22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Matrak ûnce gazetelere sızdınldı: "Beyaz Enerji operasyonunu yürüten savcı, AB, IMF ve Dûnya Bankası'ndan bilgi istedi. Bu bir skandaldır." Hemen sonra Başbakan açıklama yaptı: "Savcının IMF ve Dûnya Bankası'ndan bilgi istemesi ülkenin saygınlığına gölge düşürdü." Ardından Adalet Bakanlığı müfettişleri görevlendirildi, savcı hakkında soruşturma açıldı. Sonuç: "Müfettişler, IMF ve Dûnya Bankası'ndan bilgi isteyen savcı hakkında disiplin cezası verilmesini istediler." Aynı günlerde, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı, Devlet Bakanı yapıldı ve tam yetkiyle donatılıp ülke ekonomisinin başına getirildi. Kim ne derse desin, Türkiye matrak bir ülke. ISIK KANSl Yollar yeni siyasi partide kesişiyorErdal Inönü, CHP'den istifa edip çağdaşlığı ve cumhuriyetçiliği savunan demeklerin toplantılanna katılmak üze- re Almanya'ya uçtu. Gende birçok so- ru işareti de bırakarak... Inönü'nün is- tifası, yeni bir siyasi hareketin başlan- gıcı olacak mı? CHP'ye yakın kaynak- lar, bu konuda farklı yorumlar, senar- yolar üretiyorlar. Bunlardan bir bölü- münü özetleyelim: - Inönü'nün istifası ile CHP'de kan kaybı sürecek. Bu durumda, partiden aynlmayı ıçlerine sındiremeyenler, son gelişmelerden "vicdan azabı" duyarak CHP içinde, lider olmasa bile parti yö- netim kurullannı değiştirebilecek bir muhalefet hareketi yaratabilirter belki. Inönü'nün istifası bir meşale olabilir. Eğer meşale tutuşturulamazsa, CHP tümüyle "Baykal'ı tutanlarpartisi' olur ve ilk virajda taklayı atar. - Inönü, istifası ile CHP'nin önder kadrosuna son bir uyanda bulundu, avans verdi. Ders alınmazsa, CHP'nin özlenen kitle partisi olma konumun- dan uzaklaşacağına değindi. CHP üst yönetimi, "Inönû de gitti, kurtulduk" tavnnı sürdürdüğü an, yeni siyasi ha- reket gündeme girecektir. - Inönü'nün istifa mektubunda yer alan "yeni bir siyasi harekete öncülük yapmayacağı" yönündeki iletisinden, CHP dışında bir partinin kurulmasına sıcak bakmadığı anlamı çıkanlmama- lı. Inönü'ye bu yöndeki baskılann sü- receği yadsınmaz bir gerçek. Inönü, Baykal ekibınden darbe yemiş ve bir öl- çüde de adlan yıpranmış kimi isim ve grupçuklan geri planda tutmayı hedef- liyor olabilir. Kendi alanlannda sola emek verme- yi sürdüren, kamuoyunda tutulan, an- cak günlük siyasetin harmanında ora- dan oraya savrulmamış insanlan bir kadro halinde işaret ederek "Işte, yo- lunuza bunlarla devam edebilirsiniz" di- yebilir. Böyle bir senaryoda Inönü, lider değil, yol göstericidir. - Son 6 aydır, gerek büyük kentler- de, gerekse Anadolu'da yeni bir sol oluşumu gerçekleştırmek amacıyia çe- şitli gruplann bırbııiennden ayn ayn ça- lışmayürüttüğü biliniyor. Inönü'nün is- tifası, bu gruplann halkla iletişim kura- bilen kitle partisinın temelinı atmak üze- re tek bir çatı altında toplanmasına ze- min hazırtayabilir, bunun ateşleyicisi olabilir. TBMM'deki partilerin, bugünkü yö- netimi ile CHP'nin ve liderlerınin ka- muoyunda destekyitirmesi; halkın "gü- ven" duygusunu tazeleyecek seçeniek- ler üretilmesi zorunluluğunu ortaya ko- yuyor. 'CHP'li küskünleri" bir araya ge- tirmekten çok; gerek CHP'den, gerek DSP'den -ömeğın Zekeriya Temizet'in adından da sıkça söz ediliyor-, gerek- se ekonomik bunalımla birlikte hareket- lenmiş kitle örgütlerinden gelecek olan- laria pekiştırilmiş bir siyasi güç odağı- nın oluşturulması kaçınılmaz bir süreç gibi gözüküyor. , Kemal Derviş'in adı İlk kez ne zaman duyuldu? Başbakan Bütent Ecevit ve eşi ABD Büyükekptsi ile ye- mek yedikten sonra... Kemal Derviş, ne zaman bakan atandı? Yıllardır yaşadığı ABD'den döndükten sonra... Kemal Derviş, "ulusal" diye tanıtılmak istenen, hal- kın çıkarlarına aykırı programı ne zaman açıkladı? ABD'ye gidip bu ül- kenin yetkiliteri ile görüş alışverişi yaptıktan sonra... Bu verileri üst üste koyunca, ABD Desteksiz destek Büyükelçisi Pearson'ın, iktidar or- taklanndan Kemal Derviş'e destek verip vermediklerini öğrenmeye ça- lışmasına tepki göstermek ne kadar anlamsızsa, Kemal Derviş için dile getirilen "sömürgevalisigibi" yak\ş- tırmasına iktidardakilerin alınganlık göstermesi de o kadar yersiz. Hem yönetim yeteneğini yitirmiş- ler, Derviş programına "destek" ver- se ne olacak, vermese ne olacak? Aslolan halkın destek verip verme- diöi değil mi? önceki gün Türk-lş salonu tıklım tıklımdı. Anadolu'nun tütün ekiten yö- relerinden gelen binlerce kişinin temsilcisi muhtar, köylü ve işçiler TEKEL'in özelleştirilmesi"r\e karşı çıktılar. Sındırgı'dan, Savaştepe'den, Bafra'dan, Menderes'ten, Izmir'den, Adıyaman'dan, Köprübaşı'ndan, Kı- nık'tan, Akhisar'dan gelen çrftçile- rin öfkeleri burnundaydı, düşünce- leri de taşıdıklan pankartlarda: "IMF, bizi bize bırak!" Derviş'in programında ifk sıralar- da yer alan öneri ise TEKEL'in öze/- leştirilmesi." Toplantıya katılan milletvekilleri de tanık oldu ki halk tersini düşü- nüyor. Halk, desteksiz atışlara ku- lak asmıyor, Derviş'in programına destek vermiyor. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Sosyal güvenlik kunımları ve en yüksek aylıkları 5 Temmuz 2000 günlü Resmi Gazete'nin "mükerrer" sayısında yayımlanan Hükümet Programı'nda yer alan "Sosyal Sigorta Programlarının Kapsadığı Nüfus" başhklı Tablo 22'dekı (sayfa 131) 1999 yılı verilerine gö- re, Tûrkiye'de sosyal gûvenlik kurumlanna prim ya da kesenek ödeyenler (aktif sigortalılar, isteğe bağlı sigorta- hlar) 12 milyon 215 bin, sosyal gûvenlik kurumlanndan aylık alaıilar (rrtaiullük; yaşhlık, emeklilik, dul ve yetim aylığı) 5 milyon 645 bin, aktif sigortalılarla, aylık alanla- ra bağımlı olanlann (eş, çocuk, ana ve baba) sayısı ise 41 milyon 152 bin kişidir. Bu verilere göre, her prim ödeyen sigortalıya 4 (3.83) bağımlı kişi düşmektedir. Emekli aylıklan çeşitli sosyal gûvenlik kurumlannca ödenmektedir. Bu kurumlar (1) T.C. Emekli Sandığı, (2) Sosyal Sigortalar Kurumu, (3) Bağ-Kur ve (4) Özel San- dıklardır (Sosyal Sigortalar Yasası'nın geçici 20. madde- sine göre kurulmuş). 1999 YILI SOSYAL GÛVENLİK KURUMLARININ KAPSADIĞI NÜFUS Kurumlar Aktif Sıgortalar Aylık Alanlar Bağımlılar Toplam Emekli Sancfağı 2.118.000 1.257.000 5.059.000 8.434.000 SSK 6.953.000 3.149.000 26266.000 36.368.000 Bağ-Kur 3.065.000 1.180.000 9.632 000 11877.000 Ozel Sandık 79.000 59.000 195.000 333.000 Toptam 12.215.000 5.645.000 41152.000 59.011000 Sosyal gûvenlik kurumlannca ödenen en yüksek emekli aylıklan bugun için 445 milyon lira ile 242 mil- yon lira arasındadır. (1) T.C. Emekli Sandığı: Bu kurum- da genel statüde yer alanlara ödenen en yüksek emekli aylığı yüzde 100 aylık oranı üzerinden, 445 milyon lira- dır. Bu aylık, Sağlık Hizmetleri Sınıfından Hekim, Ecza- cı, Biyologlar ile, Teknik Hizmetlerden Mühendis ve Mi- marlara, 50 yıl çalıştıktan sonra 1. derece 4. kademeden emekli olabilenlere verilmektedir. (2) SSK: Bu kurumca ödenen en yüksek emekli aylığı yüzde 85 oran üzerinden, 242 milyon 562 bin liradır. Bu aylık en az 38 yıl çalıştıktan sonra, en yüksek dereceden (Ust Gösterge tablosu 1. derece 10. kademe) emekli olanlara ödenmektedir. (3) Bağ-Kur: Bağ-Kur'un ödediği en yüksek aylık yüzde 90 aylık oranı üzerinden 362 milyon liradır. Bu ay- lığı alabilmek için, 45 yıl çalışıp 24. basamaktan emekli olmak gerekmektedir. <• . - -$ --. . . - . _ . - ARAUK1999 - MART 2001 DÖNEMİ EN YÜKSEK EMEKÜ AYUKLARI Aytar Aral* 1999 Ocak2000 Şubat2000 Mart2000 Nısvi2000 Mayis20O0 Haaran2000 Temmuz 2000 Ağustos2000 Eylül 2000 Ekım 2000 Kasım2000 Aralık2000 Ocak2001 Şubat2001 Mart2001 (1) EMEKÜ SANDtĞJ Artş %0.00 %15.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %14.20 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %0.00 %15.80 %0.00 %0.00 AyWt(Tl) 292.400.000 336.389.500 336.389.500 336.389.500 336.389.500 336.389.500 336.389.500 384.292.000 384.292.000 384.292.000 384.292.000 384.292.000 384.292.000 445.008.000 445.008.000 445.008.000 B Artş %0.00 %5.90 %4.90 %3.70 %2.90 %2.30 %2.20 %0.70 %220 %22Q %3.10 %3.t0 %3.70 %2.50 %2.50 %1.80 SSK AyMcfTL) 159.475.000 168.607.315 176.639263 183.001.386 188.172.416 192.392.612 196.521.967 197.864.791 202.114.636 206.457.978 212.712.786 219.161.492 227.095.937 232.657.111 238.356.288 242.562282 (3) BAĞ-KUR Artş %0.00 %5.90 %4.90 %3.70 %2.90 %2.30 %2.20 %0.70 %220 %2.20 %3.10 %3.10 %3.70 %2.50 %2.50 961.80 AyttfTl) 237.348.000 251.086.032 263.168.748 272.739.491 280.518.436 286.866.861 293.078.931 295.098.984 301.492.162 308.025.989 317.435.295 327.136.289 339.073.832 347.443.773 356.017.368 362.344.680 Bugün ödenen en yüksek emekli aylıkları 240 ile 440 ABD Dolan düzeyindedir. x Türkiye toprakları nereye? Kurtuluş bulundu: Hazine arazile- ri satışa çıkanlacak. Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Ülkû, Hazine arazılerinın başına gelecekle- ri sıralıyor: - Köylünün borçlannı ödeyemedi- ği için elindeki arazinin haczedildiği bir dönemde, kentlinin yiyecek ekmek aradığı bu ekonomik krizde Hazine arazilerinin satışa çıkanlmasının an- lamı çok açık ve arazileri kimin ala- cağı da belli. - 34 ülkede 3 bin 550 oftsi ve 57 bin çalışanı ile faaliyet gösteren "Re/max" adlı şirket, 1997 sonunda geldiği Tûrkiye'de franchise ofıs sa- yısını 64'e yükseltti. Re/max Türkiye Ofisi'nin gösterdiği bu hızlı büyüme- yi kutlamak üzere düzenlenen basın toplantısı için Türkiye'ye gelen Jes- person, Tûrkiye'de gayrimenkul sek- törünün geleceğinin çok parlak ve "Türkiye'dekigayrimenkulün diğerül- kelerie karşılaştmldığında kelepir" ol- duğunu belirtti. - Maliye Bakanlığı Hesap Uzman- lan Kurutu'nun raporunda, 1991 'de sa- dece iki daire ve bir dükkânı bulunan kumarhaneler kralı Ömer Lütfi To- pal'ın, 1996 yılına kadar geçen süre- de 1000 gayrimenkule sahip olduğu belirlenmişti. Kara paranın başta gay- rimenkulle uğraşan şırketler olmak üzere, çeşitli ön şirkeöer kurularak, fon- lann bu legal şırketlerin kazançlann- dan elde edildiğı gibi gösterilmesi so- nucu aklandığını sadece biz değil, eski Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner de söylüyor. Hüseyin Ülkü, sözünü şöyle bağlıyor: "Hazine ara- zilerinin satışını; hortumcu, vurguncu, soyguncu kesimin lehine yapılan bir işlem oiarak değerlendirmekgerekiyor. Art, Türkiye topraklannınyabancı ser- mayeye teslımı diye..." HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igulgec@yahoo.com KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behhak@turk.net e ı- ; . ,, BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇI bulutbebek@hotmail.com Karamız kûcûlünce % • . • - • • • \ * H A R B İ SEMtH POROY semlhporoy@yahoo.com TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 19Mart LMNGSTONEİIN AFRİKA'DAKİ KESİFLERİ.. 1913'TB 8U6İİU, ÛMLÜ KAÇİf VE HEKİM CMV/P UV*l6STOHe (LIVIM6- STrN), İSKOÇYA'DA PO6MUÇTU.28 VAÇIH&A, MİCyONER OUUtAK. 6İTTİĞİ ATKtKA'PA BteÇOie SEZİ yHPAN LtvrNISSrOAtC, KE?İFC£- BU KtTANIN COĞMPYAStMA YEKIİ ADLAIZ HZ&IGACAtenR. GENEL OLARAK EKvAVDKuN GÜNEYIN&& KAUAN BÎLİNMEYEN YEKLBKİ; vtcroeı* ÇAVLAUIW, ZAASBSZİ MEn&i'M^Nm- SA SÖLÜ VE ÇEtfKESİNİ İLK GÖREN AVÜUPA- UYPf. BAT( DÜhlYASt, &İR A&* HAShR ALAMA- P/Ğf LIVfNGSTONE't 8ULMA ÇAgASf GÖSreg- MiÇ, AMERİKALt BfK GAZETECİ OLAN THNLEYCSTAMLiyNİN UZUN 187i YILtMPA SDMUC VEGMlÇTİ. S7MMLEY İLE LtVINGSTOHE'rN k & GÖRÜŞ DOGAN HASOL Kavgaların Suçlusu Bulundu Geçen ay yurtiçinde siyasal alanda pek çok çal- kantılı olay vardı; en önemlileri de kavgaya daya- nıyordu. Birinci kavga, Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nde oldu ve sonucunda bir milletvekili Meclis çatısı altında yaşamını yitirdi. Ikinci olay ise Çan- kaya'da Cumhurbaşkanhğı Köşkü'nde düzenle- nen Milli Gûvenlik Kurulu toplantısında Cumhur- başkanı ile hükümet üyeleri arasında oldu. Bu ikin- ci olayın yalnızca siyasal çalkantılara değil, fakat ülke çapında ne denli büyük ekonomik sarsıntıla- ra neden olduğunu hep birlikte yaşadık. TBMM'deki kavga olayından sonra kimi millet- vekilleri, Meclis ana salonunun mimarisinin olay- ların gelişmesinde etkin olduğunu ileri sürdüler. Örneğin, Başbakan Bülent Ecevit'in söyledikleri çok ilginçti: "Olay gecesi, TBMM Başkanı'nın da- vetlisi oiarakevdeydik, gözümüzde Meclis TV'dey- di. Baktık ki hava gergin, erken aynldık. DYP ve kıs- men FP'liler kürsüyü, başkanlık divanını muhasara altına alıyordu. Meclis'e gittiğimde durum daha da vahim hale gelmişti. Muhalefet kürsüyü kullanıla- maz hale getirmişti. Bu beni çok kaygılandırdı. Keş- ke bu genel kurul salonu böyle yapılmasaydı diye düşündûm. Çünkü, eski halinde genel kurulda kür- süye dokunulamazdı, başkanlık divanına erişile- mezdi. Fakat şimdi her şey ayak altında. Çokyan- lış bir mimari oldu." (1) Salonun mimarisine ilişkin başka iddialarda var- dı. Koltuklann kırmızı renginin milletvekillerini tah- rik ettiği ve kavgalann buradan kaynaklandığı. yi- ne Meclis çevrelerinde dile getirildi. Meclis salonun- daki düzenlemeyi yapmış olan mimarlardan llha- mi Ural'ın bunlara yanıtı da ilginçti. Ural, "Koltuk- lar kırmızı diyohar. Ansikpoledilerde bu renk turun- cu diye tanımlanmıştır. Kırmızı Türk bayrağında var, MHP'nin bayrağında var. Boğa güreşi mi yapıyo- ruz? Kırmızı renk saldırganlıkyapıyonvuş. O zaman MHP de bayrağından çıkarsın" diyordu. Vekillerin kavgacı olduğunu, kavgalann da buradan kaynak- landığını öne süren Ural'a göre "Kürsüyü yukan çekseniz, bu seferde merdivenleri tırmanır, başka- nı yumruklar, uzaktan silahla ateş ederler d\. (2) Tartışmalar gerçekten ilginçti. Meclis'teki olay sonrasında "mimariık" gündeme geliyordu, amayi- ne suçlanarak. Vekillere göre, kavga eden millet- vekilleri belki biraz kusuriuydular ama asıl suçlu bu- lunmuştu(l): Başkanlık divanı ve konuşmacı kürsü- lerini, milletvekillerinin kolay erişemeyecekleri bir yükseklikte düzenlemeyen, koltuklann rengini tu- runcu oiarak seçen mimarlar... Daha sonraki günlerde meydana gelen Milli Gû- venlik Kurulu toplantısındaki kavga, daha çok söz- de kalmıştı; eylem yalnızca, bir anayasa kitapçığı- nın atılması vetoplantı salonunun Başbakan ve ba- kanlarca terk edilmesiyle sınırlı kalmıştı. Olayda eylem sınırlı kaldığı için bu kez mimarlar pek akla gelmedi; böylece de suçlanmaktan kurtuldular. Binalann işlevlerinin tanımlanmasında, kapsa- mının belirienmesinde mimarlar kadar, hatta onlar- dan çok. mal sahiplerine, işverenlere görev düşer. Işveren oiarak TBMM Başkanlığı, salonun yeniden düzenlenmesine esas olacak yanşma şartname- sinde, sonra da birinciliği kazanan mimarlarla ya- pılan sözleşmede ve ihtiyaç programlannda işlev- sel gereksinmeleri tam oiarak belirlemeliydi. Örne- ğin, "Milletvekillerimiz kolay öfkeleniher, renkler ona göre seçilmeli, kürsü kavgalardan etkilenme- yecek biryere yerieştirilmeli" gibi. Haa bir de silah konusu var. Vekillerimiz TBMM Genel Kurul Salo- nu'nda bile silah taşımaktan vazgeçmiyorlarmış. Hal böyleyken, zamanın ABD Başkanı Clinton'ın An- kara ziyaretinde Meclis'te konuştuğu oturuma, Clinton'ın ABD'lı koruma görevlileri silahlı milletve- killerini sokmamışlar. Demek ki mimarlann, olası si- lahlı eylemlere karşı da tasanmlannda önlem alma- lan gerekiyor. Görevleri ülkede demokrasiyi, ban- şı, huzuru sağlamak olan yöneticilerimiz, siyasile- rimiz, öfkelerini ve çatışma kültürünü bir yana bı- rakamadıklanna göre acaba ileriye dönük oiarak, Meclis'in yanı sıra Çankaya'da MGK'nin toplandı- ğı salonda da bu anlamda mimari önlemler alın- ması gerekecek mi? Bizim artık yaşımız geçiyor, ama bütün bu olup bitenler, genç mimarlara bir tasanmın nasıl ele alı- nacağı konusunda ders oluşturmalı(!). (1) Ecevit'le röportaj, Cumhuriyetgazetesi, 3 Şubat 2001 (2) Miliiyet gazetesi, 13 Şubat 2001 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 1/Osmanlısa- H rayınm sınır- lan içinde yal- ^ nız padişahla 3 yakınlanna 4 aynlmış bah- _ çe ve bostan- lar. 2/ Piyan- 6 godaenküçük 7 ikramiye... 11- g gi eki. 3/ Ser- gen... Zekâ ^ geriliğinin ileri şekli. 4/Bir duvann başmı 1 ya da iki duvann kö- 2 şesini oluşturan göm- 3 meayak... Ender, sey- 4 rek. 5/ Sümerlerde 5 sağlık tannçası... g Türk müziğinde bir 7 makam. 6/Yapılarda g dolgu maddesi ola- g rak kullanılan delik- li tuğla. II Gelir... Bir nota. 8/ Eskiden lise dere- cesindeki okullara verilen ad... Sazı kurmaya ya- rayan burgu. 9/ Asıl, esas, doğru. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Maddi şeylere değer vermediği için giyim ku- şamına özen göstermeyen derbeder kimse. II Gü- ney Anadolu'da bir dağ... Bir nota. 3/ Pornogra- fi filmlerinden daha erotik filmler için kullanı- lan sözcük... Kullanma süresi. 4/ Brezilya'nm plaka işareti... Bir denız teknesinin başka bir tek- neye ya da iskeleye yanını vererek yanaşması. 5/ Gelecek... " — Delon": Fransız aktör. 6/ Doğru yolu arama, doğru yola girme. II Anlama yete- neği... Bir bağlaç. 8/ Yankı... Bir tür erkek deve. 9/ Anlaşma, uyuşma.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle