19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET + 22 ARALIK 2001 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(" MUMTAZ SOYSAL cumhuriyet.com.tr KKTC ve Kıbns Türk Vakıflan... T a n e r D E R V İ Ş KKTC Vakıflar tdaresi Genel Müdürii akıflar ldaresı sahip olduğu geniş. toprak varlığı ve uluslararası platformda tanınolduğu mıs. vakıf statüsü sahip ile K.K TC devtoprak leti için yaşamsalgeniş. (hayati) önem varlığı ve ulustaşımaktadır. lararası Sömürge Idaresi ile ortak platcumformda tanınhurıyet dönemlerinde olduğu gibi, toprak konusu KKTC devleti ve halkı için yaşamsal öneme sahiptir. Muhtemel tehdit unsurlarına karşı, ada genelinde sahip olduğu geniş emlak kaynakları ile Vakıtlar Idaresi, KKTC'nin toprak varlığının garantörüdür. Buna ek olarak 1997 tarihinden bu yana, Vakıflar Idaresi, üçüncü sektörü oluşturan Dünya Vakıflar Hareketi içerisindeki uluslararası yerini alrruş bulunmaktadır. Özetle, toprak varlığı sorgulanan, siyasal açıdan uluslararası platformda tanınmayan, ekonomik ambargolar altında zorlanan ve uluslararası proje ve programlardan dışlanan KKTC için, vakıfların toprak varlığı ve uluslararası düzeyde tanınmış vakıf statüsü yukarıda da belirttiğim gibi yaşamsal ve stratejik önem taşımaktadır. Vakıflann kuruluşu ve hukuki statüsü: Temel felsefesi kamu yaranna hizmet etmek olan vakıflar, Kıbrıs'ta Osmanlı yönetiminin egemenliğiyle birlikte 1571 yılında kurulmuştur. Bu tarihten günümüze kadar ada üzerinde çeşitli hükümranlıklar egemen olmuş, buna karşın "Ahkânıül Evkaf " olarak tanımlanan vakıflar hukuku ve vakıf statüsü her dönemdc, anayasal statüde tanınmıştır. 1571 tarihinden günümüze kadar geçen dört yüz yılı aşkın tarih dilimi içerisinde, 1000'e yakın vakıf kurulmuştur. Kıbns'ta faaliyet gösteren tüm vakıflar, "Ahkâmül Evkaf" hukuku çerçevesinde, Kıbns Vakıflar tdaresi'nin yö Ordusuzluk B ON DÖRDÜNCÜ yüzyılın Magrepli bilginı Ibni Haldun, kabiletoplumlarında kabilelerden birinin reisince kurulmuş krallık sülalelerinden söz ederken, bunların en fazla üç kuşak sürebildiğini yazmıştı: Babanın bilek gücüyle birleştirilmiş kabilelere dayalı devlet, oğulun çabalarıyla ancak ayakta durur, atalarının enerjisine sahip olmayan torun döneminde de yıkılır. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Afganıstan'daki kabileleri toparlayıp Ingilizleri püskürten Abdurrahman'ın kurduğu krallık, Emir Habibullah döneminde yine Ingilizlerin para desteğiyle sürdü; ama ardından tahta geçen Emanullah, çağdaşlaşma çabalarına karşı ayaklanan kabile reislerinin baskısına dayanamayıp 1929 başlarında ülkesini bırakıp gitmek zorunda kaldı. fganistan'daki "çağdaşlaştıncılann izledikleri yol, ilk bakışta Mustafa Kemal'in çızgisine benzer gözükür. Türkiye'nin Istiklal Harbi'nde olduğu gibi, istilacılara karşı dın unsurunun kullanılması orada da vardır. Ancak, Cemaleddin Afgani ve Mahmut Tarzi'nin daha önceki yüzyılda dinle çağdaş bilimleri bağdaştırmak için başlattıklan düşünce akımları orada Atatürk'teki berrak laiklik anlayışına ulaşamamış ve daha önemlisi, çağdaş bir ordunun koruyuculuğundan yoksun kalmıştır. Afganistan'da uluslaşma sürecinin kabile yapılarını aşıp başarıya ulaşamayışında bu olguların etkisi açıktır. Oraya bakınca, Türkiye Cumhuriyeti'nı kuran büyük kumandanın ne denli haklı olduğunu görmeden edemezsiniz. u bakımdan, Ikinci Dünya Savaşı sonrasından beri Türkiye'de sinsi sınsı sürdürülen bir karşıdevrimin hangi noktalarda yoğunlaşmak istediği bellidir. Laikliği geriletme ve şurasından burasından kemirme çabalarının hepsınde ulusdevleti, dolayısıyla cumhurıyetı zayıflatma niyeti yatar. Cumhuriyeti zayıflatıcı her türlü çabaya en başta cumhuriyetin kurucusu olan bir ordunun, yani bugünkü Afganistan'da bulunmayan bir gücün karşı çıkmasından daha doğal bir şey olamaz. Ama, ordunun cumhuriyeti korumak için, 12 Eylül döneminde olduğu gibı, laikliği geriletici çarelere de başvurma zorunluluğunu duyduğu zamanlarda ne gibi yanlışlara, hatta ters sonuçlara varıldığı ortadadır. Afganistan örneği, en çok Türkiye açısından düşündürücü sayılır. V netim ve denelimi altında olup A AZİZ NESİN 86 YAŞINDA Vakfımızın kurucusu, barışın, dostlıığıırı ve dayanısnıanın simgesi, canımız dedemız \ıu Nesin'in 86. Yaş gününü sevgiyle kutluyoruz. Yaş günü için 22 Aralık 2001 Cumartesi günii I1) 3023.00 saatlerinde Beyoglu Ögtetmen Kvi'nde (Meşrutiyct Cad. 112 TEPEBAŞI) düzenledigımız yemekli toplantıda tüm sevenlerı ve dostları ıle bırlıktc olınuk ıstıyoruz. Nesin Vakt'ı (,'ocukları JttlideKURAI. Zeynel ABA Ekrcm ATAER Ncv/al SjENOL Sema Davetiye Saglanması Nildcıı TUNCEL AytenTARGAN Ruhi Su KUItttr ve SanatVakfı MchparcÇALAK : Sunucu : Şiırler : . 0 532 707 57 17 : 0 212 678 08 81 0 212 245 40 32 . 0 212 2 9 1 4 9 81 Vakıtlar Idaresi, ların 1571 yılındaKıbns'ta kuruluşu kuıle rulmuşOsmanlı tüm vakıfları temsılisabet eden başlar. ıdaresine anayasal bir müessesedir. eden bu dönemde eğitim, diyanetKıbnsTürkhalkınınadaüzeişleri, sosyal yardıın ve yerindekı örgütlü yaş.amı, rel yönetim hizmetleri gibivakıfişlevler(fonksıyonlar), vakıflar çatısı altında ifa edilmıştir. Aynca, vakıf geleneğine uygun olarak kuruluş larihinden bu yana, iktısadısosyal faaliyetleri sürdürmek amacıyla, hayırsever vatandaşlar tarafıdan vakıflara geniş emlak kaynaklan özgülenmiş (tahsis edilmiş) bulunmaktadır. Vakıf geleneğinden kaynaklanan emlak özgülemeleri sonucunda, günümüzde vakıflar, ada genelinde en büyük emlak sahibi konumundadır. Sahip olduğu emlak kaynaklan, vakıf hukukundan kaynaklanan yasal statüsü ve topluma sağladığı devlet düzeyindeki sıvil örgütlenme biçimi ile vakıflar, Osmanlı idaresi döneminde, Kıbns Türk halkı adına önemli bir güç odağı olmuştur. Bu güç odağı sömürgecılerin dikkatinden kaçmamıştır. Nıtekim, 1878 yılında sömürge idaresinin ada üzerindeki egemenliğiyle birlikte, Kıbns Rum KiIısesi 'ne özerklık tanınırken vakıflar ise sömürge ıdaresi valısine bağlanmış ve "devlet dairesi" statüsüne indirgenmiştir. Sömürge idaresi döneminde Kıbns Türk halkının toprak varlığında ve nüfusunda önemli azalmalar meydana gelmiş, vakıf kaynaklan, "Ahkâmül Evkaf" hukukuna aykın bir şekılde ve yasadışı yöntemlerle entılmek ıstenmiştir. Bu dönemde, vakıf kaynaklan hukuk dışı yöntemlerle, Kıbns Rum halkına, Kıbns Rum Kilisesi'ne, yerel yönetim kuruluşlanna ve merkezi sömürge hükümetine tahsis edil miştir. Kıbns Türk halkına ve vakıflara karşı uygulanan örgütlü baskı karşısında, vakıflann sahibi olan Kıbns Türk halkına iade edilmesi ulusal kurtuluş mücadelesinin ana ve somut hedeflennden en önemlisi olmuştur. Bu hedefe 15 Nisan 1956 tarihinde ulaşılırken kurtuluş mücadclesinde önemli bir mesafe alınmış ve ulusal davaya güç kazandırılmıştır. Sonuçta, vakıflann kahcılığı, ada üzerindeki Kıbrıs Türk varlığının korunmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Bk iktisadi atılım Kuruluşundan bu yana, Vakıflar İdaresi envanterinden toplumsal amaçlar için sürekli olarak değeri bütçe hacminin çok üzerinde, bedelsiz emlak kaynaklan tahsis edilmektedir. Vakıflar Idaresi Kıbns Türk halkının iktisadi yaşamında da ilklere imzasını atmıştır. Kıbns Rum tahakkümünün egemen olduğu ortak cumhuriyet döneminde, Vakıflar Idaresi, toplum adına ılk turizm işletmesini, ilk işhanını, ilk sosyal konuru, ilk tarımsal işletmeyi ve ilk sınai teşebbüsü gerçekleştirmiştir. Ne yazık ki vakıflara karşı uygulanan emlak yağması Kıbrıs'ta Türk varlığını eritmeye yönelik tarıhsel somut bir örnektir. 18781974 döneminde, ada üzerinde yakın tarihin en büyük vakıf emlak yağması gerçekleştirilmiştir. İkı etapta gerçekJeştirilen vakıf emlak yağması, sömürge idaresinin hükümran olduğu 18781960 dönemi ıle Kıbrıs Rum tahakkümünün egemen olduğu 19601974 ortak cumhuriyet dönemine isabet etmektedir. 18781974 döneminde gasp edilmiş vakıf emlakinin iadesi Maraş davası ile başlatılmış bulunmaktadır. Vakfiyeler ve tapu kayıtlan temelinde yapılmış olan çalışmalara göre 15 bin yatak kapasitesinin bulunduğu kapalı Maraş bölgesinin yüzde 70 i vakıf emlakten oluşmaktadır. Vakıf emlakinin ada çapındaki boyutlannı mukayeseli bir örnekle açıklamak mümkündür. Ada genelinde 1000'e yakın vakıf mevcuttur. Abdullah Paşa ve Lala Mustafa Paşa Vakıfları KKTC topraklarında bulunmaktadır. Söz konusu iki vakfın toprak varlığı Kıbrıs Rum Kilisesi'nin KKTC'de bulunan toplam toprak varlığının iki katıdır. Uluslararası Faaliyetleri: Vakıflar İdaresi, 1997 yılından bu yana, Avrupa Vakıflar Birliği'nde asil üye olarak uluslararası platformda ülkemizi temsil etmektedir. Avrupa Vakıflar Birliği 1989 yılında kurulmuş olup Avrupa genelindeki vakıfları temsil etmektedir. Avrupa Vakıflar Birliği, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Dünya Bankası ile sosyalekonomikkültürel program ve projeler temelinde yakın işbirliği icerisindedir. Söz konusu uluslararası üyelik çerçevesinde, Vakıflar İdaresi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından düzenlenen sosyalekonomikkültürelproje, program ve toplantılara katılmak suretiyle ülkeye mali katkı sağlayacak ve ülke tanıtımını yapacak potansiyele sahiptir. 1991 yılından bu yana, ülkede egemen olan ekonomık bunalım sonucunda birçok kamu ve özel sektör kuruluşu tasfiye sürecine girmişken, Vakıflar İdaresi'ne bağh turizm işletmelerinde, sosyal mutabakat ilkesi çerçevesinde yatırım, verimlilik ve uzlaşma ilkelerini içeren "rasyonelleştirme modeli" geliştirilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Geliştirilen rasyonelleştirme planı çerçevesinde, personel maliyetlerinde gönülİü indirimler gerçekleştirilmiş, yenileme yatırımlan başlatılmış ve sonuçta sosyal açıdan huzurlu, işletme açısından verimli bir ortam yaratılmıştır. \ PENCERE Ah, Bu Cumhuriyet!.. Eskiden bir 'Babıâli' vardı, basının ve edebiyatın kalbi 'Bizim Yokuş'ta atardı. Sirkecı'den beş on adım otede Meserret Kıraathanesi'nde başlardı 'Yokuş', Cağaloğlu Meydanı'ndadüzleşir, Divanyolu'nu köşeleyen 'Pehlivanlar Kahvesi'nde bıterdi; yürürken Orhan Kemal'e, Peyami Safa'ya, Refi Cevat'a, özdemir Asaf'a, Elif Naci'ye vb.'ne rastlamak olasıydı; çok renkli bir yaşam vardı Babıâlı'de; mızah, nükte, espri havası bugünkü medyadan daha yoğundu. 196O'lı yıllarda Cumhuriyet'ın karşı köşesinde Safa Kılıçlıoğlu'nun 'Yeni Sabah' gazetesi vardı; kapı komşu gibiydik... Bir bayram günü Burhan Felek Cumhuriyet'ten çıkıyor, Yeni Sabah'a uğruyor, Hakkı Devrim'in odasında kahvesini içerken anlatıyor; Hakkı Devrim, üstadın söylediklerıni aktarıyor: "Felek gazeteden ayrılmadan önce başyazar Nadir Nadi merhuma uğramış. Hayırlı bayramlar dilemek için. Nadir Bey dehşetle bakmış Felek'in yüzüne; hayretler içinde. Ve bu modası geçmiş tutumu ona hiç yakıştıramadığını belli eden birifadeyle sormuş: Kuzum üstat, böyle şeyler nereden gelir hatırınıza? Işiniz mı yokAllahaşkına!.. Buyrun kahvenizi söyleyeyim de başka bir mevzu varsa konuşalım. Allahaısmartadık demek bile zor geldi bana, demişti Felek." (Radikal, 18 Aralık 2001) • Felek, Hakkı Devrım'e böyle anlatmış, ama, ben anlattıklarına inanamadım; herkesin tanıdığı bildigi Nadir Nadi çok incelikli bir kimliğe sahipti, bayramını kutlayan bir yazara böyle bir kabalık yapamazdı. Orhan Erinç'e sordum: Orhan, biz Nadir Bey 7e bayramlaşmaz mıydık?.. Gülüştük!.. Ne var ki bu konuyu ertesi günü Türker Alkan da köşesine taşımaz mı; Hakkı Devrim'e gönderme yaparak açıkladı: "Cumhuriyet ve Nadir Nadi solcuydu. Solcu olmanın koşullarından birisi, o zamanki anlayışa göre geleneksel olanın kökten reddi anlamına geliyordu." Alkan bu kadarla da kalmıyor, yazdığı kimi satırları aktarıyorum: "O koca Burhan Felek çok uzun yıllardır Cumhurıyet'te yazardı, gazeteyle neredeyse özdeşleşmişti. Nelerin olup bittiğini bilmiyorum. Fakat Cumhuriyet'te yönetimi ele geçiren sol cenahın Burhan Felek 7 aynlmaya zorladığını kestirmek zor değil. " (Radikal, 19 Aralık 2001) Alkan'ın belirttiğine göre Milliyet'e geçen Felek için Cumhuriyet'te iki satırlık bir teşekkür bile çıkmamış; ayıp değil mi?.. Dostlarım, böyledir bu Cumhuriyet!.. Bayramlaşmayı bilmeyiz, başka gazeteyetransfer eden yazara teşekkür etmeyız... Bu Cumhuriyet beni 1970'li yılların başında gözümün yaşına bakmadan kovdu... 1990'ların başında kovmaktan beteretti; dışlandım, ayrılmak zorunda kaldım... lyi de şimdi medyada Türker Alkan'ın çalıştığı grupta kovulan kovulana... ömrünü gazetesıne vermiş nice değerli köşe yazarının işine son verildi... Bizim dostlar otuz yıl önceki Felek'i unutmadıklarına göre birkaç hafta önce medyada yaşananlar için de birkaç satır yazmayı düşünürler mi?.. • • Bir Tutun Turkusu Perice ALPER Sosyolog, Paris T anhimizin, kültürümüzün, ulusal değerlerimizin, ulusal kaynaklarımızın korunması, baş eğmezliğin kazandığı onurlu bir savaş: Kurtuluş Savaşı. Cumhuriyeti bilenler, bilmeyenler, demokrasiyi anlayanlar, anlamayıp çıkarları doğrultusunda demokrasiyi yok etmeye çalışanlar, dışarıdan ithal edenler, Türk kimliğini henüz anlayamamış olanlar, kısacası 'çatışmalıbirdönenı'i geçiriyoruz. Bu engeli de aşacağız. Geç mişte olduğu gibi, el ele vererek... Cöküntü haline getirilmek istenilen bir ülkeyi, büsbütün batırmak için her türlü dış kaynak destekli çalışmalar bizleri korkutmuyor. Kimliğine ulaşamamış, beyninde hâlâ bilimlerin eksikliği olan tarihçilerimiz; destekleri de zaten dışandan. Bizlen en çok üzen; yerleşikgöçebegöçmen çatışması kavramlannın tarihte sadece, Türk tarihine özgü bir sorun durumuna ısrarla getirilmesi; uzun, yas sı, armut, yuvarlak kafa; çekik göz, düz yüz; san, siyah, beyaz ten, iskelet kavramlan. En önemlisi de dini dogmalarla aynlan insanlık... Bütün bunlar, vahşi tarih yazarlarının tarihinde kalmalıydı. Bilinmek istenmeyen bir tarihten uzaklaşmak, cksilen kültürümüzü doldurmak gereksinimini tekrar geriye dönerek, Osmanlı'ya sanlarak dolduracağımızı sanıyoruz. 1071 geliş... 700 yıllık en tartışmalı dönem... Bir güneş parlıyor: 1923 Cumhuriyeti. Ve bu gün Sevr. Oturduğumuz yere çok yakın, hatırlamak istemiyorum. Tütün Yasası! Açıkça konuşalım, Gönen dolaylannda o günleri yaşatan bir türkü yakılmış: Debboy önünde diken Kör oisun yere döken Reci tütünü değil mi Benim bclinıi büken? Fenerler asılıyor Hep evlcr basılıyor Mustafaglar'ı sorarsan Gazataya basılıyor. O gün kazanılmış zafer adına söyleyelim hep. Saygılar. üijlıı pıolokül ııygulaınasıııa, luı ııygulanıayı ya.salaşlırmü gınjiınine kurşı ve BAĞIMSIZYARGIYI SAVUNMAYI SAVUNUYORUZ lnfoMobil+ DÖVJZ forum MESLEK SIRRI: toplumun Jemokratik örgütlenmesinde vdzgc^nmcz • m u a u a ^ avııkatın değil, birevin temel hakkı, I GÜVENCESİ kurunu merak ettiğinizde: Tarıh : 23.12.2001, Pazar Saat : 14.00 Yer : Cemal Reşit Rey Konser Salonu Harbiye arıa Isteyin yeter. Adana Barosu, Adıyaman Barosu, Ağrı Barosu, Aksaray Barosu, Amasya Barosu, Ankara Barosu, Artvin Barosu, Aydın Barosıı, Batman Barosu, Bingöl Barosu, Bursa Barosu, Denızlı Barosu, Dıyarbakır Barosu, Edırne Barosu, Hrzurum Barosu, ['.skışehır Barosu, (jıresun Barosu, Istanbul Barosu, Izmir Barosu, Karabük Barosu, Kastamonu Barosu, Kayserı Barosu, Kııklarelı Barosu, Kocaeli Barosu, Kahramanmaras Barosu, Külahya Barosu, Malatya Barosu, Mardın Barosu, Mersın Barosu, Muğla Barosu, Ordu Barosu, Rızc Barosu, Sıvas Barosu, Şanlıurt'a Barosu, Trabzon Barosu, Van Barosu, Yalova Barosu, Zonguldak Barosu, Tıınceli Barosu. GSm'IBDD Her Arıa hattmın içindeki dertsiz tasasız bilgı servisi: *1ÜÜ# Kısaltma ezberletmez, wap istemez. Telefondan *100// ^evrilir, menüsüne (jırılir. Rcstorı fala, sinemaya, döviz kuruna, nöbetçi eczaneye ve başk.ı pck cok şcyo bir bir b.ıkılır. Isto girilir, cevabı kısa mesajla hemen gelir. Üstelık bilgi ıst(Mnck ? tTu^s.ıj fıy.ıtıııa, mcnudo yc ArlaMerkez 4 4 4 1 555 www.arli.com.tr Dosya No: 2001/22 Davacı Orman Idaresi tarafından davalılar Selahattin Yıldırım ve arkadaşları aleyhıne Of, Ugıırlu Köyü, ada 32, parsel 3065 no'da kayıtlı taşınmazın orman olduğu nedenıyle davalılar adlarına yapılan tespılin ıptalı ıle orman olarak lla/ıııc adına tescılıne ılıskın kadastro tespıtıne ıtıraz davasının yargılaması a^amasında davalılardan Clülsüme Aydın, tiülbeyaz Çakır ve Sariye Topçu'ya dava dilekçesi teblig edilemediğınden ılanen teblig yoluna gıdılınıştır. Bu kez durusmanın 1.2.2002 günü saat 9"a bırakıldığı, davalıların anılan günde mahkemede hazır bulunarak veya bir vekılle kendilerini temsil ettirerek tüm belge ve delillerinı sunmaları, aksi halde yargılamaya yokluklarında devam edılcrck karar verıleceği hususu davalılara teblıgat yerıne geçmek üzere ılan olunur. Basın: 78053 GERİKALMIŞL1ĞIN PANZEHİRİKÜLTÜR. KÜLTÜRÜN ZEHİRİKORSAN KlTAPTIR! Bilim ve Edebiyat Escri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) OF KADASTRO MAHKEMESl'NDEN işte Aria'ya katılmak için bir neden daha! 555
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle