin
zamanı gelmedi mi?
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ igulgec(ayahoo.com
\
\1
\
Qu S NMİ
KİM KİME DUM DUMA BEHtÇAK.» behicak@turk.net
ÇtZGtLtK KÂMİL MASARACI
BULUT BEBEK NVRAYÇIFTÇI bulutbebek@hotmail.com
Dolar
£^/
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2Mart
Türkiye Gazeteciler Cemryetı'nın yayınladığı günlük
Bizim Gazete
Ülke sorunlarına ılişkin raporiarryla, araştırmalanyla,
köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sivil toplumların gazetesi.
Düzenli okumak için abone olun. ..,
Tel: 0.212. 51108 75
SARLO'NUN CALINAN
B*7**tÇT7.1377 SOMUfJM
SİMEMA
SĞMÛLMÛÇTÜ
NUSU KÖV
SÜfl£H Bl'K
ve potony* uveutuM üei
ANKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Mavi Kapılar
Siz bu yazıyı okurken olaylar hangi aşamaya va-
nr bilmem? Günten değil saatleri yaşıyoruz bir sü-
redir. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal
Derviş ile Ecevit arasında nasıl bir ilişki oluşacak
kestiremiyoruz. Sözlerie eylemler ters düşüyor ço-
ğu kez. Adı var, sanı var, deneyli, yetenekli, parlak
bir kişi, ama Kemal Derviş ne yapabilir kestiremiyor
insan. Çöküntüyü onarmak için gerekli koşullar na-
sıl gerçekleşir? Toplumdaki güven bunalımı nasıl
aşılabilir? Kemal Derviş'i iyi tanıyorum, nerdeyse
çocukluğunu. Yıllarca önce de Ankara'ya geldi, CHP
Genel Başkanı Ecevit'in yakın çevresinde çalıştı
ama uzun sürmedi görevi. Dünya Bankası'na gitme-
yi yeğledi. Şimdi yeniden çağrılıyor, ama nereye,
hangi göreve, en azından bu yazımı hazırlarken bel-
li değil. 1970'lerden bu yana koşullar çok değişik,
aynca çelişik. Dahası Sayın Ecevit de 70'li yıllarda-
ki konumundan hayli uzak değil mi? Gömleğinin
rengi de değişti, 2000'li yıllara maviden griye, du-
man rengine yöneldi giyiminde.
•••
Bir de mavi kapılar var.' Turan Erol'un fırçasıyla
umuda açılan kapılar. Biri de benim duvarımda. Bel-
ki de en güzeli. Kimi sabahlar kahvemi o kapıyı sey-
rederek içiyor, güzel anılara gülümsüyorum. Ancak
güzel anılar korkuyla gölgeleniyor son günlerde.
Belki de duydunuz, önemli bir beyin ameliyatı ge-
çirdi Turan Erol, mavi kapıların usta fırçası. Bir tra-
fik kazasını ucuz atlattı derken sevinç soldu birden.
Duvanmdaki mavi kapıyı bir an önce iyileşmesini dı-
leyerek seyrediyorum şimdi.
Mavi kapılar bir dönemi simgeliyor başkent ya-
şamında. Ecevit'in siyasal yaşamda doruğa yol al-
dığı bir dönemi. Umuda, barışa açılması öziemiyle
yerleşiyor evlere. En güzeli de bende diyorum, anı-
sı nedeniyle. Turan Erol resim çalışmalannı Mülki-
ye'de bir odada sürdürüyor o zaman. Büyükelçi Os-
man Olcay, eşi Necla Olcay ile biriikte son çalış-
malannı görmeye gıttik bir sabah. Odaya girince
mavi kapıya takıldım birden. Olcay'lar da çok be-
ğendi, almaya karar verdi ama Turan Erol satıldığı-
nı söyledi. Bana döndü:
- 0 sizin, dedi yavasça. Gözleriniz çok parladı, içim-
den böyle geldi.
Mavi kapılar çok kişinin gözünü pariattı, bir umut
simgesi oldu, umuda giden yola bir çağrı gibi algı-
landı başkent çevrelerinde. Seçimler oldu, kapılar
aralandı ama açılamadı sonuna kadar. CHP hükü-
met kurdu ama iktidar olamadı. Dahası Başbakan
Ecevit istifa etti, MC hükümetleri kuruldu ülkemiz-
de, mavi giderek soldu.
•••
Mehmet Ali Irtemçelik ile konuşuyorduk geçen
gün. Çevre Sokak'ta Ecevit'i selamlamak için saat-
lerce bekleyen kalabalıkta birçok diplomat gibi o da
vardı vaktiyle. Umudun yeşermesini bekleyen on
binlerden biriydi. Yağmur aitında saatlerce bekler,
Ecevit'i coşkuyla, şarkılarla selamlardı on binler. Ir-
temçelik büyükelçi oldu, yurtdışında görev aldı,
emekliye ayrıldı, siyasal yaşama katılarak ANAP'tan
Istanbul milletvekili oldu, bakan oldu, Avrupa Birli-
ği ile ilişkilerimizde yorumları ve katkılarıyla ilgi çek-
ti, eleştirilere de yol açtı ama belli ilkeler doğrultu-
sunda, özünden, düşuncesincten ödün vermeden.
Ecevit'i istifaya çağırması da bu ilkeler doğrultu-
sunda. Tepkisini, davranış biçimini açık seçik orta-
ya koyuyor. Düşündüğünü söylüyor. Deneyli bir dip-
lomat olmasına karşın sözcüklere özen gösterme-
den doğrudan, yalın konuşuyor. Ülkemizin geldiği
ortamda milletvekili olmanın gereğini, ödün verme-
yen biraydın davranışı olarak kanıtlıyor. Yüzlerce mil-
letvekili arasında bir kişi, ama çarpıcı bir örnek.
Yürekli bir davranışı sergiliyor her şeyden önce.
Belli faturalar ödemeyi de göze alıyor. Eleştiriler de
olabilir ama ben kutlamak istiyorum.
Umudunu, güvenini nasıl yitiriyor insanlar. Acı çık-
mazlara saplanryor, saplayanlar da nasıl oturuyor kol-
tuklarında? Dahası neler söylüyor, ne özürlerle ne
aldatmacalara yelteniyoriar? Ama ne zamana kadar?
Toplumdaki beklentilere yanıt vermek için güçlü
destekler de yetmiyor kimi zaman. Özüyle destek-
lenen, güçlenen bir yapı gerekiyor.
Değişik üniversitelerden bir grup bilim adamının
yayımladîğı bildirgeyi okudunuz mu gazetemizde?
Yaşadığımız olayları bilimin ışığıyla ortaya koyu-
yor. Sevindirici bir olay, yozlaşmaya, kirienmeye,
aldatmacaya karşın yoğunlaşıyor böyle çabalar.
Gruplar oluşuyor, sivil toplum örgütleri uzun soluk-
lu girişimlerle, topiumdaki yaşama gücünü kanıtlı-
yor. Çöküntüyü, ezilmeyi değil, ezikliği aşmayıyeğ-
liyor insanlar. Acı faturalara karşın özgüvenlerini yi-
tirmiyor, umutla bekliyorlar.
Eninde sonunda açılacak mavi kapılar.
Bayramları da yaşama sevinciyle kutlayacağız o
zaman.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2SOLDANSAĞA:
1/ 31 Ocak'ta
başlayan elli
günlûkkışdö- 2
nemi...Birno- 3
ta. 2/ Temel,
esas. Işıkakısı
birimi.3/Kısa 5
saplı odun bal- g
tası... Bir et-
kinliğin geçici
olarak durdu- 8
rulduğu süre. g
4/ Yılmaz Gü-
ney' in bir filmi... Üs-
tün yetenekli, üstün 1
nitelikli. 5/ Bozca- 2
ada'dayetiştirilen, şa- 3
raplık siyah üzüm cin- 4
si... Holmiyum ele- 5
mentinin simgesi. 6/ g
Kripton elementinin -.
simgesi... Yardım o
amacıyla toplanan pa-
ra. II Derin ve çok bil-
A
R
A
B
E
S
K
•H
R
E
D
IF
|
A
T
A
A
D
|
N
E
K
T
A
R
B
IN
A
|
0
M
sA
E
F
E
|
E
K
E
|
M
S
|
K
0
K
0
R
0
Z
K
A
T
M
E
R
|
R
A
•T
A
1
0
R
|
D
E
R
A
M
Z
A
D
E
gisi olan. 8/ Asya ile Avrupa'yı ayıran dağ sırası...
Büyük erkek kardeş. 9/ Hatay ilinde bir ırmak... Ki-
şileştirilen varhklara söz söyletme sanatı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Işıklar Bayramı da denilen ve sekiz gün süren
Yahudı bayramı. II Içel ilinde bir ilçe... Akıl. 3/ Ha-
mur kıvamına getirilmiş madde... Nazilerin politi-
kasında Germen ırkından kimselere yakıştınlan ad.
4/ Hunlann en ünlü hükümdan. 5/ Başlangıçta yer
alan... Bir tür otomobil yanşı. 6/ Çıplak vücut res-
mi... Güzel çiçekli bir süs bitkisi. 7/ Ticaret eşyası...
Kütahya'nın bir ilçesi. 8/ İç rahatlığı... Tavır, davra-
nış. 9/ Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılık-
ta kullamlan bitki... Ulanmış, katılmış parça.