25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Çadırdaki ADD Işçi emeklisi Mehmet Özgen, Afyon'un Bayat ilçesinde Atatürkçü Düşünce Demeği'ni kurdu. Atatürkçülerin bir araya gelmesi için küçük bir büro gerekiyordu. Özgen, Bayat'ın CHP'den seçilmiş Belediye Başkanı Hamza Yiğft'e dilekçeler yazdı, bir yer istedi. Olumsuz yanıt aldı. Özgen yine de kararlı: "Gerekirse Atatürkçü Düşünce Derneği şubesini açmak için çadır kuracağım, tabelayı da oraya asacağım." ISIK KA.NSL Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yılda iki kez işkollan istatistiğini açıklar. Bu istatistikte, örgütlü oldukları işkolunda çalışanların yüzde 10'unu üye yapmış olan sendikalar, toplu iş sözleşmesi yapma yetkisine sahip olurlar. Yüzde 10 barajını aşamamış olanlar ise yetkisiz kalır. Geçen temmuz ayında, hem de sendikaların hükümetin olumsuz uygulamalarına karşı hareketlendiği bir dönemde Çalışma Bakanlığı istatistikleriyle aralannda DlSK'e bağlı sendikalann da bulunduğu 10'a yakın sendikanın yetkisi düşürülmüştü. Sonra ne oldu? Çalışma Bakanlığı'nın "yetkisiz" olduğunu ileri sürdüöü Sosyal-lş, Nakliyat-lş ve Gıda-lş sendikalan mahkemeye başvurdular ve Emanet yetkilerini geri aldılar. . .' • DİSK Genel Başkanı l v - •" • * • Süleyman Çelebi'nin sendikası Tekstil-lş de yaklaşık 40-50 milyar lira noter masrafına yol açan bir örgütlenme ile 4 bin 800'e yakın yeni üye kaydederek ocak ayı istatistiklerinde yetkiyi geri aldı. Kısacası, işçiler ve sendikalan zaman yitirdi, para yitirdi, zamanında toplusözleşme yapma olanağını yitirdi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, yetkilerin düşürüldüğü günlerde bir "bilgisayar tuşlanna basma olayı" ile karşı karşı olunduğu üzerinde ısrarla dunnuştu. Çelebi'ye göre, Çalışma Bakanlığı'nda bilgisayar tuşlanna basılmış ve Tekstil-lş'in tam 10 bin üyesi, bir kalemde "yok" sayılmıştı. Kim yapmıştı bunu? Yetki istatistiklerini hazırlayan Çalışma Bakanlığı'na bağlı Çalışma Genel Müdüriüğü. Geçen hafta, aynı Çalışma Genel Müdürlüğü'nün en üst bürokratlarından biri, Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan tarafından o makama atanmış bulunan Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Bingöl, Koop-lş Sendikası'ndan rüşvet alırken suçüstü yakalandı ve tutuklandı. Adi suç gibi görünse de on binlerce işçinin kaderinin kimlere emanet edildiği açısından ibret verici bir gelişme! - •'-•-•'. Dürüstlüğüne toz kondurmayanlann, şeffaflığı ile övünenlerin, yolsuzluklann üstüne gittiklerini söyleyenlerin, demokratik kitle örgütlerine destek vermekle gururlananlann döneminden bir minik öykü: Devlet Denetim Elemanlan Derneği (DENETDE) yöneticileri, Flash TV'nin bir canlı yayınına konuk otan Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen'e, bankanın batık kredileri ile ilgili olarak kimi sorular yöneltirier. Bunun üzerine Halk Bankası, cumhuriyet savcılığına başvurarak DENETDE yöneticilerinin "Demekler Bir savcılık kararı Yasası"na aykırı davrandıklan gerekçesiyle haklannda soruşturma açılmasını ister. Başvuru, Cumhuriyet Savcısı Levent Tacer tarafından incelenir ve aşağıdaki gerekçeyle takipsiziik karan ile sonuçlandınlır "Mûşteki kurum (fiaik Bankası) vekili, başvurusunda, sanıklann imzası ile demek üyesi olarak hazırladıklan bültende, 'Halk Bankası Genel Müdürü Yenal Ansen'e iletmeniz diteği ile' başhklı bir kısım rakamlar verilerek bazı sorular sorulduğunu belirtmiş, bu nedenle demek tûzüğûne ayhn davranmakla suçlayarak Demekler Kanunu'na muhalefet ettiklerini iddia etmiştir. Santklar, bu konuda verdikleri savunmalannda, demek tûzüğûne aykın davranmadıklannı, esas görevlerinin Türkiye'de mevcut tüm bankalann dağıttığı usulsüz kredileri araştırmak olduğunu, hatta bununla ilgili de gazete kupünerinden oluşan kalın bir dosya hazırladıklannı, bunun için de kendi içlerinde biraraştırma komisyonu kurduklannt betirterek suçlamayı reddetmişlerdir. Yapılan incelemede sanıklann demek tüzüğüne aykın olarak hemangi bir işlem yapmadıklan anlaşılmasına göre, suç teşkil etmeyen olayia ilgili olarak kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi." Savcılığın verdiği karar çok yerinde. Bir meslek derrteğinin kendi alantnda soru bile soramaz hale gelmesi, demokratik, hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmazdı zaten. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUIVLARI Y1LMAZ ŞtPAL • • • Çırak, Oğrenci Işçi ve Stajyer Oğrenci Soru: 1985 yılında bir meslek okulunda okurken bir yandan da okulun eğitim dalıyla ilgili bir işte çırak olarak çalıştım. Okulu bitirdikten sonra, 1988 yılında mesleğimle ilgili çalışmaya başladım ve sigortalı da oldum. Halen aynı işyerinde çauşmaktayım. EmekMlik dnrumurala itgili olaraj^. sigortaya yaptığım. başvuruda, sigorta başlaagıcımın çırak olarak çahştığım 1985 yılı değil sigortab olduğum 1988 yılı olduğunu öğrendim. Bana çırakların da sigortalı olduğunu söylediler. Ancak benim çırak olarak çalıştığım süreler sigortaya bildirilmemiş. Böylece emeklilik işlemlerim 3 yıl geri atılmış oldu. Bunun nedenini öğrenmek istiyorum. (Ş-Ç-) Yanıt: 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası uyannca, sosyal sigorta yardımlan dört ayn sigorta kolundan sağlanmaktadır. Bu sigorta kollan: 1) Iş Kazalan ve Meslek Hastalıklan Sigortası, 2) Hastalık Sigortası, 3) Analık Sigortası, 4) Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortasıdır. Sosyal Sigortalar Yasası'nın sağladığı bu yardımlardan tümünün kimlere uygulanacağı yasanın "Sigortab sayılanlar" başhklı 2. maddesinde, kimlere uygulanmayacağı ya da kimlere hangi sigorta kollannın uygulanacağı ise yasanın "Sigortalı sayılmayanlar" başhklı 3. maddesinde belirtilmiştir. Yasanın sigortalı sayılmayanlara ilişkin bu maddesinde "stajyer öğrenciler" "işçi öğrenciler" ile "çıraklar" ayn ayn starülerde yer almıştır. A) Stajyer Öğrenciler: (*) "Resmi meslek ve sanat okullarıyla, yetkili resmi makamfarın müsaadesiyle kurulan meslek veya sanat okullannda tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde çalışan öğrenciler" sigortalı sayılmazlarve bunlara dört sigorta kolundan hiçbiri uygulanmaz. B) Işçi Öğrenciler: (*) "İster resmi, isterözel eğitim müesseselerinde öğrencilik sıfah devam ettiği sürede herhangi bir işyerinde hizmet akdine dayanarak çalışan öğrenciler" sigorta kapsamına alınmıştır. Stajyer işçi niteliğinde olmayan iş sözleşmesiyle çalışan oğrencilere tüm sigorta kollan uygulanacaktır. C) Çıraklar: 3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitim Yasası'nın 3. maddesinde çıraklığın tanımı yapılmıştır. Bu tanımda: "c) Çırak, çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkannklaruıı iş içerisinde geliştiren" kişi olarak tanıtılmıştır. Çırak olabılmek için aranan koşuJlar, Çıraklık Yasası'nın 10. maddesinde belirtilmiştir. Bu koşullar: u a) 13 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak, b) En az ilkokul mezunu olmak, c) Bünyesi ve sağlık durumu, gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak (...)" tır. Çıraklık Yasası'nda tanımı ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında "çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları (...) uygulanmaz." Sosyal Sigortalar Yasası'nda, çıraklara dört sigorta kolundan yanlızca iki sigorta kolunun uygulanacağı vurgulanmıştır. Bunlardan biri, "İş Kazalan ve Meslek Hastakklan Sigortası" diğeri de "Hastalık Sigortası"dır. Ögrenim görürken yaptığınız çalışmalar, "stajyer oğrenci" statüsünde yer aldığından, bu çalışmalar sigorta kapsamı dışında tutulmuştur. (*) SSK Genel Müdüriüğü Genelge No. 16, sayfa 10. Kazananla kaybeden Varsayın ki çalışansınız, maaşınız da taş çatlasa 400 dolara geliyor. Kiraydı, elektrik, su parası, çocuklann okuluydu falan filan, kaldı elinizde 68 milyon lira, yani 100dolar. Gelişmelerden bihabersiniz. Dövizle, borsayla, şununla bununla ilginiz yok; işinizde gücünüzdesiniz. Sabah bir kalkıyorsunuz ki daJgalı kura geçilmiş, cebinizdeki para 100 dolardan inivermiş yaklaşık 68 dolara. Kriz sayesinde kerizlenmişsiniz yani. Varsayın ki elinizde bol miktarda döviz tutabilecek bir konumdasınız. Çevreniz geniş, gelişmeleri yakından izliyor, izletebiliyorsunuz. Sızan bilgilen değerlendiriyor, az çok aniıyorsunuz ki döviz kazanacak. Dövizlerinizi satmıyor ya da güvenli kasalara teslim ediyorsunuz, aynı anda da elinde bol miktarda döviz tutabilen birinden düşük faizle döviz satın alıyorsunuz. Sabah bir kalkıyorsunuz ki uhuuuuu, Karun yanınızda halt etmiş! Kriz sayesinde karizmanız artmış yani. Alın size krizden etkilenen iki taraf... Kazananı da var, kaybedeni de... Küçücük bir farkla: Kazananın kazancı, kaybedenin kaybı çok. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEIIIÇ AK [email protected] HARBl SEMIH POROY [email protected] • BULUT BEBEK NURAYçlFrçt [email protected] TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 26 Şubat ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN EsasNo: 1999/198 Karar No: 2000/280 Davacı Nurettin Atıla vekili tarafindan davalı Elif Atila aleyhine açılan boşanma davasuun yapılan duruşmalan sonunda, mahkeme- mizin 13.6.2000 tarihlı karan ile davacı tarafında açılan boşanma da- vasının subut bulmadığından reddıne karar verılmıştır. Davalı Elif Atila'nın adresı tebliğ edilemediğinden, işbu karann gazetede ilan edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde temyiz edilmez- se kesinleşeceği hususu davalı Elif Atila'ya karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 9779 İN6İLTERE NÛKLEER KLÛBB GİRDL 1352'oe sueüN, iNstreKe BAŞB*K*UI CMü&CHILL, ÜLKESlMİH AroM eOtM&1£ Kt AÇIKLAMtÇTt. AKÇAM SAATt-£f&MO£, P#&LA~ M&NTOOA 8İK KDUUŞMA VAPAN CHUBCHIU., İŞ- Çİ PHRTVSİ HÜKÛMETf ZAMANINC* 8AŞLA77LAN ŞİMOr ei* Z İUC IA&/U2 A7V** SOMSASl- f VH/fR THKtNG/StNf, 8U KOKlUPA, BAÇtCAAJ rKUMAU'LA HE&HAN6I BtB ANLAÇMA yapu.MA~Ptgmjı ANLATMIÇTI- A8O ve SSCB 'M0£M SoNGA ATOM BOVSASt t'MAL £P£N ÜÇÛNCÛ ÜUÛ£ OtAN fNGİLTEGE, İLK fiSNBMeSlM AYNI YtL eKİM AYINDA İ KALEM METİN ERKSAN Bayrak Yakmakla 'Ermeni Soykınm Yalanı' Çöziilmez Türklüğün başına bela olan "Ermeni Sorunu"1 akılla, düşünceyle, bilimsel bilgi ile çözülür. Bay- rak yakmakla "Ermeni Sorunu" çözülmez. 1993 yılı sonlarında Fransa-Paris'teki ünlü Le Monde gazetesi, tarihçı Bernard Lewis ile bir ko- nuşma yapmıştır. Bernard Lewis Museviasıllı, In- giliz-Amerikan uyruklu büyük bir tarihbilimcidir. Bu konuşma içinde Bernard Lewis şöyle demiş- tir: "1915 yılı içinde Türtlerin Ermenilere karşı yaptığı birsoykınm yoktur. Soykmm sözcüğü, ta- rihte olmamış, yapılmamış bir olayın Ermenice yorumudur". Bernard Levvis'in bu konuşması üs- tüne Fransa'daki "Ermeni Forumu Örgütü" ve Fransız "Irkçılıkla Savaş Demeği" (LICRA) hapis ve tazminat cezası istemıyle Fransız mankeme- lerinde Bernard Levvıs karşıtı iki dava açmıştır. Ber- nard Levvis'e karşı dava açan bu örgütleri "Ohy HavaalanıKatliamı"n\ yapan "ASALA CinayetÖr- gütü" üyesi teröristleri Fransız mahkemelerinde savunan avukat "Patrick Deveciyan" temsil et- miştir. Paris 1. Asliye Mahkemesi, 21 Haziran 1995'te verdiği kararla Bernard Levvis'i, bu iki ör- güte para cezası vermeye mahkûm etmiştir. Ber- nard Levvis bu para cezalarını ödemiştir: Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 75. kuruluş yı- lı kutlamalan kapsamında, Lozan Barış Antlaşma- sı'nın 75. yıldönümünde, Isviçre'nin Lozan şeh- rinde, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalandığı "Rumin Saray;"nda, Türkiye Cumhuriyeti Devle- ti tarafından 1998 yılı Ekim ayı içinde uluslarara- sı bir konferans düzenlenmiştır. Ünlü tarihçi Ber- nard Levvis, bu konferansın davetlileri arasında- dır. Lozan belediyesi önce bu konferansın "Ru- min Sarayı"nda toplanmasına izin vermemiştir. Tür- kiye Cumhuriyeti Devleti'nin diplomatik girişim- leri sonucu Lozan Belediyesi, bu konferansın top- lanmasına izin vermiştir. Fakat Lozan Belediye- si, "Türkler tarafından yapılmış bir Ermeni soykı- nmıyoktur"'tezini savunan Bernard Levvis'in kon- ferans kapsamında yapacağı konuşmaların suç kapsamına girebileceği uyarısında bulunmuştut. Büyük bir bilim adamı olan Bernard Levvis, bu iki olayda görevini ve ödevini şerefle ve onurla yap- mıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasal yetkesi bu iki olayın neresinde ve nasıl vardır. Ben bilmiyorum. Bilen varsa söylesin. Şimdi ise tarihte olmamış ve yapılmamış bu "ErmeniSoykınmı" söylencesi, Fransız yasalann- ca onanmış ve kabul edilmiştir. Şimdi Fransa dev- leti sınırları içinde hiç kimse "ErmeniSoykınmı"n\ yadsıyamaz ve inkâr edemez. Böyle bir inkâr ve yadsıma Fransa'da "suçtur". Peki; Türk ulusuna, Türk ülkesine, Türkiye Cum- huriyeti Devleti'ne karşı yapılan bu ağır suçlama, zarar ve haksızlığın Türkiye içindeki suçlulan kim- dir. Şimdi yapılacak ış, bu suçluları bulmaktır. Fransız devletini, Fransız devletliterini suçlamak yetmez. Bu ağır suçun asıl "suçlulan"Türkiye'de ve Ankara'dadır. ••• Geçen haftaki yazıda atlanan bir bölüm vardı. O bölümü aktarıyorum: Türkiye'de "ErmeniSoykınm Yalanı" ile uğraş- mak yazılı ve görsel Türk medyasına bırakılmış- tır. Gazetelerde yazı yazan, televızyonlarda konu- şan emekli büyükelçilerin yazılan ve sözleri, kimi köşe yazarlarının yazılan, bu sorunu çözmek için yeterfi değildir. "Ermeni Soykınm Yalanı"nın var olmadığını, tarihte böyle bir olay ve olgu olmadı- ğını kanıtlamayı bizim devletliler, "tarihçilere" bı- rakalım diyorlar. Nerede bu tarihçiler. Şimdi dev- letlerarası arenada "Ermeni Soykınm Yalanı" üs- tünde düşünen, bilimsel bilgiler oluşturan, yazı ya- zan, Amerikan ve ingiliz üniversitelerinde öğre- tim üyesi olan tarihbilimciler şunlardır. Stanford J. Shaw, Bernard Levvis, Heath W. Lovvry, Jus- tin McCarthy, Andrevv Mango Bu tarihbilimci- lerin dışında Amerıkan, Ingılız, Fransız, Rus, Ja- pon, Macar üniversitelerinde öğretim üyesi olan, "ErmeniSoykınm Yalanı" üstünde düşünen en az bir düzine daha tarihbilimci vardır. Türkiye Cum- huriyeti Devleti Başbakanlığı ve Dışişleri Bakan- lığı yapısında, bu tarihbilimciler ile "Ermeni Soy- kınm Yalanı" üstünde bilimsel bilgiler oluşturan bir kurul ya da bir kurum oluşturulmalıdır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Kara yakı- nındaki bir adayı karaya birleştiren kı- 3 yıdili. 2/Şöh- 4 ret... Alışılmış olan, normal 3/Meyveliya 6 dakakaolubir pastaçeşidi... Isviçre'de bir kanton.4/Vü- cutta biriken azotlu madde...Peşinparay- la veresiye mal alma 2 usulü. 5/ Bir dinsel tören sırasmda Ku- ran'dan okunan on ayetlik bölüm... Nike- lin simgesi. 6/ " — Mansur": Sinema oyuncumuz... Bir avuç dolusu. 7/ "— derdim var birbirinden seçilmez / Bir ayrıhk bir yoksulluk bir ölüm" (Karacaoğlan)... Peru'nun başkenti. 8/ Ayakbastı parası. 9/ Satrançta özel bir hareket... Vücutta kan ile dokular arasuıdaki alışverışte aracılık eden renksiz sıvı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sığınn sırt bölümündeki etlerden yapılan bi- rinci sınıfpastırma. 2/ Insanın kendine karşı duy- duğu saygı... Anahtar. 3/ Brezilya'nın para biri- mi... Bir nota. 4/ Küçük gemi... Sırtta taşınan yük. 5/ Görünüşe göre olacağı sanılan... Parola. 6/Birnota... "Dullar" anlamında eski sözcük. II Bey denilen bir dişi anyla kovandan çıkan an top- luluğu... Aşama. 8/ Boğa güreşi yapılan alan... Genişlik. 9/Olup bitenin ruhlarâleminin gizli güç- lerince yönetildiğine inanan ilkel anlayış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle