Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Çadırdaki
ADD
Işçi emeklisi
Mehmet Özgen,
Afyon'un Bayat
ilçesinde Atatürkçü
Düşünce Demeği'ni
kurdu. Atatürkçülerin
bir araya gelmesi
için küçük bir büro
gerekiyordu. Özgen,
Bayat'ın CHP'den
seçilmiş Belediye
Başkanı Hamza
Yiğft'e dilekçeler
yazdı, bir yer istedi.
Olumsuz yanıt aldı.
Özgen yine de
kararlı:
"Gerekirse Atatürkçü
Düşünce Derneği
şubesini açmak için
çadır kuracağım,
tabelayı da oraya
asacağım."
ISIK KA.NSL
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, yılda iki kez işkollan
istatistiğini açıklar. Bu istatistikte,
örgütlü oldukları işkolunda
çalışanların yüzde 10'unu üye
yapmış olan sendikalar, toplu iş
sözleşmesi yapma yetkisine sahip
olurlar. Yüzde 10 barajını aşamamış
olanlar ise yetkisiz kalır.
Geçen temmuz ayında, hem de
sendikaların hükümetin olumsuz
uygulamalarına karşı hareketlendiği
bir dönemde Çalışma Bakanlığı
istatistikleriyle aralannda DlSK'e
bağlı sendikalann da bulunduğu
10'a yakın sendikanın yetkisi
düşürülmüştü. Sonra ne oldu?
Çalışma Bakanlığı'nın "yetkisiz"
olduğunu ileri sürdüöü Sosyal-lş,
Nakliyat-lş ve Gıda-lş sendikalan
mahkemeye başvurdular ve
Emanet
yetkilerini geri aldılar. . .' •
DİSK Genel Başkanı l v
- •" • * •
Süleyman Çelebi'nin sendikası
Tekstil-lş de yaklaşık
40-50 milyar lira noter masrafına
yol açan bir örgütlenme
ile 4 bin 800'e yakın yeni üye
kaydederek ocak ayı
istatistiklerinde yetkiyi geri aldı.
Kısacası, işçiler ve sendikalan
zaman yitirdi, para yitirdi,
zamanında toplusözleşme yapma
olanağını yitirdi.
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi,
yetkilerin düşürüldüğü günlerde bir
"bilgisayar tuşlanna basma olayı"
ile karşı karşı olunduğu üzerinde
ısrarla dunnuştu. Çelebi'ye göre,
Çalışma Bakanlığı'nda bilgisayar
tuşlanna basılmış ve
Tekstil-lş'in tam 10 bin üyesi, bir
kalemde "yok" sayılmıştı.
Kim yapmıştı bunu? Yetki
istatistiklerini hazırlayan
Çalışma Bakanlığı'na bağlı
Çalışma Genel Müdüriüğü.
Geçen hafta, aynı Çalışma
Genel Müdürlüğü'nün en üst
bürokratlarından biri, Çalışma
Bakanı Yaşar Okuyan tarafından o
makama atanmış bulunan Çalışma
Genel Müdür Yardımcısı Ahmet
Bingöl, Koop-lş Sendikası'ndan
rüşvet alırken suçüstü yakalandı ve
tutuklandı.
Adi suç gibi görünse de on binlerce
işçinin kaderinin kimlere emanet
edildiği açısından ibret verici bir
gelişme! - •'-•-•'.
Dürüstlüğüne toz
kondurmayanlann, şeffaflığı ile
övünenlerin, yolsuzluklann üstüne
gittiklerini söyleyenlerin,
demokratik kitle örgütlerine destek
vermekle gururlananlann
döneminden bir minik öykü:
Devlet Denetim Elemanlan
Derneği (DENETDE) yöneticileri,
Flash TV'nin bir canlı yayınına
konuk otan Halk Bankası Genel
Müdürü Yenal Ansen'e, bankanın
batık kredileri ile ilgili olarak kimi
sorular yöneltirier. Bunun üzerine
Halk Bankası, cumhuriyet
savcılığına başvurarak DENETDE
yöneticilerinin "Demekler
Bir savcılık kararı
Yasası"na aykırı davrandıklan
gerekçesiyle haklannda
soruşturma açılmasını ister.
Başvuru, Cumhuriyet Savcısı
Levent Tacer tarafından incelenir
ve aşağıdaki gerekçeyle takipsiziik
karan ile sonuçlandınlır
"Mûşteki kurum (fiaik Bankası)
vekili, başvurusunda, sanıklann
imzası ile demek üyesi olarak
hazırladıklan bültende, 'Halk
Bankası Genel Müdürü Yenal
Ansen'e iletmeniz diteği ile' başhklı
bir kısım rakamlar verilerek bazı
sorular sorulduğunu belirtmiş, bu
nedenle demek tûzüğûne ayhn
davranmakla suçlayarak Demekler
Kanunu'na muhalefet ettiklerini
iddia etmiştir.
Santklar, bu konuda verdikleri
savunmalannda, demek tûzüğûne
aykın davranmadıklannı, esas
görevlerinin Türkiye'de mevcut
tüm bankalann dağıttığı usulsüz
kredileri araştırmak olduğunu,
hatta bununla ilgili de gazete
kupünerinden oluşan kalın bir
dosya hazırladıklannı, bunun için
de kendi içlerinde biraraştırma
komisyonu kurduklannt
betirterek suçlamayı
reddetmişlerdir.
Yapılan incelemede sanıklann
demek tüzüğüne aykın olarak
hemangi bir işlem yapmadıklan
anlaşılmasına göre, suç teşkil
etmeyen olayia ilgili olarak
kovuşturma yapılmasına yer
olmadığına karar verildi."
Savcılığın verdiği karar çok
yerinde. Bir meslek derrteğinin
kendi alantnda soru bile soramaz
hale gelmesi, demokratik, hukuk
devleti ilkesi ile bağdaşmazdı
zaten.
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUIVLARI
Y1LMAZ ŞtPAL
• • •
Çırak, Oğrenci Işçi ve
Stajyer Oğrenci
Soru: 1985 yılında bir meslek okulunda okurken bir yandan
da okulun eğitim dalıyla ilgili bir işte çırak olarak
çalıştım. Okulu bitirdikten sonra, 1988 yılında
mesleğimle ilgili çalışmaya başladım ve sigortalı da
oldum. Halen aynı işyerinde çauşmaktayım. EmekMlik
dnrumurala itgili olaraj^. sigortaya yaptığım.
başvuruda, sigorta başlaagıcımın çırak olarak
çahştığım 1985 yılı değil sigortab olduğum 1988 yılı
olduğunu öğrendim. Bana çırakların da sigortalı
olduğunu söylediler. Ancak benim çırak olarak
çalıştığım süreler sigortaya bildirilmemiş. Böylece
emeklilik işlemlerim 3 yıl geri atılmış oldu. Bunun
nedenini öğrenmek istiyorum. (Ş-Ç-)
Yanıt: 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Yasası uyannca, sosyal
sigorta yardımlan dört ayn sigorta kolundan sağlanmaktadır.
Bu sigorta kollan:
1) Iş Kazalan ve Meslek Hastalıklan Sigortası,
2) Hastalık Sigortası,
3) Analık Sigortası,
4) Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortasıdır.
Sosyal Sigortalar Yasası'nın sağladığı bu yardımlardan
tümünün kimlere uygulanacağı yasanın "Sigortab sayılanlar"
başhklı 2. maddesinde, kimlere uygulanmayacağı ya da kimlere
hangi sigorta kollannın uygulanacağı ise yasanın "Sigortalı
sayılmayanlar" başhklı 3. maddesinde belirtilmiştir.
Yasanın sigortalı sayılmayanlara ilişkin bu maddesinde
"stajyer öğrenciler" "işçi öğrenciler" ile "çıraklar" ayn ayn
starülerde yer almıştır.
A) Stajyer Öğrenciler:
(*) "Resmi meslek ve sanat okullarıyla, yetkili resmi
makamfarın müsaadesiyle kurulan meslek veya sanat
okullannda tatbiki mahiyetteki yapım ve üretim işlerinde
çalışan öğrenciler" sigortalı sayılmazlarve bunlara dört sigorta
kolundan hiçbiri uygulanmaz.
B) Işçi Öğrenciler:
(*) "İster resmi, isterözel eğitim müesseselerinde öğrencilik
sıfah devam ettiği sürede herhangi bir işyerinde hizmet
akdine dayanarak çalışan öğrenciler" sigorta kapsamına
alınmıştır. Stajyer işçi niteliğinde olmayan iş sözleşmesiyle çalışan
oğrencilere tüm sigorta kollan uygulanacaktır.
C) Çıraklar:
3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitim Yasası'nın 3.
maddesinde çıraklığın tanımı yapılmıştır. Bu tanımda:
"c) Çırak, çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek
alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş
alışkannklaruıı iş içerisinde geliştiren" kişi olarak tanıtılmıştır.
Çırak olabılmek için aranan koşuJlar, Çıraklık Yasası'nın
10. maddesinde belirtilmiştir. Bu koşullar:
u
a) 13 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak,
b) En az ilkokul mezunu olmak,
c) Bünyesi ve sağlık durumu, gireceği mesleğin gerektirdiği
işleri yapmaya uygun olmak (...)" tır.
Çıraklık Yasası'nda tanımı ve nitelikleri belirtilen çıraklar
hakkında "çıraklık devresi sayılan süre içinde analık,
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları (...) uygulanmaz."
Sosyal Sigortalar Yasası'nda, çıraklara dört sigorta kolundan
yanlızca iki sigorta kolunun uygulanacağı vurgulanmıştır.
Bunlardan biri, "İş Kazalan ve Meslek Hastakklan Sigortası"
diğeri de "Hastalık Sigortası"dır.
Ögrenim görürken yaptığınız çalışmalar, "stajyer oğrenci"
statüsünde yer aldığından, bu çalışmalar sigorta kapsamı dışında
tutulmuştur.
(*) SSK Genel Müdüriüğü Genelge No. 16, sayfa 10.
Kazananla
kaybeden
Varsayın ki çalışansınız,
maaşınız da taş çatlasa 400
dolara geliyor. Kiraydı,
elektrik, su parası,
çocuklann okuluydu falan
filan, kaldı elinizde 68 milyon
lira, yani 100dolar.
Gelişmelerden bihabersiniz.
Dövizle, borsayla, şununla
bununla ilginiz yok; işinizde
gücünüzdesiniz. Sabah bir
kalkıyorsunuz ki daJgalı kura
geçilmiş, cebinizdeki para
100 dolardan inivermiş
yaklaşık 68 dolara. Kriz
sayesinde kerizlenmişsiniz
yani.
Varsayın ki elinizde bol
miktarda döviz tutabilecek
bir konumdasınız. Çevreniz
geniş, gelişmeleri yakından
izliyor, izletebiliyorsunuz.
Sızan bilgilen
değerlendiriyor, az çok
aniıyorsunuz ki döviz
kazanacak. Dövizlerinizi
satmıyor ya da güvenli
kasalara teslim ediyorsunuz,
aynı anda da elinde bol
miktarda döviz tutabilen
birinden düşük faizle döviz
satın alıyorsunuz.
Sabah bir kalkıyorsunuz ki
uhuuuuu, Karun yanınızda
halt etmiş! Kriz sayesinde
karizmanız artmış yani.
Alın size krizden etkilenen iki
taraf... Kazananı da var,
kaybedeni de... Küçücük bir
farkla: Kazananın kazancı,
kaybedenin kaybı çok.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ lgulg9c@yahOQ.com
KİM KİME DUM DUMA BEIIIÇ AK behicak@turk.net
HARBl SEMIH POROY semihporoy@yahoo.com
•
BULUT BEBEK NURAYçlFrçt bulutbebek@hotmail.com
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 26 Şubat
ANKARA 22. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN
EsasNo: 1999/198 Karar No: 2000/280
Davacı Nurettin Atıla vekili tarafindan davalı Elif Atila aleyhine
açılan boşanma davasuun yapılan duruşmalan sonunda, mahkeme-
mizin 13.6.2000 tarihlı karan ile davacı tarafında açılan boşanma da-
vasının subut bulmadığından reddıne karar verılmıştır.
Davalı Elif Atila'nın adresı tebliğ edilemediğinden, işbu karann
gazetede ilan edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde temyiz edilmez-
se kesinleşeceği hususu davalı Elif Atila'ya karar tebliği yerine kaim
olmak üzere ilan olunur. Basın: 9779
İN6İLTERE NÛKLEER KLÛBB GİRDL
1352'oe sueüN, iNstreKe BAŞB*K*UI
CMü&CHILL, ÜLKESlMİH AroM eOtM&1£
Kt AÇIKLAMtÇTt. AKÇAM SAATt-£f&MO£, P#&LA~
M&NTOOA 8İK KDUUŞMA VAPAN CHUBCHIU., İŞ-
Çİ PHRTVSİ HÜKÛMETf ZAMANINC* 8AŞLA77LAN
ŞİMOr
ei*
Z İUC IA&/U2 A7V** SOMSASl-
f VH/fR THKtNG/StNf, 8U KOKlUPA,
BAÇtCAAJ rKUMAU'LA HE&HAN6I BtB ANLAÇMA
yapu.MA~Ptgmjı ANLATMIÇTI-
A8O ve SSCB 'M0£M SoNGA ATOM BOVSASt
t'MAL £P£N ÜÇÛNCÛ ÜUÛ£ OtAN fNGİLTEGE,
İLK fiSNBMeSlM AYNI YtL eKİM AYINDA
İ
KALEM
METİN ERKSAN
Bayrak Yakmakla 'Ermeni
Soykınm Yalanı' Çöziilmez
Türklüğün başına bela olan "Ermeni Sorunu"1
akılla, düşünceyle, bilimsel bilgi ile çözülür. Bay-
rak yakmakla "Ermeni Sorunu" çözülmez.
1993 yılı sonlarında Fransa-Paris'teki ünlü Le
Monde gazetesi, tarihçı Bernard Lewis ile bir ko-
nuşma yapmıştır. Bernard Lewis Museviasıllı, In-
giliz-Amerikan uyruklu büyük bir tarihbilimcidir.
Bu konuşma içinde Bernard Lewis şöyle demiş-
tir: "1915 yılı içinde Türtlerin Ermenilere karşı
yaptığı birsoykınm yoktur. Soykmm sözcüğü, ta-
rihte olmamış, yapılmamış bir olayın Ermenice
yorumudur". Bernard Levvis'in bu konuşması üs-
tüne Fransa'daki "Ermeni Forumu Örgütü" ve
Fransız "Irkçılıkla Savaş Demeği" (LICRA) hapis
ve tazminat cezası istemıyle Fransız mankeme-
lerinde Bernard Levvıs karşıtı iki dava açmıştır. Ber-
nard Levvis'e karşı dava açan bu örgütleri "Ohy
HavaalanıKatliamı"n\ yapan "ASALA CinayetÖr-
gütü" üyesi teröristleri Fransız mahkemelerinde
savunan avukat "Patrick Deveciyan" temsil et-
miştir. Paris 1. Asliye Mahkemesi, 21 Haziran
1995'te verdiği kararla Bernard Levvis'i, bu iki ör-
güte para cezası vermeye mahkûm etmiştir. Ber-
nard Levvis bu para cezalarını ödemiştir:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 75. kuruluş yı-
lı kutlamalan kapsamında, Lozan Barış Antlaşma-
sı'nın 75. yıldönümünde, Isviçre'nin Lozan şeh-
rinde, Lozan Barış Antlaşması'nın imzalandığı
"Rumin Saray;"nda, Türkiye Cumhuriyeti Devle-
ti tarafından 1998 yılı Ekim ayı içinde uluslarara-
sı bir konferans düzenlenmiştır. Ünlü tarihçi Ber-
nard Levvis, bu konferansın davetlileri arasında-
dır. Lozan belediyesi önce bu konferansın "Ru-
min Sarayı"nda toplanmasına izin vermemiştir. Tür-
kiye Cumhuriyeti Devleti'nin diplomatik girişim-
leri sonucu Lozan Belediyesi, bu konferansın top-
lanmasına izin vermiştir. Fakat Lozan Belediye-
si, "Türkler tarafından yapılmış bir Ermeni soykı-
nmıyoktur"'tezini savunan Bernard Levvis'in kon-
ferans kapsamında yapacağı konuşmaların suç
kapsamına girebileceği uyarısında bulunmuştut.
Büyük bir bilim adamı olan Bernard Levvis, bu
iki olayda görevini ve ödevini şerefle ve onurla yap-
mıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türkiye
Cumhuriyeti Devleti siyasal yetkesi bu iki olayın
neresinde ve nasıl vardır. Ben bilmiyorum. Bilen
varsa söylesin.
Şimdi ise tarihte olmamış ve yapılmamış bu
"ErmeniSoykınmı" söylencesi, Fransız yasalann-
ca onanmış ve kabul edilmiştir. Şimdi Fransa dev-
leti sınırları içinde hiç kimse "ErmeniSoykınmı"n\
yadsıyamaz ve inkâr edemez. Böyle bir inkâr ve
yadsıma Fransa'da "suçtur".
Peki; Türk ulusuna, Türk ülkesine, Türkiye Cum-
huriyeti Devleti'ne karşı yapılan bu ağır suçlama,
zarar ve haksızlığın Türkiye içindeki suçlulan kim-
dir. Şimdi yapılacak ış, bu suçluları bulmaktır.
Fransız devletini, Fransız devletliterini suçlamak
yetmez. Bu ağır suçun asıl "suçlulan"Türkiye'de
ve Ankara'dadır.
•••
Geçen haftaki yazıda atlanan bir bölüm vardı.
O bölümü aktarıyorum:
Türkiye'de "ErmeniSoykınm Yalanı" ile uğraş-
mak yazılı ve görsel Türk medyasına bırakılmış-
tır. Gazetelerde yazı yazan, televızyonlarda konu-
şan emekli büyükelçilerin yazılan ve sözleri, kimi
köşe yazarlarının yazılan, bu sorunu çözmek için
yeterfi değildir. "Ermeni Soykınm Yalanı"nın var
olmadığını, tarihte böyle bir olay ve olgu olmadı-
ğını kanıtlamayı bizim devletliler, "tarihçilere" bı-
rakalım diyorlar. Nerede bu tarihçiler. Şimdi dev-
letlerarası arenada "Ermeni Soykınm Yalanı" üs-
tünde düşünen, bilimsel bilgiler oluşturan, yazı ya-
zan, Amerikan ve ingiliz üniversitelerinde öğre-
tim üyesi olan tarihbilimciler şunlardır. Stanford
J. Shaw, Bernard Levvis, Heath W. Lovvry, Jus-
tin McCarthy, Andrevv Mango Bu tarihbilimci-
lerin dışında Amerıkan, Ingılız, Fransız, Rus, Ja-
pon, Macar üniversitelerinde öğretim üyesi olan,
"ErmeniSoykınm Yalanı" üstünde düşünen en az
bir düzine daha tarihbilimci vardır. Türkiye Cum-
huriyeti Devleti Başbakanlığı ve Dışişleri Bakan-
lığı yapısında, bu tarihbilimciler ile "Ermeni Soy-
kınm Yalanı" üstünde bilimsel bilgiler oluşturan
bir kurul ya da bir kurum oluşturulmalıdır.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
1/ Kara yakı-
nındaki bir
adayı karaya
birleştiren kı- 3
yıdili. 2/Şöh- 4
ret... Alışılmış
olan, normal
3/Meyveliya 6
dakakaolubir
pastaçeşidi...
Isviçre'de bir
kanton.4/Vü-
cutta biriken azotlu
madde...Peşinparay-
la veresiye mal alma 2
usulü. 5/ Bir dinsel
tören sırasmda Ku-
ran'dan okunan on
ayetlik bölüm... Nike-
lin simgesi. 6/ " —
Mansur": Sinema
oyuncumuz... Bir
avuç dolusu. 7/ "—
derdim var birbirinden seçilmez / Bir ayrıhk bir
yoksulluk bir ölüm" (Karacaoğlan)... Peru'nun
başkenti. 8/ Ayakbastı parası. 9/ Satrançta özel
bir hareket... Vücutta kan ile dokular arasuıdaki
alışverışte aracılık eden renksiz sıvı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sığınn sırt bölümündeki etlerden yapılan bi-
rinci sınıfpastırma. 2/ Insanın kendine karşı duy-
duğu saygı... Anahtar. 3/ Brezilya'nın para biri-
mi... Bir nota. 4/ Küçük gemi... Sırtta taşınan
yük. 5/ Görünüşe göre olacağı sanılan... Parola.
6/Birnota... "Dullar" anlamında eski sözcük. II
Bey denilen bir dişi anyla kovandan çıkan an top-
luluğu... Aşama. 8/ Boğa güreşi yapılan alan...
Genişlik. 9/Olup bitenin ruhlarâleminin gizli güç-
lerince yönetildiğine inanan ilkel anlayış.