18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎDE KRİZ /[email protected] 13 Geçen hafta 'dalgalarla' boğuşan para piyasasına bu hafta 'sükûnet' aşılanması bekleniyor Yaraları samıa döııeıııiEkonomi Servisi - Hükümet ve ekonomi kurmaylan, geçen hafta krizle dalgalanan piyasada bu hafta istikrann egemen olabilmesi için bankalann likidite sorununu çözüm- leme ve böylece ilk günlerde 1 mil- yon liranın üstüne sıçrayan dolan 800'lü rakamlara indirme yönünde girişimlerde bulunacak. Önceki gûn yapılan banka- cılık zirvesinde ahnan karar- lar doğrultusunda, mali kriz nedeniyle yükümlülükJerini yerine getiremeyen bankala- nn gereksinim duyduğu liki- ditenin Merkez Bankası'mn Açık Piyasa Işlemleri ve 'swap' yöntemiyle satış yapı- larak dövizdeki çıkış önlen- meye çalışılacak. Bu toplantıda, bankalann dövizde kotasyonlannı yani kaç liradan ahm-satım yapa- caklannı belirlemeleri isten- mişti. Merkez Bankası bu- gün, bu kotasyonlar doğrultusunda, döviz fiyatlannı oturtup piyasanın gereksinimi olan Türk Lirası gerek- sinimini karşılamaya çalışacak. Merkez Bankası cuma günü, bu- gün de geçerli olan dolar satış ku- runu 1 milyon 79 bin lira olarak belirlemişti. Alınan önlemler doğ- rultusunda, resmi ve serbest piya- sadaki dolar kurunun 800-850 bin lira aralığına getirilmesi hedefle- niyor. Gazi Erçel'den boşalacak Merkez Bankası Başkanhğı'na kimin geti- rileceği ve Hazine Müsteşan Selçuk Demiratp'in değiştirilip değiştiril- meyeceğinin de netlik kazanması bekleniyor. Toskay: 850 bin Hra makul Devlet Bakanı Tunca Toskay da makro dengeler oturana kadar dö- vizdeki dalgalanmanın süreceğini belırterek "Dolar için 850 bin Hra Deutsche Bank: Ek kaynak şartEkonomi Servisi - Deutsche Bank ta- raftndan yayımlanan 'Gdişmekte Olan Piyasalar' raporunda, yeni programla birlikte, özelleştirme alanında yeni he- deflerin belirlenmesi gerektiği kaydedi- lirken programla özellikle bankacıhk sektörünûn iyileştirilmesi için güçlü ön- lemler almması ve sıkı para politikasının devarhının söz konusu olacağı belirtüdi. ABD ve G-7 ûlkelerinin gerekli pa- rasal kaynağın sağlanması alanında bir miktar tereddüt edebileceği kaydedi- len raporda, yeni programın ek fon des- teği olmadan başanh olmasımn gûç olacağı öngörüldû. Özel sektörie yfik payiaşunı Bankacıhk sistemine destek olmak amacıyla parasal desteğin geleceği de öngörûlen raporda, IMF'yle yapılan anlaşma paralelinde özel sektörden mali yûklerin paylaşımının istenebile- ceği de ifade edildi. Kurun serbest bırakıldığı ve enflas- yon hedeflemesine geçilen Brezilya ve diğer ülkelerdeki gelişmelerden hare- ketle yapılan değerlendirmede, Türki- ye'nin programına sadık kalması ha- linde 6 ila 12 aylık sürede ekonomisi- ni dûzelteceği öngörüldû. Türkiye'de yapılan devalüasyonun, paralel bir program uygulayan Arjantin'de bir et- ki yaratmayacağı da kaydedildi. makul bir rakanT dedi. Bolu Büyük Abant Otel'de düzenlenen 'İnşaat Sektöründeki Kriz' konulu toplantı- ya katılan Devlet Bakanı Toskay, sa- nayi sektörûnün bankacılık sektö- ründeki yüksek faizler ve fınansman sıkıntısı yüzünden zorda olduğunu, bu yüzden sanayi sektörünün rahat- latılması gerektiğini söyledi. Dövizdeki dalgalanmanın bir ay kadar sürebileceğinı kay- deden Devlet Bakanı Tunca Toskay, Merkez Bankası Baş- kanı Gazi Erçel'in istifasına yönelik haberlerin hatırlatıl- ması üzerine de "Çabşkanbir insandL Bu konuda yorum yapmak istemiyonım" diye konuştu. Öte yandan Hazine'yi bu haf- ta yine yüklü bir dış borç öde- mesi bekliyor. Bu haftaki ödemelerin 74.6 milyon do- larla en yüklü bölümü bugün gerçekleştirilecek. Ö g e r T u r s a h i b i V u r a l Ö g e r , T ü r k i y e ' d e y a ş a n a n e k o n o m i k k r i z e k a r ş ı ö n e r i l e r d e b u l u n d u 'Herkes turizme yatırnn yapsın• Türkiye'yi ekonomik krizden turizmin kurtaracağını söyleyen Vural Öger, "Parası olanlar otel yapsın. Yastık altında bekleyen altınlann yatınma dönüşmesinin zamanı geldi. Bu sezon için öneriyorum, çiftçi daha çok eksin, yatınm yaparak tavuk çiftlikleri kursun. Bunlara ihtiyaç olacak" dedi. Ekonomi Servisi - Türki- ye'yi ekonomik krizden tu- rizmin kurtaracağını söy'le-"" yen Öger Tur Yönetim Kuru- lu Başkanı VuralÖger, "Her- kes turizme yaürun yapsın. Parası olanlarm otele yatmm yapmalannı öneriyorum. Her otel bir fabrika gibi istih- dam yaratır, döviz getirir. Di- ğer sektörleri de hareketlen- dirir'' dedi. Merkezi Almanya'dabulu- nan ve Türkiye 'ye en fazla tu- rist ^etiren Oger Tur'un sahi- bi Öger, Hindistan'dan sonra en fazla yastık altındaki altı- nı olan ülkenin Türkiye oldu- Türkiye'de yaşanan ekonomik krize agfaırtıanın gereksiz olduğunu sövteyen turizmciler, bu yıl yüzde yüz doluhık beküyoriar. ğunu vurgularken "Bu artın- lar boşuna bekliyor. Bunlann yatınrria dönüşmesi zamanı geldi. Bu sezon için öneriyo- rum, çiftçi daha çok eksin, ya- ünm yaparak tavuk çiftlikle- ri kursun. Bunlara ihtiyaç olacak" diye konuştu. Türkıye'nin geçirmekte ol- duğu ekonomik krizi, Ital- ya'nın, Ispanya'nın, Yuna- nistan'nın ve Avrupa'nın bir- çok ülkesinin de geçirdiğini anlatan Öger, "Oturup ağla- manın, hûkümetin başuıda- kileri telkin etmenin bir anla- mıyok. Yani karamsarbğa ge- rek yok. Türldye'de oteller yüzde yüzdolulukla sezon ge- çirecekler" dedi. Türkiye'nin geçirdiği kri- zin benzerini Avrupa'nın bol turist çeken ûlkelerinin de ge- çirdiğini anlatan Öger, "Is- panya'nın, tkinci Dünya Sa- vaşı'nda büyük enflasyon ge- çiren İtarya'nın hatta Yuna- nistan'uı ekonomileri,turizm sayesinde düze çıknuşür. Bi- zimpotanshdimizİHinlardan daha büyük Dolayısıyla bir turizmci olarak çok çok ümit- liyim. Bunu bir geçiş devresi olarak görüyoruz. Bu yaz bü- yük ferahhk gelecektir" şek- linde umut verdi. Bu sezon 12 milyon turis- tin Türkiye'ye gelmesinin beklendiğini söyleyen Vural Öger, "Türkiye'nin ümidi, kurtancısı turizmdir. Ülke, hammadde parası ödenme- den geür elde ediyor. Antal- ya'nm, bütün Türkiye'nin ya- tağa gereksinimi var" şeklin- de konuştu. Bugüne kadar gerçekleştir- dikleri rezervasyonun 500 bi- ni aştığını anlatan Vural Öger, uçak fılosu kuracakla- nnı ve yaptıklan bağlantılar- la da bu sezon uçak sıkıntısı yaşanmayacağını söyledi. 'Garantiti rezervasyon' Dolar ve markın Türk Lira- sı karşısında değer kazanma- sının Türkiye'nin turizmde rekabet gücünü arttıracağını söyleyen Akdeniz Turistik Otelciler Birliği Başkan Yar- dımcısı Osman Ayık şöyle konuştu: "Başta Ahnanya ol- mak üzere, bütün Avrupa ül- kelerinden gelen rezervasyon sayılan çok iyi. Kesinleşen re- zervasyonlar inanümaz bo- yutta. Bu yıl Türkiye'ye 12 milyon, Antalya'ya ise 5 mü- yonu aşkm turist beklryoruz." D Ü N Y A E K O N O M I S I N E B A K I Ş / ERGİN Y I L D I Z O Ğ L U LONDRA [email protected] Geçen hafta, Güngör Uras'ın işaret ettiği gi- bi, "IMF sorumlulan, hükümet yetkilileri, Mer- kez Bankası çevreteri de devalüasyon kara- nnın ne sonuç vereceğini bilmiyoriar. Açık anlatmryla Türkiye ekonomisi deney tahta- sı, Türk halkı kobay durumuna düştü". Özet- le IMF modeli ıflas ettı. Ustelik ülkeyı yönetenler kendılenni uluslararası mali sermayenin gö- züyie görmeye devam ettıkleri surece, bu müf- lis modelin yerine koyacak bir başka modeli dü- şünmeleri de olanakJı değil. Önce yönetenlerin kendilerini gördükleri bakışı değiştirmeleri, kendilerini ülke içinde yaşayanlann çoğunluğu- nun gözünden görmeye başlamalan gerekiyor. O zaman, başka bir "modeli" konuşmayı belki de- neyebilirier. İklsoru Bu müflis model, 1980'lerden beri uygulanı- yor. Her zaman, en önemli amacının ya da temel amacının enflasyonu düşürmek olduğu söylen- di. Ancak enflasyon düşmedi. Sakın, enflasyo- nu düşürme vaadi aslında bir başka gerçeği gizliyor olmasın? Sonra, neden, bankalann döviz açık-pozisyonlannın bu kadar tehlike- li bir düzeye ulaşmasına göz yumuldu? Uy- gırianan düşük kur ve çekici TL faiz oranıyla oluşan saadet zinciri mekanizmasıyla ekono- mi fonlanırken kimsenin aklına bu işin sonu- nun neye varacağı gelmedi mi? Cevaplamayaçalışalım. Önce enflasyon. Bilin- diği gibi, olgusal düzeyde, enflasyon arz (büyü- me) ve talep (para arzı) arasındaki bir ilişkiden kaynaklanıyor. Burada arz, talepten düşükse mallann fıyatlan yükselmeye başlıyor. Enflasyo- nun çesitli türleri olduğu rivayet edilir ama eğer sorunu temelden çözmek istiyorsanız, öncelikle mal arzını (büyüme) artbrmanız, aynı anda ve- rimliliği arttırarak mallann maliyetini düşürmeniz gerekir. Bu da yetmez, ortaya bir fazla kapasite (aştn üretim) sorunu çıkmaması için "halk sınıf- lannın "tüketim kapasitesinin belli bir yükseklik- te olmasına dikkat edilmesi gerekir. Bu denk- lemde anahtar parametreler, üretmek ve verim- liliktir (Bu tartışma düzeyinde, değerter ve fiyat- lar ilişkisinden hareketle daha hassas bir enflas- yon tartışmasına henüz gerek yok). Ancak, bu- güne kadar, ne zaman enflasyonla mücadele et- meye kalksalar, ülkeyi yönetenlerin aklına, ne hik- metse ilk önce sattn alma gücü üzerinden, iç ta- lebi kısmak (büyümeyi yavaşlatmak) geldi. Bu bağlamda, enflasyonla mücadele ediyoruz di- Müflis Modelin Yerine... yerek maliye, para ve kur polrb'kalanyla bir şeyler yapıyorlar, teşviksiz/desteksiz ihracat yapmak zorlaşıyor. Ama daha ilginci, uğruna her şey feda ediien serbestleşme/liberalizasyon si- hirii formülüne rağmen, bizim "serbest liberaller" dış pazarda dolaşamazken dışandakiler iç pazar- da at koşturuyorlar, hatta dayattıklan yasal de- ğişikliklerte yaşamımızı organize ediyoriar. Bu sı- rada, içtalebin kısılmasıyia, ülkenin üretim kapa- sitesinin bir kısmı atıl ha- le gelirken arzın önemli bir kısmının, kolaylaşan ithalat yoluyla dış piyasa- daki kapasite fazlası emi- lerek karşılandığını görü- yoruz. Böylece hükü- met ülke içinde büyü- meyi frenlerken başka ülkelerdeki büyümeyi desteklemiş oluyori Şimdi, ekonominin dö- viz pozisyonlanna geçe- biliriz. Maliyet, uluslara- rası kotalarvb. nedenler- le belli bir ölçekte ve sür- dürülebilir ihracat yapa- mıyorsanız, katma değer oranı düşük mallar ihraç edip KDO yüksek mallar ithal ediyorsanız, ithalatı- nızı sürdürmenize olanak veren kaynaklannız kısa sürede tükenir. Böylece, çarkın dönebilmesi için dış kaynak/yabancı sermaye girişi yaşam- sal bir önem kazanır. Böylece, enflasyonla mü- cadele ediyoruz diye devreye sokulan maliye, para ve kur politikalannın ve de özelleştirme sap- iantısının aslında neye hizmet ettiği de anlaşılır Uluslararası mali sermayenin ülkeye gelme- si için çekici koşullar yaratmak. Ancak, kro- nikleşmiş dış ticaret açığınızdan dolayı dış borç- lanma faizleriniz, ülke risk priminiz hep yüksek olacaktır. Böylece ülkeniz dış âlem için, mal ih- raç ediien bir pazar olmanın yani sıra uluslarara- sı mali sermaye için süper getiri sağlayan bir değerlenme alanı haline gelir. Bu bağlamda ku- rulan denklem içinde bankalann dövizle borçla- nıp bunu içerde kamu finansmanıyia da bağlan- tılı olarak değeriendirmesi, diğer bir deyişle dö- viz açık pozisyonlan adeta yabancı sermayenin ülkeye sokulmuş ve sürekli değer emen hortum- lannın vanalan gibi işler. Bu süreçte, ekonominin zemin mekaniği tehlikeli bir hale gelmeye, ulusal paranın "aşın değerii olduğu" sıntmaya başlar. Uluslararası spekülatif sermaye, bu tehlikeli or- tamı artık terk etmeye başlar. Geride ülkenin an- cak ulusal servetinin ha- raç mezat satılmasıyla ödenebilecek borçtar ve çöken bir sistem kalır. Üstelik, bir devalüasyo- nun arkasından, daha önce, Gümrük Birliği, Tahkim, Dünya Ticaret Örgütü Yasalan vb. çı- kanlmış olması koşuluy- la, bu bankalaristeyenin ağzına düşecek olgun meyvelere dönüşürler. Bu noktada, model iflas etmiş; artık ülkenin yal- nızca üretim sektörü çökmemiş, mali sektörü de el değiştirmeye, işçi- si de yok pahasına çalış- maya hazır hale gelmiş durumdadır. Eğer, bu "müflis mode- lin " mantığında ısrar edi- lirse, bundan sonra, ül- kenin şimdi son derece- de ucuzlaşmış, mali ya- pısı bozulduğu için ba- tan geminin mallanna dönüşmüş bankalan ve sanayi işletmelerini, yabancı yatınmcılar yok pa- hasına satın aiabilecekler. lyice yoksullaşmış ve "esnekleştirilmiş bir emek piyasasında son de- ricede ucuz emek kullanma olanağına kavuşa- caklar. Bu arada ülkenin sosyal dokusu htzia da- ğılacak" (Bkz: Yugoslavya, Endonezya). Bu yüzden altematif model "müflis model- den", paradigma düzeyinde farklı olmak zorun- da. Bu bağlamda, yeni bir model ararken "Asya krizinden" sonra yaşanan tartışmalan ve dene- yimleri de göz önüne aJarak işe üç stratejik yak- laşımla başlanabilir. Öncelikie iş işten geçme- den, acilen ülkenin üretken ve finansal yapılan- na batan geminin mallan gibi el konulmasının engellenmesi gerekir. Ikincisi, ülkenin dünya eko- nomisiyle bütünleşme biçimleri (ticari, mali iliş- kiler, yasaO, ulusal ekonominin büyümesine, ül- kenin gelişmesine öncelik verecek biçimde ye- niden düzenlenmelidir. Üçüncüsü, üretimi ve ve- rimliliği arttıracak bir anti-enflasyonist politikay- la, bunu destekleyecek politikalar gereklidir. Moratoryum tehdidl Aslında, birinci ve ikinci yaklaşım bağlamında, bir süre için döviz ve sermaye giriş çıkışı dene- tim altına alınır, paranın konvertibilitesine geçici olarak son verilir, spekülatif sermayenin giriş çı- kışı caydınlır, yalnızca doğrudan dış yatınmlara izin verilir. Ülkenin dış borçlan gerekirse morator- yum tehdidi kullanılarak bir süre için ertelenir. Ek olarak, Türkiye'de dış ekonomik ilişkilerin hukuk- sal altyapısının (Tahkim, DTÖ Yasalan, Gümrük Birliği vb.), ülkenin doğa, insan kaynaklan, tek- noloji gereksinimi, doğal çevresinin ve kimi top- lumsal öneme sahip sanayilerinin korunması gö- zetilerek/öncelikverilerek, yeniden düzenlenme- si gerekir. Birinci ve ikinci adımlar, sorunu çöz- mez, krizi ortadan kaldıımaz ama, krizi ariat- maya yardımcı olabilecek tedbirieri almaya ola- nak sağlar. Örneğin Çin ama daha çok Malezya deneyi- nin de gösterdiği gibi döviz ve sermaye kontrol- leri sayesinde, kemer sıkma politikalan gevşe- tilebilir, ani sermaye kaçışı önlenir, iç talep güç- lendirilebilir, faizleri düşürerek işletmelerin borç- lan ve kamu borçlan hafifletilebilir, hatta ihracat teşvik edilebilir. Bu ortamda, eğitim, sağlık ve altyapı gibi verimliliğe olumlu katkıda bulunan alanlarda kamu harcamaları ve yatırımlanyla, üretimi arttırmaya, teknolojik yenilenmeye yöne- lik yatınmlar teşvik edilebilir. Şili, Malezya ve Çin deneylerinin de gösterdiği gibi sermaye hareket- lerinin denetlenmesi sanılandan daha kolaydır. Türkiye koşullannda, yolsuzluklan temizlemek, kayrt dışı ekonomiyi sistem içine sokarak kay- nak yaratmak özellikle önemlidir. Kamu işletme- lerinin verimliliği arttınlarak toplumsal ücretler desteklenebiür, kamuya ek kaynak sağlanması- nın dayolu açılır. Bu bağlamda, yeni birvergi sis- teminin oluşturulması da göz önüne alınmalıdır. Görüldüğü gibi "müflis model" tek seçenek de- ğil. Ama şu soru hâlâ ortada duruyor: Altematif bir modeli hangi siyasi irade, kimin desteğiyle uygulayacak? ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Hûkümetin 'Maliyeti' Geçen hafta MGK toplantısından sonra hûkümetin Cumhurbaşkanı Sezer'e açtığı savaşın ekonomiye yan- sıması, sonu beiirsiz, çok ağır bir bunalım oldu. Biryılı aş- kın bir süredir uygulanan IMF dayatmalı ye denetimli Ekonomik tstikrar Programı'nın sonu geldi. Hemen her şeyin fiyatının dolara göre saptandığı bir ortamda dalga- lı kura geçilmesiyle fiyat artışlan yaygınlaşıyor ve prog- ramın uygulanması sırasında da yüzleri gülmeyen dar ve sabit gelirlilerin yoksullaşması daha da derinleşiyor. Şu ortamda hükümet, çelişkili bir tutumla, programın öbür önlemlerini tam bir karariılıkla sürdüreceğıni açık- lıyor. Ömeğin, maliye politikasında bir değişıklık yapılma- yacağı vurgulanryor. Bunun anlamı, kamu çalışanlannın maaşve ücretlerinde bir iyileştirmenin beklenmemesıdir. Bu durumda, dar ve sabit gelirlileri enflasyona ezdirme- yeceğiz sözü, her zaman olduğu gibi, içi boş bir söz ola- caktr. Kemer sıkma sürecek, ancak faızlenn yukselme- siyle, 2001 Bütçesi'nde öngörûlen 16.68 katrilyon lira- lık faiz ödeneği yeteıii olmayacaktır. Sonra, özelleştir- me, Telekom ve THY'nin satışıyla hızlandınlacaktır. Tür- kiye, bu çok olumsuz iç ve dış koşullarda, büyük ka- mu girişimlerini, büyük yanlış yaparak sudan ucuza sa- tacâktır. Güvenilirliğini ve inandıncılığını tümüyle yitirmiş bulunan hûkümetin ve ortağı IMF'nın, yapmalan gereken ilk iş, ekonominin yönetimini güvenilir ellere vermektir. Geçmişte ekonomiyi yönetmış ve başansız olmuş olan- lann yeniden denenmesi, yalnızca yeni başansızlıklara neden olur. Yapılması gereken ikinci, ancak kesinlikle ikin- cil olmayan bir iş de, bundan sonra hazırlanıp uygulana- cak enflasyonla savaşım programının yükünün ekono- mik güce göre hakça dağrtılmasını sağlamaktır. Üçüncüsü, halk, Cumhurbaşkanı'nı destekliyor. Hürri- yet gazetesinin elektronik sayfa anketine göre halkın yüz- de 78.7'si "Cumhurbaşkanı 'nın yetkilen kısılmasın" diyor. Bunalım, dar ve sabit gelirlileri nasıl olsa daha da yoksul- laştıracaktır; hiçolmazsa yolsuzluk denetimleri sürdü- rülmelidir. Hûkümetin ekonomiye maliyeti çokyüksek- tir ve her gün daha da artmaktadır. Hükümet, toplum için çekiimez bir yük olmuştur. ••• Yolsuzluklaria savaşım konusundaki tutumuyla kamu- oyunda haklı sayılabilecek bir destek bulan Içışlen Baka- nı Sadettin Tantan. geçen haftanın tartışmalan sırasın- da Cumhurbaşkanı'nı, "1402'likolanlangörevegetiri- yor" diye suçladı. Bilindiği gibi, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında değiştirilen 1402 sayılı Sıkjyönetim Yasası, kamu çalışan- lannın hiçbir soruşturmaya gerek olmaksızın ışlerine son verilmesinin yolunu açıyordu. Bınlerce kamu çalışa- nı bu yolla, bir gerekçe ya da neden göstenlmeden işle- rinden oldu; mesleklerinden kovuldu. Bu nedenle yük- seköğretim de ağır bir yara aldı; yüzlerce öğretim üyesi haklı olarak 1402 ortamında çalışamayacağı anlayışıyla gorevinden istifa etti. 1402'liklerin kamuda çalışma, şikâ- yet ve yargı yoluna başvurma haftlan yoktu. Işlennden atıl- ma nedenlerini, ne çevrelerine ne çocuklanna ne de ken- dilerine anlatabilirlerdi. Sonuçlan kalıcı olan işkence ve ölümün dışında, bundan daha korkunç ne yapılabilir? Içişleri Bakanı Tantan, 20 yıl sonra, insan haklannı çiğnemenin bu en ağır biçimlerinden birini sahipleniyor; 1402'likleri suçlu görüyor; böylebiranlayışı simgeliyorol- malı ki kendilerine görev veriyor diye Cumhurbaşkanı'nı halkın gözünde karalamaya çalışıyor. Bakan Tantan, ön- ce 1402'liklerden, onlann ailelerinden ve çevrelerinden kendladına açıkçaözür dilemelidir. Sonra, 1402'likle- rin, toplam sayılannı, mesleklerinın dağılımını ve kaçının görevlerine dönebildiğini kamuoyuna açıktamalı ve on- lardan aynca devlet adına özür dilemelidir. Tantan'a biri genel, biri de özel ikı iletimiz var. Birinctsi, 1402'liklerle uğraşacağına, Uğur Mumcu cinayeti gibi, tşleyeni yani faili bilinen ancak kamuoyuna açıklanma- yan tüm siyasal cinayetleri sonuçlandırsın. Bu konuda birA)irkaç tetikçi ile yetınilmesin, dosyalann gösterdiği ne ıse onun gereğı yapılsın ve kamuoyuna açıklansın. Ikincisi, bu satıriann yazan, Şubat 1978'de, yani bun- dan tam 23 yıl önce, Türkiye Odalar ve Borsalar Biriiği'nin konferans salonundan bütçe üzerine yaptığı bir konuş- madan çıkışında kurşunlandı. Kursun sıkan ve ikı ortağı- nın toptantı salonunda çekilen fotoğraflan o günlerde po- lise iletildi. Bugüne dek hıçbır sonuç alınamadı. Bir nok- ta daha, o günlerde başbâkan yine Sayın Ecevrt'ti. Ne dersıniz Sayın Bakan; eğer eski defterter açılacak ve bızler suçlanacaksak, bu ve benzeri olaylara da bakıl- malı, değil mi? e-posta: [email protected] BATI SİGORTA BATI SİCORTA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN Şirketimizın 2000 Yılı Olağan Genel Kuıul Toplantısı aşağıdakı gündemı görüşmek üzere 30.03.2001 Cuma günü, saat 14.00'de Voyvoda (Bankalar) Cad Tütün (Ünyon) Han No: 14 Kat:4 Karaköy-îstanbul adresınde aktedılecelcür. Pay Sahıplerinin veya Vekillennın toplantıya katılma- lan ılan olunur Kendilerini vekıl vasıtasıyla temsıl ettıreceklenn tan- zım edeceklen Vekâletname şekli aşağıda gösterilmiştır Ştrketımızın 2000 yılı Bılânço, Kâr-Zarar Hesabı ıle Yönetim Kunılu Denetçı Raporlan 02.03.2001 tarıhınden ıhbaren Şirketımız Metkezınde Pay Sahiplennın tetkıkıne hazır bulunduıulacaktu". Sayın Pay Sahiplennın bılgı edınmelen, belırtilen gün ve saatte toplantıya teşnfleri rica olunur. GÜNDEM 1- Açılış ve Başkanhk Dıvanmın teşkil edilmesı, 2- Toplantı Tutanağuun unzalanması için Başkanhk Di- vanına yetkı venlmesı, 3- 2000 Hesap Yılına ait Bılânço, Kâr ve Zarar Hesabı ile Yönetim Kunılu ve Denetçı Raporlannın okunması ve Müzakeresı ıle Bılânço ve Kâr-Zarar hesabının kabu- tü konusunda karar alınması, 4- Yönetun Kunılu Üyelen ıle Denetçilenn ıbrası, 5- 2000 yılı Kâr'ı hakkında karar alınması, 6- Yıl içensınde ıstıfa ıle boşalan Yönetim Kunılu Üye- sinin yerine seçılen üyenm, üyeliğının tasvibı ve tüm üyelenn sürelennın tesbıtı, 7- Yönetim Kunılu üye sayısının tesbıtı ıle, anasözleşme- nin 11. maddesı uyannca 2 üyenın kura yolu ıle değış- örilerek yerlenne yeniden seçim yapılması. S- Anasözleşmenın 21. maddesı uyannca denetçı adedi- nın tesbıtı, seçımı ve ücretlenıun tesbıtı, 9- Dilek ve temennıler. VEKÂLETNAME ÖRNEĞt: Hissedarı bulunduğum Batı Sıgorta A Ş "nın 30.03.2001 tarihınde Voyvoda (Bankalar) Cad Tütün (Ünyon) Han No: 14 Kaf 4 Karaköy-lstanbul adresınde. saat 14.00'de yapılacak 2000 yılına aıt Olağan Genel Ku- rul Toplantısı'nda beni temsil etmeye ve gündemdekı maddelenn karara bağlanması ıçın oy kullanmaya vekıl tayin ettım VEKALETİ VEREN tsim/lmza/Tanh VEKALETİ VERENtN Sermaye Miktan: Hısse Adedi: Oy Miktan: Adresi' NM: Vekâletnamenin noter tasdiksiz olması halmde. vekâlelı verenm noter lasdiklı ımza sırküleri vekâletnameye ekleneceknr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle