29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2001 CUMARTESİ Onlar kâğıt bebek değil DUYGIIASENA Yirmili yaşlannın baijinda, birdenbire üne paraya kavuşmuşlar. Bir yol gösterenleri yok, tek başlarına oradan oraya savruluyor, var olmaya çalışıyorlar. Meslekleri için gündemdc olmaları gerekiyor. Gündemde olmalan ise magazin basınına bağlı... ünları küçümseyen, defilelerde sotalanıp bacakları, göğüsleri açılsın diye bekleyen, popolara, memelere zoom'lar yapan, haber yaratmak için kızlan denize iten, kapılarının önüne 'sahte alacaklılar' götürüp, korkutup ağlatan, mikrofonlarını uzatıp Kıbrıs sorunu hakkında görüşlerini sorup alay eden magazin basınına... Onlar güzel, onlar genç, onlar manken, onlar kadın... KJmileri için bu özellikler onlann küçümsenmesi için yeterli neden. Onlar birer kâğıt bebek değil, onlar iş dünyasında var olmaya çalışan genç kadınlar... Dört top modelle konuştum. Deniz Akkaya, Güzide Duran, Selin Toktay, Ebru Şallı. Dördü de akıllı, efendi, saygılı, mesleklerini seven, idealleri olan, kelimenin tam anlamıyla 'cid' kızlar. Herkes gibi bir meslek, bir yaşam mücadelesi veriyorlar. Belki de hak ettiklerinden çok fazla üne sahipler ve hak etmcdikleri kadar hırpalanıyorlar. Fark edemedikleri önemli şey şu; söyledikleri en basit sözün bile olay olması onlara verilen önem yüzünden değil, sadece güzel olduklan için. Çünkü güzellik bugünkü basının en önemli malzemesi. Ahp pervasızca kullanacakları ve bir çırpıda atıp unutacaklan bir malzeme... Deniz Akkaya'nın şu çarpıcı sözü durumu özetliyor aslında: "Manken olduğum için yaşama birsınr mağlup başladım." DİZİ CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Çocukluk yıllarımın unutamadığım bir anısı, bilekleri zincirle birbinne bağlanmış bir adamın iki bekçi ya da polis arasında itile kakıla götürülmesi ve bu sırada onlara söylediğı yalvarma sözcüklerinin benim çocuk benliğimde uyandırdığı acıdır... Bir başka unutulmaz anım, bir faytonun arka dingilinde kaçak seyahat etmedeyken kafama ansızın inen kamçının, ateş gibi yakan fiziksel acısından daha çok ruhumda yarattığı onur kırıklığı duygusudur... Daha sonraki yıllarda, fiziksel acıya benzeyen bir onur kırıklığı duygusunu (bu kez isyan duygusuyla birlikte) "Kuyucaklı Yusuf"un kahramanı için yaşamıştım... Bir insanın bir başka insan tarafından horlanması, aşağılanması, onurunun kırılması... Kendime ya da bir başkasına yapılmış olsun, tanık olayım ya da kitaplarda okuyayım, bundan her zaman büyük bir acı duydum... Solculuk benim için her şeyden önce, insanın insan tarafından horianıp aşağılanması karşısında duyarlı olmaktır. Bu, denebilirse eğer, solcu olmanın alt yapısıdır, dokusudur. Eğer böyle duygulara sahip değilseniz, gençliğinizde modaya uyarak solcu olup sonradan vazgeçmişseniz, size dönek diyenlere aldırmayın, aslınız neyse ona döndünüz demektir... İnsanın insan tarafından horlanıp aşağılanması karşısında duyarlı olmak solcu olmanın bir önkoşuludur ama tek başına yeterli değildir. Sadece duyarlı ve iyi insan kimliğine sahip kimseleri, kişilikleri bakımından solculukla ilişkileri bulunmayıp kuramsal bakımdan bu işin bilimini yapmış olanlara, bin kez yeğlerim. Yine de solcu olmak, kuşkusuz, hümanist olmaya özdeş sayılamaz. Hümanizmle ilgisi bulunmayan kişinin kendini solcu saymasının bir yanılgı olması gibi, solculuğun bilgisine sahip olmayan kişinin insanca duyguları da, onun solcu sayılmasına tek başına yeterli değildir. 196O'lı yılların ve yirmili yaşlarımın başlangıcında yeni kurulan Türkiye Işçi Partisi'ne duraksamaksızın üye oluşum, kişiliğimin, onun yanı sıra da lise yıllanmda okuduğum (hemen hepsi edebiyat alanında) kitaplardan edindiğim duygu ve bilgi birikimimin doğal sonucuydu. Ama solculuğun kuramsal bilgisine henüz sahip değildim. Böyle bir donanıma temel oluşturacak bilgi birıkimini ise bilimsel sosyalizmin yine o yıllarda dilimize çevrilen temel yapıtları ile yerli ve yabancı başkaca kuramsal yazılar ya da kitaplar sağladı. Türkiye Işçi Partisi'ndeki pratiğin öğrettiği en önemli şey, kuramsal bilginin de tek başına yeterli olmayacağı, bu bilginin pratikte sınanması, uygulanması gerekliliğiydi... Sadece insanca duygulara sahip olmanın solcu olmaya yetmeyeceği gibi onun yanı sıra kuramsal bilgilere sahip olmak da yeterli değildi... Halkgerçeği, ülke gerçeği, somut, pratik, güncel ya da tarıhsel sorunlar vardı... Bilgi birikiminin böyle bir aşamasında uzmanlaşma da kaçınılmazlaşıyordu... Kişiliğimin asıl eğilimi şiir üstüne düşünüp çalışmaktı... Bu noktadan sonra da benim için asıl sorun, solcu olmak ya da olmamak gibi zaten her zaman dışımda kalmış bir sorun değil; solcu kimliğimle şair kimliğim arasında, bir başka deyişle de kuramsal bilgieylemliliksanatsal çalışma arasındakı ilişki ve denge sorunlarıydı... ••• Solculuk nedir? Benim için solculuk öncelikle bir ahlâk (karakter, kişilik) onun yanı sıra bilgisel donanım, bunların yanı sıra da bir eylemlilik sorunudur. Tümünün toplamıdır. Benim için solculuk en erken çocukluğumda duyumsadığım onur duygusuna, insanlık onurunu korumak için taşıdığım duyarlılığa, ilk gençlik yıllarımın bozulmamışheyecanlarına, bilimsel sosyalist öğretinin aydınlığına sadakat; içlerinden biri olduğum emekçi insana saygı ve emeğin örgütlenmesıne ilişkin sorumluluk duygum ve bilincimdir. Kafaların ve ruhların karmakarışık olduğu bir dönemde yukardaki sözlerin kimilerine pek fazla basit ve sıradan görüneceğini biliyorum. Kavramlar birbirlerine pek fazla karışmış ve anlamlarını yitirmişlerse eğer, bir kez daha alfabeden başlamak belki yararlı olabilir... eposta:ataolb«< cumhuriyet.com.tr Faks:0 212513 85 95 Solculuk Nedir? 1977 doğumlu Deniz Akkaya, babasına inat manken olmuş, hep en iyisini istiyor Ciddiye alınmayı isteyen bir kız • •• kınklığına uğruyorsun. Bütün erkek Deniz Akkaya, hırslı. çalışkan, akıllı, çabuk eskimemek ve ciddiye almmak. arkadaşlanma âşık oldum ama hem aşk iddialı Deniz, 77 doğumlu, bir uzakyol Kavgalar sırasında kendini izlerken çok hem sevgi bir arada olmadı. Bir yıl sürdü. kaptanı ile iki üniversite bitirmiş bir ev antipatik buluyor, "Ama sen de insansın, ErdaTın belü kalıplan var, onlarla mutlu ve kadınının kızı. Özel kolejde okumuş ve bazen kapünyorsun kendini" diyor. Ona dışına çıkmak istemiyor. Erkeklerin âşık iiniversite üçüncü sınıfta eğitimini göre akıllı biri bunlardan kendini olduklan kadını hiçbir şeyle paylaşmama dondurmuş. "Amcrikan filolojisini koruyabilir. Deniz'e TV programındaki dertleri var. Bana saygı duyuyor gibi bitireceğün, anncnı de nıemnun olacak" tutukluğunu, hazırcevap olamadığını, davranıyor ve birden 'Hevesini almışsındır diyor. Bir gün TV karşısında mankcnlik tecrübeli birisi gelince onu silip artık' diyor. Bu lafa sinir oluyorum, ben ona yanşması izlerken babasının bu konudaki süpürdüğünü söylüyorum ve soruyorum; diyor muyum işini I)irak diye. Bu işi ters bir sözü üzerine, "Bilmeden konuşma daha ileride ne yapacaksın, yatak yaparken iyi bir ilişki zor, hepsi aynı sonuca diyor ve yanşmaya giriyor. Birinci üzerindeki dekolte program sunucusu mu vanyor. Kadınlar evin içinde bir obje olsun olamadığı o yanşmada Uğurkan Erez, olacaksın hep? "Özel hayaümla ilgili bir şey istiyorlar, oysa insanın hayatındaki Idşi o "Sen laf dinlemiyorsun, manken yaparlarsa ona cevap veremiyorum evet" hayaün içinde yer alnıalı. Kaduu alıyor eve olamazsuT diyor. Bu söz onu daha da diyor. İleride iyi bir televizyoncu olursa da kapabyor. Kadın da işini bırakıyor. Ama o körüklüyor, babası çocuğum doktor bunu yapmayacak. "Canlı yayına kadın artık onun beğendiği mühendis olsun dese de o kadın değil. Hep bu hatayı manken olmaya karar veriyor, • Mankenliği bırakmasının nedenlerinden yapıyorlar." Deniz şu anda bir başka yanşmada birinci birisi "Bu bir oyun" dediği kavgalardan Alican Ulusay ile birlikte, oluyor. Yanşmada birinci ortalıkta görünmeme olacak kadar güzel bir kızken kurtulmak, çabuk eskimemek ve ciddiye şöyle açıklıyor: "O estetik ameliyat olmasına ise u o alınmak. Kavgalar sırasında kendini izlerken çok nedenini kadınlann bayüdığı bir tip işin kaidesi" diye bakıyor. antipatik buluyor, "Ama sen de insansın, bazen ama mahcup delikanlı." Pek "Burnum düşüktü, kötü profil çok benzer yanlan olan veriyordum, mayn defılelerinde kaptınyorsun kendini" diyor. mankenlerin bir ortak özelhği ise iyi dıırsun diye mayonun de Hürriyet gazetesi, okuduklan yazarlar içine jel koyuyorduk, rahatsız oluyordum" geçemiyoruz, çünkü kanal agresif cevap ise yalnızca olumlu ya da olumsuz diyor. Dünyada ünlü mankenlerin çoğu vermemden kurkuyor. Ne yazık ki kendilerinden söz edenler. Deniz, kızıyla tahta gibi dediğimde, "Birkaç top model mankenlik beni hayata birsıfir mağlup aynı okula gittıği Selahattin Duman'a silikonludur, ben düz göğsü seksi bulurum, başlatü. Mankenlik kabul gören bir meslek bayihyor. "Çok yakışıklı değil ama, onu designer'lar da düz göğüs seviyor ama degü" diyor. Sonra aşkı konuşuyoruz, görmek için erken giderdim gazeteye" defilelerde en lıaüı olanlar kullaııılıyor, "Çevrenizde hep işadamlan ve diyor. Hadi Uluengin'ı, Ayşe Arman'ı ve fakat burada abarü var, yurtdışında üç işadamlanıun oğullan var, çoğu şöhrcüi gıcık olsa da Fatih Altayü'yı okuyor. Kitabı taküıyorsa burada beşalü takdıyor" diye kadın avcısı, onlara güveniyor musunuz, ise öğrenmek için okuyor, şu an elindeki anlatıyor. Hani yaptırmışken en iyisi olsun gerçek bir aşk yaşayabiliyor musunuz" diye kitap 'Tuvaletierin Sosyal Tarihi'. O da gibi. Deniz küçükken de mutsuz, hatta soruyorum. "Erdal Acar gerçekten senin diğerleri gibi başlangıçta Mesut Yümaz'ı tatminsiz bir çocuk. Teşekkür alsa takdir gibi akıllı bir kızı sahte nikâhla kandırdı beğeniyormuş ama şimdi onun da bekleyenlerden. O yüzden şimdi de çok mı" diyorum... Anlatıyor; "O haberi beceremediğine inanıyor. Akıllı bir kız mutlu değil, tahammülü azalmış, gazetecilere ben uydurdum, evlcndik diye... olduğuna göre, yararlı bir şeyler yapmak, sabırsızlaşmış. "Bu aptal sebeplerie O gece müdürierini yataktan kaldumışlar. örneğin bir sivil toplum örgütü ile çalışmak ortalıkta görünmem beni yanlış lanse Ben her gün asparagas haberlere istcr mi, merak ediyorum. Bunu o da ediyor, kendimi tanıtmamda zoriuk katlanıyorsanı onlar da bir gece istiyor, "Ama şu andaki medyatikliğimle çıkarüyor" diyor. lşi bırakmasının yataklanndan kalksınlar değil mi? Ben değil, şimdi bir örgüte girsem bundan çıkar nedenlerinden birisi "Bu bir oyun" dcdiği ErdaTa âşık oldum. Aslında kafanda sağladığımı düşünürier" diyor. mankenler arası kavgalardan kurtulmak, canlandırdığın biri oluyor, sonra hayal • ** • •• Deniz Akkaya bir kez gördüğü Eyüp Çocuk Yurdu Evleri için bir kampanyaya katılmak istiyor. Mankenlikte iddialı olmayan Güzide Duran, ileriye dönük yuva ve çocuk hayalleri kuruyor Tavuk esprisi işlerini artbrdı Güzide Duran... Dost, samimi, dürüst, ürkek. Güzide 80 doğunılu. Uzun süre Mersin'de yaşıyor. Ev kadını anne ile TIR şoförü babası o iki yaşındayken aynlıyor. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle okuyamıyor, tezgâhtarlık, kasiyerlik, güvenlik görevlerinde bulunuyor. Televizyonda bir yarışma izlerken ailesinin önerisiylc form yolluyor, elemelerde 3000 kızın arasından ilk 20'ye girmeyi başarıyor. 96'da Istanbul'a gelip bir ajansa giriyor ve kazandığı paralan hep annesine yolluyor. "tyi ki bu dört yılı medyatik geçirmedim, çünkü çok hata yapabilirdim, şimdi bile bazen televizyonda magazin programlannı izlerken midem bulanıyor, nasıl söylcmişün, nasıl yapmışım" diyor. Güzıde'ye göre, bir kez gündeme gelmişsen, artık önünü alamıyorsun. Çok mutlu olduğu bir defileden sonra öyle bir soru soruyorlar ki dünya başına yıkılıyor. Tavuk demesi bile olay oluyor. Aslında tavuk kimse değil, ama Güzide'ye sorulan en düzeyli soru 'Tavuk sotesi sever ınisin?' oluyor. Evet onlan aşağılayan bir kesim var ve bunlarla baş etmek çok zor ama, "Ne kadar tanınırsan Hyaün yükseliyor, tavuk esprisi büe iş getiriyor." Güzide çok çabuk eskiyen, yıpranan bu meslek için iddialı değil, o kim değil maalesef ayırt edemiyorsunuz. Beş yıl sonra bile adamın şoke edici yeni bir tarafım görebiliyorsun. Dikkatli olacaksın, adam hep aynı üp top kızlarla çıkıyorsa onu anlanıak kolay." Ona göre aşk tarif edilemez, insan birçok kez o duyguyu yaşıyor. "Uzun itişkiler seviyorunı. tlk andaki TÜSİAD'dan seçim anketi: • Güzide Duran, Türkiye'nin durumu ile ilgileniyor, ama doğru bulmuyor. "Başımızdaki büyüklerin bencil olduğuna inanıyorum. însanlar tepkisiz, biri bir taş atsa, başkası da atar ve taşlar çoğalır, Türkiye düzelir" diyor. ileriye dönük yuva ve çocuk hayallen kurabiliyor. Bu şöhretin geçici olduğunu biliyor. Hep aynı şöhretli ve zengin adamlarla yaşanan ilişkileri şöyle anlatıyor: "Manken, nıtbolcu, sanatçı, sosyete iç içe yaşıyor. Çevre aynı. ZenginUğc gelince anne babalar da durumu iyi olan bir danıat istemezler mi? Kim playboy elektrik aşkı tanıınlıyor, sonra sevgiye dönüşüyor. Ben ailc ortamuu, evi çok seviyorum. Ama şu an çok erken." O abartılı makyajları ve aşın süslü kıyafetler içinde yaşlanndan çok büyük duran bu kızlar özel yaşamlarında küçücük çocuk gibi. Zaten hiçbiri normalde öyle giyinmiyor. Üstelik çok pahalı, Güzide Duran, daha ciddi işlerle uğraşmayı istiyor, ama bazen defileler bağış olduğu için katkıda bulunduğunu düşünüyor. çok marka giysilere de para harcamıyorlar. Güzide'nin zayıflık konusunda sıkıntısı yok. Mesela bu sabah sıkı bir kahvaltı yapmış, sonra gözleme ve sufle yemiş. Kitap ve gazete okuyor. Son okuduğu kitap Tanrıyla Sohbet. Yapmadığı bir şey yazılırsa üzülüyor, Savaş Kalafat onu üzdüğü için okuyor. Pakize Suda ile Yener Süsoy'u seviyor. Her türlü müziği dinliyor ve lbrahinı Tathses'e hayranlık duyuyor. Türkiye'nin durumu ile ilgileniyor, ama doğru bulmuyor. "Başunızdaki büyüklerin bencil olduğuna inanıyorum. Însanlar tepkisiz, biri bir taş atsa, başkası da atar ve taşlar çoğalır, Türkiye düzelir" diyor. Ve kime oy atacağını bilmiyor. O da oyunculuğu çok sevmiş, eğitim almayı düşünüyor. Daha ciddi işlerle uğraşmayı istiyor, ama bazen defileler bağış olduğu için katkıda bulunduğunu düşünüyor. İnsan haklanna yönelik bir örgüte yardımcı olmayı düşünebiiir. Partîlerde lider sultası var ANKARA (CumhuriyetBürosu)TürkSa nayici ve İşadamlan Derneği(TÜSİAD)heyeti, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Deviet Bahçeö'yı zıyaretederek"SiyasiPartiler Yasası ve Seçim Yasası Konusunda Seçmen Ne Düşünüyor?" anketinin sonuçlannı ılettı. Ankete göre seçmenlerin yüzde 72'si siyasi partilerde lider sultası olduğunu belirtirtti. TÜSIAD Başkanı luncayÖzOhan, Başbakan Ecevit'le görüşmesine ilişkin olarak u 20O2'de bcklediğüniz ahnnuş olan karaıiann uygulamaya geçirilmesi ve ekonomidereelsektörü beluii dengeler oturduktan sonra destekleyecekyapBalçahşmalarla birlikte Sayın Başbakan 'ın ABD seyahatinde Türkhe'ye ekonomik katkılar sağlayabilecek anlaşmalar yapüabileceğinisöyledik''dedi. Siyasi Partiler ve Seçim yasası konularındaki önerilerinı hükümete ilettiklerini beürten özilhan, seçim sistemi önerisi hazırlamadıklannı, bununla ilgili çalışmalar yaptıkJannı açıkladı. TÜSlAD'ınanketine göre seçmenlerin yüzde 81'i Türkiye'nin bugünkü sıkıntılannın nedenini, milletvekillerini halkın değil, parti liderlerinin seçmesi olarak görüyor. Seçmenlerin yüzde 43 'ü dar bölge seçim sisteminden yana. Ankete katılanlann yüzde 72'si koalisyon hükümetlerinin başanlı olanıayacağı görüşünü iletti. YARIN SELtN TOKTAY: FARKLILIK YALNIZL1ĞIGETÎRÎYOR. EBRU ŞALLI: MAÇO ERKEKTENNEFRETEDERlM.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle